ANASAYFA       SONDAKİKA       GÜNDEM       MAGAZİN       SİYASET      

17 Haz 2017

Alişan ve Eda Erol Kasım'da evleniyor!

Alişan (40) atv’de izdivaç programı sunan Esra Erol’un kardeşi Eda (31) ile geçen Nisan’dan beri birlikte.
      Alişan, “Zaten aileler tanıştı. Ramazan Bayramı’nın bitiminde de kız istmeye gideceğiz. Nikah, Kasım’da olacak” dedi.

Sonra ekledi: Yıllardır en büyük hayalim; düğünümde İbrahim Tatlıses’in sahneye çıkmasıydı.
          

Maalesef gerçekleşmeyecek. Ama Sibel Can sağolsun kırmadı, konser verecek.

Alişan, katıldığı iftar davetinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı düğününe davet etmişti
 


HAKAN KIRARSLAN / POSTA

29 Şub 2016

Erdoğan'dan Demirtaş hakkında suç duyurusu!


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mersin'deki konuşmasında kendisine hakaret ettiği gerekçesiyle HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında suç duyurusunda bulundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, avukatı aracılığıyla HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında, HDP’nin 27 Şubat Cumartesi Mersin’de düzenlenen mitinginde yaptığı konuşmada kendisine hakaret ettiği gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Erdoğan’ın avukatı Hüseyin Aydın, suç duyurusu dilekçesini Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına verdi. Dilekçede Demirtaş’ın mitingdeki konuşmasından şikayete konu bölüm nakledildi ve bu açıklamaların, TCK’nın 299. maddesinde düzenlenen "Cumhurbaşkanlığına hakaret suçunun unsurlarını ihtiva ettiği" belirtildi.

104. MADDE HATIRLATILDI

Anayasa’nın 104. maddesine göre Cumhurbaşkanının, devletin başı olduğu ve bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk milletinin birliğini temsil ettiğine dikkat çekilen dilekçede, şöyle denildi: "Cumhurbaşkanının bu istisnai konumu, onun kişiliğinin görev ve sıfatıyla kaynaşmış olarak algılanmasına neden olmaktadır. Bu nedenle makamına yönelmeyip, kişiliğine karşı işlenmiş de olsa Cumhurbaşkanına hakaret suçunun, kişilere karşı suçlar içinde görülmemesi gerekmektedir. Kanun koyucu, bu düşüncelerle Cumhurbaşkanına hakaretin devlete karşı işlenmiş suçlar arasında düzenlenmesini uygun görmüştür. Bir başka anlatımla, suç doğrudan doğruya Cumhurbaşkanı olan kişiye karşı işlenmekteyse de suçla korunan ve bu nedenle ihlal edilen değer, devletin siyasal iktidar yapısıdır."

"CUMHURBAŞKANI'NA HAKARET"

Demirtaş’ın açıklamalarının düşünce ve ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilemeyeceğine yer verilen dilekçede, "Şikayet konusu açıklamaları onur, şeref ve saygınlığı zedeleyici söz ve beyanlar mahiyetinde olduğundan, hukuken himaye edilmesi mümkün değildir" ifadesi kullanıldı. Dilekçede, Demirtaş hakkında "Cumhurbaşkanına hakaret" suçundan kamu davası açılması istendi.

NE DEMİŞTİ?

HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, Mersin'deki konuşmasında "Türkiye'nin tek demokrasi gücü biziz. Biz ne Tansu'dan ne Demirel'den ne Tayyip'ten ne de Davutoğlu'ndan korkutuk. Suriye'de iç savaş başladığında Şam'ı kendilerine bağlayacak anlayışı vardı. Ondan dolayı Saray'ı yaptılar kendilerine. Bir insan lider olabilir ciddi bir iddiadır. Sen lider olacaksan senin Müslümanlığa inanman lazım. İslam halifesi olmak istiyor. Hırsızdan halife olmaz" dedi." demişti.



15 Kas 2015

Erdoğan'dan işverene: Biraz az kazanın!


Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1 Ocak 2016'da 1300 lira olması planlanan asgarü ücret uygulamasına ilişkin olarak, iş dünyasına seslendi. 'Herhangi bir işveren kalkıp da 3 bin lira maaş verdiği zaman kimse sen niye 3 bin veriyorsun demez' diyen Erdoğan 'Ben de işverenlere tavsiye ediyorum, biraz az kazanın ve kazandığını dar gelirli olanlarla paylaşın' dedi.

Antalya'da düzenlenen G20 Zirvesi kapsamında düzenlenen İŞ20 ve EMEK20 oturumunda konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarından bazı bölümler şöyle:

"Etkin ekonomi ve istihdam politikalarının uygulanabilmesi için işçi işveren arasında güçlü bir sosyal diyaloğun tesis edilmesi şarttır. Bunun G-20 çerçevesinde başarılabilmiş olması sevincidir. Türkiye, güçlü sürdürülebilir ve dengeli büyümeye kapsayıcılığı da dâhil ettik. Büyüme sadece rakamlardan ibaret değildir. Büyümenin kalitesi ve niteliği de önemlidir. Toplumdaki tüm kesimlerin, refah artışından pay almaları gerekiyor. Biz kapsayıcılığı daha fazla kaliteli istihdam oluşturulması eşitsizliklerin giderilmesi olarak görüyoruz. Sizler de İş20 ve Emek20 olarak yaptığınız çalışmalarda kapsayıcı büyümeyi benimseyerek G20'ye katkılarınızı sundunuz. Alın terini kutsal gören, emeğin karşılığının zamanında verilmesini emreden bir medeniyetin mensupları olarak bu konu bizim için çok önemli. Türkiye olarak başarılı sonuçlar elde ettiğimizi ifade etmek isterim. Asgari ücrette ve ortalama ücretlerde ciddi artışlar kaydettik."

'BURADA BAŞARILI OLMANIZA YARDIMCI OLACAĞIZ'

"Bizlere bulunduğunuz tavsiyelerin uygulanacağından emin olun. Türkiye'nin çok kapsamlı bir reform programı var. Halkımız bize bu reformları uygulamamız için çok güçlü bir yetki verdi. Bu da Türkiye'de birçok iş fırsatının oluşacağı anlamına geliyor. Umuyoruz ki bu ziyaret, Türkiye'ye yaptığınız son ziyaret olmayacak ve sizler de Türkiye'nin başarı öyküsünün bir parçası olacaksınız. Biz de kesinlikle sizin işlerinizin burada başarılı olmasında yardımcı olacağız."

İş 20 ve Emek 20 olarak bize sunduğunuz öneriler G20’de gerçekleştireceğimiz görüş alışverişine katkı sağlayacaktır. Devletlerin yanı sıra işveren işçi gençler kadınlar sivil toplum ve düşünce kuruluşlarının bu süreci sahiplenmesi büyük önem taşıyor.

'ACABA DÜNYA SERMAYESİ KISKANÇ MIDIR?'

"Acaba dünya sermayesi veya finansal sektör kıskanç mıdır? Bunun üzerinde bir düşünmekte fayda var. Ve son terör eylemlerine bir baktığımız zaman, acaba bu terör eylemlerinin temelinde veya sebepleri arasında bu kıskançlığın olması söz konusu mudur?

Fakirlik acaba buralara dayanıyor mu? İşsizlik acaba buralara dayanıyor mu? Dünyadaki işsiz gençler eğer müteşebbis olacaksa acaba finans dünyası bunlara gerekli desteği veriyor mu verebiliyor mu? Veya işsiz kadınlara finans dünyası gerekli desteği veriyor mu, verebiliyor mu?

"TERÖRÜN BELİ KIRILABİLİR"

Şu anda Türkiye'de yeni adım atılıyor. Herhangi bir genç yatırım yapacak olursa devlet destekli yatırım sözkonusu. Veya kadın yatırım yapacaksa devlet kendisi onlara destek vermek suretiyle onları da adeta bir müteşebbis duruma getirmenin adımlarını atıyor. Ben bunları önemsiyorum. Ama özellikle dünyadaki işveren çevresinin biraz daha elini açacak olursa öyle zannediyorum ki, terörün belini kırabilir, dünyadaki fakirliği giderme imkanı olabilir, kıskançlığı ortadan kaldırma şansını kaldırabilir diye düşünüyorum.

Ve ticaretin kolaylaştırılması noktasındaki düşüncenizi aynen paylaşıyorum. Kaldı ki kapsayıcılık derken bu çok büyük önem arz ediyor. Bir Kadın20 var, iki Genç20 var. Adalet var ki çok çok önemli. Bunun adımlarını atmamız lazım. Ama bir diğer adım var yatırımlar konusu… Acaba dünyada gerek kamu gerekse özel sektörün dayanışması nasıl olacak bu çok önemli.

"DÜNYA NETİCE ALMA NOKTASINDADIR"

Yatırımlar konusunda acaba dünyada gerek kamu gerekse özel sektörün dayanışması nasıl olacak, bu çok önemli. 2030'da biz 80 ila 100 trilyon gibi bir yatırımı öngörüyorsak, biz Türkiye olarak son 12-13 yıl içerisinde kamu-özel yatırımıyla çok ciddi altyapı yatırımlarını gerçekleştirdik. Türkiye bu konuda az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere örnek oluşturduğunu düşünüyorum. Eğer yapılan uygulamalar hakikaten netice veriyorsa demek ki, başarıya gidiyoruz. Bunu gerçekleştiremezsek o zaman yatırımlar ve kapsayıcılık noktasında oturur güzel güzel konuşuruz, kahvemizi, çayımızı içer, böyle güzel yerlerde konuşur ondan sonra dağılır gideriz. Ama dünya artık dağılma noktasında değil, netice alma noktasındadır."

ERDOĞAN’DAN İŞVERENE ASGARİ ÜCRET TAVSİYESİ

Erdoğan, asgari ücretle ilgili gelen soruya şöyle yanıt verdi:

“Şu anda Türkiye’de konuşulan ise 1300-1500 hatta daha ileri gidenler de var. Türkiye’deki konum çok çok farklı bir yere doğru gidiyor. Ben bu gelişmeden de mutluyum. Ancak asgari ücret malum bir taban belirlemedir. Herhangi bir işveren kalkıp da 3 bin lira maaş verdiği zaman kimse ona sen neden veriyorsun demez. 4 bin lira verdiği zaman, niye veriyorsun demez. E ne olur? Biraz az kazanmış olur.

'BİRAZ AZ KAZANIN'

Ben de işverenlere tavsiye ediyorum. Biraz az kazanın, kazandıklarınızı dar gelirli insanlarla paylaşın. Bunu bir defa başarmamız lazım. Neden? Fakiri tahrik etmeyelim. Ve paylaşımcı anlayışı hayatımıza egemen kılalım. Buradan bir şeyi vurgulamak isterim. Hepimiz ölüp gidiyoruz, paraları beraber götürüyor muyuz? Beraber gelmiyor. Onlar bu dünyada kalıyor. Arkada varisler bunu paylaşacak. Gel bunu işçinle bir kısmını paylaş, ondan sonra da gök kubbede hoş bir seda bırak. Öldükten sonra da “Sorma, bizim öyle bir patronumuz vardı ki gerçekten işçisinin hakkını çok ciddi manada gözetir, maaşını da iyi bir konumda verirdi" desinler. Asıl olan burası. Bunu başarmamız lazım."

'BURADA PARANIN MALİYETİNİ DÜŞÜRMEK LAZIM'

Hemen tabi bizim karşımıza ne getiriliyor? Maliyetler konusu getiriliyor. Biz o maliyetleri çok farklı yerlerde aşağı düşürebiliriz. Buradaki konum şudur, Türkiye’de faiz oranları mesela yüksektir, ama batıda bizim gibi değil düşüktür. E soruyorum şimdi bu faiz oranlarıyla yatırım olur mu? Bu faiz oranlarıyla birlikte küçük orta boy işletmeler girişimci ruhunu kazanabilir mi? Zenginleşebilir mi? Hayır. Onun için burada önce paranın maliyetini düşürmek lazım. Ne genç işadamı bulabiliriz, ne genç işkadını bulabiliriz. Onlar da çok kısa zamanda iflas ederler, devlet gelir iş yerine el koyma durumunda olur. Bu konuyu iyi değerlendirmek gerekir diye özellikle düşünüyorum.''

23 Eki 2015

Ahmedinejad'ın koruması Suriye'de öldürüldü!

Fotoğrafta en sağdaki 

İran eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ın koruması Suriye'deki çatışmalarda öldürüldü.

İran medyasında yer alan haberlere göre, Mahmud Ahmedinejad’ın cumhurbaşkanı olduğu dönemde korumalığını yapan Abdullah Bakıri Niyareki, Suriye’nin Halep kentinde öldürüldü. Konuya ilişkin ayrıntılı bilgi verilmezken Niyareki’nin Hazreti Zeyneb’in türbesini müdafaa amacıyla bu ülkede bulunduğu kaydedildi. Niyareki’nin yarın başkent Tahran’da düzenlenecek törenin ardından toprağa verileceği belirtildi. Son günlerde İran medyasında hemen hemen her gün Suriye’deki çatışmalarda ölen İran askerlerin bilgisi yer veriliyor.
 

Ahmedinejad'ın hemen arkasında koruma.

2 Eki 2015

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Putin'e tepki!


Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya'nın Türkiye'ye Suriye'de IŞİD'i vuracağı bilgisini vermesine rağmen harekâtın ılımlı muhalif unsurlara yöneldiğini söyledi; bunu 'manidar' olarak niteledi. Cumhurbaşkanı, Putin ile yeniden görüşeceğini belirtti.

Moskova’da bir hafta önce Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Putin'e Türkiye, Amerika ve Rusya ile ortak çalışma grubu önerdiğini, dışişleri bakanlarını görevlendirdiklerini, üzerinden bir hafta geçmeden böyle bir hamle geldiğini söyledi.

Al Jazeera Arapça'ya konuşan Erdoğan, Suriye'deki saldırılarından önce Rusya'nın Türkiye’ye, "IŞİD'e karşı bir harekât yapılacağı" yönünde bilgi verdiğini ama harekâtın rejime karşı mücadele eden ılımlı unsurlara yapıldığını, bunun "çok manidar" olduğunu ifade etti. Putin ile yeniden görüşeceğini belirten Erdoğan, "Bu konudaki üzüntülerimi de kendisine aktarmak istiyorum. Attıkları adımı yeniden gözden geçirmelerini kendisinden isteyeceğim" diye konuştu.



Kaynak: Posta.comtr

29 Eyl 2015

Cumhurbaşkanı Erdoğan muhtarlara seslendi!


Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda muhtarlara sesleni. Erdoğan, "7 Haziran'da başardınız ama inşallah 1 Kasım'da başaramayacaksınız" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Beştepe'deki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda muhtarlara seslendi. Erdoğan'ın konuşmasında 1 Kasım seçimlerine yönelik mesajlar oldukça dikkat çekiciydi.

İşte Erdoğan'ın açıklamalarının satır başları:

Hiç bir kutsalları olmayan bu teröristlerle mücadeleyi sonuna kadar sürdürmeye niyetliyiz. Şehitlerimizin acısı yüreklerimizi yakıyor. Aynı zamanda bize güç veriyor. Bir kez daha rahmet diliyorum. Ne yurt içi, ne yurt dışı güvenlik güçlerimiz operasyonlara devam ediyor. Gece de oldu, 30'un üstünde terörist vuruldu. Bunların yurt içindeki sözde şehitliklerinde mühimmat depoları var. Onları yer ile iksan ediyoruz. Bunlar son çırpınışlardır. Milletimiz adına sormaya devam edeceğiz. Bayramdan öncesi hafta sonu, Yenikapı'da coşkulu miting yapmıştık. Milletimiz terörle mücadele, sesiyle, duruşuyla ortaya koyuyor.

Türkiye kendisine uzanan her dost elini, samimiyetle uzatır. Parelel yapıyla birlikte hareket edenlere de cevap vereceğini çok iyi bilmelidir. Geçtiğimiz 12 yılda sınıf atlattık. Artık üniversitesi olmayan okulumuz (şehir demek istedi) yok. Niye, ta Muş'taki arkadaşımız, para harcayıp Ankara, İstanbul'a gelmesin. Terör örgütü ayrımcılık, biz ise kardeş etmenin gayreti içindeyiz. Ayrıma hiç bir zaman fırsat vermedik. 78 milyonu, Yaradılanı severiz, Yaradandan dolayı.

"HENDEK KAZMAKTAN BAŞKA NE İŞ YAPTINIZ?"

Bunlar Kürt kardeşlerimi sevmiyor. Terör örgütünü arkasına alanlar, hendek kazmaktan başka ne yaptınız? O hendekler, Cizre, Nusaybin'e hizmet mi götürüyor? Cizreli, Silopoli, kardeşim oradan kaçıyor mu, kaçıyor. Niye, huzur yok. Ben nasıl seçilmiş bir insansam, sizler de seçilmiş muhtarsınız.

Milli birlik, çözüm süreci diye umudunuzu en yüksek noktaya çıkardığımız yerde, terör örgütü ve onun siyası yapısı bunu bozdu. Terör yeniden hortladı. iç ve dış destekleri, gayet iyi biliyoruz. Terör örgütü de, sindirdiği insanlar pahasına, kendisine biçilen rolü oynuyor. Terör örgütü vatandaşlarımızdan umduğu desteği bulamadı. Dün gördünüz, roket, zırhlı aracı sıyırıyor, o evde 9 yaşındaki bir çocuk şehit oluyor. Bunun bedelini ödetmek zorundayız.

"PARLAMENTO DA BİLE OLSA"

Terör örgütü, sade insanlığın değil, Kürt kardeşlerimizinde düşmanıdır. Terör örgütü yerli değildir ve bu milletin parçası değildir. İsterse parlamentonun içinde olsun. Yurt dışında oluyor. Hani sizin bayrakla sorununuz yoktu. Kimi aldatıyorsunuz, sizin ülkeyle, milletle sorununuz var. Yerli olmadıklarını gösteriyorlar. Terör örgütlerine destek veren meyda grupları da bu tavırlarıyla milli ve yerli olmadıklarını gösteriyorlar. Türküm diyebilirsin bu senin hakkındır, ama Türkçüyüm dersen ayrımcılık yaparsın. Kürdüm dersen senin hakkındır. Ama Kürtçüyüm dersin bu ayrımcılıktır.

Yerlilik ve millilik, siyasi ötesi bir anlaşıytır. Bunu idrak edemeyenler, ihtiyaç duyduğumuz kardeşlik iklimini zehirliyorlar. Mesele siyasi mücadele ise ben kaçmam.

"1 KASIM'DA MİLLET BUNA İZİN VERMEYECEK"

Nedir tek millet diyeceğiz, hangi kökenden olursa olsun. İkincisi tek bayrak. Bayrağımızın rengi şehidimiz kanıdır. İkinci bir bayrak tanımıyoruz. O teröristlerin cesetlerine sardıkları paçarvra belli. Bir de utanmadan diyorlar ki, bizim bayrnakla sorunumuz yok. Hamburg'da gördük bunu. 7 Haziran'da bunu başardınız ama inanıyorum ki, milletimiz 1 Kasım'da buna izin vermeyecek. Kıyametin son anına kadar şehitlik olacak mı olacak. Bunlar bizim dinimzde var. Zerdüştlükte yok. Oradaki sözde şehitlik, mühimmat deposudur. Tek vatan, tek devlet diyeceğiz. Ben bunu yapamazsam, Sarıkamış'ta şehit olan dedemin haklarına halal getirmiş olurum. Kendi bildiğim yöntemle, anayasal sınırlar içinde mücadele etmeye devam edeceğim. Ne zaman ki, milletimiz bana tamam der, o zaman vazife verdiği kişiye görevi teslim eder, kenara çekilirim. O zamana kadar hiç kimse kusura bakmasın, susmayacağım. Cumhurbaşkanı hiç bir şeye karışmasın demek, bir şey yapmasın demek.

Geçmişte paralel yapının yaptıklarını göremediğimizi açıkça ifade ettim. Ne demiştik, inlerine gireceğiz. Girdik. Aynı şekilde, terör örgütüne yakın siyasi partiye, STK'ya yakınlaştık. Kardeşlik için. Bunda samimiydik. Maalesef, demokrasi ve özgürlükler art niyetliler tarafından istismar edildi. Cumhuriyet döneminde de, kronik sorunlardandı. Biz bunu çözmeye çalıştık. Bombalarla bunu sabote ettiler. Keşke terör eylemleri sebebiyle tek bir kişinin canı yanmasaydı.

Selehaddin Eyyübi Kürt değil miydi? Aynen Çanakkale'de olduğu gibi. Orada hiç bir ayrım yok. (Bir muhtar bu arada araya girdi ve: Teröristten vekil olmaz. 1 Kasım'da da olmayacak" dedi. Erdoğan da, İnşallah diye yanıt verdi.) Terör örgütü kirli planlar yapmış olabilir. Ama Türkiye eski Türkiye değil. Terör örgütüne karşı yurt dışında büyük darbe vuruyoruz. 2 bin terörist vuruldu. Orada sivil halk olmadığı için daha iyiyiz. Sivillerden uzak.

TERÖR ÖRGÜTÜ SİVİL CAN KAYIPLARININ ARTMASINI İSTİYOR

Dağlara kaçırdıkları o Kürt yavrularımızın ailelerinin nasıl ağladığını görüyorsunuz değil mi? Terör örgütünün bu saldırılarıyla bir sonuç alması asla söz konusu değildir. Terör örgütü kardeş kavgası çıkarmak istiyorlar. Şehitlerimizin acısı mücadele azmimimiz daha da arttırıyor. Gelin bu oyuna alet olmayın. Ey medya bu oyuna alet olma. Erdoğan'a düşmanlığınız olabilir ama siz ne kadar düşman olursanız olun rabbimin takdim ettiği, öğrmü hiç bir zamana azaltamayacaksınız

Terör örgütü çatışmalarda çok sayıda sivilin can vermesini istiyor. Sizler de görmüşsünüzdür, hasta almak için gelen ambulansın şoförünü öldürecek kadar alçaldılar. Küçük yavrularımızı roket atarlarla paramparça edecek kadr insanlıktan çıkmış durumdalar. Sen busun. Kimin bu ülkede dürüst kimin dürüst olmadığına bu millet şahittir. Tayyip Erdoğan bu ülkede yalandan en çok kaçan isimdir. Teröristi ekranlarınıza çıkarmak suretiyle cici kız diye gösterenler sizsiniz. Onlar için her şeyi meşru kılan sizsiniz. İftira atmakta sizin üzerinize yok. Tayyip Erdoğan'a mektup göndermenin manası da yok. Zira o mektupların kıymeti harbiyesi yoktur. Vatanı için çalışanlar da bellidir, saltanatı için çalışanlar da bellidir.

Aramıza fitne sokulmasına izin vermeyelim. Sağduyuyu itidali elllerinden bırakmamalarını istirham ediyorum. Panzerin üzerine çıkan vekilden bahsediyor. Bezmi Alem Camii'ne bırakılan bira şişelerinden bahsediyor. Okullarımızı yakanlar, yıkanlar. Bu bütün muhtarlarımızın da sorumluluğunu daha da arttırıyor. 1 Kasım'da inşallah gelin çok önemli adımı birlikte atalım ve yeni değişim dönüşümü sağlayalım.



Kaynak: Posta.comtr

26 Eyl 2015

Aydın Doğan: Ben hiç kimseye öyle bir şey demedim


Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan'ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yanıtı...

Sayın Cumhurbaşkanı, Millet olarak Kurban Bayramını kutladığımız bugünlerde size böyle bir açık mektup yazmak durumunda kaldığım için gerçekten üzgünüm. Ama hayatta karşılaştığınız bazı şeyler, uğranılan büyük haksızlıklar, ne yazık ki, insanın duygularını ertelemesine imkân bırakmıyor. Bu mektubumu işte böyle bir haksızlığın bende yarattığı üzüntüyle yazıyorum. 22 Eylül akşamı Kanal 7 televizyonundaki mülakatınızda doğrudan şahsımı kastederek, yıllar önce İstanbul Conrad Oteli’nde yaptığımız bir görüşmeyi yeniden gündeme getirdiniz. Bu görüşmede benim daha önce cumhurbaşkanlığı ve başbakanlık yapmış üç değerli devlet şahsiyeti hakkında size şu ifadeyi kullandığımı ileri sürdünüz:

“Öyle dönemler oldu ki, biz hükümet getirdik, hükümet götürdük.”

Benim bu sözleri rahmetli cumhurbaşkanları Turgut Özal ve Süleyman Demirel ile eski başbakan Tansu Çiller için söylediğimi belirttiniz. Aynı mülakat sırasında Conrad’daki görüşmede bana şunu söylediğinizi de eklediniz: “Kusura bakma. Ben doğma büyüme Kasımpaşalıyım. Hak bildiğimiz şeyden taviz vermeyiz."

***

Sayın Cumhurbaşkanı,

Eğer doğup büyüdüğümüz yerler hepimizin söyledikleri için bir referans ise ben de doğma büyüme Kelkitliyim. Ben de doğup büyüdüğüm Anadolu yaylasının yiğit delikanlılarının yetiştiği Kelkit’ten geliyorum . Hayatım boyunca seçilmiş hiçbir lidere, hiçbir devlet insanına böyle veya bu manaya gelecek bir şey söylemedim. Asla söylemem. Yine doğma büyüme bir Kelkitli olarak şunu da eklemek isterim: Conrad Oteli’ndeki görüşmede size de böyle bir şey söylemedim, bu manaya gelecek bir söz sarf etmedim.

***

Sayın Cumhurbaşkanı,

Konuşmanızda Dokuzuncu Cumhurbaşkanımız rahmetli Süleyman Demirel’e de bu yönde sözler sarf ettiğimi öne sürüyorsunuz. Madem doğup büyüdüğümüz yerler bizim şahidimiz oluyor, o zaman ben de İslamköylü Süleyman Demirel’in vefatından beş ay önce bana gönderdiği bir mektupta şahsımla ilgili söylediği şu sözleri sizin ve milletimizin takdirine sunuyorum: 

"Seni 40 yıldır tanırım. Bu 40 yılda benden hiçbir talebin olmadı. Ben de senden hiçbir ricada bulunmadım. Gazetelerinin yayınları sebebiyle zaman zaman sana kızdığım günler oldu. Ancak bunları insani münasebetlerime hiç karıştırmadım. Küsmedim, darılmadım. Devletin kudreti ile senin üzerine gelmeyi aklıma bile getirmedim… Neticede sen basın olarak doğru bildiğin şekilde yayın yapıyordun, ben ise devlet sorumluluğu, tarafsızlığı ve hoşgörüsü ile davranmak mecburiyetindeydim."
***

Sayın Cumhurbaşkanı,

Aynı şekilde kendimi çok mağdur hissettiğim bir başka konuyu da dile getirmek isterim. Söz konusu mülakatta da olduğu gibi çeşitli konuşmalarınızda beni ve grubumu terör örgütlerine yardım etmekle suçluyorsunuz. Bu benim asla altında kalamayacağım, kalmayacağım ve son nefesime kadar bütün kalbimle reddedeceğim bir suçlamadır. Terörün her türlüsü, özellikle de ülkemin bütünlüğüne yönelmiş terör, Türkiye Cumhuriyeti’nin ülkesini seven her vatandaşı gibi benim de bir numaralı düşmanımdır. PKK Terör örgütü dahil her tür terör örgütüyle vatandaş olarak da, yayıncı kimliğimle de sonuna kadar mücadele ettim, ediyorum ve etmeye devam edeceğim. Eğer milliyetçilik Türkiye sevdası ise, Türkiye’ye bağlılık ise, Türkiye’nin birliğini, kardeşliği ve barışı savunmak ise bu konuda herkesle yarışmaya hazırım. Ben doğma büyüme, katıksız milliyetçiyim...

***

Sayın Cumhurbaşkanı,

Bu mektubu size sadece mağdur bir vatandaş olarak yazıyorum. Çünkü son zamanlarda sizi destekleyen medya kuruluşlarının da insafsızca ve vicdansızca yürüttükleri bir saldırı karşısındayım. Bunlarla mücadelemi hukuki sınırlar içinde sonuna kadar, yılmadan yürütüyorum ve yürütmeye devam edeceğim. Ama siz Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanısınız. Sizden gelecek bir suçlama karşısında kendimi size ifade etmenin ve hissiyatımı anlatmanın bir vatandaşlık hakkı olduğuna inanıyorum. Sizin de hepimizin Cumhurbaşkanı olarak benim hissiyatıma hassasiyet göstereceğinizden emin olmak istiyorum. Bu vesileyle merhum cumhurbaşkanlarımız Turgut Özal ve Süleyman Demirel’e Cenab-ı Allah gani gani rahmet eylesin diyor, eski başbakanımız Sayın Tansu Çiller’e de sağlıklar diliyorum.

Saygılarımla

AYDIN DOĞAN



Kaynak:Posta.com.tr

25 Eyl 2015

Erdoğan 'Suudi yönetimine saldırgan ifadeler var'


Cumhurbaşkanı Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediyesi ziyaretinde hac faciası sırasında Suudi yönetimine saldırgan ifadeler kullanıldığını söyledi.

Erdoğan'ın sözlerinden satırbaşları şöyle: Suudi yönetimi sürekli proje yapıyor. Oradaki inşaat çalışmalarını biraz azaltması gerekiyordu. Burada kimisi yönetim boşluğu, organizasyon boşluğu var ifadelerini çok da doğru bulmuyorum. Sırtında küfe yok. Bazı sıkıntılar yaşanıyor. İnanıyorum ki, Suudi Arabistan yönetimi bazı kararlar alacaktır. Tedbiler farklı olacaktır. Suudi Arabistan yönetimine böyle saldırgan ifadeleri doğru bulmuyorum.

SURİYE POLİTİKASI DEĞİŞİYOR MU?

Başbakanlık dönemimden itibaren Suriye yönetimiyle ilgili söylediğim aynıdır. Esed ile aynı Suriye'nin kurtuluşu söz konusu değildir. Muhalif kesimler de Esed'i kabul etmiyor. Esed'in eğer, Suriye'ye zerre kadar sevgisi varsa terk eder gider. 2 milyon insana kapısını açan kim biziz. Birileri ile oturup konuşmamız gerekiyor. Amerika, Rusya, İran, Katar ile konuşuyoruz.


Kaynak:Posta.comtr

20 Eyl 2015

Yenikapı mitinginde Erdoğan Demirtaş'ı hedef aldı!


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı İsmet Yılmaz ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun da katıldığı “Milyonlarca Nefes Teröre Karşı Tek Ses” mitingi, bugün İstanbul Yenikapı Miting Alanı'nda yapıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan buradaki konuşmasında isim vermeden HDP'yi ve HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ı eleştirdi.

İstanbul Yenikapı'da gerçekleştirilen "Milyonlarca Nefes Teröre Karşı Tek Ses" mitingi sona erdi. Sabah saatlerinden itibaren miting alanına ellerinde bayraklarla gelen binlerce kişi Başbakan Davutoğlu, Meclis Başkanı İsmet Yılmaz ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmalarını dinledi.

DEMİRTAŞ'A TEPKİ: CİCİ ÇOCUK...

Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı konuşmada isim vermeden HDP'yi ve HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş'ı hedef aldı. Erdoğan, 'TBMM'ye hangi partiden olursa olsun 550 tane yerli, bedeni ve kalbi ile bu ülke için çalışacak milletvekili gönderin. Ne demek istediğimi anladınız değil mi? 1 Kasım geliyor, sizlerden tarihi bir karar tarihi bir gayret istiyoruz. Hani diyorlar ya biz bir şey yapmıyoruz diye. 7 Haziran'da gittiler muhtarları tehdit ettiler. Ben her hafta muhtarlarla görüşüyorum. Geçenlerde Güneydoğu Doğu bölgelerinden davet ettim. 90 tanesi gelemedi. Tehdit altındayız onun için gelemiyoruz dediler. Cici çocuk siz kimi aldatıyorsunuz? Siz TV ekranında kimi aldatıyorsun?' diye konuştu. Erdoğan konuşmasını Arif Nihat Asya'nın 'Dua' şiiriyle tamamladı. Konuşma sonrasında Başbakan ve Meclis Başkanı da platforma çıkarak el ele poz verdi.

UĞUR IŞILAK ERDOĞAN'LA KONUŞTU

7 Haziran seçimlerinde milletvekili seçilen ancak 1 Kasım seçimleri için aday gösterilmeyen şarkıcı Uğur Işılak tam da Başbakan Davutoğlu konuşma yapmak için kürsüye yürürken protokolde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan'la kısa bir görüşme yaptı.

İŞTE DAKİKA DAKİKA YENİKAPI'DAKİ MİTİNG

18.44
Erdoğan'ın konuşmasından sonra Meclis Başkanı ve Başbakan Davutoğlu anons edilerek platforma davet edildi.


İŞTE ERDOĞAN'IN KONUŞMASININ SATIR BAŞLARI:

Terör örgütünün tehditlerine rağmen vatanımızın bütünlüğü milletimizin birliği için sabreden bu yönde irade ortaya koyan tüm kardeşlerime Allah sizlerden razı olsun diyorum. İnanıyorum ki bu birliğinizi bozmayacaksınız. Bu yolda kararlı bir şekilde geleceğe yürüyeceğiz. Teröre karşı tepkisini elinde bayrağıyla çakmak çakmak gözleriyle yüreğiyle dudaklarından eksik etmediği duasıyla en önemlisi aklıyla metanetiyle ortaya koyan bütün vatandaşlarıma şükranlarımı sunuyorum. 1000 yıllık kardeşliğimizi, tüm fesat odaklarına rağmen o etnik fitneyle, meshep fitnelerle, sapkın akımlarla bölmek isteyenlere en güzel cevabı bugün sizler veriyorsunuz. Sizler Yahya Kemal'in rabbimize şu hitabıyla buradasınız. Ne diyor Şu kopan fırtına Türk ordusudur Yârabbi! Senin uğrunda ölen ordu budur Yârabbi! Tâ ki yükselsin ezanlarla müeyyed nâmın, Gaalib et, çünkü bu son ordusudur İslâm'ın! diyerek dua ettiği o büyük milletin ta kendisisiniz. Sizin bu azminiz, bu kararlılığınız sürdükçe evel Allah bu milleti bin yıllık yürüyüşünden kimse alıkoyamaz. (Erdoğan'ın bu sözleri sonrası miting alanında 'İşte ordu işte komutan' sloganları atıldı) Hacı Bektaş'ın dediği gibi bir olacağız, iri olacağız kardeş olacağız. Kardeşlerim milletlerin hayatlarında imtihan dönemleri var. Biz de 1000 yıl önce bu coğrafyaya ayak bastığımızda kesintisiz imtihan sayfasının yeni bir sayfasını yaşıyoruz. Halka hizmet hakka hizmettir ölçümüz.

"ÇIKMIŞ BİRİSİ BAYRAĞA SALDIRI MI VAR DİYOR"

Çıkmış birisi ne diyor bayrağa saldırı mı var diyor. Daha ne olacaktı. Yalan üzerine inşaa ettiğiniz bir anlayışınız var. Cesetleri paçavralara sarıp sonra bayrağa saldırı mı var diyorsunuz. Şimdi bazı beyaz türklerin desteğiyle ayakta kalmaya çalışıyorsunuz. Sazla cazla bu iş yürümez. Bayrağımız görüyoruz değil mi? yolumuz karlı dağlara düştüğünde kızıllığında ısındığımız, çöllere düştüğümüzde gölgesinde serinlediğimiz bayrağımız... Bu bayrağın düşmemesi için onun uğrunda can vermeyi vazife bildik. Malazgirt Ovası'ndan İstanbul Surlarına kadar hep bayrağımızla sembolleştirdiğimiz o kutlu davanın mücadelesini verdik veriyoruz.

"KÖKSÜZ, SEVGİSİZ MANKURT..."

Kim ki bu bayrağa el uzatıyorsa o köksüz, sevgisiz bir mankurttur. Bugün milletimizin karşısında kim varsa dün Malazgirt'te de onlar vardı. Bugün milletimizin karşısında kim varsa dün Çanakkale'de de onlar vardı. Zaman değişti isimler değişti ama araç değişmedi. Amaç her zaman bu coğrafyayı bize yar etmememek bu kutlu yolculukta bizi engellemektir. Bizi yaktıklarını yok ettiklerini zannetikleri her dönem adeta küllerimizden yeniden doğarak o kutlu sancağı zirveye dikmeyi başardık. Bugün Avrupa'da yaşayan kardeşlerimiz uzakta ama sonuna kadar millidir. Buna karşılık bedenen ülkemizde yaşadığı halde ruhen gönül coğrafyasından kopmuş olanları ibretle görüyoruz.

Bizi asıl üzen ise millilikle bağlarını koparanların Türkiye üzerinde oynanan oyunlara gönüllü figüranlık yapanlardır. Şu bayrağın renginin anlamına müdrik olmayanlardır.

Biz kimseyi etnik kimliğinden ötürü dışlamadık, dışlamayız. Benim Türk kardeşlerim, Türkmen kardeşlerim burada mı? Benim Kürt kardeşlerim burada mı? Benim zaza kardeşlerim burada mı? Benim Arap kardeşlerim burada mı? Benim Çerkez kardeşlerim burada mı? Boşnak kardeşlerim burada mı? Benim ülkemde etnik sorun değil terör sorunu vardır. Bizim mücadelemiz terör örgütüne karşıdır. 2005'te Diyarbakır'da bir konuşma yapmıştım. Bu konuşmamda neler söylemişim söyleyeyim. Kürt sorunu bu milletin bir parçasının değil hepsinin sorunudur. Benim de sorunumdur. Sorunların parça parça adresi olmaz, bütün sorunlar Kürt olsun Türk olsun bütün Türk Cumhuriyeti vatandaşlarının ortak sorunudur. Çünkü güneş herkesi ısıtır, yağmur herkes için rahmettir. Verilen mücadeleler sonrasında artık Türkiye'nin Kürt sorunu yoktur terör sorunu vardır noktasına geldik. Elbette Kürt kardeşlerimin sıkıntıları vardır. Peki Türk'ün yok mu, Arabın yok mu? Bunların çözümü için nasıl mücadele ettiysek yine mücadele edeceğiz. Bundan 15 yıl önce Hakkari'ye havalimanı yapılacak denseydi buna kim inanırdı? Biz PKK'ya rağmen Selahattin Eyyubi Havalimanı'nı yaptık ve Başbakanımızla gittik açtık. Şırnak'ta da Şerafettin Elşçi Havalimanı'nı yaptık. Muş'ta yaptık, Ağrı'da yaptık. Terör örgütüne rağmen onların desteklediği siyasetçilere rağmen yaptık. At denize balık bilmezse halik bilir dedik.

Biz teröre karşı en küçük bir müsamaha göstermeyeceğiz. Dağ taş demeden bunların inlerine gireceğiz. Bu coğrafya bizim ebedi mekanımız olacak dedik. Elimizde kalan bu toprakları kurduğumuz bu devleti ilelebet muhafaza edeceğiz.

CİCİ ÇOCUK SEN KİMİ KANDIRIYORSUN?

1 Kasım geliyor, sizlerden tarihi bir karar tarihi bir gayret istiyoruz. Hani diyorlar ya biz bir şey yapmıyoruz diye. 7 Haziran'da gittiler muhtarları tehdit ettiler. Ben her hafta muhtarlarla görüşüyorum. Geçenlerde Güneydoğu Doğu bölgelerinden davet ettim. 90 tanesi gelemedi. Tehdit altındayız onun için gelemiyoruz dediler. Cici çocuk siz kimi aldatıyorsunuz? Siz TV ekranında kimi aldatıyorsun?

"BİNBAŞIMIZI, YARBAYIMIZI UNUTAMAYIZ" 
Unutmayın, Ceylanpınar'da 2 polisimizi uyurken şehit edilmesinin acısı hiç bir zaman unutulamaz. Binbaşımızın eşi ve çocuğunun yanında şehit edilmesini unutamayız. Dağlıca'da Yarbay'ımızın askerleriyle şehit edilmesini unutamayız. Türkiye'nin geldiği noktadan geri adım atılmayacağından herkes emin olsun. Demokrasiyi geliştirmede kararlıyız. Yeni Türkiye'nin yolunu açacağız. Tüm dünyadaki mazlumların umudu olan Türkiye'nin gözden çıkaracağı tek bir vatandaşı yoktur. Aramıza fitne sokmak isteyenlere asla fırsat vermeyeceğiz. Değil canının, malının, namusunun tehlikeye düşmesi, tek bir vatandaşımızın gönlünün kırılması kabul edilemez. Biz yerli ve milli olan her kardeşimize, kucağımızı ve gönlümüzü sonuna kadar açık tutacağız. Bayrağımız ortada. Milletimden, bir ricam olacak. 1 Kasım seçimlerinde TBMM'ye hangi partiden olursa olsun 550 tane yerli milli bedeni ve kalbi ile bu ülke için çalışacak milletvekili göndermenizi istiyorum. Herhalde ne demek istediğimi anlıyorsunuz değil mi? Şu anda Türkiye'nin tek ihtiyacı budur. Balkan Faciası diyorum çünkü bu 2 milyon kardeşimiz savaşta değil, devletimizin o bölgeden çekilmesiyle bilinçli olarak kıyıma terk edilmiştir. Biz orada fitneye mağlup olduk. Bizi başka türlü yenemeyeceğini bilenler polisimize, askerimize, kamu binalarımıza sıkılan her kurşunun hedefi birliğimizdir. bu oyuna kimse gelmedi. Biz aynı delikten iki defa sokulmayacağız. Bu çelik iradeyi bozmak isteyenlerin vay haline.

Sözlerimi Arif Nihat Asyalı'nın o duasıyla son veriyorum:
Biz,kısık sesleriz...minareleri, Sen,ezansız bırakma Allahım!
Ya çağır şurda bal yapanlarını, Ya kovansız bırakma Allahım!
 Mahyasızdır minareler...göğü de, Kehkeşansız bırakma Allahım! 
Müslümanlıkla yoğrulan yurdu, Müslümansız bırakma Allahım!
 Bize güç ver...cihad meydanını, Pehlivansız bırakma Allahım!
 Kahraman bekleyen yığınlarını, Kahramansız bırakma Allah'ım! 
Bilelim hasma karşı koymasını, Bizi cansız bırakma Allah'ım! 
Yarının yollarında yılları da, Ramazansız bırakma Allah'ım!
Ya dağıt kimsesiz kalan sürünü, Ya çobansız bırakma Allah'ım!
 Bizi sen sevgisiz,susuz,havasız; Ve vatansız bırakma Allah'ım! 
Müslümanlıkla yoğrulan yurdu, Müslümansız bırakma Allah'ım!



Canım İstanbul, sevdam İstanbul, güleni şöyle dursun Ağlıyanı bahtiyar İstanbul. 17.57 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan konuşma için kürsüye çıkıyor... 17.50 Başbakan Ahmet Davutoğlu'ndan sonra kürsüye Meclis Başkanı İsmet Yılmaz kürsüye çıktı.

DAVUTOĞLU'NUN KONUŞMASININ SATIR BAŞLARI

Bu ne güzel bayrak, bu ne güzel millet. Bu ne güzel kardeşlik. Allah aşkına hangi milletin böyle asil bayrağı hangi milletin böyle çarpan kalbi var. Bir kısmınız Fırat Dicle kenarında Kürtçe ninnilerle büyüdünüz, bir kısmınız Kafkas ninnileriyle büyüdünüz. Bugün Anadolu çocukları tek bir nefes tek bir yürek oldu.

Bu ülkeyi bölmek isteyenlere karşı kıyamete kadar kardeşlik demeye hazır mısınız? Biz burda Kürt ve Türk çocuklarının nefesini birleştiriyoruz. Silvan'da yol kenarına yerleştirilen hain bombayla can veren 12 yaşındaki Fırat'ın nefesini burada hissediyorum. Ben burada Diyarbakır'da çorbacıda çalışan Şeyhmus'un nefesini görüyorum. O kardeşlerimizin nefesi ebediyen birleşmiştir. Ben huzurlarında bulunduğumuz şehit annelerimizin babalarımızın çocukları kaçırılan Diyarbakır annelerinin nefeslerinin birleştiğini görüyorum. Evet bu milleti bölmek isteyen, herkes kahrolsun, kahrolacak inşallah. Çanakkele'ye Yemen'e yürüyen yiğitlerin torunlarını bölmek isteyenler kahrolacaklar. Buradan Diyarbakır'a, Hakkari'ye kardeşlik mesajı göndermeye hazır mısınız? Türkiye'de şimdi nefesleri birleştiren bir anlayış var bir de nefesleri kesmeye çalışan bir anlayış. Biz yürekleri nefesleri birleştirmek istedik.

2002'de sayın Cumhurbaşkanımızın başında olduğu AK Parti iktidara geldiğinde OHAL'i kaldırdık, yasakları kaldırdık. Yaylaları mezraları açtık. Yaylalarda türküler söylenmeye başlandı. Irkçılığın her türü bizim ayaklarımızın altındadır. Önce demokratikleşme dedik. Cumhurbaşkanımız 2005'te Diyarbakır'da tarihi bir konuşma yaptı. O konuşmadan bugüne kadar biz vatandaşlarımıza ne söz verdiysek yerine getirdik. Çözüm süreciyle herkes eşittir dedik. Biz her vatandaşımıza aynı onur ve izzetle yaklaştık.

Kürtçe yasakları, ana dil üzerindeki baskıları her türlü baskıları kaldırmak için çalıştığımıza şahit misiniz? Anadolu'nun yaylalarını barış türkülerini açtığımıza şahit misiniz?

Dedik ki gelin bu silahları terk edin. 25013'te sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı konuşmayla her şeyi net bir şekilde ortaya koydu. Mayıs ayında silahlı olanlar yurt dışına çıkmalıydı ama çekilmedi. Daha sonra Gezi Partkı çıktı. Daha sonra 17-25 Aralık çıktı. 7 Haziran perspektifini verirken çözüm süreci üzerinden kardeşlik mesajı verdik. Onlar 8-9 Haziran'dan itibaren silahlanma ayaklanma çağrısı yaptılar. Bunu diyenler onlar değil onlar piyon. Bu piyonları kullanan bazı dış odaklar. Sizdeki bu inancı gördüğümüz için yola çıktı. Biz sırtımızı teröre dayıyoruz diyen eş başkana diyorum ki biz sırtımızı İstanbul'a, Diyarbakır'a dayıyoruz. Önce Suruç'ta 32 vatandaşımızı IŞİD öldürdü. Ardından Adıyaman'da bir askerimiz şehit edildi. Sonra DHKP-C İstanbul'da şov yapmak istedi. Sonra Ceylanpınar'da uyuyan 2 polisimiz şehit edildi.

23 Haziran'da önce IŞİD mevzilerini bombaladık. Ardından Kandil'i bombaladık.

"MECLİS'TE PKK İSTEMİYORUZ"

Bizim yavaşlayacağımızı düşünmesin. Bu mücadeleyi sonuna kadar, silahlar bırakılana kadar sürdürmeye kararlıyız. O silahlar betona gömülecek. (Meclis'te PKK istemiyoruz) sloganları sonrası - O zaman daha çok çalışacağız ve onların baraj altında bırakacağız.

"BURADAN 3 MESAJ VERMEK İSTİYORUM"

1 -Kim ne yaparsa yapsın, kardeşliğimizi pekiştirelim. Kimse bir diğer kardeşine sen Türk müsün Kürt müsün diye sormasın? Allah2ın sormadığı soruyu siz sormayın. Bazı teröristler Doğu'daki Kürt kardeşlerimize zulmederken siz Batı'da onları yüreğinize basın. Türk-Kürt kardeştir deyin. Kürt kardeşlerim hiç bir yerde kendilerinin ayrımcılığa tabi tutulduklarını hissetmesinler. Mübarek Kurban Bayramı yaklaşıyor, nefsilerimizi kurban edelim kardeşlerimizi kurban etmeyelim. Doğulu Batılıya, Türk Kürt'e, Alevi Sünni'ye daha güzel baksın.

2 - Türkiye Cumhuriyeti devleti her bir vatandaşına eşit bakar. türkiye üzerinde operasyon yapmak isteyenler bilsinler biz buradayken Türkiye'nin bir santimetre karesini böldürtmeyiz, ayırtmayız. Biz nefes alırken bu ülke üzerinden oynanan her oyunu bozarız.

3- Demokrasiyi ve özgürlükleri mutlak anlamda yaşatacağız. Herkes özgür tercihini yapacak. Kimse baskı altında oyunu vermeyecek. Her kardeşimin oy vermek için sandığa gidip milli iradeyi tecelli kılacak şekilde hareket etmesini istiyoruz. Ayağa kalkmaya var mısınız? Ey Mezapotamya, Fırat'ın çocukları, Trakya2nın çocukları, Kafkasya'nın çocukları kardeşlik demeye var mısınız?

17.17 Başbakan Ahmet Davutoğlu miting alanındaki platforma çıkarak bir konuşma yapacak... (Tam da o anlarda 1 Kasım seçimleri için aday gösterilmeyen Uğur Işılak, protokoldeki Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanına giderek Erdoğan'la bir süre sohbet etti.)


17.00 Çözüm süreci klibinin ardından şehitler için Kur'an okunuyor...


16.56 Miting alanındaki dev sinevizyonda Tayyip Erdoğan'ın özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesindeki açılışları ekrana getirildi. Ardından PKK saldırılarını gösteren görüntüler yayınlandı.

16.43 Yenikapı'daki 'teröre karşı te ses' mitinginde İstiklal Marşı okundu. Ardından mitingi organize eden Sivil Dayanışma Platformu Başkanı Ayhan Ogan bir konuşma yapıyor. An itibariyle alandaki kalabalık zirve noktasına çıktı...


16.37 Miting alanındaki protokol noktasına giden Cumhurbaşkanı Erdoğan burada Başbakan Davutoğlu ve eşi Sare Davutoğlu ile tokalaştı.


16.24 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı taşıyan helikopter, Yenikapı'daki miting alanına indi. O anlarda Uğur ışılak sahnede Nazım Hikmet'in 'Bu Memleket Bizim' şiirini okudu.


16.22 7 Haziran seçimlerinde aday gösterilen ancak 1 Kasım seçimlerinde Ak Parti'den aday gösterilmeyen Uğur Işılak, sahneye çıkarak şarkı söylüyor.



16.21 Başbakan Davutoğlu'nu taşıyan helikopter Yenikapı'daki miting alanına indi
16.06 (Miting notu) Miting sonunda Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'in şehitler için bir dua okuyacağı belirtiliyor...
16.03 Yenikapı'daki miting alanının tamamı neredeyse doldu. Kontrol noktasında miting alanına girmeyi bekleyen vatandaşlar var...


15.55 Miting alanına gelenlerin platform üzerindeki kameradan görünümü...


15.49 Markar Eseyan: Bu süreç belki de PKK'nın silah bırakmasını sağlayacak. Bu mitingler terör örgütlerinin cenaze merasimidir. (Habertürk TV)

15.47 Yenikapı'daki miting alanında kalabalık her geçen dakika artıyor. İşte miting alanındaki son görüntüler...



15.40 İstanbul Yenikapı'daki 'Teröre karşı tek ses' mitingine dedesi, 2 yaşındaki Tayyip isimli torununu da getirmiş.

15.00 Yaklaşık 1.5 milyon kişilik miting alanına gelişler devam ediyor. Saat 16.00'da başlayacak mitingin saat 19.00'a kadar sürmesi bekleniyor. İşte saat 15.00 itibariyle miting alanındaki son durum.




20 Eylül 2015'de Yenikapı'da düzenleneceği duyurulan "Teröre Karşı Tek Ses" Mitingi için Sivil Dayanışma Platformu hazırlıklarını tamamladı ve Yenikapı meydanında dev bir sahne hazırlandı. Montajın tamamlanmasının ardından “Milyonlarca Nefes Teröre Karşı Tek Ses” yazılı dev pankart sahnenin önüne asıldı.

"GÜN KAVGA ETME, AYRIŞMA GÜNÜ DEĞİL"

1 milyon kişinin katılımının hedeflendiği miting öncesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan da resmi Twitter hesabından mesaj yayınlayarak, “Tüm vatandaşlarımızı bir olmaya, birlik olmaya, teröre karşı tek ses olmaya, Yenikapı’ya davet ediyorum. Gün, kavga etme ya da ayrışma günü değil, birleşme, kenetlenme ve hedeflerimize odaklanma günüdür. Gün #TeröreKarşıTekSes olma günüdür.” çağrısında bulundu. Erdoğan, mitingle ilgili afişi de Twitter hesabında paylaştı.


DAVUTOĞLU DA TWİTTER'DAN AÇIKLAMA YAPTI

Başbakan Ahmet Davutoğlu: Bir olmak, birlik olmak, omuz omuza #TeröreKarşıTekSes olmak için aziz Milletimle Yenikapı'da bir kez daha tarih yazacağız.

TRAFİĞE KAPANAN YOLLAR

Öte yandan İstanbul Emniyet Müdürlüğü, miting nedeniyle bugün bazı yolların sabah saat 08.00’den etkinlik bitimine kadar trafiğe kapalı olacağını duyurdu. Açıklamaya göre; Bakırköy Taşhanlar Köprü, Aksu Caddesi çıkışından Sahil Kennedy Caddesi Yenikapı Kavşak arası kapatılarak araçlar Bakırköy istikametine yönlendirilecek. Gazi Mustafa Kemal Paşa Caddesi sahil istikameti, Namık Kemal Caddesi’nden Sahil Kennedy Caddesi istikameti, Atatürk Bulvarı Pertevniyal Lisesi önünden Gazi Mustafa Kemal Paşa Caddesi istikameti de trafiğe kapatılacak, araçlar Millet Caddesi ve Vatan Caddesi’ne yönlendirilecek. Yine Sahil Kennedy Caddesi, Balık Hali’nden itibaren Yedikule’ye kadar kapalı olacak.

MİNTİNG ÖNCESİ KORKUTAN KAZA 

Yenikapı'daki mitingde görevli polis ekiplerini taşıyan İETT otobüsü, Halkalı-Sirkeci tren hattı için kullanılan üst geçide çarptı. Çarpmanın ardından meydana gelen patlamada, polisler ile aralarında zabıtalarında bulunduğu 26 kişi yaralandı. İstanbul Emniyet Müdür Mustafa Çalışkan, bir polis memurunun durumunun ağır olduğunu söyledi. Bir zabıta memurunun da ameliyata alındığı öğrenildi.


İDO’DAN UYARI 
İDO Yenikapı’ya araçlarıyla gelecek yolcularını miting nedeniyle Eminönü- Yenikapı güzergâhını kullanmaları ve özellikle miting saatine denk gelen seferlerde seyahatlerden en az 30 dakika önce terminalde olmaları konusunda uyardı.



Kaynak:Posta.comtr

Cumhurbaşkanı Erdoğan Rusya'ya gidecek!


Rusya'nın Suriye'ye savaş uçağı ve asker gönderdiği iddiaları dünyanın dilinde. Esad'a olan desteğini açıkça dile getiren Rusya'ya Cumhurbaşkanı Erdoğan tepki göstermişti. Erdoğan tüm kritik gelişmelerin yaşanırken Rusya'ya önemli bir ziyaret gerçekleştiriyor. Erdoğan, Çarşamba günü Rusya'ya günbirlik bir ziyaret gerçekleştirecek.

Çarşamba günü Moskova’ya günübirlik çalışma ziyaretinde bulunacak Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Putin’le görüşecek. Filistin Devlet Başkanı Abbas’la da ikili görüşme yapacak Erdoğan, Moskova Merkez Camii’nin açılışını da gerçekleştirecek.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 23 Eylül Çarşamba günü Rusya’nın başkenti Moskova’ya günübirlik çalışma ziyaretinde bulunacak. Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre, Erdoğan, Rusya ziyareti sırasında Moskova Merkez Camii’nin açılışını gerçekleştirecek.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yapacağı görüşmede, ikili ilişkilerin yanı sıra Suriye meselesi başta olmak üzere bölgesel konuların da ele alınması bekleniyor. İki liderin, görüşme akabinde, çalışma yemeğinde de görüş alışverişine devam edecekleri belirtildi. Cumhurbaşkanlığı kaynakları, Erdoğan’ın Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas ile de Moskova’da bir ikili görüşme yapacağını kaydetti.



Kaynak:Posta

15 Eyl 2015

Cumhurbaşkanı Erdoğan miting yapacak mı?

Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın soruları yanıtladı.
İbrahim Kalın'ın açıklamalarından satır başları: Bu dönemde barışı çoğaltmalıyız. Bu ülke coğrafyasında her vatandaşın özgür ve müreffeh bir şekilde yaşaması için mücadele ediyoruz. Terör örgütünün Cizre gibi yaptığı yerlerde hiçbir demokratik ülkede müsamaha gösterilemez. Zaman zaman uluslararası basında yalan haberlerin yayıldığını görüyoruz. Güvenlik güçlerimiz hukuk çerçevesinde her şeyi yapıyor. Geçen yıl Ferguson'da yaşananları gördünüz. Orada terörist yoksa, hendek yoktu. Canlı kalkan yoktu. Ama müdahale edildi. Teröre hayır kardeşliğe evet mitingi çok önemli. İngiltere, Fransa ve İspanya'da terörü meşru gösterenler için kanun var. İspanya'da ETA'yı övmek, şirin göstermek ve yücelten 19 kişi tutuklanmıştır. Fransa'da ETA'yı övenler tutuklanmıştır. İngiltere'de geçen yıl sosyal medyada terörü öven 300 kişi tutuklandı. Terör propagandasına alet olmamak ve bu tür yayınlardan kaçınmak gerekir. Devletimiz de gerekli önlemler alacaktır. Batı basını güya DAEŞ'le mücadele ediyor diye PKK terör örgütünü şirin gösterdi. Türkiye'de toplum ve devletiyle teröre karşı mücadele ederken terör propagandasına da izin vermeyeceğiz. Göçmen krizi Avrupa'da sürüyor. Aylan Kürdi'nin o fotoğrafı dünyayı ayağa kaldırdı. Umutlandık belki Avrupa da mültecilerini kapılarını açar diye. Ama yeni Aylan Kürdiler devam ediyor. Türkiye açık kapı politikasıyla 2.5 milyon mülteciye kapılarını açmıştır. AFAD'a iş adamlarımıza, milletimize bu tavrı için teşekkür ediyoruz. Bütün Suriyeliler'in gitmek istedikleri tek yer: Kendi ülkeleri. Mescid - i Aksa'da yaşanan olaylar. El Halil kentinde yaptıkları gibi Mescid-i Aksa'da kendine yer açmak istiyor. DAEŞ operasyonlarında 2 bin kişi sınır dışı edildi. 500 kişi gözaltına alındı.

Soru: 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim öncesi meydanlara inip miting yapacak mı? Halkın oylarıyla seçilen bir cumhurbaşkanımız var. Vatandaşlarıyla tabii ki görüşecektir. Millet ile halkla temasını kesmesini bekleyemeyiz.

Lamia Ayhan - ahaber muhabiri:
Şehit cenazelerine katılan, terörle mucadele veren Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan hakkında Nokta dergisinin verdiği kapak basın özgürlüğü müdür? Kalın: ABD ziyareti her an olabilir. Sayın Obama ile Erdoğan, Antalya'da görüşecek zaten. Ziyaret ile ilgili kesinleşmiş tarih yok. Doğan medya ile ilgili soruşturma yapmam şimdi doğru değil. Cumhurbaşkanlığına hakaret basın özgürlüğü değildir. Terör destek vermeyle ilgili örnekleri anlattım. Cumhurbaşkanına saldırırak bunu yapmak, aktivizmdir. Cumuhbaşkanına saldırmak basın özgürlüğü değildir. Kişiselleştirmeden yapabilirsiniz.

3 Eyl 2015

O fotoğraf için bunları söyledi!

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, B-20 Konferansı açılış oturumunda konuştu. Küresel sorunlara küresel çözümler bulunması gerektiğini söyleyen Erdoğan, cansız bedeni Bodrum sahiline vuran 3 yaşındaki bebek için "Bu yavrunun hesabını tüm insanlık vermeyecek mi?" dedi.
Erdoğan'ın sözlerinden bazı satırbaşları şunlar: 
Alınan kararların çok daha etkili ve çözüme dönük olduğudur, küresel sorunlara küresel çözümler bulunması gerekiyor. G-20 Platformunda bu çerçevede anlayış birliğini görüyoruz. Her ekonomik gelişmenin dünyayı etkilediği bir dönemde bu anlayış önem taşıyor.Yani bir takım oyunu sorunların daha kolay aşılmasını sağlıyor. Türkiye olarak biz 2008 yılındaki küresel finans krizini bu yaklaşımla aldığımız önlemler sayesinde aştık. G-20 bu ihtiyacı karşılayacak işbirliği platformu olarak önümüzdeki dönemde daha büyük görevler…Siyasi liderlerin ve iş dünyasının bu platformda göstereceği işbirliği küresel sorunların çözümünü kolaylaştıracaktır.G-20 platformunun en kapsayıcı açılım grubu olan B20 hem faaliyet alanını geliştirdi hem üye sayısını artırdı. Dünya Kobi Forumu zirveler ve diğer pek çok etkinlikle güçlendirilen B-20 Türkiye’nin küresel iş dünyasının önemli platformlarından biri haline geldi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’na teşekkür ediyorum. Kasım ayında Antalya’da düzenlenecek G-20 zirvesinde liderlere sunulacak gündemdeki konular için çaba göstermeyi sürdüreceğiz. Kobilerle ilgili gelişmeleri çok yakından takip edeceğimizin bilinmesini istiyorum.
Bugün Pekin-İstanbul hattını dikkate almayan ekonomik siyasi projenin başarıya ulaşma şansı yoktur.

İŞSİZLİĞİN ÇARESİ KAPSAYICI BÜYÜME 
Dünyanın tamamını ve toplumların her kesimini içine almayan bir büyüme sosyal dengesizlikleri ve huzursuzlukları getirecektir. Artan işsizliğin çaresi kapsayıcı büyümedir. Bu bakımdan kadınların ve gençlerin işgücüne katılımına büyük önem veriyoruz. Kadın 20’nin resmi açılış toplantısını 6 Ekim’de gerçekleştiriyoruz. Gençler arasındaki işsizliği azaltmakta bir diğer önemli hedefimiz. Dünyanın her bölgesinde çok ciddi büyüme hızlarına ulaşan ülkeler olduğunu görüyoruz. B20’nin de iş hayatında etkin bir şekilde etkin kalması başta olmak üzere kapsayıcılıktan memnuniyet duyuyoruz. B20’ye üye küresel şirket sayısının dönem başkanlığımız sırasında 300’den 700’e çıkmasını anlamlı görüyorum. Bu salonda çok sayıda ulusal ve uluslararası liderlerin bulunmuş olması bizler için memnuniyet verici. Ülkemizin yatırımlar noktasında Türkiye olarak güvenli liman anlayışımızla kapımızı açtık. Güçlü dengeli ve sürdürülebilir büyümenin ayaklarından biri de altyapı yatırımlarının artırılmasıdır. Dünyada 2030 yılına kadar 70 trilyon dolarlık altyapı ihtiyacı vardır.
BU YAVRUNUN HESABINI İNSANLIK VERMEYECEK Mİ? 
Şunu bilmemiz gerekiyor ki ekonominin en önemli tehdidi terördür. Antalya G-20 zirvesinin de çalıştaylarında bunun dışındaki çalışma yemeğinde en önemli gündemimizi bunlar oluşturacaktır. Küresel terör sadece Ortadoğu bölgesinin değil. Dünyanın tamamının sorunu olarak varlığını sürdürüyor. Ülkemizin güneyinde pek çok ülkeyi ateşten yakan bu sorun karşısında batılı ülkelerin yeterli duyarlılığını göstermediğini gösteremediğini belirtiyorum. Hayatını kaybeden her mültecinin vebaline ortaktır. Akdeniz’de batan bir botta mültecileri taşıyan bir botta ölen bir yavru bizim sahillerimize vurdu. Bizim sahillerimize vurdu. Bu yavrunun hesabını tüm insanlık vermeyecek mi? Bir çok savaşlarda mazotların içinde çırpınan o hayvanları vesaire farklı bir şekilde ananlar bu üç yaşındaki yavruyu onun abisini babasını hatırlamayacak mı?

5 ÜLKENİN ÇIKARLARA DIŞINDA... 
Bu sistemin en önemli unsuru olan BM Güvenlik Konseyi 5 ülkenin çıkarları dışında kimsenin sorunlarına eğilmiyor. Erdoğan söylediği için dünya medyası tarafından kötü lanse ediliyor. Eğer bizler inandığımız doğruları söylemeyecek olursak hak hakim olmayacak. Bakınız batı merkezli dünyanın geride kaldığını artık çok merkezli bir dünyanın ortaya çıktığını kabul etmek gerekir. Avrupa başta olmak üzere mülteci ve göçmen akını… Hurda gemilere binen hurda gemilere binen insanlar sadece huzuru veya yaşama imkanını arıyor. İkinci dünya savaşından sonra temel özgürlükleri belirleyen sembol olan batı ülkeleri aynı değerlere sırtlarını döndüler. Akdenizde boğulan insanlığımızdır. Akdeniz’de bizi biz yapan değerlen boğulmaktadır. Avrupa kapılarında kasten botları batırılan sınırlarda insanlık dışı muamelelere tutunan her mülteci… Cesetleri kıyılarımıza vuran her insan için yüreğimizde derin bir yara Merhametini yitirmiş bir dünya sistemi insanların derdine derman olamaz. Ve bir başbakan olarak başbakanlığım döneminde biz açık kapı politikasıyla Suriye’den Irak’tan kim gelirse gelsin… O bombalardan kaçan insanları biz ölüme terk edemezdik, etmedik. Şu an iki milyonu aşkın insan bizim ülkemizde. Biz insanız. Yaradılmışların en şereflisidir. Şu şu şu ölçülere uyuyarsa alalım ne demek? İnsan bu. Biz Ezidisini de aldık Sünni de aldık Kürdünü de aldık hepsi içimizde. Her türlü desteği veriyoruz. Türkiye’ye göre imkanları kat kat fazla olan Avrupa ülkelerinin kabul ettiği mülteci sayısı 200.000. Biz iki milyonu aşkın kişiyi kabul ediyoruz. AB 28 ülke arasında nasıl dağıtacağını düşünüyor mültecileri biz bir haftada kamp oluşturuyoyuruz.



Kaynak:Posta.comtr

1 Eyl 2015

Paralel çeteleri kullananlar hüsrana uğrayacak!

Adli yıl açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hukukun her türlü olumsuz tartışmadan, her türlü şaibeden uzak, herkesin güvendiği ve gönül rahatlığıyla kendini teslim ettiği bir kurum olarak işlemesi şarttır" dedi. Erdoğan ayrıca "Paralel çeteleri kullananlar hüsrana uğrayacak" diye konuştu.
Adli yılın açılışı dolayısıyla Yargıtay Birinci Başkanlığınca Rixos Otel’de düzenlene törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Üzülerek ifade etmeliyim ki yargıya son dönemde en büyük zararı, yargıyı kendi tekeline almak isteyen birtakım gruplar vermistir. Adalet teşkilatı içinde hizipleşmelerin oluşması ve kimi yargı mensuplarının vicdanları yerine mensubu oldukları yapıların talimatları doğrultusunda karar vermeleri hepimizi üzmüştür. Hukukun her türlü olumsuz tartışmadan, her türlü şaibeden uzak, herkesin güvendiği ve gönül rahatlığıyla kendini teslim ettiği bir kurum olarak işlemesi şarttır.'' dedi. Erdoğan ayrıca,"Paralel çeteleri kullananlar hüsrana uğrayacak" ifadesini kullandı.



Kaynak:Posta.comtr

20 Ağu 2015

Saray'dan sert açıklama!

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Bülent Gedikli, "Hem koalisyon kurulmasına yanaşma, hem seçim hükümetine üye verme, sonra da kalkıp maliyet vatandaşın cebinden çıkacak de, faiz artsın diye propagandaya başla. Türkiye'yi hükümetsiz bırakan ve bunu da bile isteye yapanların vebalidir ekonomide de sosyal hayatta ve güvenlikte de yaşanan sıkıntılar" dedi.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Bülent Gedikli, yaptığı yazılı açıklamada şu ifadeleri kullandı: 
"14 yıllık siyasi istikrar boyunca ekonomide zaman zaman ortaya çıkan ‘fırsatçıları’ kimi zaman faiz lobisi, kimi zaman kaos lobisi, kimi zamanda kan lobisi diye nitelendirdiğimiz de bize komplo teorisyeni dediler. Özellikle gezi olaylarından bugüne kadar yaşananları kronolojik olarak ekonomik verilerle alt alta yazdığınızda Türkiye üzerinde oynanan oyunu çok rahat görebilirsiniz. Koalisyon masasına kırmızı çizgi ile oturup, istemeyiz diye kalkanlar şimdi de seçim hükümetine üye vermeyeceğiz diyorlar. Koalisyonun kurulamamasının nedeni olarak sürekli olarak Ak Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan olarak göstermek isteyenler Türkiye'nin çıkarlarını düşündükleri iddiasında bulunuyorlar. Akla mantığa uymayan çelişkiler bunlar. Öncelikle Sayın Başbakan koalisyon için iyi niyetle görüşmelerini gerçekleştirmiş, akabinde anlaşma sağlanamamıştır. Arkasından bir erken seçim mecburiyeti doğmuştur ancak başta CHP ve MHP seçim hükümetine üye vermeyeceğiz diyerek asıl amaçlarını ortaya koymuşlardır. AK Parti HDP ile seçim hükümeti kurmak zorunda bırakılarak, bu kendi seçmen tabanlarına ‘işte bakın bunlar aslında kimle ortaktı’ şeklinde propaganda malzemesi yapmak. Amaç bununla da sınırlı değil tabi asıl hedef ekonomi üzerinden vurulmak istenen darbedir.”

NASIL AHENK İÇİNDELER, NASIL KOORDİNELİ ÇALIŞIYORLAR
"Türk Lirası'ndaki değer kaybı düzensiz, reel faizler kura istikrar getirmeye yetecek kadar yüksek değil ve Merkez Bankası acil faiz artırımına gitmeli diye açıklamalar yapmaya başladı” diyen Gedikli, “Arkasından hemen ana muhalefet partisinden kur maliyetini vatandaş ödeyecek açıklamaları geldi. Nasıl ahenk içindeler nasıl koordineli çalışıyorlar. Hem koalisyon kurulmasına yanaşma hem seçim hükümetine üye verme sonra da kalkıp maliyet vatandaşın cebinden çıkacak de, faiz artsın diye propagandaya başla. Türkiye'yi hükümetsiz bırakan ve bunu da bile isteye yapanların vebalidir ekonomide de sosyal hayatta ve güvenlikte yaşanan sıkıntılar. Bunların neden olduğu her sorunu her krizi yine bizler Allah’ın izniyle aşacağız” ifadelerini kullandı.



Kaynak:Posta.com.tr

17 Ağu 2015

Başbakan'la görüşme sonrası Devlet Bahçeli'den açıklama!

Devlet Bahçeli: MHP oluşacak seçim hükümetine katılmayarakherhangi bir üye vermeyecektir. Türkiye seçimlerin tekrarlanmasıyla karşı karşıya kalmıştır. 45 günlük sürede hükümet kurulamadığı takdirde Cumhurbaşkanı'nın sorumluluğu aktif hale gelecektir.
TBMM'de Başbakan Ahmet Davutoğlu ile görüşen MHP lideri Devlet Bahçeli saatler sonra yazılı açıklama yaptı. Ankara kulislerinden Bahçeli'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan'a 'görevi Kılıçdaroğlu'na ver' çağrısı yapacağı ileri sürülmüştü. Ancak Bahçeli'nin yazılı açıklamasında böyle bir ifade yer almadı. Devlet Bahçeli'nin açıklamasında " MHP oluşacak seçim hükümetine katılmayarakherhangi bir üye vermeyecektir. Türkiye seçimlerin tekrarlanmasıyla karşı karşıya kalmıştır. 45 günlük sürede hükümet kurulamadığı takdirde Cumhurbaşkanı'nın sorumluluğu aktif hale gelecektir" ifadeleri dikkat çekti.

Bahçeli açıklamasında şu ifadelere yer verdi: Milliyetçi Hareket Partisi olarak, daha önceden kamuoyuyla paylaştığımız 4 maddelik ilke ve önşartlarımızın AKP tarafından kabulü mümkün olmamıştır. Bu itibarla koalisyon hükümeti kurmak için lazım gelen uzlaşma zemini oluşmamış ve siyasi anlaşma iklimi vasat bulmamıştır. Söz konusu 116. Madde gereğince seçimlerin yenilenmesine karar verildiğinde mevcut Bakanlar Kurulu çekilecek ve Cumhurbaşkanı geçici Bakanlar Kurulunu kurmak üzere bir Başbakan atayacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi oluşacak bu seçim hükümetine katılmayarak herhangi bir üye vermeyecektir.

DAHA ÖNCE DE "SEÇİM HÜKÜMETİNE BAKAN VERMEYECEĞİZ" DEMİŞLERDİ MHP, seçim hükümetine bakan vermeyeceğini daha önce de açıklamıştı. HDP'li bakanlarla aynı kabinede yer almayacağını belirten MHP'liler, bu durumun sorumlusunun Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu açıklamıştı.



Kaynak:Posta.com.tr

16 Ağu 2015

Askerin de polisin de vurma yetkisi var!

Hakkari'nin Şemdinli İlçesi'nde dün Pkk'lı teröristlerle çatışmada şehit olan 45 yaşındaki komiser Ahmet Çamur, memleketi Trabzon'un Çaykara İlçesi'nde toprağa verildi.
Törene katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kendisine silah doğrultan her kim olursa, her teröriste, polisimizin de askerimizin de vurma hakkı vardır, vurma yetkisi vardır. Bunu kesinlikle bilmenizi istiyorum. Şu anda da yüzlerce teröristi askerimiz polisimiz aslında gömmüştür. Yeterli mi? Yeterli değil. Mücadele devam ediyor. Rehavete kapılmak yok" dedi. Şehit komiser Ahmet Çamur için ikindi namazının ardından Çaykara ilçe merkezinde kılınan cenaze namazına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adalet Bakanı Kenan İpek, İçişleri Bakanı Sebahattin Öztürk, MGK Genel Sekreteri Seyfullah Hacımüftüoğlu, Trabzon Valisi Abdil Celil Öz, eski ve yeni milletvekilleri, aile üyeleri, meslektaşları ve yaklaşık 10 bin kişilik vatandaş topluluğu katıldı. Rize’den karayoluyla Çaykara’ya gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, taziye çadırına giderek şehidin ailesine başsağlığı diledi. Çadırın önünde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önünü kesen bir grup kadın, "Polis ve askere vur emri verin" dedi. Erdoğan ise, "Bilip bilmeden konuşmayın. Polisin de askerin de vur emri vardır" diyerek cenaze namazına katılmak üzere yoluna devam etti. Cenaze namazı için hazırlık yapılırken bir grup vatandaş ’Şehitler ölmez vatan bölünmez’, ’Kahrolsun PKK’ sloganları atmaya başladı. Dua için mikrofona gelen imam, slogan atılmasının şehide saygısızlık olacağını belirterek, dua edilmesini istedi.

"POLİS VE ASKERİN VURMA YETKİSİ VARDIR" 
Cenaze namazının kılınmasının ardından bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
 "Şu anda musallada bulunan Ahmet kardeşimizi her hangi bir mevta gibi ebedi yolculuğuna uğurlamıyoruz. Şahadet makamına ulaşmış olan bir şehidimizi uğurluyoruz. Ne mutlu onun ailesine, ne mutlu onun tüm yakınlarına. Az önce hocamızın da ifade ettiği gibi peygamberlikten sonra en yüce makam. Makamların yücesi olan böyle bir makama Ahmet kardeşimiz ulaşmış durumda. Malum, şu anda terör denilen bir bela ile karşı karşıyayız. Tabi bazı şeyler biliniyor, bazı şeyler bilinmiyor. Değerli kardeşlerim şunu bilmenizi istiyorum; kendisine silah doğrultan her kim olursa her teröristi polisimizin de, askerimizin de vurma hakkı vardır, vurma yetkisi vardır. Bunu kesinlikle bilmenizi istiyorum. Şu anda da yüzlerce teröristi askerimiz, polisimiz aslında gömmüştür. Yeterli mi? Yeterli değil. Mücadele devam ediyor. Rehavete kapılmak yok. Katil makbul meselesi ilk insanla başladı. Hz. Adem’den sonra Kabil kardeşi Habil’i katletti. Fakat az önce hocamız kitabımızdan bir ayet okudu. Orada ’Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz’ hükmünü okudu. ‘Onlar diridirler siz bilemezsiniz’ hükmünü okudu. Kıyamete kadar bu mücadele sürecektir. Bir tarafta hak olacak, bir tarafta batıl olacak. Bunlar batılın askerledir. Bu batılın askerlerine karşı milletçe mücadelemizi sürdüreceğiz. Sevgili şairimizin dediği gibi; ‘Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda, canı cananı bütün varımı alsın da Hüda, etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda’ derken işte kastettiği budur. Bu topraklar şüheda kanı ile yoğrulmuştur." Terörle mücadelenin kararlı bir şekilde sürdüğü görüşünü savunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu mücadelemizi kararlı bir şekilde sürdüreceğiz. Yeter ki bir olalım beraber olalım. Birbirimizi Allah için sevelim. Onun için söylüyorum; tek millet olacağız, tek bayrak olacağız, tek vatan olacağız, tek devlet olacağız. Devlet içerisinde devlete asla müsaade etmeyiz. Buna fırsat vermeyeceğiz. Vatanımızı asla böldürmeyeceğiz. Buna asla fırsat vermeyeceğiz. Bayrağımıza bayrak asla alternatif olarak kabul etmeyiz. Ve millet olarak da bu milleti bölmek isteyenlere sevgili kardeşlerim fırsat vermeyeceğiz" dedi. Vatandaşlardan metaneti korumalarını isteyen Erdoğan, sözlerinin sonunda şöyle dedi: "Sizlerden sabırla, metanetle şu ana kadar gösterdiğiniz bu mücadele kararlılığını özellikle devam ettirmenizi istiyorum. Ama bilesiniz ki er geç bu konuda Hakka teslim olanlar galip gelecektir. Hepinize şükranlarımı ifade etmek istiyorum. Allah sizlerden razı olsun sağ olasınız var olasınız." Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından Çaykara’dan ayrıldı. Şehit Komiser Ahmet Çamur’un naaşı ise Trabzon’un Çaykara İlçesi’ne bağlı Soğanlı köyündeki aile kabristanlığına defnedildi.



Kaynak:DHA

11 Ağu 2015

Bahçeli'den Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Davutoğlu'na jet cevap!

Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın son koalisyon açıklamalarından sonra MHP lideri Bahçeli Twitter'dan çarpıcı açıklamalarda bulundu.
MHP lideri Devlet Bahçeli şu mesajları paylaştı: Şu ülke tablosuna bakınız; ağlaya ağlaya gözyaşları kurudu, yana yana ciğerler kül oldu. Türkiye dört bir koldan ölüm salgınına tutuldu. Her gün tabutlar omuzlarda taşınıyor, her gün millet gün yüzü görmemiş felaketler yaşıyor. Hainler, işbirlikçileri koro halinde barış diyor!Nereye kadar bu kirli ve kanlı saldırılar sürecek? Daha kimler toprağa düşecek? Yarın hangi analarımız ağıtlar yakacak, meçhul!Barış; şiddet ve cinayetlerin kılıfı olmuş, özgürlük ve demokrasi de şerefsizliğin sığınağı haline getirilmiş. Her şey ters, her şey yanlış. Yüzsüzlük terörün yüz görümlüğü, arsızlık hıyanetin tutunduğu daldır. Bir yanda barış diyorlar, diğer yanda fistan giyip katliam yapıyorlar.

         Barış; tahriş ve tahrif edilmiş, anlam ve içeriği tasfiye edilmiş, aynı zamanda düşmanların eline düşmüş tutsak bir kavramdır. Gerçek bu. Barış ya da çözüm terörizmin korunağı, kötülüğün ve kötü emellerin beşiğidir. Bu beşikte çocuklar sallanmıyor, babaları sallandırılıyor. Doğuda pusu atıp, batıda kuzu postuna bürünenler; haberiniz olsun, taktığınız maskeler, içine girdiğiniz etekler hiçbirinizi kurtaramayacak. Bakıyorsunuz, katiller masumları öldürüyor, dönüyor barış diyorlar. Canevimizden vuranlar, çok geçmeden çözümcü kisvesine bürünüyorlar. Nasılsa ortalık boş, siyasi irade meflûç Kurşun atanlara karşı tepkisel imza atılmasını bekleyen safdiller oldukça kan dinmez ölümler durmaz Analarımız ağlamayacaktı değil mi? Terör sonlanacak, dağlardan çiçekler toplanacaktı, böyle söylenmiyor muydu? Oysaki her söz yalan çıktı. Şimdi de deniyor ki, silahların susması değil, gömülmesi lazımmış. Ne var ki gömülen masum evlatlarımızdır, umutlardır, dipdiri hayallerdir. Silahları gömerlerse bir gün tekrar çıkarırlar. Eğer silahlar ve silah tutan eller kırılırsa asıl o zaman bahar gelir bu cennet vatana.

         Çözüm Süreci buzdolabına alınmış, öyle ifade ediyorlar. Asıl küllenmesi gereken süreçtir, çözümü buzdolabına kaldırmak bozulmasına önlemdir. Ülkeyi yöneten beyler; Türkiye terörün boyunduruğuna girdi, daha neyle meşgulsünüz? Anket yaptırıp seçim için fırsat kollamak da ihanettir. Aziz milletim tasalanma, dert etme, üzülme; aziz varlığını canından aziz ve muhterem bilen vatan sevdalıları, Türkiye aşıkları nöbettedir. Boşuna söylememiş Yusuf Has Hacip; “Huzur zahmetle birlikte gelir. Sevinç kaygıyla birlikte gelir.” Zahmete katlandık, sıra huzurda. Acıya dayandık, sıra Türk milletinin gücünü göstermede. Yine diyor ki Yusuf Has Hacip; “Nereye gidersen git, yalnız iyi ol. Soya ve asalete bakma, iyiliği kendinde ara.” İnsanların iyisi gaflete düşmez, nereye giderse doğru yolu arar. Doğruyu araya araya bulacağız; akıl, şuur ve irfanla emanete sahip çıkacağız.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan flaş koalisyon açıklaması

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Koalisyon görüşmeleri için yasal süre olan 45 günü aşan bir esnetme yetkim yok. Başbakan'a görev verdim o da işini yapıyor. (Erken seçim olur mu?) Meclis Başkanı ile görüşerek götürebilirim. Meclis de götürür.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Necdet Özel'e verilen Devlet Şeref Madalyası sonrası kuliste gazetecilere açıklamalarda bulundu. Erdoğan şunları söyledi:

'CUMHURBAŞKANI YETKİLERİ İÇİNDE KALSIN' TARTIŞMASI 
(Cumhurbaşkanı, kendisi anayasal çizgi içerisinde kalsın) ifadelerini kullananlar, onlar Anayasa’nın içerisinde ne olduğundan haberi yok. Bulundukları konumdan haberleri yok. Onlar önce adresleri öğrenmeleri lazım. Adresleri de bilmiyorlar. Şu anda Sayın Başbakan’a hükümet kurmak üzere görevi verdim. Kendisi çalışmaları sürdürüyor. Şu anda anamuhalefet partisiyle gerek heyetlerin yaptığı görüşmeler var, dün Sayın Başbakan’ın yaptığı görüşme var. Televizyonda izlediğimiz kadarıyla perşembe, cuma tekrar görüşmelerinin olacağını duyduk. Temenni ederim ki hayırlı olur.

"SAYIN BAŞBAKAN MHP İLE DE BİR GÖRÜŞME YAPABİLİR" 
Ama öbür tarafta Milliyetçi Hareket Partisi’nin de yine aynı şekilde heyet temsilcileriyle yaptığı görüşmeler var. Bilemiyorum, belki Sayın Başbakan bu arada onlarla da bir görüşme yapabilir veya yapacaktır. Bunlar şu anda benim tasarrufum içerisinde olan işler değildir. Meclis Başkanımla danışmam gereken, görüşmem gereken anlarda da muhakkak kendisiyle bu konuları tabii ki görüşeceğim. Şu anda da zaten görüşüyorum, görüşürüm. Niye? Ülke kesinlikle hükumetsiz kalmamalı, başsız kalmamalı.

ERKEN SEÇİM OLUR MU? 
Koalisyon görüşmeleri için yasal süre olan 45 günü aşan bir esnetme yetkim yok. Başbakan'a görev verdim o da işini yapıyor. (Erken seçim olur mu?) Meclis Başkanı ile görüşerek götürebilirim. Meclis de götürür.



Kaynak:Posta.com.tr

7 Ağu 2015

Demirtaş'ın Erdoğan hakkındaki suç duyurusu işleme konulmadı!

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, HDP Eş Başkanı Demirtaş'ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında "yargı bağımsızlığını etkilediği ve yönlendirdiği" iddiasıyla yaptığı başvuruyu, cumhurbaşkanlığı sıfatına sahip kişiler hakkında soruşturma ve kovuşturma yetkisi bulunmadığı gerekçesiyle işleme koymadı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında "yargı bağımsızlığını etkilediği ve yönlendirdiği" iddiasıyla yaptığı suç duyurusunu, cumhurbaşkanlığı sıfatına sahip kişiler hakkında soruşturma ve kovuşturma yetkisi bulunmadığı gerekçesiyle işleme koymadı. Başsavcılığın, dilekçenin işleme konulmamasına dair kararında, şikayetin HDP ve Selahattin Demirtaş adına avukat Sinem Coşkun tarafından 31 Temmuz’da yapıldığı hatırlatıldı. Kararda, Demirtaş’ın şikayet dilekçesinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 24 Temmuz’da, Güvenlik Zirvesi’nden sonra basın yoluyla "HDP’nin il ve ilçe teşkilat yöneticilerine yönelik gözaltı ve tutuklama operasyonlarının başlatıldığı" yönündeki açıklamalarının bizzat yargı bağımsızlığını etkileyecek mahiyette olduğu iddiasında bulunduğu belirtildi. Erdoğan’ın Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olduğuna dair belgenin, Cumhurbaşkanlığının internet sitesinden temin edilerek dosyaya konulduğu bilgisinin yer aldığı kararda, başka bilgi ve belgeye gerek duyulmadığı bildirildi. Kararda, Erdoğan’ın isnat edilen suçlamalar esnasında, Cumhurbaşkanlığı görevinde bulunduğu ve bu görevinin 28 Ağustos’ta ant içmesiyle başladığı hatırlatıldı. Anayasa’nın "Sorumluluk ve Sorumsuzluk Hali" başlıklı 105. Maddesi’ne atıfta bulunulan kararda, Cumhuriyet Başsavcılığının cumhurbaşkanı sıfatına sahip kişiler hakkında soruşturma ve kovuşturma yapma yetkisinin bulunmadığı bildirildi. Başsavcılık kararında, bu nedenlerden dolayı söz konusu dilekçenin işleme konulmadığı belirtildi. Demirtaş, şikayet dilekçesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı açıklamalarla "yargıya tüm kamuoyu önünde talimat verdiğini" savunmuştu. Dilekçede, Erdoğan’ın, "Parti yöneticilerine yönelik söylemlerinin bizzat yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını etkiler mahiyette olduğu" ileri sürülmüştü.



Kaynak:AA

3 Ağu 2015

Şehit asker Kürtçe ağıtlarla uğurlandı!

Ağrı'da PKK'nın 2 ton patlayıcıyla karakola saldırısında şehit olan Jandarma er Mansur Cengiz, memleketi Siirt'in Şirvan ilçesine bağlı Durankaya Köyü'nde Kürtçe ağıtlarla toprağa verildi. Törene Cumhurbaşkanı Erdoğan çelenk gönderdi.
Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesine bağlı Karabulak Jandarma Karakolu'na 2 ton patlayıcı yüklü traktörle PKK'lı teröristler tarafından düzenlenen intihar saldırısında arkadaşı Adıyamanlı jandarma er Medet Mat ile birlikte şehit olan Jandarma er Mansur Cengiz, Memleketi Siirt'in Şirvan ilçesine bağlı Durankaya köyünde toprağa verildi. Dün akşam getirildiği Siirt Askeri Hastanesi morgundan bu sabah saatlerinde alınan Jandarma Er Mansur Cengiz'in cenazesi, askerler tarafından Şirvan ilçesinin Durankaya Köyü'ne götürüldü. Köy meydanında şehit er Mansur Cengiz için düzenlenen cenaze törenine Siirt Valisi Mustafa Tutulmaz, Garnizon Komutanı Tuğgeneral Halil Soysal, İl Jandarma Komutanı Kurmay Albay Şenol Yeloğlu, İl Emniyet Müdürü Metin Özkan, Şirvan İlçe Müftüsü Nazım Tophan, kurum müdürleri, babası Mehmet Fadıl ile annesi Adile ile yakınları ve yaklaşık 4 bin kişi katıldı.
Şehit asker, yakınlarının Kürtçe ağıtları arasında son yolculuğuna uğurlandı! 
Bekar olan şehit er Mansur Cengiz'in cenazesi öz geçmişi okunup dualar edildikten sonra omuzlara alındı. Cenazeyi taşırken tekbirler getiren vatandaşlar 'Kahrolsun PKK' sloganları atarak köy mezarlığına götürürken şehidin annesi Adile ile ablası Esra Cengiz Kürtçe ağıtlar yaktı. Şehir Er Mansur Cengiz'in cenazesi gözyaşları arasında toprağa verildi.

ARTIK KİMSENİN CANI YANMASIN 
Cenaze defnedildiği sırada kendini tutamayan amca Kamil Cengiz, "Tüm devlet büyüklerine çağrıda bulunuyorum. Devletimiz sağ olsun. Canımız yandı kimsenin canı yanmasın, devlet büyüklerimden rica ediyorum, barış istiyoruz. Artık barış gelsin" dedi.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN ÇELENK GÖNDERDİ 
Cenaze töreninde dikkat çeken ayrıntılardan birisi de devlet kadamesinin gönderdiği çelenklerdi. Siirt'in Şirvan ilçesine bağlı Durankaya Köyü'ndeki cenaze törenine Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkan'ı çelenk gönderdi.



Kaynak:Posta.com.tr