ANASAYFA       SONDAKİKA       GÜNDEM       MAGAZİN       SİYASET      

20 Kas 2015

Selçuk Özdağ'dan Leyla Zana'ya: Zaten affedersin ilkokul mezunu bir kadın


Meclis'teki yemin töreni sırasında metindeki 'Türk' ifadesini 'Türkiye' şeklinde okuması bir anda gündeme oturan Leyla Zana hakkında AKP Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ'dan tartışma yaratacak sözler geldi.

AKP Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, HDP Milletvekili Leyla Zana’nın milletvekili yeminine ilişkin olarak tartışma yaratacak sözler sarf etti. Yeniçağ gazetesinin Ankara Temsilcisi Ahmet Takan'a konuşan Selçuk Özdağ, “Bu zaten affedersin ilkokul mezunu, ortaokul ve liseyi dışarıdan almış bir kadın” ifadelerini kullandı.

Yeniçağ yazarı ve Ankara Temsilcisi Ahmet Takan, dün yayınlanan yazısında, “Leyla Zana’nın yemin krizinden sonra Meclis kulislerinde tek bir AKP’liden eleştiriye şahit olmadık” diye yazmıştı. Bugünkü yazısına dünkü yazısında yer alan bu sözleri hatırlatarak başlayan Ahmet Takan, AKP Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ’ın bu yazı üzerine kendisini arayarak ‘cevap hakkını kullandığını’ belirterek aralarında geçen konuşmayı aktardı.

Takan’ın aktardığına göre Selçuk Özdağ, “Leyla Zana’nn vekilliğinin düşürülmesi gerektiğini” söyleyerek şöyle devam etti:

“Yemin edeceğim derse girer genel kurula yeminini yapar. Ama yemin etmeyeceğim derse maaşını alır. Zaten genel kurula gelse ne olur gelmese ne olur. Bu zaten affedersin ilkokul mezunu, ortaokul ve liseyi dışarıdan almış bir kadın. Şov yapma lüzumu hisseden bir tane ucuz polemik konusu oluşturmak istiyor başka bir şey değil ki. Gündeme gelmek istiyor. PKK ciddi darbe alıyor şu an Güneydoğu ve Doğu Anadolu'da, çok ciddi darbeler alıyor. Bu mücadeleyi de sürdüreceğiz.


Posta.com.tr

18 Eki 2015

HDP'li Yüksekdağ: Katliam tweetlerinin atıldığı hesaplar MİT'in!


HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Ankara'daki bombalı saldırıların öncesinde patlama olacağına dair paylaşımların yapıldığı twitter hesaplarının MİT tarafından kullanıldığını ve yönlendirildiğini öne sürdü.

Seçim çalışmaları için Gaziantep’e gelen HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, partisinin Gaziantep milletvekili adayları ile birlikte basın toplantısı düzenledi. 7 Haziran seçimlerinin ardından savaş ve gerilim siyaseti izlendiğini ileri süren Yüksekdağ, "7 Haziran seçimlerinden sonra başlayan gerilim, çatışma, kutuplaştırma, ayrıştırma dili ve siyaseti, yine tırmanan askeri ve siyasi operasyonlar bunların her birisi Türkiye’yi adeta bir çatışma gerilim zeminine dönüştürdü. Böyle bir zemin içerisinde Ankara katliamı gerçekleştirilmiştir" dedi.

Ankara katliamının sorumlularını açığa çıkarmak için hükümetin tutumunun yetersiz olduğunu söyleyen Figen Yüksekdağ, "Ankara katliamını gerçekleştiren güçlerin kim olduğu bizim bakımımızdan çok açıktır. Siyasi sorumluları da tetikçileri ve bombanın pimini çekenler de çok nettir. IŞİD ve canileri tarafından gerçekleştirilen bu kanlı katliamın siyasi sorumluları AKP ve saray iktidarıdır. Bizim açımızdan bu gerçek net ve güçlü bir noktaya, aşamaya gelmiştir. Katliamın üzerinden bir hafta geçmiş olmasına rağmen hala siyasi iktidar kendisinin dışında yapılan araştırmalar sonucu ortaya çıkan verilerin çeyreği kadar çaba sergilememiştir" diye konuştu.

"TWİTTER HESAPLARINI MİT KULLANIYOR"

Ankara’da meydana gelen bombalı saldırılar öncesinde sosyal medyada bombanın patlayacağına dair yapılan paylaşımları da hatırlatan HDP’li Yüksekdağ, söz konusu twitter hesaplarının MİT’e ait olduğunu öne sürerek şöyle dedi:
"HDP üyelerini bu katliamda bilgisi olan sorumluluğu olan insanlar gibi yansıtmaya çalıştılar, sahte sosyal medya hesapları üzerinden. Son yapılan araştırmalar gösterdi ki; o hesaplar MİT hesapları. MİT tarafından kullanılan ve yönlendirilen twitter hesabı. Urfa’da HDP’li bir arkadaşımız o sahte hesabın sahibi olduğunu söylemesi için işkenceye uğradı. İşkence yapıldı. Kafasına silah dayanarak ’ben kontrgerilla şefiyim’ diyen kişinin işkencesi altında MİT’in hesabının kendisine ait olmasını itiraf etmesi için işkenceye uğradı. Yalanın bin türlüsü, suçun üzerini örtme manevrasının bin türlüsüyle karşı karşıya kaldık. Ama başaramadılar. Katliamdaki sorumluluğun üzerini örtemediler, örtemeyecekler."

"1 KASIM’DA REFERANDUM YAPILACAK"

1 Kasımda yapılacak seçimin, diktatörlük ile demokrasi arasında bir referandum gibi gördüklerini anlatan Figen Yüksekdağ, "1 Kasım referandumdur. 1 Kasım’da Türkiye halkı bir şeye karar verecek; diktatörlük mü demokrasi mi? Bu ikisinden birisini seçecek. 1 Kasım’da bütün hesabı bozarsak bu savaş, gerilim, çatışma ve katliam, ölüm siyaseti son bulabilir. Yok eğer şer siyaseti kazanırsa emin olun Türkiye toplumuna büyük şerri, belayı, büyük savaş ve kaosu dayatacaklar" dedi.



DHA-Gaziantep - Hasan KIRMIZITAŞ-Metin Faruk TAMER

15 Eki 2015

Lütfi Elvan: Gerekirse Twitter kapatılır!


AK Parti Antalya Milletvekili ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme eski Bakanı Lütfi Elvan, bombalı saldırı öncesinde sosyal medyadan saldırı olacağına ilişkin mesajlar atan kullanıcı bilgilerini Twitter'ın paylaşmakta güçlük çıkarması hakkında, “Her türlü tedbiri almak bizim görevimizdir. Böyle bir girişim içerisine girmesi halinde gereken neyse o yapılır, gerekirse Twitter kapatılır” dedi.

AK Parti Antalya Milletvekili ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme eski Bakanı Lütfi Elvan, TGRT Haber ekranlarında yayınlanan “Neler Oluyor” programında gündeme ilişkin soruları cevapladı.

“TERÖRE VE ŞİDDETE ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ”

Elvan, Ankara Garı önünde gerçekleştirilen bombalı saldırıyla ilgili, “Sadece kuklalar ve maşalar değil, o maşayı tutanlar, o kuklayı oynatanlar mutlaka ortaya çıkacak. Devletimize, milletimize, bayrağımıza, ülkemize yapılan bu saldırıyı biz kınıyoruz, lanetliyoruz. Milli birliğimiz ve beraberliğimiz hedef alınmıştır burada. Kardeşliğimiz hedef alınmıştır. Teröre ve şiddete asla boyun eğmeyeceğiz. Bu konuda kararlılıkla mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.

Ankara Garı önündeki bombalı saldırı sonrası HDP Eş genel başkanı Selahattin Demirtaş’ın açıklamalarını eleştiren Elvan, “Olaydan sonra Demirtaş çıkıp ‘bu devlet tarafından gerçekleştirilmiştir’ diyor. Utanmadan, alçakça bir saldırıda bulunuyor. Son derece ayrılıkçı ve kışkırtıcı bir tutum içerisinde? Sanki Demirtaş bu olayın olacağını önceden biliyormuş, nasıl bir yaklaşım içerisinde olacağını önceden dizayn etmiş ve bir şekilde olay olur olmaz böyle bir ifade kullanıyor. Bu devletine olan saygısızlık, hukukuna olan saygısızlık, millete saygısızlık. Terör örgütü, terör örgütüdür. PKK’ya gelince ‘terör örgütü değil’, ama başka örgütler olunca terör örgütü. IŞİD’i de terör örgütü, DEAŞ’ı da terör örgütüdür, PKK da terör örgütüdür” diye konuştu.

“TWITTER’A KARŞI HER TÜRLÜ TEDBİR ALINIR”

Elvan, Patlamanın olduğu günden önce Twitter’dan “Ankara’da yarın bomba patlayacak” mesajını atan kullanıcıların bilgilerinde PKK ve DEAŞ örgütlerine ait bulguların bulunması ve Twitter yönetiminin ilk aşamada bu kullanıcılara ait bilgileri “özel hayatın gizliliği” nedeniyle paylaşmamasıyla ilgili olarak, “Bir terör hadisesi oluşuyor, bu terörün arkasında kim var araştırmaya çalışıyorsunuz, bununla ilgili yargı kararınız var ve Twitter kalkıp böyle söylüyorsa, biz de burada gereğini yaparız. Bunun gereği şudur; her türlü tedbiri almak bizim görevimizdir. Eğer terörle mücadele gerekiyorsa bunu biz yapacağız. Ama Twitter’ın kalkıp da terör örgütünü koruma gibi bir eğilim içerisine girmesi kabul edilemez.

Böyle bir girişim içerisine girmesi halinde gereken neyse o yapılır, gerekirse Twitter kapatılır. Teröre karşı mücadele etmekte kararlıysalar bize bu konuda yardımcı olmak zorundalar. DEAŞ, Esad’a destek vermekten bahsediyor ve Esad’a destek veriyor, Esad, PYD’ye destek veriyor, PYD, PKK’ya destek veriyor. Kendi içerisinde bir döngü var. Bunların hepsi terör örgütü” değerlendirmesinde bulundu.

Elvan, patlamada adı geçen eylemcilerin PKK ve DEAŞ ile olan bağlantıları hakkında, “Terör örgütlerinin öyle bir yapısı var ki, bu örgütler bir teröristi bugün PKK için kullanır, yarın IŞİD’in içerisinde yer alır, bir sonraki gün DHKP-C’nin içerisinde yer alır. Nitekim 7 Haziran seçimlerinden önce oldu. Adana, Mersin’de bir takım HDP binalarında patlamalar oldu. HDP binalarına yönelik saldırılarda saldırıyı düzenleyen kişi, bizatihi HDP ile iç içe olan HDP bayrağını taşıyan, HDP bayrağıyla mitinglere katılan bir vatandaş. Ama HDP binasına saldırı yapıyor. PKK terör örgütü gerekirse, kendi içindeki bir takım insanları bile öldürebiliyor” şeklinde konuştu.

“ARKADAŞLARIMIZIN SUÇLU OLDUĞU ANLAMINA GELMEZ”

Elvan, Ankara Garı saldırısının AK Parti’nin önünü kesmeye yönelik bir saldırı olduğunu belirterek, saldırıda istihbarat zaafının olduğu yönündeki iddialar ile emniyet ve şube müdürlerinin açığa alınmasıyla ilgili, “Terör konusunda oldukça deneyimli bir istihbarat birimimiz, yine oldukça emniyet birimlerimiz var. Bugüne kadar yüzlerce hadiseyi engellediler. Bu süreçle alakalı herhangi bir zaafiyet söz konusu mu diye bir tahkikat yapılıyor şu anda. Bu sürecin sağlıklı işleyebilmesi için böyle bir uygulamanın yapılması yerindedir diye düşünüyorum. Sürecin çok daha şeffaf bir şekilde işlemesi gerekiyor. O ilgili emniyet müdürümüzün orada bulunması halinde belki bu soruşturma tahkikat sürecinin sağlıklı bir şekilde işlemesi mümkün olamayabilir. Görevden alınan arkadaşlarımızın suçlu olduğu anlamına gelmez” ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu’nun İçişleri ve Adalet Bakanlarının istifa etmeleri gerektiğini söylemesi hakkında Elvan, “Terörle ilgili olarak Sayın Başbakanımız Sayın Kılıçdaroğlu’na ve Sayın Bahçeli’ye çağrıda bulundu. Bunun karşılığında Kılıçdaroğlu, nezaket gösterdi ve Başbakanımızla bir araya geldi. Bu girişimi yapıcı ve olumlu buluyorum. Ancak o görüşmeden sonra, içeride konuşulan bir takım hususların, kalkıp siyasi ranta dönüştürülmesi ve terörle ilgili bir araya gelindiği ortamda, terör dışında birçok konunun Kılıçdaroğlu tarafından dile getirilmesi, bunun da bir malzeme olarak kullanılıp siyasi ranta dönüştürülmesi son derece yanlış ve yakışıksız. Sayın Kılıçdaroğlu, 7 Haziran’dan sonraki tutumundan farklı bir tutuma mı geçiyor diye bir soru işareti kafamda oluştu” diye konuştu. Bir buçuk senede dördüncü seçime girildiğini kaydeden Elvan, üst üste seçimin getirdiği bir yorgunluğun olabileceğini ancak böyle bir yorgunluğun AK Parti’de bulunmadığını söyledi.



İHA

18 Eyl 2015

HDP listesinde Hülya Avşar heyecanı!


Önümüzdeki 1 Kasım'da gerçekleştirilecek erken genel seçim için Hakların Demokratik Partisi (HDP) tarafından Yüksek Seçim Kurulu'na (YSK) verilen listede İstanbul 1. Bölge 9. sırada Hülya Avşar adının bulunması heyecan yarattı.

Ankara'da bulunan HDP Genel Merkezi Basın Bürosu'nu çok sayıda kişi telefonla arayıp, listedeki ismin doğruluğunu teyit etmeye çalıştı.

Basın Bürosu, listedeki Hülya Avşar isminin isim benzerliği olduğunu birinci bölge 9. sırada bulunan adayın, lise mezunu ve kayıtlarda serbest meslek sahibi olarak geçtiğini belirtti.


HDP'nin adayı Hülya Avşar'ın bir önceki seçimde de 1. bölgeden aday adayı olduğu belirtildi.



Kaynak:Posta.comtr

26 Ağu 2015

Deniz Baykal'dan bakanlık teklifine jet cevap!

Başbakan Davutoğlu'nun açıkladığı teklif listesinde yer alan CHP Antalya milletvekili Deniz Baykal, ilk kez konuştu.
Başbakanlık, seçim kabinesi için teklif götüreceği CHP'li vekillerin ismini açıkladı. Listede; Deniz Baykal, Gülsun Bilgehan Toker, Erdoğan Toprak, İlhan Kesici, Tekin Bingö yer aldı. Açıklanan liste sonrası CHP Antalya milletvekili Deniz Baykal şöyle konuştu: Parti ahlakına uygun hareket edeceğim. Kapsamlı bir mektupla cevap vereceğim...

Erdoğan Toprak: Teklifi kabul etmeyeceğim. Ben, partimin ilkelerine bağlıyım. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ise şunları söyledi: Liderleri aşıp vekillere ulaşırlarsa kapılar kapanır. Mektupları herhalde kapı altından atacaklar. Nezaketli bir üslupla gereken cevap verilecek.



Kaynak:Posta.comtr

17 Ağu 2015

Koalisyon için kritik randevu sona erdi!

Başbakan Davutoğlu ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin bugün saat 14.00'te buluşacağı açıklanmıştı; Davutoğlu, 14:20'de geldi. Bahçeli'nin Meclis'teki makamında 2 saat 26 dakika süren görüşme sona erdi.
Bahçeli'nin yanında MHP Gaziantep milletvekili Semih Yalçın yer aldı. Gerüşme sonrası ilk açıklamayı Davutoğlu ardından Bahçeli yapacak. MHP görüşmeden önce de 4 şartını açıkladı.

1. Anayasa'nın ilk dört maddesi değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez. Bu, MHP'nin vazgeçilmez şartıdır.

2. Çözüm süreci eksiksiz ve bahanesiz olarak ortadan kaldırılması, Sürecin tümüyle tasfiyesi, müzakere kabul etmeyen talep ve isteğimizdir.

3. Toplum hayatını felç eden, adalet ve ahlak kurallarını hiçe sayan rüşvet ve yolsuzluk iddialarının 17-25 Aralık kapsamında tekrar ele alınarak, ucu kime dokunursa dokunsun üzerine gidilmesi tartışmasız isteğimizdir.

 4. Anayasal yetki ve sorumluluklarını inat ve ısrarla çiğneyen, hiçbir kural tanımayan Cumhurbaşkanı'nın, görevinin gerektirdiği meşru ve hukuki zeminde bulunmasının yanı sıra kuvvetler ayrılığı prensibinin parlamenter demokrasiyle muhafazası, sağlıklı bir koalisyon için aradığımız temel kriterdir.

 Adalet ve Kalkınma Partisi ile Cumhuriyet Halk Partisi arasında bir ay boyunca yapılan koalisyon görüşmelerinden sonuç çıkmadı. Bu görüşmelerin sonunda bir açıklama yapan Başbakan Ahmet Davutoğlu, daha önce bir kez daha görüşmeye açık kapı bırakan MHP lideri Devlet Bahçeli'den randevu isteyeceğini açıkladı. Ancak MHP'nin koalisyon konusunda katı şartları olduğunu hatırlatan Başbakan, bundan sonra Türkiye'nin önündeki en güçlü seçeneğin erken seçim olduğunu da sözlerine ekledi. Başbakan ile MHP Genel Başkanı'nın görüşmesi 14:00'te başlayacaktı. 20 dakika gecikmeyle başladı görüşme.

 Görüşmeye AK Parti'nin nasıl bir teklifle gideceği resmen açıklanmadı ancak gündemdeki tüm seçeneklere MHP'nin bakışı biliniyor. MHP Genel Başkanı daha önce seçim hükümetlerine ve erken seçime destek vermeyeceklerini açıklamıştı. Bahçeli yaptığı son yazılı açıklamada ise AK Parti'yi bir kez daha CHP ile görüşmeye çağırmıştı. Ancak iki parti arasında bu yönde bir görüşme olmadı. Başbakan Davutoğlu ise görüşmeden bir gün önce MHP ile temasları yürüten AK Parti ile heyeti ile bir toplantı yaptı. MHP lideri ise partisinin Merkez Yönetim Kurulu'ndan görüşme için tam yetki aldı.



Kaynak:Al Jazeera

31 Tem 2015

Figen Yüksekdağ hakkında soruşturma başlatıldı!

HDP Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ hakkında 'terör örgütünün propagandasını yapmak'tan soruşturma başlatıldı.

HDP Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ hakkında 'terör örgütünün propagandasını yapmak'tan soruşturma başlatıldı... Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığının HDP Eş genel başkanı Figen Yüksekdağ hakkında "Sırtımızı YPJ'ye, YPG'ye ve PYD'ye yaslıyoruz" sözlerinden dolayı soruşturma başlattığı bildirildi. Başsavcılık, Yüksekdağ'ın 19 Temmuz'da Kobani'deki (Ayn el Arap) temaslarının ardından geldiği Suruç ilçesinde katıldığı programda yaptığı, "Biz sırtımızı YPJ'ye, YPG'ye ve PYD'ye yaslıyoruz, bunu söylemekte ve savunmakta hiçbir sakınca görmüyoruz" konuşmasından dolayı soruşturma başlattı. Başsavcılık, "terör örgütünün propagandasını yapmak" suçundan başlattığı soruşturmada Yüksekdağ'ın üzerine atılı suçun yasal unsurlarının oluştuğuna karar verirse, Anayasanın 83. maddesine istinaden, "Dokunulmazlığının kaldırılması" talebinde bulunacak. Hazırlanacak fezleke, TBMM Başkanlığına sunulmak üzere Adalet Bakanlığına gönderilecek.

SÖZLERİMİN ARKASINDAYIM 
HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ önemli açıklamalarda bulundu. İşte Yüksekdağ’ın açıklamalarından satırbaşları: “Söylediğim sözlerin arkasındayım. Söylediğim sözlerde yanlış hiçbir şey yoktu. Yanlış olan sözlerimin çarpıtılmasıydı. Ben o gün, “Biz sırtımızı PYD’ye YPG’ye YPJ’ye dayıyoruz” dedim. Ne demek bu, IŞİD’e karşı mücadele eden bir güce yaslıyoruz. Bu, teröre sırtını yaslamak değildir. Bir barbarlığa karşı mücadeleden halk iradesine yaslamak demektir. Gelin siz de PYD’ye sırıtınız yaslayın dedim. Ama bu sözlerimi söylemiyorlar. Sırtınızı IŞİD’e yaslamayın. Bugün de aynı şeyi söylüyorum, siyasi iktidar sırtını Rojava’ya, Kobani’ye yaslasın. Bizlerin güvendiği kadar güvensin. Oranın halkları hiçbir zaman Türkiye’nin düşmanı olmadı. Hakkımda açılan soruşturma dokunulmazlık konusunun bizim nezdimizde değeri yoktur, hükümsüzdür. Meşru olmayan geçici bir hükümet döneminde alınıyor bu karar o yüzden hükümsüzdür. Daha önce partilerimiz, kapatıldı dokunulmazlıklar kaldırıldı, biz çok şükür çok daha güçlü geldik.“

Kayna:Posta

29 Tem 2015

Bülent Arınç'tan açıklama!

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, HDP milletvekili Nursel Aydoğan'a 'Bir kadın olarak sus' demesinin ardından gelen tepkilere yanıt verdi.

Arınç, şunları söyledi: "Yüce Meclis çatısı altında görev yapan hiçbir sayın milletvekiline sözlü veya fiili müdahalede bulunmak tarzım değildir. Konuşmam sırasında ısrarla müdahalede bulunan bir kadın milletvekiline 'Hanımefendi sus, bir kadın olarak sus' demem Meclis disiplini gereği söylenmiştir. HDP milletvekilleri şov yapıyor, hedef saptırıyorlar"

NE OLMUŞTU? 
Arınç, Osman Baydemir’in sözlerine cevap vermek üzere yaptığı konuşmada, iki polisin ensesinden vurulduğunu, PKK örgütünün bu saldırıyı üstlendiğini belirtti. Arınç, dün de bir binbaşının alçakça vurulduğunu söyledi. Arınç, konuşması sırasında HDP sıralarından tepki gelmesi üzerine, "Hanımefendi sus. Bir kadın olarak sus" dedi. 'Kadın olarak sus' sözleri ise Meclis'te kadın milletvekillerinin büyük tepkisini çekti.


Kaynak:Milliyet

Kadın milletvekillerinden Arınç'a tepki: Özür dile!

TBMM Genel Kurulu'nda Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın, HDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan'a yönelik sarfettiği "Hanımefendi sus, bir kadın olarak sus..." sözü tepkilere neden oldu.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın TBMM Genel Kurulu’nda HDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan’a yönelik “Hanımefendi sus. Bir kadın olarak sus” sözlerine, CHP ve HDP’li milletvekilleri Meclis’te basın toplantısı düzenleyerek tepki gösterdi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke, “CHP olarak cinsiyetçi, ayrımcı, aşağılayıcı kadın haklarını ihlal eden bu sözleri şiddetle kınıyoruz. Parlamento çatısı altında böyle bir söz söylenmesi kabul edilemez. Kendisini özür dilemeye davet ediyoruz” dedi.

TÜM KADINLARDAN ÖZÜR DİLEMELİ
CHP’li vekillerin ardından ise aynı konu üzerine HDP’li kadın milletvekilleri de basın toplantısı düzenleyerek tepki gösterdi. HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, dünyanın her yerinde savaş kararlarını erkeklerin aldığını ama barışın savunucularının kadınlar olduğunu kaydetti ve ekledi: “Sayın Arınç, bu cinsiyetçi yaklaşımı bir kenara bırakmak durumdadır. Başta HDP’li kadınlar olmak üzere tüm kadınlardan özür dilemesini istiyoruz. Ataerkilin koca çınarı Arınç, kadınların konumunu hazmedemeyen bir görüntü vermiştir. Bu ikazı kadınlara yapıyor ama erkeklere yapamıyor.” Buldan, Meclis Başkanvekili Şafak Pavey’in tutumunu da eleştirdi ve kınadı.

İLK DEĞİL
HDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan ise 32 HDP’li kadın olarak Mecliste yer aldıklarını ifade etti. Arınç’ı yeni tanımadıklarını ve daha öncede hakaretler yaptığını dile getiren Aydoğan, kadınlara yönelik sözlerini hatırlattı. “Bu aslında bir zihniyetin, AKP zihniyetinin kadına bakışının dışa vurumudur” diyen Aydoğan, “Kınıyoruz kendisini. Şahsıma yapılmış olarak asla değerlendirmiyorum. Kendi milletvekilleri dahil olmak üzere tüm kadınlara yapılmış bir hakarettir. Kendisini özür dilemeye davet ediyorum” diye konuştu. Arınç başta olmak üzere AKP’lilerin kadınlar konusunda eğitimden geçmesi gerektiğini belirten Buldan, istemeleri halinde bu eğitimi kendilerinin verebileceğini kaydetti.

Kaynak:Posta