ANASAYFA       SONDAKİKA       GÜNDEM       MAGAZİN       SİYASET      

28 Ara 2015

24 yıldır dinmeyen acı!


İstanbul'da 24 yıl önce işlenen korkunç cinayet hâlâ çözülemedi...

İstanbul Avcılar’da 24 yıl önce yaşanan vahşetin izleri hâlâ silinmedi. İş çıkışı evine dönerken kimliği tespit edilemeyen bir kişi tarafından bayıltılan ve tecavüze uğradıktan sonra öldürülen 5 aylık hamile 23 yaşındaki Gülsevin Buket A.’nın annesi Nazire Değirmenci, yasal süre içerisinde dosyanın aydınlatılamayınca ‘Faili meçhul’ kaldığı için kapatıldığına dair kendilerine yazı gönderildiğini söyledi. Anne Değirmenci, savcılığın kapatılan dosyanın yeniden açılmasını istedi.

24 YIL ÖNCEKİ ACI

Anne Nazire Değirmenci, 11 Kasım 1991 tarihinde kızının öldürüldüğü cinayeti hiç unutamadığını, gözyaşlarının o günden bu yana dinmediğini söyledi.Anne Değirmenci, Karaköy’de bir gemi acentesinde çalışan 4 yıllık evli, 5 aylık hamile kızı Gülsevin Buket’in evine dönmek üzere yola çıktığını, E5 karayolu yanındaki Avcılar Köprüsü’nü geçtikten sonra herkesin kullandığı yolda yürürken kimliği tespit edilemeyen bir kişi tarafından bıçak tehdidi ile okul inşaatına götürüldüğünü, direnince bayıltıldığını tecavüze uğradıktan sonra boğularak öldürüldüğünü anlattı. Abla Yasemin Değirmenci de, o gün sabaha kadar babası Fikret Değirmenci, eniştesi, diğer yakınları ve polisin yaptığı tüm aramalara rağmen kız kardeşinin bulunamadığını, cesedinin ertesi gün okuldaki öğrenciler tarafından bulunduğunu söyledi. Avcılar’da o tarihte ‘Yüzyüze Amatör Tiyatro Topluluğu’nda sanat çalışmalarına da katılan Gülsevin Buket A.’dan sonra üniversite öğrencisi Didem Özgökhan’ın da bıçaklanarak öldürülürken defalarca tecavüze uğradığı, değişik tarihlerde 2 kadının daha katledildiği ifade edildi. Medyada ’Avcılar sapığı’ olarak nitelendirilen saldırgan olduğu öne sürülen birkaç kişi yakalanmasına rağmen dosya faili meçhul kaldı.

"ÇALMADIĞIM KAPI KALMADI"



Anne Nazire Değirmenci, geçen 24 yıl içerisinde kızını öldüren kişinin tespit edilerek yakalanamadığını, yasal süre içerisinde dosyanın aydınlatılamayınca ‘Faili meçhul’ kaldığı için kapatıldığına dair kendilerine yazı gönderildiğini söyledi. Değirmenci, "Dönemin Valisi Hayri Kozakçıoğlu, Emniyet Müdürü Necdet Menzir başta olmak üzere çalmadığım kapı, yalvarmadığım kimse kalmadı. Kızımın katilini bulamadılar. O günden bu yana acım bir an dinmedi. Hayat dolu kızımdan ne istediler?" dedi. Abla Yasemin Değirmenci de, insan diyemeyeceği, ’yaratık’ olarak nitelendiremeyeceği saldırganın direnen kız kardeşini bayılttığını, tecavüz ettikten sonra boğarak öldürdüğünü belirtirken, tırnaklarının arasında saldırgana ait deri, doku parçaları, kan ve olay yerinde saç bulunduğunu, yakalanmasını yıllarca umut içerisinde beklemelerine rağmen bu kişinin elini kolunu sallayarak toplum içerisinde dolaştığını söyledi.

1001 ÇİÇEK KOROSU İLE GÜNDEME GELDİ

Yasemin Değirmenci, yıllardan bu yana acı içerisinde kıvrandıklarını, seslerini duyurmaya çalıştıklarını, Avcılar Belediye Başkanı Handan Toprak’ın ilçedeki 1000 kadının katılımı ile oluşturulan ’1001 Çiçek Kadın Korosu’ sayesinde seslerini duyurabildiklerini söyledi. Yasemin Değirmenci, kız kardeşinin öldürüldüğü tarihte ilçedeki sağlık ocağında görev yapan Belediye Başkanı Handan Toprak’ın oluşturduğu koroya katılınca Başkan Toprak’ın kendileriyle ilgilendiğini ve düzenlenen etkinliğe davet ederek acılarını diğer kadınlarla paylaştığını anlattı. Etkinlikte anne Nazire Değirmenci’ye her zaman destek olmaya çalışacaklarını belirten Başkanı Handan Toprak, evde 4 duvar arasındaki kadınların her birinin ayrı acı ve hikayesi olduğunu onların sosyalleşmesi için çaba harcadıklarını belirtirken kadınların karşılaştığı şiddet ve cinayetlere 'Dur’ demek için sesinin daha gür çıkacağını söyledi.



DHA

23 Ara 2015

Eşi ve oğlunu öldürdüğüm için pişmanım!


Bursa'nın Orhangazi İlçesi'nde aralarında husumet bulunan komşuları Ali Gem (69), eşi Gülfer Gem (70) ve oğulları Reva Gem'i (46) pompalı tüfekle öldürdüğü öne sürülen Hasan Küp'ün (63) yargılanmasına başlandı.

Mahkemede amacının, eşine tecavüz edip, uyuşturucuya alıştırdığını iddia ettiği Ali Gem’e ateş etmek olduğunu söyleyen Küp ifadesinde, "Ali eşime tecavüz etmişti. Bunu tehdit olarak kullanıp kendisini uyuşturucuya alıştırdı. Olayı öğrenince ondan nefret ettim. Olay günü bana küfür edince ona ateş ettim. Fakat eşi ve oğlunu da öldürdüm. Pişmanım" dedi.

3 KİŞİYİ POMPALI TÜFEKLE ÖLDÜRDÜ

Reva Gem ve oğlu Ali Gem

Orhangazi İlçesi’ne bağlı Çakırlı Mahallesinde geçen Ağustos ayında işlenen cinayette, Hasan Küp, komşuları olan Ali ve Gülfer Gem çifti ile çocukları Reva Gem’i pompalı tüfekle öldürdü. Öldürülen Reva Gem’in olaydan iki gün önce babasının adını verdiği oğlu Ali için sünnet yemeği verdiği bahçede işlenen cinayetlerden sonra kaçan katil zanlısı, jandarma tarafından özel eğitim almış köpeklerinde desteği ile saklandığı bahçede yakalandı. Küp ilk ifadesinde, "Evlerimiz yan yana olduğu için onlar bizim eve bakıyorlardı. Kavga ettik. Bu olaydan dolayı annem üzüntüden öldü. Ben bu yüzden elimi kana buladım" dedi.

Ali Gem ve aynı adı taşıyan torunu Ali Gem
"EŞİME TECAVÜZ ETTİ"

Hakkında Bursa 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde ’Tasarlayarak adam öldürmek’ suçlarından ömür boyu hapis cezası istenen Hasan Küp’ün yargılanmasına başlandı. Polisin geniş güvenlik aldığı duruşmada ilk ifadesinin aksine farklı bir savunma yapıp, 2002 yılında evlenmeyi düşünen oğlu için kız isteme konusunda kendisinden yardım istedikleri Ali Gem’in daha sonra eşine tecavüz ettiğini iddia etti.

"EŞİMİ UYUŞTURUCUYA ALIŞTIRMIŞ"

Ali Gem’in tecavüz olayını tehdit olarak kullanıp uyuşturucuya alıştırdığı eşine defalarca ilişkiye girdiğini ifade eden Küp, "Olayı daha sonra eşimden öğrendim. Her şeyden haberdar olduğumu Ali de duymuş. Olay günü evimin önünde temizlik yaparken bana küfür etti. Eşim beni içeri çekti. Daha sonra traktöre binerek uzaklaştığını sandığım Ali’nin, araçla evimizin önünde dolaştığını görünce ona ateş ettim. Sonra istemeyerek karısının ve oğlunun ölümüne neden oldum" dedi.

Duruşmada söz alan öldürülen Ali ve Gülfer Gem çiftinin kızı Hülya Mert, "Silah sesi duyunca kendimi yere attım. Yalan söyleyen sanık aileme pusu kurarak ateş etti. Aramızda cinayet işleyecek hiçbir sorun yoktu. Benim ailemi herkes tanır. Onlar karıncayı dahi incitmez" diye konuştu. Yargılama, eksik evrakların beklenmesi tanıkların dinlenmesi için ertelendi.

4 Ara 2015

Cinayetle suçlanan anne kız konuştu!


İzmir Buca'da imam nikahı ile birlikte yaşadığı adamı kızıyla öldürmekle suçlanan kadın konuştu. Filiz A. birlikte yaşadığı adamın cinnet geçirip harakiri yaptığını iddia ederken 21 yaşındaki kızı Mualla.A ise cinsel tacize maruz kaldığını ileri sürdü.

Aynı evde yaşadığı adamı kızıyla birlikte öldürdüğü iddiasıyla tutuklanan kadın: Cinnet getirdi. Harakiri yaptı. Biz öldürmedik İzmir Çankaya'da seyyar tütün satarak geçimini sağlayan Gazi Bugüghan (36) ile 5 yıldır birlikte yaşadığı Filiz A. (45) arasında bilinmeyen bir nedenle tartışma çıktı. Çıkan kavgada adam bıçakla ağır yaralanırken, Filiz A., 21 yaşındaki kızı Mualla A. ile birlikte evden kaçtı.

Ş.URFA'DA EŞİ VE ÇOCUKLARI VARMIŞ

İhbar üzerine eve giden polis, Bugüghan'ı kanlar içerisinde yerde yatarken buldu. Sabah'ın haberine göre hastaneye kaldırılan adam hayatını kaybetti. Yakalanan Filiz A. ifadesinde, "Gazi iki elinde bıçakla bizi kovaladı. Uyuşturucu kullandığı için ne yaptığını bilmez. Harakiri yapmış olabilir" dedi.

Mualla A. ise Bugüghan'ın kendisine cinsel tacizde bulunduğu iddia etti. Anne ve kız tutuklanarak cezaevine kondu.

3 Ara 2015

Avcılar'da travesti cinayeti!


Avcılar'da, travesti olduğu belirtilen Fatih K. boş bir arazide boğazı kesilerek öldürüldü. Sürünerek gittiği bir inşaat kulübesindeki bekçiden yardım isteyen Fatih K.'nin hastaneye kaldırılırken yolda hayatını kaybettiği belirtildi. Polis, cinayeti işleyen kişi ya da kişileri yakalamak için operasyonları sürdürüyor.

Avcılar Cihangir Mahallesi’nde bulunan boş bir arazide meydana gelen olayda, bir inşaatın bekçi kulübesine kanlar içinde sürünerek gelen travesti Fatih K. yardım istedi. İnşaat bekçisinin haber vermesiyle olay yerine gelen ambulansla hastaneye kaldırılan Fatih K., yolda hayatını kaybetti. Fatih K.’nin bıçakla boğazı kesilerek öldürüldüğü tespit edildi.

Olayla ilgili polis tarafından başlatılan soruşturmada, çevrede bulunan güvenlik kameralarının görüntüleri incelemeye alındı. E-5 kenarında durarak müşteri beklediği öğrenilen Fatih K.’nin, içinde cep telefonu ve cüzdanının bulunduğu çantasının kayıp olduğu belirlendi.

Polis, Fatih K.’yi öldüren kişi ya da kişileri tespit etmek için çalışmalarını sürdürüyor.



Ali AKSOYER / İstanbul, (DHA)

28 Kas 2015

Tahir Elçi protestosuna gazlı müdahale!


Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi'nin öldürülmesini protesto etmek ve basın açıklaması yapmak isteyen aralarında avukatların ve siyasi partililerin bulunduğu gruba polis Galatasaray Meydanı'nda müdahale etti.

İstiklal Caddesinde bulunan eski İstanbul Barosu önünde 16:30 sıralarında toplanan Hasip Kaplan, Levent Tüzel, Eren Keskin ve cübbelerini giymiş avukatlarında bulunduğu 500 kişilik grup "Hepimiz Elçiyiz hepimiz Tahiriz", " Hepimiz Elçiyiz öldürmekle bitmeyiz" sloganları atarak Galatasaray Meydanı'na doğru yürümeye başladılar.

Galatasaray Meydanı'nda bekleyen 300 kişi ile birleşen grup burada basın açıklaması yapmak istedi.

Bu arada Taksim yönünden İstiklal Caddesi'nde ilerleyen TOMA'dan grubun üzerine su sıkılarak müdahale edildi. TOMA dan su sıkılmasının ardından kalabalığa plastik mermi ve biber gazlı müdahelenin ardından topluluklar ara sokaklara ve Tünel yönünde kaçmaya başladı.Bölgede kalabalıklar beklemeyi sürdürürken çok sayıda polis sevkedildi.



Özgür EREN / DHA

Diyarbakır'daki saldırıyı inceleyen heyete saldırı!


Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin öldürüldüğü bölgede incelemelerde bulunan heyete silahlı saldırı düzenlendi.

Diyarbakır'da sabahki saldırının düzenlendiği bölgede inceleme yapan heyete ateş açıldı. Saldırıda Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz yara almazken , 2 polis memuru hafif yaralandı.



DHA

23 Kas 2015

Dr. Ersin Arslan'ın katiline verilen 24 yıl hapis cezası onandı!


Gaziantep'te 2012 yılında Dr. Ersin Arslan'ı bıçaklayarak öldüren Murat Geceken'e verilen 24 yıl hapis cezası Yargıtay tarafından onandı.

Murat Geceken, 17 Nisan 2012 tarihinde 17 yaşındayken Avukat Cengiz Gökçek Devlet Hastanesi’nde tedavi gören 80 yaşındaki dedesinin ölümünden sorumlu tutuğu Göğüs Cerrahisi Uzmanı Dr. Ersin Arslan’ı, göğsünden ve karnından bıçaklayarak öldürdü.

ADI HASTANEYE VERİLMİŞTİ

Cinayetin ardından Geceken tutuklanırken, ölen Dr. Ersin Arslan’ın ismi ise görev yaptığı hastaneye verildi. Hakkında ’kamu görevi nedeniyle bir kişiyi tasarlayarak öldürme’ suçundan ömür boyu hapis cezası istemiyle dava açılan Murat Geceken, geçen yıl Ocak ayında 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada 18 yaşından küçük olduğu için 24 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Yerel mahkemenin kararı temyiz için gönderildiği Yargıtay 1’inci Ceza Dairesi tarafından da onandı.

Yaşamını yitiren Doktor Ersin Arslan’ın yakınlarının avukatlığını yapan Metin Kınacılar, Yargıtay’ın onama kararının ardından yasal yolların bittiğini ve sanığın hapis cezasını çekeceğini belirterek, "Temyiz sonucunda Yargıtay kararı onadı. Bura göre Ersin Arslan’ın katili 24 yıl hapis cezası almış oldu. Bundan sonra yasal yollar bitmiş durumda ve sanık cezasını çekecektir" dedi.



DHA

25 Eki 2015

Bir kadın cinayeti daha!


Zonguldak'ın Çaycuma ilçesi Karaman Beldesi'nde, 29 yaşındaki Özden İnam, şiddetli geçimsizlik nedeniyle evi terk eden eşi 27 yaşındaki Selma İnam'ı 9 yerinden bıçaklayarak öldürdü.

Olay, akşam saatlerinde meydana geldi. Selma İnam, iddiaya göre önceki gün eşiyle yaşadığı tartışmanın ardından ilaç içip ölmek istedi. Hastaneye kaldırılan Selma İnam, tedavisinden sonra babasının evine gitti. Maden işçisi Özden İnam, akşam saatlerinde eşini eve dönmesi için ikna etmek üzere kayınpederinin evine gitti.

Dönmek istemeyen Selma İnam ile Özden İnam arasında burada da tartışma çıktı. Tartışma sırasında Özden İnam, yanında taşıdığı bıçakla Selma İnam’ı yaraladı. Ağır yaralanan Selma İnam, sağlık ekipleri tarafından ambulansla Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Vücudunda 9 bıçak darbesi tespit edilen Selma İnam, doktorların tüm müdahalesine rağmen kurtarılamadı. Olayın ardından Özden İnam ise jandarma tarafından yakalanarak gözaltına alındı. Selma İnam'ın, daha önce de eşinden boşanmaya karar verdiği, ancak ikinci çocuklarının dünyaya gelmesiyle vazgeçtiği öğrenildi.

Karaman Belediye Başkanı Mustafa Kalaycı, Özden İnam’ın, 2 gün önce evde eşine zorla ilaç içererek intihara zorladığı konusunda iddialar olduğunu söyledi. Kalaycı, "Kadın hastanede tedavi olduktan sonra babasının evine gitmiş. Dün hastaneden çıkmış. Kocası bu sabah eve gelmiş. ‘Çok pişmanım, özür diliyorum’ demiş. Akşam üzeri de tekrar eve geliyor. Arabanın yanına çağırıyor eşini. Orada bıçaklıyor. Sonra kaçmış. Jandarma kısa sürede yakalamış" dedi. Cinayetle ilgili soruşturma çok yönlü olarak sürdürülüyor.



Gürkay GÜNDOĞAN / ZONGULDAK (DHA)

19 Eki 2015

Sırp taraftar cinayetinde karar!


Galatasaray - Kızılyıldız basketbol maçı öncesinde Sırp taraftar Marko İrkoviç'in öldürülmesi davasında karar açıklandı. 1 kişi 25 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 6 şüpheli beraat etti.

Galatasaray Liv Hospital ile Kızılyıldız basketbol takımları arasında arasında 21 Kasım 2014'te oynanan THY Avrupa Ligi maçı öncesi çıkan olayda Sırp taraftar Marko Ivkoviç bıçaklanarak öldürülmüştü.

22 Eyl 2015

Sevişirken başkasının adını söyleyince!


ABD'nin Florida eyaletinde yaşanan dehşet verici olayda, Fidel Lopez adındaki adam sevgilisiyle seks yaparken kadının başka bir adamın ismini söylemesi sonrası alkollüyken sinir krizi geçirdi.

Polis, adamın geçirdiği sinir krizi sırasında kayar cam kapıyı kırdığını, duvara attığı yumruklarla delikler açtığını ve dolap kapağını koparıp attığını itiraf ettiğini söyledi.

Sinir krizi geçiren adam evi parçaladıktan sonra yerde bilinçsizce yatan 31 yaşındaki Maria Nemeth'e döndü. Çeşitli objelerle kadını sakatlamaya çalışan adam daha sonra elleriyle kadının bağırsaklarını çıkardı. Gece 3 buçukta polis arayan adam, cesedi banyoya taşıdığını ve hayata döndürmek için yüzüne su serptiğini söyledi. Olay yerine gelen sağlık görevlileri Lopez'i kadının bir kan havuzu içinde yatan çıplak cesedi üzerinde ağlarken buldular. Polisin yaptığı sorgulamada, Lopez, Nemeth ile birlikte tekila içtiklerini ve seks yapmaya başladıklarını anlattı. Lopez polise, Nemeth'in kendisinin içine bir bira şişesi sokmasını istediğini, daha sonra banyoya kusmaya gittiğini ve nefes alamadığını bunun üzerine kendisinin polisi aradığını söyledi.

Daha sonra ifadesini değiştiren Lopez, seks sırasında Nemeth eski kocasının ismini söyleyince sinirlendiğini, kadını saldırdığını, kadının cinsel organına yabancı objeler soktuğunu ve korkunç cinayeti gerçekleştirdiğini itiraf etti. Cinayetten tutuklanan Lopez, hapse atıldı.

14 Eyl 2015

Öldürüp uyuşturucu çukuruna gömmüş!

Elazığ'ın Beyhan Beldesi eski belediye başkanı Hasan Ataş'ın katili Mustafa Bayram'ı öldürmekten yargılanan Şerefettin Ataşoğlu, cinayetin kan davasıyla ilgisi olmadığını belirterek ''Mustafa bana 'Sana etek giydiririm' diye küfredince öldürüp uyuşturucu çukuruna gömdüm'' dedi.
Elazığ’ın Palu ilçesine bağlı Beyhan Beldesi eski belediye başkanı Hasan Ataş, 9 Ağustos 2013’te 19 yaşındaki Mustafa Bayram tarafından bıçaklandı. Ağır yaralanan Ataş tedaviye alınırken, Bayram ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest kaldı.
(Mustafa Bayram) 
Bir süre sonra Ataş’ın yaşamını yitirmesi üzerine Mustafa Bayram hakkında tutuklama kararı çıktı. Bunu öğrenen Bayram önce Adana’ya, ardından İstanbul’a kaçtı. Ölen Ataş’ın yerine 2014 seçimlerinde yeğeni Hüseyin Ataş belediye başkanı seçildi.

CESEDİ ÇUKURA GÖMDÜ 
Öldürülen Hasan Ataş’ın Antalya’daki akrabası Şerefettin Ataşoğlu, İstanbul’a kaçan Mustafa Bayram’ı bulup, kendisine arkadaşının oğlu Ramazan Ataş adına düzenlenen sahte kimlik temin edip Antalya’ya getirdi. Antalya’da iki inşaat amelesine toprak analizi yaptıracağını söyleyerek Korkuteli yolu kenarındaki ormanlık alanda çukur açtıran Ataşoğlu, iddiaya göre Mustafa Bayram’ı geçen yıl 23 Kasım’da buraya götürüp aracın içinde tabancayla öldürdükten sonra gömdü. Düzlerçamı’na pikniğe gelenlerin yeni açılan bir çukurun çevresinde kan izi görmesi üzerine polisin yaptığı kazıda, Ramazan Ataş adına düzenlenmiş sahte kimlikle cesedi bulunan kişinin Mustafa Bayram olduğu anlaşıldı.

GPRS kayıtları, MOBESE görüntüleri, telefon kayıtlarının incelenmesinin ardından, Şerefettin Ataşoğlu ile Mustafa Bayram’ın cesedinin üzerinde sahte kimliği bulunan Ramazan Ataş tutuklandı. Olayla ilgili öldürülen belediye başkanının yeğenleri Fahrettin A. İrfan A., Nazmi A. ile Beyhan Beldesi’nin şimdiki belediye başkanı Hüseyin Ataş hakkında cinayeti azmettirmek suçundan dava açıldı.

ETEK GİYDİRİRİM, CADDEDE OYNATIRIM' DİYEREK...
Antalya 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ilk duruşmasında, susma hakkını kullanıp cinayeti kendisinin işlemediğini iddia eden Şerefettin Ataşoğlu, ikinci duruşmada cinayeti itiraf etti. Cinayeti kan davası nedeniyle değil, Mustafa Bayram kendisine küfrettiği için işlediğini iddia eden Ataşoğlu, şunları söyledi: "Öldürülen belediye başkanı Hasan Ataş ile aram bozuktu. Bu nedenle cenazesine de gitmedim. Hasan Ataş’ı öldüren Mustafa Bayram’la Antalya’da karşılaştım. Bana, Diyarbakır’dan uyuşturucu temin edip Antalya’da sattığını söyledi, birlikte uyuşturucu ticareti yapmayı önerdi. Ben de kabul ettim. Diyarbakır’dan getirilecek uyuşturucuları saklamak için Mustafa ile birlikte Düzlerçamı’ndaki Güver Uçurumu kenarında üç ayrı çukur kazdırdık. Ormanlık alanda, uyuşturucuyu getireceği söylenen Şehmus yüzünden Mustafa ile aramızda tartışma çıktı. Bana ana avrat küfür etti. ’Seni top yaparım. Etek giydiririm. Caddede oynatırım’ diyerek tehdit etti. Aracın torpido gözünden sustalı bıçağı çıkarıp bana savurdu. Ben geriye çekilip bıçağın bana isabet etmesinden kurtuldum. Mustafa’nın silahı da aracın koltuğu altındaydı. Silahı alıp kafasına bir el ateş edip uyuşturucu saklamak için kazdığımız çukura gömdüm." Cinayete yardım etmekten tutuklu Ramazan Ataş ise olayla hiçbir ilgisi olmadığını savunarak tahliyesini istedi. Cinayeti azmettirmekle suçlanan Fahrettin A., Hüseyin Ataş, Nazmi A. ile İrfan A.’nın avukatları da müvekkillerine konulan adli kontrol kararının kaldırılmasını talep etti. Tutuklu sanıkların tahliye ve tutuksuz sanıkların adli kontrollerin kaldırılması talebini reddeden mahkeme, duruşmayı erteledi.




Kaynak:DHA

3 Eyl 2015

Cinayetle ilgili şoke eden ifadeler!

Diyarbakır'da, AK Parti eski Gençlik Kolları İl Başkanı Yunus Koca'yı, kendisine ait eczanenin önünde tabancayla kurşun yağmuruna tutarak öldürdükleri iddiasıyla gözaltına alınan 2 şüpheliden Bilgin Bölükbaş'ın, ifadesinde, "Cinayeti işlemeden önce aracının camını tıklatıp, 'Yunus ağabey kusura bakma seni vurmak zorundayım' dedim" dediği öğrenildi.
Cinayeti azmettirdiği iddia edilen Mustafa Akçil'in ise "İstanbul'da M.S.F. isimli emlakçı ile tanıştım. Bana Yunus Koca'nın yakın arkadaşının kızını iğfal ettiğini ve aynı zamanda Pkk'ya tıbbi yardımda bulunduğunu söyledi. Bu işi yapıp yapmayacağımı sordu. Ondan alacağım para ile ideallerimi gerçekleştirecektim" dediği kaydedildi. Diyarbakır'da geçen pazartesi günü AK Parti Gençlik Kolları eski Başkanı Yunus Koca'yı tabancayla vurarak öldürdükleri iddiasıyla 19 yaşındaki Bilgin Bölükbaş ve 46 yaşındaki Mustafa Akçil şehirlerarası otobüsle İstanbul'a gitmek isterlerken Kayseri'de yakalandı. Yakalandıktan sonra Diyarbakır'a getirilen iki şüpheli, Asayiş Şube Müdürlüğü'nde sorguya alındı. Şüphelilerin sorgusu Cumhuriyet Savcısı tarafından yapılırken, olayla ilgili soruşturma devam ediyor.

Şüpheliler Trabzon ve Tekirdağ doğumlu 
Yetkililer, cinayeti azmettiren ve Cavit Sivri sahte kimliğini kullanan Tekirdağ'ın Malkara İlçesi nüfusuna kayıtlı Mustafa Akçil'in olaydan 18 gün önce İstanbul'dan Diyarbakır'a gelerek keşif yaptığını belirtti. Yunus Koca cinayetinde 2 gözaltı Yunus Koca cinayetinde 2 gözaltı Cinayeti işleyen Bilgin Bölükbaş'ın Trabzon'un Çaykara İlçesi'nde doğduğunu, ancak nüfus kaydının Hatay'ın Kırıkhan İlçesi'nde olduğu kaydedildi. Bu arada gözaltına alınan Bölükbaş'ın ilk görüşmede olayla ilgili çarpıcı bir bilgi verdiği öğrenildi. Edinilen bilgiye göre Bilgin Bölükbaş cinayeti işlemeden önce Yunus Koca'nın aracının camını parmağıyla tıklattı.

KUSURA BAKMA SENİ VURMAK ZORUNDAYIM
Koca'nın bakması üzerine Bölükbaş'ın "Yunus ağabey, kusura bakma seni vurmak zorundayım" dediği ve silahını ateşlediği kaydedildi. 'Tasarlayarak kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis istemiyle haklarında soruşturma yürütülen iki şüphelinin, bugün adliyeye sevk edilmesi bekleniyor.

Bu para ile ideallerimi gerçekleştirecektim
Cinayeti azmettirdiği iddiasıyla gözaltına alınan Mustafa Akçil emniyette savcıya verdiği ifadesinde, İstanbul'da bir otobüs firmasında kaptan olarak çalıştığını belirterek, "2014 yılında M.S.F. isimli bir emlakçı ile tanıştım. Bana Yunus Koca'nın yakın bir arkadaşının kızını iğfal ettiğini ve aynı zamanda PKK'ya tıbbi yardımda bulunduğunu söyledi. Sık sık görüşmeye başladık. 2-3 ay sonra bana bu işi yapıp yapmayacağımı sordu. Maddi sıkıntılarım olduğunu biliyordu. Bana Yunus'un fotoğrafını gösterdi. Bu işten alacağım paranın yarısı, yani 50 bin lira bana yetiyordu. Bu para ile ideallerimi gerçekleştirecektim. Bana en baştan 100 bin lira vereceğini söylemişti. Ofisine gittiğimde bana tabanca ve 2 bin lira masraf verdi. Otogarda Cavit Sivri adına bilet aldım ve Diyarbakır'a geçtim" dedi.

MİT'ten geldiğimi söyledim 
Diyarbakır'a geldikten sonra Yunus Koca'nın eczanesinin yerini öğrendiğini ve gözetlediğini belirten Akçil, "Eczaneye giderek Yunus ile görüşmek istediğimi söyledim. Yunus'un olmadığını ve birazdan geleceğini söylediler. MİT'ten geldiğimi söyleyince beni oturmak için buyur ettiler. Sonra geleceğimi söyleyip ayrıldım. Her gün eczaneyi ve Yunus'un evini gözetliyordum. Eczaneye gitmek istiyor bir türlü gidemiyordum. Sonra otele giderek neden gördüğüm halde Yunus'u vuramadığımı düşündüm. Diyarbakır'da telefonum sürekli kapalıydı. Bu şekilde hergün eczane önüne gidip gözetledim" dedi.

Sanki biri beni engelliyordu
Eczaneyi gözetlemeye giderken yakında bulunan türbede Kuran okuyan kadınlara para verdiğini belirten Akçil, "Türbenin etkisinden olup olmadığını bilmiyorum ama ben yerimden kıpırdayamadım. Bir türlü eczaneye gidemedim. Poşetteki silaha mermi sürdüm. Ama bir türlü kalkamadım. Sanki biri beni engelliyordu. Otelin yanında kabirler olunca oteli değiştirmeyi düşündüm ama vazgeçtim. Silah, mermi, her şey hazır olmasına rağmen elim kolum bağlandı. Defalarca kendisini vurabilecekken vicdanen yapamadım. Öğleden sonra tekrar eczaneye gittim. Yunus'u sorduğumda yine olmadığını söylediler. Kendimi sorguladım ve İstanbul'a dönmeye karar verdim"diye konuştu.

Diyarbakır şu an bu iş için çok elverişli
İstanbul'a gittikten sonra otogarda Bilgin Bölükbaş ile karşılaştıklarını söyleyen Akçil, "Kendisine olayı anlatmadan bir iş olduğunu söyledim ve 'Adam öldürebilir misin?' dedim. O'da bana 'Ben seninle her işi yaparım' dedi. Sonra M.S.F.'nin Fındakzade'de bulunan ofisine gittim. M.S.F. bana meselenin kendi meselesi olmadığını, bir dostunun meselesi olduğunu söyledi. M.S.F. kendisine iade ettiğim silahı ve 3 bin lira para verdi. Diyarbakır'ın şu an bu iş için çok elverişli olduğunu söyledi. Bilgin bu sürede beni çok kez arıyordu. 25 Ağustos günü Bilgin ile birlikte otobüse binip Diyarbakır'a gittik. Yolda Bilgin'e olayın tamamını anlattım. Bilgin ne kadar para alacağımızı sorunca 100 bin lira olduğunu söyledim" dedi.

Ağabey vurdum
Bilgin Bölükbaş'ın bir an önce işi bitirip gitmek istediğini belirten Akçil, "Bilgin'e eczaneyi gösterdim, silah onda duruyordu. Ben Mersin'e gideceğimi söyleyerek otobüse binip İstanbul'a gittim. İstanbul'da M.S.F.'nin ofisine gidip 2 bin lira daha aldım ve Diyarbakır'a döndüm. Bilgin'e 'Bu iş senin yiyeceğin nane değil' dedim. O da 'Ağabey sana söz veriyorum bu akşam bu işi bitireceğim' dedi. Otelde Bilgin'e cesaret hapı diye bir aspirin verdim. Yunus'u öldürdükten sonra ne yapacağını sordu. Ben de otogara gelmesini söyledim. Öğleden sonra beni arayarak heyecanlı bir şekilde 'Ağabey vurdum' dedi. Ben 'Ciddi misin' diye sorunca yemin ederek vurduğunu söyledi. Sonra otelden çıkıp otogara gittim. Bilgin gelince kan ter içindeydi. O'na temiz gömlek giydirdim. Yunus'u nasıl vurduğunu sordum. Eczaneye ilaç alma bahanesi ile girdiğini, Yunus'un bu sırada eczaneden çıktığını, Yunus aracına binince yanına gidip camı tıklattığını, bu sırada açık olan camdan ateş ettiğini söyledi. Otobüste ikimiz de uyuyakalmıştık. Biri bizi dürterek uyandırdı. Bilgin'in üzerini arayıp silahı buldular. Pişmanım, namus meselesi olarak biliyordum. M.S.F. beni kandırdı" diye konuştu.

Kafasına 3, kalbine 1, cinsel organına 1 el sıkacaksın
Cinayeti işleyen Bilgin Bölükbaş ise öldürdüğü Yunus Koca'yı tanımadığını belirterek, "Esenler Otogarı'nda muavinlik yapıyorum. Cavit Sivri'yi de otogardan tanıyorum. En son kendisini otogarda gördüğümde Yunus isimli bir kişiyi namus yüzünden vuracağını söyledi. Yunus'un bir kıza tecavüz ettiğini ve onu araştırmak için Diyarbakır'a gittiğini söyledi. Bir gün sonra otogarda Cavit ile görüştüğümüzde Diyarbakır'da bir adam kaldıracağını, bu şahsın bir arkadaşının kızına tecavüz ettiğini, namus meselesi olduğunu söyledi. Ben de namus meselesi olduğundan Diyarbakır'a gitmeyi kabul ettim. Gittiğimizde bana Yunus'un ev ve işyerini gösterdi. Buralarda keşif yaptık. Yunus gelince evinin önünde elimi belime götürdüm ama silah çekemedim. Çünkü cesaret edemedim, panikledim. Akşam Cavit işi bitirmemi söyledi. Beni her gönderdiğinde 'Kafasına 3, kalbine 1, cinsel organına 1 el sıkacaksın. Geriye kalan kurşunu arkadan saldıran olursa sıkarsın' diye telkinde bulunuyordu" dedi.

İnternetten nöbetçi eczaneleri araştırmış
28 Ağustos günü internetten nöbetçi eczaneleri araştırdığını ve Koca Eczanesi'nin nöbetçi olduğunu tespit ettiğini belirten Bölükbaş, şunları anlattı: "Gece eczane çevresine gidip 02.00 sıralarına kadar bekledik. Vurma fırsatımız olmayınca otele döndük. Sabah 05.00'da Cavit beni tekrar eczaneye gönderdi. Bu sırada Yunus yalnız başına eczaneden çıktı ama yine vuramadım. Cavit Mersin'e gideceğini söyleyerek ayrıldı. Cavit geldiğinde bana bir sürprizi olduğunu ve hediye aldığını söyledi. İki tane bira alıp otele gittiğimde bana peçete içinde 10 adet cesaret verici hap gösterdi. Olay günü bana cesaret hapı içirdi. Daha sonra eczaneye girerek şahsı görmek için ağrı kesici hap aldım. O sırada Yunus dışarı çıktı. Arabanın yanına yaklaşınca 3 el ateş ettim. Yere yığıldıktan sonra 1 el daha ateş ettim. Kaçarken şapkamı attım ve Cavit'i arayarak işi bitirdiğimi söyledim. Otobüse binip yola çıktık. Kayseri'de dinlenme tesisinde durduk. Cavit'e silahın tutukluk yaptığını söyledim. O'da suikast silahının hiç bir zaman tutukluk yapmayacağını söyleyerek havaya bir kez ateş etti. Tekrar yola çıktık ve Kayseri yakınlarında polis otobüsü durdurarak bizi yakaladı. Cavit ile İstanbul'da bir ev kiralayıp birlikte soygun yapacaktık. Yunus Koca'yı ben öldürdüm. Cavit tarafından bilinçsizce kullanıldım, kandırıldım, pişmanım."



Kaynak:DHA

7 May 2015

Deniz Değer cinayetinin şüphelisi tespit edildi



Beyoğlu'nda evinde boğularak öldürülmüş halde bulunan şarkıcı Değer Deniz cinayetiyle ilgili polis, şüpheli olarak bir kişiyi tespit etti.Haberin devamı için

27 Nis 2015

NSU cinayetleri örgütün logosuna göre mi işlendi?



Almanya'da 2000-2007 yılları arasında 8'i Türk 9 göçmen kökenli kişiyi katleden NSU çetesi tarafından işlenen cinayetlerin belirli bir plana göre işlendiği iddia edildi Haberin Devamı için













Kaynak:Posta