ANASAYFA       SONDAKİKA       GÜNDEM       MAGAZİN       SİYASET      

26 Eyl 2015

Aydın Doğan: Ben hiç kimseye öyle bir şey demedim


Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan'ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yanıtı...

Sayın Cumhurbaşkanı, Millet olarak Kurban Bayramını kutladığımız bugünlerde size böyle bir açık mektup yazmak durumunda kaldığım için gerçekten üzgünüm. Ama hayatta karşılaştığınız bazı şeyler, uğranılan büyük haksızlıklar, ne yazık ki, insanın duygularını ertelemesine imkân bırakmıyor. Bu mektubumu işte böyle bir haksızlığın bende yarattığı üzüntüyle yazıyorum. 22 Eylül akşamı Kanal 7 televizyonundaki mülakatınızda doğrudan şahsımı kastederek, yıllar önce İstanbul Conrad Oteli’nde yaptığımız bir görüşmeyi yeniden gündeme getirdiniz. Bu görüşmede benim daha önce cumhurbaşkanlığı ve başbakanlık yapmış üç değerli devlet şahsiyeti hakkında size şu ifadeyi kullandığımı ileri sürdünüz:

“Öyle dönemler oldu ki, biz hükümet getirdik, hükümet götürdük.”

Benim bu sözleri rahmetli cumhurbaşkanları Turgut Özal ve Süleyman Demirel ile eski başbakan Tansu Çiller için söylediğimi belirttiniz. Aynı mülakat sırasında Conrad’daki görüşmede bana şunu söylediğinizi de eklediniz: “Kusura bakma. Ben doğma büyüme Kasımpaşalıyım. Hak bildiğimiz şeyden taviz vermeyiz."

***

Sayın Cumhurbaşkanı,

Eğer doğup büyüdüğümüz yerler hepimizin söyledikleri için bir referans ise ben de doğma büyüme Kelkitliyim. Ben de doğup büyüdüğüm Anadolu yaylasının yiğit delikanlılarının yetiştiği Kelkit’ten geliyorum . Hayatım boyunca seçilmiş hiçbir lidere, hiçbir devlet insanına böyle veya bu manaya gelecek bir şey söylemedim. Asla söylemem. Yine doğma büyüme bir Kelkitli olarak şunu da eklemek isterim: Conrad Oteli’ndeki görüşmede size de böyle bir şey söylemedim, bu manaya gelecek bir söz sarf etmedim.

***

Sayın Cumhurbaşkanı,

Konuşmanızda Dokuzuncu Cumhurbaşkanımız rahmetli Süleyman Demirel’e de bu yönde sözler sarf ettiğimi öne sürüyorsunuz. Madem doğup büyüdüğümüz yerler bizim şahidimiz oluyor, o zaman ben de İslamköylü Süleyman Demirel’in vefatından beş ay önce bana gönderdiği bir mektupta şahsımla ilgili söylediği şu sözleri sizin ve milletimizin takdirine sunuyorum: 

"Seni 40 yıldır tanırım. Bu 40 yılda benden hiçbir talebin olmadı. Ben de senden hiçbir ricada bulunmadım. Gazetelerinin yayınları sebebiyle zaman zaman sana kızdığım günler oldu. Ancak bunları insani münasebetlerime hiç karıştırmadım. Küsmedim, darılmadım. Devletin kudreti ile senin üzerine gelmeyi aklıma bile getirmedim… Neticede sen basın olarak doğru bildiğin şekilde yayın yapıyordun, ben ise devlet sorumluluğu, tarafsızlığı ve hoşgörüsü ile davranmak mecburiyetindeydim."
***

Sayın Cumhurbaşkanı,

Aynı şekilde kendimi çok mağdur hissettiğim bir başka konuyu da dile getirmek isterim. Söz konusu mülakatta da olduğu gibi çeşitli konuşmalarınızda beni ve grubumu terör örgütlerine yardım etmekle suçluyorsunuz. Bu benim asla altında kalamayacağım, kalmayacağım ve son nefesime kadar bütün kalbimle reddedeceğim bir suçlamadır. Terörün her türlüsü, özellikle de ülkemin bütünlüğüne yönelmiş terör, Türkiye Cumhuriyeti’nin ülkesini seven her vatandaşı gibi benim de bir numaralı düşmanımdır. PKK Terör örgütü dahil her tür terör örgütüyle vatandaş olarak da, yayıncı kimliğimle de sonuna kadar mücadele ettim, ediyorum ve etmeye devam edeceğim. Eğer milliyetçilik Türkiye sevdası ise, Türkiye’ye bağlılık ise, Türkiye’nin birliğini, kardeşliği ve barışı savunmak ise bu konuda herkesle yarışmaya hazırım. Ben doğma büyüme, katıksız milliyetçiyim...

***

Sayın Cumhurbaşkanı,

Bu mektubu size sadece mağdur bir vatandaş olarak yazıyorum. Çünkü son zamanlarda sizi destekleyen medya kuruluşlarının da insafsızca ve vicdansızca yürüttükleri bir saldırı karşısındayım. Bunlarla mücadelemi hukuki sınırlar içinde sonuna kadar, yılmadan yürütüyorum ve yürütmeye devam edeceğim. Ama siz Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanısınız. Sizden gelecek bir suçlama karşısında kendimi size ifade etmenin ve hissiyatımı anlatmanın bir vatandaşlık hakkı olduğuna inanıyorum. Sizin de hepimizin Cumhurbaşkanı olarak benim hissiyatıma hassasiyet göstereceğinizden emin olmak istiyorum. Bu vesileyle merhum cumhurbaşkanlarımız Turgut Özal ve Süleyman Demirel’e Cenab-ı Allah gani gani rahmet eylesin diyor, eski başbakanımız Sayın Tansu Çiller’e de sağlıklar diliyorum.

Saygılarımla

AYDIN DOĞAN



Kaynak:Posta.com.tr

30 Tem 2015

Üç şehide anında yanıt... 30 savaş jeti havalandı


Şırnak'ta, izinden dönen personelin güvenliğini sağlamakla görevli konvoya ateş açılması sonucunda çatışma çıktı. Genelkurmay Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada, Şırnak'ta biri subay üç askeri personelin PKK militanlarınca şehit edildiği bildirildi. Üç askerin şehit edilmesinin ardından PKK unsurlarına hem yurtiçinde hem de yurtdışında kapsamlı bir harekat düzenlendi. Bu doğrultuda, Cobra tipi helikopterler ile sınır içinde üç personeli şehit eden PKK unsurları takip edilirken, Diyarbakır 8. Ana Jet Üssü'nden kalkan 30'a yakın savaş jeti de örgütün Zap, Metina ve Haftanin kamplarını vurdu. Saldırı, dün Sabah saatlerinde gerçekleşti. Genelkurmay Başkanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, yol emniyetini sağlamakla görevli askerlere, teröristlerce ateş açıldı. Genelkurmay Başkanlığı'nın olayla ilgili açıklamasında, "30 Temmuz 2015 günü saat 09.10 sularında, Kara Kuvvetleri 6. Motorlu Piyade Tugay Komutanlığı'na ait Görmeç ve Seslice üs bölgelerine izinden dönen personeli götürmek üzere planlanan konvoyun yol emniyetini almak için görevlendirilen unsurlarımıza, bölücü terör örgütü mensubu teröristler tarafından yapılan saldırı neticesinde; bir subay, bir erbaş ve bir er olmak üzere üç kahraman personelimiz şehit olmuştur. Olay bölgesine İHA, silahlı helikopterler ve komando unsurları sevk edilmiş, bir terörist silahı ile birlikte etkisiz hale getirilmiştir. Teröristlere yönelik operasyon devam etmektedir" denildi.

Derin acı 
Açıklamada, "Bizleri derin bir acı ve üzüntüye boğan bu menfur saldırıda hayatlarını kaybeden aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet, şehitlerimizin değerli ailelerine, yakınlarına, Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarımıza ve Yüce Milletimize başsağlığı ve sabır diliyoruz" ifadesi kullanıldı.

Anında misilleme 
Bu doğrultuda, Cobra tipi helikopterler, Jandarma komando timleri ve bordo bereliler ile sınır içinde üç personeli şehit eden PKK unsurları takip edildi. Eş zamanlı olarak Diyarbakır 8. Ana Jet Üssü'nden kalkan 30'a yakın savaş jeti de örgütün Zap, Metina ve Haftanin kamplarını vurdu. Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği'nin resmi internet sitesinde yer alan bilgide, savaş jetlerinin Gare Dağı üzerinde uçuş yaptığı, Haftanin bombalamanın, Uludere'nin Gülyazı ve Ortasu köylerinden de görüldüğü belirtildi. 182. Atmaca Filo'ya ait savaş jetlerinin daha önceden belirlenen PKK sığınaklarını ve cephaneliklerini lazer güdümlü bombalarla hedef aldığı belirtildi.


Kaynak:Milliyet Ankara