ANASAYFA       SONDAKİKA       GÜNDEM       MAGAZİN       SİYASET      

23 Ağu 2015

Şehit yüzbaşının yarbay ağabeyi isyan etti!

Şırnak'ın Beytüşşebap ilçesindeki Ayvalık Jandarma Karakoluna düzenlenen terör saldırısında şehit olan Jandarma Yüzbaşı Ali Alkan, Osmaniye'de defnedildi. Cenaze töreni sırasında şehidin Yarbay ağabeyi Mehmet Alkan isyan etti.
Şırnak'ın Beytüşşebap İlçesi’nde cuma gecesi Ayvalık Jandarma Karakolu’na roketatar ve otomatik silahlarla saldıran PKK’lı teröristlerle kahramanca çatışıp şehit olan Yüzbaşı Ali Alkan, memleketi Osmaniye’de 15 bin kişinin katıldığı törenle son yolculuğuna uğurlandı. Cenaze törenine üniformasıyla katılan şehidin ağabeyi Jandarma Yarbay Mehmet Alkan, "Düne kadar çözüm diyenler ne oldu da sonradan savaş diyor. Saraylarda 30 tane korumayla gezip, zırhlı arabalara binip ’Şehit olmak istiyorum’ diye bir şey yok" diye feryat edip tepki gösterdi. Cenaze namazı sırasında Ak Parti milletvekillerine tepki gösterilince, namaz kısa sürede kıldırılıp gerginlik önlenmeye çalışıldı. Bekar olan 32 yaşındaki Yüzbaşı Ali Alkan’ın naaşı dün Şırnak’ta yapılan törenin ardından helikopterle Osmaniye’deki Şehit Halil İbrahim Karaoğlanoğlu Kışlası’na getirildi ve Osmaniye Devlet Hastanesi morguna konuldu. Bekar olan ve 1.5 yıl önce de annesi Fatma Alkan’ı kaybeden şehidin cenazesi bugün öğle saatlerinde hastaneden alınıp önce helallik için Fatih Mahallesi 3026 sokaktaki baba evine getirildi.

NE YÜZLE ÖN SAFA GEÇİYORSUNUZ 
Helallik alınmasının ardından şehit Yüzbaşı Ali Alkan’ın cenazesi, tören için Envar’ul Hamit Camii’ne getirildi. Osmaniye’nin 1 Ağustos’tan bu yana verdiği 6’ıncı şehit olan Ali Alkan’ın cenaze törenine, Osmaniye Valisi Kerem Al, Ak Parti, CHP ve MHP milletvekilleri, Osmaniye Belediye Başkanı MHP’li Kadir Kara, askeri ve mülki erkan ile büyük bir kalabalık katıldı. Ak Parti Osmaniye milletvekilleri Suat Önal ile Mücahit Durmuşoğlu ve Ak Parti İl Başkanı Hamza Tor alana gelip cenaze namazı için ön safa geçmek istediği sırada kalabalıktan bir kişi "Sizin burada işiniz yok. Defolun buradan" diyerek tepki gösterdi. Bunun üzerine şehidin yakını olduğunu belirten bir başka kişi de "Ben şehit yakınıyım, ön safta değilim, bu çapulcuların önümde ne işi var" dedi. Ak Parti milletvekillerine ön safta protokol yeri açtığı için bazı kişiler cenaze namazını kıldıran Osmaniye Müftüsü Ramazan Çortul’a tepki göstererek, "Kula kulluk yapma, makamına saygı göster" diye bağırdı.
SAYIN CUMHURBAŞKANI NE ANLAŞMASI YAPTIN? 
Gelen tepkiler nedeniyle Ak Partili milletvekilleri Suat Önal ve Mücahit Durmuşoğlu ile İl Başkanı Hamza Tor, kalabalık tarafından alandan uzaklaştırılırken, şehidin teyzesinin oğlu Ahmet Şahin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenirken şöyle dedi: "Ne anlaşması yaptın ki, bu vatan evlatları böyle gidiyor? Bu ne anlaşmasıdır? Bunun sonu ne zaman gelecek? Vatan evlatları daha ne kadar yatacak burada? Neden Türkiye ayağa kalkmıyor? Türkiye neden uyuyor? Çözüm süreci bu mu? Çözüm burada yatıyor." Şehit Yüzbaşı Ali Alkan’ın 8 kardeşinden ağabeylerinden biri de "Ben alıyorum, götürüyorum. Bu cenaze namazı Alayda kılınacak. Ben burada bu çapulcularla birlikte istemiyorum cenaze namazını" dedi. Osmaniye Belediye Başkanı Kadir Kara, acılı ağabeyin ağzını kapatarak sakinleştirmeye çalıştı. Daha sonra arka saflarda duran şehidin diğer ağabeyi Jandarma Yarbay Mehmet Alkan, şapkasını çıkarıp ’Bırakın beni’ diyerek tabutun başına geldi. Şehidin babası Hasan Alkan ile ağabeyi Deniz Astsubay Başçavuş Mustafa Alkan ise törende güçlükle ayakta durabildi.

YARBAY AĞABEY FERYAT ETTİ: BUNUN KATİLİ KİM? 
Tepkilerin artması üzerine Osmaniye İl Müftüsü Ramazan Çortul, gerginlik daha da tırmanmadan namazı kıldırmak için ’Allahuekber’ diye tekbir getirip halkı cenaze namazına davet etti. Ancak törene katılanlar bir türlü sakinleştirilemedi. Müftü Çortul ile birlikte Belediye Başkanı Kadir Kara ve yanındaki imamlar namaza durdu. Namazın ardından tabutun başına gelen Yarbay Mehmet Alkan şehit kardeşine "Ali’m" diye seslendi ve hırsından şapkasını çıkarıp bağırarak, "Buradaki vatan evladı daha 32 yaşında. Vatanına, sevdiklerine doyamadı. Bunun katili kim? Bunun sebebi kim? Düne kadar çözüm diyenler ne oldu da sonradan savaş diyor" diye feryat etti. Askerler tarafından omuzlara alınan şehit Yüzbaşı Ali Alkan’ın tabutu taşınırken ağabeyi Yarbay Mehmet Alkan bu kez , "Saraylarda 30 tane korumayla gezip, zırhlı arabalara binip ’Şehit olmak istiyorum’ diye bir şey yok. Git o zaman oraya git" diye haykırdı. Güçlükle sakinleştirilen şehit ağabeyi Yarbay Mehmet Alkan, cenazenin defnedileceği mezarlığa polis otosunda götürüldü.

MHP’Lİ YILMAZ: GÖSTERİŞİN ZAMANI MI? Cenaze törenine MHP Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Karakaya ile birlikte katılan Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz, "Cenaze törenleri gösteriş yeri olmamalı" diyerek gerilimin artmasına Ak Parti milletvekilleri Suat Önal ve Mücahit Durmuşoğlu ile Ak Parti İl Başkanı Hamza Tor’un neden olduğu görüşünü savundu. MHP Milletvekili Yılmaz, şunları söyledi: "Camiden namazdan çıkıp cenaze namazı için saf tutarken, doğal olarak aile fertleri ön sıraya yerleştirildi. Biz de Genel Başkan Yardımcımız da orada olmasına rağmen geri planda saf tuttuk. Tam bu sırada AKP’liler eze eze ön safa yürümek istedi. Aile çevresi buna tepki gösterince gerginlik oldu. Gerginlik artınca da müftü hemen namazı kıldırdı, bu yüzden binlerce kişi toplanmışken acele ile namaz kıldırılmış oldu. AKP’lilerin bu gösteriş merakını anlayamıyorum. Gösterişin zamanı mı? Osmaniye 24 günde 6’ncı şehidini vermiş. Burada her kesimden insan birlikte şehidine sahip çıkıyor. Bu olup bitenlere büyük bir tepki ve üzüntü var. Açılıma tepki var. Orada dikkatli olmak lazım. Biz tüm ocak başkanlarımızın gayreti ile kontrol sağlamaya çalıştık. Yürekleri yananlar haykırıyordu, arkadaşlarımız ağızlarını kapattı."

OSMANİYE, 220’İNCİ ŞEHİDİNİ UĞURLADI 
Yaklaşık 15 bin kişinin teröre lanetleyen sloganlar eşliğinde arkasından geldiği Osmaniye’nin 220’inci şehidi Jandarma Yüzbaşı Ali Alkan’ın cenazesi, Asri Mezarlığı’na götürüldü. Şehit Alkan, buradaki Garnizon Şehitliği’nde göz yaşları arasında toprağa verildi.

1500 POLİS GÖREV YAPTI 
1 Ağustos’ta Jandarma Uzman Çavuş Ali Gökçe’yi, 4 Ağustos’ta Jandarma Uzman Çavuş Mehmet Acar ile Piyade Uzman Çavuş Hüseyin Ölmez’i, 12 Ağustos’ta Fatih Gökşen’i, 15 Ağustos’ta da Jandarma Astsubay Muhammet Gürlek’i şehit veren Osmaniye’ye dün de Jandarma Yüzbaşı Ali Alkan’ın şehit haberi geldikten sonra yaklaşık 30 kişilik bir grubun HDP il binasını taşlaması üzerine cenaze töreninde geniş güvenlik önlemleri alındı. Osmaniye Emniyet Müdürlüğü, tören için 1500 polis görevlendirirken, HDP Osmaniye il binasının da bulunduğu Dr. Sadık Ahmet Caddesi ile Ak Parti il binasının bulunduğu Akyar Caddesi’ni bariyerlerle trafiğe kapattı. Önlemler çerçevesinde Atatürk Caddesi ile Dr. Ahmet Alkan Caddesi’nde park yasağı uygulandı ve tören öncesinde caddelerde park halindeki araçlar polis anonslarıyla kaldırıldı.

YİYEMEDİĞİ KÖMBE CENAZE EVİNDE DAĞITILACAK 
Öte yandan MHP İl Kadın Kolları da, babası Hasan Alkan’dan son isteği olan ve daha eline ulaşmadan şehit düşen Ali Alkan’ın yiyemediği Bayram Kömbesini (yöresel kurabiye) taziye evinde dağıtmaya karar verdi.



Kaynak:DHA(Osmaniye - İbrahim EMÜL-Salih ÜÇTEPE-Çağlar ÖZTÜRK)

20 Ağu 2015

Saray'dan sert açıklama!

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Bülent Gedikli, "Hem koalisyon kurulmasına yanaşma, hem seçim hükümetine üye verme, sonra da kalkıp maliyet vatandaşın cebinden çıkacak de, faiz artsın diye propagandaya başla. Türkiye'yi hükümetsiz bırakan ve bunu da bile isteye yapanların vebalidir ekonomide de sosyal hayatta ve güvenlikte de yaşanan sıkıntılar" dedi.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Bülent Gedikli, yaptığı yazılı açıklamada şu ifadeleri kullandı: 
"14 yıllık siyasi istikrar boyunca ekonomide zaman zaman ortaya çıkan ‘fırsatçıları’ kimi zaman faiz lobisi, kimi zaman kaos lobisi, kimi zamanda kan lobisi diye nitelendirdiğimiz de bize komplo teorisyeni dediler. Özellikle gezi olaylarından bugüne kadar yaşananları kronolojik olarak ekonomik verilerle alt alta yazdığınızda Türkiye üzerinde oynanan oyunu çok rahat görebilirsiniz. Koalisyon masasına kırmızı çizgi ile oturup, istemeyiz diye kalkanlar şimdi de seçim hükümetine üye vermeyeceğiz diyorlar. Koalisyonun kurulamamasının nedeni olarak sürekli olarak Ak Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan olarak göstermek isteyenler Türkiye'nin çıkarlarını düşündükleri iddiasında bulunuyorlar. Akla mantığa uymayan çelişkiler bunlar. Öncelikle Sayın Başbakan koalisyon için iyi niyetle görüşmelerini gerçekleştirmiş, akabinde anlaşma sağlanamamıştır. Arkasından bir erken seçim mecburiyeti doğmuştur ancak başta CHP ve MHP seçim hükümetine üye vermeyeceğiz diyerek asıl amaçlarını ortaya koymuşlardır. AK Parti HDP ile seçim hükümeti kurmak zorunda bırakılarak, bu kendi seçmen tabanlarına ‘işte bakın bunlar aslında kimle ortaktı’ şeklinde propaganda malzemesi yapmak. Amaç bununla da sınırlı değil tabi asıl hedef ekonomi üzerinden vurulmak istenen darbedir.”

NASIL AHENK İÇİNDELER, NASIL KOORDİNELİ ÇALIŞIYORLAR
"Türk Lirası'ndaki değer kaybı düzensiz, reel faizler kura istikrar getirmeye yetecek kadar yüksek değil ve Merkez Bankası acil faiz artırımına gitmeli diye açıklamalar yapmaya başladı” diyen Gedikli, “Arkasından hemen ana muhalefet partisinden kur maliyetini vatandaş ödeyecek açıklamaları geldi. Nasıl ahenk içindeler nasıl koordineli çalışıyorlar. Hem koalisyon kurulmasına yanaşma hem seçim hükümetine üye verme sonra da kalkıp maliyet vatandaşın cebinden çıkacak de, faiz artsın diye propagandaya başla. Türkiye'yi hükümetsiz bırakan ve bunu da bile isteye yapanların vebalidir ekonomide de sosyal hayatta ve güvenlikte yaşanan sıkıntılar. Bunların neden olduğu her sorunu her krizi yine bizler Allah’ın izniyle aşacağız” ifadelerini kullandı.



Kaynak:Posta.com.tr

17 Ağu 2015

Hdp'den Cumhurbaşkanı ve Başbakana çağrı!

CHP'den sonra HDP'den de Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'na çağrı geldi...
HDP Diyarbakır Milletvekili İdris Balüken, Twitter'dan yaptığı açıklamada şunları söyledi: "AKP Hükümeti tüm ülkeyi aile şirketi gibi yonetemeyecegini bilmeli,Başbakan bir an önce görevi iade etmelidir... Davutoğlunun görevi iade için Erdoğan'la istişareyi beklemesine gerek yoktur. Halkımızın verdiği yetkiyi 39 gün boyunca kullanamamıştır. Hükümet kurma görevi olası sonuçlara bakmadan Sn.Kılıçdaroğluna bir an önce verilmelidir..."

Koalisyon için kritik randevu sona erdi!

Başbakan Davutoğlu ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin bugün saat 14.00'te buluşacağı açıklanmıştı; Davutoğlu, 14:20'de geldi. Bahçeli'nin Meclis'teki makamında 2 saat 26 dakika süren görüşme sona erdi.
Bahçeli'nin yanında MHP Gaziantep milletvekili Semih Yalçın yer aldı. Gerüşme sonrası ilk açıklamayı Davutoğlu ardından Bahçeli yapacak. MHP görüşmeden önce de 4 şartını açıkladı.

1. Anayasa'nın ilk dört maddesi değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez. Bu, MHP'nin vazgeçilmez şartıdır.

2. Çözüm süreci eksiksiz ve bahanesiz olarak ortadan kaldırılması, Sürecin tümüyle tasfiyesi, müzakere kabul etmeyen talep ve isteğimizdir.

3. Toplum hayatını felç eden, adalet ve ahlak kurallarını hiçe sayan rüşvet ve yolsuzluk iddialarının 17-25 Aralık kapsamında tekrar ele alınarak, ucu kime dokunursa dokunsun üzerine gidilmesi tartışmasız isteğimizdir.

 4. Anayasal yetki ve sorumluluklarını inat ve ısrarla çiğneyen, hiçbir kural tanımayan Cumhurbaşkanı'nın, görevinin gerektirdiği meşru ve hukuki zeminde bulunmasının yanı sıra kuvvetler ayrılığı prensibinin parlamenter demokrasiyle muhafazası, sağlıklı bir koalisyon için aradığımız temel kriterdir.

 Adalet ve Kalkınma Partisi ile Cumhuriyet Halk Partisi arasında bir ay boyunca yapılan koalisyon görüşmelerinden sonuç çıkmadı. Bu görüşmelerin sonunda bir açıklama yapan Başbakan Ahmet Davutoğlu, daha önce bir kez daha görüşmeye açık kapı bırakan MHP lideri Devlet Bahçeli'den randevu isteyeceğini açıkladı. Ancak MHP'nin koalisyon konusunda katı şartları olduğunu hatırlatan Başbakan, bundan sonra Türkiye'nin önündeki en güçlü seçeneğin erken seçim olduğunu da sözlerine ekledi. Başbakan ile MHP Genel Başkanı'nın görüşmesi 14:00'te başlayacaktı. 20 dakika gecikmeyle başladı görüşme.

 Görüşmeye AK Parti'nin nasıl bir teklifle gideceği resmen açıklanmadı ancak gündemdeki tüm seçeneklere MHP'nin bakışı biliniyor. MHP Genel Başkanı daha önce seçim hükümetlerine ve erken seçime destek vermeyeceklerini açıklamıştı. Bahçeli yaptığı son yazılı açıklamada ise AK Parti'yi bir kez daha CHP ile görüşmeye çağırmıştı. Ancak iki parti arasında bu yönde bir görüşme olmadı. Başbakan Davutoğlu ise görüşmeden bir gün önce MHP ile temasları yürüten AK Parti ile heyeti ile bir toplantı yaptı. MHP lideri ise partisinin Merkez Yönetim Kurulu'ndan görüşme için tam yetki aldı.



Kaynak:Al Jazeera

14 Ağu 2015

Bahçeli'den bomba koalisyon açıklaması

MHP lideri Bahçeli: Koalisyon için az da olsa bir umut kırıntısı var.
MHP lideri Devlet Bahçeli, koalisyon görüşmelerine ilişkin yaptığı basın açıklamasında; "Beklentimiz, AKP ile CHP'nin dürüstçe, hiçbir hesap yapmadan, korkularını aşarak, anlaşmazlığa neden olan tekliflerini soğumaya alarak tekrar bir araya gelmenin yollarını bulmalarıdır. Bu şartlar altında Türkiye hükümetsiz bırakılmamalıdır" dedi. MHP lideri Devlet Bahçeli, koalisyon görüşmelerine ilişkin yaptığı basın açıklamasında; "Kamuoyuyla paylaştığımız daha önceki ilke ve şartlarımızın kabulü halinde, önce ülkem ve milletim diyen Türk siyasetinin 46 yıllık dev çınarı Milliyetçi Hareket Partisi değil elini, gövdesini taşın altına koymaya kararlıdır. Hiçbir şey bitmiş gibi düşünülmemelidir. MHP varsa her zaman Türk milleti ve Türkiye için ümit vardır" dedi. MHP lideri Devlet Bahçeli, koalisyon görüşmelerine ilişkin yaptığı basın açıklamasında; "Seçim tekrarına olumlu bakmamız mümkün olmadığı gibi, azınlık hükümeti ya da seçim hükümeti kurulmasına da sıcak yaklaşmamız olmayacak bir şeydir" dedi.



Kaynak:Posta.com.tr

Bizler bu ülke için şehit olmaya hazırız!

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, PKK terör örgütüne pabuç bırakmayacaklarını belirterek, "Türkiye'nin büyümesi devam edecek. Kim ne derse desin, hangi manileri önümüze koymaya çalışırsa çalışsın biz vazgeçmeyeceğiz. Biz bu yola başımızı koyduk. Bizler bu ülke için şehit olmaya hazırız" dedi.
Aksa Enerji tarafından Bolu’nun Göynük İlçesi’ne yaptırılan Aksa Göynük Termik Santrali’nin açılışına Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu Başkanı Mustafa Yılmaz, Türkiye Kömür İşletmeleri Genel Müdürü Mustafa Aktaş, Bolu Valisi Aydın Baruş, Ak Parti Bolu Milletvekilleri Ali Ercoşkun ve Fehmi Küpçü, Aksa Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Cemil Kazancı, daire müdürleri ve davetliler katıldı. Aksa Enerji’nin 390 milyon dolarlık yatırımla faaliyete geçirdiği 270 megawat kapasiteye sahip santral yılda 2 milyar kilovat saat üretim yapacak. Aksa Göynük Termik Santrali bölgedeki Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu’nun linyit kömürü sahalarını kullanacak. Törende konuşan Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce milletler yarışında çok çalışılması gerektiğini belirterek, "Yerin altındaki bir gram madeni değerlendireceğiz. Hem kalkınacağız, hem tabiatı koruyacağız. Hem kalkınacağız, hem de tüm tabiatı perişan eden ülkelere örnek teşkil edeceğiz" dedi.

BİZ BU ÜLKE İÇİN ŞEHİT OLMAYA HAZIRIZ 
Enerji ve Tabii Kaynaklar bakanı Taner Yıldız da, PKK terör örgütüne pabuç bırakmayacaklarını belirterek şunları söyledi: "Türkiye’nin büyümesi devam edecek. Kim ne derse desin, hangi manileri önümüze koymaya çalışırsa çalışsın biz vazgeçmeyeceğiz. Biz bu yola başımızı koyduk. Kim olursak olalım, bizler de bu ülke için şehit olmaya hazırız. PKK terörüne biz hiçbir şekilde pabuç bırakmayacağız. Biz ithal petrolden kurtulmak isterken, Türkiye Petrolleri’nin Diyarbakır’daki petrol alanını PKK bombaladı. Biz bu tesisten elde ettiğimiz geliri 78 milyonla beraber paylaşacağız. Ne oldu şimdi? Siz bir petrol kuyusunu bombaladınız da benim oradaki Kürt kardeşim bundan pay mı aldı? Kürtçülük adına yola çıktıklarını söyleyen PKK kime zarar verdi?" Taner Yıldız, Aksa Göynük Termik Santrali’nden devletin 20 yılda 1.5 milyar lira kazanacağını söyleyerek, "Aksa Enerji finansmanını getirdi, yatırımını buraya yaptı. Biz kömür için özel sektörle ortak olduk. 20 yılda buradan 1.5 milyar lira civarında pay alacağız. Bu dev tesisle her yıl yurtdışına 100 milyon dolar civarında daha az para vereceğiz. Devlet bir kuruş para koymadı" diye konuştu. Konuşmaların ardından Yıldız, Güllüce, Cemil Kazancı ve protokol üyeleri tesisin açılışını yaptılar. Taner Yıldız işçilerin isteklerini üzerine fotoğraf çektirdi. Yıldız açılışın ardından dövizler açarak kendisiyle görüşmek isteyen arazileri kamulaştırılan Himmetoğlu Köyü’nde yaşayan vatandaşların sorunlarını dinledi. Bakan Yıldız, Yaşar ve Ümran Başar çiftinin daveti üzerine evlerini ziyaret ederek, kahve içti. Yıldız daha sonra İstanbul’a gitti.



Kaynak:Posta.com.tr

MHP'li Karakaya'dan flaş koalisyon açıklaması!

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Karakaya, koalisyon kurmak için öne sürdükleri şartların kabul edilmemesi durumunda AK Parti ile görüşmenin bir anlamı olmadığını, ancak koalisyon kurulması niyeti olması durumunda bunun 3-5 günde sonuçlanacağını söyledi.
MHP olası bir koalisyon için "çözüm sürecine son verilmesini, yolsuzluk dosyalarının açılmasını ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın anayasal sınırlarına çekilmesini" talep ettiğini belirtiyor. Reuters'ın sorularını yanıtlayan Karakaya, "MHP ile koalisyon şartlarını kabul edemem diyorlarsa gelmenin bir anlamı yok... Bizimle koalisyonu görüşeceklerse ve anlaşma niyetleri varsa bu iş öyle 35 günde değil, 3-5 günde bitebilir. Gerisi protokole kalır" dedi.Haziran'daki seçimlerde AK Parti tek başına hükümeti kurma çoğunluğunu kaybederken, Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni hükümeti kurma görevini 9 Temmuz'da Başbakan Ahmet Davutoğlu'na vermişti. Koalisyon turları neticesinde AK Parti ile CHP arasında uzlaşma sağlanamamış, AK Parti MHP'den görüşme için randevu istemişti. Hükümet kurmak için alınan yetkinin süresi 23 Ağustos'ta sona erecek. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de dün yaptığı yazılı açıklamada, AK Parti ile görüşmeye hazır olduklarını ancak koalisyon şartlarının da geçerliliğini koruduğunu açıklamıştı. MHP'nin süreç içerisinde sorumluluk almadığı yönünde yapılan değerlendirmelerin gerçeği yansıtmadığını dile getiren Karakaya, "Ülke için en uygun formülleri ortaya koyduk. AKP-CHP görüşmeleri sonlanmadan bu konuda açıklama yapmadık. Görüyoruz ki, AKP ülkeyi seçime götürmeye hazırlanıyor. O zaman bize açık açık koalisyon istemediklerini söylemeliler" dedi. Ülkenin 7 Haziran'dan bu yana şartlarının değiştiğini ve şu anda önceliğin seçim olmadığını kaydeden Karakaya, "Azınlık hükümeti ile gidilecek bir seçimden söz edenler var. Bu hükümet de azınlık hükümeti. Dolayısıyla biz böyle bir talebi reddederiz. Şu andaki hükümet geçici hükümettir. Türkiye'yi seçime zorlayanlar sıkıntıda kalırlar" dedi. "Biz erken seçim demiyoruz. Ama seçimden de kaçmıyoruz" diyen Karakaya, "Ancak şu an ülkenin içinde bulunduğu şartlar, HDP'nin Meclis'e girmesi, PKK'nın her tarafta saldırıya kalkışması güvenlik riskini öne çıkıyor. Güvenlik meselesi hallolmadan seçime gitmek nasıl olacak? Böylesi bir ortamda seçimin çok sağlıklı sonuç vereceğine inanmıyoruz. Çünkü 20,000 sandıkta bir kontrol sorunu ortaya çıkacaktır" dedi.



Kaynak:Hürriyet (Reuters)

13 Ağu 2015

Ak Parti'den flaş son dakika açıklaması!

AK Parti kaynakları: Süreli reform hükümeti teklif edildi.
AK Parti kaynakları, "AK Parti'nin CHP'ye koalisyon görüşmelerinde, 3 aylık seçim hükümeti teklif etmediğini, süreli reform hükümeti teklif ettiğini" bildirdi. CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hükümet kurma süreci kapsamında, Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu ile gerçekleştirdiği görüşmeye ilişkin, "Bize şu ana kadar bir koalisyon önerisi gelmiş değildir, bir seçim hükümeti önerisi gelmiştir" açıklaması üzerine AK Parti kaynakları, "Üç aylık seçim hükümeti önerilmedi, süreli reform hükümeti teklif edildi" açıklamasını yaptı.



Kaynak:Posta.com.tr

11 Ağu 2015

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan flaş koalisyon açıklaması

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Koalisyon görüşmeleri için yasal süre olan 45 günü aşan bir esnetme yetkim yok. Başbakan'a görev verdim o da işini yapıyor. (Erken seçim olur mu?) Meclis Başkanı ile görüşerek götürebilirim. Meclis de götürür.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Necdet Özel'e verilen Devlet Şeref Madalyası sonrası kuliste gazetecilere açıklamalarda bulundu. Erdoğan şunları söyledi:

'CUMHURBAŞKANI YETKİLERİ İÇİNDE KALSIN' TARTIŞMASI 
(Cumhurbaşkanı, kendisi anayasal çizgi içerisinde kalsın) ifadelerini kullananlar, onlar Anayasa’nın içerisinde ne olduğundan haberi yok. Bulundukları konumdan haberleri yok. Onlar önce adresleri öğrenmeleri lazım. Adresleri de bilmiyorlar. Şu anda Sayın Başbakan’a hükümet kurmak üzere görevi verdim. Kendisi çalışmaları sürdürüyor. Şu anda anamuhalefet partisiyle gerek heyetlerin yaptığı görüşmeler var, dün Sayın Başbakan’ın yaptığı görüşme var. Televizyonda izlediğimiz kadarıyla perşembe, cuma tekrar görüşmelerinin olacağını duyduk. Temenni ederim ki hayırlı olur.

"SAYIN BAŞBAKAN MHP İLE DE BİR GÖRÜŞME YAPABİLİR" 
Ama öbür tarafta Milliyetçi Hareket Partisi’nin de yine aynı şekilde heyet temsilcileriyle yaptığı görüşmeler var. Bilemiyorum, belki Sayın Başbakan bu arada onlarla da bir görüşme yapabilir veya yapacaktır. Bunlar şu anda benim tasarrufum içerisinde olan işler değildir. Meclis Başkanımla danışmam gereken, görüşmem gereken anlarda da muhakkak kendisiyle bu konuları tabii ki görüşeceğim. Şu anda da zaten görüşüyorum, görüşürüm. Niye? Ülke kesinlikle hükumetsiz kalmamalı, başsız kalmamalı.

ERKEN SEÇİM OLUR MU? 
Koalisyon görüşmeleri için yasal süre olan 45 günü aşan bir esnetme yetkim yok. Başbakan'a görev verdim o da işini yapıyor. (Erken seçim olur mu?) Meclis Başkanı ile görüşerek götürebilirim. Meclis de götürür.



Kaynak:Posta.com.tr

10 Ağu 2015

MHP lideri Bahçeli'den açıklama!

Bahçeli: AKP ile CHP Genel Başkanları daha fazla zaman kaybına izin vermeden koalisyon zemininde bir araya gelemek için fedakarlık göstermeleri ülkemiz için hayati önem taşımaktadır.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AKP ve CHP'ye çağrıda bulunarak, "Türkiye'nin geçici hükümetle daha fazla devam ve idaresi mümkün değildir. AKP ve CHP Genel Başkanları daha fazla zaman kaybetmeden koalisyon için fedakarlık göstermeleri ülkemiz için hayati önemdedir" dedi.

TÜRKİYE ARTIK NEFES ALMALI 
7 Haziran'da sandıktan koalisyon mesajı çıktığını belirten MHP Lideri, "AKP-CHP koalisyon hükümeti bu hafta içinde mutlaka kurulmalı, Türkiye artık nefes almalıdır" ifadesini kullandı.

KAÇAK GÜREŞME SİYASİ SORUMSUZLUK 
“Seçimlerin üzerinden 65 uzun gün geçmesine rağmen demokratik normalleşme, siyasi uzlaşma ve istikrar özlemleri henüz vasat bulamamıştır. Ekonomik dengelerdeki bozulma, sosyal gerilim ve siyasal cepheleşmelerdeki yoğunlaşma bölücü terör örgütünün hain saldırılarına eş zamanlı mesafe almaktadır. Olağanüstü bir dönemden geçen Türkiye’miz tam bir istikrarsızlık ve belirsizlik sarmalındadır. Şartlar oldukça ağırlaşmış, gelişmeler vahim bir sınıra dayanmıştır. Türk milleti her yönden ateş altına alınmıştır. Bugün Sayın Davutoğlu ile Sayın Kılıçdaroğlu günlerdir sürüncemede bırakılan koalisyon görüşmelerinin seyrini belirleyeceklerdir. Anlaşılmaktadır ki, AKP’nin kafası karışık, onlarca saat görüşmesine rağmen CHP’yle ortaklığa soğuktur. Türkiye’nin bu denli sıcak ve sorunlu bir gündemi varken; AKP ile CHP’nin kaçak güreşmesi, birlikteliğe yanaşmaması, masayı devirmek için bahane arayışları bir defa siyasi sorumsuzluk örneğidir.

TÜRKİYE ADINA MÜESSİR BİR KAYIP 
Bugüne kadar heyetler arasındaki görüşmelerin verimli ve yararlı geçtiği ısrarla vurgulanmış, beklentiler hep canlı tutulmuştur. AKP’nin açıkladığı 10 maddelik koalisyon ilkeleriyle CHP’nin kamuoyuyla paylaştığı 14 maddelik ilkeler demetinin benzerlikler taşıdığı da taraflarca ifade ve iddia edilmiştir. Ne var ki, beş tur süren istikşafi görüşmelerin makul ve mutlu bir neticeye ulaşmak yerine, zaman geçirmek için sürdürüldüğü, zevahiri kurtarmaya hizmet ettiği kanısı oldukça yaygınlaşmıştır. AKP ile CHP’nin birbirini yoklaması, keşfe çıkması, nabzını ölçmesi günler ve saatler süren toplantılarla hala olumlu bir kanaate ulaşamamaları Türkiye adına müessir bir kayıptır. Sayın Davutoğlu, kaçak sarayın telkin ve tazyiki altında günlerdir koalisyon meselesini yokuşa sürmekte, vakit israfıyla meşgul olmaktadır. CHP’nin hükümete girme iştah ve istediği ise her seferinde akamete uğramaktadır. Bu anlamsız, izah ve tanımı çok zor olan istikşafi oyalanmaların ülkemiz aleyhine olduğu kuşku götürmez bir gerçektir. AKP ile CHP Genel Başkanlarının daha fazla zaman kaybına izin vermeden koalisyon zemininde bir araya gelmek için fedakârlık göstermeleri ülkemiz için hayati önemdedir. HDP’NİN ÇÜRÜMÜŞ MENSUPLARI Türkiye’nin geçici hükümetle daha fazla devam ve idaresi mümkün olmadığı gibi doğru da değildir. PKK terör örgütünün kanlı saldırıları, artan şehadetler tahammül eşiklerini aşmış, milli infiale yol açmıştır. Bu düşmanca ve alçakça yapılan saldırılara dayanmak, katlanmak artık söz konusu değildir. Devlet otoritesi sarsıldığı gibi, birlikte yaşama iradesi kırılmakta, kardeşlik iklimi zehirlenmektedir. PKK, süreç ihanetinin sağladığı geniş fırsatları azami ölçüde kullanıp, hükümetin onca ihmal ve gevşekliğini alan hakimiyetiyle derinleştirmektedir. Ülkemiz kanlı bir iç savaşa doğru hızla sürüklemektedir. Türkiye’nin toprak ve nüfus bütünlüğünü hedef alan sözde kuzey Kürdistan fitnesi silah zoru, dış baskı, iç kuşatma altında temellenmektedir. Bu esnada PKK’ya ileri karakolluk yapan siyasi bölücüler, sözde barış tahrikçiliğine ilave olarak, Avrupa ülkelerinde namertçe kulis yapmakta, ihanete destek bulmak amacıyla ziyaretlerini hızlandırmaktadır. HDP’nin çürümüş mensupları tarafından BM’ne yapılan çağrılar, NATO’ya yönelik davetler terörün uluslararası alana taşınması ve süreç ihanetinin tekrar dirilerek Türkiye’yi yok etmesi emeline açık bir hizmettir.

BU ORTAMDA HİÇBİR PARTİ SEÇİME ODAKLANMAZ 
Ülkemizin şu günkü zifiri ve zillet tablosu duyarlı, milli hassasiyeti yüksek, kalbi vatan sevgisi için çarpan her insanımızı kaygılandırmaktadır. Bu nedenle AKP ve CHP koalisyon hükümeti kurmak için asılsız, afaki ve içi boş avunmalara sığınmak yerine işbirliği ve ortaklık hukukunu canlandırmalıdır. Kısaca AKP-CHP koalisyon hükümeti bu hafta içinde mutlaka kurulmalı, Türkiye artık nefes almalıdır. AKP ile CHP bir hükümet kurmak durumundadır. Millet ve devlet bekasının aşırı ve anormal ölçülerde tehdit ve tehlikelere maruz kaldığı bugünkü ortamda, hiçbir parti siyasi ikbal ve seçim hesabına odaklanamayacaktır. Nitekim Türkiye’nin erken seçim gündemi artık tedavülden kalkmış ve ikinci plana düşmüştür. AKP ile CHP’den beklentimiz Türkiye için istikşafi görüşmelerden sonra insiyatif almaları, inkişafi bir koalisyon hükümetinde buluşmalarıdır.

ERDOĞAN DA YERİNİ BİLMELİ 
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da yerini yurdunu bilmesi ve Anayasa’da tayin edilen sınırlarına tam bir sadakatle görevini ifası akla ve ahlaka uyan en doğru davranış biçimi olarak görülecektir. Erdoğan’ın Beştepe’den siyasete güzergah belirleme teşebbüsleri, dış gezilerde, uçaklarda siyasi konularda bilirkişiliğe soyunma gayretkeşliği kesinlikle gayri meşrudur. Sayın Davutoğlu’nun Erdoğan vesayetinden kurtulması, siyasetin doğasına uygun ve partisinin çizgisine bağlı hareketi koalisyon görüşmelerinin ufkunu açacaktır. Ya Türkiye paramparça olacak ya da Türk milleti topyekûn ayağa kalkarak bölücü hainleri bu kutlu vatandan temizleyecektir. Yeni bir istiklal ve istikbal mücadelesi önümüzdedir. Şu da unutulmamalıdır ki, Türk milleti en zor şartlarda ülkeyi yönetimsiz bırakarak azınlık hükümeti senaryosuna bel bağlayan, erken seçim planlayan, kendi kişisel çıkar ve ihtiraslarına ülkeyi kurban vermekten kaçınmayan müflis ve marazi zihniyetleri asla affetmeyecektir.”




Kaynak:Posta.com.tr

Tek sorun koalisyon olmayacak

Kılıçdaroğlu'nu Twitter'dan takip etmeye başlayan Başbakan Davutoğlu, bugün CHP lideri ile yapacakları koalisyon görüşmesinde PKK'nın silah bırakması ve son dönemde artan saldırıların da konuşulacağını söyledi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Twitter hesabından Şanlıurfa ziyareti ile ilgili mesajlar ve fotoğraflar paylaştı. Ceylanpınar'da şehit edilen polisler Feyyaz Yumuşak ve Okan Acar'ın silah arkadaşlarını ziyaret ettiğini söyledi. Ardından da şu mesajları verdi: "Tüm vatandaşlarım müsterih olsun. Şefkat ve kudret eliyle devletimiz her türlü belayı def etmeye muktedirdir. Şimdi tüm siyasi liderleri kamu düzeni, demokrasiyi sahiplenme, silahların bırakılması konularında ortak tavır almaya çağırıyorum. Yarın CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşmemizde hükümet ortaklığı dışında bu konuları da istişare edeceğiz. Süreç nasıl işlerse işlesin milletimizin verdiği ülkeyi yönetme sorumluluğunun gereğini yapacağımızdan kimse şüphe etmesin." Davutoğlu ve Kılıçdaroğlu görüşmesi bugün saat 18:00'de Başbakanlık Resmi Konut'ta olacak. Görüşmeye Kültür Bakanı Ömer Çelik ve CHP Sözcüsü Haluk Koç da katılacak.

TWİTTER'DAN TAKİP ETMEYE BAŞLADI 
Davutoğlu, sosyal paylaşım sitesi Twitter’daki kişisel hesabında, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nu da takip ettiği kişilere ekledi. Davutoğlu'nun, son paylaştığı mesajlardan birine, Kılıçdaroğlu'nun kullanıcı adını eklemesi dikkat çekti. Başbakan Davutoğlu'nun Twitter'da takip ettiği 83 kişi arasında Kılıçdaroğlu dışında muhalif milletvekili bulunmuyor.



Kaynak:AA

8 Ağu 2015

PKK derhal elini tetikten çekmeli!

Selahattin Demirtaş, PKK'ya ve Hükümet'e seslendi ve ''PKK derhal elini tetikten çekmeli. Hükümet, bir an evvel diyalog için hazır olduğunu beyan etmelidir.'' dedi. 
HDP Eş Genel Bşkanı Selahattin Demirtaş Van’da yaptığı konuşmada, PKK’ya ve Hükümet’e seslendi ve “PKK derhal elini tetikten çekmeli, tahkim edilmiş ateşkese uyacağını ilan etmeli. Hükümet bir an evvel diyalog için hazır olduğunu beyan etmelidir.” dedi.

İşte Demirtaş'ın sözlerinden satır başları: 
'Barış Mitingi' için gittiği Van'da konuşan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, silahların karşılıklı susması ve müzakereye başlanması için çalışılması gerektiğini belirtti. Demirtaş "HDP olarak müzakerelerin yürütülmesini savunuyoruz" dedi ve şöyle devam etti: Bugün çağrı yapıyoruz, iki tarafa da çağrı yapıyoruz. PKK derhal elini tetikten çekmeli, tahkim edilmiş karşılıklı ateşkese uyacağını ilan etmelidir. Hükümet derhal askeri operasyon seçeneğini, güvenlik seçeneğini bir kenara bırakmalı ve müzakere, görüşme, diyalog için hazır olduğunu ilan etmeli, ifade etmelidir. Bütün toplumun en güçlü beklentisi budur.



Kaynak:Posta.com.tr

7 Ağu 2015

Dolar yeniden 2.78'in üzerinde!

Uluslararası kredi derecelendirme şirketi Moody's'in bugün açıklaması beklenen Türkiye değerlendirmesi öncesinde, dolar yeniden 2.78 lirayı geçerken euro da 3.04 lirayı aştı.
AK Parti ile Cumhuriyet Halk Partisi liderlerinin koalisyon randevusunun pazartesi günü olarak belirlenmesiyle dün 2.77 liraya çekilen dolar 2.7838 liraya, 3.0451 liraya kadar çıktı. Güne artıda başlayan Borsa İstanbul Endeksi de eksiye geçerek 78 bin 662 puana kadar geriledi. Moody’s daha önce, Türkiye’nin kredi notu ve görünümüne ilişkin bir değerlendirmeyi bugün yayınlayacağını açıklamıştı. Şirket halen Türkiye’yi yatırım yapılır kategorisindeki en düşük not olan "Baa3" düzeyinde ve "negatif" görünümle derecelendiriyor. Analistler, siyasi belirsizliğin sürmesi, iç ve dış güvenlik risklerinin devam etmesinin, tam sınırda tutunan "yatırım yapılabilir" düzeyindeki kredi notu üzerinde risk oluşturabileceği uyarısı yapıyorlar. ABD’de bugün Türkiye saati ile 15.30’da açıklanacak tarımdışı istihdam verilerinin olumlu gelmesi durumunda, ABD Merkez Bankası’nın faiz artırımına Eylül’de başlayacağı yolundaki beklentiler ve dolayısıyla dolar güçlenecek.



Kaynak:DHA

5 Ağu 2015

19 gün kaldı! Hükümet kurulamazsa ne olacak?

Hükümetin kurulması için tanınan 45 günlük süreden geriye 19 gün kaldı, ancak partiler arasında temaslar hâlâ devam ediyor ve somutlaşmış olası bir koalisyon senaryosu henüz gözükmüyor. Peki süre dolarsa ne olacak? Erken seçim kararını kim, nasıl alacak?
Seçimlerin üzerinden 57, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın hükümeti kurmak üzere AK Parti lideri Ahmet Davutoğlu’nu görevlendirmesinin üzerinden ise 27 gün geçmesine karşın henüz hükümet kurulmadı

ERKEN SEÇİM KARARINI MECLİS DE ALABİLİR CUMHURBAŞKANI DA 
Anayasa'da öngörülen 45 günlük süre 23 Ağustos akşamı bitecek. Olası bir erken seçim kararını, Cumhurbaşkanı alabileceği gibi, Meclis de karar verebilir. Eski Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ömer Faruk Eminağaoğlu, erken seçim kararını Cumhurbaşkanı Erdoğan alırsa seçimin hangi gün yapılacağını Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) belirleyeceğini, Meclis karar verirse YSK’nın tarihe karışamayıp belirlenen tarihe uyacağı bilgisini verdi.

19 GÜN KALDI 
Parlamento'nun 7 Haziran seçimleri sonrası 4 partili oluşumuyla koalisyon tartışması da 1999’dan sonra yeniden Türkiye’nin gündemine girmiş oldu. Son 10 yılda hükümetlerin kurulum sürelerine bakıldığında ortalama 1 ay civarında. Daha kısa sürede kurulan hükümetler de oldu. Örneğin 3 Kasım 2002 seçimlerinin ardından Abdullah Gül Başbakanlığındaki 1. AK Parti hükümeti 15 gün içerisinde kurulmuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hükümeti kurma görevini Davutoğlu’na vermesinin üzerinden 27 gün geçmesine karşın henüz hükümet kurulmadı. Hükümetin kurulması için 19 gün kalmış durumda. Bu sürenin tamamı Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun arayışıyla mı sürecek, yoksa Cumhurbaşkanı yeni bir ismi görevlendirecek mi soruları ise şu anda yanıtsız.

ANAYASA NE DİYOR? 
Eğer Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni bir isme görev vermez ve 23 Ağustos akşamına kadar hükümet kurulmazsa, erken seçim artık kaçınılmaz hale gelecek. Anayasa'da yer alan hüküm, 45 günlük sürenin sonunda hükümet kurulamaması halinde Cumhurbaşkanı'nın kesin erken seçim kararı alacağı anlamını taşımıyor. Eminağaoğlu, Cumhurbaşkanı'nın 45 günün sonunda erken seçim kararı alması durumunda 'mesele' olmadığı görüşünde. Ancak Cumhurbaşkanı seçim kararı almazsa ne olacağı konusunda farklı yorumlar olduğunun altını çizerken, “İlk 45 günlük süre bittiği için Meclis’in de seçim kararı alma durumu ortaya çıkıyor” yorumunu yaptı. Eski Savcı Eminağaoğlu, 24 Ağustos günü hükümet kurulmamış olması halinde Türkiye’nin “Meclis erken seçim kararı alır mı, alamaz mı” tartışmasının başlayacağını düşünüyor.

YA HÜKÜMET KURULAMAZSA?
Hükümet 45 günlük süre içerisinde kurulamazsa erken seçim kararını hem Cumhurbaşkanı hem de Meclis alabiliyor. Aradaki farkı ise eski Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ömer Faruk Eminağaoğlu, şöyle anlatıyor: “Erken seçim kararını Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan alınca oy verme gününü Yüksek Seçim Kurulu belirliyor. Cumhurbaşkanı sadece seçimin yenilenmesini belirliyor. Anayasa 90 gün içinde dediği için YSK kendi durumuna göre günü belirliyor. "Çünkü YSK’nın süreyi kısaltma hakkı var. Eğer Meclis erken seçim kararı alırsa, seçim gününe YSK karışmıyor, parlamentonun belirlediği gün için seçim hazırlığına başlıyor.”

SEÇİM HÜKÜMETİ Mİ? 
45 günde hükümet kurulamazsa seçim hükümeti de gündeme gelebilir. Anayasa uyarınca, seçim hükümeti kurulabilmesi için Parlamento'da temsil edilen partiler oyları oranında kabineye üye verecekler. AKP, CHP, MHP’nin yanı sıra HDP de hükümete girmiş olacak. Geçici Bakanlar Kurulu için güvenoyu gerekmeyecek. Geçici Bakanlar Kurulu seçim sürecinde ve yeni Meclis toplanıncaya kadar görevde olacak. Ancak MHP’nin, HDP’nin de içinde yer aldığı bir hükümete son dönemde izlediği siyaset ışığında sıcak bakmayacağını söylemek mümkün. O nedenle bu seçenek oldukça zayıf.

AZINLIK HÜKÜMETİ NEDİR? MÜMKÜN MÜ?
Olası bir azınlık hükümeti için Meclis Genel Kurulu’nda yapılacak güven oylamasında katılanların salt çoğunluğu aranacak. AK Parti’nin Meclis Başkanı dışında 257 milletvekili var. MHP güvenoyu verirse ya da oylamaya katılmazsa AK Parti rahatlıkla bu hükümeti kurabilir. Bu durumda, Bakanlar Kurulu’nun yenilenmesi, hükümet programının hazırlanıp Meclis Genel Kurulu’nda görüşülmesi gerekecek.

MEVCUT HÜKÜMET DE KARAR ALABİLİR 
AK Parti, mevcut hükümetle erken seçime gitme kararı da alabilir. AK Parti’nin Meclis Başkanlığı'na vereceği bir önerge ile belirlenmiş bir tarihte erken seçim yapılabilir. Burada da tıpkı azınlık hükümetinin oylamasında olduğu gibi AK Parti’nin 257 sandalye sayısı bu kararı almasında kolaylık sağlayabilir. AK Parti’nin bu kararının “45 günlük süre bittiği için anayasa uyarınca zaten erken seçime gidilecek, neden mevcut hükümetle gidilsin” anlayışıyla muhalefet karşı çıkabilir. Bu kararı aldırmamak için Meclis’te gereken sayı 276. Bunun için muhalefet partilerinin birlikte hareket etmesi gerekir. Çünkü CHP, HDP ve MHP’nin sandalye sayısı 291. Herhangi bir partinin bu oylamaya katılmaması durumunda AK Parti mevcut hükümetle seçime gitme kararını da alabilir. Azınlık hükümetine göre bu yöntemin farkı, hükümet programı, yeni Bakanlar Kurulu’na ihtiyaç olmaması ve prosedürünün oldukça az olması. Ayrıca zaman bakımından ve mevcut konumu koruma bakımından da hükümetin tercih etmesi daha güçlü olasılık olarak değerlendiriliyor.



Kaynak:BBC Türkçe

4 Ağu 2015

MHP'den Reuters'a yalanlama!

MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, azınlık hükümeti ile ilgili sözleriyle ilgili Reuters'i yalanladı. Ancak haberi yapan muhabir sosyal medyada MHP'yi eleştiren ve kendisini destekleyen mesajları yeniden paylaştı.
Reuters haber ajansının haberine göre Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, Kasım ayında erken seçime gidilmesi kaydıyla, AK Parti'nin kuracağı bir azınlık hükümetini destekleyebileceklerini açıklamıştı. Yalçın bu sözü sarf etmediğini ve röportajın çarpıtıldığını söyledi.

SEMİH YALÇIN SOSYAL MEDYA ÜZERİNDEN AÇIKLAMA YAPTI 
Semih Yalçın sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada şunları söyledi; "Bugün Reuters Haber Ajansı’ndan bir muhabirin tarafımı ziyareti sırasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından gündeme taşınan “Azınlık Hükümeti”yle ilgili sorulan bir soruya verdiğim cevap çarpıtılarak, asıl anlamından uzaklaştırılarak medyaya servis edilmiştir. Milliyetçi Hareket Partisi’nin maksatlı şekilde tartışmaya açılan 'Azınlık Hükümeti' formülüne nasıl baktığı Sayın Genel Başkanımız tarafından teferruatlı bir şekilde açıklanmıştır. Partimizin herhangi bir 'Azınlık Hükümeti' seçeneğine sıcak ve olumlu yaklaşması düşünülemeyecektir. Esasen söylemek istediğim de ana hatlarıyla ve öz olarak bundan ibarettir. Kaldı ki, Sayın Genel Başkanımızın muhtemel bir 'Azınlık Hükümeti'ni desteklememe kararının hilafına herhangi bir parti yöneticimizin söz, beyan ve iması söz konusu değildir. Bu gerçeklerin kamuoyu tarafından bilinmesi saygıyla duyurulur."

REUTERS MUHABİRİ ERCAN GÜRSES HABERİNİN ARKASINDA 
MHP'den gelen yalanlama sonrası Semih Yalçın'ın konuştuğu Reuters muhabiri deneyimli gazeteci Ercan Gürses, sosyal medyadaki hesabından dikkat çeken yeniden paylaşımlarda (RT) bulundu. MHP'nin çark ettiği yönündeki mesajları yeniden paylaşan Gürses, kendisinin yalan haber yapmayacağına yönelik mesajları da yeniden paylaştığı görüldü.
REUTERS'A GÖRE YALÇIN NE DEMİŞTİ? 
Reuters'ın açıklamasına göre Yalçın şu açıklamayı yapmıştı; "Normal koşullarda AK Parti'nin kuracağı bir azınlık hükümetine destek vermeyiz ancak bu bir seçim hükümeti olacaksa seçim tarihini görmek zorundayız. Kasım'da erken seçime gidilmesi koşuluyla bir AK Parti azınlık hükümetini destekleyebiliriz." Azınlık hükümeti ile erken seçime gidilmesi önerisini geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı Erdoğan da dile getirmiş ve "Azınlık hükümetine karşı mısınız?" sorusuna; "Benim karşı olduğum kalıcı azınlık hükümetidir. Seçime götürmek kaydıyla bir azınlık hükümeti pekâlâ mümkündür. Kendisine görev verilen bir partiye diğer bir partinin veya partilerin dışarıdan destek vermesi suretiyle oluşturulacak bir azınlık hükümeti ülkeyi seçime götürebilir" yanıtını vermişti.


Kaynak:Posta

MHP'den Reuters'e flaş açıklama: Destekleriz

MHP Genel başkan Yardımcısı Semih Yalçın Reuters'a açıklama yaptı. Yalçın, "Kasım ayında erken seçime gidilmesi koşuluyla AKP azınlık hükümetine destek verebiliriz." dedi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın Reuters'a flaş koalisyon açıklamasında bulundu. Yalçın, AK Parti tarafından kurulacak bir azınlık hükümetine Kasım ayında erken seçim olması şartıyla destek vereceklerini açıkladı! Reuters'ın sorularını yanıtlayan Yalçın, "AKP'nin alelade kuracağı bir azınlık hükümetine destek vermeyeceğiz ama eğer burada seçim azınlık hükümetini kastediyorlarsa, bu durumda da seçim tarihinin görülmesi lazım. Kasım'da ya da başka tarihte seçim yapılıp yapılmayacağının baştan belirlenmesi gerekiyor" dedi ve şöyle devam etti: "Bu teklifi görmeden destek yaklaşımı doğru olmaz. Koalisyon alternatifleri tamamen tükenirse, Kasım ayında erken seçim yapılması koşuluyla bir seçim azınlık hükümetine destek verebiliriz. MHP, Kasım ayına sıcak bakar."


Kaynak:Posta

2 Ağu 2015

HDP'den topyekun barış açıklaması!

HDP Parti Meclisi'nin toplantısının ardından yazılı bir açıklama yapıldı. Açıklamada Kandil Dağı'ndaki bombardımanda Zergele köyünde 10 sivilin öldüğü belirtildi. Açıklamada, "Sarayın savaşına karşı topyekun barış" için gerekli politikaların uygulanacağı belirtildi.
HDP Parti Meclisi dün yaptığı toplantıdaki gündemini yazılı bir açıklama ile duyurdu. "Erdoğan-Davutoğlu ikilisinin kurmuş oldukları, MHP’nin de koltuk değnekliği yaptığı plan hem bizler hem de toplumun farklı kesimleri tarafından görülüyor" denilen açıklamada, "topyekun barış" çağrısı yapıldı. "Sarayın savaşına karşı topyekun barış..." başlıklı açıklama şöyle: 1. Türkiye toplumu, sanki ‘tek parti’ iktidarının Başbakanı’ymış gibi hareket eden bir AKP Genel Başkanı’yla karşı karşıyadır. Geçici statüdeki Başbakan, aldığı kararlarla, attığı adımlarla toplumu derinden sarsan, acı kayıplara yol açan bir çatışma ve şiddet dalgasını her geçen gün tırmandırıyor. Hamasi konuşmaları ile toplumun birçok kesiminde derin yaralara yol açtığını fark etmiyor. Her gün toplumu infiale sürükleyecek konuşmalar yapan Başbakan ve yardımcılarının, 31 genç insanı Suruç’ta katledenler, HDP’ye yönelik Adana, Mersin ve Diyarbakır bombalamalarını gerçekleştirenler hakkında konuşmamaları ise son derece manidardır. Kutuplaşma ve gerginlik, toplum içi düşmanlık ve karşıtlık yaratma politikasını seven bu anlayış, yargıyı, medyayı ve diğer alanları da kontrol altına alarak ve başlatılan çatışmanın bir parçası haline getirerek, Türkiye’yi hızla güçlü bir fırtınanın içine sürüklüyor. Türkiye’nin birçok ilinde HDP’lilere yönelik yaygın gözaltı ve tutuklama operasyonlarıyla; Ağrı, Şırnak, İstanbul, Cizre gibi yerlerdeki yargısız infazlarla; çeşitli kentlerde gençlere yönelik işkence uygulamalarıyla; IŞİD barbarlarına karşı mücadelede yaralanan Rojavalılara yönelik gözaltılarla; Lice, Hazro, Kulp, Silvan, Mardin, Dersim ve Şırnak’taki orman yangınlarıyla; Ankara’da sendika baskınıyla; Cemevi’nde cenazesini uğurlamak isteyenlere zulüm uygulamasıyla baskı politikalarını derinleştiriyor. Eş Genel Başkanlarımız hakkında soruşturmalar başlatmak, HDP’ye kapatma davası açmak ve vekillerin dokunulmazlıklarını kaldırma tehditlerini savurmak da bu uygulamaların parçalarıdır. IŞİD barbarlarına karşı mücadelede yaşamını yitirmiş olan gençlerin cenazelerini, hiçbir inançta yeri olmayan bir tarzda ve Başbakan’ın talimatıyla günlerdir sınırda bekleten ve ailelerine teslim etmeyen, cenazelere adeta işkence yapmayı normal gören bir anlayışla karşı karşıya bulunuyoruz. Başbakan Davutoğlu’nun ‘Huzur ve Demokrasi Operasyonu’ adını verdiği bombalamalar esnasında Kandil bölgesindeki Zergele köyünde, aralarında çocukların da bulunduğu, biri hamile 10 sivilin ölmesine ve onbeşinin yaralanmasına yol açılmıştır. Havalanan her savaş uçağı sadece Irak Kürdistanı’na ve oradaki insanlara zarar vermiyor, aynı zamanda Türkiye ekonomisine ve yoksul emekçi halka da ağır yükler bindiriyor. 2. Erdoğan-Davutoğlu ikilisinin kurmuş oldukları, MHP’nin de koltuk değnekliği yaptığı plan hem bizler hem de toplumun farklı kesimleri tarafından görülüyor. 7 Haziran seçimlerinin intikamını HDP’den almak ve kendilerine yine ‘tek parti’ iktidarının yolunu açmak için bu çatışmalı ortamı başlatan zihniyet demokratik değildir. ‘HDP barajı geçemezse kaos çıkartır’ diyen iktidar sahipleri, HDP barajı geçince kaos çıkarmıştır. 7 Haziran’da ortaya çıkan seçim sonucunun, kendi ifadeleri ile ‘‘Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı tahrik etmiş olması’’ bugün yaşananların temel nedenidir. Hedef HDP’yi itibarsızlaştırmak, toplumsal meşruiyetini tartışmalı duruma getirmek, 80 vekilimizin temsil ettiği halk iradesini rencide etmektir. Ancak ne yaparlarsa yapsınlar, HDP’yi etkisizleştirme ve barajın altına itme operasyonu asla başarıya ulaşmayacaktır. AKP ve Erdoğan, başlattıkları savaşı seçimi kazanmak için kullanıyor. Ancak bu tutum Erdoğan’a ve AKP’ye kaybettirecektir. Çünkü bu, Türkiye toplumunun değil saray cuntasının savaşıdır. Hiçbir Cumhurbaşkanı veya Başbakan’ın bu halkın çocuklarını kendi siyasi ikbali için feda etmesi kabul edilemez. Vicdani red hakkı bu dayatmacı politikalar karşısında da savunulması gereken bir haktır... 3. Bu uygulamalarla birlikte çözüm süreci bizzat devleti ve ülkeyi yönetenler tarafından fiilen durdurulmuş durumdadır. Kaosu daha da derinleştirecek bu çatışmacı siyasette ısrar yanlıştır. Çözüm sürecinin askıda tutulduğu her bir günün halklarımıza maliyeti çok ağırdır. Bir kez daha ülkeyi yönetenleri sorumluluğa çağırıyoruz. Bir an önce çatışmaları ve can kayıplarını sonlandıracak çözüm politikaları devreye girmelidir. Görev, bu çatışmaları ve ölümleri durduracak adımların bir an önce, karşılıklı ve acilen atılmasıdır. HDP, bugüne kadar çatışma politikaları karşısında üzerine düşenleri yapmıştır, bugünden sonra da yapacaktır. Biz’ler, çatışmaların durdurulması için çabalarımızı yoğun bir biçimde sürdüreceğiz. Biliyoruz ki, yapılması gereken, çatışma politikalarını bir kenara bırakıp, barışçıl çözüm yollarını yeniden devreye koymaktır. Barışı kazanma mücadelesi bugünün vazgeçilmez işidir. Tüm kurumlarımıza ve bileşenlerimize, Türkiye’nin tüm demokrasi ve emek güçlerine, vicdan sahibi ve demokrat insanlarına, inançlı tüm kesimlere, asker ailelerine çağrı yapıyoruz: ‘‘Silahlar derhal susmalı, taraflar çatışmasızlığı sağlamalı, İmralı’da sayın Öcalan’a karşı sürdürülen tecrit sona erdirilerek diyalog ve müzakerelerle çözüm üretilmeli’’ hedefi ortak mücadele zeminimiz olmalıdır. Barış etkinlikleri, toplantıları, mitingleri ile sivil demokratik mücadeleyi yükseltelim. Silahların sesi karşısında demokratik siyasetin sesini yükseltelim. Uluslararası insan hakları örgütlerine ve savaş karşıtı tüm sivil toplum kuruluşlarına çağrı yapıyoruz: Uluslararası bir sorunu uluslararası destek ve dayanışmayla çözmek için adımlarınızı yoğunlaştırın. Geçici AKP Hükümeti, IŞİD’e karşı mücadele adı altında, gerçekte Rojava’ya karşı düşmanca bir politika izliyor. Rojava’da IŞİD çetelerinin barbarca saldırılarının yenilgiye uğratılması ve bölge halklarının kantonlarda kendi kendilerini yönetmeleri, AKP iktidarının saldırgan politikalarının temel nedenlerindendir. Halbuki bugün Ortadoğu’nun en güvenli bölgelerinden birisi Rojava kantonlarıdır. O coğrafyada yaşayan halklar düşmanımız değil, dostumuzdur, barışın önemli bir parçasıdır. 4. Parti Meclisimiz, yapılan değerlendirmeler ve çıkarılan planlamalar doğrultusunda, MYK başta olmak üzere tüm örgütlerimizin barış ve çözüm mücadelesini sürdürmesi görevini bir kez daha vurgulamıştır. Sarayın savaş hamlesine karşı topyekun barış direnişi yapılacaktır. Merkezi düzeyde yapılan barış mücadelesi hamlelerinin izdüşümleri bütün yerel örgütlerimizde de gerçekleştirilecektir. Öte yandan ne zaman yapılırsa yapılsın, HDP tüm yerel örgütleri, bileşenleri ve kurumları ile birlikte yeni genel seçimlere hazırdır ve bu yöndeki çalışmalarına hız verecektir. Biz biliyoruz ki, bu savaşın yeneni ve yenileni olmaz. Müzakere masasında, Dolmabahçe Mutabakatı zemininde, demokratik siyaseti geliştirmek ve çatışmasızlığı tahkim etmek büyük önem taşıyor. Bu doğrultuda gerçekleştirilecek her adım son derece kıymetlidir. HDP, çatışmalı ortamı sonlandıracak, can kayıplarını önleyecek, barışçıl politikaları ve çözümü üretecek kararlılıktadır ve bunu gerçekleştirecektir.


Kaynak:Posta.com.tr

HDP'ye destek stratejik bir hataydı!

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, 7 Haziran seçimlerinde HDP'ye verilen desteğin stratejik hata olduğunu söyledi...

CHP İstanbul Milletvekili Gülay Yedekçi, CHP Muğla İl Başkanı Mürsel Alban ve Datça Belediye Başkanı Gürsel Uçar ile birlikte parti teşkilatını ziyaret eden Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, 7 Haziran seçimlerini değerlendirdi. Seçimlerden sonra oluşan siyasi tabloda, AK Parti dışındaki yüzde 60'lık kesimin bir araya gelmesi gerektiğini belirten Gürün, şöyle dedi: "AKP, mutlak surette hükümetin dışında bırakılmalı, bütün kanallarıyla deşifre olmalı ve gücü elinden alınmalıydı. Bunu maalesef gerçekleştiremedik. Seçimlerden sonra yüzde 60'ın iktidar olabileceği düşüncesine kapılarak bir rahatlama oldu. Türkiye bugün bu şansı kaybetti, kaybettirildi ve bir oyun oynandı."

CHP'NİN BİR FAZLA OY ALMASINI SAĞLAMALIYDIK 
Genel seçimlerde CHP üzerinden bazı oyunların oynandığına dikkat çeken Gürün, daha önce MHP'nin parlamento dışında kalmasın söylemi ile seçime gidildiğini, bu dönemde ise, 'HDP barajı aşsın' denildiğini söyledi. Gürün, şöyle konuştu: "Bir siyasi partinin tek amacı, halkla paylaştığı programını uygulamak adına, mutlak surette iktidar olmaktır. Bir siyasi parti, kendi seçmenine, sebebi her ne olursa olsun değişik gerekçelerle 'başka bir siyasi partiye yardım edin' düşüncesinde olamaz. Bu büyük bir stratejik hataydı. Gerekçesi kendince ne kadar doğru olursa olsun, bir siyasi parti mensubu olarak, seçimde partimin en fazla oyu almasını sağlayacak gayreti göstermek görevim olmalıdır."

YÜZDE 3.5 OY HDP'YE GİTTİ 
Gürün, "Ben Kızılay değilim" dedikten sonra sözlerini şöyle sürdürdü: "Ben kimseye yardım etmekle görevli değilim. Demokrasiye inanan biri olarak, her görüşün parlamentoda kendisini temsil etmesini savunurum. Gerekirse barajın 5'e, 7'ye ya da 3'e indirilmesi için her türlü mücadeleyi de yaparım. Ancak, seçim sathı mahallinde, seçimde iken başka bir partiye, hangi nedenle olursa olsun destek vermek bana göre doğru değil. Elbette barajı aşsınlar. Ama bu benim görevim değil. Benim görevim, partimin bir fazla oy almasını sağlamaktır. Yapılan hesaplamalara göre, ülke genelinde yüzde 3.5 oyun bu düşüncelerle HDP'ye verildiği biliniyor. Biz başkasına yardım yaparak, siyaset yapamayız. Kişisel suçlama yapmadan, yapılan eylemin irdelenmesi, tartışılması ve bir daha tekrarlanmaması adına bunları söylüyorum. Türkiye bir erken seçime doğru gidiyor. Kasım ya da aralık ayında erken seçim olabilir. Buna göre tavır belirlememiz gerekiyor. Bizi zaafa uğratan ne varsa onu minimize ederken, pozitif yönde etkileyecek ne varsa onları öne çıkarmalıyız."


Kaynak:DHA

30 Tem 2015

Demirtaş'tan flaş Pkk silahsızlanma çağrısı açıklaması!

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, PKK'ya silahsızlanma çağrısı hakkında son dakika açıklamalar yaptı. HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Türkiye’nin içinde bulunduğu çatışmalı dönemin sona ermesi için iki tarafın da elini tetikten çekmesi gerektiğini söyledi. Demirtaş ayrıca erken seçim olursa HDP'nin barajın altında kalmayacağını da vurguladı...

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, erken seçim, çözüm süreci ve PKK'ya yapılması planlanan silahsızlanma çağrısı hakkında son dakika önemli açıklamalarda bulundu. Demirtaş, koalisyon hükümetinin kurulamaması durumunda yapılacak olan erken seçimde HDP'nin baraj altında kalmayacağını söyledi. PKK'ya yapılan silahsızlanma çağrısının tek taraflı ve erişilmesi imkansız bir durum olduğunu belirten Demirtaş, çözüm sürecinin gerginlik yüzünden durduğunu fakat bu durumun çözüm süreci bittiği anlamına gelmediğini söyledi. Demirtaş, hükümetin düşmanlıkları bitirmek adına ortak bir çağrı yapmasını ve PKK'nın da bu çağrıya olumlu yanıt vermesi gerektiğini belirtti.

YENİDEN MÜZAKERELERE DÖNEBİLMELİ 
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Reuters'a önemli açıklamalarda bulundu. Demirtaş, Çözüm Süreci'ne yönelik değerlendirmelerde bulurken, "Çözüm Süreci zaman zaman duraksamalar, gerilemeler ve gerilimlerle tıkanabilir ama biz şu anda içinde bulunulan vahim durumun sürecin bittiği gibi yorumlanmaması gerektiği kanaatindeyiz. Bir an önce çatışmasızlık hali sağlanmalı ve yeniden müzakerelere dönebilmenin güven koşulları yaratılmalı" dedi. Demirtaş, bundaki tek sorumluluğun Ak Parti'de olmadığını çünkü AK Parti'nin artık tek başına iktidarda bulunmadığını belirterek, şunları kaydetti: "İlk yapılması gereken iki tarafından da ellerini tetiklerden çekmesi. Parlamento bir bütün olarak sorumluluk almalı ve PKK bütün bu olup bitenlerle ilgili karşılıklı yapılan eylemsizlik çağrılarına olumlu yanıt verecek iyi bir değerlendirmeyi mutlaka yapmalı."

TEK SUÇUMUZ YÜZDE 13 OY ALARAK BARAJI GEÇMEK 
Demirtaş, son günlerde sürekli çatışmasızlık çağrısı yaptığını vurgulayarak, şöyle konuştu: "Her gün neredeyse her konuşmamda çağrı yapıyorum; 'karşılıklı olarak silahlar derhal susturulsun' diyorum. Ülkenin Başbakanı bunu söyleyebilir mi? Başbakan 'silahları bırakın ve ülkeyi terk edin, teslim olun' çağrısı yapıyor. Yani gerçekleşmesi imkânsız bir çağrıyı bilerek yapıyor. Bunun gerçekleşme şansı yok. Bunun hayata geçmesinin ne kadar imkânsız olduğunu kendisi benden daha iyi biliyor. Samimi ise bizim gibi o da 'biz her türlü operasyonu durdurmaya hazırız, PKK da silahlarını sustursun, karşılıklı çatışmasızlığa hazırız' desin. Bakın o zaman işler nasıl kolaylaşacak." Hükümet ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın HDP'ye yönelik eleştirilerinin hatırlatılması üzerine, "Tek suçumuz yüzde 13 oy alarak barajı geçmek" diyen Demirtaş, Erdoğan'ın ülkeyi yeniden bir seçime götürmeye hazırlandığını ve kesinlikle koalisyon taraftarı olmadığını savundu.

ASIL AMAÇ IŞİD DEĞİL, Suriye'DEKİ KÜRT OLUŞUMU 
HDP'ye yönelik bu saldırıların devam etmesi durumunda erken seçimde halkın HDP'nin etraflarında kenetleneceğini belirten Demirtaş, baraj altında kalmayacaklarını kaydetti. Demirtaş, son dönemde başlatılan operasyonların asıl amacının IŞİD değil sol ve Kürt muhalefet olduğunu savunarak, "AKP aslında IŞİD'e karşı savaşmıyor, asıl amaçları Suriye'deki Kürt oluşumunu engellemek" diye konuştu.

Kaynak:Milliyet

26 Tem 2015

Türkiye Nato'yu toplantıya çağırdı!

Türkiye NATO'yu olağanüstü toplantıya çağırdı. 

Dışişleri Bakanlığı: Ulusal güvenliğimize yönelik saldırı ve tehditler üzerine teröre karşı aldığımız tedbirler ve icra ettiğimiz operasyonlar hakkında müttefiklerimizi bilgilendirmek amacıyla NATO konseyini önümüzdeki hafta toplantıya çağırdık.

Kaynak:Milliyet