ANASAYFA       SONDAKİKA       GÜNDEM       MAGAZİN       SİYASET      

17 Şub 2016

AK Parti'den Polat'lı, Hülya Avşar'lı hazırlık!


“Sanat Komisyonu” kurmak için harekete geçen AK Parti, kronik problemlere sanatçılarla çözüm aramaya çalışacak...

AK Parti, “Sanat Komisyonu” oluşturmak için düğmeye bastı. Heykeltıraşlardan karikatüristlere, müzisyenlerden tiyatroculara kadar farklı sanat türlerinde sorunlara odaklanacak olan komisyonda toplumun sevdiği sanatçıların, terörle mücadeleden, kadın ve töre cinayetlerine kadar meselelerin çözümünde rol üstlenmesi öngörülüyor.

BAZI MESELELERDE DESTEKLERİNİ ALACAKLAR

Bu kapsamda, parti yöneticilerinin de bulunacağı komisyonun, Orhan Gencebay’dan Hülya Koçyiğit’e kadar “Akil İnsanlar Heyeti”nde de görev alan isimlerin yanı sıra; halkın yakından izlediği “Polat Alemdar”ı canlandıran Necati Şaşmaz’dan, açıklamalarıyla gündem olan Avşar kızı Hülya Avşar’a kadar sanatçılarla değerlendirmelerde bulunarak bazı meselelerde desteklerini alması bekleniyor.

TERÖREL MÜCADELE, KADIN CİNAYETLERİ...

Türkiye Gazetesi'nde yer alan habere göre AK Parti’de “Sanat Komisyonu” oluşturulması çalışmasını, Genel Başkan Yardımcıları Doç. Dr. Selçuk Özdağ ile Çiğdem Karaaslan koordine ediyor. Oluşturulacak komisyon, hem mesleki sorunları ele alacak hem de başta terörle mücadele, töre cinayetleri, kadın cinayetleri olmak üzere, toplumu etkileyen olaylarda sanatçıların etkileyici gücünden yararlanacak.

10 Şub 2016

Erdoğan ve Gül'ün sürpriz buluşması


Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün akşam 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile akşam yemeğinde bir araya geldi... Beştepe'de gerçekleşen buluşma yaklaşık 3 saat sürdü.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile dün akşam yemeğinde bir araya geldi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile dün akşam yemeğinde bir araya geldi.

GÖRÜŞME BEŞTEPE'DE GERÇEKLEŞTİ, 3 SAAT SÜRDÜ
 

Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gül'ü Beştepe Devlet Konukevi'nde ağırladı. Akşam yemeği vesilesiyle gerçekleşen buluşmanın yaklaşık 3 saat sürdüğü kaydedildi.

Görüşmenin; Bülent Arınç, Hüseyin Çelik gibi eski AK Partili isimlerin Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümete yönelik eleştirilerinin ardından gelmesi dikkat çekti.

YENİ SİYASİ OLUŞUM İDDİASI

Öte yandan Ankara kulislerinde bir süredir AK Parti'nin önde gelen isimleri iken, şimdilerde muhalif olarak gösterilen Bülent Arınç, Hüseyin Çelik, Suat Kılıç, Nihat Ergün, Sadullah Ergin gibi isimlerinin yeni bir siyasi oluşum başlatacakları iddia ediliyordu. Bu oluşumun başında 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün bulunacağı iddia ediliyordu.

26 Ara 2015

Başbakanlık'tan flaş HDP açıklaması!


30 Aralık'ta Başbakan Davutoğlu ve HDP Eş Başkanları arasında yapılması planlanan görüşme, iptal edildi. Başbakanlık'tan yapılan açıklamada 'Artık aynı masayı paylaşmanın bir anlamı kalmamıştır' denildi.

Başbakan Davutoğlu, 30 Aralık'ta Kılıçdaroğlu ve Demirtaş'la 4 Ocak'ta da MHP lideri Bahçeli ile görüşecekti. Başbakanlık'tan bugün yapılan açıklamada HDP ile yapılacak görüşmenin iptal edildiği duyuruldu.

30 Aralık'ta yapılması planlanan Davutoğlu-Demirtaş görüşmesine ilişkin Başbakanlık'tan yapılan açıklamada 'Ancak, son bir hafta içinde, HDP yöneticileri tarafından yapılan açıklamalar, bu anlayış ile taban tabana zıt, ülkeyi kutuplaştırmayı amaçlayan, asgari siyasi nezaketten uzak, milletimizin birlikte yaşama yönündeki kadim kültürü ile bağdaşmayan, çatışma ve gerilimden medet uman sığ bir siyasi tutumun yansımasıdır. Bu yaklaşım ile HDP yöneticileri siyaseti sorun çözme aracı olarak değerlendirecek bir siyasi olgunluğa sahip olmadıklarını bir kez daha ortaya koymuşlardır. Bu üslupsuz yaklaşımla görüşmenin, aynı masayı paylaşmanın anlamı kalmamıştır.' denildi.

İşte Başbakanlık'tan yapılan açıklamanın am metni:

Sayın Başbakanımız 1 Kasım seçimlerinin ardından dört yıllık istikrar döneminde milletimizin beklediği köklü reformları, tüm kesimlerle diyalog içinde gerçekleştirebilmek için kapsamlı bir görüşme süreci başlatmıştır. Kendisinin hiçbir fark gözetmeden ülkemizdeki her görüş ve fikirden sivil toplum örgütleri, aydınlar, işçi-işveren temsilcileri ile diyaloga verdiği önem saygıdeğer kamuoyunun malumudur. Bu çerçevede 7 Haziran seçimlerinin ardından da benzer bir sürecin takip edildiği, ülkemizi çok daha ileri bir seviyeye ulaştırmak için ortak akla ulaşmak amacıyla mecliste grubu bulunan tüm siyasi partiler de dahil detaylı bir uzlaşma süreci yürütüldüğü hafızalardadır. 1 Kasım seçimlerinden sonra da Sayın Başbakanımız, 47.8 milyon geçerli oyun 23.6 milyonunun oyunu almış güçlü bir tek başına iktidar süreci başlamış olmasına rağmen demokrasi kültürüne saygı ve uzlaşmaya verdiği önem sebebiyle yine Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde grubu bulunan tüm siyasi parti genel başkanlarından ayrım yapmaksızın randevu talebinde bulunmuştur. Meclisin ve ülkenin önünde başta Yeni Anayasa olmak üzere gerçekleştirilmesi gereken önemli reformlar, meclis içtüzüğü ve bütçe konuları bulunmaktadır. Türk siyasi hayatında yeni bir gelenek tesis etmek için başlatılan bu süreç, uzlaşma kültürünü hakim kılmak için bir şanstır. Bu talep tüm siyasi partilere oy veren vatandaşlarımızın demokratik tercihlerine saygının da bir sonucudur.

Ancak, son bir hafta içinde, HDP yöneticileri tarafından yapılan açıklamalar, bu anlayış ile taban tabana zıt, ülkeyi kutuplaştırmayı amaçlayan, asgari siyasi nezaketten uzak, milletimizin birlikte yaşama yönündeki kadim kültürü ile bağdaşmayan, çatışma ve gerilimden medet uman sığ bir siyasi tutumun yansımasıdır. Bu yaklaşım ile HDP yöneticileri siyaseti sorun çözme aracı olarak değerlendirecek bir siyasi olgunluğa sahip olmadıklarını bir kez daha ortaya koymuşlardır. Bu üslupsuz yaklaşımla görüşmenin, aynı masayı paylaşmanın anlamı kalmamıştır. Tüm bu süreç son derece şeffaf bir şekilde kamuoyunun gözleri önünde gerçekleşmiştir. Kamuoyunda oluşturulmaya çalışılan algının tersine Sayın Başbakanımızın görüşme talebi asla terörle mücadeledeki kararlı tutumu tartıştırmak değildir.

Ülkemizin ve milletimizin huzuru ve refahı için yürüttüğümüz terörle mücadele süreci, kesinlikle pazarlık konusu değildir. Güvenlik güçlerimiz bu hedef doğrultusunda kararlı bir mücadele yürütürken, ilgili bakanlarımız ve kurumlarımız da, vatandaşlarımızın mağduriyetini gidermek için fedakâr bir çaba içerisindedirler. Milletimizi arkaik anlayışlarla; anti-demokratik, baskıcı söylemlerle ve silah tehdidi ile sindirmeye dönük eylemler içindeki tüm terör örgütleri ile mücadele kesintisiz devam edecektir. Sayın Başbakanımız ayak basmadık il bırakmadığı yurdumuzda aziz milletimizin tüm ‘çay ikramı’ davetlerini tereddütsüz kabul etmiş, gönlü geniş Anadolu insanının misafirperverliğinin simgesi olan bu daveti asla geri çevirmemiştir. Bu kültürle bağını koparmış kişilerle bu anlamda yürütülecek bir diyalog ortamı bulunmamaktadır. Yüce milletimizin desteği ve duası yegane dayanağımızdır.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.

22 Eki 2015

AK Parti'den Kılıçdaroğlu'na tepki: O belgeleri açıklasın!


AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik gündeme dair açıklamalarda bulundu. Çelik, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na seslenerek "Ben belgeler gördüm büyük tavizler verilmiş dendikten sonra… Bu belgeleri size kim getirdi? Kim gösterdi. Bunların da açıklanması lazım. Neymiş bu belgeler, içinde ne yazıyormuş, altında kimin imzası varmış? Açıklasınlar görelim. Bunu açıklamamak da iddia edenin sorumsuzluğu olarak tarihe geçer." dedi.

İşte Ömer Çelik'in konuşmasından satır başları:
"Türkiye Esad’lı geçişe hazır gibisinden bir takım yorumlar çıktı. Türkiye’nin temel parametreleri açısından Suriye politikasında bir değişiklik yok. Değişim de yok zaten. Deniyor ki Türkiye Esad’lı bir geçiş dönemine razı oldu gibisinden bir takım haberler çıkıyor. En azından AK Parti hükümetleri tarafından ifade edilen şey şudur. Esad’ın kalıcı olduğu hiçbir formül makbül bir formül değildir. Eğer kast edilen şey, muhalefet ve rejimin tam mutabakatıyla ortaya çıkacak bir geçiş hükümeti söz konusu olursa rejim tarafından bu işe katılacak olanların herhangi bir katliamın içinde olmamış kişiler olması gerekiyor.

Meşru muhalefetle rejim hükümetinin kurulmasının tam mutabakatla ortaya çıkarsa, esad’ın üç ay altı ay içerisinde gitmesine dönük olarak Türkiye’nin kabul edebileceği bir formül düşünülmekteydi. Ama Esad’lı geçiş dediğinizde, Suriye’nin istikrarını barışını sağlayabileceğini düşünmek hayal olur. Halkının büyük çoğunluğunu katletmiş, ordu ve istihbarat faaliyeti içerisinde suriye’nin geleceğinde barışın kurulması söz konusu olamaz. Bu kalıcı da olamaz. Halkının büyük bir kesiminin ailelerine kast etmiş bir kişinin, bir gelecek inşa etmesi söz konusu değil. Dolayısıyla Türkiye’nin aradığı formül suriye halkının gerçek iradesini yansıtacak bir geçiş hükümetinin ortaya çıkması ve Esad’ın belli bir süre içerisinde Suriye’den ve yönetimden ayrılması şeklindedir. Bunu bir kalıcılık gibi göstermek, böylesi bir dış politika değişikliğinden bahsetmek söz konusu değil. Şimdi bakınız oraya dünyanın bütün büyük güçleri yerleştiler operasyon yapıyorlar.

Oradaki halkın değişik kesimlerinin bu operasyonların hedefi haline geldiğini, muhalefetin de zarar gördüğünü görüyoruz. Baştan beri Türkiye’nin altını çizdiği de budur. Hangi partiye oy verirlerse versinler Türkiye’nin demokasi gücünü göstermemiz gerekir. Etrafımızdaki ülkelerde insanlar sandığa gitmek için bu kadar büyük bedeller öderken, Türkiye’nin en büyük kazanımının demokrasimiz olduğunu altını her zaman çizmek gerektiğini ve bu seçimleri son derece sağlıklı biçimde gerçekleştirebilmemizin büyük bir başarı olduğunun altını çizmek için, ayrıca demokrasimizi daha güçlendirmek için katılımın yüksek olmasında büyük bir fayda var. gerek yurtdışında gerekse yurt içinde en yüksek düzeyde katılımın gerçekleşmesi için bir kere daha çağrı yapıyoruz.

SORU – CEVAP

-Suriye konusunda AK Parti’nin duruşu tavrı noktasında değerlendirmelerde bulundunuz. Önemli bir gelişme yaşandı. Esad ve Putin’in bir görüşmesi oldu. bu görüşmenin sonuçları neler olabilir? -Bir de Bülent Arınç’ın bazı açıklamaları oldu. “Sizden 400 vekil istemeyeceğim, oy dilenciliği yapmayacağım” dedi. Bu ayrışmanın işareti mi?

Nasıl yorumluyorsunuz?

Birincisi bu Rusya ziyaretinde ortaya çıkan tablo iki tür şeye işaret edebilir. Orada iç savaş başladığından beri Esad ilk defa Suriye topraklarının dışına çıkıyor. Ülkesine dönünceye kadar da Rusya duyurmadı. Bu Esad’ın kendi ülkesinde büyük katliam şebekesini yönetirken yurtdışına çıkabilmesi soru işareti olarak konulmalıdır.

İkincisi her zaman sorunun çözümü için, sadece askeri olmadığını biz de ifade ediyoruz. Fakat bu tip görüntülerden, bunlar Suriye’deki katliamın sona ermesine dönük olarak işlev üretecekse tabi ki son derece yararlı olur. Ama bunun tersine Esad’a meşruiyet görüntüsü verme sonuçları olursa, Esad tarafından bu şekilde kullanılmasına dönük çerçeve söz konusu olursa bu oradaki halkın meşru mücadelesine zarar vermiş olur. Sayın cumhurbaşkanımız da aradı Putin’den bilgi aldı. Burada söz konusu olan şudur. Kim ne derse desin her türlü siyasi çözümün aranması gereken birinci şartı bunun arkasında Suriye halkı var mıdır? Suriye halkının iradesini arkasına almaksızın Suriye geleceğini inşa etmesi mümkün olmaz. Aksi takdirde bu kadar kendi iradesini yönetime yansıtmak için bu kadar bedel ödemiş, bu kadar can vermiş bir halkın bundan sonra bir takım büyük devletler anlaştı diye buna razı olacağını düşünmek büyük bir hayal olur. Türkiye’de bizim en büyük arzularımızdan bir tanesi Türkiye’nin çağdaş bir anayasa yapmasıdır.

Yeni Türkiye’nin kimlik belgesi olacak en önemli unsurun, ekonomik demokratik gelişmeler çok önemli, ama tüm bunlar hukuki altyapı olmazsa ve anayasa noktasında biz çağdaş normlara kavuşmazsak… Gerekli hızı alabilmemiz için, muhakkak suretle yeni anayasa yapılması gerekiyor. Bu 400 vekil meselesi de gerek sayın cumhurbaşkanımız, gerek başbakanımız tarafından Türkiye’yi yeni bir anayasaya kavuşturma ve Türkiye’yi 7 Haziran sonrasındaki türbülanslardan koruma şeklinde temenninin ifadesi olarak söylenmiştir. Bu Türkiye ile ilgili gerek anayasa gerek anayasa konusunda iyi dileklerin ifadesidir. Bununla ilgili polemik söz konusuysa bunu söyleyen kişilere sorarsınız siz.

-Kılıçdaroğlu’nun belgeleri gördüm iddiaları için ne diyeceksiniz?

Bahçeli’nin 5’nci parti olacağı iddiası var. bunun için ne diyeceksiniz? İktidar her rejimde var, muhalefet ancak demokrasilerde var. Muhalefet dünyanın çağdaş demokrasilerinde, kendisini iktidar alternatifi olarak görür ve hatta gölge kabine kurar. Türkiye’nin bu kadar önemli meselesinde ben Oslo belgeleri gördüm, hükümet eziliyor diyen birisinin, ilk yapması gereken çıkmalı kamuoyunun önünde, bakın dönemin başbakanının imzası var, bu belgelerle şu sözler verilmiş demesi gerekir. Bunu ispat ettiği takdirde, hükümet ve altında imzası olanlar gereğini yapmalıdır. Ama bunu ispat edemiyorsa, bu kadar sorumluluk gerektiren bir itirafı ispat edemiyorsa da istifa etmelidir. Bunlar büyük meselelerdir. Türkiye 30 yıldır bu işlerle uğraşıyor. Her şeyi doğru yaptık da demiyoruz, yanlış yaptığımız işi de düzeltiriz. Ama bir tavizi verdiğimiz iddia ediliyorsa, açık çağrıda bulunuyoruz. Hemen bir saat, iki saat içinde bu belgeler nelermiş, altında kimin imzası varmış. Bunu açıklasınlar, biz gereğini yaparız. Bu kadar büyük iddiaların arkasından bir ispat söz konusu değilse de bu iddiaları öne süren kişilerin ne yapması gerektiğini vatandaşlarımızın takdirine bırakıyoruz. Ben belgeler gördüm büyük tavizler verilmiş dendikten sonra… Bu belgeleri size kim getirdi? Kim gösterdi. Bunların da açıklanması lazım. Neymiş bu belgeler, içinde ne yazıyormuş, altında kimin imzası varmış? Açıklasınlar görelim. Bunu açıklamamak da iddia edenin sorumsuzluğu olarak tarihe geçer. CHP’nin internet sitesinde pek çok rapor vardı. Hatta o günün şartları açısından Meclis’te ilk konuşmayı ben yapmıştım. Çok ileri ifadeler vardı. Ben CHP’nin sitesindeki ifadeleri dillendirdiğimde CHP sırasında tepki verdiler. Arkasından bu sizin hala internet sitenizde duruyor dediğimizde cevap verilmedi. biz bu konuda ne yaptığımızı biliyoruz.

BAHÇELİ’NİN 5’NCİ PARTİ İDDİASI…

Tabi şöyle bir tabloyla karşı karşıyayız. 7 Haziran’da bir şekilde MHP tabanının iktidarın parçası olması gibi bir durum ortaya çıktı. Hayır siyaseti temelinde kurdu. Sayın bahçeli’den beklenen şudur. Siz ülkücülere, bir iktidar vaat edebiliyor musunuz? Yada kendi partinizle ilgili ne türlü gelecek ön görüyorsunuz? Bahçeli bunları hiç konuşmuyor. Sadece AK Parti ile ilgili konuşuyor. MHP’yi iktidar yapmak gibi bir iddiası yok. İktidar ortağı yapma gibi de bir iddiası yok. Bahçeli bir AK Parti analisti değil, köşe yazarı da değil. Bahçeli’den beklenen şudur MHP’nin geleceğiyle ilgili ne söylüyor? Onların iktidar olma arzularıyla ilgili ne söylüyor? MHP teşkilatları ne için çalışıyorlar, bahçeli bir şey söyleyebiliyor mu? Tek söylediği şey şu. Siz ne kadar çalışırsanız çalışın ben sizi iktidar ortağı yapmayacağım. Peki ne öneriyor beklenti olarak. Ne öneriyor? Bekleyin AK Parti’de bölünme olacak, beşinci parti ortaya çıkacak. Bunun adı siyasi falcılıktır. AK Parti bir bütün içinde yoluna devam edecek. Siyasi başkanların görevi, AK Parti’yle ilgili komplo teorileri üretmek değil kendi partilerinin geleceğiyle ilgili konuşmaktır.

Ankara saldırısından önce uyarı yazısı gönderildiği, eylemin ne şekilde yapılacağı, IŞİD’in sansasyonel eylem yapılacağı bilgisi verildiği görülüyor. Bir zafiyet söz konusu. Bu konuda ne diyeceksiniz?

Bu bilgiyi teyit edemiyorum tabi. Fakat şöyle bir şey var, hem DAEŞ hem PKK hem de diğer örgütlerin bu tip sansasyonel eylem peşinde koşması, bir takım organizasyonlara dönük olarak bu zaten sık sık güncellenen uyarılar. Türkiye 30 yıldır PKK ile mücadele ediyor. Yeni tehditler olan DAEŞ gibi çok tehlikeli terör örgütleri bölgemizde, ülkemize sızma şeklindeki faaliyetleri biliniyor. Ama şundan kimsenin kuşkusu olmasın, bir zafiyet varsa mutlaka açığa alınır. Bazıları da açığa alındılar. Bu herhangi bir şekilde ört bas edilecek bir mesele değildir. Biz kendi açımızdan baktığımızda biz şuna inandık. Biz gücümüzü şeffaflıktan alıyoruz. Bu terör saldırısı hepimize yapılmıştır. Giden canlar hepimizin canıdır. Yapanlar, emri verenler, planlayanlar açısından… bununla ilgili titiz çalışmalar yürütülüyor. Zihnimizin belli adreslere sevk edilmesi konusunda yoğun propaganda faaliyeti içinde.

Biz burada PKK çıkarsa PKK, IŞİD çıkarsa IŞİD. Bazılarının ilk günden PKK yapmadı DAEŞ yapmadı. Bu tip tahterevalli açıklamalardan uzak durmak gerekir. Terör bir sektöre dönüşmüş durumdadır. Bizim bu son saldırılarda anladığımız, birden çok terör örgütünün ortak eylemiyle gerçekleşen saldırı olduğunu düşünüyoruz. Size geçmiş saldırılardan, bu saldırıyla ilgili değil. bir kişi mesela terör örgütlerine mensubiyeti PKK’ya girerek başlamış, daha sonra DAEŞ’in içerisine girmiş, en son eylem yapmaya kalkmış, aynı zamanda bu kişi bir yabancı devletin istihbarat teşkilatıyla bağlantılı.

Bu melez, kokteyl saldırının tam olarak açığa çıkması konusunda zihnimizi belli adreslere sevk edilmesi konusunda hassas olmamız lazım. Deniyor ki bunun arkasında şu var, AK Parti DAEŞ’in eylemlerine göz yumduğu için bunu açıklamaktan çekiniyor. Bunlara sormak gerekir, bu iddiayı gündeme getirenlerin DAEŞ’le mücadelesi yok. Bütün terör örgütleri bizim için eşittir. Bizim için dinimizi kirleten bir takım uygulamalara imza attığı için de bu örgütlere karşı durmanın özel bir hassasiyeti vardır.



Posta.comtr

20 Eyl 2015

Ak Parti'li isime silahlı saldırı!


Bursa'nın Yenişehir ilçesi Ak Parti Yönetim Kurulu Üyesi ve Halkla İlişkiler Başkan Yardımcısı Mustafa Atan, koyunlarını otlatırken uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti.

Olay, Yenişehir ilçesi Yeniköy’de akşam saatlerinde meydana geldi. Ak Parti Yönetim Kurulu Üyesi ve Halkla İlişkiler Başkan Yardımcısı 52 yaşındaki Mustafa Atan, kendisine ait koyunları otlatmak için ormanlık alana gitti. Mustafa Atan koyunlarını otlattığı sırada daha önceden aralarında tartışma olan 47 yaşındaki Yaşar Kara ile karşılaştı. Burada iddiaya göre ikili arasında tekrar başlayan tartışma esnasında Yaşar Kara, belinde bulunan ruhsatsız silahıyla Mustafa Atan’a 6 metre uzaklıktan 3 el ateş etti. Başına ve göğsüne isabet eden kurşunla yaralanan Mustafa Atan'ı görenlerin haber vermesi sonucu olay yerine sağlık ekipleri geldi. Ekiplerin yaptığı ilk müdahalenin ardından Atan, Yenişehir Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Burada doktorların tüm müdahalelerine rağmen Mustafa Atan hayatını kaybetti.


Yenişehir Ziraat Odası Yönetim Kurulu Üyesi de olan Mustafa Atan’ın Yaşar Kara ile daha önceden aralarında çıkan kavgada odunla yaralandığından dolayı Yaşar Kara'dan davacı olduğu öğrenildi. Olayın ardından kaçan Yaşar Kaya kısa bir süre sonra polis ekipleri tarafından gözaltına alındı. Olayla ilgili soruşturmaya başlandı.


Kaynak:DHA (Nihat BIÇAK/ YENİŞEHİR Bursa)

19 Eyl 2015

İbrahim Tatlıses yine aday gösterilmedi!


Milletvekili adaylığı için üçüncü kez AK Parti'nin kapısını çalan İbrahim Tatlıses bir kez daha veto yedi.

Ünlü türkücü Tatlıses'in AK Parti ile yıldızı barışmıyor.

2007 seçimlerinde Genç Parti'den aday olan Tatlıses, 2011 ve 7 Haziran 2015 seçimlerinde AK Parti'ye adaylık başvurusu yaptı.

İki başvurusu da olumsuz neticelenen Tatlıses, 1 Kasım seçimleri için 3. defa AK Parti'nin kapısını çaldı.

Ünlü sanatçı 1 Kasım'da gerçekleştirilecek seçimlerde de yine aday gösterilmedi.

16 Ağu 2015

Askerin de polisin de vurma yetkisi var!

Hakkari'nin Şemdinli İlçesi'nde dün Pkk'lı teröristlerle çatışmada şehit olan 45 yaşındaki komiser Ahmet Çamur, memleketi Trabzon'un Çaykara İlçesi'nde toprağa verildi.
Törene katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kendisine silah doğrultan her kim olursa, her teröriste, polisimizin de askerimizin de vurma hakkı vardır, vurma yetkisi vardır. Bunu kesinlikle bilmenizi istiyorum. Şu anda da yüzlerce teröristi askerimiz polisimiz aslında gömmüştür. Yeterli mi? Yeterli değil. Mücadele devam ediyor. Rehavete kapılmak yok" dedi. Şehit komiser Ahmet Çamur için ikindi namazının ardından Çaykara ilçe merkezinde kılınan cenaze namazına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adalet Bakanı Kenan İpek, İçişleri Bakanı Sebahattin Öztürk, MGK Genel Sekreteri Seyfullah Hacımüftüoğlu, Trabzon Valisi Abdil Celil Öz, eski ve yeni milletvekilleri, aile üyeleri, meslektaşları ve yaklaşık 10 bin kişilik vatandaş topluluğu katıldı. Rize’den karayoluyla Çaykara’ya gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, taziye çadırına giderek şehidin ailesine başsağlığı diledi. Çadırın önünde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önünü kesen bir grup kadın, "Polis ve askere vur emri verin" dedi. Erdoğan ise, "Bilip bilmeden konuşmayın. Polisin de askerin de vur emri vardır" diyerek cenaze namazına katılmak üzere yoluna devam etti. Cenaze namazı için hazırlık yapılırken bir grup vatandaş ’Şehitler ölmez vatan bölünmez’, ’Kahrolsun PKK’ sloganları atmaya başladı. Dua için mikrofona gelen imam, slogan atılmasının şehide saygısızlık olacağını belirterek, dua edilmesini istedi.

"POLİS VE ASKERİN VURMA YETKİSİ VARDIR" 
Cenaze namazının kılınmasının ardından bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
 "Şu anda musallada bulunan Ahmet kardeşimizi her hangi bir mevta gibi ebedi yolculuğuna uğurlamıyoruz. Şahadet makamına ulaşmış olan bir şehidimizi uğurluyoruz. Ne mutlu onun ailesine, ne mutlu onun tüm yakınlarına. Az önce hocamızın da ifade ettiği gibi peygamberlikten sonra en yüce makam. Makamların yücesi olan böyle bir makama Ahmet kardeşimiz ulaşmış durumda. Malum, şu anda terör denilen bir bela ile karşı karşıyayız. Tabi bazı şeyler biliniyor, bazı şeyler bilinmiyor. Değerli kardeşlerim şunu bilmenizi istiyorum; kendisine silah doğrultan her kim olursa her teröristi polisimizin de, askerimizin de vurma hakkı vardır, vurma yetkisi vardır. Bunu kesinlikle bilmenizi istiyorum. Şu anda da yüzlerce teröristi askerimiz, polisimiz aslında gömmüştür. Yeterli mi? Yeterli değil. Mücadele devam ediyor. Rehavete kapılmak yok. Katil makbul meselesi ilk insanla başladı. Hz. Adem’den sonra Kabil kardeşi Habil’i katletti. Fakat az önce hocamız kitabımızdan bir ayet okudu. Orada ’Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz’ hükmünü okudu. ‘Onlar diridirler siz bilemezsiniz’ hükmünü okudu. Kıyamete kadar bu mücadele sürecektir. Bir tarafta hak olacak, bir tarafta batıl olacak. Bunlar batılın askerledir. Bu batılın askerlerine karşı milletçe mücadelemizi sürdüreceğiz. Sevgili şairimizin dediği gibi; ‘Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda, canı cananı bütün varımı alsın da Hüda, etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda’ derken işte kastettiği budur. Bu topraklar şüheda kanı ile yoğrulmuştur." Terörle mücadelenin kararlı bir şekilde sürdüğü görüşünü savunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu mücadelemizi kararlı bir şekilde sürdüreceğiz. Yeter ki bir olalım beraber olalım. Birbirimizi Allah için sevelim. Onun için söylüyorum; tek millet olacağız, tek bayrak olacağız, tek vatan olacağız, tek devlet olacağız. Devlet içerisinde devlete asla müsaade etmeyiz. Buna fırsat vermeyeceğiz. Vatanımızı asla böldürmeyeceğiz. Buna asla fırsat vermeyeceğiz. Bayrağımıza bayrak asla alternatif olarak kabul etmeyiz. Ve millet olarak da bu milleti bölmek isteyenlere sevgili kardeşlerim fırsat vermeyeceğiz" dedi. Vatandaşlardan metaneti korumalarını isteyen Erdoğan, sözlerinin sonunda şöyle dedi: "Sizlerden sabırla, metanetle şu ana kadar gösterdiğiniz bu mücadele kararlılığını özellikle devam ettirmenizi istiyorum. Ama bilesiniz ki er geç bu konuda Hakka teslim olanlar galip gelecektir. Hepinize şükranlarımı ifade etmek istiyorum. Allah sizlerden razı olsun sağ olasınız var olasınız." Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından Çaykara’dan ayrıldı. Şehit Komiser Ahmet Çamur’un naaşı ise Trabzon’un Çaykara İlçesi’ne bağlı Soğanlı köyündeki aile kabristanlığına defnedildi.



Kaynak:DHA

13 Ağu 2015

Ak Parti'den flaş son dakika açıklaması!

AK Parti kaynakları: Süreli reform hükümeti teklif edildi.
AK Parti kaynakları, "AK Parti'nin CHP'ye koalisyon görüşmelerinde, 3 aylık seçim hükümeti teklif etmediğini, süreli reform hükümeti teklif ettiğini" bildirdi. CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hükümet kurma süreci kapsamında, Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu ile gerçekleştirdiği görüşmeye ilişkin, "Bize şu ana kadar bir koalisyon önerisi gelmiş değildir, bir seçim hükümeti önerisi gelmiştir" açıklaması üzerine AK Parti kaynakları, "Üç aylık seçim hükümeti önerilmedi, süreli reform hükümeti teklif edildi" açıklamasını yaptı.



Kaynak:Posta.com.tr

9 Ağu 2015

İstanbul'da AK Parti binasına silahlı saldırı

AK Parti İstanbul İl Binası bahçesinde düzenlenen silahlı saldırıda 1 özel güvenlik görevlisi yaralandı.
Yaralı, ambulansla hastaneye sevk edilirken ihbarın ardından olay yerine çok sayıda polis ekibi sevk edildi.

AK PARTİ BİNASININ BULUNDUĞU CADDEDE ŞÜPHELİ PAKET ALARMI İSTANBUL AK Parti İstanbul il binasına yönelik düzenlenen silahlı saldırının ardından aynı cadde üzerine şüpheli paket bırakıldığı tespit edildi. AK Parti il binasının bulunduğu cadde üzerine bırakılan şüpheli paket polis ekiplerini alarma geçirdi. Çevrede güvenlik önlemi alınırken olay yerine bomba imha ekipleri sevk edildi.




Kaynak:Posta.comtr