ANASAYFA       SONDAKİKA       GÜNDEM       MAGAZİN       SİYASET      

5 May 2016

Başbakan Davutoğlu'ndan flaş karar!


Başbakan Davutoğlu, olağanüstü kongre kararının alındığı dünkü Erdoğan görüşmesinin ardından, cumartesi günü yapılacak Bosna Hersek gezisini iptal etmişti. Başbakan'ın fikir değiştirerek bu geziye gitmeye karar verdiği öğrenildi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, olağanüstü kongre kararının alındığı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'la yaptığı görüşmeden sonra cumartesi günü başlayacak Bosna Hersek gezisini iptal etmişti.

Yeni bilgiye göre ise Başbakan, 7 Mayıs Cumartesi Bosna Hersek'i ziyaret edecek. Başbakanlık kaynaklarından alınan bilgiye göre, Banya Luka şehrine gidecek Davutoğlu, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığınca (TİKA) yeniden inşa edilen Ferhadiye Camisi'nin açılışını yapacak.

Başbakan Davutoğlu'nun aynı gün, yurda dönmesi bekleniyor.

Ferhadiye Camisi, 7 Mayıs 1993'te Sırplar tarafından yıkılmıştı.



Gizem KARAKIŞ / HÜRRİYET / AA

29 Oca 2016

Mahsun Kırmızıgül'den Başbakan'a Diyarbakır tepkisi!


Mahsun Kırmızıgül'den Başbakan Davutoğlu'na: Nasıl bu kadar zalim oldunuz?

Ünlü şarkıcı ve yönetmen Mahsun Kırmızıgül, Twitter tarafından onaylanmış hesabından çok konuşulacak açıklamalar yaptı. Diyarbakır'da yaşanan çatışmalara dikkat çeken Kırmızıgül, Başbakan Ahmet Davutoğlu'na seslendi. Mahsun Kırmızıgül, "Bu kadar zalim, bu kadar merhametsiz nasıl oldunuz ey başbakan?" dedi.
 

İşte Mahsun Kırmızıgül'ün o mesajları:

Yaralı olan çocukları ve yaşlı insanları ölüme terketmek hangi dinde yazar.

NASIL BU KADAR ZALİM OLDUNUZ EY BAŞBAKAN?

Bu kadar zalim, bu kadar merhametsiz nasıl oldunuz ey başbakan? Şu an yarılı olan çocukların günahı ne? Yazık değil mi? Günah değil mi? Merhamet ve vicdanlarınıza ne oldu? Tarihinde de onlarca katliam olan bu sancılı coğrafyada, savaş tüm acısı ile insanlığın yüzüne karalar çalıyor.

KARDEŞ KAVGASINA KAYITSIZ KALMAYIN

Yine kan, yine gözyaşı var. Merhamet ve vicdan sahibi insanların ve gerçekten Allah korkusunu içinde taşıyanların kardeş savaşına kayıtsız kalmaması gerekiyor.

Terör, savaş, ölüm, barbarlık, zorbalık adı ne olursa olsun, kimden gelirse gelsin bin kez lanet olsun. Silahlarla, ölümlerle hiç bir yere varılamaz.

Toplum olarak tek ihtiyacımız sevgi, saygı, biraz empati ve merhamettir. Barış istemek kadar dünyada daha asil ve daha güzel bir eylem olamaz. Bayramlar bile küs olan insanların barışması için, çocukların büyüklerin ve fakir fukaranın mutlu olması için vardırlar.

YAŞASIN BARIŞ VE KARDEŞLİK

Oysa barış varken savaş isteyenlerden daha kötü ne olabilir ki dünyada. Yaşasın Barış ve kardeşlik.

Sadece düşünün! Doğduğunuz ev, büyüdüğünüz sokaklar, gittiğiniz okul, namaz kıldığınız cami paramparça olsaydı ne yapardınız? Benim tüm anılarım, doğup büyüdüğüm Diyarbakır'ın Sur bölgesinde iç çatışmalarla yerle bir oldu. Eski komşularım, ailem ve arkadaşlarımla birlikte bu savaşın içinde yer alan yüzbinlerce masum insanın hayatı karardı.

Gerçekler, bazen onları görmek istemeyeceğimiz kadar karanlık ve yoğun acılarla bezenmiş olabilir; O yüzden de pek çok insan çevresinde yaşanan acı dolu gerçekleri görmezden gelerek umarsızca yaşamaya devam edebilir.

BİRGÜN YUMRUK OLUP SURATIMIZA ÇARPABİLİR

Oysa, bugün kaçmaya çalıştığımız her gerçek Irak’ta ve Suriye’de olduğu gibi, bir gün gelip yumruk olup suratımıza çarpabilir. İşte o an her şey için çok geç kalmış olabiliriz. Lütfen ama lütfen! Akan kardeş kanını durdurmak için barışın yanında yer alıp, tepkinizi barışçıl bir şekilde TARAF olmadan ortaya koyun..

Terör, savaş, ölüm, barbarlık, zorbalık adı ne olursa olsun, kimden gelirse gelsin bin kez lanet olsun.
 

17 Oca 2016

Davutoğlu'ndan Kılıçdaroğlu'na sert yanıt!


CHP lideri Kılıçdaroğlu, yeniden Genel Başkan seçildiği dünkü parti kurultayında yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için 'Diktatör bozuntusu' ifadesini kullanmıştı. Başbakan Ahmet Davutoğlu, partisinin Haliç Kongre Merkezi'nde gerçekleşen İstanbul İl Danışma Meclisi toplantısında Kılıçdaroğlu'na sert yanıt verdi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun konuşmasından satır başları:
Teşkilat gibi teşkilata, adam gibi teşkilata teşekkür ediyorum. Bu sene 2 seçim geçirdik. İstanbulumuzun her mahallesine, her sokağına, her hanesine teşekkür ediyorum. Biz Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın kurduğu istişare geleneğine önem veriyoruz. Başkaları çekişmelerle yoğunlaşırken AK Parti zaferden sonra da tekrar tekrar biraraya geliyor, istişareleri ile birlikte yeni bir enerjiyle, yeni bir aşkla devam ediyor. Türkiye'nin kalbi, özeti İstanbul'dayız. Arkamızda böyle bir teşkilat oldukça daha nice seçimleri kazancağız inşallah. Adnan Menderes'in, Turgut Özal'ın, Necmettin Erbakan'ın, Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul'dayız. İstanbul şiirin, şarkının, musikinin, estetiğin, güzelliğin, muhabbetin, medeniyetin, ilmin, irfanın, ticaretin, sanayinin, emeğinin, üretimin şehridir. Biz AK Parti kadroları olarak İstanbul'un taşına, toprağına, havasına suyuna, insanına gönül verdik.




İSTANBUL'U BİZE HZ. PEYGAMBER MÜJDELEDİ
İstanbul'u bize Hz. Peygamber müjdeledi. İstanbul'u bize Sultan Mehmet hediye etti. Sayın Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'u uçurumdan aldı. AK Parti kuruldu ve millet iktidara geldi. AK Parti'ye kumpas kuranlar başarılı olamadılar, başarılı olamazlar, başarılı olamayacaklar. Biz milletin hukukunu koruduk, insan odaklı yönetimi Türkiye'de hakim kıldık. Türkiye'yi imar edilmiş mamur bir ülke haline getirdik. Muhalefet içi boş beyanlar, zehirli dille havanda su döver, toplumsal ve siyasal havayı kirletirken, biz yaptıklarımızı anlatacak zaman bile bulamıyoruz. 117 yeni üniversite, 757 yeni hastane yaptık. 1330 spor tesisi yaptık. 631 bin 494 konut yaptık. 17 bin 591 km. bölünmüş yol yaptık. Rasat ve Göktürk uydularını uzaya gönderdik. Havalimanlarımızı 53'e çıkardık. İnsani yardımda dünya üçüncüsü olduk. Tam 4 bin eseri restore ettik. Tarımsal milli geliri 116 milyar liraya çıkardık. 11 yılda 3 milyar 250 milyon fidan diktik. Muhalefet sadece burada yaptıklarımızın hayallerini bile kuramazlar. İşte Marmaray, işte 147 km.'ye çıkan metro, işte üçüncü köprü.

BU YAZ ÜÇÜNCÜ KÖPRÜYÜ İSTANBUL'A HEDİYE EDİYORUZ

İnşallah bu yaz dünyanın en büyük asma köprüsünü İstanbul'a hediye ediyoruz. İşte üçüncü hava limanı. AK Parti iktidarından önce bu yapılanların hayali bile kurulamazdı. 1 Kasım seçimlerinin ardından yepyeni bir döneme girdik. Milletimiz tüm taahhütlerimize onay verdi ve bizi tek başına tam bir güven ile iktidara getirdi. Hemen eylem planımızı açıklayıp kendimizi tarihle bağlayıp yola koyulduk. Eğitim, üretim, katma değeri yüksek bir yapıya kavuşturmak için bir taraftan AR-GE çalışmalarını hızlandırıyor diğer taraftan yüksek öğretim kurumunda reformlar yapıyoruz. Ülkemize yönelik dış yatırımları teşvik etmek üzere çok yönlü çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Önce Londra'ya, ardından İsviçre ve daha sonra Almanya'ya geçerek kapsamlı toplantılar gerçekleştireceğiz. Türkiye'yi daha ileri noktalara taşımak bütün şehirlerimizin dünya ekonomisinde canlı ve dinamik şehirler yapmak amacımız. Türkiye 1 Kasım'da huzura, güvene, istikrara yelken açtı. Sizler çalıştınız, milletimiz teveccüh gösterdi Allah-u Teala nasip etti.

DEMOKRASİMİZİ YENİ ANAYASAMIZLA DAHA GÜÇLÜ KILACAĞIZ

78 milyon insanımıza 2023 hedeflerimizi istikbale taşımaya çalışıyoruz. Biz bu ülkeye, biz bu millete sevdalıyız. Krizlerle, çalkantılarla kargaşayla mağlup Türkiye, hastalıklı Türkiye geride kaldı. Demokratikleşen, özgürleşen, gelişen bir Türkiye geldi. Dibe vurmuş ekonomiyi ayağa kaldırdık. 13 yıldır aralıksız büyüdük. Demokrasimizi yeni anayasamızla daha da güçlü kılacağız. 13 yıl milletimizin, Türkiye'nin, siyasetin, AK Parti kadrolarının başarısıdır. Bu bahçeli gül bahçesinde değil her türlü vesayet, baskılar, darbe girişimleri, terör, ihanet şebekelerinin çabalarına rağmen bu başarıyı yakaladık. Komşularımızda yaşanılan problemler bile AK Parti hükümetlerin dışında kimsenin başamayacağı gelişmelerdir. Dün 4 telefon görüşmesi gerçekleştirdim. Gaziantep'te Şerif Dağdelen, 70 yaşında ve tek başına yaşıyor. Emekli maaşıyla geçirirken 8 nüfuslu Suriyeli aileyi evine alıyor ve onlara bakıyor. Dün telefonda kendisine milletimizin adına teşekkür ettim. Avrupa'da mültecilerin ayaklarına çelmeler takılırken bir yiğit insan 9 kişilik aileyi evine aldı. Bu millet ne yüce millet. Bu Şerif amca olduktan sonra Allah'ın izniyle bu ülkenin, milletin sırtı yere gelmez.

SAYIN DEVLET BAHÇELİ'YE GEÇMİŞ OLSUN DİLİYORUM

Bizler yarınki Türkiye özlemiyle büyüdük. Bizim neslimiz adalete, demokrasiye hasretle büyüdü. Yarınki Türkiye özlemi bugün gerçek oldu. 7 Haziran seçimlerinde açık ara birinci parti olmamıza rağmen hükümet kurmak için gerekli çoğunluğu sağlayamadık. Hemen çalışmalara başladık. O akşam milletimize 'ne olursa olsun bu ülkeyi değil 1 yıl, değil 1 ay, değil 1 hafta, 1 saniye dahi hükümetsiz bırakmayacağız' dedik. Belki de cumhuriyetin en kritik döneminde bu ülkeyi sahipsiz bırakmadık. MHP ile HDP biz koalisyon yapmayız siz CHP ile yapın dediler. Bu arada MHP genel başkanına acil şifa diliyorum, geçirdiği operasyonlar nedeniyle, geçmiş olsun. 1 Kasım seçimleri milletimizin basiretiyle Türkiye kurulan tuzakların boşa çıktığı bir seçim oldu. 1 Kasım'dan sonra o büyük zaferin rehavetine kapılmadan teşkilatımızın her düzeyinde istişareler yapıyoruz. Büyük yenilgi yaşayanlar hala ders almış görünmüyor.

KILIÇDAROĞLU'NUN SAYGISIZLIĞINI İADE EDİYORUZ

Kemal Kılıçdaroğlu dün kongreyle yaptığı konuşmada sayın Cumhurbaşkanımıza dönük olarak siyasi lidere yakışmayan bir üslupla, nezaketsizlikle ithamda bulunmuştur. Mesnetsiz suçlarla Cumhurbaşkanımızı itham etmiştir. Cumhurbaşkanımıza yaptığımız küstahlığı kendisine aynen iade ediyoruz. Dikta CHP siyasetine ait bir kavramdır. Dikta, milli şef, zorbalık CHP'ye ait kavramdır. En son TRT'yi bastılar. Hizmet üretemeyince kabalaşıyorlar, çirkinleşiyorlar. Hakaret ettiği kişinin bu milletin yüzde 52'nin oyuyla seçildiğini unutuyor. Saygısız olduğu kadar basiretsiz bir söylemi kullanmaktan çekinmiyor. Kılıçdaroğlu CHP'nin şifa bulmaz hastalıklarını gözden kaçırmak için Cumhurbaşkanımıza hakaret ederek kendi kitlesi nezdinde kendisini kurtarmaya çalışıyor. CHP kongresinde parti kitlesini küfürle, hakaretle biraraya tutmayı düşünmek sayın Kılıçdaroğlu'na yaramaz. CHP'nin 1 Kasım seçimlerinde biz ne hata yaptık diye düşünmelerinin zamanıdır. Koltuğun, geliştirdiği fikirlerle koruyamayacağını bildiği için Cumhurbaşkanına hakaret ederek koltuğunu korumayı düşünüyor. Bunlar kendi koltuklarını korumak için sergiledikleri küçük kurnazlıklardır.

CUMHURBAŞKANIMIZA HAKARET ONA HİÇBİR ŞEY KAZANDIRMAZ

Eğer biraz sorumluluk sahibi olunsaydı, basiret sahibi olunsaydık koltuğu korumak adına böyle seviyesiz bir üsluba yönelmezlerdi. Onlar kongrelerinde sadece itham ve hakaretle konuşurken bizim teşkilatımızın toplantılarında gelecek ve aydınlık günlerinin çağrısı yapılır. Sayın Kılıçdaroğlu'nun derdi Türkiye'yi daha iyi yerlere taşımak olsaydı partisine vizyon çizerdi. Bunlardan bahsedemediği için hakaretle yoluna devam etmek istiyor. Bu ülkenin en yüce makamına hakaret etmek ona hiçbir şey kazandırmak. Bir başbakan için bir genel başkan için en büyük güç, en büyük destek böyle bir teşkilata sahip olmaktır. Bu teşkilat şimdiden 2019'un müjdesini haber veriyor. Bir tarafta girdiği her seçimi kaybeden sayın Kılıçdaroğlu, diğer taraftan girdiği her seçimi kazanan sayın Cumhurbaşkanımız.

SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ HEP 'MİLLETE GİDELİM' DEDİ

Bugün ona diktatör benzetmesi yapan o zihniyet onu hapse attırdı. O buyrun halka gidelim dedi. Gezi ve 17-25 Aralık kumpaslarından sonra 'eğer haklıysanız milletin huzuruna çıkalım' dedi. AK Parti iktidarı hep millete hesap verdi, başka hiçbir yere hesap vermedi. Paralelciler ortak cumhurbaşaknı adayı çıkardılar ama sayın Cumhurbaşkanımız doğrudan halk oyuyla seçilen ilk cumhurbaşkanı olma ünvanını kazandı. Siyasi hayatının tamamında yaşanan her krizinde buyrun milletin huzuruna çıkalım, demokrasi millet iradesidir, sandıktır diyen siyasi lidere diktatör demek sadece ve sadece kendini aldatmaktır. Çünkü halk hiçbir zaman aldanmadı hiçbir zaman aldatılmadı. Bu millet kendisine hizmet edeni, kendisine güveneni biliyor. Bir siyasetçiye yakışan kendisi gibi halkla seçilen insanlara ağır hakaret olmamalıdır. Biz hep beraber bu millet için ölmeye hazırız ama biz milleti yaşatmaya, insanlığı yaşatmaya geliyoruz. Buradan AK Parti kadroları adına sayın Cumhurbaşkanımızı selamlıyorum.

YÜREĞİM TİTREYEREK O KAHRAMAN KADINI DİNLEDİM

Son birkaç gün içinde terörün vahşi yüzüyle bir kere daha karşılaştık. Sultanahmet'te yabancı misafirlerimize yönelik alçakça saldırı gerçekleştirildi. Ardından Çınar'da masum insanlarımızı evlatlarımızı kaybettik. İnşallah onlar cennette en yüce makamdadırlar. Allah onların şefaatini bize nasip eylesin. O olayda hem oğlunu hem torununu kaybeden Ali İhsan Bey'i telefonla aradım, taziyelerimi ilettim. Ağlayan bir baba, bir dede olarak ses duyacağınızı zannedersiniz. Gür bir sesle 'Sayın Başbakanımız biz size inanıyoruz, bu vatan için, bu millet için oğlumu torunumu şehit verdim' dedi. Ben buradan Ali İhsan Beyi, şehit analarını, şehit babalarını en yüce duygularımla selamlıyorum. Şehit Yalçın Yamaner'in eşi Hacer Hanım'la görüştüm. Bu yiğit Anadolu kadını "Biz bu millet, ülke için her türlü fedekarlığı yapmaya hazırız" dedi. Yüreğim titredi. Bütün şehit analarını AK Parti kadroları adına selamlıyorum. Bir şehit ailesinin olmanın bilinciyle kullandıkları cümleleri burada tarif etmem, size anlatmam mümkün değil. Hepsi vatan sağolsun diyorlardı. Onların yaptığı fedarkarlığı hiç unutmayacağız.

DÜNYA TERÖRÜN İYİSİNİN OLMADIĞINI ANLAMIŞ OLMALI

Toprağa düşen her can bizim canımızı yakıyor. O barikatların arasında kandırılmış o gençler keşke üniversite anfilerinde olsa. Keşke biz onlara hocalık yapsak. İnşallah o günler de gelecek. Bu aziz ülkede şimdiye kadar nasıl elele gönül gönüle yaşadıysak, yine öyle devam edeceğiz. İnsanlarımız terör sebebiyle çok ağır bedeller ödedi. Terörün nasıl bir bela olduğunu gayet iyi biliyoruz. Biz terörün her türlüsünün insanlık suçu olduğunu her zaman her zeminde ifade ettik, ediyoruz. Dünyada yaşanan saldırılar terörün iyisinin, kötüsünün olmayacağını bütün dünyaya öğretmiş olması gerekir. Teröre ne yazık ki bütüncül bir bakış açısı geliştirilmiş değil. Hala, senin teröristin kötü, benim teröristim iyi yaklaşımı maalesef geçerliliğini sürdürüyor. Her türlü terörist örgütle aynı kararlılıkla mücadele etmek, samimi bir işbirliği içinde olmak gerekiyor. Uluslararası toplumun teröre karşı ortak bir irade geliştirememesi çok acıdır. Bu vatanın 78 vatandaşı kardeştir, ayrım yapan kalleştir. Terör Sultanahmet meydanında, Çınar'da masum çocuklarının kanına girecek kadar alçaktır.

TERÖRÜN SONU GELİNCEYE KADAR MÜCADELE SÜRECEK

Yaralılar o zor şartlarda 'Türkiye'ye müteşekkiriz, gecesini gündüzüne katarak hizmet eden Türk doktor ve hemşirelere müteşekkiriz' diyorlardı. Bu misafirlere şifa dağıtmaya çalışan hem de Cizre'de, Sur'da şifa dağıtmak isteyen doktor, hastabakıcı, hemşirelerimize teşekkür ediyoruz. Terör kurbanlarını seçerken hiçbir ayrım yapmıyor. Saldırıları gerçekleştiren örgütünün kim olduğnuun özel bir önemi yok. Bütün terör örgütleri aynı acımasız ve karanlık hesapları yapıyor. Alçakça bir araya gelebiliyor. Can almak için ittifak yapabiliyorlar. Hükümet kurma noktasında yaşanan geçici belirsizlik halini fırsat bilen, şimdi saldırmanın vaktidir diyen üç terör örgütü aynı anda Türkiye milletine saldırıya geçti. DEAŞ, PKK ve DHKP-C ve onlara bağlı yapıların saldırılarını hep beraber gördük. Biz bütün terör odaklarına eş zamanlı operasyonlar gerçekleştirdik. 23 Temmuz'da Türkiye'nin her dağı, vadisi, ilçesi, köyü ve mahallesini teröristlerden temizlenecek talimatı verdik. Bu talimat bugün de geçerlidir. Terörün sonu gelinceye kadar kararlı mücadele sürecek.

14 Oca 2016

Davutoğlu, Çankaya'da büyükelçilere sesleniyor!


Başbakan Ahmet Davutoğlu Çankaya Köşkü'nde büyükelçileri kabul ettiği programda konuştu. 

Terör saldırılarını kınayarak ve terörle mücadeleye vurgu yapan Davutoğlu, "Yaklaşık 48 saat içinde DEAŞ mevzilerine Suriye ve Irak'ta 500'e yakın kara atış vasıtasıyla top ve tank atışı ile taarruzda bulunulmuş. DEAŞ mevzileri, sığınakları hem Başika'da hem de Suriye'de sınır boyumuzda bütün imkanlarımızla vurulmuş. 200'e yakın DEAŞ mensubu son 48 saat içinde etkisiz hale getirilmiştir" dedi.

26 Ara 2015

Başbakanlık'tan flaş HDP açıklaması!


30 Aralık'ta Başbakan Davutoğlu ve HDP Eş Başkanları arasında yapılması planlanan görüşme, iptal edildi. Başbakanlık'tan yapılan açıklamada 'Artık aynı masayı paylaşmanın bir anlamı kalmamıştır' denildi.

Başbakan Davutoğlu, 30 Aralık'ta Kılıçdaroğlu ve Demirtaş'la 4 Ocak'ta da MHP lideri Bahçeli ile görüşecekti. Başbakanlık'tan bugün yapılan açıklamada HDP ile yapılacak görüşmenin iptal edildiği duyuruldu.

30 Aralık'ta yapılması planlanan Davutoğlu-Demirtaş görüşmesine ilişkin Başbakanlık'tan yapılan açıklamada 'Ancak, son bir hafta içinde, HDP yöneticileri tarafından yapılan açıklamalar, bu anlayış ile taban tabana zıt, ülkeyi kutuplaştırmayı amaçlayan, asgari siyasi nezaketten uzak, milletimizin birlikte yaşama yönündeki kadim kültürü ile bağdaşmayan, çatışma ve gerilimden medet uman sığ bir siyasi tutumun yansımasıdır. Bu yaklaşım ile HDP yöneticileri siyaseti sorun çözme aracı olarak değerlendirecek bir siyasi olgunluğa sahip olmadıklarını bir kez daha ortaya koymuşlardır. Bu üslupsuz yaklaşımla görüşmenin, aynı masayı paylaşmanın anlamı kalmamıştır.' denildi.

İşte Başbakanlık'tan yapılan açıklamanın am metni:

Sayın Başbakanımız 1 Kasım seçimlerinin ardından dört yıllık istikrar döneminde milletimizin beklediği köklü reformları, tüm kesimlerle diyalog içinde gerçekleştirebilmek için kapsamlı bir görüşme süreci başlatmıştır. Kendisinin hiçbir fark gözetmeden ülkemizdeki her görüş ve fikirden sivil toplum örgütleri, aydınlar, işçi-işveren temsilcileri ile diyaloga verdiği önem saygıdeğer kamuoyunun malumudur. Bu çerçevede 7 Haziran seçimlerinin ardından da benzer bir sürecin takip edildiği, ülkemizi çok daha ileri bir seviyeye ulaştırmak için ortak akla ulaşmak amacıyla mecliste grubu bulunan tüm siyasi partiler de dahil detaylı bir uzlaşma süreci yürütüldüğü hafızalardadır. 1 Kasım seçimlerinden sonra da Sayın Başbakanımız, 47.8 milyon geçerli oyun 23.6 milyonunun oyunu almış güçlü bir tek başına iktidar süreci başlamış olmasına rağmen demokrasi kültürüne saygı ve uzlaşmaya verdiği önem sebebiyle yine Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde grubu bulunan tüm siyasi parti genel başkanlarından ayrım yapmaksızın randevu talebinde bulunmuştur. Meclisin ve ülkenin önünde başta Yeni Anayasa olmak üzere gerçekleştirilmesi gereken önemli reformlar, meclis içtüzüğü ve bütçe konuları bulunmaktadır. Türk siyasi hayatında yeni bir gelenek tesis etmek için başlatılan bu süreç, uzlaşma kültürünü hakim kılmak için bir şanstır. Bu talep tüm siyasi partilere oy veren vatandaşlarımızın demokratik tercihlerine saygının da bir sonucudur.

Ancak, son bir hafta içinde, HDP yöneticileri tarafından yapılan açıklamalar, bu anlayış ile taban tabana zıt, ülkeyi kutuplaştırmayı amaçlayan, asgari siyasi nezaketten uzak, milletimizin birlikte yaşama yönündeki kadim kültürü ile bağdaşmayan, çatışma ve gerilimden medet uman sığ bir siyasi tutumun yansımasıdır. Bu yaklaşım ile HDP yöneticileri siyaseti sorun çözme aracı olarak değerlendirecek bir siyasi olgunluğa sahip olmadıklarını bir kez daha ortaya koymuşlardır. Bu üslupsuz yaklaşımla görüşmenin, aynı masayı paylaşmanın anlamı kalmamıştır. Tüm bu süreç son derece şeffaf bir şekilde kamuoyunun gözleri önünde gerçekleşmiştir. Kamuoyunda oluşturulmaya çalışılan algının tersine Sayın Başbakanımızın görüşme talebi asla terörle mücadeledeki kararlı tutumu tartıştırmak değildir.

Ülkemizin ve milletimizin huzuru ve refahı için yürüttüğümüz terörle mücadele süreci, kesinlikle pazarlık konusu değildir. Güvenlik güçlerimiz bu hedef doğrultusunda kararlı bir mücadele yürütürken, ilgili bakanlarımız ve kurumlarımız da, vatandaşlarımızın mağduriyetini gidermek için fedakâr bir çaba içerisindedirler. Milletimizi arkaik anlayışlarla; anti-demokratik, baskıcı söylemlerle ve silah tehdidi ile sindirmeye dönük eylemler içindeki tüm terör örgütleri ile mücadele kesintisiz devam edecektir. Sayın Başbakanımız ayak basmadık il bırakmadığı yurdumuzda aziz milletimizin tüm ‘çay ikramı’ davetlerini tereddütsüz kabul etmiş, gönlü geniş Anadolu insanının misafirperverliğinin simgesi olan bu daveti asla geri çevirmemiştir. Bu kültürle bağını koparmış kişilerle bu anlamda yürütülecek bir diyalog ortamı bulunmamaktadır. Yüce milletimizin desteği ve duası yegane dayanağımızdır.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.

19 Ara 2015

Başbakan Davutoğlu'ndan Putin'e yanıt: Ciddiye almıyoruz!


Brüksel'de 10 AB lideri ile bir araya gelen Davutoğlu, Türkiye'ye dönüş yolunda uçakta gazetecilere önemli açıklamalarda bulundu.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, önceki gün Türkiye’yi küfür ve tehdit içeren sözlerle hedef alan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e, “KGB günleri geride kaldı’ diye yanıt verirken, hiçbir açıklamasını ciddiye almadıklarını söyledi. Brüksel’de 10 AB lideri ile bir araya gelen Davutoğlu, Türkiye’ye dönüş yolunda özetle şunları söyledi:

ÇOK ÇOCUKÇA BİR TAVIR

(Putin’in açıklamaları) “Bir ay önce bu günlerde Putin böyle bir açıklama yapar mıydı? Birden bire Türkiye’nin Müslüman bir ülke olduğunu, bir İslamlaşma içerisinde, ABD ile yakın ilişkiler içerisinde olduğunu hatırladı. Bir konuşmayı ciddiye almak için o konuşmanın konjonktürel şartlar dışında gerçekleşmesi lazım. Putin’in bu konuda söylediği hiçbir şeyi ciddiye almıyorum. Bir ay önce geçersiz olan şeyler şimdi söyleniyorsa, hele hele çok çocukça bir tavırla, bunu önceden darbeciler yapardı, şimdi bunu Putin yapıyor. Şimdi Putin keşfetti Türkiye içinde güya muhalefet oluşturacak.

DÜNYADA ALAYCI BİR TEBESSÜM UYANDIRIYOR

Sayın Cumhurbaşkanımızın ailesi ile ilgili iddiaları gndeme getirdiğinde, ‘Bu bir Sovyetik propaganda’ dedim. Şimdi Putin’in şahsında Rusya adına konuşan bir Sovyetik zihniyet görüyorum. Yani KGB günlerinde kaldı herhalde Putin. Ama KGB geride kaldı, o Sovyetik propaganda dönemi geride kaldı. Yaptığı her açıklamayla dünyada tebessüm uyandırıyor. Alaycı, müstehzi bir tebessüm. Bizim için ciddiye alınacak, çağdaş günün ruhuna uyan açıklamalar değil. Ben sadece tebessüm ediyorum. Ama bu açıklamaları ciddiye almak hakaret olur.

AB İLE İLK KEZ SİSTEMATİK İLİŞKİ

(AB ile ilişkiler) Siyasi hava, iklimden daha iyiydi. Türkiye-AB ilişkileri ilk defa toplantılarla devam eden sistematik bir mahiyet kazandı. 29 Kasım’dan bu yana AB-Türkiye ilişkileri, daha sistematik, daha odaklı, netice alıcı ve belirli bir takvime bağlanarak gelişti.

DAEŞ’İ BOMBALASA MÜLTECİ GELMEZ

İYİMSER OLMAMIZI GEREKTİRECEK BİR DURUM YOK

(Mülteciler sorunu) Mülteciler sorunu görünen buzdağının bir kısmıdır. Bunun altındaki, Avrupa’yı da bizi de tehdit eden çevre bölgelerdeki istikrarsızlıktır. Bu istikrarsızlıkla ilgili sorunlara cevap bulamazsak bugün mültecilerle ilgili atacağımız her adım bir sonraki süreçte yetersiz kalacaktır; geçen sene olsa onbinlerce insan gelecekken bu yıl yüzbinlerce insan geldi. Önümüzdeki dönemle de ilgili iyimser olmamız için bir durum yok. Mesela Rusya, Rakka’yı, DAEŞ’i bombalasa Türkiye’ye hiçbir mülteci gelmez. Ama Rusya Azez’i, Halep’i bombalarsa şimdi olduğu gibi o zaman Türkiye’ye mülteci gelir. Rusya’nın iyi niyetli olduğunu düşünmüyorum.

BİDEN IRAK’TA ASKER ÇEKİN DEMEDİ

(ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, ‘Asker çekin’ dedi iddiası) Biden’in böyle bir açıklaması gelmedi bana. Biden ile iki görüşme yaptım hiçbirinde bana askerleri çekmemiz gerektiğini söylemedi. Ama ‘Irak hükümeti ile uzlaşarak bunu yürütürseniz iyi olur’ dedi. Hepimiz bunu istiyoruz. Ama şu gerçeği kabul etmek durumundayız. Türkiye’nin sınır güvenliği sınır ötesinden başlıyor. Muhatabımız devletler Irak ve Suriye sınırlarını kontrol edemiyor.

SORUN TEŞKİL ETMEZ DİYE DÜŞÜNDÜM

‘Irak’tan izin alsaydınız’ diye bir argümanın karşılığı yok. Çünkü o askerin güvenliği için de bunun mahremiyet içinde yürütülmesi lazım. Irak’la prensipte anlaşmış olduğumuz için bunun bir sorun teşkil etmeyeceğini düşündüm. Bu son gelişmeler de bu kararın aslında doğru olduğunu gösteriyor. Yakın zamana kadar bir sene önce diplomatlarımız, DAEŞ’in elinde esirken operasyon yapmadığımız için bizi eleştirenler şimdi ‘Orada niye bulunuyorsun’ diye eleştiriyorlar.

KABİNE DİYARBAKIR’DA TOPLANABİLİR Mİ

Güneydoğu illerinde devam eden terör olayları ve operasyonlar konusunda da Başbakan Davutoğlu şunları söyledi:

HENDEK VE BARİKATLAR TEMİZLENİNCE DE ÇEKİLME YOK

Bütün terör unsurlarından temizlenmek üzere yapılan operasyonun uzun süre olmaması, sivil halkın etkilenmemesi için gayret gösteriyoruz. Ama bütün Cizre’de, Silopi’de bu operasyonlar netice alana kadar sürecek. Eskiden olduğu gibi bu hendek ve barikatlar temizlendikten sonra geri çekilme yok. Orada kalınacak. Gerekiyorsa her sokakata güvenlik sağlanacak ve bunların terör yöntemleriyle Türkiye’nin teslim alınamayacağı onlara gösterilecek.

EVİNİ TERK EDENLERE YARDIM

Terör sebebiyle evini barkını terk edenler için hayatlarını idame edebilmeleri amacıyla her türlü çalışma yapılacak. Ekonomik hayatın durması sebebiyle etkilenen esnafa ve Türkiye’ye sadık o vatandaşlarımıza gerekli destekler verilecek.

TEDBİRLERİ SALI GÜNÜ PAYLAŞIRIM

Çocuklar için gerekiyorsa batıda sömestr ve yaz tatilinde en iyi şartlarda eğitim sağlanacak. Burada kaybedilen bir saniye eğitim vakti bile telafi edilecek. Pazartesi günü, Bakanlar Kurulu’nda bunu tartışırız, muhtemelen salı günü grupTa paylaşırım.

YOĞUNLUK OLMASA GİDERİM

(Kabine Diyarbakır’da toplanabilir mi) Düşünüyorum bunu. Yapabiliriz; yapacağız. Diyarbakır’a her an gidebilirim şu yoğunluk olmasa hemen de giderim. Bizim oradaki varlığımız hep olacak.

KİTAP YASAKLANAMAZ
DAVUTOĞLU, uçakta basınla sohbetinde kitap toplatma ve tutuksuz yargılama konusunda da şöyle dedi: “Düşünceme en aykırı fikirleri savunuyor da olsa hakaretler ve kişisel haklar boyutu hariç hiçbir şekilde hiçbir kitabın yasaklanmasını doğru görmem. Bu anlamda bunun bir eski dönem alışkanlığı olduğu kanaatindeyim. Kütüphanemde benimsemediğim görüşte binlerce kitap var.

ÖZGÜRLÜĞÜN KISITLANDIĞI DÖNEMİ KİM TELAFİ EDECEK?

(Tutuksuz yargılama) Benim adalet anlayışım da buna uygun düşer. Nihai hüküm verildiğinde o suçlu olacak; o suçlu olmadan önce ona bir cezayı çektirmeye başlamak doğru değil. Geride kalan özgürlük kısıtlamaları dönemini kim telafi edecek? Bu yüzden tutuksuz yargılanma diyorum. Ne zaman ki delil karartma, kaçma olur o zaman gerekli olabiliyor ama bunu da ben tayin edemem, hâkim tayin edecek.”

23 Kas 2015

Acun Ilıcalı Yunanistan'da kanal satın alıyor!


TV8 Yönetim Kurulu Başkanı Acun Ilıcalı, 'O Ses Yunanistan'ın yapılacağını daha önce duyurmuştu. Ilıcalı, büyük bir ekonomik krizden geçen Yunanistan'da bir kanalı alıp zirveye taşımak istiyor.

TV8 Yönetim Kurulu Başkanı Acun Ilıcalı, 'O Ses Yunanistan'ın yapılacağını daha önce duyurmuştu. Ilıcalı, büyük bir ekonomik krizden geçen Yunanistan'da bir kanalı alıp zirveye taşımak istiyor.

ACUN ILICALI YUNANİSTAN'DA TELEVİZYON SATIN ALACAK

Ancak Ilıcalı'nın Yunanistan'da yapacağı programın yanı sıra bir de televizyon alacağı öğrenildi. Cengiz Semercioğlu'nun bugün Hürriyet’teki köşesinde verdiği bilgiye göre ; Ilıcalı, Yunanistan'daki satın alacağı televizyon için görüşmelere başladı.

Ilıcalı, büyük bir ekonomik krizden geçen Yunanistan'da bir kanalı alıp zirveye taşımak istiyor.

Acun Ilıcalı, Türkiye ile Yunanistan arasında oynanan maçın ardından Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Yunanistan Başbakanı Çipras ile selfie çektirmişti.



Posta.com.tr

1 Kas 2015

Başbakan Davutoğlu oyunu kullandı!



Başbakan Ahmet Davutoğlu, Konya'nın Meram ilçesindeki Şükrü Doruk Kız Anadolu İmam Hatip Lisesinde oyunu kullandı. Davutoğlu, çıkışta gazetecilere açıklama yaptı.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Konya'nın Meram ilçesindeki Şükrü Doruk Kız Anadolu İmam Hatip Lisesinde oyunu kullandı.



İşte Davutoğlu’nun sözlerinden satır başları: 

Bugün bir kez daha vatandaşlık görevimizi yapmak için 78 milyon olarak sandık başına gidiyoruz. Herkes için hayırlı olmasını diliyorum. Bundan iki gün önce Cumhuriyet bayramımızı kutlamış ve istiklal şehitlerimizi anmıştık.

Her şeyden önce tüm milletime şu çağrıda bulunmak istiyorum. Tüm vatandaşları sandıklara gitmeye ve bir demokrasi bayramı yaparcasına, tüm partilere karşılıklı iyi niyetimizi göstermeyi diliyorum. Bir kez daha huzur içinde sandık başlarına gidiyoruz. İlk kez bu kadar kısa süreli olarak sandıklara gidiyoruz. Şu ana kadar gördüğüm katılım da iyi.

Her türlü tedbir alınmıştır. Her bir mahallede, her bir ilçede suhulet içinde seçimler yapılıyor. Demokrasimize sahip çıkmak hepimizin görevi.

Tekrar milletimize cumhuriyet bayramından sonra bir demokrasi bayramı olmasını diliyorum.

'BALKON KONUŞMASI YAPACAĞIM'

Balkon konuşması Sayın Cumhurbaşkanı’mızın başbakanlığından bu yana devam eden bir gelenek oldu. Sonuçlar ne olursa olsun balkon konuşması yapacağım. Tekrar herkese hayırlı olsun.

24 Eki 2015

Başbakan Davutoğlu Facebook'tan soruları yanıtlayacak!


AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, sosyal paylaşım sitesi Facebook üzerinden canlı yayında, takipçilerinin sorularını yanıtlayacak.

Başbakan Davutoğlu, Facebook hesabından yaptığı açıklamada, canlı yayının, bugün saat 21.00'de Gezegen Mehmet'in moderatörlüğünde gerçekleştirileceğini bildirdi.

İlk kez bir sosyal paylaşım sitesi üzerinden takipçilerinin sorularını yanıtlayacak olan Davutoğlu, açıklamasında, "Bugüne kadar hep saygı değer gazetecilerin sorularına muhatap oldum, şimdi çok sevgili gençlerimizin sorularını duymak, onları cevaplandırmak istiyorum.

Sizin sorularınızı bekliyorum gençler" ifadesini kullandı. Yayını takip etmek için gerekli bağlantıya, Ahmet Davutoğlu'nun Facebook hesabından ulaşılabilecek.



Posta.comtr

12 Eyl 2015

AKP'nin 50 kişilik MKYK listesi!

AK Parti'nin Merkez Karar Yönetim Kurulu (MKYK) listesi belli oldu.

İşte listede yer alan isimler... 
1- Abdülhamit Gül
2 -Ali Aydınlıoğlu
3- Alev Dedegil
4- Asuman Erdoğan
5- Ayhan Sefer Üstün
6- Ayşenur Bahçekapılı
7- Aziz Babuşçu
8- Bekir Bozdağ
9- Berat Albayrak
10- Binali Yıldırım
11-Bülent Gedikli
12- Burhan Kuzu
13- Cemil Çiçek
14- Çiğdem Karaaslan
15- Edibe Sözen
16- Efkan Ala
17 - Faruk Çelik
18- Fatih Şahin
19- Fatma Betül Sayan Kaya
20-Galip Ensarioğlu
21-Hamza Dağ
22-Hayati Yazıcı
23-Mehmet Mehdi Eker
24-Mehmet Ali Şahin
25-Mehmet Babaoğlu
26-Mehmet Doğan Kubat
27-Mehmet Erdem
28-Mehmet Müezzinoğlu
29-Mehmet Muş
30-Mehmet Özhaseki
31-Metin Doğan
32-Mevlüt Çavuşoğlu
33-Mustafa Ataş
34-Mustafa Şentop
35-Naci Ağbal
36-Nihat Zeybekçi
37-Nurettin Canikli
38-Nükhet Hotar
39-Numan Kurtulmuş
40-Ömer Çelik
41-Öznur Çalık
42-Ravza Kavakçı Kan
43-Recep Akdağ
44-Selçuk Özdağ
45-Selçuk Öztürk
46-Süleyman Soylu
47-Vedat Demiröz
48-Yalçın Akdoğan
 49-Yaşar Karayel
50-Zeki Aygün

26 Ağu 2015

Deniz Baykal'dan bakanlık teklifine jet cevap!

Başbakan Davutoğlu'nun açıkladığı teklif listesinde yer alan CHP Antalya milletvekili Deniz Baykal, ilk kez konuştu.
Başbakanlık, seçim kabinesi için teklif götüreceği CHP'li vekillerin ismini açıkladı. Listede; Deniz Baykal, Gülsun Bilgehan Toker, Erdoğan Toprak, İlhan Kesici, Tekin Bingö yer aldı. Açıklanan liste sonrası CHP Antalya milletvekili Deniz Baykal şöyle konuştu: Parti ahlakına uygun hareket edeceğim. Kapsamlı bir mektupla cevap vereceğim...

Erdoğan Toprak: Teklifi kabul etmeyeceğim. Ben, partimin ilkelerine bağlıyım. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ise şunları söyledi: Liderleri aşıp vekillere ulaşırlarsa kapılar kapanır. Mektupları herhalde kapı altından atacaklar. Nezaketli bir üslupla gereken cevap verilecek.



Kaynak:Posta.comtr

21 Ağu 2015

Irak - Suriye tezkeresi Meclis'te

Sınır ötesi operasyon tezkeresi Bakanlar Kurulu'nda imzalandı. Suriye ve Irak'ı kapsayan sınır ötesi operasyon tezkeresi Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun imzasıyla Meclis Başkanlığı'na sevk edildi.
Dışişleri Bakanlığı, dün Başbakanlığa tezkere metnini göndermişti. Bugün toplanan Bakanlar Kurulu'nda tezkere imzaya açıldı ve Başbakan Davutoğlu'nun imzasıyla Meclis Başkanlığı'na sevk edildi. Geçen yıl kabul edilen tezkerede Daeş ve Pkk'ya işaret ediliyordu. Bu yıl ise "ulusal güvenliğimize dönük riskler ve tehditler artmaktadır. Kuzey Irak'ta Pkk varlığını sürdürmektedir. Suriye ve Irak'taki Terör örgütü sayısında artış olduğu gözlenmektedir" denildi. Suriye ve Irak'ı kapsayan sınır ötesi operasyon tezkeresinin süresi 4 Ekim 2015'de sona erecek. Bu süre öncesi Meclis toplantıya çağrıldı. Daha önce 2007 yılında ilk Irak tezkeresinin çıktığı ve bu tezkere bugüne kadar 7 kez uzatıldı.



Kaynak:Posta.comtr

17 Ağu 2015

Başbakan'la görüşme sonrası Devlet Bahçeli'den açıklama!

Devlet Bahçeli: MHP oluşacak seçim hükümetine katılmayarakherhangi bir üye vermeyecektir. Türkiye seçimlerin tekrarlanmasıyla karşı karşıya kalmıştır. 45 günlük sürede hükümet kurulamadığı takdirde Cumhurbaşkanı'nın sorumluluğu aktif hale gelecektir.
TBMM'de Başbakan Ahmet Davutoğlu ile görüşen MHP lideri Devlet Bahçeli saatler sonra yazılı açıklama yaptı. Ankara kulislerinden Bahçeli'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan'a 'görevi Kılıçdaroğlu'na ver' çağrısı yapacağı ileri sürülmüştü. Ancak Bahçeli'nin yazılı açıklamasında böyle bir ifade yer almadı. Devlet Bahçeli'nin açıklamasında " MHP oluşacak seçim hükümetine katılmayarakherhangi bir üye vermeyecektir. Türkiye seçimlerin tekrarlanmasıyla karşı karşıya kalmıştır. 45 günlük sürede hükümet kurulamadığı takdirde Cumhurbaşkanı'nın sorumluluğu aktif hale gelecektir" ifadeleri dikkat çekti.

Bahçeli açıklamasında şu ifadelere yer verdi: Milliyetçi Hareket Partisi olarak, daha önceden kamuoyuyla paylaştığımız 4 maddelik ilke ve önşartlarımızın AKP tarafından kabulü mümkün olmamıştır. Bu itibarla koalisyon hükümeti kurmak için lazım gelen uzlaşma zemini oluşmamış ve siyasi anlaşma iklimi vasat bulmamıştır. Söz konusu 116. Madde gereğince seçimlerin yenilenmesine karar verildiğinde mevcut Bakanlar Kurulu çekilecek ve Cumhurbaşkanı geçici Bakanlar Kurulunu kurmak üzere bir Başbakan atayacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi oluşacak bu seçim hükümetine katılmayarak herhangi bir üye vermeyecektir.

DAHA ÖNCE DE "SEÇİM HÜKÜMETİNE BAKAN VERMEYECEĞİZ" DEMİŞLERDİ MHP, seçim hükümetine bakan vermeyeceğini daha önce de açıklamıştı. HDP'li bakanlarla aynı kabinede yer almayacağını belirten MHP'liler, bu durumun sorumlusunun Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu açıklamıştı.



Kaynak:Posta.com.tr

Hdp'den Cumhurbaşkanı ve Başbakana çağrı!

CHP'den sonra HDP'den de Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'na çağrı geldi...
HDP Diyarbakır Milletvekili İdris Balüken, Twitter'dan yaptığı açıklamada şunları söyledi: "AKP Hükümeti tüm ülkeyi aile şirketi gibi yonetemeyecegini bilmeli,Başbakan bir an önce görevi iade etmelidir... Davutoğlunun görevi iade için Erdoğan'la istişareyi beklemesine gerek yoktur. Halkımızın verdiği yetkiyi 39 gün boyunca kullanamamıştır. Hükümet kurma görevi olası sonuçlara bakmadan Sn.Kılıçdaroğluna bir an önce verilmelidir..."

Koalisyon için kritik randevu sona erdi!

Başbakan Davutoğlu ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin bugün saat 14.00'te buluşacağı açıklanmıştı; Davutoğlu, 14:20'de geldi. Bahçeli'nin Meclis'teki makamında 2 saat 26 dakika süren görüşme sona erdi.
Bahçeli'nin yanında MHP Gaziantep milletvekili Semih Yalçın yer aldı. Gerüşme sonrası ilk açıklamayı Davutoğlu ardından Bahçeli yapacak. MHP görüşmeden önce de 4 şartını açıkladı.

1. Anayasa'nın ilk dört maddesi değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez. Bu, MHP'nin vazgeçilmez şartıdır.

2. Çözüm süreci eksiksiz ve bahanesiz olarak ortadan kaldırılması, Sürecin tümüyle tasfiyesi, müzakere kabul etmeyen talep ve isteğimizdir.

3. Toplum hayatını felç eden, adalet ve ahlak kurallarını hiçe sayan rüşvet ve yolsuzluk iddialarının 17-25 Aralık kapsamında tekrar ele alınarak, ucu kime dokunursa dokunsun üzerine gidilmesi tartışmasız isteğimizdir.

 4. Anayasal yetki ve sorumluluklarını inat ve ısrarla çiğneyen, hiçbir kural tanımayan Cumhurbaşkanı'nın, görevinin gerektirdiği meşru ve hukuki zeminde bulunmasının yanı sıra kuvvetler ayrılığı prensibinin parlamenter demokrasiyle muhafazası, sağlıklı bir koalisyon için aradığımız temel kriterdir.

 Adalet ve Kalkınma Partisi ile Cumhuriyet Halk Partisi arasında bir ay boyunca yapılan koalisyon görüşmelerinden sonuç çıkmadı. Bu görüşmelerin sonunda bir açıklama yapan Başbakan Ahmet Davutoğlu, daha önce bir kez daha görüşmeye açık kapı bırakan MHP lideri Devlet Bahçeli'den randevu isteyeceğini açıkladı. Ancak MHP'nin koalisyon konusunda katı şartları olduğunu hatırlatan Başbakan, bundan sonra Türkiye'nin önündeki en güçlü seçeneğin erken seçim olduğunu da sözlerine ekledi. Başbakan ile MHP Genel Başkanı'nın görüşmesi 14:00'te başlayacaktı. 20 dakika gecikmeyle başladı görüşme.

 Görüşmeye AK Parti'nin nasıl bir teklifle gideceği resmen açıklanmadı ancak gündemdeki tüm seçeneklere MHP'nin bakışı biliniyor. MHP Genel Başkanı daha önce seçim hükümetlerine ve erken seçime destek vermeyeceklerini açıklamıştı. Bahçeli yaptığı son yazılı açıklamada ise AK Parti'yi bir kez daha CHP ile görüşmeye çağırmıştı. Ancak iki parti arasında bu yönde bir görüşme olmadı. Başbakan Davutoğlu ise görüşmeden bir gün önce MHP ile temasları yürüten AK Parti ile heyeti ile bir toplantı yaptı. MHP lideri ise partisinin Merkez Yönetim Kurulu'ndan görüşme için tam yetki aldı.



Kaynak:Al Jazeera

13 Ağu 2015

Ak Parti'den flaş son dakika açıklaması!

AK Parti kaynakları: Süreli reform hükümeti teklif edildi.
AK Parti kaynakları, "AK Parti'nin CHP'ye koalisyon görüşmelerinde, 3 aylık seçim hükümeti teklif etmediğini, süreli reform hükümeti teklif ettiğini" bildirdi. CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hükümet kurma süreci kapsamında, Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu ile gerçekleştirdiği görüşmeye ilişkin, "Bize şu ana kadar bir koalisyon önerisi gelmiş değildir, bir seçim hükümeti önerisi gelmiştir" açıklaması üzerine AK Parti kaynakları, "Üç aylık seçim hükümeti önerilmedi, süreli reform hükümeti teklif edildi" açıklamasını yaptı.



Kaynak:Posta.com.tr

11 Ağu 2015

Bahçeli'den Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Davutoğlu'na jet cevap!

Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın son koalisyon açıklamalarından sonra MHP lideri Bahçeli Twitter'dan çarpıcı açıklamalarda bulundu.
MHP lideri Devlet Bahçeli şu mesajları paylaştı: Şu ülke tablosuna bakınız; ağlaya ağlaya gözyaşları kurudu, yana yana ciğerler kül oldu. Türkiye dört bir koldan ölüm salgınına tutuldu. Her gün tabutlar omuzlarda taşınıyor, her gün millet gün yüzü görmemiş felaketler yaşıyor. Hainler, işbirlikçileri koro halinde barış diyor!Nereye kadar bu kirli ve kanlı saldırılar sürecek? Daha kimler toprağa düşecek? Yarın hangi analarımız ağıtlar yakacak, meçhul!Barış; şiddet ve cinayetlerin kılıfı olmuş, özgürlük ve demokrasi de şerefsizliğin sığınağı haline getirilmiş. Her şey ters, her şey yanlış. Yüzsüzlük terörün yüz görümlüğü, arsızlık hıyanetin tutunduğu daldır. Bir yanda barış diyorlar, diğer yanda fistan giyip katliam yapıyorlar.

         Barış; tahriş ve tahrif edilmiş, anlam ve içeriği tasfiye edilmiş, aynı zamanda düşmanların eline düşmüş tutsak bir kavramdır. Gerçek bu. Barış ya da çözüm terörizmin korunağı, kötülüğün ve kötü emellerin beşiğidir. Bu beşikte çocuklar sallanmıyor, babaları sallandırılıyor. Doğuda pusu atıp, batıda kuzu postuna bürünenler; haberiniz olsun, taktığınız maskeler, içine girdiğiniz etekler hiçbirinizi kurtaramayacak. Bakıyorsunuz, katiller masumları öldürüyor, dönüyor barış diyorlar. Canevimizden vuranlar, çok geçmeden çözümcü kisvesine bürünüyorlar. Nasılsa ortalık boş, siyasi irade meflûç Kurşun atanlara karşı tepkisel imza atılmasını bekleyen safdiller oldukça kan dinmez ölümler durmaz Analarımız ağlamayacaktı değil mi? Terör sonlanacak, dağlardan çiçekler toplanacaktı, böyle söylenmiyor muydu? Oysaki her söz yalan çıktı. Şimdi de deniyor ki, silahların susması değil, gömülmesi lazımmış. Ne var ki gömülen masum evlatlarımızdır, umutlardır, dipdiri hayallerdir. Silahları gömerlerse bir gün tekrar çıkarırlar. Eğer silahlar ve silah tutan eller kırılırsa asıl o zaman bahar gelir bu cennet vatana.

         Çözüm Süreci buzdolabına alınmış, öyle ifade ediyorlar. Asıl küllenmesi gereken süreçtir, çözümü buzdolabına kaldırmak bozulmasına önlemdir. Ülkeyi yöneten beyler; Türkiye terörün boyunduruğuna girdi, daha neyle meşgulsünüz? Anket yaptırıp seçim için fırsat kollamak da ihanettir. Aziz milletim tasalanma, dert etme, üzülme; aziz varlığını canından aziz ve muhterem bilen vatan sevdalıları, Türkiye aşıkları nöbettedir. Boşuna söylememiş Yusuf Has Hacip; “Huzur zahmetle birlikte gelir. Sevinç kaygıyla birlikte gelir.” Zahmete katlandık, sıra huzurda. Acıya dayandık, sıra Türk milletinin gücünü göstermede. Yine diyor ki Yusuf Has Hacip; “Nereye gidersen git, yalnız iyi ol. Soya ve asalete bakma, iyiliği kendinde ara.” İnsanların iyisi gaflete düşmez, nereye giderse doğru yolu arar. Doğruyu araya araya bulacağız; akıl, şuur ve irfanla emanete sahip çıkacağız.

10 Ağu 2015

MHP lideri Bahçeli'den açıklama!

Bahçeli: AKP ile CHP Genel Başkanları daha fazla zaman kaybına izin vermeden koalisyon zemininde bir araya gelemek için fedakarlık göstermeleri ülkemiz için hayati önem taşımaktadır.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AKP ve CHP'ye çağrıda bulunarak, "Türkiye'nin geçici hükümetle daha fazla devam ve idaresi mümkün değildir. AKP ve CHP Genel Başkanları daha fazla zaman kaybetmeden koalisyon için fedakarlık göstermeleri ülkemiz için hayati önemdedir" dedi.

TÜRKİYE ARTIK NEFES ALMALI 
7 Haziran'da sandıktan koalisyon mesajı çıktığını belirten MHP Lideri, "AKP-CHP koalisyon hükümeti bu hafta içinde mutlaka kurulmalı, Türkiye artık nefes almalıdır" ifadesini kullandı.

KAÇAK GÜREŞME SİYASİ SORUMSUZLUK 
“Seçimlerin üzerinden 65 uzun gün geçmesine rağmen demokratik normalleşme, siyasi uzlaşma ve istikrar özlemleri henüz vasat bulamamıştır. Ekonomik dengelerdeki bozulma, sosyal gerilim ve siyasal cepheleşmelerdeki yoğunlaşma bölücü terör örgütünün hain saldırılarına eş zamanlı mesafe almaktadır. Olağanüstü bir dönemden geçen Türkiye’miz tam bir istikrarsızlık ve belirsizlik sarmalındadır. Şartlar oldukça ağırlaşmış, gelişmeler vahim bir sınıra dayanmıştır. Türk milleti her yönden ateş altına alınmıştır. Bugün Sayın Davutoğlu ile Sayın Kılıçdaroğlu günlerdir sürüncemede bırakılan koalisyon görüşmelerinin seyrini belirleyeceklerdir. Anlaşılmaktadır ki, AKP’nin kafası karışık, onlarca saat görüşmesine rağmen CHP’yle ortaklığa soğuktur. Türkiye’nin bu denli sıcak ve sorunlu bir gündemi varken; AKP ile CHP’nin kaçak güreşmesi, birlikteliğe yanaşmaması, masayı devirmek için bahane arayışları bir defa siyasi sorumsuzluk örneğidir.

TÜRKİYE ADINA MÜESSİR BİR KAYIP 
Bugüne kadar heyetler arasındaki görüşmelerin verimli ve yararlı geçtiği ısrarla vurgulanmış, beklentiler hep canlı tutulmuştur. AKP’nin açıkladığı 10 maddelik koalisyon ilkeleriyle CHP’nin kamuoyuyla paylaştığı 14 maddelik ilkeler demetinin benzerlikler taşıdığı da taraflarca ifade ve iddia edilmiştir. Ne var ki, beş tur süren istikşafi görüşmelerin makul ve mutlu bir neticeye ulaşmak yerine, zaman geçirmek için sürdürüldüğü, zevahiri kurtarmaya hizmet ettiği kanısı oldukça yaygınlaşmıştır. AKP ile CHP’nin birbirini yoklaması, keşfe çıkması, nabzını ölçmesi günler ve saatler süren toplantılarla hala olumlu bir kanaate ulaşamamaları Türkiye adına müessir bir kayıptır. Sayın Davutoğlu, kaçak sarayın telkin ve tazyiki altında günlerdir koalisyon meselesini yokuşa sürmekte, vakit israfıyla meşgul olmaktadır. CHP’nin hükümete girme iştah ve istediği ise her seferinde akamete uğramaktadır. Bu anlamsız, izah ve tanımı çok zor olan istikşafi oyalanmaların ülkemiz aleyhine olduğu kuşku götürmez bir gerçektir. AKP ile CHP Genel Başkanlarının daha fazla zaman kaybına izin vermeden koalisyon zemininde bir araya gelmek için fedakârlık göstermeleri ülkemiz için hayati önemdedir. HDP’NİN ÇÜRÜMÜŞ MENSUPLARI Türkiye’nin geçici hükümetle daha fazla devam ve idaresi mümkün olmadığı gibi doğru da değildir. PKK terör örgütünün kanlı saldırıları, artan şehadetler tahammül eşiklerini aşmış, milli infiale yol açmıştır. Bu düşmanca ve alçakça yapılan saldırılara dayanmak, katlanmak artık söz konusu değildir. Devlet otoritesi sarsıldığı gibi, birlikte yaşama iradesi kırılmakta, kardeşlik iklimi zehirlenmektedir. PKK, süreç ihanetinin sağladığı geniş fırsatları azami ölçüde kullanıp, hükümetin onca ihmal ve gevşekliğini alan hakimiyetiyle derinleştirmektedir. Ülkemiz kanlı bir iç savaşa doğru hızla sürüklemektedir. Türkiye’nin toprak ve nüfus bütünlüğünü hedef alan sözde kuzey Kürdistan fitnesi silah zoru, dış baskı, iç kuşatma altında temellenmektedir. Bu esnada PKK’ya ileri karakolluk yapan siyasi bölücüler, sözde barış tahrikçiliğine ilave olarak, Avrupa ülkelerinde namertçe kulis yapmakta, ihanete destek bulmak amacıyla ziyaretlerini hızlandırmaktadır. HDP’nin çürümüş mensupları tarafından BM’ne yapılan çağrılar, NATO’ya yönelik davetler terörün uluslararası alana taşınması ve süreç ihanetinin tekrar dirilerek Türkiye’yi yok etmesi emeline açık bir hizmettir.

BU ORTAMDA HİÇBİR PARTİ SEÇİME ODAKLANMAZ 
Ülkemizin şu günkü zifiri ve zillet tablosu duyarlı, milli hassasiyeti yüksek, kalbi vatan sevgisi için çarpan her insanımızı kaygılandırmaktadır. Bu nedenle AKP ve CHP koalisyon hükümeti kurmak için asılsız, afaki ve içi boş avunmalara sığınmak yerine işbirliği ve ortaklık hukukunu canlandırmalıdır. Kısaca AKP-CHP koalisyon hükümeti bu hafta içinde mutlaka kurulmalı, Türkiye artık nefes almalıdır. AKP ile CHP bir hükümet kurmak durumundadır. Millet ve devlet bekasının aşırı ve anormal ölçülerde tehdit ve tehlikelere maruz kaldığı bugünkü ortamda, hiçbir parti siyasi ikbal ve seçim hesabına odaklanamayacaktır. Nitekim Türkiye’nin erken seçim gündemi artık tedavülden kalkmış ve ikinci plana düşmüştür. AKP ile CHP’den beklentimiz Türkiye için istikşafi görüşmelerden sonra insiyatif almaları, inkişafi bir koalisyon hükümetinde buluşmalarıdır.

ERDOĞAN DA YERİNİ BİLMELİ 
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da yerini yurdunu bilmesi ve Anayasa’da tayin edilen sınırlarına tam bir sadakatle görevini ifası akla ve ahlaka uyan en doğru davranış biçimi olarak görülecektir. Erdoğan’ın Beştepe’den siyasete güzergah belirleme teşebbüsleri, dış gezilerde, uçaklarda siyasi konularda bilirkişiliğe soyunma gayretkeşliği kesinlikle gayri meşrudur. Sayın Davutoğlu’nun Erdoğan vesayetinden kurtulması, siyasetin doğasına uygun ve partisinin çizgisine bağlı hareketi koalisyon görüşmelerinin ufkunu açacaktır. Ya Türkiye paramparça olacak ya da Türk milleti topyekûn ayağa kalkarak bölücü hainleri bu kutlu vatandan temizleyecektir. Yeni bir istiklal ve istikbal mücadelesi önümüzdedir. Şu da unutulmamalıdır ki, Türk milleti en zor şartlarda ülkeyi yönetimsiz bırakarak azınlık hükümeti senaryosuna bel bağlayan, erken seçim planlayan, kendi kişisel çıkar ve ihtiraslarına ülkeyi kurban vermekten kaçınmayan müflis ve marazi zihniyetleri asla affetmeyecektir.”




Kaynak:Posta.com.tr

Tek sorun koalisyon olmayacak

Kılıçdaroğlu'nu Twitter'dan takip etmeye başlayan Başbakan Davutoğlu, bugün CHP lideri ile yapacakları koalisyon görüşmesinde PKK'nın silah bırakması ve son dönemde artan saldırıların da konuşulacağını söyledi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Twitter hesabından Şanlıurfa ziyareti ile ilgili mesajlar ve fotoğraflar paylaştı. Ceylanpınar'da şehit edilen polisler Feyyaz Yumuşak ve Okan Acar'ın silah arkadaşlarını ziyaret ettiğini söyledi. Ardından da şu mesajları verdi: "Tüm vatandaşlarım müsterih olsun. Şefkat ve kudret eliyle devletimiz her türlü belayı def etmeye muktedirdir. Şimdi tüm siyasi liderleri kamu düzeni, demokrasiyi sahiplenme, silahların bırakılması konularında ortak tavır almaya çağırıyorum. Yarın CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşmemizde hükümet ortaklığı dışında bu konuları da istişare edeceğiz. Süreç nasıl işlerse işlesin milletimizin verdiği ülkeyi yönetme sorumluluğunun gereğini yapacağımızdan kimse şüphe etmesin." Davutoğlu ve Kılıçdaroğlu görüşmesi bugün saat 18:00'de Başbakanlık Resmi Konut'ta olacak. Görüşmeye Kültür Bakanı Ömer Çelik ve CHP Sözcüsü Haluk Koç da katılacak.

TWİTTER'DAN TAKİP ETMEYE BAŞLADI 
Davutoğlu, sosyal paylaşım sitesi Twitter’daki kişisel hesabında, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nu da takip ettiği kişilere ekledi. Davutoğlu'nun, son paylaştığı mesajlardan birine, Kılıçdaroğlu'nun kullanıcı adını eklemesi dikkat çekti. Başbakan Davutoğlu'nun Twitter'da takip ettiği 83 kişi arasında Kılıçdaroğlu dışında muhalif milletvekili bulunmuyor.



Kaynak:AA

2 Ağu 2015

Kim adına, hangi savaşı başlatıyorsunuz?

Başbakan Ahmet Davutoğlu, sivil toplum kuruluşlarıyla terör buluşmasına önemli açıklamalarda bulundu.

İşte Davutoğlu'nun açıklamalarından satır başları: 
OPERASYONA DEĞER MİYDİ DEDİLER...
Bütün acılara aynı prensiple yaklaşıyoruz. Barıştan bahsedenler Ceylanpınar'da iki polisimiz şehit edilmişken herhangi bir kınamada bulunmadı. Bazı aydınlar "İki polis için böyle bir operasyona değer miydi?" dediler. Biz toplumun vicdanını temsil etmeye devam edeceğiz. Ortak aklımız bize şunu söylüyor: Etrafımızda ateş çemberi varken ortak aklımız bize silahları bırakmamızı söylüyor. Ortak akıl bakımında bakıldığında terörün arkasında ortak akılı yok salan bir zihniyet var.

İLK MÜLTECİLER DEAŞ'TAN KAÇARAK GELMEDİ
Çok efsaneleştirilmesi anlamında söylüyorum, Rojova, Kobani'de PKK'nın olduğu yerde başka bir Kürt hareketinin olmasına dahi izin vermediler. İlk mülteciler DEAŞ'tan kaçarak gelmedi, oradaki baskılardan kaçarak geldi. Bunu da Irak Kürt bölgesi yöneticilerine sorunuz. Mesele Kürt sorunu değil. Sadece ben bilirim diye, aynı 12 Eylül’de Türkler için en iyisini ben bilirim diyen paralelliktir.

ŞİMDİ BİZİ SUÇLUYORLAR
TBMM'ye büyük zafer psikolojisi içinde 80 vekil gönderdikten sonra, bu 80 vekilin dönüp Kandil’e doğru, 'artık silahları indirin, tehditlerinize son verin' deme kararlılığını gösterebildiler mi? Şimdi bize çatışmasızlığı sona erdirmekle bizi suçluyorlar, hala bugün.

DİKKAT ÇEKİCİ... DEMİRTAŞ İLE GÖRÜŞÜRKEN
15 Temmuz, ben Demirtaş ile görüşürken, aynı saatlerde dikkat çekici, KCK sözde halk savaşını başlatma talimatını verdi. 19 Temmuz, Suruç’tan bir gün önce Cemil Bayık açıklama yaptı. "silahlanın ve halk savaşına hazır olun" diye. Kim adına, hangi savaşı başlatıyorsunuz? Size kim talimat verdi? Nereden talimat aldınız? Şimdi herkesin bu ortak akıl üretme anlamında, son 13 yıl içinde aldığımız mesafelere tekrar tekrar bakmasını rica ediyorum.


Kaynak:Posta.com.tr