ANASAYFA       SONDAKİKA       GÜNDEM       MAGAZİN       SİYASET      

1 Kas 2016

Devlet Bahçeli'den idam çıkışı!

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin parti grubundaki konuşmasına idam çıkışı damgasını vurdu. Bahçeli; "AKP idam istiyorsa MHP dünden vardır" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan gündeme getirdiği idam tartışmalarına MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de katıldı. MHP lideri Bahçeli "Madem idam cezasına ihtiyaç vardır, madem milletimiz bunu istemektedir; o halde bahaneye, kaçak güreşmeye, fuzuli konuşmaya gerek yoktur. AKP hazırsa MHP dünden hazırdır." dedi.

İşte Bahçeli'nin açıklamalarının satır başları:

7 Haziran'dan sonra aleyhimize yönelik kara propogandalar MHP'yi ele geçirme operasyonudur. 4 ay 23 günün acı faturasını bize çıkarmaya kalmayıp 2 Kasım sabahı bizi hedef alanlar milliyetçiliği hazmedemeyen çürümüşlerdir.

NE YAPSAYDIK, SANDIKTA BULAMADIĞIMIZI SOKAKTA MI ARASAYDIK?

Ne yapsaydık, sandıkta bulamdığımızı sokakta mı arasaydık! Biz yanlızca Türkiye'nin önündeki düğümleri çözeriz, başkası bizi ilgilendirmez. Biz yalnızca Türk milletinin yanında dururuz.

Yüzde 60'lık blok içerisinde masaya otursaydık bunu tarihimize ve şehitlerimize nasıl anlatacağımızı bilen ve öngören var mı?

Dediler ki MHP AKP'nin önünü açtı. Bu çürük iddia sahipleri milli iradenin ne dediğinin hem yabancısı hem de hazımsızıdır.

15 Temmuz darbe girişimi yeni bir durum ortaya çıkarmıştır. Bu gelişmeleri 7 Haziran'dan bağımsız görmek mümkün değildir. İktidar ve muhalefet arasındaki kavga bölgesel mihraklara umut aşılamıştır.

İKİNCİ BİR MONDROS VE SEVR SÜRECİYLE KARŞI KARŞIYA BIRAKILDIK

Gördük ki Türkiye adı konulmamış ikinci bir Mondros ve Sevr süreciyle karşı karşıya kalmıştır. Allah muhafaza FETÖ'nün teröristleri başarılı olsaydı ne vatandan ne siyasetten bahsedilecekti. 1923'ten sonra ilk kez bir işgal girişimi yaşanmıştır. Kahraman milletimiz mukaddesatına sahip çıkarak egemenlik haklarını canı pahasına mücadele etmiştir.

10 bin 159 memur ihraç edildi. İade edilenler de olmakla beraber bu rakam az düzeydedir. FETÖ'yle irtibatı olanlar yargılanmalıdır. Ancak mağdur sayısının sürekli artması islami açıdan da doğru değildir. Kripto FETÖ'cülerin hala görevde olduğu, iftiralarla hala çok sayıdaki kamu görevlilerinin ihraç edilmesine neden olduğu iddiaları çok fazla dillendiriliyor. Herhangi bir suçu olmayan işi ve aşı elinde alınanların sayısı artmaktadır. Hükümet bu konuda dikkatli olmaldırı. Ebe ve hemşireye inen FETÖ mücadelsi hala siyasete uzanmaması inandırıcılığını yitirmektedir.

Kimin ByLock'u varsa deşifre edilsin. Adalet yerini bulmadan hak ve hukuka saygı duyulmadan Türkiye'nin güvende olması düşünülemez. Yabancı istihbaratçılara ajanlık yapanların açıklamalarıyla FETÖ'yle mücadelenin sulandırılmasına izin verilmemelidir.

Pensilvanya'daki terörist başının ABD'nin ikna edilerek ülkemize getirilmesi hükümetimizin temel görevidir. FETÖ Yurtta Sulh Konseyi başta olmak üzere tüm unsurlarıyla ortaya çıkarılmalı ve cezalandırılmalıdır.

İDAM TARTIŞMASI
                                           
​ Son günlerde alevlenen tartışmasına dikkat etmeliyiz. Görüldüğü kadarıyla Cumhurbşakanı bu konuda onay vereceğini açıklamıştır. Başbakan da Meclis'te uzlaşma olursa bu konunun Meclis'te görüşülebileceğini söyledi. Biz İmralı canisinin idamını savunurken gökyüzü koalisyonu karşımızda cephe açmıştı. Madem idam cezasına ihtiyaç vardır, o zaman kaçak güreşmeye, fuzuli görüşmeye gerek yoktur. AKP idama razıysa MHP dünden razıdır. Gelin bu işi bitirelim.

AB komiserleri kendi işlerine baksın. Bizim sözünü dinleyeceğimiz tek merci Türk milletidir. Türkiye Brüksel'den değil Ankara'dan yönetilir.

PKK kanlı ikizi FETÖ'nün açığını kapatmak için kurşun atmayı şerefsizce sürdürmektedir. Dün Hakkari'de teröristlerle çıkan çatışmada 3 askerimiz şehit düşmüştür Geçtiğimiz hafta 10 evladımız şehit olmuştur. Türk milleti kahramanlarını ağıtlarla son yolculuğuna uğurlamaktadır. Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum.

PKK'nın son teröristi kelepçelenmedeni gömülmeden silahı kırılmadan bu işin sonu yoktur.

"KANDİL VE SİNCAR'A TÜRK BAYRAĞINI DİKMEK BU MİLLETİN HELALİDİR"

Sayın Erdoğan'ın Sincar'ın yeni bir Kandil'e dönüştürülmesine izin vermeyeceğiz demesi yerinde bir açıklamadır. Buna izin vermeyecek direnç devletimizde vardır. 'Kandil ve Sincan'a Türk bayrağını dikmek bu milletin helalidir.

'Musul operasyonda Türkiye'nin üstleneceği rol hayati önemdedir. Musul'a girersek Diyarbakır'ı veririz diyen zeka özürlüler, teslimiyet içindedir. Musul Türkmenlerin yurdudur. Türkmenlerin hak ve çıkarları bizim teminatımız altıdadır. Halep, Türkmen Dağı ölümcül yaralar alırken duralım mı?

PKK kan dökerken HDP'liler alkışlamaktadır. PKK vatan evlatlarını şehit ederken HDP'liler alkışlamaktadır. Diyarbakır Büyükşehir'de 2 bölücü destekçisinin tutuklanması yerindedir. Özgürlük ve demokrais paravanının arkasına girmek, sizi temize çıkarmaya yetmeyecektir. Adında Cumhuriyet olup da Türkiye karşıtlığı konusunda borazanlık yapanlar... Özgürlük demek mukaddesata saldırmak değildir. Şehitlerimize bir Fatiha okumayanların mağduriyet kartını ortaya koymaları bize göre gerçekçi değildir.

Fiili durumun sona erdirilerek bu konunun bıçak gibi kesilmesini bekliyoruz. Başörtüsü sorunun çözümünde de duruşumuz benzerdi. Gerilim ve kutuplaşmanın zararlarından söz ettik. AKP'nin anayasa teklifi bize ulaşmadan bir yorum yapmak yersizdir. Değerlendirip bir karara vereceğiz. Biraz daha sabrederlerse muratlarına ereceklerdir.

8 Şub 2016

Bahçeli, ameliyatın ardından ilk kez genel merkezde!


Geçirdiği kalp ameliyatının ardından bir süredir dinlenen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MHP Genel Merkez'e gelerek çalışmalarına başladı.


MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, daha önce geçirdiği kalp ameliyatının ardından öğle saatlerinde genel merkeze gelerek çalışmalarına başladı.

Bahçeli genel merkeze gelişi sırasında çok sayıda partili tarafından sloganlarla karşılandı. Bahçeli’nin binaya girişi sırasında izdiham yaşandı.

Çok sayıda partili ise Bahçeli’nin ardından genel merkez içerisine girdi. Devlet Bahçeli, daha sonra kendisini bekleyen partilileri balkona çıkarak selamladı.

 



DHA-Ankara - Tahsin GÜNER - Muhammet BAYRAM

8 Eki 2015

Savcıdan Bahçeli için dokunulmazlık fezlekesi!


Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Cizre İlçe Seçim Kurulu Başkanı Hâkim Eray Temizkan için kullandığı “ne idüğü belirsiz hâkim” ifadesi nedeniyle, dokunulmazlığın kaldırılması için fezleke hazırladı. Savcılık, Bahçeli'nin 'kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçundan' yargılanmasını talep etti.

Cizre İlçe Seçim Kurulu Başkanı Hâkim Eray Temizkan, bölgede yaşanılan çatışmaları gerekçe göstererek bazı mahallelerde sandık kurulmaması kararı vermişti. Temizkan’ın kararı tartışma yaratmıştı. MHP genel başkanı Devlet Bahçeli de partisinin genel merkezinde düzenlenen bayramlaşma töreninde bir soru üzerine, sandık taşıma kararını sert sözlerle eleştirerek

“Ne idüğü belirsiz bir hâkim, nereye bağlıdır, kimden talimat almıştır, kime hizmet etmektedir bunun da özel olarak araştırılmak istenen bir kişi, Cizre’nin üç mahallesinde seçimlerinde yapılamayacağı fikrinden hareketle sandıkları diğer mahallelere taşıma ihaneti içerisine girmiş böylelikle Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin hükümranlık hakkı olduğu bir alan PKK’ya terk edilmiştir” dedi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, bu sözler nedeniyle Bahçeli hakıknda ‘kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret’ suçlamasıyla re’sen soruşturma başlattı. Yapılan soruşturmanın ardından Savcılık, Bahçeli’nin dokunulmazlığının kaldırılması talebiyle fezleke hazırlayarak, TBMM’ye ulaştırılmak üzere Adalet Bakanlığı’na gönderdi.

HÂKİM ŞİKÂYETÇİ OLMADI

Edinilen bilgilere göre savcılıktan Hâkim Temizkan aranarak “Bahçeli’ye yönelik herhangi bir şikâyetinin bulunup bulunmadığı” soruldu. Ancak Hâkim Temizkan’ın herhangi bir şikâyette bulunmadığı, buna rağmen savcılığın re’sen hareket ederek Bahçeli hakkında fezleke hazırladığı öğrenildi.



Kaynak: Hürriyet

25 Eyl 2015

Bahçeli'den flaş sözler!


MHP lideri Devlet Bahçeli, Ankara'nın Suriye politikası ile ilgili olarak, "Esad'dan Esed'e, şimdi de Esed'den Esad'a dönüş vardır" dedi.

Partisinin genel merkezindeki bayramlaşma törenine katılan MHP lideri Devlet Bahçeli, partililerle bayramlaşması sonrasında gündeme ilişkin değerlendirmelerde de bulundu.

Bahçeli, Suriye konusunda bir politika değişikliği olabileceği yönündeki bir soruya; "Esad'dan Esed'e, şimdi Esed'den Esad'a dönüş vardır. Seyredeceğiz, takip edeceğiz. Amerika ne düşünüyosa sayın Cumhurbaşkanı Suriye için onu düşünüyor zaten" yanıtını verdi.

SANDIKLARIN TAŞINMASI KARARINI VEREN HAKİME: İHANET İÇİNE GİRMİŞ

Bahçeli, "Güvenlik zafiyeti nedeniyle bazı yerlerde sandıkların kurulamaması gündemde. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz" şeklindeki bir soruyu ise şöyle yanıtladı:
Sandıkların taşınması kararını veren hakime: "İhanet içine girmiş"

Bahçeli, "Güvenlik zafiyeti nedeniyle bazı yerlerde sandıkların kurulamaması gündemde. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz" şeklindeki bir soruyu ise şöyle yanıtladı:
"8 günden bu yana Cizre'de silahlı kuvvetlerimiz, emniyet güçlerimiz ve Cizre halkıyla karşı karşıyla gelmiş olan PKK terör örgütünün orayı işgal etmesi anlayışına son verebilecek bazı tedbirlerin gelişmesiyle birlikte üç mahalle kurtarılmış ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kontrolü altında faaliyetlerini sürdürülebilecek bir hale gelmişken, ne idüğü belirsiz bir hakim, nereye bağlıdır, kimden talimat almıştır, kime hizmet etmektedir bunun da özel olarak araştırılmak gereken bir kişi, Cizre'nin üç mahallesinde seçimlerinde yapılamayacağı fikrinden hareketle sandıkları diğer mahallelere taşıma ihaneti içerisine girmiş, böylelikle Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin hükümranlık hakkılarının olduğu bir alan seçim bahanesiyle PKK'ya terk edilmiştir."

"Şimdi bayramda yine bir Cuma namazı sonrası konuşmayı alışkanlık haline getiren sayın Cumhurbaşkanı diğer yerlerde de buna benzer gelişmelerin olabileceğini söylüyor. Sandıkları taşıma değil birleştirme yolunu tercih ediyoruz diyerek. Oslo'dan bu yana gizli görüşmelerden var olan, demokratik cumhuriyet, federal ve bağımsız Kürdistan çizgisini devam ettirebilecek bir gafleti hala devam ettiriyor. Bunu lanetliyoruz, şiddetle kınıyoruz. Türkiye'nin her toprağında 9 seçmenin bulunduğu her yerde bir sandık kurulacaksa kurulmalı ve seçimler olağanüstü tedbirler alınarak gerçekleştirilmelidir."



Kaynak:DHA

26 Ağu 2015

Deniz Baykal'dan bakanlık teklifine jet cevap!

Başbakan Davutoğlu'nun açıkladığı teklif listesinde yer alan CHP Antalya milletvekili Deniz Baykal, ilk kez konuştu.
Başbakanlık, seçim kabinesi için teklif götüreceği CHP'li vekillerin ismini açıkladı. Listede; Deniz Baykal, Gülsun Bilgehan Toker, Erdoğan Toprak, İlhan Kesici, Tekin Bingö yer aldı. Açıklanan liste sonrası CHP Antalya milletvekili Deniz Baykal şöyle konuştu: Parti ahlakına uygun hareket edeceğim. Kapsamlı bir mektupla cevap vereceğim...

Erdoğan Toprak: Teklifi kabul etmeyeceğim. Ben, partimin ilkelerine bağlıyım. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ise şunları söyledi: Liderleri aşıp vekillere ulaşırlarsa kapılar kapanır. Mektupları herhalde kapı altından atacaklar. Nezaketli bir üslupla gereken cevap verilecek.



Kaynak:Posta.comtr

17 Ağu 2015

Başbakan'la görüşme sonrası Devlet Bahçeli'den açıklama!

Devlet Bahçeli: MHP oluşacak seçim hükümetine katılmayarakherhangi bir üye vermeyecektir. Türkiye seçimlerin tekrarlanmasıyla karşı karşıya kalmıştır. 45 günlük sürede hükümet kurulamadığı takdirde Cumhurbaşkanı'nın sorumluluğu aktif hale gelecektir.
TBMM'de Başbakan Ahmet Davutoğlu ile görüşen MHP lideri Devlet Bahçeli saatler sonra yazılı açıklama yaptı. Ankara kulislerinden Bahçeli'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan'a 'görevi Kılıçdaroğlu'na ver' çağrısı yapacağı ileri sürülmüştü. Ancak Bahçeli'nin yazılı açıklamasında böyle bir ifade yer almadı. Devlet Bahçeli'nin açıklamasında " MHP oluşacak seçim hükümetine katılmayarakherhangi bir üye vermeyecektir. Türkiye seçimlerin tekrarlanmasıyla karşı karşıya kalmıştır. 45 günlük sürede hükümet kurulamadığı takdirde Cumhurbaşkanı'nın sorumluluğu aktif hale gelecektir" ifadeleri dikkat çekti.

Bahçeli açıklamasında şu ifadelere yer verdi: Milliyetçi Hareket Partisi olarak, daha önceden kamuoyuyla paylaştığımız 4 maddelik ilke ve önşartlarımızın AKP tarafından kabulü mümkün olmamıştır. Bu itibarla koalisyon hükümeti kurmak için lazım gelen uzlaşma zemini oluşmamış ve siyasi anlaşma iklimi vasat bulmamıştır. Söz konusu 116. Madde gereğince seçimlerin yenilenmesine karar verildiğinde mevcut Bakanlar Kurulu çekilecek ve Cumhurbaşkanı geçici Bakanlar Kurulunu kurmak üzere bir Başbakan atayacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi oluşacak bu seçim hükümetine katılmayarak herhangi bir üye vermeyecektir.

DAHA ÖNCE DE "SEÇİM HÜKÜMETİNE BAKAN VERMEYECEĞİZ" DEMİŞLERDİ MHP, seçim hükümetine bakan vermeyeceğini daha önce de açıklamıştı. HDP'li bakanlarla aynı kabinede yer almayacağını belirten MHP'liler, bu durumun sorumlusunun Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu açıklamıştı.



Kaynak:Posta.com.tr

Hdp'den Cumhurbaşkanı ve Başbakana çağrı!

CHP'den sonra HDP'den de Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'na çağrı geldi...
HDP Diyarbakır Milletvekili İdris Balüken, Twitter'dan yaptığı açıklamada şunları söyledi: "AKP Hükümeti tüm ülkeyi aile şirketi gibi yonetemeyecegini bilmeli,Başbakan bir an önce görevi iade etmelidir... Davutoğlunun görevi iade için Erdoğan'la istişareyi beklemesine gerek yoktur. Halkımızın verdiği yetkiyi 39 gün boyunca kullanamamıştır. Hükümet kurma görevi olası sonuçlara bakmadan Sn.Kılıçdaroğluna bir an önce verilmelidir..."

Koalisyon için kritik randevu sona erdi!

Başbakan Davutoğlu ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin bugün saat 14.00'te buluşacağı açıklanmıştı; Davutoğlu, 14:20'de geldi. Bahçeli'nin Meclis'teki makamında 2 saat 26 dakika süren görüşme sona erdi.
Bahçeli'nin yanında MHP Gaziantep milletvekili Semih Yalçın yer aldı. Gerüşme sonrası ilk açıklamayı Davutoğlu ardından Bahçeli yapacak. MHP görüşmeden önce de 4 şartını açıkladı.

1. Anayasa'nın ilk dört maddesi değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez. Bu, MHP'nin vazgeçilmez şartıdır.

2. Çözüm süreci eksiksiz ve bahanesiz olarak ortadan kaldırılması, Sürecin tümüyle tasfiyesi, müzakere kabul etmeyen talep ve isteğimizdir.

3. Toplum hayatını felç eden, adalet ve ahlak kurallarını hiçe sayan rüşvet ve yolsuzluk iddialarının 17-25 Aralık kapsamında tekrar ele alınarak, ucu kime dokunursa dokunsun üzerine gidilmesi tartışmasız isteğimizdir.

 4. Anayasal yetki ve sorumluluklarını inat ve ısrarla çiğneyen, hiçbir kural tanımayan Cumhurbaşkanı'nın, görevinin gerektirdiği meşru ve hukuki zeminde bulunmasının yanı sıra kuvvetler ayrılığı prensibinin parlamenter demokrasiyle muhafazası, sağlıklı bir koalisyon için aradığımız temel kriterdir.

 Adalet ve Kalkınma Partisi ile Cumhuriyet Halk Partisi arasında bir ay boyunca yapılan koalisyon görüşmelerinden sonuç çıkmadı. Bu görüşmelerin sonunda bir açıklama yapan Başbakan Ahmet Davutoğlu, daha önce bir kez daha görüşmeye açık kapı bırakan MHP lideri Devlet Bahçeli'den randevu isteyeceğini açıkladı. Ancak MHP'nin koalisyon konusunda katı şartları olduğunu hatırlatan Başbakan, bundan sonra Türkiye'nin önündeki en güçlü seçeneğin erken seçim olduğunu da sözlerine ekledi. Başbakan ile MHP Genel Başkanı'nın görüşmesi 14:00'te başlayacaktı. 20 dakika gecikmeyle başladı görüşme.

 Görüşmeye AK Parti'nin nasıl bir teklifle gideceği resmen açıklanmadı ancak gündemdeki tüm seçeneklere MHP'nin bakışı biliniyor. MHP Genel Başkanı daha önce seçim hükümetlerine ve erken seçime destek vermeyeceklerini açıklamıştı. Bahçeli yaptığı son yazılı açıklamada ise AK Parti'yi bir kez daha CHP ile görüşmeye çağırmıştı. Ancak iki parti arasında bu yönde bir görüşme olmadı. Başbakan Davutoğlu ise görüşmeden bir gün önce MHP ile temasları yürüten AK Parti ile heyeti ile bir toplantı yaptı. MHP lideri ise partisinin Merkez Yönetim Kurulu'ndan görüşme için tam yetki aldı.



Kaynak:Al Jazeera

11 Ağu 2015

Bahçeli'den Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Davutoğlu'na jet cevap!

Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın son koalisyon açıklamalarından sonra MHP lideri Bahçeli Twitter'dan çarpıcı açıklamalarda bulundu.
MHP lideri Devlet Bahçeli şu mesajları paylaştı: Şu ülke tablosuna bakınız; ağlaya ağlaya gözyaşları kurudu, yana yana ciğerler kül oldu. Türkiye dört bir koldan ölüm salgınına tutuldu. Her gün tabutlar omuzlarda taşınıyor, her gün millet gün yüzü görmemiş felaketler yaşıyor. Hainler, işbirlikçileri koro halinde barış diyor!Nereye kadar bu kirli ve kanlı saldırılar sürecek? Daha kimler toprağa düşecek? Yarın hangi analarımız ağıtlar yakacak, meçhul!Barış; şiddet ve cinayetlerin kılıfı olmuş, özgürlük ve demokrasi de şerefsizliğin sığınağı haline getirilmiş. Her şey ters, her şey yanlış. Yüzsüzlük terörün yüz görümlüğü, arsızlık hıyanetin tutunduğu daldır. Bir yanda barış diyorlar, diğer yanda fistan giyip katliam yapıyorlar.

         Barış; tahriş ve tahrif edilmiş, anlam ve içeriği tasfiye edilmiş, aynı zamanda düşmanların eline düşmüş tutsak bir kavramdır. Gerçek bu. Barış ya da çözüm terörizmin korunağı, kötülüğün ve kötü emellerin beşiğidir. Bu beşikte çocuklar sallanmıyor, babaları sallandırılıyor. Doğuda pusu atıp, batıda kuzu postuna bürünenler; haberiniz olsun, taktığınız maskeler, içine girdiğiniz etekler hiçbirinizi kurtaramayacak. Bakıyorsunuz, katiller masumları öldürüyor, dönüyor barış diyorlar. Canevimizden vuranlar, çok geçmeden çözümcü kisvesine bürünüyorlar. Nasılsa ortalık boş, siyasi irade meflûç Kurşun atanlara karşı tepkisel imza atılmasını bekleyen safdiller oldukça kan dinmez ölümler durmaz Analarımız ağlamayacaktı değil mi? Terör sonlanacak, dağlardan çiçekler toplanacaktı, böyle söylenmiyor muydu? Oysaki her söz yalan çıktı. Şimdi de deniyor ki, silahların susması değil, gömülmesi lazımmış. Ne var ki gömülen masum evlatlarımızdır, umutlardır, dipdiri hayallerdir. Silahları gömerlerse bir gün tekrar çıkarırlar. Eğer silahlar ve silah tutan eller kırılırsa asıl o zaman bahar gelir bu cennet vatana.

         Çözüm Süreci buzdolabına alınmış, öyle ifade ediyorlar. Asıl küllenmesi gereken süreçtir, çözümü buzdolabına kaldırmak bozulmasına önlemdir. Ülkeyi yöneten beyler; Türkiye terörün boyunduruğuna girdi, daha neyle meşgulsünüz? Anket yaptırıp seçim için fırsat kollamak da ihanettir. Aziz milletim tasalanma, dert etme, üzülme; aziz varlığını canından aziz ve muhterem bilen vatan sevdalıları, Türkiye aşıkları nöbettedir. Boşuna söylememiş Yusuf Has Hacip; “Huzur zahmetle birlikte gelir. Sevinç kaygıyla birlikte gelir.” Zahmete katlandık, sıra huzurda. Acıya dayandık, sıra Türk milletinin gücünü göstermede. Yine diyor ki Yusuf Has Hacip; “Nereye gidersen git, yalnız iyi ol. Soya ve asalete bakma, iyiliği kendinde ara.” İnsanların iyisi gaflete düşmez, nereye giderse doğru yolu arar. Doğruyu araya araya bulacağız; akıl, şuur ve irfanla emanete sahip çıkacağız.

10 Ağu 2015

MHP lideri Bahçeli'den açıklama!

Bahçeli: AKP ile CHP Genel Başkanları daha fazla zaman kaybına izin vermeden koalisyon zemininde bir araya gelemek için fedakarlık göstermeleri ülkemiz için hayati önem taşımaktadır.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AKP ve CHP'ye çağrıda bulunarak, "Türkiye'nin geçici hükümetle daha fazla devam ve idaresi mümkün değildir. AKP ve CHP Genel Başkanları daha fazla zaman kaybetmeden koalisyon için fedakarlık göstermeleri ülkemiz için hayati önemdedir" dedi.

TÜRKİYE ARTIK NEFES ALMALI 
7 Haziran'da sandıktan koalisyon mesajı çıktığını belirten MHP Lideri, "AKP-CHP koalisyon hükümeti bu hafta içinde mutlaka kurulmalı, Türkiye artık nefes almalıdır" ifadesini kullandı.

KAÇAK GÜREŞME SİYASİ SORUMSUZLUK 
“Seçimlerin üzerinden 65 uzun gün geçmesine rağmen demokratik normalleşme, siyasi uzlaşma ve istikrar özlemleri henüz vasat bulamamıştır. Ekonomik dengelerdeki bozulma, sosyal gerilim ve siyasal cepheleşmelerdeki yoğunlaşma bölücü terör örgütünün hain saldırılarına eş zamanlı mesafe almaktadır. Olağanüstü bir dönemden geçen Türkiye’miz tam bir istikrarsızlık ve belirsizlik sarmalındadır. Şartlar oldukça ağırlaşmış, gelişmeler vahim bir sınıra dayanmıştır. Türk milleti her yönden ateş altına alınmıştır. Bugün Sayın Davutoğlu ile Sayın Kılıçdaroğlu günlerdir sürüncemede bırakılan koalisyon görüşmelerinin seyrini belirleyeceklerdir. Anlaşılmaktadır ki, AKP’nin kafası karışık, onlarca saat görüşmesine rağmen CHP’yle ortaklığa soğuktur. Türkiye’nin bu denli sıcak ve sorunlu bir gündemi varken; AKP ile CHP’nin kaçak güreşmesi, birlikteliğe yanaşmaması, masayı devirmek için bahane arayışları bir defa siyasi sorumsuzluk örneğidir.

TÜRKİYE ADINA MÜESSİR BİR KAYIP 
Bugüne kadar heyetler arasındaki görüşmelerin verimli ve yararlı geçtiği ısrarla vurgulanmış, beklentiler hep canlı tutulmuştur. AKP’nin açıkladığı 10 maddelik koalisyon ilkeleriyle CHP’nin kamuoyuyla paylaştığı 14 maddelik ilkeler demetinin benzerlikler taşıdığı da taraflarca ifade ve iddia edilmiştir. Ne var ki, beş tur süren istikşafi görüşmelerin makul ve mutlu bir neticeye ulaşmak yerine, zaman geçirmek için sürdürüldüğü, zevahiri kurtarmaya hizmet ettiği kanısı oldukça yaygınlaşmıştır. AKP ile CHP’nin birbirini yoklaması, keşfe çıkması, nabzını ölçmesi günler ve saatler süren toplantılarla hala olumlu bir kanaate ulaşamamaları Türkiye adına müessir bir kayıptır. Sayın Davutoğlu, kaçak sarayın telkin ve tazyiki altında günlerdir koalisyon meselesini yokuşa sürmekte, vakit israfıyla meşgul olmaktadır. CHP’nin hükümete girme iştah ve istediği ise her seferinde akamete uğramaktadır. Bu anlamsız, izah ve tanımı çok zor olan istikşafi oyalanmaların ülkemiz aleyhine olduğu kuşku götürmez bir gerçektir. AKP ile CHP Genel Başkanlarının daha fazla zaman kaybına izin vermeden koalisyon zemininde bir araya gelmek için fedakârlık göstermeleri ülkemiz için hayati önemdedir. HDP’NİN ÇÜRÜMÜŞ MENSUPLARI Türkiye’nin geçici hükümetle daha fazla devam ve idaresi mümkün olmadığı gibi doğru da değildir. PKK terör örgütünün kanlı saldırıları, artan şehadetler tahammül eşiklerini aşmış, milli infiale yol açmıştır. Bu düşmanca ve alçakça yapılan saldırılara dayanmak, katlanmak artık söz konusu değildir. Devlet otoritesi sarsıldığı gibi, birlikte yaşama iradesi kırılmakta, kardeşlik iklimi zehirlenmektedir. PKK, süreç ihanetinin sağladığı geniş fırsatları azami ölçüde kullanıp, hükümetin onca ihmal ve gevşekliğini alan hakimiyetiyle derinleştirmektedir. Ülkemiz kanlı bir iç savaşa doğru hızla sürüklemektedir. Türkiye’nin toprak ve nüfus bütünlüğünü hedef alan sözde kuzey Kürdistan fitnesi silah zoru, dış baskı, iç kuşatma altında temellenmektedir. Bu esnada PKK’ya ileri karakolluk yapan siyasi bölücüler, sözde barış tahrikçiliğine ilave olarak, Avrupa ülkelerinde namertçe kulis yapmakta, ihanete destek bulmak amacıyla ziyaretlerini hızlandırmaktadır. HDP’nin çürümüş mensupları tarafından BM’ne yapılan çağrılar, NATO’ya yönelik davetler terörün uluslararası alana taşınması ve süreç ihanetinin tekrar dirilerek Türkiye’yi yok etmesi emeline açık bir hizmettir.

BU ORTAMDA HİÇBİR PARTİ SEÇİME ODAKLANMAZ 
Ülkemizin şu günkü zifiri ve zillet tablosu duyarlı, milli hassasiyeti yüksek, kalbi vatan sevgisi için çarpan her insanımızı kaygılandırmaktadır. Bu nedenle AKP ve CHP koalisyon hükümeti kurmak için asılsız, afaki ve içi boş avunmalara sığınmak yerine işbirliği ve ortaklık hukukunu canlandırmalıdır. Kısaca AKP-CHP koalisyon hükümeti bu hafta içinde mutlaka kurulmalı, Türkiye artık nefes almalıdır. AKP ile CHP bir hükümet kurmak durumundadır. Millet ve devlet bekasının aşırı ve anormal ölçülerde tehdit ve tehlikelere maruz kaldığı bugünkü ortamda, hiçbir parti siyasi ikbal ve seçim hesabına odaklanamayacaktır. Nitekim Türkiye’nin erken seçim gündemi artık tedavülden kalkmış ve ikinci plana düşmüştür. AKP ile CHP’den beklentimiz Türkiye için istikşafi görüşmelerden sonra insiyatif almaları, inkişafi bir koalisyon hükümetinde buluşmalarıdır.

ERDOĞAN DA YERİNİ BİLMELİ 
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da yerini yurdunu bilmesi ve Anayasa’da tayin edilen sınırlarına tam bir sadakatle görevini ifası akla ve ahlaka uyan en doğru davranış biçimi olarak görülecektir. Erdoğan’ın Beştepe’den siyasete güzergah belirleme teşebbüsleri, dış gezilerde, uçaklarda siyasi konularda bilirkişiliğe soyunma gayretkeşliği kesinlikle gayri meşrudur. Sayın Davutoğlu’nun Erdoğan vesayetinden kurtulması, siyasetin doğasına uygun ve partisinin çizgisine bağlı hareketi koalisyon görüşmelerinin ufkunu açacaktır. Ya Türkiye paramparça olacak ya da Türk milleti topyekûn ayağa kalkarak bölücü hainleri bu kutlu vatandan temizleyecektir. Yeni bir istiklal ve istikbal mücadelesi önümüzdedir. Şu da unutulmamalıdır ki, Türk milleti en zor şartlarda ülkeyi yönetimsiz bırakarak azınlık hükümeti senaryosuna bel bağlayan, erken seçim planlayan, kendi kişisel çıkar ve ihtiraslarına ülkeyi kurban vermekten kaçınmayan müflis ve marazi zihniyetleri asla affetmeyecektir.”




Kaynak:Posta.com.tr

4 Ağu 2015

Devlet Bahçeli geri adım atmıyor!

MHP lideri Devlet Bahçeli Twitter hesabı üzerinden açıklamalarda bulundu. Bahçeli, "Hırsıza hırsız demekten korkmamak ne kadar zorunluysa, şerefsize şerefsiz demek o kadar yüksek ve milli bir sorumluluktur. Şahsen bu sorumluluğu yerine getirmenin huzurunu yaşıyorum." dedi. İşte Bahçeli'nin açıklamaları:

MHP lideri Devlet Bahçeli Twitter hesabı üzerinden açıklamalarda bulundu. Bahçeli, "Hırsıza hırsız demekten korkmamak ne kadar zorunluysa, şerefsize şerefsiz demek o kadar yüksek ve milli bir sorumluluktur. Şahsen bu sorumluluğu yerine getirmenin huzurunu yaşıyorum." dedi. İşte Bahçeli'nin açıklamaları:

ŞÖHRET BAŞKA ŞEREF BAMBAŞKA...
Gündemde şeref tartışmalarının revaçta olduğunu izliyor, ipe sapa gelmez yorumları, mesnetsiz söz ve açıklamaları da ibretle takip ediyorum. Şerefi herkes bilir. Bilmek bir şeye sahip olunduğunun delili değildir. Şerefli olmak manevi bir mükâfat, insan varlığının beyannamesidir. Hayatta haklı ve meşru bir gayesi olan, müdafaa edeceği değerleri bulunan herkes için şeref vazgeçilmez bir nimetin doyumsuz lezzetidir. Şeref; kendimize ve çevremize duyduğumuz saygının vicdan, ruh ve münasebette somutlaşmış ve nüfus etmiş insani hal özetidir. Şöhret başka şey, şeref bambaşka bir şeydir. Nitekim şöhret maddi imkanlarla alakalıyken, şeref maneviyatımızın bayraklaşmış simgesidir. Onurla çatallaşan bir hayatın; bencilleşen donuklaşan hissizleşen, milli ve manevi meselelere yabancılaşan bir ömrün şeref sayfası kapalıdır.

90'LARA DÖNÜLMESİN DİYENLER...
Gözyaşlarıyla şehit cenazeleri her gün omuzlardayken; şehitleri hatırlama, duayla yad etme zahmetine girmeyen kim varsa şeref yoksuludur. Sözde demokrasi ve çözüm narkozuyla silahlar sussun, 90’lara dönülmesin, eller tetikten çekilsin diyenler PKK’ya yataklık edenlerdir. Bir dilim ekmek bulamazken, canını bu kutlu vatan için feda eden asil yüreklerin acılarını paylaşmayıp zulme ortak olanlar şeref kaçkınıdır. Boğaza nazır mekanlara, yazlıklara, yalılara, konaklara, villalara çöreklenip PKK’ya özgürlük kılıfı giydirenler milli şereften kopanlardır. Mazlumların feryadını duymak yerine, Kandil-İmralı ve Oslo havarisi kesilerek değerlerine sırt dönenler şerefin karşı kıyısıdır. Şeref için fedakarlık yapmak yerine keyif için şerefe diyen bir avuç kaymak tabaka HDP ve PKK’nın kuyruğuna tutunmakla kaybetmişlerdir. Şeref; yanlışa direnmek, hakkın ve hakikatin yanında durmaktır. Bohem tavırlar, bozuk fıtratlar, basit hevesler şerefle bağdaşmaz. Şerefi olan için bayrak namus, vatan sevda, millet mukaddes bir emanet, ecdat el üstünde tutulması gereken hatıralar toplamının eseridir.

HIRSIZA HIRSIZ DEMEKTEN KORKMAMAK NE KADAR ZORUNLUYSA...
Hırsıza hırsız demekten korkmamak ne kadar zorunluysa, şerefsize şerefsiz demek o kadar yüksek ve milli bir sorumluluktur. Şahsen bu sorumluluğu yerine getirmenin huzurunu yaşıyorum. Şeref bir isim değil, bir kıymettir. Bu kıymeti ne akili anlar, ne kötü adamı bilir, ne de yattığı yerden Kandil özlemi çekenler anlar.

SON OLSUN İSTİYORUM AMA...
Bakın, bugün dört şehit verdik. Dört eve ateş düştü. Dört ocak karalar bağladı. Katillere ve destekçilerine şerefsiz demeyelim de ne diyelim? Kan döken, uyuyan evlatlarımıza kurşun sıkan, eşinin ve çocuğunun yanında askerlerimizi katledene tek kelimeyle şerefsiz denir. Aziz şehitlerimize rahmet niyaz ediyorum Kederli ailelerine ve milletimize bağşağlığı diliyorum. Son olsun istiyorum ama cani boş durmaz ki! SABREDİN" Biraz daha sabredin, biraz daha bekleyin; umutlu yarınlar önümüzdedir. Büyük ozanımız Yunus ne güzel de söylemiş: “Sabır gözetsin devlet dileyenler, bil ki Hak, sabredenlerle beraber.” “Sabırla halin güzel olur gayet, gelir sabreden Hak’tan inayet.”



Kaynak:Posta.com.tr

3 Ağu 2015

Demirtaş'tan Bahçeli'ye cevap

Selahattin Demirtaş, Devlet Bahçeli'nin sözlerine cevap:
Zergele'ye bir heyetin gönderilmesi kararlaştırıldı. Milletvekillerimizin de aralarında bulunduğu heyet olay yerinde bir tespit yapacaklar. AKP yetkilileri ya da sayın Arınç gelsin alçaklığı yerinde tespit edelim. Ne olmuş ne bitmiş raporlasınlar kamuoyuna da açıklayalım. Kimse bize şeref dersi vermeye kalkışmasın önce şeref kavramını iyi bir araştırsın. HDP İstanbul'da 3. parti. Türkçe'yi doğru dürüst kullanamayan bu insanlardan HDP daha çok oy almıştır. HDP İstanbul'un en fukara semtlerinden oy almıştır. Mali durumu iyi olan zenginler de HDP'ye oy vermiş olabilir. Tek bir seçmenimiz kıymetlidir. Seçmenimize küfredenlere de bin misli iade ediyoruz. Hükümetin operasyonları durdurmalı PKK da elini tetikten çekmelidir. HDP seçime hazırdır. Bütün teşkilatlarımız kararlı bir şekilde erken seçime hazır olduklarını ifade ediyorlar. İnşallah AKP Türkiye'nin başına bela olmaktan çıkar. AKP'lilerden şunu duymak isteriz kaç seçimde yenilince AKP yenilmiş sayılacak.


Kaynak:Posta.com.tr