ANASAYFA       SONDAKİKA       GÜNDEM       MAGAZİN       SİYASET      

11 Mar 2017

Musul'dan kaçıyorlar! Aralarında binlerce çocuk var!

Musul’dan kaçanlar arasında binlerce çocuk var. Kaçan insanlar DEAŞ’ın hakim olduğu kentte açlık yaşandığını anlattı.

Irak’ın Musul kentini 2014’te aşırı dinci terör örgütü DEAŞ ele geçirmişti.
           

Irak güvenlik güçlerinindüzenlediği Musul operasyonunda çok şiddetli çatışmalar yaşanıyor.

On binlerce sivil kaçarak canını kurtarmaya çalışıyor.
               
DEAŞ’ın tehditleri nedeniyle 750 bin sivil kenti terk edemiyor.

Kurtarılan bölgelerde insanlar birkaç parça eşyalarını yanlarına alarak
             
İnsanlar günlerdir çay bile içemediklerini, açlıktan ölmek üzere olduklarını anlatıyor.

"DEAŞ, Musul’da kasaba, köy ve binaları kontrol etme gücünü kaybetti" diyen Irak Savunma Bakanı İrfan Hiyali "Örgüte ait uyuyan hücreler olabilir ancak bunlar da Musul halkının desteğiyle bertaraf edilebilir" dedi.
                
Irak güçleri, koalisyon güçlerinin hava desteğiyle 19 Şubat’ta DEAŞ’ın kentteki son kalesi Musul’un batısına girmişti.

Bu güçler, şimdiye kadar 14 mahalle, Musul Havalimanı, askeri üs ile bazı köy ve kasabaları örgütten geri almıştı.

10 Oca 2017

DEAŞ'ın kaçırdığı askerlerden acı haber!

Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında, 29 Kasım 2016'da irtibatın kesildiği askerler Astsubay Muhammet Duran Keskin ve Astsubay Kıvanç Kaşıkçı'nın şehit olduğu açıklandı. Şehit askerlerin Adana ve Çanakkale'de yaşayan ailelerine acı haber verildi.

Harekat kapsamında 29 Kasım 2016'da irtibatın kesildiği iki askerden biri olan Astsubay Kıvanç Kaşıkçı'nın şehit olduğu haberi Çanakkale'de yaşayan ailesine verildi. Kaşıkçı'nın Esenler Mahallesi Bülent Dikmener Caddesi'nde bulunan babaevine gelen Çanakkale Valisi Orhan Tavlı, Boğaz ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Tayyar Erten ile İl Emniyet Müdürü Celal Sel aileye şehadet haberini iletti. Bu sırada fenalaşan baba Ramazan Kaşıkçı, sağlık ekipleri tarafından hazır bekletilen ambulansla Çanakkale Devlet Hastanesi'ne götürüldü. Şehit astsubayın babaevine büyük Türk bayrağı asıldı.

Kilis'e getirilen Astsubay Kıvanç Kaşıkçı'nın cenazesinin Çanakkale'ye gönderileceği öğrenildi.

ADANA'YA ŞEHİT ATEŞİ DÜŞTÜ
              
Kayıp olan diğer asker Muhammet Duran Keskin'in, Seyhan ilçesi Yeşiloba Mahallesi 46140 Sokak'ta ikamet eden annesi Elif Keskin'e oğlunun şehadet haberi, askeri yetkililerce iletildi. Acı haberi alan aile büyük üzüntü yaşadı. Şehidin baba ocağının bulunduğu sokağa belediye görevlileri tarafından taziye çadırı kuruldu.

Babası Şaban Keskin'i yaklaşık 5 yıl önce kaybeden şehidin kendisi gibi astsubay olan eşi Gökçe Keskin'in de Ankara'da görev yaptığı öğrenildi.



AA

12 Oca 2016

Dakika Dakika Sultanahmet Meydanı'nda patlama 10 ölü 15 yaralı!


Sultanahmet Meydanı'nda patlama meydana geldi. İstanbul Valiliği patlamada 10 kişinin öldüğünü 15 kişinin de yaralandığını açıkladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise 'Saldırıyı Suriye kökenli bir canlı bomba düzenledi' dedi.

DAKİKA DAKİKA SULTANAHMET PATLAMASI

13.30
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Sultanahmet'teki saldırıyı Suriye kökenli bir canlı bomba yaptı

12.50
AK Parti'den ilk açıklama. AK Parti Sözcüsü Çelik: Sultanahmet'teki alçak saldırıyı kınıyoruz

12.46
Saldırıda ölen 10 kişiden 9'unun Alman vatandaşı olduğu belirtiliyor

12.22
Hastaneye kaldırılan yaralı turistler arasında 6 Alman, 1 Norveç ve 1 Peru vatandaşı bulunduğu bildirildi.

12.17
Canlı bomba saldırısıyla ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bilgi verildi. İstanbul'da bulunan Erdoğan, Ankara'ya gidiyor.

11.55
Patlamanın yaşandığı yerde Alman turist kafilesi bulunuyordu. Hastaneye kaldırılan yaralılardan çoğu da Alman turistler. (Al Jazeera Türk)

11.40
Patlama sonrası bölgeye aşağıdaki metal parçaları savruldu.

VALİLİK: 10 ÖLÜ 15 YARALI

11.31
İstanbul Valiliği, Sultanahmet’teki patlamada ilk belirlemelere göre, 10 kişinin öldüğünü, 15 kişinin yaralandığını bildirdi.

11.30
İstanbul Sultanahmet’te meydana gelen patlamaya ilişkin yayın yasağı getirildi.

11.30 SON DAKİKA
: İstanbul İl Sağlık Müdürü: 9 kişi hayatını kaybetti. Olay sırasında yaralananların tamamı hastaneye kaldırıldı.

11.29
Patlama sonrası 11 kişinin hastanelere kaldırıldığı ifade ediliyor

11.22
İçişleri Bakanı Efkan Ala, Başbakan Ahmet Davutoğlu'na olayla ilgili son bilgileri veriyor. Görüşme Çankaya'daki Başbakanlık konutunda gerçekleşiyor.

Sultanahmet Meydanı'ndaki patlamada olay yerinde ölü ve yaralıların olduğu bildiriliyor.

GÖRGÜ TANIKLARI CANLI BOMBA DEDİ

Patlamanın Dikilitaş'ın olduğu noktada meydana geldiği öğrenildi. Patlamaya canlı bombanın neden olduğu iddia ediliyor. CNN Türk canlı yayınına katılan bir görgü tanığı da patlamaya canlı bombanın neden olduğunu iddia etti. Öte yandan cami yakınlarında bir turist grubunun içine giren bir canlı bombanın patlamaya neden olduğu iddiası doğrulanmadı.
 




POLİS HELİKOPTERİ HAVADAN DENETİM YAPTI

İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı polis helikopteri de Sultanahmet bölgesinde havadan denetim yapmaya başladı.

TRAMVAY SEFERLERİ DURDU, SULTANAHMET ÇEVRESİ ARAÇ TRAFİĞİNE KAPATILDI 
Bu arada, Beyazıt-Eminönü arasındaki tramvay seferleri durduruldu. Sultanahmet Meydanı çevresi araç trafiğine kapatıldı.

Saat 10.20 sularında meydana gelen şiddetli patlama Taksim, Beşiktaş, Çağlayan, Eyüp, Sirkeci, Fındıklı ve Kasımpaşa'dan da duyuldu.

Görgü tanıkları patlamanın çok şiddetli olduğunu ifade ederken, turistlerin olay sonrası büyük panik yaşadığı belirtiliyor. Bölgeye çok sayıda çevik kuvvet ekibi sevk edildi.
 

 

HASEKİ VE SAMATYA HASTANELERİNE KALDIRILDI

Olay yerinden 2 yaralı Haseki Hastanesi'ne getirilirken Samatya'daki Eğitim ve Araştırma hastanesine de bazı yaralıların getirildiği öğrenildi Samatya Hastanesi'ne kaldırılan 3 yaralıdan biri Norveç, ikisi ise Alman vatandaşı.

Sultanahmet Meydanı'nda yayın yapan İstanbul Büyükşehir Belediyesi kameraları ise servis dışı bırakıldı.
 

OLAY YERİNE GİDEN POLİS ARACI DEVRİLDİ

Patlama sonrası olay yerine gitmeye çalışan polis arabası devrildi.

BİR YIL ÖNCE SULTANHAMET'TEKİ POLİS KARAKOLUNA CANLI BOMBALI SALDIRI YAPILMIŞTI

Geçtiğimiz yıl 6 Ocak'ta Sultanahmet yine bir canlı bomba saldırısıyla sarsılmıştı. Polis karakolunda üzerindeki bombayı patlatan Dağıstan uyruklu Diana Ramazanova olduğu tespit edilmişti. Saldırıda bir polis memuru şehir olmuştu.

21 Ara 2015

İran'dan Türkiye'ye İsrail tepkisi!


İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hüseyin Cabir Ensari, Ankara ile Tel Aviv arasında ilişkilerin normalleşmesi için atılan adımları "Bu bölge için iyi bir görüntü sunmuyor. Ankara, Kudüs işgalcisi rejimiyle ilişkilerinde farklı yol izlemeli" ifadeleriyle eleştirdi.

Haftalık basın toplantısında konuşan İranlı Sözcü, Türkiye- İsrail yakınlaşmasını değerlendirerek, "İslami devletler, İslam ümmeti ve onlarca yıl işgale karşı savaşan Filistin halkının haklarının kötü yönde etkilenmediği bir politika izlemeli" diye konuştu.

Mavi Marmara olayına değinerek Türkiye- İsrail ilişkilerin "inişli- çıkışlı" bir seyir izlediğini kaydeden Ensari, "Son günlerdeki gelişmeler, Türkiye'nin komşularıyla sorun yaşadığı bir döneme denk gelmektedir. Bu da bölge için iyi bir görüntü sunmuyor" dedi.

“İran için kabul edilir değil”

Türkiye'nin Musul'a asker göndermesini de değerlendiren İranlı Sözcü, "Terörizme karşı atılacak her türlü adım, ülkelerin milli egemenlik ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilerek uluslararası hukuk çerçevesine yapılmalı " yorumunda bulundu. Ensari, "Türkiye'nin Irak ve Suriye'de terörizmle mücadele için attığı her adımı bu iki ülke yönetimiyle koordineli yapması bekleniyor. Koordinasyon olmadan atılan her adım İran açısından kabul edilir değil " diye konuştu.

19 Ara 2015

Diyarbakır'da 1 asker şehit 1 asker yaralı!


Diyarbakır Sur ilçesinde çıkan çatışmada 1 asker şehit oldu.

Diyarbakır'da sokağa çıkma yasağı bulunan merkez Sur İlçesi'nde güvenlik güçleriyle PKK'lılar arasında çıkan çatışmada, PKK'lıların keskin nişancı tüfeği Kanas ile açtığı ateşte 1 uzman çavuş şehit oldu, 1 uzman çavuş yaralandı.

1 ASKER ŞEHİT 1 ASKER YARALI

Diyarbakır'ın merkez Sur İlçesi'nde bariktaların kaldırılması, hendekleri kapatılması ve PKK'lıların etkisiz hale getirilmesi için 2 Aralık günü alınan, 11 Aralık cuma günü 17 saat ara verildikten sonra tekrar ilan edilen sokağa çıkma yasağının 17'inci gününde çatışmalar yaşandı. Bu sabah saatlerinde 7'inci Kolordu Komutanlığı'na bağlı askerler, polis ve jandarma harekat timleri operasyonlarını sürdürürken, Yıkıkkaya Sokak üzerinde PKK'lılar tarafından keskin nişancı tüfeği Kanas ile açtığı ateşte 2 uzman çavuş yaralanırken, güvenlik güçlerinin de anında karşılık vermesiyle çatışma yaşandı.

Çatışma nedeniyle ambulansların bir süre giremediği bölgede yaralı askerler, daha sonra alınarak ambulansla alınarak Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırıldı.

UZMAN ÇAVUŞ HASTANEDE ŞEHİT DÜŞTÜ

Askerlerden durumu ağır olan uzman çavuş doktorların tüm müdahalesine rağmen şehit oldu. Diğer yaralı uzman çavuş ise Diyarbakır Asker Hastanesi'nde götürülerek tedavi altına alınırken durumunun iyi olduğu öğrenildi. Sur İlçesi'nde güvenlik güçleri ile PKK'lılar arasındaki çatışmalar yer yer devam ederken, ilçeden silah ve patlama sesleri yükseliyor.

Başbakan Davutoğlu'ndan Putin'e yanıt: Ciddiye almıyoruz!


Brüksel'de 10 AB lideri ile bir araya gelen Davutoğlu, Türkiye'ye dönüş yolunda uçakta gazetecilere önemli açıklamalarda bulundu.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, önceki gün Türkiye’yi küfür ve tehdit içeren sözlerle hedef alan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e, “KGB günleri geride kaldı’ diye yanıt verirken, hiçbir açıklamasını ciddiye almadıklarını söyledi. Brüksel’de 10 AB lideri ile bir araya gelen Davutoğlu, Türkiye’ye dönüş yolunda özetle şunları söyledi:

ÇOK ÇOCUKÇA BİR TAVIR

(Putin’in açıklamaları) “Bir ay önce bu günlerde Putin böyle bir açıklama yapar mıydı? Birden bire Türkiye’nin Müslüman bir ülke olduğunu, bir İslamlaşma içerisinde, ABD ile yakın ilişkiler içerisinde olduğunu hatırladı. Bir konuşmayı ciddiye almak için o konuşmanın konjonktürel şartlar dışında gerçekleşmesi lazım. Putin’in bu konuda söylediği hiçbir şeyi ciddiye almıyorum. Bir ay önce geçersiz olan şeyler şimdi söyleniyorsa, hele hele çok çocukça bir tavırla, bunu önceden darbeciler yapardı, şimdi bunu Putin yapıyor. Şimdi Putin keşfetti Türkiye içinde güya muhalefet oluşturacak.

DÜNYADA ALAYCI BİR TEBESSÜM UYANDIRIYOR

Sayın Cumhurbaşkanımızın ailesi ile ilgili iddiaları gndeme getirdiğinde, ‘Bu bir Sovyetik propaganda’ dedim. Şimdi Putin’in şahsında Rusya adına konuşan bir Sovyetik zihniyet görüyorum. Yani KGB günlerinde kaldı herhalde Putin. Ama KGB geride kaldı, o Sovyetik propaganda dönemi geride kaldı. Yaptığı her açıklamayla dünyada tebessüm uyandırıyor. Alaycı, müstehzi bir tebessüm. Bizim için ciddiye alınacak, çağdaş günün ruhuna uyan açıklamalar değil. Ben sadece tebessüm ediyorum. Ama bu açıklamaları ciddiye almak hakaret olur.

AB İLE İLK KEZ SİSTEMATİK İLİŞKİ

(AB ile ilişkiler) Siyasi hava, iklimden daha iyiydi. Türkiye-AB ilişkileri ilk defa toplantılarla devam eden sistematik bir mahiyet kazandı. 29 Kasım’dan bu yana AB-Türkiye ilişkileri, daha sistematik, daha odaklı, netice alıcı ve belirli bir takvime bağlanarak gelişti.

DAEŞ’İ BOMBALASA MÜLTECİ GELMEZ

İYİMSER OLMAMIZI GEREKTİRECEK BİR DURUM YOK

(Mülteciler sorunu) Mülteciler sorunu görünen buzdağının bir kısmıdır. Bunun altındaki, Avrupa’yı da bizi de tehdit eden çevre bölgelerdeki istikrarsızlıktır. Bu istikrarsızlıkla ilgili sorunlara cevap bulamazsak bugün mültecilerle ilgili atacağımız her adım bir sonraki süreçte yetersiz kalacaktır; geçen sene olsa onbinlerce insan gelecekken bu yıl yüzbinlerce insan geldi. Önümüzdeki dönemle de ilgili iyimser olmamız için bir durum yok. Mesela Rusya, Rakka’yı, DAEŞ’i bombalasa Türkiye’ye hiçbir mülteci gelmez. Ama Rusya Azez’i, Halep’i bombalarsa şimdi olduğu gibi o zaman Türkiye’ye mülteci gelir. Rusya’nın iyi niyetli olduğunu düşünmüyorum.

BİDEN IRAK’TA ASKER ÇEKİN DEMEDİ

(ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, ‘Asker çekin’ dedi iddiası) Biden’in böyle bir açıklaması gelmedi bana. Biden ile iki görüşme yaptım hiçbirinde bana askerleri çekmemiz gerektiğini söylemedi. Ama ‘Irak hükümeti ile uzlaşarak bunu yürütürseniz iyi olur’ dedi. Hepimiz bunu istiyoruz. Ama şu gerçeği kabul etmek durumundayız. Türkiye’nin sınır güvenliği sınır ötesinden başlıyor. Muhatabımız devletler Irak ve Suriye sınırlarını kontrol edemiyor.

SORUN TEŞKİL ETMEZ DİYE DÜŞÜNDÜM

‘Irak’tan izin alsaydınız’ diye bir argümanın karşılığı yok. Çünkü o askerin güvenliği için de bunun mahremiyet içinde yürütülmesi lazım. Irak’la prensipte anlaşmış olduğumuz için bunun bir sorun teşkil etmeyeceğini düşündüm. Bu son gelişmeler de bu kararın aslında doğru olduğunu gösteriyor. Yakın zamana kadar bir sene önce diplomatlarımız, DAEŞ’in elinde esirken operasyon yapmadığımız için bizi eleştirenler şimdi ‘Orada niye bulunuyorsun’ diye eleştiriyorlar.

KABİNE DİYARBAKIR’DA TOPLANABİLİR Mİ

Güneydoğu illerinde devam eden terör olayları ve operasyonlar konusunda da Başbakan Davutoğlu şunları söyledi:

HENDEK VE BARİKATLAR TEMİZLENİNCE DE ÇEKİLME YOK

Bütün terör unsurlarından temizlenmek üzere yapılan operasyonun uzun süre olmaması, sivil halkın etkilenmemesi için gayret gösteriyoruz. Ama bütün Cizre’de, Silopi’de bu operasyonlar netice alana kadar sürecek. Eskiden olduğu gibi bu hendek ve barikatlar temizlendikten sonra geri çekilme yok. Orada kalınacak. Gerekiyorsa her sokakata güvenlik sağlanacak ve bunların terör yöntemleriyle Türkiye’nin teslim alınamayacağı onlara gösterilecek.

EVİNİ TERK EDENLERE YARDIM

Terör sebebiyle evini barkını terk edenler için hayatlarını idame edebilmeleri amacıyla her türlü çalışma yapılacak. Ekonomik hayatın durması sebebiyle etkilenen esnafa ve Türkiye’ye sadık o vatandaşlarımıza gerekli destekler verilecek.

TEDBİRLERİ SALI GÜNÜ PAYLAŞIRIM

Çocuklar için gerekiyorsa batıda sömestr ve yaz tatilinde en iyi şartlarda eğitim sağlanacak. Burada kaybedilen bir saniye eğitim vakti bile telafi edilecek. Pazartesi günü, Bakanlar Kurulu’nda bunu tartışırız, muhtemelen salı günü grupTa paylaşırım.

YOĞUNLUK OLMASA GİDERİM

(Kabine Diyarbakır’da toplanabilir mi) Düşünüyorum bunu. Yapabiliriz; yapacağız. Diyarbakır’a her an gidebilirim şu yoğunluk olmasa hemen de giderim. Bizim oradaki varlığımız hep olacak.

KİTAP YASAKLANAMAZ
DAVUTOĞLU, uçakta basınla sohbetinde kitap toplatma ve tutuksuz yargılama konusunda da şöyle dedi: “Düşünceme en aykırı fikirleri savunuyor da olsa hakaretler ve kişisel haklar boyutu hariç hiçbir şekilde hiçbir kitabın yasaklanmasını doğru görmem. Bu anlamda bunun bir eski dönem alışkanlığı olduğu kanaatindeyim. Kütüphanemde benimsemediğim görüşte binlerce kitap var.

ÖZGÜRLÜĞÜN KISITLANDIĞI DÖNEMİ KİM TELAFİ EDECEK?

(Tutuksuz yargılama) Benim adalet anlayışım da buna uygun düşer. Nihai hüküm verildiğinde o suçlu olacak; o suçlu olmadan önce ona bir cezayı çektirmeye başlamak doğru değil. Geride kalan özgürlük kısıtlamaları dönemini kim telafi edecek? Bu yüzden tutuksuz yargılanma diyorum. Ne zaman ki delil karartma, kaçma olur o zaman gerekli olabiliyor ama bunu da ben tayin edemem, hâkim tayin edecek.”

28 Kas 2015

Efkan Ala ve Bekir Bozdağ'dan Tahir Elçi açıklaması!


Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin öldürülmesiyle ilgili İçişleri Bakanı Efkan Ala ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ortak açıklama yaptı.

İçişleri Bakanı Efkan Ala şunları söyledi:

Araç içerisinden güvnlik görevlilerimize silahlı saldırıda bulunulmuştur. Saldırıda 1'i ağır 2 polisimiz yaralanmıştır. Olay sırasında çıkan çatışmada Diyarbakır Barosu BAşkanı Sayın Tahir Elçi hayatını kaybetmiş, 1 basın mensubu da yaralanmıştır. Diyarbakır Baro Başkanı sayın Tahir Elçi'ye Allah'tan rahmet diliiyorum.

Olayla ilgili 2'si mülkiye baş müfettişi, 2'si polis baş müfettişi görevlendirilmiştir. Olay bütün yönleriyle açıklığa kavuşturulacaktır.

Bekir Bozdağ şunları söyledi:

Meydana gelen terör sladırısı sonrası şehit polisimize Allah'tan rahmet diliyorum. Çatışma sırasında hayatını kaybeden Tahir Elçi'ye de Allah'tan rahmet diliyorum. Ailesine de baş sağlığı diliyorum. Adli ve idari tahkikat sürdürülmektedir.

OTOPSİYE AİLESİNDEN VE BARO TEMSİLCİLERİNDEN İNSANLAR DA VAR

Ailesinin, Baro temsilcilerinin de olduğu ortamda otopsi işlemi devam etmektedir. Dileğimiz olayın kısa sürede aydınlatılmasıdır. Bu süreçte sosyal medyadan yapılacak yanlış ve kirli değerlendirmeler yanlış yönlendirmelere neden olabilir. Bu saldırı aziz milletimizin dirliğine yönelik bir saldırıdır. Bu konuda soruşturma ve görev yapanlara güvenmeliyiz. Kısa zamanda olay aydınlatılacaktır.



Posta.com.tr

İyice saçmaladılar!


Irkçı Rus siyasetçi yine saçmaladı... Aşırı milliyetçi Liberal Demokrat Partisi lideri Vladimir Jirinovski'den Türkiye'ye karşı deli saçması misilleme önerileri geldi.

Rusya'da 'palyaço', 'faşist' gibi yorumlarla alınan Türk düşmanı siyasetçi Jirinovski bu kez de kantarın topuzunu kaçırdı... Türkiye sınırlarını ihlal eden Rus uçağının düşürülmesinin ardından Rus meclisinin alt kanadı Duma'da konuşma yapan Jirinovski, Türkiye'ye yaptırım olarak Kürtlere destek olunmasını isterken, İstanbul'u da atom bombası ile tehdit etti Rusya Liberal Demokrat Parti lideri Türk düşmanı Vladimir Jirinovski yapılan Duma toplantısında “Rusya, Türkiye’ye karşı yaptırım olarak Suriye ve Türkiye Kürtlerine desteği artırabilir.” teklifinde bulundu. Jirinovski, İstanbul'un da bir nükleer bombayla altüst olacağını da savundu.

İSTANBUL'UN NÜFUSUNU DA BİLMİYOR

Daha sonra 'Moskova Konuşuyor' radyosuna açıklamalarda bulunan Jirinovski, şunları söyledi: İstanbulu mahvetmek çok kolay mesela. Boğaza bir atom bombası atarsak tüm şehir yok olur.

SULAR YÜKSELİR HEM DE...

Sular 10-15 metre yükselir ve 9 milyon yaşayan şehir bir anda yok olur. Türkiye NATO'dan bir yardım beklemesin. Kimse Türkiye için nükleer yangında ölmek istemez. Artık Türkiye, Rusya'nın en büyük düşmanıdır"



Posta.com.tr

30 Eki 2015

Canlı bombalar yakalandı!

Cumhurbaşkanı Erdoğan katıldığı bir televizyon programında Suriye tarafına kaçmak isteyen canlı bombaların yakalandığını açıkladı.

Cumhurbaşkanı açıklamasında:

'İşte bakın bugün gene bu akşam Suriye tarafına kaçarken yakalananlar var, canlı bomba. Üzerlerinde 7 kilo TNT. Bunlarla beraber yakalandılar. Kim bilir nerede yapacaklardı, seçim öncesi. Bunları biz yakından takip ediyoruz.' dedi



Posta.comtr

23 Eki 2015

Kadıköy'de polise bombalı tuzak!



İstanbul Kadıköy'de teröristler tarafından bir polisin kapısının önüne zaman ayarlı el yapımı bomba yerleştirildi. İşe gitmek üzere evden çıktığı sırada tuzağı fark eden polisin meslektaşları tarafından bomba etkisiz hale getirildi.

Olay, geçtiğimiz Çarşamba günü Kadıköy Fikirtepe’de yaşandı. Edinilen bilgiye göre, Avrupa yakasında görevli polis F.T.N. Salı günü akşam saat 21.30 sıralarında evine geldi.
 

Bir sonraki gün işe gitmek üzerine evinden çıkan F.T.N. evinin kapısının önünde plastik, C4 ile yapılmış, el yapımı, zaman ayarlı, basınç etkili bomba buldu.

F.T.N. vakit kaybetmeden meslektaşlarını çağırdı. Olay yerine gelen ekipler tarafından bomba imha edilirken büyük bir facianın eşiğinden dönüldü. Öte yandan bombayı kimin ya da kimlerin koyduğu ise henüz belirlenemedi.






İHA

17 Eki 2015

Genelkurmay'dan flaş açıklama!


Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, yurt içi ve yurt dışındaki terör operasyonlarına ilişkin açıklamalarda bulundu.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, terörle mücadelenin büyük bir kararlılıkla devam ettiğini belirterek, "Hem Irak’ın kuzeyinde hem yurt içindeki faaliyetlerde çok ciddi oranda silah ve mühimmat depoları, barınma alanları, sığınaklar imha edilerek kullanılamaz hale getirilmiş ve teröristlere ağır zayiat verdirilmiştir, verdirilmeye de devam edilmektedir. Bu mücadelede sonuna kadar gidilecektir" dedi.

TATBİKAT SONRASI TSK PERSONELİNE SESLENDİ

Akar, "Ateş Serbest 2015" tatbikatının başarıyla tamamlanmasının ardından faaliyete katılan TSK personeline seslendi. "Türk Silahlı Kuvvetleri, yasal mevzuat çerçevesinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve yüce Türk milletine yönelik her türlü terör örgütü ile mücadele etme azim ve kararlılığını sürdürmektedir" ifadesini kullanan Orgeneral Akar, terörle mücadelenin Türk Silahı Kuvvetlerinin kahraman mensuplarınca başarılı bir şekilde devam ettirildiğini belirtti.

"HEM IRAK'IN KUZEYİNDE HEM DE YURT İÇİNDE..."

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar, "Hem Irak’ın kuzeyinde hem yurt içindeki faaliyetlerde çok ciddi oranda silah ve mühimmat depoları, barınma alanları, sığınakları imha edilerek kullanılamaz hale getirilmiş ve teröristlere ağır zayiat verdirilmiştir, verdirilmeye de devam edilmektedir. Bu mücadelede sonuna kadar gidilecektir. Ülkemizin birliği, bütünlüğü, güvenliği tam olarak sağlanacak ve herkes rahat ve huzur içinde, bir bütün halinde hayatını sürdürecek" diye konuştu.

"ONLARIN KANI YERDE KALMADI KALMAYACAK"

Hudut güvenliği çalışmalarının da büyük kahramanlık hikayeleri çerçevesinde başarıyla devam ettiğini vurgulayan Orgeneral Akar, terörle mücadele faaliyetleri sırasında şehit ve gazi olanların bulunduğunu anımsattı. Kahraman şehitleri rahmet ve minnetle yad eden Orgeneral Akar, bu mücadelede yaralanan kahraman gazilere de acil şifa dileklerini iletti.

"BAZI KONULARDA KENDİMİZİ KISITLIYORUZ"

"Onların kanları yerde kalmadı, kalmayacak" ifadesini kullanan Orgeneral Akar, özellikle 23 Temmuz tarihinden itibaren düzenlenen kara ve hava operasyonlarında terör örgütüne aslında çok daha fazla zarar verilebileceğini ancak bazı konularda kendilerini kısıtladıklarını belirtti.

"SİVİLLERE ZARAR GELMEMESİ İÇİN BÜYÜK ÇABA HARCADIK"

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar, şöyle devam etti: "O da nedir? Kahraman silah arkadaşlarımızın can güvenliğinin korunması ve sivil hedeflere, vatandaşlarımıza zarar vermeme konusundaki özen ve hassasiyettir. Bu insani duygular nedeniyle, hukuki zeminde kalmak arzusu ve düşüncesiyle insana, insan canına verilen değer nedeniyle operasyonlar esnasında büyük bir dikkat, özen ve hassasiyet gösterilmektedir. Bütün arkadaşlarımız, tek pilottan, tek erden, en üst düzeydeki komutana kadar bütün arkadaşlarımız sivillere zarar vermeme konusunda çok büyük dikkat, çok büyük hassasiyet göstermektedir."

Kara Kuvvetleri Komutanlığının "Ateş Serbest-2015" tatbikatının Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve komuta kademesinin katıldığı Seçkin Gözlemci Günü", Polatlı’nın Acıkır mevkisindeki General Nahit Şenoğul Atış ve Tatbikat Alanı’nda dün yapılmıştı.



Posta.comtr

14 Eki 2015

Bombacının babası: 'Oğlumu cezaevine atın' demiştim ama sonuç alamadım!


Ankara katliamındaki ikinci bombacı olduğu öne sürülen Ömer Deniz Dündar'ın babası, oğlunu kurtarmak için daha önce defalarca Emniyet'e gittiğini, hatta 'Bunu alın cezaevine atın' dediğini ancak sonuç alamadığını söyledi. CHP lideri Kılıçdaroğlu da dünkü açıklamalarında, Diyarbakır bombacısının annesinin de defalarca polise gitmesine rağmen çocuğunu kurtaramadığını anlatmıştı.

Ankara katliamını Yunus Emre Alagöz’le birlikte yaptığı öne sürülen Ömer Deniz Dündar’ın 2013 yılında Suriye’ye gittiği, 2014 yılında Türkiye’ye geldiği, Türkiye’de 8 ay kaldıktan sonra tekrar Suriye’ye gittiği ortaya çıktı. Radikal’e konuşan baba M.D., ‘Benim oğlum böyle bir şey yapamaz’ dedi.

Ömer Deniz Dündar’ın babası M.D.'nin açıklamaları şöyle, "Benim oğlum böyle bir şey yapamaz. Oğlumu Suriye’den geri getirmek için defalarca emniyete gittim. Oğlum 2014 yılında Adıyaman’a geldi. 8 ay yanımda kaldı. Ben oğlumu Emniyet'e şikayet ettim. Emniyet'e, ‘Bunu alın cezaevine atın’ dedim. İfadesi alındıktan sonra oğlum serbest bırakıldı. 8 ay sonra Suriye’ye gitti. Ömer Deniz evliydi. Ömer Deniz’in bir çocuğu vardı. Ömer Deniz’le sekiz aydır hiç konuşmuyorduk. Şimdi ben ne yapacağım? Oğlumun böyle bir saldırı yaptığına dair emniyetten bana bir bilgi verilmedi’ dedi. (İDRİS EMEN / RADİKAL)

KILIÇDAROĞLU DA DÜN AKŞAM BENZER BİR OLAY ANLATTI

Bu arada Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da dün akşam CNNTürk-Kanal D ortak yayınında Hande Fırat'ın sorularını yanıtlarken benzer bir konuya değinmiş ve oğlunu IŞİD'in elinden kurtarmaya çalışan bir annenin çabalarının boşa çıktığını anlatmıştı:

Kılıçdaroğlu, röportajın o bölümünde şu ifadeleri kullanmıştı:

"Ben Ortadoğu bataklığını ilk telaffuz ettiğimde tepki gösterdiler. Şu an Türkiye o bataklıkta. Türkiye’de uyuyan hücreler var. Davutoğlu, kendisi bana söyledi. Uyuyan hücrelerin, bizim IŞİD’li diye gördüğümüz tipler değil; takım elbiseli, kravatlı, tıraşlı insanlar olduğunu söyledi. Ve zamanlama ile talimat neticesinde eylem yapmaya hazırlar dedi. Bunların hepsi biliniyor. IŞİD’in yuvalandığı yerler belli. Diyarbakır bombacısının annesi defalarca polise gittiğini, oğlunun IŞİD militanı olduğunu bildirdiğini söyledi. Defalarca söylemiş ama hiçbir şey yapılmadı. Ta ki Diyarbakır’da bomba patlatana kadar. Bu işlerin sorumlusu ülkeyi yönetenlerdir. Ülkeyi onlar yönetiyor, ben yönetmiyorum."

DİYARBAKIR BOMBACISININ İFADESİ ALINIP BIRAKILDI

Diyarbakır bombacısı Orhan Gönder'in ailesinin boşa çıkan çabaları bugün DHA'nın bir haberine de konu oldu. Haberin ilgili bölümü şöyle:

Diyarbakır'daki HDP mitinginde bombayı alana yerleştirdiği belirlenen ve daha sonra düzenlenen operasyonla Gaziantep'te yakalanarak tutuklanan Orhan Gönder'in ise IŞİD'e katılmadan önce ailesi tarafından polise şikayet edildiği ortaya çıktı. Çocuklarındaki değişimden rahatsız olan anne ve babasının birkaç kez şikayetinin ardından geçen yıl 25 Haziran'da polislerin Orhan Gönder'in ifadesine başvurdu. Gönder, polisteki ifadesinde hiçbir gruba üye olmadığını ve Alevi kökenli olduğu için namaz kılıp, oruç tutması ve Kuran okumasından dolayı ailesinin endişelendiğini ifade ettikten sonra serbest kaldığı öğrenildi.

Orhan Gönder'in Adıyaman'da yaşayan annesi Hatice Gönder, 2014 yılında oğlunun dershaneye gitmesinin ardından saç ve sakal uzatarak değişim yaşamaya başladığını ifade etti. Oğlundaki değişimden rahatsız olduğunu ve birkaç kez babasıyla polise şikayette bulunduklarını ifade eden anne Hatice Güngör, "Oğlum, bugün IŞİD'e katılan kişilerle arkadaşlık kurduktan sonra saç ve sakal bıraktı, tavırları değişti. Bundan rahatsız olduk ancak kendisi bize endişelenmememizi söyledi. Değişim sürünce polise gittik şikayet ettik, polis bir kez ifadesini aldı bıraktı. Daha sonra oğlum geçen yıl Ekim ayında evi terk edip Suriye'ye gitti. Sınırın her tarafını dolaştık, aylarca çocuğumuzu aradık ama bulamadık. Sonra bir gün polisler arayıp oğlumuz için Diyarbakır'a çağırdı. Bulunduğunu düşünerek Diyarbakır'a gittik, patlamayı yapacağı aklımızın ucundan geçmedi. Gittiğimizde patlamayı yaptığını duyduk. Kendisiyle konuştuğumuzda o gün de bugün de bombayla ilgisi olmadığını, kendisine tuzak kurulduğunu söylüyor."

Ailelerin çocuklarındaki değişime ve çevresine dikkat etmesi önerisinde bulunan Hatice Gönder, çocuğuyla ilgili şikayetçi olduğu zaman polisin duyarlı davranmadığını ve takibini yapabilse bugün patlamaların meydana gelmesinin engellenmiş olacağını da öne sürdü.

'POLİS TARAFINDAN BİLİNİYOR AMA GEÇİŞLER ÖNLENMİYOR' İDDİASI

Orhan Gönder'in amcasının oğlu olan Ercan Gönder ise kuzeninin ve IŞİD'e katılan diğer kişilerin polis tarafından bilindiğini ancak Suriye'ye geçişlerinin önlenmediğini öne sürdü. IŞİD saldırılarının ardından büyük üzüntü yaşadıklarını, ancak ailelerinin ve Adıyaman'ın gündeme gelmesinden rahatsızlık duyduklarını ifade etti. Gönder, kuzeninin geçen yıl Kobani protestolarının ardından kendisine gönderilen ve PKK'lılar tarafından kendisi ve ailesinin öldürüleceğine ilişkin tehditlerin yazılı olduğu mektubu aldığı 13 Ekim tarihinde ortadan kaybolduğunu, söz konusu mektubu da Emniyet Müdürlüğü'ne verdiklerini kaydetti.



Kaynak:Posta.comtr

27 Eyl 2015

Beytüşşebap'ta askere ateş açıldı!


Şırnak'ın Beytüşşebap ilçesinde operasyona çıkan askerlere teröristler tarafından uzun namlulu silahlarla ateş açıldı. Askerin de karşılık vermesiyle çatışma çıkarken, zaman zaman sıcak temas yaşanan bölgeden yaralı askerlerin olduğu yönünde bilgiler geliyor.

Edinilen bilgilere göre, Beytüşşebap ilçesinde bulunan Ayvalık Jandarma Karakolu Komutanlığı’nca, bölgedeki teröristlerin yakalanması amacıyla sabah saatlerinde geniş kapsamlı operasyon başlatıldı.

Aşağıdere ile Hisarkapı köyleri arasında operasyona çıkan güvenlik güçlerine, burada bir grup terörist tarafından uzun namlulu silahlarla ateş açıldı. Askerin de karşılık vermesiyle çatışma çıktı. Çatışmada, zaman zaman güvenlik güçleri ile teröristler arasında sıcak temas yaşandığı öğrenilirken, bölgeye çok sayıda asker sevk edildi.

Bölgede yaralı askerlerin olduğu da ileri sürüldü.



Kaynak:Posta.comtr

25 Eyl 2015

TSK açıkladı. İki asker şehit oldu!


Genelkurmay'dan yapılan açıklamaya göre; Şırnak'ta PKK'lı teröristlerin düzenlediği iki saldırıda 2 askerin şehit oldu, 9 asker ve 1 korucu ise yaralandı. Saldırıların ardından düzenlenen operasyonda 34 terörist öldürüldü.

Genelkurmay Başkanlığı'nın yaptığı açıklama şöyle:

"Şırnak'ta Güvenlik Güçlerine 24 Eylül 2015 saat 23.00'da ve 25 Eylül 2015 saat 05.40'ta iki saldırı düzenlenmiştir.

Her iki saldırıda da teröristlerce açılan ilk ateş esnasında iki Kahraman silah arkadaşımız şehit olmuş; biri geçici köy korucusu olmak üzere dokuz kahraman silah arkadaşımız ise hayati tehlike arz etmeyecek şekilde yaralanmışlardır.

Terörist saldırısına maruz kalan birliklerimiz tarafından derhal karşılık verilerek teröristlere önemli ölçüde zayiat verdirilmiştir. Bilahare insansız hava aracı, hava kuvvetleri ve helikopterler desteğinde uzman personelden oluşan birliklerimiz tarafından yapılan koordineli operasyonlar sonucunda, şu ana kadar toplam 34 terörist silah ve malzemeleri ile birlikte etkisiz hale getirilmiştir."



Kaynak:Posta.comtr

19 Eyl 2015

4 ton patlayıcı ele geçerildi!


Tunceli Ovacık kırsalında terör örgütü PKK'ya yönelik düzenlenen hava destekli operasyonların ardından bölgede arama tarama faaliyetlerinde bulunan güvenlik kuvvetleri 10 teröristin cesedini buldu. Öte yandan terör örgütüne ait yeraltı sığınaklarında 4 ton patlayıcı bulundu.

Ovacık kırsalında 16 Eylül çarşamba günü öğlede sonra başlayıp gece boyu devam eden hava destekli operasyonların ardından bölgede arama tarama çalışmaları yapan Jandarma Özel Harekat Timleri 10 PKK'lının cesedini buldu. Parçalanmış haldeki cesetler kimlik tespiti için Malatya Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Bombardımanının yapıldığı gün PKK ile bazı sol örgüt temsilcilerinin bölgede toplantı yaptığı öne sürüldü.

YERALTI SIĞINAĞINDA BULUNDU


Öte yandan operasyonlar sonrası Tunceli’nin Ovacık ilçesinin Otlubahçe ile Aslıca Köyü arasındaki sık ormanlık alanda yapılan arazi taramasında terör örgütüne ait 10 ayrı sığınak, mağara ve depo bulundu.

Jandarma Özel Haraket Timleri mağara ve yeraltı sığınaklarında yaptığı aramalarda toplam 4 ton patlayıcı ele geçirildi. Büyük bidonlar ve çuvallara yerleştirilen patlayıcı maddelerinin bir kısmının kullanıma hazır hale getirildiği, bir kısmının da hammadde olduğu belirtildi.

Ele geçen 4 ton patlayıcı Ovacık Cumhuriyet Savcılığı’nın talimatıyla yerinde imha edildi.

BOMBALI TUZAKLAR İMHA EDİLDİ

Arazi araması sırasında teröristlerin askerlerin geçiş yollarına tuzakladığı iki ayrı patlayıcı bulundu. 10 büyük mutfak tüpüne hazırlanmış ve toplam 400 kilo ağırlığındaki bombalı tuzaklar askerler tarafından yerinde imha edildi. Bu arada 4 gündür bölgede süren operasyonun tamamlandığı öğenildi. Operasyona katılan askerler bulundukları yerlerden helikopterlerle alınarak, birliklerine götürüldü.

17 Eyl 2015

Teröre karşı birlik yürüyüşü!

Son dönemde yaşanan terör olayları nedeniyle 14 işçi ve işveren örgütünün öncülüğünde organize edilen "Teröre Hayır, Kardeşliğe Evet" yürüyüşü nedeniyle bazı yollar trafiğe kapatılırken, geniş güvenlik önlemi alındı.

Sıhhiye Meydanı’nda 16.30’da başlayacak ve Birinci Mecliste sona erdirilecek yürüyüş dolayısıyla Sıhhiye Meydanı ve Ulus civarındaki bazı yollar, 12.45’ten itibaren 21.00’e kadar trafiğe kapatıldı. Yürüyüş için Ankara dışından 100’e yakın otobüs geldi, polis Başkentin 5 giriş noktasında tedbirler aldı. Gelen otobüsler, Atatürk Kültür Merkezi alanına alındı.

Toplanma alanı olarak belirlenen Sıhhiye meydanı, bariyerlerle kapatılırken, alan içinde uzman ekiplerce patlayıcı madde araması yapıldı. İşçi ve işveren örgütlerinin üyelerinin yanı sıra vatandaşlara da açık olan yürüyüşe katılanlar, polis kontrolünde 7 ayrı noktadan üst aramaları yapıldıktan sonra miting alanına alınmaya başlandı.

6 BİN POLİS GÖREVLENDİRİLDİ
Olası provokasyonların önüne geçilmesi için miting çevresi ve yürüyüş güzergahında önceden belirlenen noktalarda polis ekipleri konuşlandırıldı. Miting alanında güvenliği sağlamak için Ankara Emniyet Müdürlüğü Güvenlik, Çevik Kuvvet, Terör ve Özel Harekat şubeleri başta olmak üzere, tüm branşlardan yaklaşık 6 bin polis görevlendirildi.

TEK SLOGAN ATILACAK
İşçi ve işveren örgütleri tarafından yürüyüş sırasında "Teröre Hayır, Kardeşliğe Evet" sloganı dışında başka bir sloganın atılmaması ve sadece Türk bayrakları açılması kararı alındı. Geniş katılım beklenen yürüyüşü organize eden işçi ve işveren örgütleri şunlar: HAK-İŞ, Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen), Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD), Türkiye Kamu Çalışanları Sendikaları Konfederasyonu (Türkiye Kamu-Sen), Türkiye Barolar Birliği (TBB), Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği (TEMAD), Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK), Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş), Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED), Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB), Türk Sanayici ve İş Adamları Derneği (TÜSİAD), Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) BİR YÜRÜYÜŞ DE İSTANBUL'DA OLACAK İstanbul’da 20 Eylül Pazar günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı İsmet Yılmaz ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun katılımıyla "Milyonlarca Nefes Teröre Karşı Tek Ses" mitingi yapılacak. Sivil Dayanışma Platformu tarafından düzenlenen "Milyonlarca Nefes Teröre Karşı Tek Ses" mitingi, Yenikapı miting alanında 16.00-19.00 saatleri arasında gerçekleştirilecek. Programa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı İsmet Yılmaz ve Başbakan Ahmet Davutoğlu da iştirak edecek.

YÜRÜYÜŞE TEPKİ 
HDP Eş Başkanı Figen Yüksekdağ dün yürüyüş ile ilgili "Bu yürüyüşte barışa çağrı olacak mı?" diye sormuştu.

"Bu yürüyüşlerde Türk bayrağının kullanılmasını bayrağın kutsiyetine yönelik bir hakaret olarak görüyoruz. Yürüyüşlerde bayrağın gölgesine sığınıp faşizm yapmasınlar. Biz karakolların basılmasını, askerin, polisin ölmesini istemiyoruz. Buna da karşı çıkıyoruz. Biz sivillerin ölmesini de istemiyoruz." HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da yürüyüşe ilişkin, "Barış için yürüyüş yapacaksanız gelin Ankara'nın göbeğinde el ele verip beraber yürüyelim. 'Barış' diye haykıralım omuz omuza barışı, ateşkesi, müzakereyi beraber savunalım. Ama halkı tahrik edecek işlerden herkes kaçınmalıdır" demişti.

Yürüyüşün yapılmasına karşı olmadığını belirten Demirtaş, "Ama 'Bayrağını al gel teröre karşı yürüyelim' dersen bu bir çarpıtmadır. Ortada bayrağa bir saldırı yok ki. Irkçılığı, faşizmi Kürtlere karşı körükleyebilecek tehlikeli bir çağrıdır. Kürtler nerede bayrağa saldırmış ki, sen 'bayrağını al gel Kürtleri protesto edelim' diyorsun. Bu yanlıştır" ifadesini kullanmıştı.

8 Eyl 2015

Dargeçit'te PKK saldırısı!

Mardin'n Dargeçit ilçesinde Pkk'lı teröristler karayoluna tuzakladıkları bombayı polis zırhlı aracının geçişi sırasında uzaktan kumanda ile infilak ettirdi. Patlamada araçta bulunan 4 polis yaralandı.
Saldırı, Dargeçit İlçesi'nin girişinde bugün saat 16.30 sıralarında meydana geldi. İlçe Emniyet Amirliği'ne ait zırhlı araç ilçe girişinde seyir halindeyken Pkk'lılar yola tuzakladıkları bombayı uzaktan kumanda ile infilak ettirdi. Şiddetli patlamada yaralanarak ambulanslarla Midyat Devlet Hastanesi'ne kaldırılan 4 polisten 2'sinin durumunun ağır olduğu belirtildi. Saldırının ardından kaçan Pkk'lıların yakalanması için bölgede geniş kapsamlı operasyon başlatıldı.

4 polis şehit olmuştu 
Mardin'in Dargeçit ilçesinde 3 Eylül günü Pkk'lı teröristler bir okul inşaatında yangın çıkarmış, bölgeye giden polis zırhlı aracına bombalı saldırı düzenlemişti. Saldırıda Dargeçit İlçe Emniyet Amiri İbrahim Halil Aksoy, polis memurları Akif Hatunoğlu, Mehmet Hüseyin Balta ve Ahmet Akalın şehit olmuştu.

6 Eyl 2015

Cizre'de çatışmalar bitmedi!

Şırnak'ın Cizre İlçesi'nde sokağa çıkma yasağı devam ederken, bugünde ilçenin birçok mahallesinde patlama ve silah sesleri duyuldu.
Şırnak Valiliği, Cizre İlçesi’nde güvenlik güçlerinin birçok olayın faili olarak aranan PKK’lıların yakalanması ve mahallere girişi engellemek için kazılan hendeklerin kapatılması için cuma akşamı saat 20.00’den itibaren uygulamaya koyduğu sokağa çıkma yasağı bugün de sürdürülürken birçok mahalleden çatışma ve patlama sesleri duyuldu. İlçe merkezindeki telefon ve iletişim hatlarının kesik olması nedeniyle son durum hakkında sağlıklı bilgi alınamazken, ilçede bulunan HDP Gaziantep Milletvekili Mahmut Tuğrul, Nur Mahallesi’ndeki bazı yaralıları hastaneye sevk etmeye çalıştıklarını, sokağa çıkma yasağı nedeniyle ilçede yiyecek sıkıntısı çekildiğini söyledi. İlçenin bir çok bölgesinde elektriklerinde kesik olduğu belirtildi.
HDP’Lİ 5 MİLLETVEKİLİ BARİKATLARI AŞAMADI
Şırnak’ın Cizre İlçesi’ne bugün İdil ilçesi üzerinden gitmek isteyen HDP milletvekilleri Leyla Güven, Ziya Çalışkan, Ayşe Acar Başaran, Mehmet Ali Aslan ve Faysal Sarıyıldız, İdil çıkışında barikatla karşılaştı.
İdil- Cizre yolunda bulunan Jandarma Karakolu’nda görevli askerlerin geçişlerine izin vermediği milletvekilleri, "Bizi engelleyemezsiniz, çekilin. Valiniz gelsin, siz bizim muhatabımız değilsiniz. Elinizi uzatmayın vekillere, her biriniz bir ana evladısınız. Siz bizim muhatabımız değilsiniz" dedi. Görevli askerler de kadın milletvekillerine "Hanımefendi, lütfen rica ediyorum" diye yanıt verirken, grup itiş- kakışla yürümeye başladı. Ancak yaklaşık 200 metre kadar gidebilen milletvekilleri askerlerin barikatını aşamadı. Barikatta askerlerle tartışmalarının görüntülerine kendi sosyal medya hesabında paylaşan HDP Şanlıurfa Milletvekili Leyla Güven, İdil üzerinden Cizre’ye gitmelerinin engellendiğini, Nusaybin üzerinden gideceklerini söyledi. Güven, "Cizre’de yaşananlardan çok kaygılıyız" dedi.



Kaynak:DHA(Ramazan İMRAĞ/CİZRE, İDİL/Şırnak)

5 Eyl 2015

Sınır ötesinde katliam gibi çatışma!

IŞİD ile Suriyeli isyancılar arasında Türkiye sınırına yakın bölgede yaşanan çatışmalarda 47 kişi hayatını kaybetti.
Reuters'ın haberine göre çatışmanın yaşandığı Marea kasabası Türkiye ile ABD'nin üzerinde anlaşmaya vardığı "güvenli bölge"nin sınırları içinde yer alıyor. Çatışmalar Kilis'in 20 km ötesinde isyancıların kontrolünde olan bölgede yaşandı.

3 Eyl 2015

Cinayetle ilgili şoke eden ifadeler!

Diyarbakır'da, AK Parti eski Gençlik Kolları İl Başkanı Yunus Koca'yı, kendisine ait eczanenin önünde tabancayla kurşun yağmuruna tutarak öldürdükleri iddiasıyla gözaltına alınan 2 şüpheliden Bilgin Bölükbaş'ın, ifadesinde, "Cinayeti işlemeden önce aracının camını tıklatıp, 'Yunus ağabey kusura bakma seni vurmak zorundayım' dedim" dediği öğrenildi.
Cinayeti azmettirdiği iddia edilen Mustafa Akçil'in ise "İstanbul'da M.S.F. isimli emlakçı ile tanıştım. Bana Yunus Koca'nın yakın arkadaşının kızını iğfal ettiğini ve aynı zamanda Pkk'ya tıbbi yardımda bulunduğunu söyledi. Bu işi yapıp yapmayacağımı sordu. Ondan alacağım para ile ideallerimi gerçekleştirecektim" dediği kaydedildi. Diyarbakır'da geçen pazartesi günü AK Parti Gençlik Kolları eski Başkanı Yunus Koca'yı tabancayla vurarak öldürdükleri iddiasıyla 19 yaşındaki Bilgin Bölükbaş ve 46 yaşındaki Mustafa Akçil şehirlerarası otobüsle İstanbul'a gitmek isterlerken Kayseri'de yakalandı. Yakalandıktan sonra Diyarbakır'a getirilen iki şüpheli, Asayiş Şube Müdürlüğü'nde sorguya alındı. Şüphelilerin sorgusu Cumhuriyet Savcısı tarafından yapılırken, olayla ilgili soruşturma devam ediyor.

Şüpheliler Trabzon ve Tekirdağ doğumlu 
Yetkililer, cinayeti azmettiren ve Cavit Sivri sahte kimliğini kullanan Tekirdağ'ın Malkara İlçesi nüfusuna kayıtlı Mustafa Akçil'in olaydan 18 gün önce İstanbul'dan Diyarbakır'a gelerek keşif yaptığını belirtti. Yunus Koca cinayetinde 2 gözaltı Yunus Koca cinayetinde 2 gözaltı Cinayeti işleyen Bilgin Bölükbaş'ın Trabzon'un Çaykara İlçesi'nde doğduğunu, ancak nüfus kaydının Hatay'ın Kırıkhan İlçesi'nde olduğu kaydedildi. Bu arada gözaltına alınan Bölükbaş'ın ilk görüşmede olayla ilgili çarpıcı bir bilgi verdiği öğrenildi. Edinilen bilgiye göre Bilgin Bölükbaş cinayeti işlemeden önce Yunus Koca'nın aracının camını parmağıyla tıklattı.

KUSURA BAKMA SENİ VURMAK ZORUNDAYIM
Koca'nın bakması üzerine Bölükbaş'ın "Yunus ağabey, kusura bakma seni vurmak zorundayım" dediği ve silahını ateşlediği kaydedildi. 'Tasarlayarak kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis istemiyle haklarında soruşturma yürütülen iki şüphelinin, bugün adliyeye sevk edilmesi bekleniyor.

Bu para ile ideallerimi gerçekleştirecektim
Cinayeti azmettirdiği iddiasıyla gözaltına alınan Mustafa Akçil emniyette savcıya verdiği ifadesinde, İstanbul'da bir otobüs firmasında kaptan olarak çalıştığını belirterek, "2014 yılında M.S.F. isimli bir emlakçı ile tanıştım. Bana Yunus Koca'nın yakın bir arkadaşının kızını iğfal ettiğini ve aynı zamanda PKK'ya tıbbi yardımda bulunduğunu söyledi. Sık sık görüşmeye başladık. 2-3 ay sonra bana bu işi yapıp yapmayacağımı sordu. Maddi sıkıntılarım olduğunu biliyordu. Bana Yunus'un fotoğrafını gösterdi. Bu işten alacağım paranın yarısı, yani 50 bin lira bana yetiyordu. Bu para ile ideallerimi gerçekleştirecektim. Bana en baştan 100 bin lira vereceğini söylemişti. Ofisine gittiğimde bana tabanca ve 2 bin lira masraf verdi. Otogarda Cavit Sivri adına bilet aldım ve Diyarbakır'a geçtim" dedi.

MİT'ten geldiğimi söyledim 
Diyarbakır'a geldikten sonra Yunus Koca'nın eczanesinin yerini öğrendiğini ve gözetlediğini belirten Akçil, "Eczaneye giderek Yunus ile görüşmek istediğimi söyledim. Yunus'un olmadığını ve birazdan geleceğini söylediler. MİT'ten geldiğimi söyleyince beni oturmak için buyur ettiler. Sonra geleceğimi söyleyip ayrıldım. Her gün eczaneyi ve Yunus'un evini gözetliyordum. Eczaneye gitmek istiyor bir türlü gidemiyordum. Sonra otele giderek neden gördüğüm halde Yunus'u vuramadığımı düşündüm. Diyarbakır'da telefonum sürekli kapalıydı. Bu şekilde hergün eczane önüne gidip gözetledim" dedi.

Sanki biri beni engelliyordu
Eczaneyi gözetlemeye giderken yakında bulunan türbede Kuran okuyan kadınlara para verdiğini belirten Akçil, "Türbenin etkisinden olup olmadığını bilmiyorum ama ben yerimden kıpırdayamadım. Bir türlü eczaneye gidemedim. Poşetteki silaha mermi sürdüm. Ama bir türlü kalkamadım. Sanki biri beni engelliyordu. Otelin yanında kabirler olunca oteli değiştirmeyi düşündüm ama vazgeçtim. Silah, mermi, her şey hazır olmasına rağmen elim kolum bağlandı. Defalarca kendisini vurabilecekken vicdanen yapamadım. Öğleden sonra tekrar eczaneye gittim. Yunus'u sorduğumda yine olmadığını söylediler. Kendimi sorguladım ve İstanbul'a dönmeye karar verdim"diye konuştu.

Diyarbakır şu an bu iş için çok elverişli
İstanbul'a gittikten sonra otogarda Bilgin Bölükbaş ile karşılaştıklarını söyleyen Akçil, "Kendisine olayı anlatmadan bir iş olduğunu söyledim ve 'Adam öldürebilir misin?' dedim. O'da bana 'Ben seninle her işi yaparım' dedi. Sonra M.S.F.'nin Fındakzade'de bulunan ofisine gittim. M.S.F. bana meselenin kendi meselesi olmadığını, bir dostunun meselesi olduğunu söyledi. M.S.F. kendisine iade ettiğim silahı ve 3 bin lira para verdi. Diyarbakır'ın şu an bu iş için çok elverişli olduğunu söyledi. Bilgin bu sürede beni çok kez arıyordu. 25 Ağustos günü Bilgin ile birlikte otobüse binip Diyarbakır'a gittik. Yolda Bilgin'e olayın tamamını anlattım. Bilgin ne kadar para alacağımızı sorunca 100 bin lira olduğunu söyledim" dedi.

Ağabey vurdum
Bilgin Bölükbaş'ın bir an önce işi bitirip gitmek istediğini belirten Akçil, "Bilgin'e eczaneyi gösterdim, silah onda duruyordu. Ben Mersin'e gideceğimi söyleyerek otobüse binip İstanbul'a gittim. İstanbul'da M.S.F.'nin ofisine gidip 2 bin lira daha aldım ve Diyarbakır'a döndüm. Bilgin'e 'Bu iş senin yiyeceğin nane değil' dedim. O da 'Ağabey sana söz veriyorum bu akşam bu işi bitireceğim' dedi. Otelde Bilgin'e cesaret hapı diye bir aspirin verdim. Yunus'u öldürdükten sonra ne yapacağını sordu. Ben de otogara gelmesini söyledim. Öğleden sonra beni arayarak heyecanlı bir şekilde 'Ağabey vurdum' dedi. Ben 'Ciddi misin' diye sorunca yemin ederek vurduğunu söyledi. Sonra otelden çıkıp otogara gittim. Bilgin gelince kan ter içindeydi. O'na temiz gömlek giydirdim. Yunus'u nasıl vurduğunu sordum. Eczaneye ilaç alma bahanesi ile girdiğini, Yunus'un bu sırada eczaneden çıktığını, Yunus aracına binince yanına gidip camı tıklattığını, bu sırada açık olan camdan ateş ettiğini söyledi. Otobüste ikimiz de uyuyakalmıştık. Biri bizi dürterek uyandırdı. Bilgin'in üzerini arayıp silahı buldular. Pişmanım, namus meselesi olarak biliyordum. M.S.F. beni kandırdı" diye konuştu.

Kafasına 3, kalbine 1, cinsel organına 1 el sıkacaksın
Cinayeti işleyen Bilgin Bölükbaş ise öldürdüğü Yunus Koca'yı tanımadığını belirterek, "Esenler Otogarı'nda muavinlik yapıyorum. Cavit Sivri'yi de otogardan tanıyorum. En son kendisini otogarda gördüğümde Yunus isimli bir kişiyi namus yüzünden vuracağını söyledi. Yunus'un bir kıza tecavüz ettiğini ve onu araştırmak için Diyarbakır'a gittiğini söyledi. Bir gün sonra otogarda Cavit ile görüştüğümüzde Diyarbakır'da bir adam kaldıracağını, bu şahsın bir arkadaşının kızına tecavüz ettiğini, namus meselesi olduğunu söyledi. Ben de namus meselesi olduğundan Diyarbakır'a gitmeyi kabul ettim. Gittiğimizde bana Yunus'un ev ve işyerini gösterdi. Buralarda keşif yaptık. Yunus gelince evinin önünde elimi belime götürdüm ama silah çekemedim. Çünkü cesaret edemedim, panikledim. Akşam Cavit işi bitirmemi söyledi. Beni her gönderdiğinde 'Kafasına 3, kalbine 1, cinsel organına 1 el sıkacaksın. Geriye kalan kurşunu arkadan saldıran olursa sıkarsın' diye telkinde bulunuyordu" dedi.

İnternetten nöbetçi eczaneleri araştırmış
28 Ağustos günü internetten nöbetçi eczaneleri araştırdığını ve Koca Eczanesi'nin nöbetçi olduğunu tespit ettiğini belirten Bölükbaş, şunları anlattı: "Gece eczane çevresine gidip 02.00 sıralarına kadar bekledik. Vurma fırsatımız olmayınca otele döndük. Sabah 05.00'da Cavit beni tekrar eczaneye gönderdi. Bu sırada Yunus yalnız başına eczaneden çıktı ama yine vuramadım. Cavit Mersin'e gideceğini söyleyerek ayrıldı. Cavit geldiğinde bana bir sürprizi olduğunu ve hediye aldığını söyledi. İki tane bira alıp otele gittiğimde bana peçete içinde 10 adet cesaret verici hap gösterdi. Olay günü bana cesaret hapı içirdi. Daha sonra eczaneye girerek şahsı görmek için ağrı kesici hap aldım. O sırada Yunus dışarı çıktı. Arabanın yanına yaklaşınca 3 el ateş ettim. Yere yığıldıktan sonra 1 el daha ateş ettim. Kaçarken şapkamı attım ve Cavit'i arayarak işi bitirdiğimi söyledim. Otobüse binip yola çıktık. Kayseri'de dinlenme tesisinde durduk. Cavit'e silahın tutukluk yaptığını söyledim. O'da suikast silahının hiç bir zaman tutukluk yapmayacağını söyleyerek havaya bir kez ateş etti. Tekrar yola çıktık ve Kayseri yakınlarında polis otobüsü durdurarak bizi yakaladı. Cavit ile İstanbul'da bir ev kiralayıp birlikte soygun yapacaktık. Yunus Koca'yı ben öldürdüm. Cavit tarafından bilinçsizce kullanıldım, kandırıldım, pişmanım."



Kaynak:DHA