ANASAYFA       SONDAKİKA       GÜNDEM       MAGAZİN       SİYASET      

9 Eki 2016

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Şemdinli'deki saldırıyı şiddetle kınıyorum!

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ankara'da teröristlerin etkisiz hale getirilmeleriyle önlenen girişimin, İstanbul'da ise 10 vatandaşımızın yaralanmasıyla neticelenen saldırının ardından yapılan Şemdinli eylemi, bunun en açık ifadesidir. Devletimizin ve milletimizin bekası için, yurt içinde ve yurt dışında, her türlü siyasi, diplomatik, askeri tedbiri almakta kararlıyız" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hakkari Şemdinli'deki terör saldırısına ilişkin yazılı açıklama yaptı. Erdoğan'ın açıklaması şu şekilde:

"Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde, Durak Jandarma Karakolu önündeki kontrol noktasında 10 askerimizin ve 8 sivil vatandaşımızın şehadetine, 27 kişinin de yaralanmasına yol açan menfur terör saldırısını şiddetle kınıyorum.

Bölücü terör örgütü PKK'nın, ülkemize ve milletimize saldırma vazifesi doğrultusunda, insani ve ahlaki tüm değerlerden yoksun eylemlerini yoğunlaştırma arayışı içinde olduğu anlaşılıyor. Ankara'da teröristlerin etkisiz hale getirilmeleriyle önlenen girişimin, İstanbul'da ise 10 vatandaşımızın yaralanmasıyla neticelenen saldırının ardından yapılan Şemdinli eylemi, bunun en açık ifadesidir"

"ÖNÜNE GEÇİLEMEYEN EYLEMLER DE YAŞANABİLMEKTEDİR"

Bölücü örgüt, geçtiğimiz yıl başlattığı çukur eylemlerinin akabinde bölge halkı tarafından adeta tecrit edilmiş, dışlanmıştır. Bunun üzerine örgüt üyeleri, tıpkı FETÖ ve DEAŞ mensupları gibi, sadece kan dökmeyi, can almayı hedefleyen saldırılarla varlıklarını ispata yönelmişlerdir. Suriye ve Irak'ta hesapları olan karanlık odakların taşeronluğunu yapan bu örgütün eylem teşebbüslerinin büyük bölümü, esasen, halkımızın desteği sayesinde, güvenlik ve istihbarat kuruluşlarımızın gayretleriyle önlenmektedir. Maalesef, son Şemdinli saldırısında olduğu gibi, önüne geçilemeyen eylemler de yaşanabilmektedir"

"ÖDEDİĞİMİZ BEDELLER, İNŞALLAH BOŞA GİTMEYECEKTİR"

"Devletimiz, tüm kurumlarıyla, milletimizle el ele vererek, bölücü terör örgütünü eylem yapamaz hale getirmekte kararlıdır. İnsan gücünden teknolojik imkanlara kadar bunun için ne gerekiyorsa seferber ediyoruz. Devletimizin ve milletimizin bekası için, yurt içinde ve yurt dışında, her türlü siyasi, diplomatik, askeri tedbiri almakta kararlıyız. Kendimizin ve çocuklarımızın daha güvenli, huzurlu, müreffeh geleceği için ödediğimiz bedeller, inşallah boşa gitmeyecektir. Şemdinli'deki menfur saldırıda şehit olan vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına ve milletimize başsağlığı, yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum."

20 Şub 2016

Erdoğan: Türkiye operasyon yapma hakkına sahiptir!


Cumhurbaşkanı Erdoğan İstanbul'da UNESCO Gastronomi Kenti programında konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları şu şekilde;

Terörün gündemimizi ipotek altına almasına izin vermeyeceğiz Türkiye, Suriye'de ve terör örgütlerinin yuvalandığı her yerde gerekli gördüğü her operasyonu yapma hakkına sahiptir. Nefsi müdafaa konusunda karşımıza çıkanı terörist sayarız.

Kimse Türkiye’nin meşru müdafaa hakkını engelleyemez. Türkiye kendisine yönelik saldırıya cevap veriyor, verecek. DAEŞ ile mücadele diyerek, Türkiye'yi kendi sahasına hapsetme planı gülünçtür.

Televizyonlarda bir çok program var. Bazılarının gereksiz olduğunu görüyorum. Bunların yerine Gaziantep mutfağını anlatan programlar olsa daha iyi olur.

Türkiye açık hedef olmasına rağmen hala dünyanın en güvenli yerlerinden biridir.

17 Ara 2015

21 milyar dolar cepte!


Petrol fiyatlarında yaşanan düşüşle 36 dolara gerileyen petrolün varil fiyatı Türkiye'nin enerji faturasını 21.milyar dolar düşürdü.

PETROL fiyatlarında 12 yılın en düşük seviyesi olan 36 dolara kadar yaşanan gerileme, Türkiye'ye yaradı. Türkiye'nin enerji faturasının 21 milyar dolar düşmesi öngörülüyor. Geçen yıl yayımlanan Orta Vadeli Program'da (OVP) bu yıl için öngörülen 57.3 milyar dolarlık enerji ithalatı, yeni OVP'de 41.1 milyar dolara çekilirken; gelecek yıl için 60.1 milyar olarak belirlenen ithalat beklentisi, 39.2 milyar dolar olarak revize edildi. Buna göre, Türkiye'nin gelecek yıl enerji faturasının 20.9 milyar dolar düşmesi öngörülüyor.

15 Kas 2015

Erdoğan'dan işverene: Biraz az kazanın!


Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1 Ocak 2016'da 1300 lira olması planlanan asgarü ücret uygulamasına ilişkin olarak, iş dünyasına seslendi. 'Herhangi bir işveren kalkıp da 3 bin lira maaş verdiği zaman kimse sen niye 3 bin veriyorsun demez' diyen Erdoğan 'Ben de işverenlere tavsiye ediyorum, biraz az kazanın ve kazandığını dar gelirli olanlarla paylaşın' dedi.

Antalya'da düzenlenen G20 Zirvesi kapsamında düzenlenen İŞ20 ve EMEK20 oturumunda konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarından bazı bölümler şöyle:

"Etkin ekonomi ve istihdam politikalarının uygulanabilmesi için işçi işveren arasında güçlü bir sosyal diyaloğun tesis edilmesi şarttır. Bunun G-20 çerçevesinde başarılabilmiş olması sevincidir. Türkiye, güçlü sürdürülebilir ve dengeli büyümeye kapsayıcılığı da dâhil ettik. Büyüme sadece rakamlardan ibaret değildir. Büyümenin kalitesi ve niteliği de önemlidir. Toplumdaki tüm kesimlerin, refah artışından pay almaları gerekiyor. Biz kapsayıcılığı daha fazla kaliteli istihdam oluşturulması eşitsizliklerin giderilmesi olarak görüyoruz. Sizler de İş20 ve Emek20 olarak yaptığınız çalışmalarda kapsayıcı büyümeyi benimseyerek G20'ye katkılarınızı sundunuz. Alın terini kutsal gören, emeğin karşılığının zamanında verilmesini emreden bir medeniyetin mensupları olarak bu konu bizim için çok önemli. Türkiye olarak başarılı sonuçlar elde ettiğimizi ifade etmek isterim. Asgari ücrette ve ortalama ücretlerde ciddi artışlar kaydettik."

'BURADA BAŞARILI OLMANIZA YARDIMCI OLACAĞIZ'

"Bizlere bulunduğunuz tavsiyelerin uygulanacağından emin olun. Türkiye'nin çok kapsamlı bir reform programı var. Halkımız bize bu reformları uygulamamız için çok güçlü bir yetki verdi. Bu da Türkiye'de birçok iş fırsatının oluşacağı anlamına geliyor. Umuyoruz ki bu ziyaret, Türkiye'ye yaptığınız son ziyaret olmayacak ve sizler de Türkiye'nin başarı öyküsünün bir parçası olacaksınız. Biz de kesinlikle sizin işlerinizin burada başarılı olmasında yardımcı olacağız."

İş 20 ve Emek 20 olarak bize sunduğunuz öneriler G20’de gerçekleştireceğimiz görüş alışverişine katkı sağlayacaktır. Devletlerin yanı sıra işveren işçi gençler kadınlar sivil toplum ve düşünce kuruluşlarının bu süreci sahiplenmesi büyük önem taşıyor.

'ACABA DÜNYA SERMAYESİ KISKANÇ MIDIR?'

"Acaba dünya sermayesi veya finansal sektör kıskanç mıdır? Bunun üzerinde bir düşünmekte fayda var. Ve son terör eylemlerine bir baktığımız zaman, acaba bu terör eylemlerinin temelinde veya sebepleri arasında bu kıskançlığın olması söz konusu mudur?

Fakirlik acaba buralara dayanıyor mu? İşsizlik acaba buralara dayanıyor mu? Dünyadaki işsiz gençler eğer müteşebbis olacaksa acaba finans dünyası bunlara gerekli desteği veriyor mu verebiliyor mu? Veya işsiz kadınlara finans dünyası gerekli desteği veriyor mu, verebiliyor mu?

"TERÖRÜN BELİ KIRILABİLİR"

Şu anda Türkiye'de yeni adım atılıyor. Herhangi bir genç yatırım yapacak olursa devlet destekli yatırım sözkonusu. Veya kadın yatırım yapacaksa devlet kendisi onlara destek vermek suretiyle onları da adeta bir müteşebbis duruma getirmenin adımlarını atıyor. Ben bunları önemsiyorum. Ama özellikle dünyadaki işveren çevresinin biraz daha elini açacak olursa öyle zannediyorum ki, terörün belini kırabilir, dünyadaki fakirliği giderme imkanı olabilir, kıskançlığı ortadan kaldırma şansını kaldırabilir diye düşünüyorum.

Ve ticaretin kolaylaştırılması noktasındaki düşüncenizi aynen paylaşıyorum. Kaldı ki kapsayıcılık derken bu çok büyük önem arz ediyor. Bir Kadın20 var, iki Genç20 var. Adalet var ki çok çok önemli. Bunun adımlarını atmamız lazım. Ama bir diğer adım var yatırımlar konusu… Acaba dünyada gerek kamu gerekse özel sektörün dayanışması nasıl olacak bu çok önemli.

"DÜNYA NETİCE ALMA NOKTASINDADIR"

Yatırımlar konusunda acaba dünyada gerek kamu gerekse özel sektörün dayanışması nasıl olacak, bu çok önemli. 2030'da biz 80 ila 100 trilyon gibi bir yatırımı öngörüyorsak, biz Türkiye olarak son 12-13 yıl içerisinde kamu-özel yatırımıyla çok ciddi altyapı yatırımlarını gerçekleştirdik. Türkiye bu konuda az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere örnek oluşturduğunu düşünüyorum. Eğer yapılan uygulamalar hakikaten netice veriyorsa demek ki, başarıya gidiyoruz. Bunu gerçekleştiremezsek o zaman yatırımlar ve kapsayıcılık noktasında oturur güzel güzel konuşuruz, kahvemizi, çayımızı içer, böyle güzel yerlerde konuşur ondan sonra dağılır gideriz. Ama dünya artık dağılma noktasında değil, netice alma noktasındadır."

ERDOĞAN’DAN İŞVERENE ASGARİ ÜCRET TAVSİYESİ

Erdoğan, asgari ücretle ilgili gelen soruya şöyle yanıt verdi:

“Şu anda Türkiye’de konuşulan ise 1300-1500 hatta daha ileri gidenler de var. Türkiye’deki konum çok çok farklı bir yere doğru gidiyor. Ben bu gelişmeden de mutluyum. Ancak asgari ücret malum bir taban belirlemedir. Herhangi bir işveren kalkıp da 3 bin lira maaş verdiği zaman kimse ona sen neden veriyorsun demez. 4 bin lira verdiği zaman, niye veriyorsun demez. E ne olur? Biraz az kazanmış olur.

'BİRAZ AZ KAZANIN'

Ben de işverenlere tavsiye ediyorum. Biraz az kazanın, kazandıklarınızı dar gelirli insanlarla paylaşın. Bunu bir defa başarmamız lazım. Neden? Fakiri tahrik etmeyelim. Ve paylaşımcı anlayışı hayatımıza egemen kılalım. Buradan bir şeyi vurgulamak isterim. Hepimiz ölüp gidiyoruz, paraları beraber götürüyor muyuz? Beraber gelmiyor. Onlar bu dünyada kalıyor. Arkada varisler bunu paylaşacak. Gel bunu işçinle bir kısmını paylaş, ondan sonra da gök kubbede hoş bir seda bırak. Öldükten sonra da “Sorma, bizim öyle bir patronumuz vardı ki gerçekten işçisinin hakkını çok ciddi manada gözetir, maaşını da iyi bir konumda verirdi" desinler. Asıl olan burası. Bunu başarmamız lazım."

'BURADA PARANIN MALİYETİNİ DÜŞÜRMEK LAZIM'

Hemen tabi bizim karşımıza ne getiriliyor? Maliyetler konusu getiriliyor. Biz o maliyetleri çok farklı yerlerde aşağı düşürebiliriz. Buradaki konum şudur, Türkiye’de faiz oranları mesela yüksektir, ama batıda bizim gibi değil düşüktür. E soruyorum şimdi bu faiz oranlarıyla yatırım olur mu? Bu faiz oranlarıyla birlikte küçük orta boy işletmeler girişimci ruhunu kazanabilir mi? Zenginleşebilir mi? Hayır. Onun için burada önce paranın maliyetini düşürmek lazım. Ne genç işadamı bulabiliriz, ne genç işkadını bulabiliriz. Onlar da çok kısa zamanda iflas ederler, devlet gelir iş yerine el koyma durumunda olur. Bu konuyu iyi değerlendirmek gerekir diye özellikle düşünüyorum.''

26 Eyl 2015

Aydın Doğan: Ben hiç kimseye öyle bir şey demedim


Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan'ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yanıtı...

Sayın Cumhurbaşkanı, Millet olarak Kurban Bayramını kutladığımız bugünlerde size böyle bir açık mektup yazmak durumunda kaldığım için gerçekten üzgünüm. Ama hayatta karşılaştığınız bazı şeyler, uğranılan büyük haksızlıklar, ne yazık ki, insanın duygularını ertelemesine imkân bırakmıyor. Bu mektubumu işte böyle bir haksızlığın bende yarattığı üzüntüyle yazıyorum. 22 Eylül akşamı Kanal 7 televizyonundaki mülakatınızda doğrudan şahsımı kastederek, yıllar önce İstanbul Conrad Oteli’nde yaptığımız bir görüşmeyi yeniden gündeme getirdiniz. Bu görüşmede benim daha önce cumhurbaşkanlığı ve başbakanlık yapmış üç değerli devlet şahsiyeti hakkında size şu ifadeyi kullandığımı ileri sürdünüz:

“Öyle dönemler oldu ki, biz hükümet getirdik, hükümet götürdük.”

Benim bu sözleri rahmetli cumhurbaşkanları Turgut Özal ve Süleyman Demirel ile eski başbakan Tansu Çiller için söylediğimi belirttiniz. Aynı mülakat sırasında Conrad’daki görüşmede bana şunu söylediğinizi de eklediniz: “Kusura bakma. Ben doğma büyüme Kasımpaşalıyım. Hak bildiğimiz şeyden taviz vermeyiz."

***

Sayın Cumhurbaşkanı,

Eğer doğup büyüdüğümüz yerler hepimizin söyledikleri için bir referans ise ben de doğma büyüme Kelkitliyim. Ben de doğup büyüdüğüm Anadolu yaylasının yiğit delikanlılarının yetiştiği Kelkit’ten geliyorum . Hayatım boyunca seçilmiş hiçbir lidere, hiçbir devlet insanına böyle veya bu manaya gelecek bir şey söylemedim. Asla söylemem. Yine doğma büyüme bir Kelkitli olarak şunu da eklemek isterim: Conrad Oteli’ndeki görüşmede size de böyle bir şey söylemedim, bu manaya gelecek bir söz sarf etmedim.

***

Sayın Cumhurbaşkanı,

Konuşmanızda Dokuzuncu Cumhurbaşkanımız rahmetli Süleyman Demirel’e de bu yönde sözler sarf ettiğimi öne sürüyorsunuz. Madem doğup büyüdüğümüz yerler bizim şahidimiz oluyor, o zaman ben de İslamköylü Süleyman Demirel’in vefatından beş ay önce bana gönderdiği bir mektupta şahsımla ilgili söylediği şu sözleri sizin ve milletimizin takdirine sunuyorum: 

"Seni 40 yıldır tanırım. Bu 40 yılda benden hiçbir talebin olmadı. Ben de senden hiçbir ricada bulunmadım. Gazetelerinin yayınları sebebiyle zaman zaman sana kızdığım günler oldu. Ancak bunları insani münasebetlerime hiç karıştırmadım. Küsmedim, darılmadım. Devletin kudreti ile senin üzerine gelmeyi aklıma bile getirmedim… Neticede sen basın olarak doğru bildiğin şekilde yayın yapıyordun, ben ise devlet sorumluluğu, tarafsızlığı ve hoşgörüsü ile davranmak mecburiyetindeydim."
***

Sayın Cumhurbaşkanı,

Aynı şekilde kendimi çok mağdur hissettiğim bir başka konuyu da dile getirmek isterim. Söz konusu mülakatta da olduğu gibi çeşitli konuşmalarınızda beni ve grubumu terör örgütlerine yardım etmekle suçluyorsunuz. Bu benim asla altında kalamayacağım, kalmayacağım ve son nefesime kadar bütün kalbimle reddedeceğim bir suçlamadır. Terörün her türlüsü, özellikle de ülkemin bütünlüğüne yönelmiş terör, Türkiye Cumhuriyeti’nin ülkesini seven her vatandaşı gibi benim de bir numaralı düşmanımdır. PKK Terör örgütü dahil her tür terör örgütüyle vatandaş olarak da, yayıncı kimliğimle de sonuna kadar mücadele ettim, ediyorum ve etmeye devam edeceğim. Eğer milliyetçilik Türkiye sevdası ise, Türkiye’ye bağlılık ise, Türkiye’nin birliğini, kardeşliği ve barışı savunmak ise bu konuda herkesle yarışmaya hazırım. Ben doğma büyüme, katıksız milliyetçiyim...

***

Sayın Cumhurbaşkanı,

Bu mektubu size sadece mağdur bir vatandaş olarak yazıyorum. Çünkü son zamanlarda sizi destekleyen medya kuruluşlarının da insafsızca ve vicdansızca yürüttükleri bir saldırı karşısındayım. Bunlarla mücadelemi hukuki sınırlar içinde sonuna kadar, yılmadan yürütüyorum ve yürütmeye devam edeceğim. Ama siz Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanısınız. Sizden gelecek bir suçlama karşısında kendimi size ifade etmenin ve hissiyatımı anlatmanın bir vatandaşlık hakkı olduğuna inanıyorum. Sizin de hepimizin Cumhurbaşkanı olarak benim hissiyatıma hassasiyet göstereceğinizden emin olmak istiyorum. Bu vesileyle merhum cumhurbaşkanlarımız Turgut Özal ve Süleyman Demirel’e Cenab-ı Allah gani gani rahmet eylesin diyor, eski başbakanımız Sayın Tansu Çiller’e de sağlıklar diliyorum.

Saygılarımla

AYDIN DOĞAN



Kaynak:Posta.com.tr

25 Eyl 2015

Erdoğan 'Suudi yönetimine saldırgan ifadeler var'


Cumhurbaşkanı Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediyesi ziyaretinde hac faciası sırasında Suudi yönetimine saldırgan ifadeler kullanıldığını söyledi.

Erdoğan'ın sözlerinden satırbaşları şöyle: Suudi yönetimi sürekli proje yapıyor. Oradaki inşaat çalışmalarını biraz azaltması gerekiyordu. Burada kimisi yönetim boşluğu, organizasyon boşluğu var ifadelerini çok da doğru bulmuyorum. Sırtında küfe yok. Bazı sıkıntılar yaşanıyor. İnanıyorum ki, Suudi Arabistan yönetimi bazı kararlar alacaktır. Tedbiler farklı olacaktır. Suudi Arabistan yönetimine böyle saldırgan ifadeleri doğru bulmuyorum.

SURİYE POLİTİKASI DEĞİŞİYOR MU?

Başbakanlık dönemimden itibaren Suriye yönetimiyle ilgili söylediğim aynıdır. Esed ile aynı Suriye'nin kurtuluşu söz konusu değildir. Muhalif kesimler de Esed'i kabul etmiyor. Esed'in eğer, Suriye'ye zerre kadar sevgisi varsa terk eder gider. 2 milyon insana kapısını açan kim biziz. Birileri ile oturup konuşmamız gerekiyor. Amerika, Rusya, İran, Katar ile konuşuyoruz.


Kaynak:Posta.comtr

20 Eyl 2015

Cumhurbaşkanı Erdoğan Rusya'ya gidecek!


Rusya'nın Suriye'ye savaş uçağı ve asker gönderdiği iddiaları dünyanın dilinde. Esad'a olan desteğini açıkça dile getiren Rusya'ya Cumhurbaşkanı Erdoğan tepki göstermişti. Erdoğan tüm kritik gelişmelerin yaşanırken Rusya'ya önemli bir ziyaret gerçekleştiriyor. Erdoğan, Çarşamba günü Rusya'ya günbirlik bir ziyaret gerçekleştirecek.

Çarşamba günü Moskova’ya günübirlik çalışma ziyaretinde bulunacak Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Putin’le görüşecek. Filistin Devlet Başkanı Abbas’la da ikili görüşme yapacak Erdoğan, Moskova Merkez Camii’nin açılışını da gerçekleştirecek.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 23 Eylül Çarşamba günü Rusya’nın başkenti Moskova’ya günübirlik çalışma ziyaretinde bulunacak. Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre, Erdoğan, Rusya ziyareti sırasında Moskova Merkez Camii’nin açılışını gerçekleştirecek.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yapacağı görüşmede, ikili ilişkilerin yanı sıra Suriye meselesi başta olmak üzere bölgesel konuların da ele alınması bekleniyor. İki liderin, görüşme akabinde, çalışma yemeğinde de görüş alışverişine devam edecekleri belirtildi. Cumhurbaşkanlığı kaynakları, Erdoğan’ın Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas ile de Moskova’da bir ikili görüşme yapacağını kaydetti.



Kaynak:Posta

15 Eyl 2015

Cumhurbaşkanı Erdoğan miting yapacak mı?

Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın soruları yanıtladı.
İbrahim Kalın'ın açıklamalarından satır başları: Bu dönemde barışı çoğaltmalıyız. Bu ülke coğrafyasında her vatandaşın özgür ve müreffeh bir şekilde yaşaması için mücadele ediyoruz. Terör örgütünün Cizre gibi yaptığı yerlerde hiçbir demokratik ülkede müsamaha gösterilemez. Zaman zaman uluslararası basında yalan haberlerin yayıldığını görüyoruz. Güvenlik güçlerimiz hukuk çerçevesinde her şeyi yapıyor. Geçen yıl Ferguson'da yaşananları gördünüz. Orada terörist yoksa, hendek yoktu. Canlı kalkan yoktu. Ama müdahale edildi. Teröre hayır kardeşliğe evet mitingi çok önemli. İngiltere, Fransa ve İspanya'da terörü meşru gösterenler için kanun var. İspanya'da ETA'yı övmek, şirin göstermek ve yücelten 19 kişi tutuklanmıştır. Fransa'da ETA'yı övenler tutuklanmıştır. İngiltere'de geçen yıl sosyal medyada terörü öven 300 kişi tutuklandı. Terör propagandasına alet olmamak ve bu tür yayınlardan kaçınmak gerekir. Devletimiz de gerekli önlemler alacaktır. Batı basını güya DAEŞ'le mücadele ediyor diye PKK terör örgütünü şirin gösterdi. Türkiye'de toplum ve devletiyle teröre karşı mücadele ederken terör propagandasına da izin vermeyeceğiz. Göçmen krizi Avrupa'da sürüyor. Aylan Kürdi'nin o fotoğrafı dünyayı ayağa kaldırdı. Umutlandık belki Avrupa da mültecilerini kapılarını açar diye. Ama yeni Aylan Kürdiler devam ediyor. Türkiye açık kapı politikasıyla 2.5 milyon mülteciye kapılarını açmıştır. AFAD'a iş adamlarımıza, milletimize bu tavrı için teşekkür ediyoruz. Bütün Suriyeliler'in gitmek istedikleri tek yer: Kendi ülkeleri. Mescid - i Aksa'da yaşanan olaylar. El Halil kentinde yaptıkları gibi Mescid-i Aksa'da kendine yer açmak istiyor. DAEŞ operasyonlarında 2 bin kişi sınır dışı edildi. 500 kişi gözaltına alındı.

Soru: 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim öncesi meydanlara inip miting yapacak mı? Halkın oylarıyla seçilen bir cumhurbaşkanımız var. Vatandaşlarıyla tabii ki görüşecektir. Millet ile halkla temasını kesmesini bekleyemeyiz.

Lamia Ayhan - ahaber muhabiri:
Şehit cenazelerine katılan, terörle mucadele veren Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan hakkında Nokta dergisinin verdiği kapak basın özgürlüğü müdür? Kalın: ABD ziyareti her an olabilir. Sayın Obama ile Erdoğan, Antalya'da görüşecek zaten. Ziyaret ile ilgili kesinleşmiş tarih yok. Doğan medya ile ilgili soruşturma yapmam şimdi doğru değil. Cumhurbaşkanlığına hakaret basın özgürlüğü değildir. Terör destek vermeyle ilgili örnekleri anlattım. Cumhurbaşkanına saldırırak bunu yapmak, aktivizmdir. Cumuhbaşkanına saldırmak basın özgürlüğü değildir. Kişiselleştirmeden yapabilirsiniz.

12 Eyl 2015

AKP'nin 50 kişilik MKYK listesi!

AK Parti'nin Merkez Karar Yönetim Kurulu (MKYK) listesi belli oldu.

İşte listede yer alan isimler... 
1- Abdülhamit Gül
2 -Ali Aydınlıoğlu
3- Alev Dedegil
4- Asuman Erdoğan
5- Ayhan Sefer Üstün
6- Ayşenur Bahçekapılı
7- Aziz Babuşçu
8- Bekir Bozdağ
9- Berat Albayrak
10- Binali Yıldırım
11-Bülent Gedikli
12- Burhan Kuzu
13- Cemil Çiçek
14- Çiğdem Karaaslan
15- Edibe Sözen
16- Efkan Ala
17 - Faruk Çelik
18- Fatih Şahin
19- Fatma Betül Sayan Kaya
20-Galip Ensarioğlu
21-Hamza Dağ
22-Hayati Yazıcı
23-Mehmet Mehdi Eker
24-Mehmet Ali Şahin
25-Mehmet Babaoğlu
26-Mehmet Doğan Kubat
27-Mehmet Erdem
28-Mehmet Müezzinoğlu
29-Mehmet Muş
30-Mehmet Özhaseki
31-Metin Doğan
32-Mevlüt Çavuşoğlu
33-Mustafa Ataş
34-Mustafa Şentop
35-Naci Ağbal
36-Nihat Zeybekçi
37-Nurettin Canikli
38-Nükhet Hotar
39-Numan Kurtulmuş
40-Ömer Çelik
41-Öznur Çalık
42-Ravza Kavakçı Kan
43-Recep Akdağ
44-Selçuk Özdağ
45-Selçuk Öztürk
46-Süleyman Soylu
47-Vedat Demiröz
48-Yalçın Akdoğan
 49-Yaşar Karayel
50-Zeki Aygün

3 Eyl 2015

O fotoğraf için bunları söyledi!

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, B-20 Konferansı açılış oturumunda konuştu. Küresel sorunlara küresel çözümler bulunması gerektiğini söyleyen Erdoğan, cansız bedeni Bodrum sahiline vuran 3 yaşındaki bebek için "Bu yavrunun hesabını tüm insanlık vermeyecek mi?" dedi.
Erdoğan'ın sözlerinden bazı satırbaşları şunlar: 
Alınan kararların çok daha etkili ve çözüme dönük olduğudur, küresel sorunlara küresel çözümler bulunması gerekiyor. G-20 Platformunda bu çerçevede anlayış birliğini görüyoruz. Her ekonomik gelişmenin dünyayı etkilediği bir dönemde bu anlayış önem taşıyor.Yani bir takım oyunu sorunların daha kolay aşılmasını sağlıyor. Türkiye olarak biz 2008 yılındaki küresel finans krizini bu yaklaşımla aldığımız önlemler sayesinde aştık. G-20 bu ihtiyacı karşılayacak işbirliği platformu olarak önümüzdeki dönemde daha büyük görevler…Siyasi liderlerin ve iş dünyasının bu platformda göstereceği işbirliği küresel sorunların çözümünü kolaylaştıracaktır.G-20 platformunun en kapsayıcı açılım grubu olan B20 hem faaliyet alanını geliştirdi hem üye sayısını artırdı. Dünya Kobi Forumu zirveler ve diğer pek çok etkinlikle güçlendirilen B-20 Türkiye’nin küresel iş dünyasının önemli platformlarından biri haline geldi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’na teşekkür ediyorum. Kasım ayında Antalya’da düzenlenecek G-20 zirvesinde liderlere sunulacak gündemdeki konular için çaba göstermeyi sürdüreceğiz. Kobilerle ilgili gelişmeleri çok yakından takip edeceğimizin bilinmesini istiyorum.
Bugün Pekin-İstanbul hattını dikkate almayan ekonomik siyasi projenin başarıya ulaşma şansı yoktur.

İŞSİZLİĞİN ÇARESİ KAPSAYICI BÜYÜME 
Dünyanın tamamını ve toplumların her kesimini içine almayan bir büyüme sosyal dengesizlikleri ve huzursuzlukları getirecektir. Artan işsizliğin çaresi kapsayıcı büyümedir. Bu bakımdan kadınların ve gençlerin işgücüne katılımına büyük önem veriyoruz. Kadın 20’nin resmi açılış toplantısını 6 Ekim’de gerçekleştiriyoruz. Gençler arasındaki işsizliği azaltmakta bir diğer önemli hedefimiz. Dünyanın her bölgesinde çok ciddi büyüme hızlarına ulaşan ülkeler olduğunu görüyoruz. B20’nin de iş hayatında etkin bir şekilde etkin kalması başta olmak üzere kapsayıcılıktan memnuniyet duyuyoruz. B20’ye üye küresel şirket sayısının dönem başkanlığımız sırasında 300’den 700’e çıkmasını anlamlı görüyorum. Bu salonda çok sayıda ulusal ve uluslararası liderlerin bulunmuş olması bizler için memnuniyet verici. Ülkemizin yatırımlar noktasında Türkiye olarak güvenli liman anlayışımızla kapımızı açtık. Güçlü dengeli ve sürdürülebilir büyümenin ayaklarından biri de altyapı yatırımlarının artırılmasıdır. Dünyada 2030 yılına kadar 70 trilyon dolarlık altyapı ihtiyacı vardır.
BU YAVRUNUN HESABINI İNSANLIK VERMEYECEK Mİ? 
Şunu bilmemiz gerekiyor ki ekonominin en önemli tehdidi terördür. Antalya G-20 zirvesinin de çalıştaylarında bunun dışındaki çalışma yemeğinde en önemli gündemimizi bunlar oluşturacaktır. Küresel terör sadece Ortadoğu bölgesinin değil. Dünyanın tamamının sorunu olarak varlığını sürdürüyor. Ülkemizin güneyinde pek çok ülkeyi ateşten yakan bu sorun karşısında batılı ülkelerin yeterli duyarlılığını göstermediğini gösteremediğini belirtiyorum. Hayatını kaybeden her mültecinin vebaline ortaktır. Akdeniz’de batan bir botta mültecileri taşıyan bir botta ölen bir yavru bizim sahillerimize vurdu. Bizim sahillerimize vurdu. Bu yavrunun hesabını tüm insanlık vermeyecek mi? Bir çok savaşlarda mazotların içinde çırpınan o hayvanları vesaire farklı bir şekilde ananlar bu üç yaşındaki yavruyu onun abisini babasını hatırlamayacak mı?

5 ÜLKENİN ÇIKARLARA DIŞINDA... 
Bu sistemin en önemli unsuru olan BM Güvenlik Konseyi 5 ülkenin çıkarları dışında kimsenin sorunlarına eğilmiyor. Erdoğan söylediği için dünya medyası tarafından kötü lanse ediliyor. Eğer bizler inandığımız doğruları söylemeyecek olursak hak hakim olmayacak. Bakınız batı merkezli dünyanın geride kaldığını artık çok merkezli bir dünyanın ortaya çıktığını kabul etmek gerekir. Avrupa başta olmak üzere mülteci ve göçmen akını… Hurda gemilere binen hurda gemilere binen insanlar sadece huzuru veya yaşama imkanını arıyor. İkinci dünya savaşından sonra temel özgürlükleri belirleyen sembol olan batı ülkeleri aynı değerlere sırtlarını döndüler. Akdenizde boğulan insanlığımızdır. Akdeniz’de bizi biz yapan değerlen boğulmaktadır. Avrupa kapılarında kasten botları batırılan sınırlarda insanlık dışı muamelelere tutunan her mülteci… Cesetleri kıyılarımıza vuran her insan için yüreğimizde derin bir yara Merhametini yitirmiş bir dünya sistemi insanların derdine derman olamaz. Ve bir başbakan olarak başbakanlığım döneminde biz açık kapı politikasıyla Suriye’den Irak’tan kim gelirse gelsin… O bombalardan kaçan insanları biz ölüme terk edemezdik, etmedik. Şu an iki milyonu aşkın insan bizim ülkemizde. Biz insanız. Yaradılmışların en şereflisidir. Şu şu şu ölçülere uyuyarsa alalım ne demek? İnsan bu. Biz Ezidisini de aldık Sünni de aldık Kürdünü de aldık hepsi içimizde. Her türlü desteği veriyoruz. Türkiye’ye göre imkanları kat kat fazla olan Avrupa ülkelerinin kabul ettiği mülteci sayısı 200.000. Biz iki milyonu aşkın kişiyi kabul ediyoruz. AB 28 ülke arasında nasıl dağıtacağını düşünüyor mültecileri biz bir haftada kamp oluşturuyoyuruz.



Kaynak:Posta.comtr

17 Ağu 2015

Hdp'den Cumhurbaşkanı ve Başbakana çağrı!

CHP'den sonra HDP'den de Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'na çağrı geldi...
HDP Diyarbakır Milletvekili İdris Balüken, Twitter'dan yaptığı açıklamada şunları söyledi: "AKP Hükümeti tüm ülkeyi aile şirketi gibi yonetemeyecegini bilmeli,Başbakan bir an önce görevi iade etmelidir... Davutoğlunun görevi iade için Erdoğan'la istişareyi beklemesine gerek yoktur. Halkımızın verdiği yetkiyi 39 gün boyunca kullanamamıştır. Hükümet kurma görevi olası sonuçlara bakmadan Sn.Kılıçdaroğluna bir an önce verilmelidir..."

16 Ağu 2015

Askerin de polisin de vurma yetkisi var!

Hakkari'nin Şemdinli İlçesi'nde dün Pkk'lı teröristlerle çatışmada şehit olan 45 yaşındaki komiser Ahmet Çamur, memleketi Trabzon'un Çaykara İlçesi'nde toprağa verildi.
Törene katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kendisine silah doğrultan her kim olursa, her teröriste, polisimizin de askerimizin de vurma hakkı vardır, vurma yetkisi vardır. Bunu kesinlikle bilmenizi istiyorum. Şu anda da yüzlerce teröristi askerimiz polisimiz aslında gömmüştür. Yeterli mi? Yeterli değil. Mücadele devam ediyor. Rehavete kapılmak yok" dedi. Şehit komiser Ahmet Çamur için ikindi namazının ardından Çaykara ilçe merkezinde kılınan cenaze namazına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adalet Bakanı Kenan İpek, İçişleri Bakanı Sebahattin Öztürk, MGK Genel Sekreteri Seyfullah Hacımüftüoğlu, Trabzon Valisi Abdil Celil Öz, eski ve yeni milletvekilleri, aile üyeleri, meslektaşları ve yaklaşık 10 bin kişilik vatandaş topluluğu katıldı. Rize’den karayoluyla Çaykara’ya gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, taziye çadırına giderek şehidin ailesine başsağlığı diledi. Çadırın önünde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önünü kesen bir grup kadın, "Polis ve askere vur emri verin" dedi. Erdoğan ise, "Bilip bilmeden konuşmayın. Polisin de askerin de vur emri vardır" diyerek cenaze namazına katılmak üzere yoluna devam etti. Cenaze namazı için hazırlık yapılırken bir grup vatandaş ’Şehitler ölmez vatan bölünmez’, ’Kahrolsun PKK’ sloganları atmaya başladı. Dua için mikrofona gelen imam, slogan atılmasının şehide saygısızlık olacağını belirterek, dua edilmesini istedi.

"POLİS VE ASKERİN VURMA YETKİSİ VARDIR" 
Cenaze namazının kılınmasının ardından bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
 "Şu anda musallada bulunan Ahmet kardeşimizi her hangi bir mevta gibi ebedi yolculuğuna uğurlamıyoruz. Şahadet makamına ulaşmış olan bir şehidimizi uğurluyoruz. Ne mutlu onun ailesine, ne mutlu onun tüm yakınlarına. Az önce hocamızın da ifade ettiği gibi peygamberlikten sonra en yüce makam. Makamların yücesi olan böyle bir makama Ahmet kardeşimiz ulaşmış durumda. Malum, şu anda terör denilen bir bela ile karşı karşıyayız. Tabi bazı şeyler biliniyor, bazı şeyler bilinmiyor. Değerli kardeşlerim şunu bilmenizi istiyorum; kendisine silah doğrultan her kim olursa her teröristi polisimizin de, askerimizin de vurma hakkı vardır, vurma yetkisi vardır. Bunu kesinlikle bilmenizi istiyorum. Şu anda da yüzlerce teröristi askerimiz, polisimiz aslında gömmüştür. Yeterli mi? Yeterli değil. Mücadele devam ediyor. Rehavete kapılmak yok. Katil makbul meselesi ilk insanla başladı. Hz. Adem’den sonra Kabil kardeşi Habil’i katletti. Fakat az önce hocamız kitabımızdan bir ayet okudu. Orada ’Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz’ hükmünü okudu. ‘Onlar diridirler siz bilemezsiniz’ hükmünü okudu. Kıyamete kadar bu mücadele sürecektir. Bir tarafta hak olacak, bir tarafta batıl olacak. Bunlar batılın askerledir. Bu batılın askerlerine karşı milletçe mücadelemizi sürdüreceğiz. Sevgili şairimizin dediği gibi; ‘Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda, canı cananı bütün varımı alsın da Hüda, etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda’ derken işte kastettiği budur. Bu topraklar şüheda kanı ile yoğrulmuştur." Terörle mücadelenin kararlı bir şekilde sürdüğü görüşünü savunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu mücadelemizi kararlı bir şekilde sürdüreceğiz. Yeter ki bir olalım beraber olalım. Birbirimizi Allah için sevelim. Onun için söylüyorum; tek millet olacağız, tek bayrak olacağız, tek vatan olacağız, tek devlet olacağız. Devlet içerisinde devlete asla müsaade etmeyiz. Buna fırsat vermeyeceğiz. Vatanımızı asla böldürmeyeceğiz. Buna asla fırsat vermeyeceğiz. Bayrağımıza bayrak asla alternatif olarak kabul etmeyiz. Ve millet olarak da bu milleti bölmek isteyenlere sevgili kardeşlerim fırsat vermeyeceğiz" dedi. Vatandaşlardan metaneti korumalarını isteyen Erdoğan, sözlerinin sonunda şöyle dedi: "Sizlerden sabırla, metanetle şu ana kadar gösterdiğiniz bu mücadele kararlılığını özellikle devam ettirmenizi istiyorum. Ama bilesiniz ki er geç bu konuda Hakka teslim olanlar galip gelecektir. Hepinize şükranlarımı ifade etmek istiyorum. Allah sizlerden razı olsun sağ olasınız var olasınız." Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından Çaykara’dan ayrıldı. Şehit Komiser Ahmet Çamur’un naaşı ise Trabzon’un Çaykara İlçesi’ne bağlı Soğanlı köyündeki aile kabristanlığına defnedildi.



Kaynak:DHA

11 Ağu 2015

Bahçeli'den Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Davutoğlu'na jet cevap!

Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın son koalisyon açıklamalarından sonra MHP lideri Bahçeli Twitter'dan çarpıcı açıklamalarda bulundu.
MHP lideri Devlet Bahçeli şu mesajları paylaştı: Şu ülke tablosuna bakınız; ağlaya ağlaya gözyaşları kurudu, yana yana ciğerler kül oldu. Türkiye dört bir koldan ölüm salgınına tutuldu. Her gün tabutlar omuzlarda taşınıyor, her gün millet gün yüzü görmemiş felaketler yaşıyor. Hainler, işbirlikçileri koro halinde barış diyor!Nereye kadar bu kirli ve kanlı saldırılar sürecek? Daha kimler toprağa düşecek? Yarın hangi analarımız ağıtlar yakacak, meçhul!Barış; şiddet ve cinayetlerin kılıfı olmuş, özgürlük ve demokrasi de şerefsizliğin sığınağı haline getirilmiş. Her şey ters, her şey yanlış. Yüzsüzlük terörün yüz görümlüğü, arsızlık hıyanetin tutunduğu daldır. Bir yanda barış diyorlar, diğer yanda fistan giyip katliam yapıyorlar.

         Barış; tahriş ve tahrif edilmiş, anlam ve içeriği tasfiye edilmiş, aynı zamanda düşmanların eline düşmüş tutsak bir kavramdır. Gerçek bu. Barış ya da çözüm terörizmin korunağı, kötülüğün ve kötü emellerin beşiğidir. Bu beşikte çocuklar sallanmıyor, babaları sallandırılıyor. Doğuda pusu atıp, batıda kuzu postuna bürünenler; haberiniz olsun, taktığınız maskeler, içine girdiğiniz etekler hiçbirinizi kurtaramayacak. Bakıyorsunuz, katiller masumları öldürüyor, dönüyor barış diyorlar. Canevimizden vuranlar, çok geçmeden çözümcü kisvesine bürünüyorlar. Nasılsa ortalık boş, siyasi irade meflûç Kurşun atanlara karşı tepkisel imza atılmasını bekleyen safdiller oldukça kan dinmez ölümler durmaz Analarımız ağlamayacaktı değil mi? Terör sonlanacak, dağlardan çiçekler toplanacaktı, böyle söylenmiyor muydu? Oysaki her söz yalan çıktı. Şimdi de deniyor ki, silahların susması değil, gömülmesi lazımmış. Ne var ki gömülen masum evlatlarımızdır, umutlardır, dipdiri hayallerdir. Silahları gömerlerse bir gün tekrar çıkarırlar. Eğer silahlar ve silah tutan eller kırılırsa asıl o zaman bahar gelir bu cennet vatana.

         Çözüm Süreci buzdolabına alınmış, öyle ifade ediyorlar. Asıl küllenmesi gereken süreçtir, çözümü buzdolabına kaldırmak bozulmasına önlemdir. Ülkeyi yöneten beyler; Türkiye terörün boyunduruğuna girdi, daha neyle meşgulsünüz? Anket yaptırıp seçim için fırsat kollamak da ihanettir. Aziz milletim tasalanma, dert etme, üzülme; aziz varlığını canından aziz ve muhterem bilen vatan sevdalıları, Türkiye aşıkları nöbettedir. Boşuna söylememiş Yusuf Has Hacip; “Huzur zahmetle birlikte gelir. Sevinç kaygıyla birlikte gelir.” Zahmete katlandık, sıra huzurda. Acıya dayandık, sıra Türk milletinin gücünü göstermede. Yine diyor ki Yusuf Has Hacip; “Nereye gidersen git, yalnız iyi ol. Soya ve asalete bakma, iyiliği kendinde ara.” İnsanların iyisi gaflete düşmez, nereye giderse doğru yolu arar. Doğruyu araya araya bulacağız; akıl, şuur ve irfanla emanete sahip çıkacağız.