ANASAYFA       SONDAKİKA       GÜNDEM       MAGAZİN       SİYASET      

27 Eki 2015

Polisler Koza İpek Holding binasına girdi!


Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talebi ile dün İpek Koza Holding ve bünyesindeki şirketlere kayyum atanmasına karar verilmişti. Bugün polisler holding binası önüne geldi. Çevik Kuvvet eşliğindeki polisler Koza İpek Holding binasına girdi.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde görevli olduğunu belirten polisler, tebligat için İpek Medya Grubu binasına girmeye çalıştı. Koza İpek Grubu çalışanları polislerden resmi görev belgesi istemesinin ardından görevlilerle ile şirket yetkilileri ıslak imzalı belge tartışması yaşandı.

Polisler, ellerinde belge olmamasından dolayı, binaya giremedi. Olay sonrasında konuşan şirketin bir avukatı, gelen kişilerin kendilerini organize şubeden geldiklerini söyledi ve "Ancak ellerinde resmi belge olup olmadığını sorduk ama olmağını gördük" dedi.

Daha sonrasında polisler tekrar geldi ve çevik kuvvet polisleri eşliğinde holding binasına girdi. Holding binası önünde toplanan kalabalığa da biber gazı sıkıldı. Koza Holding Yönetim Kurulu Başkanı Akın İpek'in annesi Melek İpek de polisle kısa bir süre görüştü. Ancak daha sonra çevik kuvvet çağırılınca polisler içeri girdi.

BİNA ÖNÜNDEKİ POLİSLERE TEPKİ

Hakkında kayyum kararı alınan İpek Koza Holding binasına polis çevik kuvvet eşliğinde girdi. O anlarda bina önünde bir kadının polislere tepkisi dikkat çekiciydi. Polislere '1 ay aç kalırsınız 1 ay' diye seslenen kadın operasyona sert tepki gösterdi




16 Eki 2015

CHP Milletvekili Hakverdi hakkında fezleke!

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, CHP Ankara Milletvekili Hakverdi hakkında, "Cumhurbaşkanı'na hakaret" suçundan fezleke düzenledi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi hakkında, "Cumhurbaşkanı'na hakaret" suçundan fezleke düzenledi. Başsavcıvekili Hüseyin Şahin tarafından düzenlenen fezleke, TBMM Başkanlığına sunulmak üzere Adalet Bakanlığına gönderildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın avukatı Hüseyin Aydın, 14 Eylül 2015’te başsavcılığa dilekçe vererek, Hakverdi’nin 7 Eylül 2015’te, "Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı hakkında vatana ihanet suçundan suç duyurusunda bulunduğunu" bildirdi.

Aydın’ın dilekçesinde, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Parlamenter Suçları Soruşturma Bürosu'nun, Cumhurbaşkanı'nın ancak vatana ihanetten dolayı suçlanabileceğine hükmeden Anayasa’nın 105. maddesini gerekçe göstererek Hakverdi’nin suç duyurusunu işleme koymadığı belirtildi.

Cumhurbaşkanı hakkındaki suç duyurusunun tamamen iftira kastıyla kaleme alındığı kaydedilen dilekçede, "Suruç’ta meydana gelen canlı bomba saldırısının araştırılmasına yönelik Mecliste verilen önergenin reddi yönündeki oyları Cumhurbaşkanı’na izafe etmenin, her şeyin sorumlusunun Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olduğuna dair patolojik bir hal arz eden düşüncenin yansıması olduğu" ifade edildi.

Dilekçede, suçlamaya dayanak kılınan, Cumhurbaşkanı’nın 6 Eylül 2015’teki açıklamasında geçtiği iddia edilen ifadelerin gerçek dışı olduğu belirtilerek, bunun dayanağı olan paylaşımın tepkiler üzerine, yalan ve yanlış olduğu kabul edilerek kaldırıldığı ve okuyuculardan özür dilendiği hatırlatıldı.

Avukat Hüseyin Aydın’ın dilekçesinde, Hakverdi’nin, "yalan ve yanlış bilgilerle ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’na izafe edilemeyecek, başkalarına ait açıklamalar ve verilen oylara dayalı olarak ’vatana ihanet’ gibi ağır bir suçlamada bulunmak suretiyle büyük bir sorumsuzluk sergilediği" kaydedildi. Dilekçede Hakverdi hakkında "iftira" suçundan kamu davası açılması istendi. İfade hürriyeti sınırlarını aştı

Bunun üzerine yürütülen soruşturma sonucunda hazırlanan fezlekede, şikayet edilen Hakverdi’nin beyanlarının eleştiride bulunma, kanaat açıklama ve ifade hürriyeti sınırlarını aştığı ve Hakverdi’nin "Cumhurbaşkanına hakaret" suçunu işlediği kaydedildi. Fezlekede, Hakverdi hakkında Anayasa’nın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulması gerektiği kanaatine varıldığı bildirildi.



AA

7 Ağu 2015

Demirtaş'ın Erdoğan hakkındaki suç duyurusu işleme konulmadı!

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, HDP Eş Başkanı Demirtaş'ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında "yargı bağımsızlığını etkilediği ve yönlendirdiği" iddiasıyla yaptığı başvuruyu, cumhurbaşkanlığı sıfatına sahip kişiler hakkında soruşturma ve kovuşturma yetkisi bulunmadığı gerekçesiyle işleme koymadı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında "yargı bağımsızlığını etkilediği ve yönlendirdiği" iddiasıyla yaptığı suç duyurusunu, cumhurbaşkanlığı sıfatına sahip kişiler hakkında soruşturma ve kovuşturma yetkisi bulunmadığı gerekçesiyle işleme koymadı. Başsavcılığın, dilekçenin işleme konulmamasına dair kararında, şikayetin HDP ve Selahattin Demirtaş adına avukat Sinem Coşkun tarafından 31 Temmuz’da yapıldığı hatırlatıldı. Kararda, Demirtaş’ın şikayet dilekçesinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 24 Temmuz’da, Güvenlik Zirvesi’nden sonra basın yoluyla "HDP’nin il ve ilçe teşkilat yöneticilerine yönelik gözaltı ve tutuklama operasyonlarının başlatıldığı" yönündeki açıklamalarının bizzat yargı bağımsızlığını etkileyecek mahiyette olduğu iddiasında bulunduğu belirtildi. Erdoğan’ın Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olduğuna dair belgenin, Cumhurbaşkanlığının internet sitesinden temin edilerek dosyaya konulduğu bilgisinin yer aldığı kararda, başka bilgi ve belgeye gerek duyulmadığı bildirildi. Kararda, Erdoğan’ın isnat edilen suçlamalar esnasında, Cumhurbaşkanlığı görevinde bulunduğu ve bu görevinin 28 Ağustos’ta ant içmesiyle başladığı hatırlatıldı. Anayasa’nın "Sorumluluk ve Sorumsuzluk Hali" başlıklı 105. Maddesi’ne atıfta bulunulan kararda, Cumhuriyet Başsavcılığının cumhurbaşkanı sıfatına sahip kişiler hakkında soruşturma ve kovuşturma yapma yetkisinin bulunmadığı bildirildi. Başsavcılık kararında, bu nedenlerden dolayı söz konusu dilekçenin işleme konulmadığı belirtildi. Demirtaş, şikayet dilekçesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı açıklamalarla "yargıya tüm kamuoyu önünde talimat verdiğini" savunmuştu. Dilekçede, Erdoğan’ın, "Parti yöneticilerine yönelik söylemlerinin bizzat yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını etkiler mahiyette olduğu" ileri sürülmüştü.



Kaynak:AA