ANASAYFA       SONDAKİKA       GÜNDEM       MAGAZİN       SİYASET      

10 Şub 2016

Erdoğan ve Gül'ün sürpriz buluşması


Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün akşam 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile akşam yemeğinde bir araya geldi... Beştepe'de gerçekleşen buluşma yaklaşık 3 saat sürdü.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile dün akşam yemeğinde bir araya geldi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile dün akşam yemeğinde bir araya geldi.

GÖRÜŞME BEŞTEPE'DE GERÇEKLEŞTİ, 3 SAAT SÜRDÜ
 

Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gül'ü Beştepe Devlet Konukevi'nde ağırladı. Akşam yemeği vesilesiyle gerçekleşen buluşmanın yaklaşık 3 saat sürdüğü kaydedildi.

Görüşmenin; Bülent Arınç, Hüseyin Çelik gibi eski AK Partili isimlerin Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümete yönelik eleştirilerinin ardından gelmesi dikkat çekti.

YENİ SİYASİ OLUŞUM İDDİASI

Öte yandan Ankara kulislerinde bir süredir AK Parti'nin önde gelen isimleri iken, şimdilerde muhalif olarak gösterilen Bülent Arınç, Hüseyin Çelik, Suat Kılıç, Nihat Ergün, Sadullah Ergin gibi isimlerinin yeni bir siyasi oluşum başlatacakları iddia ediliyordu. Bu oluşumun başında 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün bulunacağı iddia ediliyordu.

24 Oca 2016

Aradan geçen 23 yıl onu unutturmadı!


İzmir Milletvekili Atila Sertel, Uğur Mumcu'nun öğretilerinin ölümsüzlüğüne dikkat çekerek, "Onu elbette anmalıyız. Ama asıl önemli olan onu anlamaya çalışmak ve onun öğretilerini gelecek nesillere aktarmak" dedi.

CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, Adalet ve Demokrasi Haftası çerçevesinde Uğur Mumcu ile ilgili Kemalpaşa, Burhaniye, Narlıdere, Güzelbahçe, Urla ve Bergama olmak üzere altı ayrı yerde panel ve konferansa katıldı. Yaptığı konuşmalarda Uğur Mumcu’nun ileri görüşlülüğüne ve Türkiye’nin bugün geldiği noktaya dikkat çeken Atila Sertel, "Çeyrek asır önce yazdığı kitaplarda, kaleme aldığı makalelerde bugün gelinen noktaları işaret etmiş. Diyorki; ’Siyaset ticarete, ticaret siyasete her ikisi de dine alet edildi mi bu ülkenin sonu gelmez.’ Eskiden Murat 124’ler vardı. Arkalarında ’Huzur İslam’da’ yazardı. Şimdi aynı kesimler 4X4 ciplere biniyor ve arkasında ’Huzur İslam’da’ yazmıyor. İnanılmaz zenginleştiler ve bu zenginleşmeye ne yazıkki İslam’ı alet ettiler. İşte Türkiye’nin bugünkü hali tam da budur" dedi.

Uğur Mumcu’nun 23 yıl önce unutturulmak için katledildiğini ifade eden Sertel, şunları söyledi:


"Aradan geçen 23 yıl onu unutturmadı ve unutturmayacak. Ölümünden sonra insanlarımız Uğur ismini daha fazla çocuklarına verir oldular. Ardından türküler yakıldı, kitaplar yazıldı. Her 24 Ocak günü daha çoğalan kitlelerle anılır oldu. Çok yaşamak mı, anlamlı yaşamak mı ikileminin en doğru yanıtını Uğur Mumcu veriyor. Elbette ki, çok uzun ve anlamlı yaşamasını ve daha çok üretmesini hepimiz çok isterdik ama bugün dahi ortaya çıkarılamayan karanlık güçler onu katlederek fikirlerini de öldüreceklerini düşündüler ama yanıldılar."

Uğur Mumcu’yu anmanın yanında O’nu "anlamak" gerektiğini vurgulayan Atila Sertel, "Ocak ayı gazeteciler için yürek burkan bir aydır. 9 Ocak’ta Evrensel Gazetesi muhabiri Metin Göktepe’yi işkence ile öldürdüler. 11 Ocak’ta Onat Kutlar, bombalı saldırı sonucu katledildi. 19 Ocak’ta Agos Gazetesi sahibi Hrant Dink, 31 Ocak’ta Prof. Dr. Muammer Aksoy vurularak öldürüldü. Ve 24 Ocak 1993’te evinin önünde uğradığı bombalı saldırı sonucu Türkiye’nin aydınlık yüzü Uğur Mumcu öldürüldü. Üzerinden 23 yıl geçti ancak Uğur Mumcu cinayeti hala aydınlatılamadı. Uğur Mumcu; Türkiye sevdalısı, doğruları yazan, örnek araştırmacı yazar kişiliğe sahipti. Bu ülke içinde herkesin kardeşçe yaşamasını savunuyordu. Onun kanı akmaya devam ediyor. Faili meçhul cinayetler aydınlatılmazsa Türkiye demokrasisi bir adım ileri gidemez. Ancak bu iktidar ne Uğur Mumcu cinayetini ne de diğer faili meçhul cinayetleri aydınlatamaz" diye konuştu.

ÇGD UĞUR MUMCU ÖDÜLLERİ VERİLDİ
 
Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Eskişehir Şubesi tarafından düzenlenen Uğur Mumcu Ödülleri düzenlenen törenle sahiplerine verildi. Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen törende, yılın siyasetçisi dalında, CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu, CHP İzmir Milletvekili Özcan Purçu, basın dalında Deniz Zeyrek, Sedat Bozok, Şaban Seviç, Tuluhan Tekelioğlu, Muharrem Sarıkaya, Pınar Türenç, bilim dalında Prof. Dr. Aziz Sancar, Prof. Dr. Hikmet Hassa, Prof. Dr. Bülent Görenek, hukuk dalında Ömer Kavili, sanat dalında Hakkı Kuş, Bilge Cezayirli, Ercüment Yılmaz, Gamze Kılıkçı, Şefika Kutluer, Ferdi Cansız, demokrasi dalında Can Dündar ve Erdem Gül, çevre ve kent dalında Rabia Özcan, sosyal proje dalında Tepebaşı Belediyesi Çocuk Senfoni Orkestrası ve Odunpazarı Belediyesi Halk Market ödüle layık görüldü. Ayrıca mücadele dalında Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, spor dalında Dünya Kick Boks şampiyonu Yusuf Açık, Okul Sporları Dünya Atletizm Şampiyonası 1500 metre Dünya 1’incisi Ramazan Barbaros, Okul Sporları Dünya Atletizm Şampiyonası 1500 metre Dünya 2’ncisi Pınar Demirtaş, emek dalında Yılmaz Ayrancı’ya ödül verilirken yılın sanatçısı Vedat Sakman oldu.

Yaşam boyu başarı ödülünün sahibi ise İnci Çayırlı oldu.

Törene Eskişehir Vali Vekili Ömer Faruk Günay, CHP Eskişehir Milletvekilleri Gaye Usluer, Cemal Okan Yüksel, Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, ÇGD Genel Başkanı Ahmet Abakay, ilçe ve belde belediye başkanları, siyasetçi, sivil toplum kuruluşu başkanları ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Ödül töreninin ardından sanatçı Selda Bağcan konser verdi.





DHA

20 Kas 2015

Selçuk Özdağ'dan Leyla Zana'ya: Zaten affedersin ilkokul mezunu bir kadın


Meclis'teki yemin töreni sırasında metindeki 'Türk' ifadesini 'Türkiye' şeklinde okuması bir anda gündeme oturan Leyla Zana hakkında AKP Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ'dan tartışma yaratacak sözler geldi.

AKP Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, HDP Milletvekili Leyla Zana’nın milletvekili yeminine ilişkin olarak tartışma yaratacak sözler sarf etti. Yeniçağ gazetesinin Ankara Temsilcisi Ahmet Takan'a konuşan Selçuk Özdağ, “Bu zaten affedersin ilkokul mezunu, ortaokul ve liseyi dışarıdan almış bir kadın” ifadelerini kullandı.

Yeniçağ yazarı ve Ankara Temsilcisi Ahmet Takan, dün yayınlanan yazısında, “Leyla Zana’nın yemin krizinden sonra Meclis kulislerinde tek bir AKP’liden eleştiriye şahit olmadık” diye yazmıştı. Bugünkü yazısına dünkü yazısında yer alan bu sözleri hatırlatarak başlayan Ahmet Takan, AKP Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ’ın bu yazı üzerine kendisini arayarak ‘cevap hakkını kullandığını’ belirterek aralarında geçen konuşmayı aktardı.

Takan’ın aktardığına göre Selçuk Özdağ, “Leyla Zana’nn vekilliğinin düşürülmesi gerektiğini” söyleyerek şöyle devam etti:

“Yemin edeceğim derse girer genel kurula yeminini yapar. Ama yemin etmeyeceğim derse maaşını alır. Zaten genel kurula gelse ne olur gelmese ne olur. Bu zaten affedersin ilkokul mezunu, ortaokul ve liseyi dışarıdan almış bir kadın. Şov yapma lüzumu hisseden bir tane ucuz polemik konusu oluşturmak istiyor başka bir şey değil ki. Gündeme gelmek istiyor. PKK ciddi darbe alıyor şu an Güneydoğu ve Doğu Anadolu'da, çok ciddi darbeler alıyor. Bu mücadeleyi de sürdüreceğiz.


Posta.com.tr

1 Kas 2015

Parti merkezlerinde son durum!


AKP Genel Merkezi'nde her seçimde görülen düzen görülüyor. CHP, genel merkezler içinde en heyecanlı görüneni. MHP ise, seçimlerde oy verme işleminin sona ermesine sadece dakikalar kala, en sessiz olanı. HDP Genel Merkezi'nde ise "tedbir" hakim.

TBMM'de temsil edilen dört partinin Ankara'daki genel merkez binaları, 1 Kasım seçim sonuçları için hazır.

AKP'DE "BALKON" HAZIR

Oy verme işleminin sona ermesine sadece dakikalar kala, AKP Genel Merkezi'nde tüm sistem kurulmuş durumda. Seçim sonuçlarının gelmesine yakın, genel merkezdebomba araması dahil, tüm güvenlik önlemleri alındı. AKP Genel Merkezi'nde daha önceki seçimlerde üst katta olan seçim koordinasyon merkezi, bu kez zemin kata taşındı.

AKP Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, seçim sonuçları ne olursa olsun, "Balkon konuşması" yapacağını söylemişti. Balkon, daha sonuçlar belirlenmeden, bu konuşma için hazırlandı; Çiçeklerle süslendi, ses sistemi kuruldu. AKP Genel Merkezi'nde gazeteciler için de yine diğer seçimlerde olduğu gibi sonuçları izleyebilmeleri için özel bir bölüm, canlı yayınlar için de özel bir platform hazırlanmış durumda.

CHP, BAYRAKLARLA SÜSLENDİ

CHP Genel Merkezi, tüm genel merkezler içinde en "heyecanlı" görünen merkez. CHP'nin bahçesi, parti bayrakları ile süslenmiş durumda. Ayrıca, seçim sonrası konuşması için bir platform ve ses düzeni ile, dev ekran da kuruldu.

MHP SESSİZ

MHP Genel Merkezi, daha önceki seçimlerde de olduğu gibi, 1 Kasım'da da en sakin genel merkez. MHP'de henüz parti yetkililerinin çoğu genel merkeze gelmedi. Ancak seçim sonuçlarının değerlendirilmesi için koordinasyon merkezi göreve hazır.

HDP GENEL MERKEZİ'NDE "TEDBİR" HAKİM

HDP Genel Merkezi'nde ise, oy verme işleminin bitmesine dakikalar kala "tedbir" hakim. Daha önce birkaç kez saldırıya uğrayan, son olarak da 7 Haziran seçimleri sonrasında kundaklanan HDP Genel Merkezi'nin önündeki iki şeritli yol, trafiğe kapatıldı.

Polis güvenliğinin dışında, HDP'liler de parti binasına gelen herkesi teker teker arayıp, genel merkeze öyle alıyorlar. HDP, elektrik kesintisine de hazır; PTT'den olası elektrik kesintilerine karşı seyyar bir jeneratör de parti binasına getirilmiş durumda.



(Hürriyet/Zeynep GÜRCANLI- Aysel ALP)

Sandık başında Ak Parti- HDP'li kavgasına, polisten biber gazlı müdahale!


Kocaeli'nin Darıca İlçesi'nde oy kullanma sırasında Ak Partili'ler ile HDP'liler arasında çıkan kavgaya polis biber gazıyla müdahalede bulundu.


Olay, Doğu ve Güneydoğulu vatandaşların yoğun olarak yaşadığı Piri Reis Mahallesi’ndeki Servet Yalçın İlkokulu’nda meydana geldi. Burada 80 yaşındaki bir kadına oy kullanma sırasında yardımcı olmak isteyen akrabaları ile sandık müşahitleri arasında tartışma çıktı.
  İddiaya göre Ak Partili sandık müşahidi, yaşlı kadının sandığa atmak üzere olduğu oy zarfını alıp yırttı. Büyüyen tartışma daha sonra HDP’liler ile Ak Partili’lerin kavgasına dönüştü. Olay yerine polis ekipleri çağırıldı. Kavga önlenemeyince polisler biber gazı kullanarak kavgayı ayırdı. Soruşturma sürüyor.

 

DHA

Başbakan Davutoğlu oyunu kullandı!



Başbakan Ahmet Davutoğlu, Konya'nın Meram ilçesindeki Şükrü Doruk Kız Anadolu İmam Hatip Lisesinde oyunu kullandı. Davutoğlu, çıkışta gazetecilere açıklama yaptı.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Konya'nın Meram ilçesindeki Şükrü Doruk Kız Anadolu İmam Hatip Lisesinde oyunu kullandı.



İşte Davutoğlu’nun sözlerinden satır başları: 

Bugün bir kez daha vatandaşlık görevimizi yapmak için 78 milyon olarak sandık başına gidiyoruz. Herkes için hayırlı olmasını diliyorum. Bundan iki gün önce Cumhuriyet bayramımızı kutlamış ve istiklal şehitlerimizi anmıştık.

Her şeyden önce tüm milletime şu çağrıda bulunmak istiyorum. Tüm vatandaşları sandıklara gitmeye ve bir demokrasi bayramı yaparcasına, tüm partilere karşılıklı iyi niyetimizi göstermeyi diliyorum. Bir kez daha huzur içinde sandık başlarına gidiyoruz. İlk kez bu kadar kısa süreli olarak sandıklara gidiyoruz. Şu ana kadar gördüğüm katılım da iyi.

Her türlü tedbir alınmıştır. Her bir mahallede, her bir ilçede suhulet içinde seçimler yapılıyor. Demokrasimize sahip çıkmak hepimizin görevi.

Tekrar milletimize cumhuriyet bayramından sonra bir demokrasi bayramı olmasını diliyorum.

'BALKON KONUŞMASI YAPACAĞIM'

Balkon konuşması Sayın Cumhurbaşkanı’mızın başbakanlığından bu yana devam eden bir gelenek oldu. Sonuçlar ne olursa olsun balkon konuşması yapacağım. Tekrar herkese hayırlı olsun.

17 Eki 2015

Gül'den ders gibi sözler!


Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Selahattin Demirtaş'ı aradığı için kendisini eleştiren AK Partili Şamil Tayyar'a isim vermeden cevap verdi.

Son dönemde yaşanan terör olaylarına değinen Gül, “Kanlı olaylarda kaybettiğimiz askerler, polisler ve bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Suruç’ta, Diyarbakır’da, Ankara’da canlı bombalarla hayatını kaybeden çok sayıda vatandaşımızın, genç, kadın, çoluk, çocuk, hepsini rahmetle anıyorum. Hem bütün milletimize başsağlığı diliyorum hem de hepsinin ailelerinin acılarını paylaşıyorum” dedi. Gül, “Bugün ölülerimize başsağlığı dilediğimizde, bunu bile garipseyen bir ortam ortaya çıkıyor. Bu ortam içerisinde nasıl beraber yaşayacaksınız, nasıl uzun süre herkes birbiriyle beraber olacak? Veyahut da ölülerin olduğu bir ortamda birbirlerine başsağlığı dilediğinizde, ’Ya, ne oluyor?’ diye sorular ortaya çıkarsa, o zaman sorunun ne kadar derin olduğunu bir kez daha kavramamız gerekiyor” dedi.

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Topkapı Eresin Otel'de Ehlibeyt Vakfı'nın düzenlediği iftar programına katıldı. İftara Gül’ün yanı sıra Dünya Ehlibeyt Vakfı Başkanı Fermani Altun, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Yıldırım Ak, Anayasa Mahkemesi eski Başkanı Haşim Kılıç, İstanbul Valisi Vasip Şahin, Milli eğitim eski Bakanı Hüseyin Çelik, eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz, İstanbul Büyükşehir eski Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna, Türk Halk Müziği sanatçısı Bedia Akartürk ile diğer davetliler katıldı. Verilen iftarın ardından kürsüye davet edilen Abdullah Gül, konuşmasına terör saldırılarında hayatını kaybeden kişilerin ailelerine başsağlığı dilemekle başladı.

“BÜTÜN ŞEHİTLERİMİZE ALLAH'TAN RAHMET DİLİYORUM”

Abdullah Gül, “İslam tarihinde de, kendi tarihimizde de bu tip acıların olduğunu maalesef görüyoruz. Ama önemli olan bütün bunlardan ders almak, bunları tekrarlamamak. Bu iftarların özellikle bugünlerde olması ayrı bir anlam da taşıyor. Gerek dünya olayları, gerek bölgemizdeki olaylar, gerek memleketimizdeki gelişen birçok olaylar sevginin, saygının karşılıklı ve herkesin birbirine değer vermesinin önemini bir kez daha ortaya çıkartıyor. Bu vesileyle özellikle son dönemde hiç aklımızdan geçmeyecek şekilde yaşanan kanlı olaylar ve bu olaylarda kaybettiğimiz subaylar, askerler, polisler, bütün şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum” dedi.

“AİLELERİNİN ACILARINI PAYLAŞIYORUM”

Terör saldırısında hayatını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı dileyen Gül, “Son günlerde artık gazetelerde çok küçük şekilde haber olunuyor ama maalesef olaylar ve şehitler devam ediyor. Yine aynı şekilde yine son dönemde hiç aklımızın almayacağı şekilde Suruç'ta, Diyarbakır'da, Ankara'da canlı bombalarla hayatını kaybeden çok sayıda vatandaşımızın, genç, kadın, çoluk, çocuk bunları da rahmetle anıyorum. Hem bütün milletimize başsağlığı diliyorum hem de hepsinin ailelerinin acılarını paylaşıyorum” diye konuştu.

“HEPİMİZİN BERABERLİK İÇERİSİNDE, BİRLİK İÇERİSİNDE OLMAMIZ İLK ŞART”

Abdullah Gül, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir zamanlar bu tip olaylar bizim coğrafyamızın çok uzağında, canlı bombalar, bizden bu tip insanlar çıkmaz diye düşünüp, bunlar bize yaklaşmaz derken bugün ne yazık ki bunları kendi topraklarımızda yaşar hale geldik. Dolayısıyla bu böyle devam etmemesi gerekiyor. Hepimizin beraberlik içerisinde, birlik içerisinde olmamız ilk şart."

“YAKIN SİYASİ TARİHİMİZE BAKTIĞIMIZDA ALINACAK ÇOK ŞÜPHESİZ Kİ DERS VAR”

Siyasi tarihe bakılarak hataların tekrar edilmemesi gerektiğine değinen Abdullah Gül, “Eminim ki önümüzdeki seçimler yapıldıktan sonra Türkiye'de yeni bir iklim oluşur ve bu yeni iklim içerisinde herkes üstüne düşen sorumluluğu layıkıyla yapar. Bunun yolu da şüphesiz ki demokrasiyi en iyi şekilde ülkemizde gerçekleştirmekten geçer. Aslında siyasi tarihe baktığımızda, dünya tarihine, kendi tarihimize hatta kendi yakın siyasi tarihimize baktığımızda alınacak çok şüphesiz ki ders var. Hataları tekrarlamamak gerekiyor.

Demokrasi, hukukun üstünlüğü, evrensel hukuk kendiliğinden ortaya çıkmış değil. Bir kişinin oturup da veya bir bilim adamanın oturup da yazdığı kurallar değil. Bunlar, ülkelerin, insanlığın kavgaları, savaşları, yıkımlar, acılar neticesinde ortaya çıkan sistem. Onun için ülkemizde de bu acıları yaşamadan, bu acıları çoğaltmadan gerçek anlamda hukukun üstünlüğüne dayalı, evrensel hukuku gören ve gerçek anlamda çoğulcu bir demokrasiyi derinleştiren bir yapıyı muhakkak ki oluşturmamız gerekiyor. Bunları yaparken, bunlar kendi değerlerimize, inançlarımıza da hiç aykırı değil.

Hak, hukuk, adalet, hesap vermek, şeffaflık, bütün bunlar aslında bizim kendi terminolojilerimiz. Bunları İngilizce, Fransızca olarak söyleyebiliriz ama bütün bunlar aslında kendi terminolojilerimiz. Dolayısıyla bunlara sahip çıktığımız süre içerisinde inanıyorum ki problemlerimizi de hep beraber aşmanın yolunu bulacağız” şeklinde konuştu. Gül, “Tabi bölgemize baktığımızda bunlar, bütün diğer İslam ülkeleri için de hepsi için de geçerli. Hatta Orta Çağ'da Avrupa'nın, Hristiyan dünyanın yaşadığı mezhep savaşları, bugünkü çağda, haberleşme teknolojisinin bugün en ileri noktaya geçtiği, dünyanın her köşesinde olup bitenlerin önümüze anında canlı olarak geldiği bir dönemde yaşıyor olmak ise hem çok acı hem de hepimiz için utanç verici tabi. Onun için buradan da kurtulmanın yolu yine karar verenler, ülkeleri yönetenlerin doğru politikalar ve cesaretle atacağı adımlarla olacaktır” dedi.

Gül, “Bir kez daha Ehli Beyt Vakfı'nı, değerli başkanını ve kendisiyle yıllardır hep beraber olan arkadaşlarını tebrik ediyorum. Bu geleneğiniz güçlü bir şekilde devam etsin, daha da genişlesin, kıymetini bilmemiz lazım. Bugün öyle ki başsağlığı dilediğimizde bunu bile garipseyen bir ortam ortaya çıkıyor. Bu ortam içerisinde nasıl beraber yaşayacaksınız, nasıl uzun süre herkes birbiriyle beraber olacak. Veyahut da böyle bir ortamda, ölülerin olduğu bir ortamda bile birbirlerine başsağlığı dileyemezsiniz, dilediğinizde; 'Ya ne oluyor?' diye sorular ortaya çıkarsa o zaman sorunun ne kadar derin olduğunu bir kez daha kavramanız gerekir. Onun için bu şekilde farklı farklı düşünceleri olabilir, hayat tarzları olabilir, insanların bir araya gelmesi, samimi olarak bir araya gelmesi çok değerli.

Hele Türkiye gibi nüfusu bu kadar büyük, coğrafyası bu kadar büyük olan, realiteleri, gerçekleri her yerde ayrı ayrı olan, farklılıkları gerçek olan böyle bir ülkede, böyle büyük bir insan topluluğu, nüfus içerisinde farklılıklarımızı zenginlik olarak görmeyip, farklılıklarımızı tehdit olarak görürsek o zaman beraber yaşamanın şartlarını kendi kendimize berhava etmiş oluruz” diye konuştu.



Posta.comtr

16 Eki 2015

CHP Milletvekili Hakverdi hakkında fezleke!

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, CHP Ankara Milletvekili Hakverdi hakkında, "Cumhurbaşkanı'na hakaret" suçundan fezleke düzenledi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi hakkında, "Cumhurbaşkanı'na hakaret" suçundan fezleke düzenledi. Başsavcıvekili Hüseyin Şahin tarafından düzenlenen fezleke, TBMM Başkanlığına sunulmak üzere Adalet Bakanlığına gönderildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın avukatı Hüseyin Aydın, 14 Eylül 2015’te başsavcılığa dilekçe vererek, Hakverdi’nin 7 Eylül 2015’te, "Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı hakkında vatana ihanet suçundan suç duyurusunda bulunduğunu" bildirdi.

Aydın’ın dilekçesinde, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Parlamenter Suçları Soruşturma Bürosu'nun, Cumhurbaşkanı'nın ancak vatana ihanetten dolayı suçlanabileceğine hükmeden Anayasa’nın 105. maddesini gerekçe göstererek Hakverdi’nin suç duyurusunu işleme koymadığı belirtildi.

Cumhurbaşkanı hakkındaki suç duyurusunun tamamen iftira kastıyla kaleme alındığı kaydedilen dilekçede, "Suruç’ta meydana gelen canlı bomba saldırısının araştırılmasına yönelik Mecliste verilen önergenin reddi yönündeki oyları Cumhurbaşkanı’na izafe etmenin, her şeyin sorumlusunun Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olduğuna dair patolojik bir hal arz eden düşüncenin yansıması olduğu" ifade edildi.

Dilekçede, suçlamaya dayanak kılınan, Cumhurbaşkanı’nın 6 Eylül 2015’teki açıklamasında geçtiği iddia edilen ifadelerin gerçek dışı olduğu belirtilerek, bunun dayanağı olan paylaşımın tepkiler üzerine, yalan ve yanlış olduğu kabul edilerek kaldırıldığı ve okuyuculardan özür dilendiği hatırlatıldı.

Avukat Hüseyin Aydın’ın dilekçesinde, Hakverdi’nin, "yalan ve yanlış bilgilerle ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’na izafe edilemeyecek, başkalarına ait açıklamalar ve verilen oylara dayalı olarak ’vatana ihanet’ gibi ağır bir suçlamada bulunmak suretiyle büyük bir sorumsuzluk sergilediği" kaydedildi. Dilekçede Hakverdi hakkında "iftira" suçundan kamu davası açılması istendi. İfade hürriyeti sınırlarını aştı

Bunun üzerine yürütülen soruşturma sonucunda hazırlanan fezlekede, şikayet edilen Hakverdi’nin beyanlarının eleştiride bulunma, kanaat açıklama ve ifade hürriyeti sınırlarını aştığı ve Hakverdi’nin "Cumhurbaşkanına hakaret" suçunu işlediği kaydedildi. Fezlekede, Hakverdi hakkında Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulması gerektiği kanaatine varıldığı bildirildi.



AA

8 Eki 2015

Tüm partiler anlaştı!


İstanbul Valiliği'nde parti temsilcileriyle yapılan toplantıda, parti binaları ve seçim bürolarının çevresi ile İlçe Seçim Kurullarınca gösterilecek yerler dışında parti bayrağı, afiş, pankart gibi materyallerin asılmaması, ayrıca ibadethaneler, hastaneler ile okul, yurt ve pansiyonların etrafında hoparlörlerle anons, duyuru ve propaganda yapılmaması konusunda oy birliği ile mutabakata varılarak centilmenlik kararı alındı.

"1 Kasım 2015 tarihinde yapılacak Milletvekili Genel Seçimleri sürecinin ilimizde huzurlu, güvenli ve sağduyulu bir ortamda gerçekleştirilmesi amacıyla İstanbul Valisi Vasip Şahin başkanlığında 8 Ekim 2015 Perşembe günü saat 15.30'da Valiliğimizde bir toplantı gerçekleştirilmiştir.

İstanbul'da seçime katılacak olan siyasi partilerden; Adalet ve Kalkınma Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi, Halkların Demokratik Partisi, Bağımsız Türkiye Partisi, büyük birlik partisi, Demokrat Parti, Demokratik Sol Parti, Hak ve Özgürlükler Partisi, Halkın Kurtuluş Partisi, Liberal Demokrat Parti, Millet Partisi, Saadet Partisi ve Vatan Partisi Temsilcilerinin hazır bulunduğu ve genel seçim güvenliği konularının değerlendirildiği toplantı sonucunda;

-Parti binaları ve seçim bürolarının çevresi ile İlçe Seçim Kurullarınca gösterilecek yerler dışında parti bayrağı, afiş, pankart gibi materyallerin asılmaması,

-İbadethaneler, hastaneler ile okul, yurt ve pansiyonların etrafında ses yükseltici cihazlarla anons, duyuru ve propaganda yapılmaması,

-Seçim Kanunu'ndaki yasaklara uyulması hususunda gerekli hassasiyetin gösterilmesi konularında oy birliği ile mutabakata varılarak centilmenlik kararı alınmıştır.



Posta.comtr

4 Eki 2015

Kılıçdaroğlu Tek yerli ve milli parti CHP'dir!


CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'yerli ve milli milletvekili' sözlerini eleştirirken, "Şimdi milliyetçilik lafları yapıyorlar. Milli ve yerli olan tek parti; kurucu parti CHP'dir" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Antalya'da 3 ilçedeki mitinglerinin ilkini Alanya'da gerçekleştirdi. Alanya Belediyesi önünde yaklaşık 3 bin kişiye konuşan Kılıçdaroğlu, "Bizim yüreğimizde Türkiye sevdası var, Türkiye için çalışıyoruz. Bir şeyi unutmayın, saray için çalışan başbakan istiyorsanız adresi ve yeri belli. Halk için çalışan başbakan istiyorsanız onun yeri ve adresi de belli" dedi.

'SANDIĞA GİDİN' ÇAĞRISI

Haziran seçimlerinde 230 binin üstünde Alanyalı vatandaşın sandığa gitmediğini belirterek konuşmasına devam eden Kılıçraroğlu, "Ben önce onlara sesleniyorum; Ülkenizi seviyorsanız, çocuklarınızı seviyorsanız, vatanınızı seviyorsanız, güzel bir Türkiye düşünüyorsanız, bu ülkede barış içinde yaşamak istiyoruz diyorsanız sandığa gidin. Sandığa gidin oyunuzu Türkiye için, vatanımız için bayrağımız için kullanın" diye konuştu.

"MİLLETİN İRADESİNE SAYGI GÖSTERMEDİLER"

7 Haziran seçimlerinin hemen ardından kendisinin 'Türkiye'de demokrasi kazandı. Baskıcı yönetimler sona erdi. Dolayısıyla yeni bir süreç başlayacak' değerlendirmesinde bulunduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Ama olmadı. Birisi çıktı, dedi ki 'Madem ki bana 400 milletvekilini vermiyorsunuz, sizin önünüze acıyı, gözyaşını koyacağım' dedi. Şimdi 1 Kasım'da yeniden gideceğiz. Milletin iradesine saygı göstermedir. Daha düne kadar 'Milli irade' diye bağırıyorlardı. Milli iradeyse kardeşim, niye hükümet kuramadın? Hükümeti kuramayana göre verdiler ve hükümeti kuramadı. Sıra bize gelince 'Size görev vermiyoruz' dediler. Şimdi 1 Kasım'da sandığa gideceğiz ve onlara dersini vereceğiz."

"ONLAR DİRENDİ HALKIMIZ DA DİRENECEK"

CHP'nin hükümeti kurmuş olması durumunda bugün asgari ücretin 1500 lira, geçen bayramda emeklinin ilk ikramiyesini almış, 800 bin taşeron işçinin kadroya geçmiş ve çiftçinin mazotu 1.80 kuruştan almaya başlamış olacağını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Onlar direndi, halkımız da direnecek. 1 Kasım'da 'CHP'yi iktidarı taşıyoruz görevi vermek zorundasınız' diyeceksiniz" dedi.

AK Parti'nin CHP'ye oy verilmesi halinde doların, faizin ve enflasyonun yükseleceğini iddia ederek bir seçim dönemini geride bıraktığını belirten Kılıçdaroğlu, "Şimdi bunlar iktidarda, doları tut ki tutasın. İşsiz sayısı artıyor, faiz yükseliyor. Enflasyonu tutana aşk olsun. Kim bunlar, 13 yıldır ülkeyi yönetenler. Benim size sözüm, Kılıçdaroğlu sözü, CHP iktidarında bunların hiçbirisi olmayacak. Siyasetçi zengin olmayacak. Halk zenginleşecek, halkın cebi para görecek" diye konuştu.

"BİRİ YAN ÇİZDİ ÖBÜRÜ HERŞEYE 'OLMAZ' DEDİ"

Kemal Kılıçdaroğlu, 7 Haziran sonrası süreçte milletin iradesini en iyi okuyan partinin CHP olduğunu ve bu nedenle koalisyon görüşmelerine kapıyı açık tuttuklarını belirterek, "Hep beraber koalisyon yapalım dedik. Birisi yan çizdi. Sarayın emrinden çıkamıyor. Öbürü her şeye olmaz. Olmazsa seçime niye gidiyorsun. Girme seçime o zaman. Avrupa devletlerinin yarısından fazlası koalisyon hükümetleriyle yönetiliyor" dedi.

Kılıçdaroğlu, CHP'nin bu tavrının karşılığında seçmenden de 'Benim irademe saygıyı CHP gösterdi ben de oyunu CHP'ye vereceğim' demesini beklediklerini aktardı.

GAZİLERE MİLLETVEKİLİ GİBİ SAĞLIK HAKKI

CHP'nin 1 Kasım için yenilediği seçim bildirgesinde asgari ücret, emekliye iki maaş ikramiye gibi vaatlerinin geçerliliğini koruduğunu aktaran Kemal Kılıçdaroğlu, bunun yanı sıra şehit yakınları ve gaziler için iki önemli ilkenin de bildirgede yer aldığını aktardı.

Başbakanlığa bağlı 'Şehitler ve Gaziler Yüksek Kurulu' oluşturacaklarını belirten Kılıçdaroğlu, "Bütün dertlerini oraya yansıtacaklar ve sorunları tek bir makamdan çözeceğiz. Arkasında da kapı gibi CHP ve onun başbakanı olacak" dedi. Kılıçdaroğlu, ayrıca gazilerin, milletvekillerinin sahip olduğu sağlık haklarından aynen yararlanacağını açıkladı.

Bu vaatlerin Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından 'Bunlar Mars'tan su getireceğiz de derler' sözleriyle eleştirildiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Şehit yakınları ve gaziler başımızın tacıdır. Onlara her türlü imkanı sağlamak bu ülkenin borcudur. Onlar gerekli önemi vermez, biz veririz" dedi.

İKİ TERCİHTEN BİRİNİN SEÇİMİ

Türkiye'nin dış politikadan ekonomiye ve eğitime Cumhuriyet tarihinin en ağır krizlerinden birini yaşadığını savunan Kılıçdaroğlu, bu açıdan 1 Kasım seçiminin, iki seçenek arasında bir tercihin öne çıkacağı seçim olacağını söyledi. Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"İki tercihimiz var. Ya baskıdan yana oy kullanacağız. 'Baskı olsun, medya susturulsun, gazeteciler dövülsün, dış politikada da soyutlanalım, başımızda da bir diktatör olsun' deniyorsa oy belli, yeri belli. Ama diyorsanız ki, bu ülkede herkesin karnı doysun, her anne baba çocuğunu güler yüzle okula göndersin, bu ülkenin saygınlığı bütün dünyada olsun, işsizimiz olmasın, medya özgürce yazabilsin' diyorsanız, CHP'ye oy verin. Havuz medyasına da sesleniyorum, ne yazarsanız yazın CHP iktidarında size bunların yaptığı gibi baskı yapmayacağız. Düzgünce CHP'yi eleştireceksiniz. Çünkü biz demokratız demokrasiye inanıyoruz."

MÜLTECİLER ÜLKELERİNE DÖNECEK

Kılıçdaroğlu, bugün sayıları 2 milyon 225 bini bulan Suriyeli mültecinin Türkiye'de varlık nedeninin hükümetin yanlış dış politikasının sonucu olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, "Söyledik. Şimdi başlarına bela oldu. Size söz, CHP iktidarında Suriye'de akan kan ve gözyaşını sonlandıracağız. Ortadoğu'ya barışı getirip Suriyeli kardeşimizi de kendi ülkelerine göndereceğiz" dedi.

AK PARTİ YERLİ VE MİLLİ DEĞİLDİR

Partisinin Türkiye'nin artık kronikleşmiş sorunlarını çözebilecek yegane parti olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"CHP avukat bürolarında kurulan bir parti değil. CHP savaş meydanlarında kurulan, Kuvay-i Milliye'nin partisidir. Kendi partileriyle CHP'yi karıştırmasınlar. Biz bu ülkenin kurucu partisiyiz. Koalisyon görüşmelerinde 2 ayrı kutup vardı. MHP ve HDP. İkisinin de orta görüşü 'Koalisyon kurulacaksa mutlaka CHP olmalı' şeklindeydi. CHP sadece onlara değil bütün dünyaya güvence veriyor. Şimdi milliyetçilik lafları yapıyorlar. Açık ve net söylüyorum, milli ve yerli olacakmış, milli ve yerli olan tek parti, kurucu parti CHP'dir. Kendilerini de yerli, milli olarak adlandırmasınlar. Bu toplumu ayrıştırdılar, böldüler. Komşumuzun kimliğini, inancını sorgular hale getirdiler. 1 Kasım'da sandığa gideceğiz. CHP'ye oy vermem diyen vatandaşa şunu rahatlıkla söyleyin, 'Davutoğlu Erdoğan için çalışır, Kılıçdaroğlu halk için çalışır."

İNSANIN YAKIŞIKLI BAŞKANI OLUNCA

Bu arada Kemal Kılıçdaroğlu, Antalya'da 3 ilçede gerçekleştireceği mitingiler için saat 09.30'da özel uçakla Gazipaşa - Alanya Havalimanı'na indi. Eşi Selvi Kılıçdaroğlu'nun da eşlik ettiği CHP Lideri'ni havalimanında milletvekilleri, belediye başkanları ve parti yöneticileri karşıladı.

Havalimanından parti otobüsüyle ayrılan ve Gazipaşa'da kısa bir ilçe turunun ardından Alanya'ya hareket eden Kılıçdaroğlu, mitingi öncesi bir kahvede vatandaşlarla sohbet etti. Çayların içildiği sohbette Kılıçdaroğlu, kendisiyle fotoğraf çekmek isteyenleri, selfie için boynuna sarılanları kırmazken, bir kadın "İnsanını böyle yakışıklı başkanı olunca fotoğraf çektirmek için sıraya giriliyor" şeklinde Kılıçdaroğlu'na iltifat etti. İltifatın ardından Kılıçdaroğlu'nun eşi Selvi Kılıçdaroğlu'nu fark eden kadın, ona da iltifatı eksik etmezken araya giren CHP Lideri de "Laf aramızda iyi bakıyor" dedi.



(Emre BAYLAN / DHA)

25 Eyl 2015

Bahçeli'den flaş sözler!


MHP lideri Devlet Bahçeli, Ankara'nın Suriye politikası ile ilgili olarak, "Esad'dan Esed'e, şimdi de Esed'den Esad'a dönüş vardır" dedi.

Partisinin genel merkezindeki bayramlaşma törenine katılan MHP lideri Devlet Bahçeli, partililerle bayramlaşması sonrasında gündeme ilişkin değerlendirmelerde de bulundu.

Bahçeli, Suriye konusunda bir politika değişikliği olabileceği yönündeki bir soruya; "Esad'dan Esed'e, şimdi Esed'den Esad'a dönüş vardır. Seyredeceğiz, takip edeceğiz. Amerika ne düşünüyosa sayın Cumhurbaşkanı Suriye için onu düşünüyor zaten" yanıtını verdi.

SANDIKLARIN TAŞINMASI KARARINI VEREN HAKİME: İHANET İÇİNE GİRMİŞ

Bahçeli, "Güvenlik zafiyeti nedeniyle bazı yerlerde sandıkların kurulamaması gündemde. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz" şeklindeki bir soruyu ise şöyle yanıtladı:
Sandıkların taşınması kararını veren hakime: "İhanet içine girmiş"

Bahçeli, "Güvenlik zafiyeti nedeniyle bazı yerlerde sandıkların kurulamaması gündemde. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz" şeklindeki bir soruyu ise şöyle yanıtladı:
"8 günden bu yana Cizre'de silahlı kuvvetlerimiz, emniyet güçlerimiz ve Cizre halkıyla karşı karşıyla gelmiş olan PKK terör örgütünün orayı işgal etmesi anlayışına son verebilecek bazı tedbirlerin gelişmesiyle birlikte üç mahalle kurtarılmış ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kontrolü altında faaliyetlerini sürdürülebilecek bir hale gelmişken, ne idüğü belirsiz bir hakim, nereye bağlıdır, kimden talimat almıştır, kime hizmet etmektedir bunun da özel olarak araştırılmak gereken bir kişi, Cizre'nin üç mahallesinde seçimlerinde yapılamayacağı fikrinden hareketle sandıkları diğer mahallelere taşıma ihaneti içerisine girmiş, böylelikle Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin hükümranlık hakkılarının olduğu bir alan seçim bahanesiyle PKK'ya terk edilmiştir."

"Şimdi bayramda yine bir Cuma namazı sonrası konuşmayı alışkanlık haline getiren sayın Cumhurbaşkanı diğer yerlerde de buna benzer gelişmelerin olabileceğini söylüyor. Sandıkları taşıma değil birleştirme yolunu tercih ediyoruz diyerek. Oslo'dan bu yana gizli görüşmelerden var olan, demokratik cumhuriyet, federal ve bağımsız Kürdistan çizgisini devam ettirebilecek bir gafleti hala devam ettiriyor. Bunu lanetliyoruz, şiddetle kınıyoruz. Türkiye'nin her toprağında 9 seçmenin bulunduğu her yerde bir sandık kurulacaksa kurulmalı ve seçimler olağanüstü tedbirler alınarak gerçekleştirilmelidir."



Kaynak:DHA

23 Eyl 2015

AK Parti'nin seçim şarkısına yasak geldi!


Yüksek Seçim Kurulu (YSK), AK Parti'nin ''Haydi Bismillah'' adlı seçim şarkısına yasak getirdi. Karar, CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın YSK'ya yaptığı itiraz sonucu alındı.

CHP'li Mahmut Tanal şikayet dilekçesinde, AK Parti'nin “Haydi Bismillah” adlı seçim şarkısının “Halkın dini, manevi duygularını istismar etmeye yönelik olduğu” gerekçesiyle yasaklanmasını talep etmişti.

Şarkı sözlerinin içinde yer alan "Bismillah" ifadesinin tamamen dini, manevi duygu ve değerleri içerdiğini savunan Tanal, şarkının seçim şarkılarında dikkate alınması gereken usul ve esaslara aykırı olduğunu belirtmişti.

Karara tepki gösteren AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Twitter'dan "CHP'li vekilin itirazı üzerine YSK, besmelenin seçimde kullanılamayacağına karar vermiş. Sonuçta, CHP sayesinde seçimde besmele yasak" mesajını paylaştı.





Kaynak:Posta.comtr

20 Eyl 2015

Yenikapı mitinginde Erdoğan Demirtaş'ı hedef aldı!


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı İsmet Yılmaz ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun da katıldığı “Milyonlarca Nefes Teröre Karşı Tek Ses” mitingi, bugün İstanbul Yenikapı Miting Alanı'nda yapıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan buradaki konuşmasında isim vermeden HDP'yi ve HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ı eleştirdi.

İstanbul Yenikapı'da gerçekleştirilen "Milyonlarca Nefes Teröre Karşı Tek Ses" mitingi sona erdi. Sabah saatlerinden itibaren miting alanına ellerinde bayraklarla gelen binlerce kişi Başbakan Davutoğlu, Meclis Başkanı İsmet Yılmaz ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmalarını dinledi.

DEMİRTAŞ'A TEPKİ: CİCİ ÇOCUK...

Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı konuşmada isim vermeden HDP'yi ve HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş'ı hedef aldı. Erdoğan, 'TBMM'ye hangi partiden olursa olsun 550 tane yerli, bedeni ve kalbi ile bu ülke için çalışacak milletvekili gönderin. Ne demek istediğimi anladınız değil mi? 1 Kasım geliyor, sizlerden tarihi bir karar tarihi bir gayret istiyoruz. Hani diyorlar ya biz bir şey yapmıyoruz diye. 7 Haziran'da gittiler muhtarları tehdit ettiler. Ben her hafta muhtarlarla görüşüyorum. Geçenlerde Güneydoğu Doğu bölgelerinden davet ettim. 90 tanesi gelemedi. Tehdit altındayız onun için gelemiyoruz dediler. Cici çocuk siz kimi aldatıyorsunuz? Siz TV ekranında kimi aldatıyorsun?' diye konuştu. Erdoğan konuşmasını Arif Nihat Asya'nın 'Dua' şiiriyle tamamladı. Konuşma sonrasında Başbakan ve Meclis Başkanı da platforma çıkarak el ele poz verdi.

UĞUR IŞILAK ERDOĞAN'LA KONUŞTU

7 Haziran seçimlerinde milletvekili seçilen ancak 1 Kasım seçimleri için aday gösterilmeyen şarkıcı Uğur Işılak tam da Başbakan Davutoğlu konuşma yapmak için kürsüye yürürken protokolde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan'la kısa bir görüşme yaptı.

İŞTE DAKİKA DAKİKA YENİKAPI'DAKİ MİTİNG

18.44
Erdoğan'ın konuşmasından sonra Meclis Başkanı ve Başbakan Davutoğlu anons edilerek platforma davet edildi.


İŞTE ERDOĞAN'IN KONUŞMASININ SATIR BAŞLARI:

Terör örgütünün tehditlerine rağmen vatanımızın bütünlüğü milletimizin birliği için sabreden bu yönde irade ortaya koyan tüm kardeşlerime Allah sizlerden razı olsun diyorum. İnanıyorum ki bu birliğinizi bozmayacaksınız. Bu yolda kararlı bir şekilde geleceğe yürüyeceğiz. Teröre karşı tepkisini elinde bayrağıyla çakmak çakmak gözleriyle yüreğiyle dudaklarından eksik etmediği duasıyla en önemlisi aklıyla metanetiyle ortaya koyan bütün vatandaşlarıma şükranlarımı sunuyorum. 1000 yıllık kardeşliğimizi, tüm fesat odaklarına rağmen o etnik fitneyle, meshep fitnelerle, sapkın akımlarla bölmek isteyenlere en güzel cevabı bugün sizler veriyorsunuz. Sizler Yahya Kemal'in rabbimize şu hitabıyla buradasınız. Ne diyor Şu kopan fırtına Türk ordusudur Yârabbi! Senin uğrunda ölen ordu budur Yârabbi! Tâ ki yükselsin ezanlarla müeyyed nâmın, Gaalib et, çünkü bu son ordusudur İslâm'ın! diyerek dua ettiği o büyük milletin ta kendisisiniz. Sizin bu azminiz, bu kararlılığınız sürdükçe evel Allah bu milleti bin yıllık yürüyüşünden kimse alıkoyamaz. (Erdoğan'ın bu sözleri sonrası miting alanında 'İşte ordu işte komutan' sloganları atıldı) Hacı Bektaş'ın dediği gibi bir olacağız, iri olacağız kardeş olacağız. Kardeşlerim milletlerin hayatlarında imtihan dönemleri var. Biz de 1000 yıl önce bu coğrafyaya ayak bastığımızda kesintisiz imtihan sayfasının yeni bir sayfasını yaşıyoruz. Halka hizmet hakka hizmettir ölçümüz.

"ÇIKMIŞ BİRİSİ BAYRAĞA SALDIRI MI VAR DİYOR"

Çıkmış birisi ne diyor bayrağa saldırı mı var diyor. Daha ne olacaktı. Yalan üzerine inşaa ettiğiniz bir anlayışınız var. Cesetleri paçavralara sarıp sonra bayrağa saldırı mı var diyorsunuz. Şimdi bazı beyaz türklerin desteğiyle ayakta kalmaya çalışıyorsunuz. Sazla cazla bu iş yürümez. Bayrağımız görüyoruz değil mi? yolumuz karlı dağlara düştüğünde kızıllığında ısındığımız, çöllere düştüğümüzde gölgesinde serinlediğimiz bayrağımız... Bu bayrağın düşmemesi için onun uğrunda can vermeyi vazife bildik. Malazgirt Ovası'ndan İstanbul Surlarına kadar hep bayrağımızla sembolleştirdiğimiz o kutlu davanın mücadelesini verdik veriyoruz.

"KÖKSÜZ, SEVGİSİZ MANKURT..."

Kim ki bu bayrağa el uzatıyorsa o köksüz, sevgisiz bir mankurttur. Bugün milletimizin karşısında kim varsa dün Malazgirt'te de onlar vardı. Bugün milletimizin karşısında kim varsa dün Çanakkale'de de onlar vardı. Zaman değişti isimler değişti ama araç değişmedi. Amaç her zaman bu coğrafyayı bize yar etmememek bu kutlu yolculukta bizi engellemektir. Bizi yaktıklarını yok ettiklerini zannetikleri her dönem adeta küllerimizden yeniden doğarak o kutlu sancağı zirveye dikmeyi başardık. Bugün Avrupa'da yaşayan kardeşlerimiz uzakta ama sonuna kadar millidir. Buna karşılık bedenen ülkemizde yaşadığı halde ruhen gönül coğrafyasından kopmuş olanları ibretle görüyoruz.

Bizi asıl üzen ise millilikle bağlarını koparanların Türkiye üzerinde oynanan oyunlara gönüllü figüranlık yapanlardır. Şu bayrağın renginin anlamına müdrik olmayanlardır.

Biz kimseyi etnik kimliğinden ötürü dışlamadık, dışlamayız. Benim Türk kardeşlerim, Türkmen kardeşlerim burada mı? Benim Kürt kardeşlerim burada mı? Benim zaza kardeşlerim burada mı? Benim Arap kardeşlerim burada mı? Benim Çerkez kardeşlerim burada mı? Boşnak kardeşlerim burada mı? Benim ülkemde etnik sorun değil terör sorunu vardır. Bizim mücadelemiz terör örgütüne karşıdır. 2005'te Diyarbakır'da bir konuşma yapmıştım. Bu konuşmamda neler söylemişim söyleyeyim. Kürt sorunu bu milletin bir parçasının değil hepsinin sorunudur. Benim de sorunumdur. Sorunların parça parça adresi olmaz, bütün sorunlar Kürt olsun Türk olsun bütün Türk Cumhuriyeti vatandaşlarının ortak sorunudur. Çünkü güneş herkesi ısıtır, yağmur herkes için rahmettir. Verilen mücadeleler sonrasında artık Türkiye'nin Kürt sorunu yoktur terör sorunu vardır noktasına geldik. Elbette Kürt kardeşlerimin sıkıntıları vardır. Peki Türk'ün yok mu, Arabın yok mu? Bunların çözümü için nasıl mücadele ettiysek yine mücadele edeceğiz. Bundan 15 yıl önce Hakkari'ye havalimanı yapılacak denseydi buna kim inanırdı? Biz PKK'ya rağmen Selahattin Eyyubi Havalimanı'nı yaptık ve Başbakanımızla gittik açtık. Şırnak'ta da Şerafettin Elşçi Havalimanı'nı yaptık. Muş'ta yaptık, Ağrı'da yaptık. Terör örgütüne rağmen onların desteklediği siyasetçilere rağmen yaptık. At denize balık bilmezse halik bilir dedik.

Biz teröre karşı en küçük bir müsamaha göstermeyeceğiz. Dağ taş demeden bunların inlerine gireceğiz. Bu coğrafya bizim ebedi mekanımız olacak dedik. Elimizde kalan bu toprakları kurduğumuz bu devleti ilelebet muhafaza edeceğiz.

CİCİ ÇOCUK SEN KİMİ KANDIRIYORSUN?

1 Kasım geliyor, sizlerden tarihi bir karar tarihi bir gayret istiyoruz. Hani diyorlar ya biz bir şey yapmıyoruz diye. 7 Haziran'da gittiler muhtarları tehdit ettiler. Ben her hafta muhtarlarla görüşüyorum. Geçenlerde Güneydoğu Doğu bölgelerinden davet ettim. 90 tanesi gelemedi. Tehdit altındayız onun için gelemiyoruz dediler. Cici çocuk siz kimi aldatıyorsunuz? Siz TV ekranında kimi aldatıyorsun?

"BİNBAŞIMIZI, YARBAYIMIZI UNUTAMAYIZ" 
Unutmayın, Ceylanpınar'da 2 polisimizi uyurken şehit edilmesinin acısı hiç bir zaman unutulamaz. Binbaşımızın eşi ve çocuğunun yanında şehit edilmesini unutamayız. Dağlıca'da Yarbay'ımızın askerleriyle şehit edilmesini unutamayız. Türkiye'nin geldiği noktadan geri adım atılmayacağından herkes emin olsun. Demokrasiyi geliştirmede kararlıyız. Yeni Türkiye'nin yolunu açacağız. Tüm dünyadaki mazlumların umudu olan Türkiye'nin gözden çıkaracağı tek bir vatandaşı yoktur. Aramıza fitne sokmak isteyenlere asla fırsat vermeyeceğiz. Değil canının, malının, namusunun tehlikeye düşmesi, tek bir vatandaşımızın gönlünün kırılması kabul edilemez. Biz yerli ve milli olan her kardeşimize, kucağımızı ve gönlümüzü sonuna kadar açık tutacağız. Bayrağımız ortada. Milletimden, bir ricam olacak. 1 Kasım seçimlerinde TBMM'ye hangi partiden olursa olsun 550 tane yerli milli bedeni ve kalbi ile bu ülke için çalışacak milletvekili göndermenizi istiyorum. Herhalde ne demek istediğimi anlıyorsunuz değil mi? Şu anda Türkiye'nin tek ihtiyacı budur. Balkan Faciası diyorum çünkü bu 2 milyon kardeşimiz savaşta değil, devletimizin o bölgeden çekilmesiyle bilinçli olarak kıyıma terk edilmiştir. Biz orada fitneye mağlup olduk. Bizi başka türlü yenemeyeceğini bilenler polisimize, askerimize, kamu binalarımıza sıkılan her kurşunun hedefi birliğimizdir. bu oyuna kimse gelmedi. Biz aynı delikten iki defa sokulmayacağız. Bu çelik iradeyi bozmak isteyenlerin vay haline.

Sözlerimi Arif Nihat Asyalı'nın o duasıyla son veriyorum:
Biz,kısık sesleriz...minareleri, Sen,ezansız bırakma Allahım!
Ya çağır şurda bal yapanlarını, Ya kovansız bırakma Allahım!
 Mahyasızdır minareler...göğü de, Kehkeşansız bırakma Allahım! 
Müslümanlıkla yoğrulan yurdu, Müslümansız bırakma Allahım!
 Bize güç ver...cihad meydanını, Pehlivansız bırakma Allahım!
 Kahraman bekleyen yığınlarını, Kahramansız bırakma Allah'ım! 
Bilelim hasma karşı koymasını, Bizi cansız bırakma Allah'ım! 
Yarının yollarında yılları da, Ramazansız bırakma Allah'ım!
Ya dağıt kimsesiz kalan sürünü, Ya çobansız bırakma Allah'ım!
 Bizi sen sevgisiz,susuz,havasız; Ve vatansız bırakma Allah'ım! 
Müslümanlıkla yoğrulan yurdu, Müslümansız bırakma Allah'ım!



Canım İstanbul, sevdam İstanbul, güleni şöyle dursun Ağlıyanı bahtiyar İstanbul. 17.57 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan konuşma için kürsüye çıkıyor... 17.50 Başbakan Ahmet Davutoğlu'ndan sonra kürsüye Meclis Başkanı İsmet Yılmaz kürsüye çıktı.

DAVUTOĞLU'NUN KONUŞMASININ SATIR BAŞLARI

Bu ne güzel bayrak, bu ne güzel millet. Bu ne güzel kardeşlik. Allah aşkına hangi milletin böyle asil bayrağı hangi milletin böyle çarpan kalbi var. Bir kısmınız Fırat Dicle kenarında Kürtçe ninnilerle büyüdünüz, bir kısmınız Kafkas ninnileriyle büyüdünüz. Bugün Anadolu çocukları tek bir nefes tek bir yürek oldu.

Bu ülkeyi bölmek isteyenlere karşı kıyamete kadar kardeşlik demeye hazır mısınız? Biz burda Kürt ve Türk çocuklarının nefesini birleştiriyoruz. Silvan'da yol kenarına yerleştirilen hain bombayla can veren 12 yaşındaki Fırat'ın nefesini burada hissediyorum. Ben burada Diyarbakır'da çorbacıda çalışan Şeyhmus'un nefesini görüyorum. O kardeşlerimizin nefesi ebediyen birleşmiştir. Ben huzurlarında bulunduğumuz şehit annelerimizin babalarımızın çocukları kaçırılan Diyarbakır annelerinin nefeslerinin birleştiğini görüyorum. Evet bu milleti bölmek isteyen, herkes kahrolsun, kahrolacak inşallah. Çanakkele'ye Yemen'e yürüyen yiğitlerin torunlarını bölmek isteyenler kahrolacaklar. Buradan Diyarbakır'a, Hakkari'ye kardeşlik mesajı göndermeye hazır mısınız? Türkiye'de şimdi nefesleri birleştiren bir anlayış var bir de nefesleri kesmeye çalışan bir anlayış. Biz yürekleri nefesleri birleştirmek istedik.

2002'de sayın Cumhurbaşkanımızın başında olduğu AK Parti iktidara geldiğinde OHAL'i kaldırdık, yasakları kaldırdık. Yaylaları mezraları açtık. Yaylalarda türküler söylenmeye başlandı. Irkçılığın her türü bizim ayaklarımızın altındadır. Önce demokratikleşme dedik. Cumhurbaşkanımız 2005'te Diyarbakır'da tarihi bir konuşma yaptı. O konuşmadan bugüne kadar biz vatandaşlarımıza ne söz verdiysek yerine getirdik. Çözüm süreciyle herkes eşittir dedik. Biz her vatandaşımıza aynı onur ve izzetle yaklaştık.

Kürtçe yasakları, ana dil üzerindeki baskıları her türlü baskıları kaldırmak için çalıştığımıza şahit misiniz? Anadolu'nun yaylalarını barış türkülerini açtığımıza şahit misiniz?

Dedik ki gelin bu silahları terk edin. 25013'te sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı konuşmayla her şeyi net bir şekilde ortaya koydu. Mayıs ayında silahlı olanlar yurt dışına çıkmalıydı ama çekilmedi. Daha sonra Gezi Partkı çıktı. Daha sonra 17-25 Aralık çıktı. 7 Haziran perspektifini verirken çözüm süreci üzerinden kardeşlik mesajı verdik. Onlar 8-9 Haziran'dan itibaren silahlanma ayaklanma çağrısı yaptılar. Bunu diyenler onlar değil onlar piyon. Bu piyonları kullanan bazı dış odaklar. Sizdeki bu inancı gördüğümüz için yola çıktı. Biz sırtımızı teröre dayıyoruz diyen eş başkana diyorum ki biz sırtımızı İstanbul'a, Diyarbakır'a dayıyoruz. Önce Suruç'ta 32 vatandaşımızı IŞİD öldürdü. Ardından Adıyaman'da bir askerimiz şehit edildi. Sonra DHKP-C İstanbul'da şov yapmak istedi. Sonra Ceylanpınar'da uyuyan 2 polisimiz şehit edildi.

23 Haziran'da önce IŞİD mevzilerini bombaladık. Ardından Kandil'i bombaladık.

"MECLİS'TE PKK İSTEMİYORUZ"

Bizim yavaşlayacağımızı düşünmesin. Bu mücadeleyi sonuna kadar, silahlar bırakılana kadar sürdürmeye kararlıyız. O silahlar betona gömülecek. (Meclis'te PKK istemiyoruz) sloganları sonrası - O zaman daha çok çalışacağız ve onların baraj altında bırakacağız.

"BURADAN 3 MESAJ VERMEK İSTİYORUM"

1 -Kim ne yaparsa yapsın, kardeşliğimizi pekiştirelim. Kimse bir diğer kardeşine sen Türk müsün Kürt müsün diye sormasın? Allah2ın sormadığı soruyu siz sormayın. Bazı teröristler Doğu'daki Kürt kardeşlerimize zulmederken siz Batı'da onları yüreğinize basın. Türk-Kürt kardeştir deyin. Kürt kardeşlerim hiç bir yerde kendilerinin ayrımcılığa tabi tutulduklarını hissetmesinler. Mübarek Kurban Bayramı yaklaşıyor, nefsilerimizi kurban edelim kardeşlerimizi kurban etmeyelim. Doğulu Batılıya, Türk Kürt'e, Alevi Sünni'ye daha güzel baksın.

2 - Türkiye Cumhuriyeti devleti her bir vatandaşına eşit bakar. türkiye üzerinde operasyon yapmak isteyenler bilsinler biz buradayken Türkiye'nin bir santimetre karesini böldürtmeyiz, ayırtmayız. Biz nefes alırken bu ülke üzerinden oynanan her oyunu bozarız.

3- Demokrasiyi ve özgürlükleri mutlak anlamda yaşatacağız. Herkes özgür tercihini yapacak. Kimse baskı altında oyunu vermeyecek. Her kardeşimin oy vermek için sandığa gidip milli iradeyi tecelli kılacak şekilde hareket etmesini istiyoruz. Ayağa kalkmaya var mısınız? Ey Mezapotamya, Fırat'ın çocukları, Trakya2nın çocukları, Kafkasya'nın çocukları kardeşlik demeye var mısınız?

17.17 Başbakan Ahmet Davutoğlu miting alanındaki platforma çıkarak bir konuşma yapacak... (Tam da o anlarda 1 Kasım seçimleri için aday gösterilmeyen Uğur Işılak, protokoldeki Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanına giderek Erdoğan'la bir süre sohbet etti.)


17.00 Çözüm süreci klibinin ardından şehitler için Kur'an okunuyor...


16.56 Miting alanındaki dev sinevizyonda Tayyip Erdoğan'ın özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesindeki açılışları ekrana getirildi. Ardından PKK saldırılarını gösteren görüntüler yayınlandı.

16.43 Yenikapı'daki 'teröre karşı te ses' mitinginde İstiklal Marşı okundu. Ardından mitingi organize eden Sivil Dayanışma Platformu Başkanı Ayhan Ogan bir konuşma yapıyor. An itibariyle alandaki kalabalık zirve noktasına çıktı...


16.37 Miting alanındaki protokol noktasına giden Cumhurbaşkanı Erdoğan burada Başbakan Davutoğlu ve eşi Sare Davutoğlu ile tokalaştı.


16.24 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı taşıyan helikopter, Yenikapı'daki miting alanına indi. O anlarda Uğur ışılak sahnede Nazım Hikmet'in 'Bu Memleket Bizim' şiirini okudu.


16.22 7 Haziran seçimlerinde aday gösterilen ancak 1 Kasım seçimlerinde Ak Parti'den aday gösterilmeyen Uğur Işılak, sahneye çıkarak şarkı söylüyor.



16.21 Başbakan Davutoğlu'nu taşıyan helikopter Yenikapı'daki miting alanına indi
16.06 (Miting notu) Miting sonunda Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'in şehitler için bir dua okuyacağı belirtiliyor...
16.03 Yenikapı'daki miting alanının tamamı neredeyse doldu. Kontrol noktasında miting alanına girmeyi bekleyen vatandaşlar var...


15.55 Miting alanına gelenlerin platform üzerindeki kameradan görünümü...


15.49 Markar Eseyan: Bu süreç belki de PKK'nın silah bırakmasını sağlayacak. Bu mitingler terör örgütlerinin cenaze merasimidir. (Habertürk TV)

15.47 Yenikapı'daki miting alanında kalabalık her geçen dakika artıyor. İşte miting alanındaki son görüntüler...



15.40 İstanbul Yenikapı'daki 'Teröre karşı tek ses' mitingine dedesi, 2 yaşındaki Tayyip isimli torununu da getirmiş.

15.00 Yaklaşık 1.5 milyon kişilik miting alanına gelişler devam ediyor. Saat 16.00'da başlayacak mitingin saat 19.00'a kadar sürmesi bekleniyor. İşte saat 15.00 itibariyle miting alanındaki son durum.




20 Eylül 2015'de Yenikapı'da düzenleneceği duyurulan "Teröre Karşı Tek Ses" Mitingi için Sivil Dayanışma Platformu hazırlıklarını tamamladı ve Yenikapı meydanında dev bir sahne hazırlandı. Montajın tamamlanmasının ardından “Milyonlarca Nefes Teröre Karşı Tek Ses” yazılı dev pankart sahnenin önüne asıldı.

"GÜN KAVGA ETME, AYRIŞMA GÜNÜ DEĞİL"

1 milyon kişinin katılımının hedeflendiği miting öncesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan da resmi Twitter hesabından mesaj yayınlayarak, “Tüm vatandaşlarımızı bir olmaya, birlik olmaya, teröre karşı tek ses olmaya, Yenikapı’ya davet ediyorum. Gün, kavga etme ya da ayrışma günü değil, birleşme, kenetlenme ve hedeflerimize odaklanma günüdür. Gün #TeröreKarşıTekSes olma günüdür.” çağrısında bulundu. Erdoğan, mitingle ilgili afişi de Twitter hesabında paylaştı.


DAVUTOĞLU DA TWİTTER'DAN AÇIKLAMA YAPTI

Başbakan Ahmet Davutoğlu: Bir olmak, birlik olmak, omuz omuza #TeröreKarşıTekSes olmak için aziz Milletimle Yenikapı'da bir kez daha tarih yazacağız.

TRAFİĞE KAPANAN YOLLAR

Öte yandan İstanbul Emniyet Müdürlüğü, miting nedeniyle bugün bazı yolların sabah saat 08.00’den etkinlik bitimine kadar trafiğe kapalı olacağını duyurdu. Açıklamaya göre; Bakırköy Taşhanlar Köprü, Aksu Caddesi çıkışından Sahil Kennedy Caddesi Yenikapı Kavşak arası kapatılarak araçlar Bakırköy istikametine yönlendirilecek. Gazi Mustafa Kemal Paşa Caddesi sahil istikameti, Namık Kemal Caddesi’nden Sahil Kennedy Caddesi istikameti, Atatürk Bulvarı Pertevniyal Lisesi önünden Gazi Mustafa Kemal Paşa Caddesi istikameti de trafiğe kapatılacak, araçlar Millet Caddesi ve Vatan Caddesi’ne yönlendirilecek. Yine Sahil Kennedy Caddesi, Balık Hali’nden itibaren Yedikule’ye kadar kapalı olacak.

MİNTİNG ÖNCESİ KORKUTAN KAZA 

Yenikapı'daki mitingde görevli polis ekiplerini taşıyan İETT otobüsü, Halkalı-Sirkeci tren hattı için kullanılan üst geçide çarptı. Çarpmanın ardından meydana gelen patlamada, polisler ile aralarında zabıtalarında bulunduğu 26 kişi yaralandı. İstanbul Emniyet Müdür Mustafa Çalışkan, bir polis memurunun durumunun ağır olduğunu söyledi. Bir zabıta memurunun da ameliyata alındığı öğrenildi.


İDO’DAN UYARI 
İDO Yenikapı’ya araçlarıyla gelecek yolcularını miting nedeniyle Eminönü- Yenikapı güzergâhını kullanmaları ve özellikle miting saatine denk gelen seferlerde seyahatlerden en az 30 dakika önce terminalde olmaları konusunda uyardı.



Kaynak:Posta.comtr

17 Eyl 2015

Teröre karşı birlik yürüyüşü!

Son dönemde yaşanan terör olayları nedeniyle 14 işçi ve işveren örgütünün öncülüğünde organize edilen "Teröre Hayır, Kardeşliğe Evet" yürüyüşü nedeniyle bazı yollar trafiğe kapatılırken, geniş güvenlik önlemi alındı.

Sıhhiye Meydanı’nda 16.30’da başlayacak ve Birinci Mecliste sona erdirilecek yürüyüş dolayısıyla Sıhhiye Meydanı ve Ulus civarındaki bazı yollar, 12.45’ten itibaren 21.00’e kadar trafiğe kapatıldı. Yürüyüş için Ankara dışından 100’e yakın otobüs geldi, polis Başkentin 5 giriş noktasında tedbirler aldı. Gelen otobüsler, Atatürk Kültür Merkezi alanına alındı.

Toplanma alanı olarak belirlenen Sıhhiye meydanı, bariyerlerle kapatılırken, alan içinde uzman ekiplerce patlayıcı madde araması yapıldı. İşçi ve işveren örgütlerinin üyelerinin yanı sıra vatandaşlara da açık olan yürüyüşe katılanlar, polis kontrolünde 7 ayrı noktadan üst aramaları yapıldıktan sonra miting alanına alınmaya başlandı.

6 BİN POLİS GÖREVLENDİRİLDİ
Olası provokasyonların önüne geçilmesi için miting çevresi ve yürüyüş güzergahında önceden belirlenen noktalarda polis ekipleri konuşlandırıldı. Miting alanında güvenliği sağlamak için Ankara Emniyet Müdürlüğü Güvenlik, Çevik Kuvvet, Terör ve Özel Harekat şubeleri başta olmak üzere, tüm branşlardan yaklaşık 6 bin polis görevlendirildi.

TEK SLOGAN ATILACAK
İşçi ve işveren örgütleri tarafından yürüyüş sırasında "Teröre Hayır, Kardeşliğe Evet" sloganı dışında başka bir sloganın atılmaması ve sadece Türk bayrakları açılması kararı alındı. Geniş katılım beklenen yürüyüşü organize eden işçi ve işveren örgütleri şunlar: HAK-İŞ, Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen), Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD), Türkiye Kamu Çalışanları Sendikaları Konfederasyonu (Türkiye Kamu-Sen), Türkiye Barolar Birliği (TBB), Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği (TEMAD), Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK), Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş), Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED), Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB), Türk Sanayici ve İş Adamları Derneği (TÜSİAD), Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) BİR YÜRÜYÜŞ DE İSTANBUL'DA OLACAK İstanbul’da 20 Eylül Pazar günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı İsmet Yılmaz ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun katılımıyla "Milyonlarca Nefes Teröre Karşı Tek Ses" mitingi yapılacak. Sivil Dayanışma Platformu tarafından düzenlenen "Milyonlarca Nefes Teröre Karşı Tek Ses" mitingi, Yenikapı miting alanında 16.00-19.00 saatleri arasında gerçekleştirilecek. Programa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı İsmet Yılmaz ve Başbakan Ahmet Davutoğlu da iştirak edecek.

YÜRÜYÜŞE TEPKİ 
HDP Eş Başkanı Figen Yüksekdağ dün yürüyüş ile ilgili "Bu yürüyüşte barışa çağrı olacak mı?" diye sormuştu.

"Bu yürüyüşlerde Türk bayrağının kullanılmasını bayrağın kutsiyetine yönelik bir hakaret olarak görüyoruz. Yürüyüşlerde bayrağın gölgesine sığınıp faşizm yapmasınlar. Biz karakolların basılmasını, askerin, polisin ölmesini istemiyoruz. Buna da karşı çıkıyoruz. Biz sivillerin ölmesini de istemiyoruz." HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da yürüyüşe ilişkin, "Barış için yürüyüş yapacaksanız gelin Ankara'nın göbeğinde el ele verip beraber yürüyelim. 'Barış' diye haykıralım omuz omuza barışı, ateşkesi, müzakereyi beraber savunalım. Ama halkı tahrik edecek işlerden herkes kaçınmalıdır" demişti.

Yürüyüşün yapılmasına karşı olmadığını belirten Demirtaş, "Ama 'Bayrağını al gel teröre karşı yürüyelim' dersen bu bir çarpıtmadır. Ortada bayrağa bir saldırı yok ki. Irkçılığı, faşizmi Kürtlere karşı körükleyebilecek tehlikeli bir çağrıdır. Kürtler nerede bayrağa saldırmış ki, sen 'bayrağını al gel Kürtleri protesto edelim' diyorsun. Bu yanlıştır" ifadesini kullanmıştı.

15 Eyl 2015

Cumhurbaşkanı Erdoğan miting yapacak mı?

Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın soruları yanıtladı.
İbrahim Kalın'ın açıklamalarından satır başları: Bu dönemde barışı çoğaltmalıyız. Bu ülke coğrafyasında her vatandaşın özgür ve müreffeh bir şekilde yaşaması için mücadele ediyoruz. Terör örgütünün Cizre gibi yaptığı yerlerde hiçbir demokratik ülkede müsamaha gösterilemez. Zaman zaman uluslararası basında yalan haberlerin yayıldığını görüyoruz. Güvenlik güçlerimiz hukuk çerçevesinde her şeyi yapıyor. Geçen yıl Ferguson'da yaşananları gördünüz. Orada terörist yoksa, hendek yoktu. Canlı kalkan yoktu. Ama müdahale edildi. Teröre hayır kardeşliğe evet mitingi çok önemli. İngiltere, Fransa ve İspanya'da terörü meşru gösterenler için kanun var. İspanya'da ETA'yı övmek, şirin göstermek ve yücelten 19 kişi tutuklanmıştır. Fransa'da ETA'yı övenler tutuklanmıştır. İngiltere'de geçen yıl sosyal medyada terörü öven 300 kişi tutuklandı. Terör propagandasına alet olmamak ve bu tür yayınlardan kaçınmak gerekir. Devletimiz de gerekli önlemler alacaktır. Batı basını güya DAEŞ'le mücadele ediyor diye PKK terör örgütünü şirin gösterdi. Türkiye'de toplum ve devletiyle teröre karşı mücadele ederken terör propagandasına da izin vermeyeceğiz. Göçmen krizi Avrupa'da sürüyor. Aylan Kürdi'nin o fotoğrafı dünyayı ayağa kaldırdı. Umutlandık belki Avrupa da mültecilerini kapılarını açar diye. Ama yeni Aylan Kürdiler devam ediyor. Türkiye açık kapı politikasıyla 2.5 milyon mülteciye kapılarını açmıştır. AFAD'a iş adamlarımıza, milletimize bu tavrı için teşekkür ediyoruz. Bütün Suriyeliler'in gitmek istedikleri tek yer: Kendi ülkeleri. Mescid - i Aksa'da yaşanan olaylar. El Halil kentinde yaptıkları gibi Mescid-i Aksa'da kendine yer açmak istiyor. DAEŞ operasyonlarında 2 bin kişi sınır dışı edildi. 500 kişi gözaltına alındı.

Soru: 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim öncesi meydanlara inip miting yapacak mı? Halkın oylarıyla seçilen bir cumhurbaşkanımız var. Vatandaşlarıyla tabii ki görüşecektir. Millet ile halkla temasını kesmesini bekleyemeyiz.

Lamia Ayhan - ahaber muhabiri:
Şehit cenazelerine katılan, terörle mucadele veren Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan hakkında Nokta dergisinin verdiği kapak basın özgürlüğü müdür? Kalın: ABD ziyareti her an olabilir. Sayın Obama ile Erdoğan, Antalya'da görüşecek zaten. Ziyaret ile ilgili kesinleşmiş tarih yok. Doğan medya ile ilgili soruşturma yapmam şimdi doğru değil. Cumhurbaşkanlığına hakaret basın özgürlüğü değildir. Terör destek vermeyle ilgili örnekleri anlattım. Cumhurbaşkanına saldırırak bunu yapmak, aktivizmdir. Cumuhbaşkanına saldırmak basın özgürlüğü değildir. Kişiselleştirmeden yapabilirsiniz.

9 Eyl 2015

Kürdüm Maliye Bakanıyım!

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek Türkiye'nin vatandaşları arasında ayrım yapmayan bir ülke olduğunu belirterek, 'Ben anne babası Türkçe bilmeyen, Kürt kökenli Türk vatandaşıyım. Ama ben bugün Türkiye Cumhuriyeti Maliye Bakanıyım. Geldiğim yer belli' dedi.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Hilton Otel’de düzenlenen 6. İstanbul Finans Zirvesi’ne katıldı. Zirveye Bakan Şimşek’in yanı sıra Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı ve birçok üst düzey yönetici katıldı. Burada yaptığı konuşmasında Türkiye’nin demokratik deneyimi olduğunu belirten Bakan Şimşek, "Türkiye vatandaşları arasında zerre kadar ayrım yapmayan bir ülkedir. Bakın ben bir Türk vatandaşıyım ama Kürt kökenliyim. Anne babası tek kelime okuma yazma bilmeyen, Türkçe bilmeyen bir aile düşünün. Ama ben bugün Türkiye Cumhuriyeti Maliye Bakanıyım. Geldiğim yer belli. Benim burada bugün bu hizmeti bu güzel ülkemize, milletimize yapıyor olabilmem aslında Türkiye’nin Irak’tan Suriye’den ne kadar farklı olduğunu, aynı potada asla düşünülmemesi gerektiğini gösteriyor" dedi. "Terörle halk arasında çok net bir ayrım söz konusu" diyen Bakan Şimşek, "Son dönemde milletimizi sokağa kışkırtma çabaları var. Bu bir tuzaktır. Bizim bu dönemde 78 milyon olarak birliğimizi beraberliğimizi güçlü bir şekilde devam ettirmemiz, sorunlarımızı daha çok demokrasi daha çok temel hak ve özgürlük ekseninde çözmemiz ama dağdaki eşkıyaya da sıfır tolerans göstererek mücadele etmemiz gerekiyor" şeklinde konuştu.



Kaynak:İHA

26 Ağu 2015

Deniz Baykal'dan bakanlık teklifine jet cevap!

Başbakan Davutoğlu'nun açıkladığı teklif listesinde yer alan CHP Antalya milletvekili Deniz Baykal, ilk kez konuştu.
Başbakanlık, seçim kabinesi için teklif götüreceği CHP'li vekillerin ismini açıkladı. Listede; Deniz Baykal, Gülsun Bilgehan Toker, Erdoğan Toprak, İlhan Kesici, Tekin Bingö yer aldı. Açıklanan liste sonrası CHP Antalya milletvekili Deniz Baykal şöyle konuştu: Parti ahlakına uygun hareket edeceğim. Kapsamlı bir mektupla cevap vereceğim...

Erdoğan Toprak: Teklifi kabul etmeyeceğim. Ben, partimin ilkelerine bağlıyım. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ise şunları söyledi: Liderleri aşıp vekillere ulaşırlarsa kapılar kapanır. Mektupları herhalde kapı altından atacaklar. Nezaketli bir üslupla gereken cevap verilecek.



Kaynak:Posta.comtr

23 Ağu 2015

Şehit yüzbaşının yarbay ağabeyi isyan etti!

Şırnak'ın Beytüşşebap ilçesindeki Ayvalık Jandarma Karakoluna düzenlenen terör saldırısında şehit olan Jandarma Yüzbaşı Ali Alkan, Osmaniye'de defnedildi. Cenaze töreni sırasında şehidin Yarbay ağabeyi Mehmet Alkan isyan etti.
Şırnak'ın Beytüşşebap İlçesi’nde cuma gecesi Ayvalık Jandarma Karakolu’na roketatar ve otomatik silahlarla saldıran PKK’lı teröristlerle kahramanca çatışıp şehit olan Yüzbaşı Ali Alkan, memleketi Osmaniye’de 15 bin kişinin katıldığı törenle son yolculuğuna uğurlandı. Cenaze törenine üniformasıyla katılan şehidin ağabeyi Jandarma Yarbay Mehmet Alkan, "Düne kadar çözüm diyenler ne oldu da sonradan savaş diyor. Saraylarda 30 tane korumayla gezip, zırhlı arabalara binip ’Şehit olmak istiyorum’ diye bir şey yok" diye feryat edip tepki gösterdi. Cenaze namazı sırasında Ak Parti milletvekillerine tepki gösterilince, namaz kısa sürede kıldırılıp gerginlik önlenmeye çalışıldı. Bekar olan 32 yaşındaki Yüzbaşı Ali Alkan’ın naaşı dün Şırnak’ta yapılan törenin ardından helikopterle Osmaniye’deki Şehit Halil İbrahim Karaoğlanoğlu Kışlası’na getirildi ve Osmaniye Devlet Hastanesi morguna konuldu. Bekar olan ve 1.5 yıl önce de annesi Fatma Alkan’ı kaybeden şehidin cenazesi bugün öğle saatlerinde hastaneden alınıp önce helallik için Fatih Mahallesi 3026 sokaktaki baba evine getirildi.

NE YÜZLE ÖN SAFA GEÇİYORSUNUZ 
Helallik alınmasının ardından şehit Yüzbaşı Ali Alkan’ın cenazesi, tören için Envar’ul Hamit Camii’ne getirildi. Osmaniye’nin 1 Ağustos’tan bu yana verdiği 6’ıncı şehit olan Ali Alkan’ın cenaze törenine, Osmaniye Valisi Kerem Al, Ak Parti, CHP ve MHP milletvekilleri, Osmaniye Belediye Başkanı MHP’li Kadir Kara, askeri ve mülki erkan ile büyük bir kalabalık katıldı. Ak Parti Osmaniye milletvekilleri Suat Önal ile Mücahit Durmuşoğlu ve Ak Parti İl Başkanı Hamza Tor alana gelip cenaze namazı için ön safa geçmek istediği sırada kalabalıktan bir kişi "Sizin burada işiniz yok. Defolun buradan" diyerek tepki gösterdi. Bunun üzerine şehidin yakını olduğunu belirten bir başka kişi de "Ben şehit yakınıyım, ön safta değilim, bu çapulcuların önümde ne işi var" dedi. Ak Parti milletvekillerine ön safta protokol yeri açtığı için bazı kişiler cenaze namazını kıldıran Osmaniye Müftüsü Ramazan Çortul’a tepki göstererek, "Kula kulluk yapma, makamına saygı göster" diye bağırdı.
SAYIN CUMHURBAŞKANI NE ANLAŞMASI YAPTIN? 
Gelen tepkiler nedeniyle Ak Partili milletvekilleri Suat Önal ve Mücahit Durmuşoğlu ile İl Başkanı Hamza Tor, kalabalık tarafından alandan uzaklaştırılırken, şehidin teyzesinin oğlu Ahmet Şahin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenirken şöyle dedi: "Ne anlaşması yaptın ki, bu vatan evlatları böyle gidiyor? Bu ne anlaşmasıdır? Bunun sonu ne zaman gelecek? Vatan evlatları daha ne kadar yatacak burada? Neden Türkiye ayağa kalkmıyor? Türkiye neden uyuyor? Çözüm süreci bu mu? Çözüm burada yatıyor." Şehit Yüzbaşı Ali Alkan’ın 8 kardeşinden ağabeylerinden biri de "Ben alıyorum, götürüyorum. Bu cenaze namazı Alayda kılınacak. Ben burada bu çapulcularla birlikte istemiyorum cenaze namazını" dedi. Osmaniye Belediye Başkanı Kadir Kara, acılı ağabeyin ağzını kapatarak sakinleştirmeye çalıştı. Daha sonra arka saflarda duran şehidin diğer ağabeyi Jandarma Yarbay Mehmet Alkan, şapkasını çıkarıp ’Bırakın beni’ diyerek tabutun başına geldi. Şehidin babası Hasan Alkan ile ağabeyi Deniz Astsubay Başçavuş Mustafa Alkan ise törende güçlükle ayakta durabildi.

YARBAY AĞABEY FERYAT ETTİ: BUNUN KATİLİ KİM? 
Tepkilerin artması üzerine Osmaniye İl Müftüsü Ramazan Çortul, gerginlik daha da tırmanmadan namazı kıldırmak için ’Allahuekber’ diye tekbir getirip halkı cenaze namazına davet etti. Ancak törene katılanlar bir türlü sakinleştirilemedi. Müftü Çortul ile birlikte Belediye Başkanı Kadir Kara ve yanındaki imamlar namaza durdu. Namazın ardından tabutun başına gelen Yarbay Mehmet Alkan şehit kardeşine "Ali’m" diye seslendi ve hırsından şapkasını çıkarıp bağırarak, "Buradaki vatan evladı daha 32 yaşında. Vatanına, sevdiklerine doyamadı. Bunun katili kim? Bunun sebebi kim? Düne kadar çözüm diyenler ne oldu da sonradan savaş diyor" diye feryat etti. Askerler tarafından omuzlara alınan şehit Yüzbaşı Ali Alkan’ın tabutu taşınırken ağabeyi Yarbay Mehmet Alkan bu kez , "Saraylarda 30 tane korumayla gezip, zırhlı arabalara binip ’Şehit olmak istiyorum’ diye bir şey yok. Git o zaman oraya git" diye haykırdı. Güçlükle sakinleştirilen şehit ağabeyi Yarbay Mehmet Alkan, cenazenin defnedileceği mezarlığa polis otosunda götürüldü.

MHP’Lİ YILMAZ: GÖSTERİŞİN ZAMANI MI? Cenaze törenine MHP Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Karakaya ile birlikte katılan Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz, "Cenaze törenleri gösteriş yeri olmamalı" diyerek gerilimin artmasına Ak Parti milletvekilleri Suat Önal ve Mücahit Durmuşoğlu ile Ak Parti İl Başkanı Hamza Tor’un neden olduğu görüşünü savundu. MHP Milletvekili Yılmaz, şunları söyledi: "Camiden namazdan çıkıp cenaze namazı için saf tutarken, doğal olarak aile fertleri ön sıraya yerleştirildi. Biz de Genel Başkan Yardımcımız da orada olmasına rağmen geri planda saf tuttuk. Tam bu sırada AKP’liler eze eze ön safa yürümek istedi. Aile çevresi buna tepki gösterince gerginlik oldu. Gerginlik artınca da müftü hemen namazı kıldırdı, bu yüzden binlerce kişi toplanmışken acele ile namaz kıldırılmış oldu. AKP’lilerin bu gösteriş merakını anlayamıyorum. Gösterişin zamanı mı? Osmaniye 24 günde 6’ncı şehidini vermiş. Burada her kesimden insan birlikte şehidine sahip çıkıyor. Bu olup bitenlere büyük bir tepki ve üzüntü var. Açılıma tepki var. Orada dikkatli olmak lazım. Biz tüm ocak başkanlarımızın gayreti ile kontrol sağlamaya çalıştık. Yürekleri yananlar haykırıyordu, arkadaşlarımız ağızlarını kapattı."

OSMANİYE, 220’İNCİ ŞEHİDİNİ UĞURLADI 
Yaklaşık 15 bin kişinin teröre lanetleyen sloganlar eşliğinde arkasından geldiği Osmaniye’nin 220’inci şehidi Jandarma Yüzbaşı Ali Alkan’ın cenazesi, Asri Mezarlığı’na götürüldü. Şehit Alkan, buradaki Garnizon Şehitliği’nde göz yaşları arasında toprağa verildi.

1500 POLİS GÖREV YAPTI 
1 Ağustos’ta Jandarma Uzman Çavuş Ali Gökçe’yi, 4 Ağustos’ta Jandarma Uzman Çavuş Mehmet Acar ile Piyade Uzman Çavuş Hüseyin Ölmez’i, 12 Ağustos’ta Fatih Gökşen’i, 15 Ağustos’ta da Jandarma Astsubay Muhammet Gürlek’i şehit veren Osmaniye’ye dün de Jandarma Yüzbaşı Ali Alkan’ın şehit haberi geldikten sonra yaklaşık 30 kişilik bir grubun HDP il binasını taşlaması üzerine cenaze töreninde geniş güvenlik önlemleri alındı. Osmaniye Emniyet Müdürlüğü, tören için 1500 polis görevlendirirken, HDP Osmaniye il binasının da bulunduğu Dr. Sadık Ahmet Caddesi ile Ak Parti il binasının bulunduğu Akyar Caddesi’ni bariyerlerle trafiğe kapattı. Önlemler çerçevesinde Atatürk Caddesi ile Dr. Ahmet Alkan Caddesi’nde park yasağı uygulandı ve tören öncesinde caddelerde park halindeki araçlar polis anonslarıyla kaldırıldı.

YİYEMEDİĞİ KÖMBE CENAZE EVİNDE DAĞITILACAK 
Öte yandan MHP İl Kadın Kolları da, babası Hasan Alkan’dan son isteği olan ve daha eline ulaşmadan şehit düşen Ali Alkan’ın yiyemediği Bayram Kömbesini (yöresel kurabiye) taziye evinde dağıtmaya karar verdi.



Kaynak:DHA(Osmaniye - İbrahim EMÜL-Salih ÜÇTEPE-Çağlar ÖZTÜRK)

22 Ağu 2015

CHP'den askere harçlık teklifi!

CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba ve Grup Başkanvekili Özgür Özel, askerlik hizmetini yerine getiren er ve erbaşlara asgari ücret düzeyinde harçlık verilmesi için hazırladıkları kanun teklifini TBMM'ye sundu.
Bir süre önce Harran’a gelen Yılmaz F, bölgedeki esnafa kendisini Hakkari’nin Yüksekova ilçesi Dağlıca bölgesinde teröristlerle girdiği çatışmada şehit olan Jandarma Uzman Çavuş İbrahim Taş’ın komutanı olarak tanıtarak taziye ziyaretinde bulunmak istediğini söyledi. Şehidin evine giden Yılmaz F, aileye çatışma sırasında İbrahim Taş’ın yanında olduğunu anlattı. Şehidin ailesi, Yılmaz F’yi bir kaç gün evinde misafir olarak ağırladı. Bir süre sonra şehit Taş’ın Dağlıca’da görevli asker arkadaşları eve ziyarete gelince kendisini komutan olarak tanıtan Yılmaz F. ile tanışmak istedi. Yılmaz F’nin, şehidin arkadaşlarının sorduğu sorulara cevap verememesi üzerine durum jandarma ve polis ekiplerine bildirildi. Ekipler tarafından gözaltına alınan Yılmaz F’nin asker olmadığı belirlendi. Bu arada Yılmaz F’nin, kendisini asker olarak tanıtıp, ücretini ödemeden bir otelde kaldığı, bazı restoranlarda da yemek yediği öğrenildi. Hakkari’nin Yüksekova ilçesi Dağlıca bölgesinde 15 Ağustos’ta bir grup terörist tarafından roketatar ve uzun namlulu silahlarla yapılan saldırıda Jandarma Uzman Çavuş İbrahim Taş (27) şehit olmuştu.



Kaynak:AA

20 Ağu 2015

Saray'dan sert açıklama!

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Bülent Gedikli, "Hem koalisyon kurulmasına yanaşma, hem seçim hükümetine üye verme, sonra da kalkıp maliyet vatandaşın cebinden çıkacak de, faiz artsın diye propagandaya başla. Türkiye'yi hükümetsiz bırakan ve bunu da bile isteye yapanların vebalidir ekonomide de sosyal hayatta ve güvenlikte de yaşanan sıkıntılar" dedi.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Bülent Gedikli, yaptığı yazılı açıklamada şu ifadeleri kullandı: 
"14 yıllık siyasi istikrar boyunca ekonomide zaman zaman ortaya çıkan ‘fırsatçıları’ kimi zaman faiz lobisi, kimi zaman kaos lobisi, kimi zamanda kan lobisi diye nitelendirdiğimiz de bize komplo teorisyeni dediler. Özellikle gezi olaylarından bugüne kadar yaşananları kronolojik olarak ekonomik verilerle alt alta yazdığınızda Türkiye üzerinde oynanan oyunu çok rahat görebilirsiniz. Koalisyon masasına kırmızı çizgi ile oturup, istemeyiz diye kalkanlar şimdi de seçim hükümetine üye vermeyeceğiz diyorlar. Koalisyonun kurulamamasının nedeni olarak sürekli olarak Ak Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan olarak göstermek isteyenler Türkiye'nin çıkarlarını düşündükleri iddiasında bulunuyorlar. Akla mantığa uymayan çelişkiler bunlar. Öncelikle Sayın Başbakan koalisyon için iyi niyetle görüşmelerini gerçekleştirmiş, akabinde anlaşma sağlanamamıştır. Arkasından bir erken seçim mecburiyeti doğmuştur ancak başta CHP ve MHP seçim hükümetine üye vermeyeceğiz diyerek asıl amaçlarını ortaya koymuşlardır. AK Parti HDP ile seçim hükümeti kurmak zorunda bırakılarak, bu kendi seçmen tabanlarına ‘işte bakın bunlar aslında kimle ortaktı’ şeklinde propaganda malzemesi yapmak. Amaç bununla da sınırlı değil tabi asıl hedef ekonomi üzerinden vurulmak istenen darbedir.”

NASIL AHENK İÇİNDELER, NASIL KOORDİNELİ ÇALIŞIYORLAR
"Türk Lirası'ndaki değer kaybı düzensiz, reel faizler kura istikrar getirmeye yetecek kadar yüksek değil ve Merkez Bankası acil faiz artırımına gitmeli diye açıklamalar yapmaya başladı” diyen Gedikli, “Arkasından hemen ana muhalefet partisinden kur maliyetini vatandaş ödeyecek açıklamaları geldi. Nasıl ahenk içindeler nasıl koordineli çalışıyorlar. Hem koalisyon kurulmasına yanaşma hem seçim hükümetine üye verme sonra da kalkıp maliyet vatandaşın cebinden çıkacak de, faiz artsın diye propagandaya başla. Türkiye'yi hükümetsiz bırakan ve bunu da bile isteye yapanların vebalidir ekonomide de sosyal hayatta ve güvenlikte yaşanan sıkıntılar. Bunların neden olduğu her sorunu her krizi yine bizler Allah’ın izniyle aşacağız” ifadelerini kullandı.



Kaynak:Posta.com.tr