ANASAYFA       SONDAKİKA       GÜNDEM       MAGAZİN       SİYASET      

10 Oca 2016

Elçin Sangu'ya şok tehdit!


Oyuncu Elçin Sangu, internet üzerinde tehdit edildiğini söyleyerek savcılığa başvurdu.

Kiralık Aşk dizisinin gözde oyuncusu Elçin Sangu, internet üzerinde tehdit edildiğini söyleyerek savcılığa başvurdu.

Savcılık, tehdidin atıldığı bilgisayarın IP numarası için Amerika'dan yardım istedi.

Amerika bilgi vermeyi reddetti, savcılık da zorunlu olarak dosyayı kapattı.



Posta.com.tr

7 Ara 2015

Engin Altan Düzyatan Neyzen Çıktı!


"Diriliş:Ertuğrul" dizisinin başrol oyuncusu Engin Altan Düzyatan: Dizi çekilmeden önce de İbn Arabi okumuştum. İmam Gazali de okudum. Yaklaşık 10 yıldır ney de üflüyorum.

Neslişah Alkoçlar ile mutlu bir evlilik sürdüren ve kısa bir süre sonra baba olmaya hazırlanan Engin Altan Düzyatan, özel hayatında ve iş hayatında son derece başarılı ve mutlu günler geçiriyor. Disiplinli ve iyi eğitimli bir oyuncu olarak tanınan Düzyatan; oynadığı karakteri 13'üncü yüzyılın ortalarında Oğuzlar'ın Kayı boyunun lideri ve Osmanlı Beyliği'nin kurucusu olan Osman Bey'in babası Ertuğrul Gazi'den esinlenerek oluşturmuş.

Engin Altan Düzyatan, Lacivert dergisine; rol aldığı diziyi ve canlandırdığı karakteri anlattı.

"Ertuğrul" karakterini oynamak nasıl bir duygu?
 

Her oyuncunun hayatında dönüm noktası roller vardır. Ben de 'Ertuğrul'u hayatımdaki dönüm noktası olarak görüyorum. Maalesef biz özümüzdeki, kültürümüzdeki birçok değeri ve kahramanı kaybetmiştik. Özümüze yönelik bir kahraman eksikliğimiz vardı. 'Ertuğrul' karakteri işte bunu karşılıyor.

Siz bu sahneleri ilk okuduğunuzda ne hissettiniz?

Ertuğrul Gazi okuma yazma bilmiyor. O dönemde obada okuma yazmayı bilen çok az insan var. Yani Kuran-ı Kerim okudukları ve bu bilgiyi okuyarak öğrendikleri gibi bir şeyden yola çıkamayız. Doğal olarak manevi değerleri öğretecek bir öğreticinin olması gerekiyor. Gerçekte de Ertuğrul Gazi'ye bu manevi değerleri öğreten biri var. O da Şeyh Edebali. Ertuğrul Gazi, Osman Gazi'ye Şeyh Edebali için "Benim söylediklerimi değil, onun söylediklerini dinle" der. Aslında Edebali, Ertuğrul'un da hocası niteliğindedir. Şeyh Edebali'yi dünya görüşü olarak hoca kabul etmiştir ve oğluna da öğütler verir. Ama o dünya görüşünün özü aslında İbn Arabi'ye dayanır. İbn Arabi, dönemi itibariyle gerçekten inanılmazdır. Okuduğunuz zaman çok başka yerlere götürür sizi.

Okudunuz yani?

Dizi çekilmeden yıllar önce İbn Arabi okumuştum. İmam Gazali de okudum.

"TASAVVUFTAN ZEVK ALIYORUM"

İkisi de bu topraklar için müthiş değerler ve maalesef biz onları yeterince tanımıyoruz, değil mi?

Aynen öyle. Ancak İmam Gazali'yi okuduğunuzda ağırlaşırsınız ve çok daha zorlar, sizi başka bir yere doğru götürür. Biraz buhran halidir İmam Gazali. Ama İbn Arabi'yi okuduğunuzdaki rahatlık, o rahatlama hissi ve ne olursa olsun o maneviyatın verdiği huzur hissedilir. Bu dizi başlamadan önce İbn Arabi okumaları yapmıştım zaten. 'Ertuğrul: Diriliş' ile birlikte bu insanları hatırlatma şansını bulduk. Ben tasavvuftan zevk alıyorum. Anlayacağınız, yeni bir zevk değil bu benim için. Yaklaşık 10 yıldır ney de üflüyorum. İnsanlar benim tasavvufla, sadece bu işle birlikte ilgilendiğimi zannediyorlar. Daha önceki dizilerde görmedikleri için o tarafımızı bilmiyorlar. Halbuki o taraflar manevi taraflar ve sadece yaşanır; gösterilmez. Üstelik gösterilmemesi üzerine de yaşanır. Bizde nedense gösterilmesi bekleniyor. "



Kaynak: Sabah

17 Kas 2015

Ünlü oyuncu hırsıza öyle bir mesaj gönderdi ki!


Oyuncu Gözde Kansu evine giren hırsıza mesaj gönderdi.

Ünlü oyuncu Gözde Kansu’nun evine hırsız girdi. Evdeki teknolojik eşyalarının çalındığı söyleyen Kansu, sosyal medyadan hırsıza mesaj gönderdi.


23 Eki 2015

Elçin Sangu mahkemelik oldu!


Elçin Sangu, “Sevdam Alabora” adlı diziden aldığı ücret nedeniyle yapımcı şirketle mahkemelik oldu.

Dizide oyuncu, iddiaya göre bölüm başı 20 bin liradan 260 bin liralık ücretini peşin aldı. Dizi 4’üncü bölümden sonra yayından kaldırılınca, yapımcı şirket Endemol Medya sözleşmede “avans” olarak yazan paranın 180 bin lirasının iadesini istedi.

Dizinin yayından kaldırılmasının kendisinden kaynaklanmadığını ve kendisine ödenen ücretin “avans” olmadığını belirten davacı Elçin Sangu da borçlu olmadığının tespiti için dava açtı.

Mahkemeye başvuran Sangu’nun avukatı, şirketin oyuncu hakkında icra takibi başlatma hazırlığı içinde olduğunu ve bu icra takibine karşı ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etti.

Elçin Sangu, “Kiralık Aşk” dizisinde Barış Anduç’la başrolü paylaşıyor. Sangu, rolüyle birlikte geniş kitlelerce tanındı.
















Posta.comtr

18 Eki 2015

Genç oyuncu İpek Bağrıaçık kaza geçirdi!


Oyuncu İpek Bağrıaçık, İstanbul'da trafik kazası geçirdi.

İstanbul’da arkadaşlarıyla birlikte bindiği otomobile, başka bir aracın çarpması sonucu boynunu inciten Bağrıaçık, hastanedeki müdahalenin ardından taburcu edilerek evine gönderildi. Boyun çevresinde ağrı olduğunu belirten Bağrıaçık, "Boyunluk takıldı. Şu an evde yatıyorum. Yorulmamaya özen gösteriyorum. Arkadaşlarım beni yalnız bırakmıyor. Kısa sürede ayağa kalkmak istiyorum" dedi.
 

Kazanın nasıl olduğunu da anlatan Bağrıaçık, "Aracı arkadaşım kullanıyordu. Yağmur yağıyordu. Dönmek istedik, başka bir araçla çarpıştık. Ne olduğunu anlamadım. Boynumda bir acı hissettim. Kontrollerde olumsuz bir şey çıkmadı. Fakat doktorum dikkatli olmamı ve yorulmamamı tembih etti. Birkaç hafta içinde set çalışmalarım başlayacak. Çabucak iyileşmek istiyorum" dedi.
 
Nazara çok inandığını belirten Bağrıaçık, "Nazar değdiğini düşünüyorum. Son bir haftada başıma gelmeyen kalmadı" dedi.

19 Eyl 2015

Rüzgar Erkoçlar'ın yeni imajı!


Oyunculuk kariyerinde emin adımlarla ilerlerken bir anda hayatında büyük bir karar veren ve cinsiyet değiştirme ameliyatı olarak, hayatını 'Rüzgar' adıyla devam ettirmeye karar veren Rüzgar Erkoçlar, bu kararından sonra attığı her adım takip edilmeye başlandı.

Birlikte sohbet ettiği arkadaşlarından çıktığı tatillere kadar sürekli olarak objektif önünde olan Rüzgar Erkoçlar sosyal medya hesabından yeni imajını paylaştı.


Kuaförde çekilmiş bir fotoğrafı paylaşan Rüzgar Erkoçlar, sakalları ve tarz saçıyla hayli yakışıklı görünüyor.


21 Ağu 2015

Keremcem ve Seda Güven boşandı!

Ünlü şarkıcı Keremcem ile oyuncu sevgilisi Seda Güven, 9 aylık evliliklerinin ardından boşanma kararı aldı.
Ünlü şarkıcı Keremcem ile uzun süredir birlikte olduğu oyuncu sevgilisi Seda Güven, geçen yılın Kasım ayında Paris'te nikah masasına oturmuştu. Ancak ünlü çiftin evlilikleri uzun sürmedi. Keremcem ve Seda Güven, 9 ay sonra boşanma kararı aldı. Çift, kararlarını yaptıkları ortak basın açıklaması ile duyurdu. İşte o açıklama: "Üzülerek belirtiyoruz ki ilişkimizde yol ayrımına girdik ve birlikte aldığımız ayrılık kararıyla evliliğimizi bugün sonlandırdık. Bundan sonraki hayatımızda dostluğumuz devam edecektir. Bu hassas dönemde özel hayatımızın mahremiyetine göstereceğiniz saygı ve anlayış için teşekkür ederiz." Yakın arkadaşken sevgili olan çift, bu sürpriz kararla herkesi şaşırtmış ve uzun süre eleştiri oklarının hedefi olmuştu. Seda Güven, Keremcem ile aşk yaşamaya başlamadan önce Kerem Fırtına ile nişanlıydı.
Keremcem, Aydın Boysan'ın doğum günü kutlamasında bütün davetlilerin huzurunda Seda Güven'e evlilik teklifi ederek onu gözyaşlarına boğmuştu.

4 Ağu 2015

Arda Sinem'e nispet mi yapıyor?

Arda Turan ile sevgilisi Aslıhan Doğan, Barselona’da.
Aslıhan Doğan dün Arda Turan ile çektiği kareyi Instagram’da paylaştı. Altına “İlla fotoğraf çektirmek istedi, kıramadım” diye yazdı.Sinem Kobal ile Kenan İmirzalıoğlu’nun ne zaman fotoğrafları çekilse, Arda Turan ve Aslıhan Doğan da Instagram’da nispet yapıyor.Arda ile Sinem 4 yıl aşk yaşayıp ayrılmıştı.


Kaynak:Posta.com.tr

20 Tem 2015

Evinde ceset bulundu!

Hollywood'un ünlü yüzlerinden oyuncu Demi Moore'un Los Angeles'taki evinin arka bahçesindeki havuzda bir erkek cesedi bulundu!
İlk bilgilere göre, bulunan cesedin 21 yaşındaki bir erkeğe ait olduğu ve boğularak öldüğü bildirildi. Ölen kişinin kimliği ise henüz açıklanmadı. 52 yaşındaki Demi Moore'un olay anında evde olmadığı, şehir dışında olduğu belirlendi.
Hollywood yıldızının magazin sitesi TI-EM-ZI'ye konuşan komşularıysa, Moore'un evde olmadığı süre boyunca villanın çocukları tarafından kullanıldığını ve çocukları her gün havuz partileri verdiğini söylediler.
Demi Moore'un Bruce Willis'le olan ilk evliliğinden yaşları 21 ile 26 arasında değişen üç çocuğu var.

Kaynak:Posta

19 Tem 2015

Seda Bakan kimdir?


Seda Bakan, 10 Ekim 1985 tarihinde Kocaeli, Gebze’de doğmuştur. Anne tarafı Selanik’li, baba tarafı Saraybosna’lı’dır. Bir de ağabeyi vardır. Sakarya Üniversitesi Dış Ticaret Bölümünden mezun oldu. Türker İnanoğlu sinema televizyon alanında eğitim vermek ve sektörde hazır yetişmiş personel açığını kapatmak için Kavacık’ta kurduğu TÜRVAK Sinema – TV Eğitim Merkezinde eğitim aldı. Seda Bakan, çeşitli dizilerde rol aldı. Özellikle de “Behzat Ç. Bir Ankara Polisiyesi” dizisindeki Eda rolüyle tanındı. 2010 yılında Star TV’de yayınlanmaya başlayan senaryosunu Emrah Serbes‘in yazdığı, yönetmenliğini Serdar Akar ve Mustafa Altıoklar‘ın yaptığı “Behzat Ç. Bir Ankara Polisiyesi” adlı dizide Erdal Beşikçioğlu, Nejat İşler, Ege Aydan, Sezin Akbaşoğulları gibi oyuncularla birlikte oynamıştır. Seda Bakan, 2014 yılında STAR TV‘de yayınlanan, başrollerinde Ahmet Kural ve Murat Cemcir‘in rol aldığı “Kardeş Payı” adlı dizide oynadı. Seda Bakan, 2014’ün Ocak ayında nişanlandığı müzisyen Ali Erel ile 2014 yılının Ekim ayında evleneceğini açıklamıştı ancak nikâhın 1,5 ay erken yapılacağını söyledi.

Kaynak:Biyografi.net.tr

Tim Burton kimdir?


Timothy William Burton, 1958 doğumlu, Amerikalı yönetmen, yazar ve kendine özgü stilin yaratıcısı. Özellikle stop-motion (fotograf karelerinin ardarda gösterilmesi) tekniğiyle çektiği animasyon filmlerindeki, insansı özelliklerini yitirmemiş, abartı karakterleriyle tanınan ünlü yönetmenin bazı filmleri ; “Beetlejuice” (1988) , “Edward Scissorhands” (1990) ve “Nightmare Before Christmas“(1993). Tim Burton, 25 Ağustos 1958 yılında, Bill Burton ve Jean Erickson‘ın ilk oğulları olarak dünyaya geldi. Hayal gücünün genişliği çocukluğuna kadar dayanan Burton, ev ve okul yaşantısını güç bulduğundan, günlük hayatın gerçekliğinden, korku filmleri ve düşük bütçeli filmler izleyerek kaçtı. Düşük bütçeli korku filmlerindeki rolleriyle meşhur,Vincent Price ismi, Burton’ın ilerideki kariyerine oldukça etki edecek olan önemli bir sinema figürüydü. Lise yıllarında California Institute of the Arts‘a girmek üzere bir Disney bursu kazandı. 3 yıl süreyle animasyon eğitimi aldıktan sonra, animatör çırağı olarak Walt Disney Stüdyolarına girmeyi başardı. Projesinde çalıştığı ilk film bir Ralph Bakshi uyarlaması olan “The Lord of the Rings” idi ancak yapımda adı geçmedi. Sonrasında, o zamanlarda çok da istemediği bir yönde; “The Fox and the Hound” için çizimler yaptı. Film karakterlerinin genel sevimli yapısının dışında olması nedeniyle Burton’ın çizimleri Disney tarafından reddedildi. Tim Burton, Disney’de bulunduğu günlerde pek mutlu değildi ancak ileride ünlü olacak “Nightmare Before Chrismas”‘ın temelini oluşturan şiir ve ilüstrasyonlarını burada olduğu dönemde yaptı. 1982 yılında, Burton, ilk 6 dakikalık stop-motion filmini, kendisini Vincent Price olarak hayal eden küçük bir çocuk hakkında yaptı. Bunu Barret Oliver, Daniel Stern ve Shelley Duvall‘ın rol aldığı “Frankenweenie“(1984) adlı kısa film takip etti. Siyah-beyaz çekilen ve James Whale‘in “Frankenstein“ından ilham alınarak yapılan bu film, bir araba kazasında öldükten sonra onu yeniden canlandıran bir çocuk hakkındaydı. Festivallerde övgü kazanmasına rağmen, Disney bu filmi, çocuklar için fazlasıyla korkutucu bularak, rafa kaldırdı. Ancak 1992 yılında video olarak gösterime sunuldu. Filmlerinin henüz geniş bir kitleye gösterime sunulmamasına rağmen, Burton, film endüstrisinin dikkatini çekmeyi başardı. Aktör ve yapımcı Griffin Dunne, Burton’a, “After Hours” adlı komedi filmini çekmesi için yaklaştığında; “The Last Temptation of the Christ“‘ın çekimlerinde maddi sıkıntı yaşayan Martin Scorsese‘in bu filme ilgi göstermesi nedeniyle, Burton kendi isteğiyle projeden çekilmeye karar verdi. Ünlü yönetmen, çok geçmeden, 7 milyon dolarlık bir bütçeyle “Pee-Wee’s Big Adventure” (1985) adlı filmi çekti ve 40 milyon doların üzerinde bir hasılat yaptı. Oingo Boingo adlı müzik grubunun hayranlarından biri olan Burton, bu grubun şarkı sözü yazarı ve vokalisti olan Danny Elfman‘a bu filmin müziklerini yapmayı teklif etti. O zamandan beri, “Ed Wood“(1994) dışındaki tüm Burton filmlerinde birlikte çalıştılar. “Alfred Hitchcock Presents” ve Shelley Duvall’ın “Faerie Tale Theatre” gibi televizyon dizilerini yönettikten sonra, Burton, sıradaki büyük projeyi kabul etti. Evleri garip bir aile tarafından istila edilen, ölümden sonra yaşamla başa çıkmaya çalışan genç bir çiftin anlatıldığı olağandışı komedi, “Beetlejuice” adlı filmi 1988 yılında çekti. Alec Baldwin, Geena Davis ve Micheal Keaton‘ın başrollerini paylaştığı bu film, 80 milyon doların üzerinde hasılat yaptı ve en iyi makyaj dalında Oscar‘ı aldı. Tim Burton’ın düşük bütçelerle, büyük filmler yaratabiliyor olması, yapımcıları etkiledi ve ilk büyük bütçeli film projesi batman’i 1989‘da kabul etti. Londra tabanlı bu mega-bütçeli yapım, başta oyuncu seçimleri olmak üzere yapımcılarla bir çok problem yaşanarak çekildi. Burton, ortalama fiziki görünümüne, aksiyon filmlerindeki deneyimsizliğine ve komedi filmlerindeki ününe bakmaksızın, önceki filminden Michael Keaton’ı Batman rolü için uygun görürken, bu seçim büyük tartışmalara yol açtı. Sonunda; suçluları korkutmak için iri bir yarasa kostümü giyen adamın, gerçekte yapılı olmasının saçma olduğunu savunan Tim Burton kazandı. Batman hayranlarından tepki göreceğine inanılmasına rağmen, sonuç muhteşemdi. “Joker” karakteri için Jack Nicholson‘ı seçmesi de ayrıca, normalde bir süper kahraman filmine ilgi göstermeyecek yetişkin kesimin de etkilenmesini sağladı. 1989’da film gösterime girdiğinde o zamana dek yapılmış en iyi pazarlama ve satış kampanyasıyla birlikte Batman, Amerika‘da 250 milyon dolar ve dünya çapında 400 milyon doların üstünde hasılat yaptı. Çetin görünümü ve psikolojik derinliğiyle Batman filmi, geleceğin süper-kahraman filmlerine de Superman tarzının ötesinde bir yol açtı. 1989 yılında Alman sanatçı, Lena Gieseke ile evlenen Tim Burton, “Batman Returns”ün çekimlerinden kısa bir süre sonra boşandı. 1990 yılında, Burton, Johnny Depp ile işbirliğinin başladığı; Caroline Thompson ile beraber yazdığı senaryoyu,”Edward Scissorhands”‘i yönetti. Jonny Depp,Edward rolünde, yaşlı bir mucitin ölümüyle yarım kalan, insan görünümüne rağmen, mucitinin ani ölümüyle elleri makas olarak kalmış bir genci canlandırdı. Florida’da çekilen filmin bönliyö seti, Burton’ın çocukluğunu geçirdiği, Burbank’a benzetilerek, Edward’ın bir bakıma Tim olduğu iddia edildi. Sonrasında, Burton, ilk Batman başarısının ardından, tüm kontrolün kendisinde olması koşuluyla, Warner Bros ile “Batman Returns“(1992) için anlaştı. Batman rolü yine Keaton’a verildi ancak bu defa karşısındaki düşmanlar, Danny De Vito(Penguin), Michelle Pfeiffer(Catwoman) ve Christopher Walken idi. Çocuklar için fazla korkutucu bulunan filmde, izleyiciler dahi seksilik unsurunun fazlalığından rahatsız olup, kedi-kadının kostümünün fetiş bir yaklaşımla dizayn edildiğini düşündüler. Eleştirmenlerden bazıları, Batman’i gereğinden fazla düşmanın bulandırdığını iddia ederken, film, gişede de beklenenin altında iş yaptı. 160 milyon dolar hasılat, başarısızlık sayılmazdı ancak Burton, bu filmle beraber Batman serisine kendi adına son verdi. Sonradan, yapımcılığını üstlendiği “Batman Forever“(1995) içinse, ” kafan güzelken yaptırdığın dövme gibi ” dedi. 1993 yılında, yazarlığını ve yapımcılığını üstlendiği ancak zamanlama problemi nedeniyle yönetmenliğini kendisinin yapamadığı “The Nightmare Before Chrismas”‘ı çekti. Yönetmen koltuğunda Henry Selick‘in oturduğu film, Michael McDowell ve Caroline Thompson tarafından, Burton’ın orjinal hikayesine, dünyasına ve karakterlerine bağlı kalarak yeniden kaleme alındı. Bir sonraki filmi, “Ed Wood”(1994), yayınlandığı dönemdeki tanıtım başarısızlığına rağmen, eleştirmenler tarafından iyi karşılandı ve Ed Wood Jr. filmlerine halkın ilgisini yeniden canlandırarak gözle görülür bir hayran kitlesi oluşturdu. “The Nightmare Before Christmas” yapımı sırasında harcadığı üstün yaratıcı çaba nedeniyle Danny Elfman “Ed Wood” projesini reddedince, görev “Howard Shore“‘a verildi. Elfman ve Burton, “Mars Attacks!” için 1996 yılında tekrar biraraya geldiler. Bu film, 1950’lerin bilim kurgu filmlerine göndermeler yaparken, “Independence Day” gibi ünlü bilim-kurguları hicvetti. Jack Nicholson, Pierce Brosnan, Michael J. Fox, Sarah Jessica Parker ve Rod Steiger gibi bir kadroya sahip olmasına rağmen, eleştirmenlerce acımasızca eleştirildi ve yerli seyirci tarafından ilgi görmedi. Ancak yurtdışında oldukça beğenilen bu film, sonrasında televizyondaki gösterimlerinde ve DVD satışlarında istenilen ilgiyi toplamayı başardı. 1999 sonbaharında “Sleepy Hollow” güçlü kadrosuyla Burton’ın elinden vizyona girdi. Johnny Depp, Michael Gough, Jeffrey Jones, Christopher Walken ve Christina Ricci‘nin bir araya geldiği film, genelde eleştirmenlerden olumlu yanıt aldı ve Elfman’ın da yardımıyla yaratılan Gothic atmosfer sayesinde Best Art Direction dalında Oscar’ı aldı. Gişe başarısına da sahip bu film Burton için de bir dönüm noktası oldu. Özel hayatındaki değişikliklerle beraber, Burton, bir sonraki proje için stilini de değiştirerek “Planet of the Apes“‘i (2001) çekti. Açılış haftasında yaptığı 68 milyon dolarlık hasılatla Planet of the Apes tanıtım başarısı olsa da, eleştirmenler tarafından acımasızca eleştirilmekten kurtulamayarak, orjinalinin çok altında gözüyle bakıldı. Film, Burton’ın stilinden öyle uzaktı ki, filmin gerçekten Burton’ın mı yoksa ünlü yönetmenin sadece istenileni yapan “kiralık bir silah” mı olduğu yönünde tartışmalara yol açtı. Burton filmin çekimleri sırasında stüdyo ile ciddi anlaşmazlıklar yaşadı ve hatta bu anlaşmazlıklar, bir gün seti terk etmesine kadar vardı. Burton film kariyerine üçü de “Best Animated Feature Film” dalında Oscar’a aday gösterilen; “Big Fish“(2003), “Charlie and the Chocolate Factory(2005) ve Corpse Bride(2005) ile devam etti. Film yapımlarına ek olarak “The Melancholy Death of Oyster Boy and Other Stories” adında, hayatın dışındaki karakterlerden oluşan bir de kitap yazdı. 1992’den 2001’e kadar Lisa Marie adlı manken ve oyuncuyla nişanlı kalan Burton, 2001 yılından beri oyuncu Helena Bonham Carter ile birlikte Londra’da yaşıyor. 2003 Kasım ayında dünyaya gelen, Billy-Ray Burton adında bir oğulları var.

Kaynak:Biyografi.net.tr

Jennifer Morrison Kimdir?

Jennifer Morrison, 1979 doğumlu Amerikalı oyuncu. Henüz 15 yaşında "Intersection" (Kesişme) adlı filmde Richard Gere ve Sharon Stone gibi oyuncuların yanında beyazperdeye ayak basan Morrison, birçok önemli yapımda ve televizyon dizisinde rol aldı. Şu anda ilk kadrolu oyuncusu olduğu televizyon dizisi olan "house"da Dr. Allison Cameron karakterini başarıyla canlandırıyor. Jennifer Morrison, 12 Nisan 1979’da Chicago, Amerika’da dünyaya geldi. Bir öğretmen olan David Morrison ve Judy Morrison’ın 3 çocuğunun en büyüğüydü. Prospect Lisesi’nden 1997’de mezun oldu, burada okul bandosunda klarnet çalıyor, koroda şarkı söylüyordu ve aynı zamanda da bir amigo kızdı. Liseyi bitirdikten sonra Loyola Üniversitesi’nde tiyatro bölümünde okudu. Aynı zamanda da Steppenwolf Tiyatrosu’nda çalışıyor, oyunculuk dersleri alıyordu. Üniversiteyi bitirdikten sonra kariyerini sinema ve televizyonda sürdürebilmek için Los Angeles’a taşınma kararı aldı. Morrison, kariyerine çocukluk yıllarında bir model olarak başladı. JCPenney, Montgomery Ward, Mondos ve Rice Krispies gibi markaların reklamlarında boy gösterdi. 10 yaşındayken Sports Illustrated dergisinin çocuk sayısının kapağında Michael Jordon’la birlikte poz verdi. Film kariyerinin başlangıcı ise 15 yaşındayken gerçekleşti; "Intersection" (1994) adlı filmde Richard Gere ve Sharon Stone’un kızını canlandırdı. Daha sonra "Miracle on 34th Street" (1994) filminde ve Kevin Bacon’la birlikte "Stir of Echoes"da (1999) rol aldı. İlk başrolünü 2000 yılında aldı; "Urban Legends: Final Cut". Daha sonra "The Zeroes" (2001), "Big Shot: Confessions of a Campus Bookie" (2002), "Nantucket" (2002), "Girl Fever" (2002) ve "Design" (2003) geldi. Bu yapımlar dışında Adam Brody’yle "Grind"de (2003), Ben Affleck’le "Surviving Christmas"ta (2004), Brad Pitt ve Angelina Jolie ile "Mr. and Mrs. Smith"te (2005) rol aldı. Oynadığı en son film ise 2006 yapımı "Flourish". Morrison, sinema filmleri dışında televizyon dizilerinde de rol aldı. Bunlar; "the-chronicle", "Touched by an Angel", "Dawson’s Creek", "Any Day Now" ve "The Random Years" idi. Ancak bu yapımların hiçbiri uzun süreli roller değildi, oyuncu bu dizilerin sadece bir, en fazla 2 bölümünde rol almıştı. Morrison’ın kadrosunda olduğu ilk televizyon dizisi, 2004 yılında yayına başlayan "House" oldu. Bu yapımda Dr. Allison Cameron karakterini canlandıran oyuncunun başarı grafiği, dizinin tüm dünyaya yayılan ünüyle birlikte artmaya başladı. Morrison aynı zamanda Nick Lachey’nin "Shut Up", The Donnas grubunun "Too Bad About Your Girl" ve Jack’s Mannequin’in "Dark Blue" adlı parçalarının video kliplerinde oynadı. Amerika’da 2006’da gösterime giren ve Morrison’ın rol aldığı en son film olan "Flourish"in yapımcısı da kendisi. Bu bağımsız filmde "House"daki rol arkadaşı Jesse Spencer’la birlikte rol alıyor. Şu anda kız kardeşi Julie ile Los Angeles’ta yaşıyor. Oyuncunun, rol arkadaşı Jesse Spencer ile birlikte olduğu söylense de ikili bunu ne doğruluyor ne de yalanlıyor. 1.66 metre boyunda. Ashlee Simpson ile yakın arkadaş.

Kaynak:Biyografi.info

Jennifer Lopez Kimdir?


Tam adı Jennifer Lynn Lopez olan Jennifer Lopez, 24 Temmuz 1970 yılında New York'un bir mahallesi olan Bronx'ta Porto Riko’lu bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Annesi Guadalupe Rodriquez Lopez, New York'ta bir kreşde öğretmendir. Babası David Lopez “Guardian Insuarance'de” bir bilgisayar operatörüdür. Bir ablası (Leslie) ve bir kız kardeşi (Lynda)vardır.Henüz çocukken müzikal tiyatroda oynadı ve ilk filmi olan 'My Little Girl'de (Küçük Kızım) oynadığında daha 16 yaşındaydı. 19 yaşından itibaren dans okuluna gidebilmek için tezgahtarlık, garsonluk gibi çeşitli işler de çalışmıştır. Dans aşkı için Baruch Üniversitesi’ndeki eğitimini yarıda bırakmıştır. Televizyon dünyasına girişi ise 1990'da Fox TV'nin "Fly Girl" adlı dans yarışmasını kazanması ve bu sayede komedi dizisi "In Living Color (Yaşayan Renklerde)"de rol almaya hak elde etmesiyle başlar. 1993 yılında ise Janet Jackson’ın “That’s the Way Love Goes” adlı şarkısının klibinde dansçı olarak karşımıza çıkar. Daha sonra "Second Chances (İkinci Şans)" ve "Hotel Malibu (Malibu Oteli)","South Central (Güney Merkez)" ve bir televizyon filmi olan "Nurses On The Line (Hemşireler Hatta):The Crash of Flight 7 (Uçuş 7'nin Enkazı)" ile oyunculuk kariyerine devam eder. Sinemaya geçişini “Wesley Snipes” ve “Woody Harrelson”'la oynadığı 1995'in sevilen filmi "Money Train (Para Treni)" ile yaptı. Gregor Nava'nın bir filmi olan "Mi Familia (Ailem)"de aldığı rol ile iyi bir çıkış yaptı. 1996 tarihli, Jack adlı komedisinde Robin Williams gibi büyük bir aktörle ve Coppola gibi usta bir yönetmenle çalışma şerefine erişir. Jack Nicholson ile 1997’de “Blood and Wine” adlı filmde rol alır. 1998'te “George Clooney”'le oynadığı "Out of Sight (Görüş Dışı)" için o zamana kadar ondan başka bir bayan Latin oyuncunun alamamış olduğu yükseklikte bir ücret aldı. Jennifer Lopez "Selena" filmi ile tam anlamıyla müzik dünyasına da adım atmış oldu. 1999'da yazın en tutulan albümlerinden biri olan "On the 6"i çıkardı. Onu izleyen "Waiting For Tonight" adlı albümü Atlantik Okyanusunu'da geçti. 2007’de “Como Ama una Mujer” adlı ilk İspanyolca albümü piyasaya çıkmış ve “Qué Hiciste” adlı single dünya çapında oldukça büyük başarı elde etmiştir. 2011' da İse “Love” Adlı Albümünü Piyasaya sürmüştür. Jennifer Lopez aynı zamanda moda alanında oldukça başarılı olup JLO by Jennifer Lopez adı altında bir giyim çizgisine sahiptir. 2002 yılında Kaliforniya’nın Pasadena kasabasında Madre’s adlı bir Küba restoranı açmıştır. Lopez 2007 Forbes Dergisi verilerine göre "Dünya'nın En Zengin Ünlüleri" listesinde 11.sıradadır. Evlilikleri : 1.evliliği: İlk eşi garson Ojani Noa ile 22 Şubat 1997de evlendi ve 1998’de boşandılar. 2.evliliği: İkinci eşi Criss Juddla ile 29 Eylül 2001'de evlendi ve Haziran 2002’de boşandılar. 3.evliliği: üçüncü eşi Şarkıcı Marc Anthony ile 2004’de evlendi ve 2011’de boşandılar. 2007 doğumlu “Emme Maribel Muniz”, “Maximilian David Muniz” adlarında ikiz çocukları var.

Kaynak:Biyografi.info

Rihanna Kimdir?


Pop Şarkıcısı, Söz yazarı, Model, Oyuncu, Moda tasarımcısı Robyn Rihanna Fenty, bilinen adıyla Rihanna 20 Şubat 1988’de küçük bir ada ülkesi olan Barbados’un Saint Michael bölgesinde doğmuş Amerikalı şarkıcıdır. Barbadoslu beyaz bir babanın Ronald Fenty ve Guyanalı siyah bir annenin Monice Fenty’in en büyük kızları olarak dünyaya geldi. Rorrey ve Rajad adında iki erkek kardeşi vardır. İlkokulu kendi ülkesinde, Charles F. Broome Memorial Okulu’nda tamamladı. Çocukluğu Barbados da bulunan Caribbean Adasında sade bir ada kızı olarak geçti. Burada babasının kokain bağımlılığı ve ailesinin boşanması ile büyük sıkıntılar çekti. Ailesi boşandığında 14 yaşında idi. 16 yaşının sonuCombermere Dil okuluna gitti. 16 yaşında 2004 yılında Miss Combermere güzellik yarışmasında birinci oldu ve “Combermere Okulu’nun Renkleri” gösteride sahne alarak Mariah Carey‘nin “Hero” adlı şarkısını seslendirdi. Barbados’ta eşiyle birlikte tatil yapan Amerikalı müzik yapımcısı Evan Rogers ile 15 yaşındayken, bir arkadaşı aracılığıyla tanışan Rihanna,müzik kariyeri konusunda ilk büyük adımını atmış oldu. Başarılı yapımcı Evan Rogers ve ortağı Carl Sturken, Rihanna’nın ilk kayıtlarına destek olma kararı verdi. Amerika’da gerçekleşen örnek kayıtlar, çok sayıda kayıt şirketine gönderildi. Söz konusu kayıtlardan biri de Jay-Z’ye ulaştırılmıştı. Jay-Z, Rihanna’yı, sözleşmesine imza atacağı ilk şirket olan Def Jam Records’la bir araya getirdi. 2005 yılında Amerika’da New York’a taşındı. Rihanna albümünde birçok parçayı kendi yazdı ve yetenekli bir söz-müzik yazarı olduğunuda kanıtladı. Rihanna’nın hayatı Külkedisi masalına çok benziyor. Rihanna; “Eğer Evan ve Carl ile tanışmasaydım benim için tüm bunlar hayal olacaktı. Bana verdikleri fırsat ve destekten dolayı onlara çok teşekkür ederim” diyor. Los Angeles‘da magazin dergilerine poz verdi. İlk rolünü “Gençlik Ateşi : Hep yada Hiç (Bring It On Yet Again)” filminde sergiledi. Rihanna ilk albümü «Music of the Sun» 30 Ağustos 2005 tarihinde çıkardı ve Amerika başta olmak üzere bütün dünyada ses getirdi. Rhianna, albümden çıkarttığı single “Pon De Replay” Amerika ve İngiltere listelerinde 2 numaraya kadar çıktı. Tüm dünyada 2 milyon satan albüm, Amerika’da 500,000 satarak Rhianna’ya platin plak kazandırdı. 2. albümü “A Girl Like Me”yi 2006 senesinin Nisan ayında çıkartan Rihanna, bu albümle Amerika listelerinde 5 numara olurken, İngiltere listelerinde 6 numaraya yükseldi. Albümden çıkan single “S.O.S.”, Rihanna’nın Amerikan listelerindeki ilk 1 numarası oldu ve albümden 2. single olarak “Unfaithful” parçası yayınlandı. “Unfaithful”, Amerika listelerinde 6 numaraya ulaşırken, albümden ayrıca “We Ride” single olarak piyasaya sürüldü. 3.stüdyo albümü “Good Girl Gone Bad” 5 haziran günü piyasaya sürüldü.Albüm çıktığı ilk gün Amerika başta olmak üzere Tüm Dünya listelerine 1 numaradan giriş yaptı. «Umbrella» şarkısıyla kariyerinin doruğuna ulaşan sanatçının single’larının neredeyse tamamı top 10 listelere yükseldi. Ortalığı altüst eden single’ı Umbrella ile listelere 1 numaradan giriş yapmakla kalmayıp daha önce Whitney Houston‘ın “I will Always Love You“şarkısıyla listelerde en uzun süre 1 numarada kalan kadın şarkıcı rekorunu egale etti. 12 Eylül 2007′de Rihanna Canada ve Amerika turnesine çıktı oradan Avrupaya geçti. Albüm tanıtımını yaptığı bu albümün adına “Good Girl Gone Bad”denildi. 17 Haziran 2008′de 6 Aralık 2007′de Manchester Arenasında sergilediği konser DVD olarak piyasaya sürüldü. Dördüncü albümü Rated R 23 Kasım 2009 da çıktı. Albümün en üste çıkan şarkısı “Russian Roulette” 20 Ekim 2009′da çıktı. İlk performansını X Factor’da 29 Kasım 2009′da sergiledi. İkinçi şarkısı “Hard” 2 Kasım 2009 da çıktı Sanatçının 7 stüdyo albümü bulunuyor. En zengin 20 yaş altı ünlüler arasında dördüncü sırada yer alıyor. Rihanna, 2010 Nisanda 5 kıtayı kapsayan “Dünyadaki Son Kız” isimli en büyük turnesine çıktı. 19 Kasım 2012 tarihinde Unapologetic adlı albümü çıktı. Rihanna, 2006 senesinde ölümcül hastalıklarla uğraşan çocuklar için “Believe Foundation” adını verdiği vakfı kurdu. Barbados’lu olduğu için Eylül 2007 yılında “Barbados Turizmi”nin resmi yüzü oldu. Barbados’ta, Rihanna’nın doğum gününden bir gün sonrası “Rihanna Günü” olarak kutlanmaktadır[ve o gün Barbados’un resmi tatil günüdür. 2007 yılında Hollywoodun başarılı aktörlerinden Josolduğu Chris Brown’ dan gördüğü şiddetten sonra 2009 yılında ayrıldı. Ardından Los Angeles Dodgers Hokeycisi Matt Kemp ile birlikte oldu. 2008 yılında Birleşmiş Milletler Çocuk Fonunda Gucci ile 4 yıllık bir anlaşma yaptı ve kampanyanın reklam yüzü oldu. Aralık 2008 yılında Gucci reklamında oynadı. 8 Nisan 2009 tarihinde Jay-Z’nin firmasından bir parfüm çıkartacağını açıkladı ve “Reb’l Fleur” adını verdiği parfümünü 2011’de piyasaya sürdü. Rihanna, 2012 yılında oyunu ile aynı adı taşıyan Battleship adlı filmde de rol aldı.

Kaynak:Biyografi.net.tr

Tuba Büyüküstün Kimdir ?

Tuba Büyüküstün, 5 Temmuz 1982 tarihinde dünyaya gelmiştir. Ailesi Erzurum kökenlidir ama kendisi İstanbul’da doğmuştur. İstanbul Özel Doğuş Okulları’ndan ve Mimar Sinan Üniversitesi Sahne Dekorları ve Kostüm Tasarımı bölümünden mezun oldu. Tuba Büyüküstün, Üniversitede okurken reklam filmlerinde rol aldı. Yönetmen Tomris Giritlioğlu ile tanıştıktan sonra oyunculuğa başladı. 2003 yılında Aydın Bulut’un yönettiği ve Kanal D’de yayınlanan Sultan Makamı adlı dizinin son 4 bölümünde oynarak, dizi oyunculuğuna başladı. 2004 yılında Çağan Irmak’ın yönettiği ve Kanal D’de yayınlanan Çemberimde Gül Oya adlı dizide Zarife karakterini canlandıran Tuba Büyüküstün, kendi adından söz ettirdi.
Yine aynı yıl Cemal Şan’ın yönettiği Gülizar adlı televizyon filminde Şevket Çoruh ve Yetkin Dikinciler’le başrolü paylaştı. Gülizar karakterini canlandıran Tuba Büyüküstün, bu rolüyle Sırbistan Karadağ Cumhuriyeti Uluslararası TV Festival Bar’da En İyi Kadın Oyuncu ödülünü aldı. Ayrıca yine Çağan Irmak’ın filmi Babam ve Oğlumda oynadı. Aydın Bulut’un yönettiği Ihlamurlar Altında adlı dizide Bülent İnal, Sinan Tuzcu ile başrolü paylaştı. Antakya’da çekilen Asi adlı televizyon dizisinde Murat Yıldırım ile beraber başrol oynadı. 28 Temmuz 2011 tarihinde Paris, Fransa’da kendisi gibi oyuncu olan Onur Saylak ile evlendi. 19 Ocak 2012 tarihinde Toprak, Maya adlarında ikiz kızları oldu.

Kaynak:Biyografiara

Alex O'Loughlin Kimdir?

Alexander O'Lachlan, 24 Ağustos 1976 tarihinde Avustralya'da doğmuştur.Ülkesinde yıllar sinema ve televizyon sektöründe oyunculuk yapmıştır. Aslında İrlanda'lı İskoç bir ailenin ferdi olan O'Loughlin üvey babasının Kanadalı olmasından ötürü kendisini de Kanada'lı kabul etmektedir.
Henüz iki yaşında iken hemşire olan annesi ve ve fizik öğretmeni olan babası birbirlerinden ayrılırlar. Üvey babasını kendine daha yakın hissettiğinden ötürü milliyetini bile Kanada'lı olarak benimsemiştir. Ayrıca bir kız kardeşi vardır. Çocukken ilkokul yıllarında savaş pilotu olmak isteyen ancak astım ve hiperaktiviteye dayalı dikkat bozukluğundan ötürü bu isteğini gerçekleştirememiştir. Hiç bir zaman başarılı bir öğrenci olamayan Alex liseyi bitirir bitirmez garsonluk, ofisboyluk ve barmenlik gibi bir çok ayaküstü işte çalışmıştır. 20'li yaşlarının başında Albert Facey'in Çanakkale Savaşı ile ilgili anektodları da içeren kitabı A Fortune Life kitabını okuyunca kafasında yeni ufuklar açılmış ve hayata bakış açısı değişmiştir. Facey'i idol edinen Alex, Avrupa'ya trustik geziye çıkar. Tekrar Avustralya'ya geri döndğünde Sydney şehrinde yaşamaya başlar ve şehrin en önde gelen okullarından NIDA'ya girmek için çalışmalara başlar ve okula seçilir. Konservatuardan mezun olduktan hemen sonra profesyonel olarak oyunculuk işlerine tiyatro ile başlar. Yine yaşadığı kentteki tiyatro salonlarında Tolstoy ve Chevkov'un eserlinden oluşan oyunlarda oyunculuk yapar. Beyaz perdenin karşısına ilk kez White Collar Blue ile çıkan Alex, 2005'de Hollywood'a kadar adı duyulur ve James Bond Casino Royal filminde James Bond karakteri onun için düşünülür hatta deneme çekimleride yapılır ancak genç ve tecrübesiz olmasından ötürü rolü alamaz. Ancak iki sene sonra Hollywood'da bir filmde oynama fırsatı yakalayan Alex, August Rush ve The Holiday gibi filmlerde boy gösterdikten sonra Amerika'da yayın yapan CBS TV'de Moonlight isimli dizide başrolü kapar. Vampirli dizilerin başlangıcı olarak kabul edilen bu dizi bir çok ödüle layk görülmüştür bunlar en bilineni People's Choice ödülür. O dönemki ABD dizi sektörünün geçtiği darboğazdan Alex'in diziside nasibini alır ve dizi yayından kaldırılır. Son dönemde yine aynı kanalda tekrar çekim olan ve 1968 ve 1980 yılları arasında televizyonlarda yayınlanan Hawaii Five-0 dizisinin yeni uyarlamasında başrolde oynamaktadır. Saxon O'Loughlin adında 1997 doğumlu bir oğlu olan Alex oğluna çok bağlıdır. Bir dergiye yaptığı söyleşi de oğlu için "Hayatımda başıma gelen en güzel şey değil ayrıca benim en büyük başarım, nefes alma sebebim." demiştir.

Mark Salling Kimdir?

Mark Salling 17 Ağustos 1982 tarihinde Dallas Teksas’da dünyaya gelmiş ABD’li müzisyen, söz yazarı ve aktördür. En son olarak komedi dizisi Glee’de Noah Puckerman “Puck” karakterini canlandırmaktaydı.
Teksas eyaletinin Dallas kentinde doğup büyüyen Mark, koyu Hristiyan bir ailede yetişti. 2001 yılında Lake Highlands Lisesi’nden mezun oldu. Daha sonraları ise Los Angelese Music Academy College of Music okulunda müzik eğitimi aldı. İlk sinema rolünü 1996 tarihinde vizyona çıkan Children of the Corn IV: The Gathering filminde oynadı. İkinci rolünü 2006’da The Graveyard filminde oynadı. 2009 yılından bu yana Fox ekranlarında devam eden Glee adlı komedi dizisinde “Puck” (Noah Puckerman) karakterine hayat vermektedir. Müzik kariyerine değinecek olursak, “Jericho” mahlası ile sahne alıyor. Solo şarkılar söyleyen Mark, ayrıca şarkılarının sözlerini kendi yazıyor ve gitar çalıyor. Jericho takma adıyla ilk albümünü 2008 yılında “Smoke Signals” ismiyle çıkardı. Oynadığı Glee dizisinde de bir keresinde Dioamond’un “Sweet Caroline” şarkısını cover yaparak söylemişti.

Charlize Theron Kimdir?

Charlize Theron 7 Ağustos 1975 tarihinde Güney Afrika'nın Benoni kentinde doğmuştur. Babası bir Fransız annesi ise bir Almandır. Ebeveynleri bir yol yapım inşa şirketi işletiyorlardı. Kendisi henüz 15 yaşındayken evde çıkan bir münakaşa sonucu annesinin babasını vurduğuna şahit oldu. Bu hadise neticesinde babasını kaybetti. Annesi nefsi müdafaa yaptığı için suçsuz bulundu ve herhangi bir cezaya çarptırılmadı. 16 yaşındayken modellik hayatına adım attı. Modelliğe bir süre devam ettikten sonra dizinden bir problem yaşadı ve uzun süredir devam ettiği balerinliği profesyonel olamadan bırakmak zorunda kaldı.
Bir gün bir iş için gittiği bankada görevli ile hararetli bir münakaşaya girdi, o esnada olaya şahit olan John Crosby’nin dikkatini çekti. Theron’a kartını veren Crosby kendisini oyunculuk için aramasını istedi. Bu olay sonrası Theron oyunculuğa ilk adımını atmış oldu. İrili ufaklı birçok filmde rol alan Theron 1997’de Al Pacino, Keanu Reeves gibi ünlü isimlerle başrolünü paylaştığı Şeytanın Avukatı filmi ile Hollywoord’da adından iyice söz ettirmeye başlamış oldu. Birçok defa dünyada en güzel kadın olma unvanına layık görülen Theron, 2003 yılında Amerika’da adından lezbiyen seri katil olarak söz ettiren Aileen Wuornos isimli hayat kadının gerçek hikâyesinin anlatıldığı Cani (Monster) filmi ile izleyicisinin karşısına çok değişik bir rolle çıktı. Dünyanın ilk kadın seri katili olarak bilinen Aileen Wuornos’u canlandırdığı film ile 2003’de Oscar ödüllerinde En İyi Kadın Oyuncu ödülüne layık görüldü. 2001’den 2010 yılına kadar İrlandalı oyuncu Stuart Townsend ile birliktelik yaşayan Theron, en son olarak 2012 yılının Mart ayında Jackson isminde bir çocuğu evlat edinmişti. 2014 Şubat ayı itibariyle ünlü aktör Sean Penn ile birliktedir. Oscar’lı oyuncu 2008 yılının sonlarına doğru Birleşmiş Milletlerin barış elçisi oldu. Özellikle Birleşmiş Milletlerin AIDS ile mücadele programı (UNAIDS) kapsamında birçok etkinliğe katılan güzel oyuncu, bu kapsam çok çalışıyor.

Lindsay Lohan Ege'de


Hollywood’un ünlü yıldızı Lindsay Lohan, önceki gün İstanbul’dan ayrılıp Ege’ye gitti.Oyuncunun gizlice geldiği İstanbul’dan ayrılışı olaylı oldu. Otelden 10 valizle çıkan yıldız, Sabiha Gökçen Havalimanı’nda görüntülenince ortalığı ayağa kaldırdı. Makyajsız olduğu için tepki gösteren Lohan, arkadaşlarının fötr şapkasıyla yüzünü gizleyerek, terminale doğru yürüdü.

Kaynak:Milliyet

26 Haz 2015

Julia Roberts Tatilde!


Ünlü oyuncu Julia Roberts kocası Danny Moder ile birlikte Meksika Cabo San Lucas'ta tatil yapıyor. 47 yaşındaki üç çocuk annesi Roberts, siyah bikinisiyle objektiflere takıldı.Elinden düşürmediği profesyonel bir fotoğraf makinesi bulunan Roberts, uzun uzun fotoğraf çekti.Julia Roberts, 1990 yılında Özel Bir Kadın (Pretty Woman) filmiyle bir anda şöhreti yakalamıştı.