17 Mar 2016
Ortak noktaları belli oldu!
Ankara Kızılay'da 35 vatandaşımızın ölümüne neden olan PKK'lı teröristler Seher Çağla Demir, Özgür Ünal ve Vahit Kılıç'ın yıllar önce Marmara Ereğlisi'nde tanıştıkları ortaya çıktı. Ünsal'ın kamuflaj olabileceği iddiası ise savcılık kaynakları tarafından yalanlandı.
Karar'ın haberine göre; Ankara katliamındaki 3 terörist Seher Çağla Demir, Özgür Ünsal ve Vahit Kılıç'ın uzun süre önce Tekirdağ'a bağlı Marmara Ereğlisi'nde tanıştıkları ve ailecek ilişkileri olduğu anlaşıldı. Urfa'dan aracı satın alan İ.S adlı üçüncü terörist olduğu iddiası basına yansımıştı.
İ.S ASLINDA VAHİT KILIÇ
Ancak bu bilgi savcılık kaynakları tarafından yalanlandı. İ.S. diye birinin olmadığı, daha önce aracın yanında benzin istasyonunda çekilen fotoğrafı basına yansıyan fotoğrafın ise Vahit Kılıç'a ait olduğu düşünülüyor.
Bombalı aracı satın alan kişinin de Vahit Kılıç olduğu öğrenildi.
Özgür Ünsal'ın kamuflaj olmadığı, Seher Çağla Demir'in terörist olduğunu bildiği kaydedildi.
14 Mar 2016
CHP'li eski ilçe başkanı Mehmet Yurtsever de terör kurbanı!
Ankara Kızılay'daki terör saldırısında hayatını kaybedenler arasında CHP Keçiören eski İlçe Başkanı Mehmet Yurtsever de vardı. Yurtsever'in yeğeni de geçen yıl aralık ayında Bitlis'te şehit olmuştu.
Patlamanın olduğu gün, CHP Altındağ İlçe Başkanlığı’nın Ulucanlar’da düzenlediği Danışma Kurulu Toplantısı’na katılan Yurtsever, toplantının çıkışında bir arkadaşıyla birlikte yürüyerek Sakarya Caddesi’ne geldi.
Burada bir mekanda arkadaşıyla oturup bir süre sohbet eden Yurtsever, ardından Çetin Emeç Bulvarı’nda bulunan evine gitmek için Güvenpark yanındaki otobüs duraklarına gitti.
Hürriyet'ten Mesut Yılmaz'ın haberine göre Yurtsever, otobüs beklerken hain saldırının kurbanı oldu. İki dönem Ankara Büyükşehir Belediye Meclis üyeliği yapan Mehmet Yurtsever, CHP eski Keçiören Belediye Başkanı Hamza Kırmızı döneminde de Başkan Yardımcılığı görevinde bulunmuştu.
Yurtsever, 2007 genel seçimlerinde de CHP’den Ankara Milletvekili adayı olmuştu. Mehmet Yurtsever için bugün CHP Keçiören İlçe Başkanlığı’nda bir tören düzenleneceği, törenin ardından cenazesinin ikindi namazında Karşıyaka Mezarlığı’nda defnedileceği öğrenildi.
YEĞENİ DE BİTLİS'TE ŞEHİT OLMUŞTU
Doğan Haber Ajansı Antalya muhabiri Emre Baylan'ın aktardığına göre ise, Yurtsever'in kız kardeşinin oğlu 25 yaşındaki Uzman Çavuş Eren Kılıç da geçtiğimiz Aralık ayında Bitlis'te şehit olmuştu.
Kılıç, Bitlis- Hizan karayolu üzerinde bulunan Çeltikli Karakolu yakınlarındaki Sehi Ormanları’nda askerlerin arama, tarama çalışmaları sırasında PKK’lı teröristlerin araziye yerleştirdiği el yapımı patlayıcının uzaktan kumandayla patlatması sonucu şehit düşmüştü.
Ankara bombacısının kimliğiyle ilgili flaş iddia!
Ankara'da 37 kişinin ölümü 125 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan saldırıyı gerçekleştiren kişinin ilk bulgulara göre, Balıkesir Üniversitesi öğrencisi Seher Çağla Demir olduğu iddia edildi.
Sözcü’den Asuman Aranca’nın haberine göre, olay yeri inceleme ekiplerinin yaptığı araştırmalar sonucu hurdaya dönen BMV marka bomba yüklü araçtan elde edilen ceset parçaları ve parmak izinden, Seher Çağla Demir’in kimliğine ulaşıldı.
Emniyet yetkililerinin olaya el koyan Ankara Cumhuriyet Savcılığına ilettiği ilk bulgulara göre, bomba yüklü aracı kullanan ve olay yerinde ölen saldırganın, ”büyük bir ihtimalle” Balıkesir Üniversitesi öğrencisi Seher Çağla Demir olduğu ortaya çıktı.
Olay yerinde yapılan incelemede Demir’in ismine ulaşılırken bir Emniyet yetkilisi ”Ön bulgular, saldırganın kimliğinin Seher Çağla Demir olduğunu gösteriyor. Bu bilgi kesine yakın, ancak inceleme devam ediyor” dedi.
KAYIP BAŞVURUSU YAPILMIŞ!
Radikal'den İsmail Saymaz'ın haberine göre; Ankara'daki bombalı saldırının faili olduğu öne sürülen üniversite öğrencisi Demir'in 2013'ten beri "kayıp" olduğu ortaya çıktı. Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandığı davanın iddianamesinde Demir hakkında "kırsala gitti ve PKK'ya katıldığı" şeklinde not düşüldüğü anlaşıldı. Ayrıca ailesinin de Demir. hakkında kayıp başvurusu yaptığı öğrenildi.
Balıkesir Üniversitesi'nde okuyan Demir ve dört kadına 2013 yılında Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde "terör örgütü üyeliği ve propagandası" suçundan dava açıldı. Dosyaya bakan bir avukatın verdiği bilgiye göre Demir, davanın açılmadan hemen önce kayıplara karıştı. Demir'in ailesi de kızları hakkında "kayıp" başvurusunda bulundu.
Demir'in yakalanamadığı için yargılandığı dava da karara bağlanmadı. Avukat, "Demir bugüne kadar hiç tutuklanmadı ve ifade vermedi. Kendisi firari sanık. Diğer sanıklarla da bir ilgisi yok" dedi.
23 Şub 2016
Ankara bombacısının ağabeyi de gözaltına alındı!
Ankara bombacsı Abdülbaki Sömer'in Van'daki taziye çadırına polis operasyon düzenledi ve 8 kişi gözaltına alındı...
Ankara ' da 29 kişinin yaşamını yitirdiği bombalı saldırının faili terörist Abdulbaki Sömer için Van'da taziye sürerken polis taziye ziyaretinde bulunanlara operasyon yaptı.
Operasyonda aralarında bombacı Sömer' in ağabeyi Nuri Sömer' in de bulunduğu 8 kişi gözaltına alındı.
Abdülbaki Sömer'in ağabeyi Nuri Sömer
12 Oca 2016
Demirtaş'tan 'Sultanahmet' açıklaması: Peşini bırakmayacağız!
HDP lideri Selahattin Demirtaş: Sultanahmet'teki katliamı kınıyoruz. Karanlıkta kalmaması için, sorumluların ortaya çıkması için peşini bırakmayacağız.
HDP Eşgenel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisini Meclislis grup toplantısında konuştu. Demirtaş’ın konuşması özetle şöyle:
“Sultanahmet'teki vahşi katliamda yaşamını yitirenlere rahmet, ailelerine sabır diliyoruz. Yaralılara acil şifa diliyoruz. Sultanahmet'teki katliamı kınıyoruz. Karanlıkta kalmaması için, sorumluların ortaya çıkması için peşini bırakmayacağız. Ülkeyi kasıp kavuran bu gündemde Meclis gündemine bakıyorum, sanki Norveç parlamentosu. Meclis'in gündemi bambaşka.”
Etiketler:
ankara bombacısı,
canlı bomba,
gündem,
intihar bombacısı,
istanbul,
işid,
pkk,
sondakika,
sultanahmet meydanı,
sultanahmet patlama,
sultanahmet sondakika,
terör eylemi,
teröristler,
türkiye
10 Oca 2016
İşte Ankara'yı kana bulayan ikinci canlı bomba!
Ankara'da 10 Ekim 2015 tarihinde yapılmak istenen Barış ve Emek Mitingi'ne yönelik düzenlenen ve 102 kişinin hayatını kaybettiği katliamdaki ikinci canlı bombanın Suriye uyruklu E.U. olduğu belirle
Ankara'da 10 Ekim 2015 günü düzenlenecek barış mitingini kana bulayan katliamı gerçekleştiren iki canlı bombanın aynı karede yer aldığı fotoğraf, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma dosyasına girdi. Saldırıyı düzenleyenlerden birinin Yunus Emre Alagöz olduğu açıklanmıştı.
Savcılık ve güvenlik kaynaklarından alınan bilgilere göre, soruşturma kapsamında, canlı bombaların eylem öncesinde kaldıkları hücre evinden çıkarken görüntüler tespit edildi. Hücre evi çerçevesindeki güvenlik kameraları görüntülerinin detaylı incelenmesinde, canlı bombaların eylem öncesine ait görüntülerine ulaşıldı.
Hürriyet gazetesinden Mesut Hasan Benli'nin haberine göre yetkililer görüntülerden hareketle ikinci canlı bombanın kimliğini tespit etmeye çalıştı. Bu kapsamda Interpol ile temas kuruldu. Çalışmalar sonucunda katliamı yapan ikinci canlı bombanın Suriye Uyruklu E.U. olabileceği değerlendirildi.
DNA ÖRNEĞİ VERMEDİ
İsmin belirlenmesinden sonra E.U.’nun ailesini araştıran yetkililer, canlı bombanın güvenlik gerekçesiyle adı açıklanmayan ancak bir Arap ülkesinde yaşadığı tespit edilen kardeşine ulaştı. Güvenlik birimleri, kesin kimlik tespiti için canlı bombanın kardeşi olduğu ileri sürülen kişiden, DNA örneği almak istedi. Ancak söz konusu kişinin Türk güvenlik birimlerine bu konuda yardımcı olmadığı bildirildi.
DİJİTAL KAYITLARDA VAR
IŞİD’in 'Gaziantep emiri' olduğu ileri sürülen Yunus Durmaz’ın kaldığı hücre evinde, bilgisayarı ele geçirilmişti. Bilgisayar üzerinde yapılan incelemede, E.U.’nun isminin yazışmalarda geçtiği belirtildi. Teröristlerden Yunus Emre Alagöz’ün kardeşi Şeyh Abdurrahman Alagöz de Şanlıurfa Suruç’ta 31 kişinin ölümüne yol açan saldırıyı düzenlemişti.
23 Eki 2015
Gökçek: Suruç ve Ankara katliamlarını PKK yaptı!
Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Melih Gökçek, Suruç, Diyarbakır ve Ankara'daki katliamları terör örgütü PKK'nın gerçekleştirdiğini, bunu bu akşam belgeleriyle ispat edeceğini öne sürdü.
Twitter hesabından açıklamalar yapan Başkan Gökçek, “Lütfen herkes tanıdığına haber versin. Son günlerde PKK’nın sırf oy için kendi insanına nasıl kıydığını belgelerle inşallah ispat edeceğim. Belgeleri gördüğünüzde şok olacaksınız. Suruç, Diyarbakır ve Ankara katliamları ve diğer tezgahlar. Hepsi ama hepsi belgeli. HDP’nin ve muhalefetin algı yönetimi bu akşam Allah’ın izniyle bitecek. Katliamların sorumlusu ve tezgahlayıcısı PKK. Sağ duyulu kardeşlerimden ricam, lütfen etrafınızdaki sizin gibi düşünen veya düşünmeyen herkesi ekran başına davet edin. Saat 22.00’de A Haber’de buluşmak ümidiyle” ifadelerini kullandı.
Posta.comtr
18 Eki 2015
HDP'li Yüksekdağ: Katliam tweetlerinin atıldığı hesaplar MİT'in!
HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Ankara'daki bombalı saldırıların öncesinde patlama olacağına dair paylaşımların yapıldığı twitter hesaplarının MİT tarafından kullanıldığını ve yönlendirildiğini öne sürdü.
Seçim çalışmaları için Gaziantep’e gelen HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, partisinin Gaziantep milletvekili adayları ile birlikte basın toplantısı düzenledi. 7 Haziran seçimlerinin ardından savaş ve gerilim siyaseti izlendiğini ileri süren Yüksekdağ, "7 Haziran seçimlerinden sonra başlayan gerilim, çatışma, kutuplaştırma, ayrıştırma dili ve siyaseti, yine tırmanan askeri ve siyasi operasyonlar bunların her birisi Türkiye’yi adeta bir çatışma gerilim zeminine dönüştürdü. Böyle bir zemin içerisinde Ankara katliamı gerçekleştirilmiştir" dedi.
Ankara katliamının sorumlularını açığa çıkarmak için hükümetin tutumunun yetersiz olduğunu söyleyen Figen Yüksekdağ, "Ankara katliamını gerçekleştiren güçlerin kim olduğu bizim bakımımızdan çok açıktır. Siyasi sorumluları da tetikçileri ve bombanın pimini çekenler de çok nettir. IŞİD ve canileri tarafından gerçekleştirilen bu kanlı katliamın siyasi sorumluları AKP ve saray iktidarıdır. Bizim açımızdan bu gerçek net ve güçlü bir noktaya, aşamaya gelmiştir. Katliamın üzerinden bir hafta geçmiş olmasına rağmen hala siyasi iktidar kendisinin dışında yapılan araştırmalar sonucu ortaya çıkan verilerin çeyreği kadar çaba sergilememiştir" diye konuştu.
"TWİTTER HESAPLARINI MİT KULLANIYOR"
Ankara’da meydana gelen bombalı saldırılar öncesinde sosyal medyada bombanın patlayacağına dair yapılan paylaşımları da hatırlatan HDP’li Yüksekdağ, söz konusu twitter hesaplarının MİT’e ait olduğunu öne sürerek şöyle dedi:
"HDP üyelerini bu katliamda bilgisi olan sorumluluğu olan insanlar gibi yansıtmaya çalıştılar, sahte sosyal medya hesapları üzerinden. Son yapılan araştırmalar gösterdi ki; o hesaplar MİT hesapları. MİT tarafından kullanılan ve yönlendirilen twitter hesabı. Urfa’da HDP’li bir arkadaşımız o sahte hesabın sahibi olduğunu söylemesi için işkenceye uğradı. İşkence yapıldı. Kafasına silah dayanarak ’ben kontrgerilla şefiyim’ diyen kişinin işkencesi altında MİT’in hesabının kendisine ait olmasını itiraf etmesi için işkenceye uğradı. Yalanın bin türlüsü, suçun üzerini örtme manevrasının bin türlüsüyle karşı karşıya kaldık. Ama başaramadılar. Katliamdaki sorumluluğun üzerini örtemediler, örtemeyecekler."
"1 KASIM’DA REFERANDUM YAPILACAK"
1 Kasımda yapılacak seçimin, diktatörlük ile demokrasi arasında bir referandum gibi gördüklerini anlatan Figen Yüksekdağ, "1 Kasım referandumdur. 1 Kasım’da Türkiye halkı bir şeye karar verecek; diktatörlük mü demokrasi mi? Bu ikisinden birisini seçecek. 1 Kasım’da bütün hesabı bozarsak bu savaş, gerilim, çatışma ve katliam, ölüm siyaseti son bulabilir. Yok eğer şer siyaseti kazanırsa emin olun Türkiye toplumuna büyük şerri, belayı, büyük savaş ve kaosu dayatacaklar" dedi.
DHA-Gaziantep - Hasan KIRMIZITAŞ-Metin Faruk TAMER
14 Eki 2015
Bombacının babası: 'Oğlumu cezaevine atın' demiştim ama sonuç alamadım!
Ankara katliamındaki ikinci bombacı olduğu öne sürülen Ömer Deniz Dündar'ın babası, oğlunu kurtarmak için daha önce defalarca Emniyet'e gittiğini, hatta 'Bunu alın cezaevine atın' dediğini ancak sonuç alamadığını söyledi. CHP lideri Kılıçdaroğlu da dünkü açıklamalarında, Diyarbakır bombacısının annesinin de defalarca polise gitmesine rağmen çocuğunu kurtaramadığını anlatmıştı.
Ankara katliamını Yunus Emre Alagöz’le birlikte yaptığı öne sürülen Ömer Deniz Dündar’ın 2013 yılında Suriye’ye gittiği, 2014 yılında Türkiye’ye geldiği, Türkiye’de 8 ay kaldıktan sonra tekrar Suriye’ye gittiği ortaya çıktı. Radikal’e konuşan baba M.D., ‘Benim oğlum böyle bir şey yapamaz’ dedi.
Ömer Deniz Dündar’ın babası M.D.'nin açıklamaları şöyle, "Benim oğlum böyle bir şey yapamaz. Oğlumu Suriye’den geri getirmek için defalarca emniyete gittim. Oğlum 2014 yılında Adıyaman’a geldi. 8 ay yanımda kaldı. Ben oğlumu Emniyet'e şikayet ettim. Emniyet'e, ‘Bunu alın cezaevine atın’ dedim. İfadesi alındıktan sonra oğlum serbest bırakıldı. 8 ay sonra Suriye’ye gitti. Ömer Deniz evliydi. Ömer Deniz’in bir çocuğu vardı. Ömer Deniz’le sekiz aydır hiç konuşmuyorduk. Şimdi ben ne yapacağım? Oğlumun böyle bir saldırı yaptığına dair emniyetten bana bir bilgi verilmedi’ dedi. (İDRİS EMEN / RADİKAL)
KILIÇDAROĞLU DA DÜN AKŞAM BENZER BİR OLAY ANLATTI
Bu arada Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da dün akşam CNNTürk-Kanal D ortak yayınında Hande Fırat'ın sorularını yanıtlarken benzer bir konuya değinmiş ve oğlunu IŞİD'in elinden kurtarmaya çalışan bir annenin çabalarının boşa çıktığını anlatmıştı:
Kılıçdaroğlu, röportajın o bölümünde şu ifadeleri kullanmıştı:
"Ben Ortadoğu bataklığını ilk telaffuz ettiğimde tepki gösterdiler. Şu an Türkiye o bataklıkta. Türkiye’de uyuyan hücreler var. Davutoğlu, kendisi bana söyledi. Uyuyan hücrelerin, bizim IŞİD’li diye gördüğümüz tipler değil; takım elbiseli, kravatlı, tıraşlı insanlar olduğunu söyledi. Ve zamanlama ile talimat neticesinde eylem yapmaya hazırlar dedi. Bunların hepsi biliniyor. IŞİD’in yuvalandığı yerler belli. Diyarbakır bombacısının annesi defalarca polise gittiğini, oğlunun IŞİD militanı olduğunu bildirdiğini söyledi. Defalarca söylemiş ama hiçbir şey yapılmadı. Ta ki Diyarbakır’da bomba patlatana kadar. Bu işlerin sorumlusu ülkeyi yönetenlerdir. Ülkeyi onlar yönetiyor, ben yönetmiyorum."
DİYARBAKIR BOMBACISININ İFADESİ ALINIP BIRAKILDI
Diyarbakır bombacısı Orhan Gönder'in ailesinin boşa çıkan çabaları bugün DHA'nın bir haberine de konu oldu. Haberin ilgili bölümü şöyle:
Diyarbakır'daki HDP mitinginde bombayı alana yerleştirdiği belirlenen ve daha sonra düzenlenen operasyonla Gaziantep'te yakalanarak tutuklanan Orhan Gönder'in ise IŞİD'e katılmadan önce ailesi tarafından polise şikayet edildiği ortaya çıktı. Çocuklarındaki değişimden rahatsız olan anne ve babasının birkaç kez şikayetinin ardından geçen yıl 25 Haziran'da polislerin Orhan Gönder'in ifadesine başvurdu. Gönder, polisteki ifadesinde hiçbir gruba üye olmadığını ve Alevi kökenli olduğu için namaz kılıp, oruç tutması ve Kuran okumasından dolayı ailesinin endişelendiğini ifade ettikten sonra serbest kaldığı öğrenildi.
Orhan Gönder'in Adıyaman'da yaşayan annesi Hatice Gönder, 2014 yılında oğlunun dershaneye gitmesinin ardından saç ve sakal uzatarak değişim yaşamaya başladığını ifade etti. Oğlundaki değişimden rahatsız olduğunu ve birkaç kez babasıyla polise şikayette bulunduklarını ifade eden anne Hatice Güngör, "Oğlum, bugün IŞİD'e katılan kişilerle arkadaşlık kurduktan sonra saç ve sakal bıraktı, tavırları değişti. Bundan rahatsız olduk ancak kendisi bize endişelenmememizi söyledi. Değişim sürünce polise gittik şikayet ettik, polis bir kez ifadesini aldı bıraktı. Daha sonra oğlum geçen yıl Ekim ayında evi terk edip Suriye'ye gitti. Sınırın her tarafını dolaştık, aylarca çocuğumuzu aradık ama bulamadık. Sonra bir gün polisler arayıp oğlumuz için Diyarbakır'a çağırdı. Bulunduğunu düşünerek Diyarbakır'a gittik, patlamayı yapacağı aklımızın ucundan geçmedi. Gittiğimizde patlamayı yaptığını duyduk. Kendisiyle konuştuğumuzda o gün de bugün de bombayla ilgisi olmadığını, kendisine tuzak kurulduğunu söylüyor."
Ailelerin çocuklarındaki değişime ve çevresine dikkat etmesi önerisinde bulunan Hatice Gönder, çocuğuyla ilgili şikayetçi olduğu zaman polisin duyarlı davranmadığını ve takibini yapabilse bugün patlamaların meydana gelmesinin engellenmiş olacağını da öne sürdü.
'POLİS TARAFINDAN BİLİNİYOR AMA GEÇİŞLER ÖNLENMİYOR' İDDİASI
Orhan Gönder'in amcasının oğlu olan Ercan Gönder ise kuzeninin ve IŞİD'e katılan diğer kişilerin polis tarafından bilindiğini ancak Suriye'ye geçişlerinin önlenmediğini öne sürdü. IŞİD saldırılarının ardından büyük üzüntü yaşadıklarını, ancak ailelerinin ve Adıyaman'ın gündeme gelmesinden rahatsızlık duyduklarını ifade etti. Gönder, kuzeninin geçen yıl Kobani protestolarının ardından kendisine gönderilen ve PKK'lılar tarafından kendisi ve ailesinin öldürüleceğine ilişkin tehditlerin yazılı olduğu mektubu aldığı 13 Ekim tarihinde ortadan kaybolduğunu, söz konusu mektubu da Emniyet Müdürlüğü'ne verdiklerini kaydetti.
Kaynak:Posta.comtr
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)