ANASAYFA       SONDAKİKA       GÜNDEM       MAGAZİN       SİYASET      

2 Ağu 2015

HDP'den topyekun barış açıklaması!

HDP Parti Meclisi'nin toplantısının ardından yazılı bir açıklama yapıldı. Açıklamada Kandil Dağı'ndaki bombardımanda Zergele köyünde 10 sivilin öldüğü belirtildi. Açıklamada, "Sarayın savaşına karşı topyekun barış" için gerekli politikaların uygulanacağı belirtildi.
HDP Parti Meclisi dün yaptığı toplantıdaki gündemini yazılı bir açıklama ile duyurdu. "Erdoğan-Davutoğlu ikilisinin kurmuş oldukları, MHP’nin de koltuk değnekliği yaptığı plan hem bizler hem de toplumun farklı kesimleri tarafından görülüyor" denilen açıklamada, "topyekun barış" çağrısı yapıldı. "Sarayın savaşına karşı topyekun barış..." başlıklı açıklama şöyle: 1. Türkiye toplumu, sanki ‘tek parti’ iktidarının Başbakanı’ymış gibi hareket eden bir AKP Genel Başkanı’yla karşı karşıyadır. Geçici statüdeki Başbakan, aldığı kararlarla, attığı adımlarla toplumu derinden sarsan, acı kayıplara yol açan bir çatışma ve şiddet dalgasını her geçen gün tırmandırıyor. Hamasi konuşmaları ile toplumun birçok kesiminde derin yaralara yol açtığını fark etmiyor. Her gün toplumu infiale sürükleyecek konuşmalar yapan Başbakan ve yardımcılarının, 31 genç insanı Suruç’ta katledenler, HDP’ye yönelik Adana, Mersin ve Diyarbakır bombalamalarını gerçekleştirenler hakkında konuşmamaları ise son derece manidardır. Kutuplaşma ve gerginlik, toplum içi düşmanlık ve karşıtlık yaratma politikasını seven bu anlayış, yargıyı, medyayı ve diğer alanları da kontrol altına alarak ve başlatılan çatışmanın bir parçası haline getirerek, Türkiye’yi hızla güçlü bir fırtınanın içine sürüklüyor. Türkiye’nin birçok ilinde HDP’lilere yönelik yaygın gözaltı ve tutuklama operasyonlarıyla; Ağrı, Şırnak, İstanbul, Cizre gibi yerlerdeki yargısız infazlarla; çeşitli kentlerde gençlere yönelik işkence uygulamalarıyla; IŞİD barbarlarına karşı mücadelede yaralanan Rojavalılara yönelik gözaltılarla; Lice, Hazro, Kulp, Silvan, Mardin, Dersim ve Şırnak’taki orman yangınlarıyla; Ankara’da sendika baskınıyla; Cemevi’nde cenazesini uğurlamak isteyenlere zulüm uygulamasıyla baskı politikalarını derinleştiriyor. Eş Genel Başkanlarımız hakkında soruşturmalar başlatmak, HDP’ye kapatma davası açmak ve vekillerin dokunulmazlıklarını kaldırma tehditlerini savurmak da bu uygulamaların parçalarıdır. IŞİD barbarlarına karşı mücadelede yaşamını yitirmiş olan gençlerin cenazelerini, hiçbir inançta yeri olmayan bir tarzda ve Başbakan’ın talimatıyla günlerdir sınırda bekleten ve ailelerine teslim etmeyen, cenazelere adeta işkence yapmayı normal gören bir anlayışla karşı karşıya bulunuyoruz. Başbakan Davutoğlu’nun ‘Huzur ve Demokrasi Operasyonu’ adını verdiği bombalamalar esnasında Kandil bölgesindeki Zergele köyünde, aralarında çocukların da bulunduğu, biri hamile 10 sivilin ölmesine ve onbeşinin yaralanmasına yol açılmıştır. Havalanan her savaş uçağı sadece Irak Kürdistanı’na ve oradaki insanlara zarar vermiyor, aynı zamanda Türkiye ekonomisine ve yoksul emekçi halka da ağır yükler bindiriyor. 2. Erdoğan-Davutoğlu ikilisinin kurmuş oldukları, MHP’nin de koltuk değnekliği yaptığı plan hem bizler hem de toplumun farklı kesimleri tarafından görülüyor. 7 Haziran seçimlerinin intikamını HDP’den almak ve kendilerine yine ‘tek parti’ iktidarının yolunu açmak için bu çatışmalı ortamı başlatan zihniyet demokratik değildir. ‘HDP barajı geçemezse kaos çıkartır’ diyen iktidar sahipleri, HDP barajı geçince kaos çıkarmıştır. 7 Haziran’da ortaya çıkan seçim sonucunun, kendi ifadeleri ile ‘‘Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı tahrik etmiş olması’’ bugün yaşananların temel nedenidir. Hedef HDP’yi itibarsızlaştırmak, toplumsal meşruiyetini tartışmalı duruma getirmek, 80 vekilimizin temsil ettiği halk iradesini rencide etmektir. Ancak ne yaparlarsa yapsınlar, HDP’yi etkisizleştirme ve barajın altına itme operasyonu asla başarıya ulaşmayacaktır. AKP ve Erdoğan, başlattıkları savaşı seçimi kazanmak için kullanıyor. Ancak bu tutum Erdoğan’a ve AKP’ye kaybettirecektir. Çünkü bu, Türkiye toplumunun değil saray cuntasının savaşıdır. Hiçbir Cumhurbaşkanı veya Başbakan’ın bu halkın çocuklarını kendi siyasi ikbali için feda etmesi kabul edilemez. Vicdani red hakkı bu dayatmacı politikalar karşısında da savunulması gereken bir haktır... 3. Bu uygulamalarla birlikte çözüm süreci bizzat devleti ve ülkeyi yönetenler tarafından fiilen durdurulmuş durumdadır. Kaosu daha da derinleştirecek bu çatışmacı siyasette ısrar yanlıştır. Çözüm sürecinin askıda tutulduğu her bir günün halklarımıza maliyeti çok ağırdır. Bir kez daha ülkeyi yönetenleri sorumluluğa çağırıyoruz. Bir an önce çatışmaları ve can kayıplarını sonlandıracak çözüm politikaları devreye girmelidir. Görev, bu çatışmaları ve ölümleri durduracak adımların bir an önce, karşılıklı ve acilen atılmasıdır. HDP, bugüne kadar çatışma politikaları karşısında üzerine düşenleri yapmıştır, bugünden sonra da yapacaktır. Biz’ler, çatışmaların durdurulması için çabalarımızı yoğun bir biçimde sürdüreceğiz. Biliyoruz ki, yapılması gereken, çatışma politikalarını bir kenara bırakıp, barışçıl çözüm yollarını yeniden devreye koymaktır. Barışı kazanma mücadelesi bugünün vazgeçilmez işidir. Tüm kurumlarımıza ve bileşenlerimize, Türkiye’nin tüm demokrasi ve emek güçlerine, vicdan sahibi ve demokrat insanlarına, inançlı tüm kesimlere, asker ailelerine çağrı yapıyoruz: ‘‘Silahlar derhal susmalı, taraflar çatışmasızlığı sağlamalı, İmralı’da sayın Öcalan’a karşı sürdürülen tecrit sona erdirilerek diyalog ve müzakerelerle çözüm üretilmeli’’ hedefi ortak mücadele zeminimiz olmalıdır. Barış etkinlikleri, toplantıları, mitingleri ile sivil demokratik mücadeleyi yükseltelim. Silahların sesi karşısında demokratik siyasetin sesini yükseltelim. Uluslararası insan hakları örgütlerine ve savaş karşıtı tüm sivil toplum kuruluşlarına çağrı yapıyoruz: Uluslararası bir sorunu uluslararası destek ve dayanışmayla çözmek için adımlarınızı yoğunlaştırın. Geçici AKP Hükümeti, IŞİD’e karşı mücadele adı altında, gerçekte Rojava’ya karşı düşmanca bir politika izliyor. Rojava’da IŞİD çetelerinin barbarca saldırılarının yenilgiye uğratılması ve bölge halklarının kantonlarda kendi kendilerini yönetmeleri, AKP iktidarının saldırgan politikalarının temel nedenlerindendir. Halbuki bugün Ortadoğu’nun en güvenli bölgelerinden birisi Rojava kantonlarıdır. O coğrafyada yaşayan halklar düşmanımız değil, dostumuzdur, barışın önemli bir parçasıdır. 4. Parti Meclisimiz, yapılan değerlendirmeler ve çıkarılan planlamalar doğrultusunda, MYK başta olmak üzere tüm örgütlerimizin barış ve çözüm mücadelesini sürdürmesi görevini bir kez daha vurgulamıştır. Sarayın savaş hamlesine karşı topyekun barış direnişi yapılacaktır. Merkezi düzeyde yapılan barış mücadelesi hamlelerinin izdüşümleri bütün yerel örgütlerimizde de gerçekleştirilecektir. Öte yandan ne zaman yapılırsa yapılsın, HDP tüm yerel örgütleri, bileşenleri ve kurumları ile birlikte yeni genel seçimlere hazırdır ve bu yöndeki çalışmalarına hız verecektir. Biz biliyoruz ki, bu savaşın yeneni ve yenileni olmaz. Müzakere masasında, Dolmabahçe Mutabakatı zemininde, demokratik siyaseti geliştirmek ve çatışmasızlığı tahkim etmek büyük önem taşıyor. Bu doğrultuda gerçekleştirilecek her adım son derece kıymetlidir. HDP, çatışmalı ortamı sonlandıracak, can kayıplarını önleyecek, barışçıl politikaları ve çözümü üretecek kararlılıktadır ve bunu gerçekleştirecektir.


Kaynak:Posta.com.tr

26 Tem 2015

Öcalan'ın öldüğü iddiaları gerçek değil!

 12ay hediyeli Digiturk Internet kampanyası
Adalet Bakanı Kenan İpek, Abdullah Öcalan'ın öldüğüne dair iddialar hakkında bir açıklama yayımladı.
Bakan İpek tarafından yapılan yazılı açıklamada Abdullah Öcalan'ın öldüğü yolundaki haberlerin gerçeği yansıtmadığı belirtilerek; "Son günlerde bazı internet sitelerinde PKK elebaşı hükümlü Abdullah Öcalan'ın öldüğüne dair bazı haberlerin yapıldığı ve bu haberlerin sosyal medya üzerinden yayıldığı görülmüştür. Abdullah Öcalan'ın öldüğü yolundaki yayınların gerçekle hiç bir ilgisi bulunmamaktadır. Bu haberlerin belli amaçlar doğrultusunda yapıldığı anlaşılmaktadır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur" ifadeleri kullanıldı.

Kaynak:DHA(Ankara)
 Türkiyenin yeni arkadaşlık sitesi

21 Tem 2015

Tunceli'de 100kilo bomba bulundu!

Tunceli'de yol kontrolü yapan güvenlik güçleri PKK'nın yola döşediği yaklaşık 100 kilogram ağırlığında uzaktan kumandalı bomba buldu!

Kent merkezine 15 kilometre mesafede bulunan Sütlüce yol güzergahında bu sabah erken saatlerde rutin yol kontrollerini yapan jandarma ekipleri, yola döşenmiş bombayı fark edince durumu Tunceli İl Jandarma Komutanlığı’na iletti. Olay yerine çok sayıda zırhlı araç ve bomba imha ekipleri sevk edildi. Yapılan ilk incelemede bombanın yaklaşık 100 kilogram ağırlığında olduğu tespit edildi. Uzaktan kumandalı olduğu kaydedilen bomba, uzman ekip tarafından imha edildi.

Kaynak:Posta

9 May 2015

İlk kez komik kızı oynuyorum


‘Üvey Baba’ dizisiyle 10 yaşında oyunculuğa adım atan Burçin Abdullah, ekonomi üzerine yüksek lisans yapsa da bu tutkusundan kopamadı. TV8’de ekrana gelen ‘Bana Baba Dedi’de ‘Canan’ karakterini canlandıran Abdullah’la rolü ve mesleğini konuştuk.Haberin devamı için Tıklayın

7 May 2015

Erdoğan Gül'ün Ervinan'ı ziyaret etmesini tasvip etmedi


Cumhurbaşkanlığı Sofrası’na konuk olan Derin Tarih Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Armağan, "Önceki dönemlerde yapılmış olan bazı yumuşak politikaların işte ne bileyim Sayın Abdullah Gül’ün gidip Erivan’da maç seyretmesi gibi olayların sayın Cumhurbaşkanımızın tasvip ettiği tavırlar olmadığı noktasında bir konuşma geçti, böyle bir izlenim edindik" dedi.Haberin devamı için

3 May 2015

"Fethullah Gülen'le görüştüğümde Gül'ün bilgisi vardı"

Almanya'da bulunan Başbakan Ahmet Davutoğlu uçakta gazetecilere konuştu. Davutoğlu, 2013'teki Fethullah Gülen ziyareti için "Sayın Gül'ün bilgisi vardı" dedi.Haberin devamı için


Kaynak:Milliyet