ANASAYFA       SONDAKİKA       GÜNDEM       MAGAZİN       SİYASET      

17 Oca 2016

Davutoğlu'ndan Kılıçdaroğlu'na sert yanıt!


CHP lideri Kılıçdaroğlu, yeniden Genel Başkan seçildiği dünkü parti kurultayında yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için 'Diktatör bozuntusu' ifadesini kullanmıştı. Başbakan Ahmet Davutoğlu, partisinin Haliç Kongre Merkezi'nde gerçekleşen İstanbul İl Danışma Meclisi toplantısında Kılıçdaroğlu'na sert yanıt verdi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun konuşmasından satır başları:
Teşkilat gibi teşkilata, adam gibi teşkilata teşekkür ediyorum. Bu sene 2 seçim geçirdik. İstanbulumuzun her mahallesine, her sokağına, her hanesine teşekkür ediyorum. Biz Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın kurduğu istişare geleneğine önem veriyoruz. Başkaları çekişmelerle yoğunlaşırken AK Parti zaferden sonra da tekrar tekrar biraraya geliyor, istişareleri ile birlikte yeni bir enerjiyle, yeni bir aşkla devam ediyor. Türkiye'nin kalbi, özeti İstanbul'dayız. Arkamızda böyle bir teşkilat oldukça daha nice seçimleri kazancağız inşallah. Adnan Menderes'in, Turgut Özal'ın, Necmettin Erbakan'ın, Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul'dayız. İstanbul şiirin, şarkının, musikinin, estetiğin, güzelliğin, muhabbetin, medeniyetin, ilmin, irfanın, ticaretin, sanayinin, emeğinin, üretimin şehridir. Biz AK Parti kadroları olarak İstanbul'un taşına, toprağına, havasına suyuna, insanına gönül verdik.




İSTANBUL'U BİZE HZ. PEYGAMBER MÜJDELEDİ
İstanbul'u bize Hz. Peygamber müjdeledi. İstanbul'u bize Sultan Mehmet hediye etti. Sayın Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'u uçurumdan aldı. AK Parti kuruldu ve millet iktidara geldi. AK Parti'ye kumpas kuranlar başarılı olamadılar, başarılı olamazlar, başarılı olamayacaklar. Biz milletin hukukunu koruduk, insan odaklı yönetimi Türkiye'de hakim kıldık. Türkiye'yi imar edilmiş mamur bir ülke haline getirdik. Muhalefet içi boş beyanlar, zehirli dille havanda su döver, toplumsal ve siyasal havayı kirletirken, biz yaptıklarımızı anlatacak zaman bile bulamıyoruz. 117 yeni üniversite, 757 yeni hastane yaptık. 1330 spor tesisi yaptık. 631 bin 494 konut yaptık. 17 bin 591 km. bölünmüş yol yaptık. Rasat ve Göktürk uydularını uzaya gönderdik. Havalimanlarımızı 53'e çıkardık. İnsani yardımda dünya üçüncüsü olduk. Tam 4 bin eseri restore ettik. Tarımsal milli geliri 116 milyar liraya çıkardık. 11 yılda 3 milyar 250 milyon fidan diktik. Muhalefet sadece burada yaptıklarımızın hayallerini bile kuramazlar. İşte Marmaray, işte 147 km.'ye çıkan metro, işte üçüncü köprü.

BU YAZ ÜÇÜNCÜ KÖPRÜYÜ İSTANBUL'A HEDİYE EDİYORUZ

İnşallah bu yaz dünyanın en büyük asma köprüsünü İstanbul'a hediye ediyoruz. İşte üçüncü hava limanı. AK Parti iktidarından önce bu yapılanların hayali bile kurulamazdı. 1 Kasım seçimlerinin ardından yepyeni bir döneme girdik. Milletimiz tüm taahhütlerimize onay verdi ve bizi tek başına tam bir güven ile iktidara getirdi. Hemen eylem planımızı açıklayıp kendimizi tarihle bağlayıp yola koyulduk. Eğitim, üretim, katma değeri yüksek bir yapıya kavuşturmak için bir taraftan AR-GE çalışmalarını hızlandırıyor diğer taraftan yüksek öğretim kurumunda reformlar yapıyoruz. Ülkemize yönelik dış yatırımları teşvik etmek üzere çok yönlü çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Önce Londra'ya, ardından İsviçre ve daha sonra Almanya'ya geçerek kapsamlı toplantılar gerçekleştireceğiz. Türkiye'yi daha ileri noktalara taşımak bütün şehirlerimizin dünya ekonomisinde canlı ve dinamik şehirler yapmak amacımız. Türkiye 1 Kasım'da huzura, güvene, istikrara yelken açtı. Sizler çalıştınız, milletimiz teveccüh gösterdi Allah-u Teala nasip etti.

DEMOKRASİMİZİ YENİ ANAYASAMIZLA DAHA GÜÇLÜ KILACAĞIZ

78 milyon insanımıza 2023 hedeflerimizi istikbale taşımaya çalışıyoruz. Biz bu ülkeye, biz bu millete sevdalıyız. Krizlerle, çalkantılarla kargaşayla mağlup Türkiye, hastalıklı Türkiye geride kaldı. Demokratikleşen, özgürleşen, gelişen bir Türkiye geldi. Dibe vurmuş ekonomiyi ayağa kaldırdık. 13 yıldır aralıksız büyüdük. Demokrasimizi yeni anayasamızla daha da güçlü kılacağız. 13 yıl milletimizin, Türkiye'nin, siyasetin, AK Parti kadrolarının başarısıdır. Bu bahçeli gül bahçesinde değil her türlü vesayet, baskılar, darbe girişimleri, terör, ihanet şebekelerinin çabalarına rağmen bu başarıyı yakaladık. Komşularımızda yaşanılan problemler bile AK Parti hükümetlerin dışında kimsenin başamayacağı gelişmelerdir. Dün 4 telefon görüşmesi gerçekleştirdim. Gaziantep'te Şerif Dağdelen, 70 yaşında ve tek başına yaşıyor. Emekli maaşıyla geçirirken 8 nüfuslu Suriyeli aileyi evine alıyor ve onlara bakıyor. Dün telefonda kendisine milletimizin adına teşekkür ettim. Avrupa'da mültecilerin ayaklarına çelmeler takılırken bir yiğit insan 9 kişilik aileyi evine aldı. Bu millet ne yüce millet. Bu Şerif amca olduktan sonra Allah'ın izniyle bu ülkenin, milletin sırtı yere gelmez.

SAYIN DEVLET BAHÇELİ'YE GEÇMİŞ OLSUN DİLİYORUM

Bizler yarınki Türkiye özlemiyle büyüdük. Bizim neslimiz adalete, demokrasiye hasretle büyüdü. Yarınki Türkiye özlemi bugün gerçek oldu. 7 Haziran seçimlerinde açık ara birinci parti olmamıza rağmen hükümet kurmak için gerekli çoğunluğu sağlayamadık. Hemen çalışmalara başladık. O akşam milletimize 'ne olursa olsun bu ülkeyi değil 1 yıl, değil 1 ay, değil 1 hafta, 1 saniye dahi hükümetsiz bırakmayacağız' dedik. Belki de cumhuriyetin en kritik döneminde bu ülkeyi sahipsiz bırakmadık. MHP ile HDP biz koalisyon yapmayız siz CHP ile yapın dediler. Bu arada MHP genel başkanına acil şifa diliyorum, geçirdiği operasyonlar nedeniyle, geçmiş olsun. 1 Kasım seçimleri milletimizin basiretiyle Türkiye kurulan tuzakların boşa çıktığı bir seçim oldu. 1 Kasım'dan sonra o büyük zaferin rehavetine kapılmadan teşkilatımızın her düzeyinde istişareler yapıyoruz. Büyük yenilgi yaşayanlar hala ders almış görünmüyor.

KILIÇDAROĞLU'NUN SAYGISIZLIĞINI İADE EDİYORUZ

Kemal Kılıçdaroğlu dün kongreyle yaptığı konuşmada sayın Cumhurbaşkanımıza dönük olarak siyasi lidere yakışmayan bir üslupla, nezaketsizlikle ithamda bulunmuştur. Mesnetsiz suçlarla Cumhurbaşkanımızı itham etmiştir. Cumhurbaşkanımıza yaptığımız küstahlığı kendisine aynen iade ediyoruz. Dikta CHP siyasetine ait bir kavramdır. Dikta, milli şef, zorbalık CHP'ye ait kavramdır. En son TRT'yi bastılar. Hizmet üretemeyince kabalaşıyorlar, çirkinleşiyorlar. Hakaret ettiği kişinin bu milletin yüzde 52'nin oyuyla seçildiğini unutuyor. Saygısız olduğu kadar basiretsiz bir söylemi kullanmaktan çekinmiyor. Kılıçdaroğlu CHP'nin şifa bulmaz hastalıklarını gözden kaçırmak için Cumhurbaşkanımıza hakaret ederek kendi kitlesi nezdinde kendisini kurtarmaya çalışıyor. CHP kongresinde parti kitlesini küfürle, hakaretle biraraya tutmayı düşünmek sayın Kılıçdaroğlu'na yaramaz. CHP'nin 1 Kasım seçimlerinde biz ne hata yaptık diye düşünmelerinin zamanıdır. Koltuğun, geliştirdiği fikirlerle koruyamayacağını bildiği için Cumhurbaşkanına hakaret ederek koltuğunu korumayı düşünüyor. Bunlar kendi koltuklarını korumak için sergiledikleri küçük kurnazlıklardır.

CUMHURBAŞKANIMIZA HAKARET ONA HİÇBİR ŞEY KAZANDIRMAZ

Eğer biraz sorumluluk sahibi olunsaydı, basiret sahibi olunsaydık koltuğu korumak adına böyle seviyesiz bir üsluba yönelmezlerdi. Onlar kongrelerinde sadece itham ve hakaretle konuşurken bizim teşkilatımızın toplantılarında gelecek ve aydınlık günlerinin çağrısı yapılır. Sayın Kılıçdaroğlu'nun derdi Türkiye'yi daha iyi yerlere taşımak olsaydı partisine vizyon çizerdi. Bunlardan bahsedemediği için hakaretle yoluna devam etmek istiyor. Bu ülkenin en yüce makamına hakaret etmek ona hiçbir şey kazandırmak. Bir başbakan için bir genel başkan için en büyük güç, en büyük destek böyle bir teşkilata sahip olmaktır. Bu teşkilat şimdiden 2019'un müjdesini haber veriyor. Bir tarafta girdiği her seçimi kaybeden sayın Kılıçdaroğlu, diğer taraftan girdiği her seçimi kazanan sayın Cumhurbaşkanımız.

SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ HEP 'MİLLETE GİDELİM' DEDİ

Bugün ona diktatör benzetmesi yapan o zihniyet onu hapse attırdı. O buyrun halka gidelim dedi. Gezi ve 17-25 Aralık kumpaslarından sonra 'eğer haklıysanız milletin huzuruna çıkalım' dedi. AK Parti iktidarı hep millete hesap verdi, başka hiçbir yere hesap vermedi. Paralelciler ortak cumhurbaşaknı adayı çıkardılar ama sayın Cumhurbaşkanımız doğrudan halk oyuyla seçilen ilk cumhurbaşkanı olma ünvanını kazandı. Siyasi hayatının tamamında yaşanan her krizinde buyrun milletin huzuruna çıkalım, demokrasi millet iradesidir, sandıktır diyen siyasi lidere diktatör demek sadece ve sadece kendini aldatmaktır. Çünkü halk hiçbir zaman aldanmadı hiçbir zaman aldatılmadı. Bu millet kendisine hizmet edeni, kendisine güveneni biliyor. Bir siyasetçiye yakışan kendisi gibi halkla seçilen insanlara ağır hakaret olmamalıdır. Biz hep beraber bu millet için ölmeye hazırız ama biz milleti yaşatmaya, insanlığı yaşatmaya geliyoruz. Buradan AK Parti kadroları adına sayın Cumhurbaşkanımızı selamlıyorum.

YÜREĞİM TİTREYEREK O KAHRAMAN KADINI DİNLEDİM

Son birkaç gün içinde terörün vahşi yüzüyle bir kere daha karşılaştık. Sultanahmet'te yabancı misafirlerimize yönelik alçakça saldırı gerçekleştirildi. Ardından Çınar'da masum insanlarımızı evlatlarımızı kaybettik. İnşallah onlar cennette en yüce makamdadırlar. Allah onların şefaatini bize nasip eylesin. O olayda hem oğlunu hem torununu kaybeden Ali İhsan Bey'i telefonla aradım, taziyelerimi ilettim. Ağlayan bir baba, bir dede olarak ses duyacağınızı zannedersiniz. Gür bir sesle 'Sayın Başbakanımız biz size inanıyoruz, bu vatan için, bu millet için oğlumu torunumu şehit verdim' dedi. Ben buradan Ali İhsan Beyi, şehit analarını, şehit babalarını en yüce duygularımla selamlıyorum. Şehit Yalçın Yamaner'in eşi Hacer Hanım'la görüştüm. Bu yiğit Anadolu kadını "Biz bu millet, ülke için her türlü fedekarlığı yapmaya hazırız" dedi. Yüreğim titredi. Bütün şehit analarını AK Parti kadroları adına selamlıyorum. Bir şehit ailesinin olmanın bilinciyle kullandıkları cümleleri burada tarif etmem, size anlatmam mümkün değil. Hepsi vatan sağolsun diyorlardı. Onların yaptığı fedarkarlığı hiç unutmayacağız.

DÜNYA TERÖRÜN İYİSİNİN OLMADIĞINI ANLAMIŞ OLMALI

Toprağa düşen her can bizim canımızı yakıyor. O barikatların arasında kandırılmış o gençler keşke üniversite anfilerinde olsa. Keşke biz onlara hocalık yapsak. İnşallah o günler de gelecek. Bu aziz ülkede şimdiye kadar nasıl elele gönül gönüle yaşadıysak, yine öyle devam edeceğiz. İnsanlarımız terör sebebiyle çok ağır bedeller ödedi. Terörün nasıl bir bela olduğunu gayet iyi biliyoruz. Biz terörün her türlüsünün insanlık suçu olduğunu her zaman her zeminde ifade ettik, ediyoruz. Dünyada yaşanan saldırılar terörün iyisinin, kötüsünün olmayacağını bütün dünyaya öğretmiş olması gerekir. Teröre ne yazık ki bütüncül bir bakış açısı geliştirilmiş değil. Hala, senin teröristin kötü, benim teröristim iyi yaklaşımı maalesef geçerliliğini sürdürüyor. Her türlü terörist örgütle aynı kararlılıkla mücadele etmek, samimi bir işbirliği içinde olmak gerekiyor. Uluslararası toplumun teröre karşı ortak bir irade geliştirememesi çok acıdır. Bu vatanın 78 vatandaşı kardeştir, ayrım yapan kalleştir. Terör Sultanahmet meydanında, Çınar'da masum çocuklarının kanına girecek kadar alçaktır.

TERÖRÜN SONU GELİNCEYE KADAR MÜCADELE SÜRECEK

Yaralılar o zor şartlarda 'Türkiye'ye müteşekkiriz, gecesini gündüzüne katarak hizmet eden Türk doktor ve hemşirelere müteşekkiriz' diyorlardı. Bu misafirlere şifa dağıtmaya çalışan hem de Cizre'de, Sur'da şifa dağıtmak isteyen doktor, hastabakıcı, hemşirelerimize teşekkür ediyoruz. Terör kurbanlarını seçerken hiçbir ayrım yapmıyor. Saldırıları gerçekleştiren örgütünün kim olduğnuun özel bir önemi yok. Bütün terör örgütleri aynı acımasız ve karanlık hesapları yapıyor. Alçakça bir araya gelebiliyor. Can almak için ittifak yapabiliyorlar. Hükümet kurma noktasında yaşanan geçici belirsizlik halini fırsat bilen, şimdi saldırmanın vaktidir diyen üç terör örgütü aynı anda Türkiye milletine saldırıya geçti. DEAŞ, PKK ve DHKP-C ve onlara bağlı yapıların saldırılarını hep beraber gördük. Biz bütün terör odaklarına eş zamanlı operasyonlar gerçekleştirdik. 23 Temmuz'da Türkiye'nin her dağı, vadisi, ilçesi, köyü ve mahallesini teröristlerden temizlenecek talimatı verdik. Bu talimat bugün de geçerlidir. Terörün sonu gelinceye kadar kararlı mücadele sürecek.

15 Eki 2015

Lütfi Elvan: Gerekirse Twitter kapatılır!


AK Parti Antalya Milletvekili ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme eski Bakanı Lütfi Elvan, bombalı saldırı öncesinde sosyal medyadan saldırı olacağına ilişkin mesajlar atan kullanıcı bilgilerini Twitter'ın paylaşmakta güçlük çıkarması hakkında, “Her türlü tedbiri almak bizim görevimizdir. Böyle bir girişim içerisine girmesi halinde gereken neyse o yapılır, gerekirse Twitter kapatılır” dedi.

AK Parti Antalya Milletvekili ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme eski Bakanı Lütfi Elvan, TGRT Haber ekranlarında yayınlanan “Neler Oluyor” programında gündeme ilişkin soruları cevapladı.

“TERÖRE VE ŞİDDETE ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ”

Elvan, Ankara Garı önünde gerçekleştirilen bombalı saldırıyla ilgili, “Sadece kuklalar ve maşalar değil, o maşayı tutanlar, o kuklayı oynatanlar mutlaka ortaya çıkacak. Devletimize, milletimize, bayrağımıza, ülkemize yapılan bu saldırıyı biz kınıyoruz, lanetliyoruz. Milli birliğimiz ve beraberliğimiz hedef alınmıştır burada. Kardeşliğimiz hedef alınmıştır. Teröre ve şiddete asla boyun eğmeyeceğiz. Bu konuda kararlılıkla mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.

Ankara Garı önündeki bombalı saldırı sonrası HDP Eş genel başkanı Selahattin Demirtaş’ın açıklamalarını eleştiren Elvan, “Olaydan sonra Demirtaş çıkıp ‘bu devlet tarafından gerçekleştirilmiştir’ diyor. Utanmadan, alçakça bir saldırıda bulunuyor. Son derece ayrılıkçı ve kışkırtıcı bir tutum içerisinde? Sanki Demirtaş bu olayın olacağını önceden biliyormuş, nasıl bir yaklaşım içerisinde olacağını önceden dizayn etmiş ve bir şekilde olay olur olmaz böyle bir ifade kullanıyor. Bu devletine olan saygısızlık, hukukuna olan saygısızlık, millete saygısızlık. Terör örgütü, terör örgütüdür. PKK’ya gelince ‘terör örgütü değil’, ama başka örgütler olunca terör örgütü. IŞİD’i de terör örgütü, DEAŞ’ı da terör örgütüdür, PKK da terör örgütüdür” diye konuştu.

“TWITTER’A KARŞI HER TÜRLÜ TEDBİR ALINIR”

Elvan, Patlamanın olduğu günden önce Twitter’dan “Ankara’da yarın bomba patlayacak” mesajını atan kullanıcıların bilgilerinde PKK ve DEAŞ örgütlerine ait bulguların bulunması ve Twitter yönetiminin ilk aşamada bu kullanıcılara ait bilgileri “özel hayatın gizliliği” nedeniyle paylaşmamasıyla ilgili olarak, “Bir terör hadisesi oluşuyor, bu terörün arkasında kim var araştırmaya çalışıyorsunuz, bununla ilgili yargı kararınız var ve Twitter kalkıp böyle söylüyorsa, biz de burada gereğini yaparız. Bunun gereği şudur; her türlü tedbiri almak bizim görevimizdir. Eğer terörle mücadele gerekiyorsa bunu biz yapacağız. Ama Twitter’ın kalkıp da terör örgütünü koruma gibi bir eğilim içerisine girmesi kabul edilemez.

Böyle bir girişim içerisine girmesi halinde gereken neyse o yapılır, gerekirse Twitter kapatılır. Teröre karşı mücadele etmekte kararlıysalar bize bu konuda yardımcı olmak zorundalar. DEAŞ, Esad’a destek vermekten bahsediyor ve Esad’a destek veriyor, Esad, PYD’ye destek veriyor, PYD, PKK’ya destek veriyor. Kendi içerisinde bir döngü var. Bunların hepsi terör örgütü” değerlendirmesinde bulundu.

Elvan, patlamada adı geçen eylemcilerin PKK ve DEAŞ ile olan bağlantıları hakkında, “Terör örgütlerinin öyle bir yapısı var ki, bu örgütler bir teröristi bugün PKK için kullanır, yarın IŞİD’in içerisinde yer alır, bir sonraki gün DHKP-C’nin içerisinde yer alır. Nitekim 7 Haziran seçimlerinden önce oldu. Adana, Mersin’de bir takım HDP binalarında patlamalar oldu. HDP binalarına yönelik saldırılarda saldırıyı düzenleyen kişi, bizatihi HDP ile iç içe olan HDP bayrağını taşıyan, HDP bayrağıyla mitinglere katılan bir vatandaş. Ama HDP binasına saldırı yapıyor. PKK terör örgütü gerekirse, kendi içindeki bir takım insanları bile öldürebiliyor” şeklinde konuştu.

“ARKADAŞLARIMIZIN SUÇLU OLDUĞU ANLAMINA GELMEZ”

Elvan, Ankara Garı saldırısının AK Parti’nin önünü kesmeye yönelik bir saldırı olduğunu belirterek, saldırıda istihbarat zaafının olduğu yönündeki iddialar ile emniyet ve şube müdürlerinin açığa alınmasıyla ilgili, “Terör konusunda oldukça deneyimli bir istihbarat birimimiz, yine oldukça emniyet birimlerimiz var. Bugüne kadar yüzlerce hadiseyi engellediler. Bu süreçle alakalı herhangi bir zaafiyet söz konusu mu diye bir tahkikat yapılıyor şu anda. Bu sürecin sağlıklı işleyebilmesi için böyle bir uygulamanın yapılması yerindedir diye düşünüyorum. Sürecin çok daha şeffaf bir şekilde işlemesi gerekiyor. O ilgili emniyet müdürümüzün orada bulunması halinde belki bu soruşturma tahkikat sürecinin sağlıklı bir şekilde işlemesi mümkün olamayabilir. Görevden alınan arkadaşlarımızın suçlu olduğu anlamına gelmez” ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu’nun İçişleri ve Adalet Bakanlarının istifa etmeleri gerektiğini söylemesi hakkında Elvan, “Terörle ilgili olarak Sayın Başbakanımız Sayın Kılıçdaroğlu’na ve Sayın Bahçeli’ye çağrıda bulundu. Bunun karşılığında Kılıçdaroğlu, nezaket gösterdi ve Başbakanımızla bir araya geldi. Bu girişimi yapıcı ve olumlu buluyorum. Ancak o görüşmeden sonra, içeride konuşulan bir takım hususların, kalkıp siyasi ranta dönüştürülmesi ve terörle ilgili bir araya gelindiği ortamda, terör dışında birçok konunun Kılıçdaroğlu tarafından dile getirilmesi, bunun da bir malzeme olarak kullanılıp siyasi ranta dönüştürülmesi son derece yanlış ve yakışıksız. Sayın Kılıçdaroğlu, 7 Haziran’dan sonraki tutumundan farklı bir tutuma mı geçiyor diye bir soru işareti kafamda oluştu” diye konuştu. Bir buçuk senede dördüncü seçime girildiğini kaydeden Elvan, üst üste seçimin getirdiği bir yorgunluğun olabileceğini ancak böyle bir yorgunluğun AK Parti’de bulunmadığını söyledi.



İHA

4 Eki 2015

Kılıçdaroğlu Tek yerli ve milli parti CHP'dir!


CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'yerli ve milli milletvekili' sözlerini eleştirirken, "Şimdi milliyetçilik lafları yapıyorlar. Milli ve yerli olan tek parti; kurucu parti CHP'dir" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Antalya'da 3 ilçedeki mitinglerinin ilkini Alanya'da gerçekleştirdi. Alanya Belediyesi önünde yaklaşık 3 bin kişiye konuşan Kılıçdaroğlu, "Bizim yüreğimizde Türkiye sevdası var, Türkiye için çalışıyoruz. Bir şeyi unutmayın, saray için çalışan başbakan istiyorsanız adresi ve yeri belli. Halk için çalışan başbakan istiyorsanız onun yeri ve adresi de belli" dedi.

'SANDIĞA GİDİN' ÇAĞRISI

Haziran seçimlerinde 230 binin üstünde Alanyalı vatandaşın sandığa gitmediğini belirterek konuşmasına devam eden Kılıçraroğlu, "Ben önce onlara sesleniyorum; Ülkenizi seviyorsanız, çocuklarınızı seviyorsanız, vatanınızı seviyorsanız, güzel bir Türkiye düşünüyorsanız, bu ülkede barış içinde yaşamak istiyoruz diyorsanız sandığa gidin. Sandığa gidin oyunuzu Türkiye için, vatanımız için bayrağımız için kullanın" diye konuştu.

"MİLLETİN İRADESİNE SAYGI GÖSTERMEDİLER"

7 Haziran seçimlerinin hemen ardından kendisinin 'Türkiye'de demokrasi kazandı. Baskıcı yönetimler sona erdi. Dolayısıyla yeni bir süreç başlayacak' değerlendirmesinde bulunduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Ama olmadı. Birisi çıktı, dedi ki 'Madem ki bana 400 milletvekilini vermiyorsunuz, sizin önünüze acıyı, gözyaşını koyacağım' dedi. Şimdi 1 Kasım'da yeniden gideceğiz. Milletin iradesine saygı göstermedir. Daha düne kadar 'Milli irade' diye bağırıyorlardı. Milli iradeyse kardeşim, niye hükümet kuramadın? Hükümeti kuramayana göre verdiler ve hükümeti kuramadı. Sıra bize gelince 'Size görev vermiyoruz' dediler. Şimdi 1 Kasım'da sandığa gideceğiz ve onlara dersini vereceğiz."

"ONLAR DİRENDİ HALKIMIZ DA DİRENECEK"

CHP'nin hükümeti kurmuş olması durumunda bugün asgari ücretin 1500 lira, geçen bayramda emeklinin ilk ikramiyesini almış, 800 bin taşeron işçinin kadroya geçmiş ve çiftçinin mazotu 1.80 kuruştan almaya başlamış olacağını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Onlar direndi, halkımız da direnecek. 1 Kasım'da 'CHP'yi iktidarı taşıyoruz görevi vermek zorundasınız' diyeceksiniz" dedi.

AK Parti'nin CHP'ye oy verilmesi halinde doların, faizin ve enflasyonun yükseleceğini iddia ederek bir seçim dönemini geride bıraktığını belirten Kılıçdaroğlu, "Şimdi bunlar iktidarda, doları tut ki tutasın. İşsiz sayısı artıyor, faiz yükseliyor. Enflasyonu tutana aşk olsun. Kim bunlar, 13 yıldır ülkeyi yönetenler. Benim size sözüm, Kılıçdaroğlu sözü, CHP iktidarında bunların hiçbirisi olmayacak. Siyasetçi zengin olmayacak. Halk zenginleşecek, halkın cebi para görecek" diye konuştu.

"BİRİ YAN ÇİZDİ ÖBÜRÜ HERŞEYE 'OLMAZ' DEDİ"

Kemal Kılıçdaroğlu, 7 Haziran sonrası süreçte milletin iradesini en iyi okuyan partinin CHP olduğunu ve bu nedenle koalisyon görüşmelerine kapıyı açık tuttuklarını belirterek, "Hep beraber koalisyon yapalım dedik. Birisi yan çizdi. Sarayın emrinden çıkamıyor. Öbürü her şeye olmaz. Olmazsa seçime niye gidiyorsun. Girme seçime o zaman. Avrupa devletlerinin yarısından fazlası koalisyon hükümetleriyle yönetiliyor" dedi.

Kılıçdaroğlu, CHP'nin bu tavrının karşılığında seçmenden de 'Benim irademe saygıyı CHP gösterdi ben de oyunu CHP'ye vereceğim' demesini beklediklerini aktardı.

GAZİLERE MİLLETVEKİLİ GİBİ SAĞLIK HAKKI

CHP'nin 1 Kasım için yenilediği seçim bildirgesinde asgari ücret, emekliye iki maaş ikramiye gibi vaatlerinin geçerliliğini koruduğunu aktaran Kemal Kılıçdaroğlu, bunun yanı sıra şehit yakınları ve gaziler için iki önemli ilkenin de bildirgede yer aldığını aktardı.

Başbakanlığa bağlı 'Şehitler ve Gaziler Yüksek Kurulu' oluşturacaklarını belirten Kılıçdaroğlu, "Bütün dertlerini oraya yansıtacaklar ve sorunları tek bir makamdan çözeceğiz. Arkasında da kapı gibi CHP ve onun başbakanı olacak" dedi. Kılıçdaroğlu, ayrıca gazilerin, milletvekillerinin sahip olduğu sağlık haklarından aynen yararlanacağını açıkladı.

Bu vaatlerin Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından 'Bunlar Mars'tan su getireceğiz de derler' sözleriyle eleştirildiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Şehit yakınları ve gaziler başımızın tacıdır. Onlara her türlü imkanı sağlamak bu ülkenin borcudur. Onlar gerekli önemi vermez, biz veririz" dedi.

İKİ TERCİHTEN BİRİNİN SEÇİMİ

Türkiye'nin dış politikadan ekonomiye ve eğitime Cumhuriyet tarihinin en ağır krizlerinden birini yaşadığını savunan Kılıçdaroğlu, bu açıdan 1 Kasım seçiminin, iki seçenek arasında bir tercihin öne çıkacağı seçim olacağını söyledi. Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"İki tercihimiz var. Ya baskıdan yana oy kullanacağız. 'Baskı olsun, medya susturulsun, gazeteciler dövülsün, dış politikada da soyutlanalım, başımızda da bir diktatör olsun' deniyorsa oy belli, yeri belli. Ama diyorsanız ki, bu ülkede herkesin karnı doysun, her anne baba çocuğunu güler yüzle okula göndersin, bu ülkenin saygınlığı bütün dünyada olsun, işsizimiz olmasın, medya özgürce yazabilsin' diyorsanız, CHP'ye oy verin. Havuz medyasına da sesleniyorum, ne yazarsanız yazın CHP iktidarında size bunların yaptığı gibi baskı yapmayacağız. Düzgünce CHP'yi eleştireceksiniz. Çünkü biz demokratız demokrasiye inanıyoruz."

MÜLTECİLER ÜLKELERİNE DÖNECEK

Kılıçdaroğlu, bugün sayıları 2 milyon 225 bini bulan Suriyeli mültecinin Türkiye'de varlık nedeninin hükümetin yanlış dış politikasının sonucu olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, "Söyledik. Şimdi başlarına bela oldu. Size söz, CHP iktidarında Suriye'de akan kan ve gözyaşını sonlandıracağız. Ortadoğu'ya barışı getirip Suriyeli kardeşimizi de kendi ülkelerine göndereceğiz" dedi.

AK PARTİ YERLİ VE MİLLİ DEĞİLDİR

Partisinin Türkiye'nin artık kronikleşmiş sorunlarını çözebilecek yegane parti olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"CHP avukat bürolarında kurulan bir parti değil. CHP savaş meydanlarında kurulan, Kuvay-i Milliye'nin partisidir. Kendi partileriyle CHP'yi karıştırmasınlar. Biz bu ülkenin kurucu partisiyiz. Koalisyon görüşmelerinde 2 ayrı kutup vardı. MHP ve HDP. İkisinin de orta görüşü 'Koalisyon kurulacaksa mutlaka CHP olmalı' şeklindeydi. CHP sadece onlara değil bütün dünyaya güvence veriyor. Şimdi milliyetçilik lafları yapıyorlar. Açık ve net söylüyorum, milli ve yerli olacakmış, milli ve yerli olan tek parti, kurucu parti CHP'dir. Kendilerini de yerli, milli olarak adlandırmasınlar. Bu toplumu ayrıştırdılar, böldüler. Komşumuzun kimliğini, inancını sorgular hale getirdiler. 1 Kasım'da sandığa gideceğiz. CHP'ye oy vermem diyen vatandaşa şunu rahatlıkla söyleyin, 'Davutoğlu Erdoğan için çalışır, Kılıçdaroğlu halk için çalışır."

İNSANIN YAKIŞIKLI BAŞKANI OLUNCA

Bu arada Kemal Kılıçdaroğlu, Antalya'da 3 ilçede gerçekleştireceği mitingiler için saat 09.30'da özel uçakla Gazipaşa - Alanya Havalimanı'na indi. Eşi Selvi Kılıçdaroğlu'nun da eşlik ettiği CHP Lideri'ni havalimanında milletvekilleri, belediye başkanları ve parti yöneticileri karşıladı.

Havalimanından parti otobüsüyle ayrılan ve Gazipaşa'da kısa bir ilçe turunun ardından Alanya'ya hareket eden Kılıçdaroğlu, mitingi öncesi bir kahvede vatandaşlarla sohbet etti. Çayların içildiği sohbette Kılıçdaroğlu, kendisiyle fotoğraf çekmek isteyenleri, selfie için boynuna sarılanları kırmazken, bir kadın "İnsanını böyle yakışıklı başkanı olunca fotoğraf çektirmek için sıraya giriliyor" şeklinde Kılıçdaroğlu'na iltifat etti. İltifatın ardından Kılıçdaroğlu'nun eşi Selvi Kılıçdaroğlu'nu fark eden kadın, ona da iltifatı eksik etmezken araya giren CHP Lideri de "Laf aramızda iyi bakıyor" dedi.



(Emre BAYLAN / DHA)