ANASAYFA       SONDAKİKA       GÜNDEM       MAGAZİN       SİYASET      

26 Nis 2017

81 ilin Emniyet teşkilatında FETÖ operasyonu!

Yakın dönemdeki en büyük FETÖ operasyonlarından biri bu sabah yapıldı. 81 ilin Emniyet teşkilatında yapılan FETÖ operasyonunda toplam 803 kişi gözaltına alındı.

Fetullahçı Terör Örgütü’nün emniyet teşkilatındaki gizli yapılanmasına yönelik Ankara merkezli 81 ilde 8 bin 500 polisin katılımıyla eş zamanlı operasyon başlatıldı. FETÖ üyelerinin mahrem imamı olan 1000 kişi hakkında gözaltı kararı verildi.

Operasyonlarda 54 ilde 803 kişi gözaltına alındı.

18 Kas 2016

Atatürk Havalimanı'nda 9,5 milyon dolar nakit ele geçirildi!!

İstanbul Atatürk Havalimanı'nda önceki akşam terör örgütü FETÖ üyelerine ait olduğu iddia edilen 9,5 milyon dolar yakalandı. Yurda sokulmak istendiği anlaşılan parayla irtibatı tespit edilen 7 şüpheli yakalanırken paraya da el konuldu.

Sabah'ın haberine göre, İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri denetimler sırasında önceki akşam Atatürk Havalimanı'nda bavullar içerisinde yurda sokulmak istenen 9,5 milyon dolar ele geçirdi.

FETÖ İLE İRTİBAT TESPİT EDİLDİ

Paranın ne karşılığı nereden nereye gittiğini araştıran mali polis, çelişkili cevaplar alınca incelemeyi derinleştirdi. Yapılan incelemede 2 kurye ve paranın sahibi olduğu belirlenen 5 şüpheli araştırıldı. Araştırmada bazı şüphelilerin FETÖ/PDY ile irtibatı tespit edildi.

ŞÜPHELİLER GÖZALTINDA

Bunun üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nun talimatı ile şüpheliler A.U., H.Ö., H.A.K., Z.K., B.S., D.T. ve T.K. gözaltına alındı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şubesi'ne götürülen şüpheliler, sorguya alındı. Suça konu 9,5 milyon dolara ise el konuldu. Olayla ilgili başlatılan adli tahkikat devam ediyor.

13 Eki 2016

Araştırma görevlisi 'abla'nın hesabından 42.5 milyon lira çıktı!

Terör örgütü FETÖ'nün Bank Asya'yı kurtarmak için 17-25 Aralık'ın ardından bankaya 5 bin akademisyen üzerinden yaklaşık 5 milyar lira fon yönlendirildiği iddia edildi. Üniversitede görevli olan ve ortalama 4 bin TL maaşla çalışan bir kadın araştırma görevlisinin hesabından 42.5 milyon lira çıktığı belirtildi.

Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) uzmanlarının 17-25 Aralık sonrasında Bank Asya hesaplarına yönelik incelemeleri, Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu'nda (DDK) raporlaştırıldı. Raporda, Bank Asya'dan bu tarihten sonra 100 bin kişinin hesabını kapatarak paralarını çektiği, buna karşın FETÖ terör örgütü lideri Fetullah Gülen'in talimatı üzerine Bank Asya'yı kurtarmak için özel bir organizasyon kurulduğu belirtildi. 2 gün içinde bankada 197 bin yeni hesap açılarak milyonlarca lira yatırıldı.

YÜZDE 20'Sİ AKADEMİSYEN

TMSF, 29 Mayıs 2015'te Bank Asya'ya el koyduğunda banka hesapları üzerinde yapılan incelemede örgütün himmet paralarını akademisyenler üzerinden bankaya aktardığı tespit edildi. Sabah'ın haberine göre bankada 1 milyon TL ve üzeri şüpheli hesaplara yönelik yapılan incelemede, akademisyen veya akademisyen eşlerinin çoğunluğu dikkat çekti.

Bank Asya'ya TMSF'nin el koyduğu gün bankada bulunan 18 milyar TL'lik hesap varlığının yüzde 20'sinin akademisyenler üzerinden kurgulandığı görüldü. 5 bin akademisyenin, 17-25 Aralık sonrası yaklaşık 5 milyar TL'yi bankaya yönlendirdiği ortaya çıktı. Uzmanlar, örgütün himmet adı altında topladığı paraları, örgüt lideri Fetullah Gülen'in talimatıyla akademisyenler üzerinden bankaya aktardıklarını belirledi.

10 MİLYONUN ÜZERİNDE 24 HESAP

Raporda, üniversitelerde akademik kariyerin henüz başında olan ve düşük maaş alan araştırma görevlilerinin milyonlarca liralık hesapları dikkati çekti. Bankada hesapları bulunan akademisyenler arasında en çok parası olan ise Eskişehir Osmangazi Üniversitesi'ndeki A.D. isimli kadınaraştırma görevlisi oldu. A. D.'nin hesabında 42.5 milyon lira olduğu iddiaedildi. İkinci sırada ise 26 milyon liralık hesapla Erciyes Üniversitesi'nden A. M. isimli bir profesör bulunuyor. Bunların yanı sıra Bank Asya'daki hesaplarında 10 milyon ve üzeri para bulunan 24 akademisyen daha tespit edildi.

ADİL ÖKSÜZ DE LİSTEDE

15 Temmuz darbe girişiminin ardındaki kilit isim olan firari FETÖ'nün imamı Adil Öksüz ve ailesinin de Bank Asya'da milyonluk hesapları çıktı. Sakarya Üniversitesi'nde öğretim üyesi kadrosunda bulunan Öksüz'ün, 17-25 Aralık kumpasının ardından kendisi, eşi, kardeşi, yengesi ve akrabaları bir gecede Bank Asya'ya 4 milyon lira yatırdı. Adil Öksüz'ün hesabında 1 milyon 147 bin lira, eşi Aynur Öksüz'ün hesabında 894 bin lira, kardeşi Ahmet Öksüz'ün hesabında 1 milyon 511 bin lira, yengesi Havva Öksüz'ün hesabında 169 bin lira, akrabası Hüseyin Öksüz'ün hesabında ise 455 bin lira tespit edildi.

27 Eyl 2016

FETÖ'nün imamlarının maaşları dudak uçuklattı!

İzmir'de yürütülen FETÖ/PDY soruşturmalarında örgüt üyeliğinden gözaltına alınan kişilerin ifadeleri ve ele geçirilen muhasebe kayıt sisteminde örgütün şirket gibi yönetildiği ve imamların yüksek miktarda maaşlar aldığı ortaya çıktı.

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca sürdürülen FETÖ/PDY soruşturmalarında Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince "örgüt üyeliği" suçlamasıyla gözaltına alınan kişilerin ifadeleri ve ele geçirilen muhasebe kayıt sistemi verilerinde, örgütün şirket gibi yönetildiğine dair ilginç ayrıntılar ortaya çıkarıldı.

Ele geçirilen verilerde, örgüt yöneticilerinin büyükşehir, il ve ilçe olarak ayrıldığı, yaptığı görevin önemine göre de "sabit ek ders" adı altında ve yüzdelik "makam oranı" hesaplamalarıyla ödenen ücretin şişirildiği görüldü.

BÖLGE İMAMI'NA AÇIK ÇEK

Ele geçirilen çizelgede, örgüt üyelerinin faaliyet yerine, görevine, kaçıncı grupta yer aldığına, makam oranı ve sabit ek ders oranına ücret verildiği tespit edildi.

Maaş hesaplaması için çıkarılan kat sayı çizelgesinde, şirket genel müdürü olarak gösterilen örgütün sözde "Ege bölge imamı" firari Bekir Baz'ın 1. grupta yer aldığı, 30 saat sabit ek ders ödemesi yapılan bu kişiye 50 bin lira civarında maaş adı altında ödeme yapıldığı belirlendi. Örgüt üyeliğinden gözaltına alınan bazı kişilerin verdikleri ifadelerde de Baz'a ödenen parayı kimsenin sorgulamadığı, bu kişinin örgütsel faaliyet için gittiği seyahatlerdeki yol, yemek ve kalacak yer masraflarının tümünün karşılandığı, Baz'ın istediği zaman istediği kadar parayı kasadan hesap vermeden almaya yetkili olduğu bilgisi yer aldı. Örgütün sözde "il" veya "eyalet imamı" olan kişilerin de 20 bin lira civarında maaş aldıkları, çizelgede 1. grupta yer aldıkları ve yine 30 saat sabit ek ders ödemesi ile maaşlarının hesaplandığı ele geçirilen belgede görüldü.

Bu kişilerin FETÖ'nün muhasebecisinden diledikleri zaman istedikleri miktarda parayı alabildikleri, kendilerine açık çek verildiği de zanlıların ifadelerinde yer aldı. Zanlıların ifadelerinde ayrıca İzmir'deki ilçelerde görev yapan "imam"ların da 12 bin lira civarında maaş aldıkları belirtildi.

Örgütsel faaliyetler "ek ders" olarak yansıtılmış

Örgüt üyelerinin maaşlarının yansıtıldığı çizelgede, "sabit ek ders" bölümüne FETÖ'nün sözde imamlarının akşam saatlerinde yaptığı örgütsel faaliyetlerin mesai anlamına gelecek şekilde yazıldığı, akşam saatlerinde "sohbet" adı altında toplantıları yöneten örgütün "abi" olarak anılan mensubunun kaç saat mesai yaptıysa yine bu bölüme yazıldığı, her ilçede bulunan baş muhasebecinin de sözde "imam" ve "abi"lerin maaşını bu çizelgeye göre hesapladığı kaydedildi.

Örgütün bütçesinin büyük oranda vatandaşların dini duygularının istismar edilmesiyle toplanan kurban bağışı, himmet ve burs paralarından oluştuğu, bir havuzda toplanan bu paraların yüzde 15'lik kısmının örgütün elebaşı Fetullah Gülen'in ABD'de yaşadığı Pensilvanya eyaletine gönderildiği bilgisinin de ele geçirilen muhasebe takip sisteminde yer aldığı ifade edildi.

Karşıyaka'daki operasyon

İzmir'de 17 Mayıs'ta 73 adrese düzenlenen eş zamanlı operasyonda, örgütün "okullar ve dershaneler Türkiye sorumlusu" olduğu ileri sürülen, FETÖ/PDY elebaşı Fetullah Gülen'in yeğeni Mehmet Mezher Gülen, TSK personeli teğmen M.A.T, örgütün "Bergama emniyet imamı" Sinan Özmen, "Bergama Işık evleri imamı" Mehmet Öksüz, "Bergama diyanet imamı" Celal Döner, "Kınık ilçe imamı" Harun Yeşil, Ovacık Altın Madeni İşletme Müdürü Cemalettin Çetin'in de aralarında bulunduğu 34 kişi gözaltına alınmış, bunlardan 15'i tutuklanmıştı.

Operasyon kapsamında, "Karşıyaka yapılanmasının muhasebecisi ve kasası" olduğu iddiasıyla Selami Başaran hakkında da yakalama kararı çıkartılmıştı.

Operasyonda ele geçirilen kayıtlar ve muhasebe takip programlarındaki incelemede, örgütün sözde eyalet yapılanmasındaki Karşıyaka bölgesinden sağladığı gelir ve bunların dağıtımına ilişkin bilgilerin ayrıntılı şekilde yer aldığı saptanmıştı.

Buna göre, İzmir'in kuzeydeki ilçelerinin yer aldığı bölgeden "kurban, burs ve himmet" adı altında bir yıl içerisinde yaklaşık 330 milyon lira gelir sağlandığına ilişkin bilgilere rastlanmış, bu gelirden yüzde 15'lik payın örgütün elebaşı Fetullah Gülen'e aktarıldığı ve "Pensilvanya" diye kayda geçirildiği tespit edilmişti.

17 Eyl 2016

Meral Akşener'den Erdoğan'a operasyon faksı!

MHP’den ihraç edilen Meral Akşener, “FETÖ’nün MHP’ye sızma operasyonu” kapsamında gözaltına alınanlara sahip çıkmak için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı aradı. Akşener, telefonla ulaşamadığı Erdoğan’a faks göndererek, bu isimlerin FETÖ ile bağlantısı olmadığını belirtti.

Cumhuriyet Gazetesi'nden Selda Güneysu'nun haberine göre, MHP’den ihraç edilen genel başkan adayı Meral Akşener, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan “FETÖ’nün MHP’ye sızma operasyonu” kapsamında gözaltına alınan isimlere sahip çıktı. Akşener’in gözaltına alınan isimlerle ilgili “bir yanlışlık olduğu” gerekçesiyle Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı aradığı, daha sonra da Cumhurbaşkanlığı’na faks gönderdiği öğrenildi.

                                       

''TÜRK MİLLİYETÇİSİ İSİMLER'' 

Akşener’in faksta “operasyon kapsamında kendisini destekleyen isimlerin gözaltına alınmasının dikkat çekici olduğunu” belirterek, “Türk milliyetçisi isimleri FETÖ’cü ilan etmenin yanlış olduğunu, bu isimlerin FETÖ’yle mücadele eden isimler olduğunu” ifade ettiği belirtildi. Cumhurbaşkanlığı’ndan da Akşener’e, “bu isimlerle ilgili iddiaların incelendiği” yönünde bilgi verildiği kaydedildi.

33 KİŞİ GÖZALTINA ALINMIŞTI 


Bayramdan önce Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca “FETÖ’nün MHP’ye sızma operasyonu” adı altında operasyon başlatılmıştı. Başsavcılığın 33 kişi hakkında gözaltı kararı verdiği isimler arasında, bazı gazeteciler dışında, Güldaş Aktüel Tekstil Şirketi’nin sahibi işadamı Adnan Osman Güldaş, Aker Eşarpları’nın sahibi İzzet Aker, “Selam Tevhit Kumpası davasında Gülen cemaatiyle bağlantılı olduğu saptanan polislerin avukatlığını yaptığı gerekçesiyle” İrfan Sönmez, Zeynel Abidin Kıymaz ve tutuklu Mümtaz’er Türköne de bulunuyor.

2 Eyl 2016

Fethullah Gülen’in mal varlığına tedbir konuldu!

Ankara 18. Asliye Hukuk Mahkemesi, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in telif haklarından doğmuş alacakları ve tüm mal varlığı üzerine ihtiyati tedbir kararı uygulanmasına hükmetti . Kararın, Gülen’in ABD’deki banka hesaplarına da uygulanabilir nitelikte olduğu belirtilidi.

Ankara 18. Asliye Hukuk Mahkemesi, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen’in telif haklarından doğmuş alacakları ve tüm mal varlığı üzerine ihtiyati tedbir kararı uygulanmasına hükmetti.

Ankara 18. Asliye Hukuk Mahkemesi, Ankara Büyükşehir Belediyesince, FETÖ’nün 15 Temmuz’daki darbe girişimi dolayısıyla uğradığı zararın giderilmesi talebiyle terör örgütü elebaşı Gülen aleyhine açılan davayı ele aldı. Belediyenin avukatı Fatih Erdöl’ün dava dilekçesine eklediği belgeler ile basında çıkan görüntüleri değerlendiren mahkeme, belediyenin uğradığı zararın boyutu, davalının yurt dışında oluşu, mevcut durumda meydana gelecek bir değişme halinde hakkın elde edilmesinin imkansız hale gelmesinden endişe edilmesini de göz önüne alarak, davalı Fetullah Gülen’in ülke genelindeki yayınevlerinde telif haklarından doğmuş alacaklarına ve tüm şahsi mal varlığı üzerine, dava sonuçlanıncaya kadar ihtiyati tedbir konulmasını kararlaştırdı.

Davacının kurum olması dolayısıyla teminat alınmasına yer olmadığına karar veren mahkeme, dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön incelemenin duruşmalı yapılmasına karar verilmesi halinde duruşma tarihi belirlenerek taraflara açıklamalı davetiye çıkarılmasına da tensiben karar kıldı.

Davacı vekili avukat Fatih Erdöl, bu kararın, Gülen’in ABD’deki banka hesaplarına da uygulanabilir nitelikte olduğunu belirtti.

Erdöl, kararın ABD’de de ifası için Amerikalı meslektaşlarıyla temas halinde olduğunu açıkladı.



AA

22 Ağu 2016

ABD'den Fetullah Gülen'in iadesi için heyet geldi!

ABD Dışişleri ve Adalet Bakanlığı yetkililerinden oluşan heyet Ankara'ya geldi.              


Ankara, ABD'nin Fethullah Gülen'i iade etmesi için yoğun bir diplomasi trafiği yürütüyor. Önce ABD Dışişleri ve Adalet Bakanlığı yetkililerinden oluşan bir heyet ankaraya geldi. Heyet yarından itibaren başkentte temaslarda bulunacak. Ardından ise 24 Ağustos Çarşamba günü ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden Türkiye'ye gelecek.

Reklam;

                   

Ankara "Gülen'i iade edin" diyor, Washington ise Gülen'in darbe girşiminde yer aldığına dair kanıt istiyor. Görüşmelerde bu hafta kritik; çünkü Ankara, ABD'den art arda gelecek iki ayrı heyeti ağırlayacak.

Gülen'in iade sürecini görüşmek üzere Amerika'dan gelecek ilk heyet, Adalet ve Dışişleri Bakanlığı yetkilileri. Salı ve çarşamba günü Türk muhatapları ile toplantılar yapacaklar. Toplantılarda karşılıklı beklentiler bir kez daha masaya yatırılacak.

ABD'nin Ankara'dan isteği tam da bu. Gülen'in "darbe girişiminde yer aldığına ilişkin kanıta dayalı bir iade talebi sunun" diyorlar. Çünkü Türkiye'nin bugüne kadar yolladığı 85 koliden oluşan belgeler, darbe girişimden önceki döneme ait suçlamalarla ilgili. Ankara bu konudaki çalışmasını sürdürüyor. Gülen'in darbe girişimindeki rolüne dair bilgi ve belgeler toplanınca dosyayı ABD'ye bizzat Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun götürmesi planlanıyor. Ama öncesinde, iki ülke bakanlık yetkilileri arasındaki yüzyüze görüşmelerin tamamlanacağı gün, 24 Ağustos'ta, ABD'den bir başka konuk, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden Türkiye'ye gelecek.

TFF'den flaş Hakan Şükür kararı!

Türkiye Futbol Federasyonu, FETÖ soruşturmasında hakkında yakalama kararı çıkarılan ve Türkiye'deki mal varlıklarına el koyulan eski milli futbolcu Hakan Şükür için harekete geçti.

Türkiye Futbol Feredasyonu'nun tüm milli futbolcuların resimlerinin yer aldığı Futbolcular Müzesi'nden Hakan Şükür'ün resmini kaldırma kararı aldığı öğrenildi.

Bir süre önce Galatasaray'ın da hakkında disiplin işlemi başlattığı Şükür ile ilgili Riva Tesisleri'nde milli futbolcunun tüm resimlerini kaldırma kararı alınmıştı.


Reklam;

20 Ağu 2016

El Arabiya Fetullah Gülen'in Röportajını Kaldırdı!

Suudi televizyonu El Arabiya, Fethullah Gülen ile yaptığı röportajı, sitesinden ve YouTube'dan sildi.      


Gülen, Dubai merkezli Suudi televizyonu El Arabiya'ya röportaj verdi. Gülen'in Türkiye'ye yönelik suçlamalarını içeren röportajın görüntüleri, El Arabiya'nın internet sitesinde ve YouTube hesabında yayınlandı.
                     

AÇIKLAMA YAPTILAR

Ancak kanal, daha sonra her iki görüntüyü de sildi. El Arabiya, röportajın neden silindiğine dair açıklama yaptı.
                       


Kaynak: Hürriyet

18 Ağu 2016

Emre Belözoğlu'ndan FETÖ açıklaması!

Medipol Başakşehir'in kaptanı Emre Belözoğlu, geçmişte Allah rızası için, Türk kültürünü yaşattığı ve ülkemize hizmet ettiğini düşünerek Fettulahçı Terör Örgütü'ne kurban bağışı ve öğrenci bursu verdiğini ancak 17-25 Aralık döneminden sonra bu sinsi yapının gerçek yüzünü görerek eli kanlı bu terörist örgütle tüm ilişkisini kestiğini belirtti.

Emre Belözoğlu, bazı basın yayın organlarında hakkında ortaya atılan iddialara tepki göstererek, şunları kaydetti:

"Öncelikle, 15 Temmuz 2016 Cuma günü gerçekleştirilmek istenen ve ülkemizin birlik-beraberliğine kastederek, 240 masum insanımızı şehit eden, binlerce insanımızı da yaralayan hain darbe girişimini ve bu alçak girişimin arkasında bulunan Fetullahçı Terör Örgütü’nü lanetliyorum.

Şehitlerimize yüce Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.

'KISIKLI'DAKİ DEMOKRASİ NÖBETİNE KATILDIM'

Bu alçak girişimin hemen ardından başkanımız Göksel Gümüşdağ, yöneticilerimiz, hocalarım ve tüm takım arkadaşlarımla birlikte, Türk bayraklarımızı alarak, Başakşehir ve Kısıklı’da tutulan demokrasi nöbetlerine katıldık. Her iki yerde de mikrofonu alarak, halkımızın ve kameraların önünde bu alçak darbe girişimini lanetlememe rağmen, bazı basın organlarında şahsıma yönelik "sustuğum ve konuşmam gerektiği" şeklindeki art niyetli yorumları kınıyor ve kesinlikle kabul etmiyorum.

Yurt içi ve yurt dışında kurmuş olduğu okullarda hain emellerini gizleyerek, yabancı çocuklara bayrağımızı sallatarak, İstiklal Marşımızı okutarak, milletimizin büyük çoğunluğunun gözünü boyamış ve siyaset-sanat-spor-medya gibi her kesimin ilgisini çekmiş bu hain örgüt ile o çocukları gördüğümde yaşadığım duygular haricinde hiçbir bağ ve ilişkim olmadığını belirtmek isterim. Hayatım boyunca birçok yardım kuruluşu, dernek, vakıf ve şahıslara olduğu gibi, eline milletimizin kanı bulaşmış FETÖ’ye de, gerçek yüzlerinin ortaya çıkmadığı o günlerde, Allah rızası için, Türk kültürünü yaşattığı ve ülkemize hizmet ettiğini düşündüğüm için kurban ile öğrenci bursu verdiğimi hiçbir zaman gizlemedim, şimdi de gizlemiyorum. Ne var ki, bu sinsi yapının bir hizmet değil, terör örgütü olduğunun açığa çıktığı 17-25 Aralık döneminden sonra, bu yapıya zerre kadar gönül bağım kalmamış, 1 kuruş da maddi desteğim olmamıştır. Ben ve ailem geçmişte ve gelecekte her daim bu ülkenin, devletimizin, devlet büyüklerimizin, bayrağımızın, manevi değerlerimizin yanında olduk, bundan sonra da öyle olacağız."



AA

13 Ağu 2016

Fethullah Gülen'in ABD'de tutuklanması istendi!

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 15 Temmuz darbe girişiminin talimatını verdiği belirlenen FETÖ/PDY lideri Fetullah Gülen'in tutuklanması istemini içeren yazıyı, ABD yetkili makamlarına iletilmek üzere Adalet Bakanlığı'na gönderdi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu savcısı Can Tuncay tarafından hazırlanan ve ABD yetkili adli makamlarına iletilmek üzere Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü’ne iletilen yazıda, 15 Temmuz’da FETÖ/PDY mensubu bir kısım askerlerce Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ne karşı darbe girişiminde bulunulması olayına ilişkin soruşturma yürütüldüğü anımsatıldı.
                                                
Darbe girişiminin Gülen’in talimatıyla yapıldığının tespit edildiği aktarılan yazıda, şunlar kaydedildi: "Bu nedenle hakkında ’Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, Cumhurbaşkanına suikast, TBMM’yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, kamu malına zarar verme, mala zarar verme, yaralama, kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak öldürme, başka bir suçu işleyememekten kaynaklanan infialle öldürme, cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarından soruşturma yapılan terör örgütünün lideri şüpheli Fetullah Gülen’in halihazırda bulunduğu ABD’ye iade talebi gönderilmesinden önce Türkiye Cumhuriyeti ile ABD Arasında Suçluların Geri Verilmesi ve Ceza İşlerinde Karşılıklı Yardım Anlaşması’nın 10. maddesi uyarınca geçici olarak tutuklanması arz olunur."
                                                


AA

9 Ağu 2016

FETÖ itirafçısı örgütün evlilik yöntemini anlattı!

Genelkurmay Emniyet Subayı Yarbay Gökhan Eski, itirafında terör örgütü FETÖ yapılanması dışından yapmak istediği evliliğinin 'abiler'in onayı olmadığı için 2010'da bittiğini, nişanlandığı kişinin de örgüt üyesi olmadığı için baskı gördüğünü söyledi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü darbe soruşturmasında tutuklanan itirafçı Genelkurmay Emniyet Subayı İstihbarat Yarbay Gökhan Eski, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın odasına dinleme cihazı koyduklarını itiraf etmişti. Eski, 13 Temmuz’da Tuğgeneral Mehmet Partigöç ve ‘Abiler’in kendisine, “Bu hafta kritik bir hafta” dediklerini açıklamıştı.

Habertürk'ün haberine göre, Eski’nin, ‘FETÖ’nün evlilik yöntemleri’ne ilişkin verdiği ifade de hayrete düşürecek cinsten. İşte o ifadeler...

ESKİ 'ABİ' İLE GÖRÜŞMEK YASAK

"Cemaat’te abi, seni devrettiğinde öncekiyle görüşmek yasaktır. Ankara’daki ismini hatırlamadığım abiden istemedikleri bir evlilik yaptığım için kopmuştum. Eşim Cemaatçi olmadığı için karşı çıktılar."

'30'UN ÜZERİNDE KADIN ÖNERDİLER, 10'UYLA GÖRÜŞTÜM'

"Tüm abiler evlenmemem için telkinde bulundu. Dinlemedim, evlendim ve 2010’da eşimden boşandım. Fakat birisiyle nişanlandım. Cemaatçi değil diye onu da istemediler ve evliliğin olmaması için çok uğraştılar. Cemaat (FETÖ) nişanlımı bırakıp evlenmem için 30’un üzerinde kişi önerdi."

"Abilerle görüşürken evlerinde kadınlara ait vesikalık fotoğraflar oluyordu. Onları bana gösterdiler. Boydan resimler de vardı. Fotoğrafı gösterirken kadının kod adını, memleketini, boyunu, kilosunu, sigara içip içmediğini, dini hassasiyetlerini, başının açık-kapalı olup olmadığını ilave bilgi olarak veriyorlardı. Bu şekilde 10 civarında kişiyle görüşmüşlüğüm vardır. Randevuyu abi ayarlıyordu. Birlikte gidiyorduk ve görüşme Cemaat evinde oluyordu. 15 dakika civarında sürüyordu. Herkes kod adıyla konuşuyordu. Benim kod adım, ‘Salih’ti. Evlilik görüşmesinde kişiler, birbirlerinden bahsediyorlardı. Görüştüklerimin tamamında evlenmeyi ben kabul etmedim. Bir keresinde doktor olan hanım hanımcık birisini getirmişlerdi. Meslek olarak ve fiziken beğenmiştim. Çok duygusaldı ve boşanmıştı, kabul etmedim."

'KAPI AÇIK 1 SAAT GÖRÜŞÜLÜR'

"Görüşme koşullarını ayrıntılı anlatmak isterim. Koşulların dinsel ve sosyolojik anlamda ne kadar garip olduğunu insanların öğrenmesini istiyorum. Görüşmeye her iki taraf abisi ve ablasıyla gelirdi. 15 dakikalık görüşme sonrası herkes başka bir odada kendi abisi ve ablasına düşüncesini söylerdi. İki taraf olumlu ise kapı açık vaziyette erkek ve kadın baş başa 1 saat kadar görüşürdü. O arada pasta-börek ikramı yapılır. Bu uzun görüşme sonrasında taraflar birbirlerine görüş bildirmez ve irtibat numarası alamazlardı. Bir hafta beklenirdi. Abi-abla tarafların görüşlerini alır; olumluysa ikinci görüşme ayarlanırdı. İki kere ikinci görüşme ayarlandı ama gitmedim. Cemaat’ten biriyle evlilik istemiyordum. Bir Cemaatçi’yle evlenirsem evliliğim özel olmaz diye düşünüyordum."

4 Ağu 2016

Fethullah Gülen'in yeğeni itiraf etti!

Tutuklanan Fethullah Gülen'in yeğeni Muhammet Sait Gülen; 2010 yılındaki KPSS sınavında kopya çektiğini itiraf etti.

Muhammet Sait Gülen, "Erzurum'da cemaatin evlerinde büyüdüm. Cemaat üyesiyim ama FETÖ üyesi değilim" dedi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, darbe girişimine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan FETÖ elebaşı Fethullah Gülen'in yeğeni Muhammet Sait Gülen, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

Anayasal düzene karşı işlenen suçları soruşturma bürosu savcısı Yücel Erkman'ın daha önce başlattığı 2010 KPSS sorularının sızdırılmasına ilişkin soruşturmada şüpheli bulunan Gülen'in yeğeni Muhammet Sait Gülen, Erzurum'da gözaltına alınmasının ardından Ankara'ya getirilmişti. Savcılık sorgusunun ardından mahkemeye çıkarılan Gülen, terör örgütü üyeliğinin yanı sıra 2010 KPSS sorularının sızdırılmasına ilişkin soruşturmada da sorgulanacak.

Muhammet Sait Gülen'in savcılık sorgusundaki ifadeleri de ortaya çıktı. Gülen, "2010 KPSS'de kopya çektim. Darbe girişimi sonrasında Fethullah Gülen'in yaptığı açıklamaları kınıyorum. Erzurum'da cemaatin evlerinde büyüdüm. Cemaat üyesiyim ama FETÖ üyesi değilim" dedi.

Fethullah Gülen için yakalama kararı!

İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliği, Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) kurucusu Fetullah Gülen hakkında "15 Temmuz darbe girişiminin talimatını verdiği" gerekçesiyle tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkardı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Savcılarından Can Tuncay, FETÖ/PDY’nin lideri Fethullah Gülen hakkında 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmasını talep etti.

Talebi değerlendiren İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimi Durmuş Karaçalı, savcılığın isteğini yerinde görerek, Gülen hakkında tutuklamaya yönelik yakalamaya kararı çıkardı. Bu karar, Gülen hakkında 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin çıkarılan ilk yakalama kararı olma özelliği taşıyor.

Kararda, 15 Temmuz’da başta İstanbul ve Ankara illeri olmak üzere Türk Silahlı Kuvvetleri’nin içine sızan örgütün, anayasal düzeni değiştirerek devletin bütün kurumlarını, güvenlik birimlerini ele geçirmeyi amaçladığına dikkati çekildi.

Aynı zamanda uluslararası düzeyde büyük ve etkili bir siyasi ve ekonomik güç haline gelmeyi hedefleyen FETÖ/PDY mensubu bir kısım askerlerce başta Türkiye Cumhuriyeti hükümeti olmak üzere tüm anayasal kurumlarını ortadan kaldırmaya yönelik darbe girişiminde bulunulduğu, olaylar sırasında birçok suç işlendiği anlatılan kararda, şunlar kaydedildi:

"Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a suikast girişiminde bulunulduğu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga olmak üzere darbeye karşı çıkan birçok asker ve diğer kamu görevlisinin etkisiz hale getirilmesi amacıyla kaçırılarak hürriyetlerinden alıkonuldukları, başta TBMM’nin bombalanarak zarar verildiği, kamu binaları ile yol ve köprülerin işgal edildiği, darbe faaliyetini engelleme amaçlı müdahale eden polis ve asker olmak üzere kamu görevlileri ile vatandaşların şehit edildiği ve yaralandıkları, terör örgütü mensuplarınca kamu ve şahıslara ait araçlara vesair mallara zarar verildiği anlaşılmıştır.

Darbe girişiminin FETÖ/PDY’nin yönlendirmesiyle ve üyelerinin iştirakiyle gerçekleştiği, şu ana kadar tespit edilebilen terör örgütü üyelerinin darbe girişiminde aktif olarak yer aldıkları ve yakalanan bir kısım asker şahıslardan terör örgütüyle iltisaklarına dair deliller elde edildiği, bu kapsamda terör örgütünün sivil kanadı olan ve silahlı kuvvetlerin personellerinden sorumlu örgüt içerisinde ’abi’ olarak tabir edilen şüphelilerin, örgütün askeri personel olan üyelerine darbe mesajını şifreli olarak ilettikleri, durumun bir kısım örgüt üyesinin gerek açık ikrar ve itirafları gerekse de yapılan tespit ve değerlendirmelerden açıkça anlaşıldığı, sonuç olarak darbe girişiminin terör örgütünün faaliyeti olduğuna ve kurucusu şüpheli Fethullah Gülen’in talimatıyla gerçekleştirildiğine dair tereddüt bulunmadığı anlaşılmıştır."

Türk Ceza Kanunu’nun 220/5. maddesinde yer alan "Örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılır." hükmü gereğince örgütsel faaliyet kapsamında işlenen suçlardan dolayı terör örgütünün kurucusu ve yöneticilerinden şüpheli Fetullah Gülen hakkında da atılı suçların faili olması nedeniyle soruşturmaya başlandığı hatırlatılan kararda, şu ifadelere yer verildi: "Şüphelinin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının dosyasında var olan deliller değerlendirildiğinde şüphelinin Terörle Mücadele Kanunu’nun 1 ve 7. maddeleri kapsamında örgüt kurarak yönettiği yönünde kuvvetli suç şüphesinin bulunduğu ve şüphelinin 10 yıla aşkın süredir yurt dışında ikamet ettiği, bir daha ülkeye dönmediği, ABD’de yaşadığı dikkate alarak şüpheliye ulaşılamaması ve savunmasının tespitinin mümkün olmaması nedeniyle atılı suçlardan CMK 94 ve 100. maddeleri uyarınca hakkında yakalama kararı çıkartılmasına karar verilmiştir."

SUÇLAMALAR

Kararda, Gülen hakkındaki yakalama kararının "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmaya engellemeye teşebbüs etme", "Cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma", "Cumhurbaşkanına suikast", "TBMM’yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme", "Başka bir suçu işleyememekten kaynaklanan infialle öldürme", "Kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak öldürme", "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme", "Yaralama", "Mala zarar verme", "Kamu malına zarar verme" suçlarından çıkarıldığı belirtildi.



AA

31 Tem 2016

FETÖ'nün son kalesi: C grubu!

FETÖ'nün kendisini açığa vurmamış, 'C grubu' olarak adlandırılan üyelerinin peşine düşüldü.

FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişiminin ardından istihbarat birimlerinde yeniden yapılandırma ve etkinliği artırma çalışmalarına başlandı. İşte detaylar:

ÇEKİRDEK KADRO

Gazete Habertürk
'ten Bülent Aydemir'in haberine göre; MİT’te çekirdek, güvenilir bir kadro kurulacak. Bu çekirdek kadro, yeni istihbarat elemanları yetiştirecek. Bunun zaman alacağı ifade ediliyor. FETÖ’cülerin istihbarat birimlerine sızmış ve kendisini gizlemiş olma ihtimaline karşı da önlemler alınıyor.

GENELKURMAY VE JANDARMA

MİT’in yanı sıra Genelkurmay ve Jandarma İstihbarat da yeniden yapılandırılacak. Geçmişte Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı görevinde bulunmuş olan Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Yaşar Güler, bu yapılandırmada aktif rol üstlenecek. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, MİT’in yanı sıra Jandarma ve Genelkurmay İstihbarat’tan da bilgi alacak.

HEDEF C GRUBU FETÖ’CÜLER

FETÖ’nün darbe girişimine katılan A grubu üyeleri dışında, münferit eylemler ve suikastlar düzenleyebilme ihtimali olan B grubu üyeleriyle birlikte, ‘C’ olarak adlandırılan ve kendilerini kurumlarda gizleyen bir grubunun da olduğu belirtiliyor. Yüzde 75’i deşifre olan FETÖ’cülerin yüzde 25’lik bu grubunun, kendileri dışındaki, tehdit olarak gördükleri isimleri kamudan tasfiye etme gibi bir görevleri de bulunuyor. İstihbarattaki yapılanmadaki amaç, bu isimlerin de ortaya çıkarılıp tasfiye edilmesi.

TEK MERKEZE

MİT bünyesindeki İstihbarat Koordinasyon Kurulu ile Müşterek İstihbarat Koordinasyon Merkezi (MİKM) daha aktif çalıştırılacak. Diğer birimlerin de toplayacağı istihbaratın gözden geçirilmesi ve tek birimde analiz edilmesi söz konusu. İstihbaratın paylaşımı ve insan kaynağıyla analiz edilmesi, bunun etkin şekilde paylaşımı ve ilgili birimlere raporlanması konusunda sıkıntı yaşanıyor. Tüm kurumlar istihbaratı topladıktan sonra bunları check edecek bir mekanizma kurulması planlanıyor.

ANALİZCİ HARİTA UZMANI

Teknik, elektronik istihbaratı ve görüntü paylaşımını analiz edecek, haritalandırmayı yapıp analiz edecek yeni istihbarat elemanları yetiştirilecek. Bu paylaşımın altyapısı kurulacak. Kurumsal kapasiteyi artıracak tedbirler alınacak. Örneğin Harita Genel Komutanlığı’ndan gelen haritanın analizi, paylaşımı nasıl olacak, bunlar belirlenecek. Data geliyor ancak eleman kaynağı açısından bunların yorumlanması ve analizinde sıkıntılar yaşanıyor.

BİRİMLER KURULACAK

İstihbarat analizi yapacak kurumların ihtiyaçlarını karşılayacak akademik düzeyde eğitim veren ve istihbaratçı yetiştiren birimler kurulacak. Zira bütün kurumların istihbarat ihtiyacı var. MİT bünyesinde iç istihbaratla, dış istihbarat ayrılamamıştı; bununla ilgili çalışmalar hızlandırılacak.

TAKTİK HAREKÂT MERKEZİ

MİT, Emniyet, Genelkurmay, Jandarma; bütün noktalardan gelen cari istihbarat, her ile ait dosyalar, füzyon merkezinde toplanarak taktik ve operasyonel seviyede karar alma mekanizmaları oluşturulacak. Mapping (haritalandırma) daha sağlıklı işletilecek. Bu Taktik Harekât Merkezi’nde, elde edilen bilgilerin kimlerle paylaşılacağı, nereye gönderileceği ve hangi adımların atılacağı; kuvvet planlamasına ilişkin analizler yapılacak.

YURT DIŞINDA TAKİP

FETÖ üyelerinin Avrupa başta olmak üzere Afrika’da; Türkiye karşıtı bir güç, terör örgütü oluşturması tehlikesi var. Yarın Köln’de düzenlenecek ‘Darbeye Karşı Demokrasi Mitingi’ne, Alman hükümeti 4 gençlik federasyonu ile karşı duruş sergiliyor. Almanya ve Avusturya’nın başını çektiği bazı ülkeler, FETÖ üyelerine sığınma hakkı verebileceklerini açıkladı. Bu yaklaşım Almanya’da başlatılırsa bunun diğer Avrupa ülkelerine ve Afrika ülkelerine de yayılma riski var. İçeridekilerin uzantıları ülke dışında da takip edilecek.

30 Tem 2016

Fetullah Gülen'in haki cübbesi orduya sinyalmiş!

ABD'nin en çok satan gazetesi Wall Street Journal'ın üst düzey Türk istihbarat kaynaklarına dayandırdığı habere göre, Fetullah Gülen ordudaki müritlerine darbe girişimi sinyalini aylar önce vermişti. MİT Gülen'in "haki cübbesini" fark etti ve FETÖ üyelerinin kriptolu yazışma sistemini de kırdı. Ama ne MİT ne de ABD istihbaratı, darbe olacağına dair net bir teşhis koyamadı.

İşte Joe Parkinson ve Adam Entous imzalı Wall Street Journal haberindeki başlıca iddialar:

* MİT'in içinde bir grup kıdemli analist, FETÖ üyeleri hakkında istihbarat toplamak ve Gülen'in vaazlarında kullandığı kelime ve jestlerde gizli mesajlar olup olmadığını anlamak için günler harcadı.

* MİT tarafından izlendiklerini bilen FETÖ üyeleri, iletişimlerini daha da gizli hale getirdi. FETÖ üyesi olan ve "casusluk oyunlarını" iyi bilen tecrübeli askeri istihbaratçılar buna yardım etti. Gülen'in kendisi telefon kullanmayı bıraktı ve talimatlarını birkaç yakın adamına sözlü olarak aktarmaya başladı.

BYLOCK İLE YAZIŞIYORLARDI

* Üst düzey Türk istihbarat yetkililerine göre FETÖ 2014 yılında ByLock adlı kriptolu mesajlaşma uygulamasını kullanmaya başladı. MİT bunu geçen kış keşfetti ve milyonlarca mesajın şifresini çözmeye başladı.

* Bu sayede MİT, FETÖ üyesi olabilecekleri değerlendirilen 40 bin kişiyi tespit etti. Bunlardan 600'ü üst düzey askeri yetkililerdi. Ancak Türk istihbarat kaynaklarına göre bu mesajlarda bir darbe planına rastlanamadı.

* MİT kriptosunu kırdığı ByLock mesajlarını bahar aylarının başında bakanlıklarla paylaştı. Böylece FETÖ üyeleri kriptonun kırıldığını öğrendiler. Bu nedenle ByLock yerine başka bir uygulama kullanmaya başladılar.
               

* 21 Mart 2016'da Gülen haki bir cüppeyle vaaz verdi. YouTube videosunu analiz eden MİT uzmanları bunun ordudaki FETÖ'cülere bir mesaj olabileceğini değerlendirdi. Ancak darbeyle ilgili bir mesaj olabileceği düşünülemedi.

* Darbe girişiminden dört gün önce MİT, FETÖ üyesi olduğu sanılan 600 subayın ismini Genelkurmay'a iletti. Plan, ağustostaki YAŞ toplantısında bu subayların ordudan tasfiye edilmesiydi.

* 15 Temmuz akşamüstü MİT, Ankara Kara Havacılık Okulu ve Akıncı Üssü'nde olağandışı hareketlilik tespit etti. Genelkurmay faksla uyarıldı. 17:30'da Hakan Fidan'ın yardımcısı bizzat Genelkurmay'a gitti.

FİDAN, AKAR'DAN HABER BEKLEDİ

* O akşamüstü akademiyi ziyaret eden üst düzey bir komutan, taarruz helikopterlerinin füze yüklü olmasından şüphelendi. Üstekiler tatbikata hazırlandıklarını söylediler.

* 18:00'de Hakan Fidan, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ile karargahta buluştu. Akar Akıncı'ya gidip durumu yerinde görme kararı aldı. Fidan MİT merkezine döndü ve tatildeki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı bilgilendirmek için Akar'dan haber bekledi, ama arayan olmadı. Akar, kendisini Gülen ile konuşturmayı teklif eden bir general tarafından rehin alınmıştı.

* 21:00'de dramatik bir şeyler olduğu artık açıktı. Darbeciler bir saat içinde MİT merkezine de ulaştı. İki Super Cobra ve üç Sikorsky helikopteri binaya ateş açıp komando indirmeye çalıştı.

'SON KURŞUNUNUZA KADAR SAVAŞIN'

* Fidan, jetlerin de bomba atabileceği endişesiyle içeride tutuluyordu. Korumaları ise dışarıdaki ağaçları siper alıp darbecilerin helikopterlerine ateş açıyordu. MİT'in silah eğitimi almamış bürokratları bile darbecilerin hava indirmesini engellemeye çalıştı. Fidan, yardımcılarına, "Son kurşununuza kadar savaşın, sizi canlı ele geçiremesinler" dedi.

* Çatışma sürerken saatler gece yarısını geçmişti. 1.30-2.00 sularında MİT'in güvenlik ekibi, darbeci helikopterleri savuşturmak için çatıya ağır makineli tüfekler ve roket atarlar getirdi. Bu sayede hem MİT karargahı hem de Cumhurbaşkanlığı Sarayı çevresinden darbeciler savuşturuldu.

           

İSTİHBARAT ZAFİYETİ Mİ?

* WSJ Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "istihbarat zafiyeti" açıklamasını hatırlatmasının ardından üst düzey bir Türk istihbarat yetkilisi gazeteye şunları söyledi: "Bir söylentinin (Akıncı'daki hareketlilik) üzerine gidip darbe girişimini ortaya çıkarmasaydık muhtemelen şimdi ya ölmüş ya hapishanede olurduk. Bu istihbarat zafiyeti sadece MİT'in değil, tüm güvenlik kurumlarımızın sistemik bir zafiyetidir."

* ABD istihbarat örgütlerinin MİT ile ortak çalışması karşılıklı bir güvensizliğe dayanıyordu. ABD'nin Türkiye'deki iletişimi dinlemesinde subaylara değil, militanlara odaklanıldı. FETÖ'nün darbe planları fark edilemedi, sadece "siyasi bir huzursuzluk" olduğu sanıldı.

28 Tem 2016

Askeri okuldan böyle atılmış: Fuhuş çetesi, pornografik CD...

Baskı, iftira ve komplolar nedeniyle 2010'da ikinci sınıftayken Deniz Harp Okulu'ndan ayrılmak zorunda kaldığını iddia eden Avşalak, kendilerine haksızlık yapanların cezalandırılmasını istiyor.

İyi bir subay olma hayaliyle başladığı Deniz Harp Okulu'ndan 2010'da Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensuplarının baskı, iftira ve komploları nedeniyle ayrılmak zorunda kalan Özlem Avşalak, o dönem "fuhuş çetesi"yle bağlantılı olmakla suçlandığını ve okuldan ayrılmaya zorlandığını belirtti.

Avşalak, yaptığı açıklamada, çocukluğundan beri babası gibi subay olma hayali kurduğunu ve 2008'de Deniz Harp Okuluna girdiğini söyledi. Deniz astsubay emeklisi olan babasına özendiğini dile getiren Avşalak, Deniz Harp Okulunda başarılı olmalarına karşın okul idarecilerince kendisine ve bazı öğrencilere çeşitli basit gerekçelerle ağır cezalar verilmeye başlandığını belirtti.

EVE PORNOGRAFİK CD GÖNDERDİLER

Çimlere bastığı, ayakkabı bağcıkları düzgün bağlanmadığı, bacak bacak üstüne attığı için cezalar almaya başladığını anlatan Avşalak, şöyle devam etti:

"Sadece bana değil, benim gibi birkaç kız arkadaşıma da benzer cezaları uyguladılar. En kötüsü ise yaz tatilinde bulunduğum bir dönemde İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden aradılar. Bir fuhuş çetesi ile bağlantılı olduğumu iddia ettiler. Emniyet'e gittiğimde beni çok aşağılık suçlarla itham ettiler. Fuhuş çetesi elebaşının bilgisayarında benim kişisel bilgilerim çıkmış. Beni Deniz Harp Okulu'ndan atmak için fuhuş çetesiyle bağlantılı olmakla suçlayarak istifa etmemi istediler. Harp Okuluna girerken okula verdiğimiz, dışarı çıkarılması yasak olan kimlik ve bütün özel bilgilerim bir dosya içinde Emniyet'te önüme konuldu. Dosyada psikolojimin iyi olmadığı gibi bilgilere yer verildi. Ailemin yaşadığı Kocaeli'deki evimize pornografik CD'ler gönderdiler. Bazı arkadaşlarımızı eşcinsel olmakla suçladılar, bazılarını ise bilgisayarlarında pornografik görüntüler var gerekçesiyle suçladılar.”

OKUL İDARECİLERİ TUTUKLANDI

Bunların yanı sıra fiziksel olarak da zulümlere maruz kaldıklarını aktaran Avşalak, kendilerine yağmur altında suyun içinde uzun süre şınav çektirildiğini, sürekli uzun koşular yaptırılıp süründürüldüklerini, 3 dakikada odasına gidip sivil kıyafet giyip gelmesini istediklerini ifade etti. Başarılı olan ancak kendilerinden olmayan öğrencileri çeşitli nedenlerle okuldan uzaklaştırdıklarına işaret eden Avşalak, dönemin komutanlarının kendilerine yakın öğrencileri bir yerlere getirmek için başarılı öğrencilerin gelecekleriyle oynadıklarını savundu. Avşalak, bu kişiler hakkında yaptıkları şikayetlerden sonuç alamadıklarına dikkati çekerek şunları söyledi: "FETÖ'nün darbe girişiminin ardından tutuklanan veya firarda olan subaylardan bazılarının bizim dönemimizdeki kadrolarda yer aldığını görünce hiç şaşırmadım. O zaman tahmin edebiliyorduk ancak hem ispatlayamıyor hem de ne yapacağımızı bilemiyorduk."

PİLOTAJ BÖLÜMÜNÜ KAZANDI

Özlem Avşalak, yaşadığı ağır psikolojik ve fiziksel zulümlerin ardından 2010'da ikinci sınıftayken okuldan ayrılma kararı aldığını aktararak bunun kendisine çok ağır geldiğini vurguladı. Deniz Harp Okulundan ayrıldıktan sonra ailesinin yanına dönüp üniversite sınavına hazırlandığını ve Türk Hava Kurumu Üniversitesi Pilotaj Bölümü'nü burslu kazandığını aktaran 26 yaşındaki Avşalak, yaklaşık bir ay sonra pilot olarak mezun olacağını ifade etti.

Avşalak, Deniz Harp Okuluna dönmek istemediğini ancak kendisi ve arkadaşlarına haksızlık yapanların cezasını çekmesini istediğini kaydetti.



AA

27 Tem 2016

Org. Akar'dan ABD'li mevkidaşına 'Gülen' telefonu!

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ABD'li mevkidaşını Joseph F. Dunford'u arayarak Fetullah Gülen'in iade edilmesi konusunu konuştu.

Orgeneral Akar, ABD Genelkurmay Başkanı Dunford ile yaptığı telefon görüşmesinde, ABD'de bulunan terör örgütü lideri Fetullah Gülen'in iade edilmesi konusunu gündeme getirdi.

Orgeneral Akar'ın bu konuda ABD'li mevkidaşının da devreye girmesini istedi.

FETÖ'cü diye kapatılan okulun adı meğerse...

Antalya'da Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında kapatılmasına karar verilen Özel Işıklar Lisesi'nin, örgütle bağlantısının bulunmadığının tespit edilmesi üzerine karar iptal edildi. İncelemede, Özel Işıklar Lisesi'nin örgütle ilgisinin olmadığı, Işıklar Caddesi'nde bulunmasından dolayı bu ismin verildiği tespit edildi.

Antalya’da, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında, örgütle bağlantısı bulunduğu belirtilen 32 özel okul kapatıldı. Kapatılan okullarda arama yapan polis, geçen yıl Ramazan Özkaynak, Halef Kartal ve Ayça Berna Kartal tarafından açılan Özel Işıklar Lisesi’nde de arama yaptı. İncelemede, Özel Işıklar Lisesi’nin örgütle ilgisinin bulunmadığı, Işıklar Caddesi’nde bulunmasından dolayı bu ismin verildiği tespit edildi. Antalya Valiliği, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Muratpaşa İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün incelemesinden sonra okul hakkındaki kapatma kararı kaldırıldı.

"OKULUMUZ AÇIK"

Kararın ardından açıklama yapan okulun kurucularından Ayça Berna Kartal, 15 Temmuz gecesi gerçekleştirilen darbe girişimi sonrası kendilerinin de mağdur olduğunu söyledi. Hain girişime doğrudan ve dolaylı biçimde destek olan kişi ve kurumlara karşı emniyet güçlerinin operasyon düzenlediğini vurgulayan Kartal, şunları kaydetti:

"Operasyonlar sırasında mevcut durumun karışıklığı nedeniyle devlet ve milletinin yanında olan bazı kurumlarda da inceleme yapıldı. Milli birlik ve beraberliğimize, demokrasimize, yüce devletimize sonuna kadar bağlı olan, ilim ve irfan yuvası kurumumuzda da inceleme ve araştırma yapıldı. Bu inceleme ve araştırma sonrası kurumumuzun yaşanan hain girişimin mensuplarıyla hiçbir biçimde en küçük bir bağının, ilişkisinin olmadığı görülmüştür. Özel Işıklar Lisesi devleti, milleti, velileri, öğrencileri ve çalışanlarından aldığı güçle ülkemizi dünya medeniyet klasmanında en üst noktalara götürme ideali yolunda çok daha güçlü adımlarla yürümeye devam edecektir."

’Pİ DERSANESİ’ ADIYLA KURULDU

Okulun 2004 yılında ’Pi Dershanesi’ adıyla kurulduğunu vurgulayan Kartal, 2015 yılında dershanelerin kapatılmasıyla yeni bir yapılanma sürecine girdiklerini ifade etti. Okulun Işıklar Caddesi’nde olması dolayısıyla bu yapılanma sürecinde ’Özel Işıklar Lisesi’ adını alarak eğitim- öğretime başladıklarını anlatan Kartal, 2016-2017 eğitim öğretim yılı için kayıtların sürdüğünü söyledi.



ANTALYA / DHA

26 Tem 2016

Bozdağ: Gülen bu 5 ülkeye kaçabilir!

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Fetullah Gülen'in kaçacağına ilişkin istihbari bilgiler aldıklarını belirterek, "Türkiye olarak diyoruz ki bu, kaçmak için şu anda keşif yapıyor, kendi kafasına göre belirlemiş bazı ülkeleri. Türkiye'ye iade edilmeyeceğine inandığı ülkeler veya Türkiye ile arasında adli işbirliğine dair anlaşma olamayan ülkeleri seçerek buralarda kendisine yer arıyor ve her an oralardan birine kaçabilir. Mısır, Meksika, Kanada, Avustralya, Güney Afrika geçiyor." dedi.

Bozdağ, A Haber’de katıldığı canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Fetullah Gülen’in Amerika Birleşik Devletlerinden iadesine ilişkin Bozdağ, darbe teşebbüsünden sonra Gülen’i iade etmemesinin, Amerika Birleşik Devletleri’nin Türkiye’yle ilişkilerini sıkıntıya sokacağını bildirdi. Darbe dosyasıyla ilgili hazırlıkların devam ettiğini aktaran Bozdağ, ifadelerin alındığını ve delillerin toplandığını belirtti. Türkiye olarak Fethullah Gülen’in geçici olarak tutuklanması ve Türkiye’ye iadesini talep ettiklerini, dört ayrı dosyayı da gönderdiklerini vurgulayan Bozdağ, "Bunun üzerine ABD’li yetkililer, Türkiye’yle bu konuda işbirliğine hazır olduklarını söyledi." diye konuştu.

"DİK DURUN, İFTİRACI OLMAYIN " DİYOR

ABD’li yetkililerin, Türkiye’nin taleplerinin değerlendirilmesine yönelik yaklaşımlarının Gülen’i tedirgin ettiğine dikkati çeken Bozdağ, şöyle devam etti: "İade edilmemesi için ABD yönetimine karşı talepte bulunuyor. Darbenin arkasında olduğu açık çünkü bir gün önce yaptığı bir konuşmada da darbeci subaylara ve kişilere ’dik durun, itirafçı olmayın, şöyle böyle olun’ diye tavsiyede bulunuyor, ’tarih sizi yazacak’ diye gaz veriyor onlara adeta. Kendisi ABD’ye yalvarıyor, ’beni iade etmeyin’ diye. Ama tarih gel seni yazsın, Türkiye’ye gel yargıya hesap ver, tarih seni yazsın sayfa sayfa, paragraf paragraf yazsın. Nasıl yazacaksa yazsın. Ama kandırdığı, beynini yıkadığı, katil yaptığı, ülkesine, milletine düşman hale getirdiği bu darbecilere ’tarih sizi yazacak, dik durun, itirafçı olmayın’ diyor. Öte yandan Türkiye’ye gelmemek için ABD’li yetkililere yalvarıyor. Bu onun gerçek yüzünü, kimliğini göstermesi bakımından da son derece önemli. Ben buradan Fetullah Gülen’e de çağrı yapıyorum, buyur gel Türkiye’ye, Türkiye adil yargılama yapar. Çünkü Türkiye hukuk devletidir, Fetullahçıların yaptığı yargılama gibi değil. Anayasaya, hukuka, kanuna bağlı bir vicdanla seni Türkiye’de yargılayacak hakimler vardır, bütün dünya da bu yargılamanın ne kadar adil olduğunu görür. Ama maalesef bugüne kadar Türkiye’ye gelmemek için uğraşıyor."

"ELİMİZDE İSTİHBARİ BİLGİLER VAR: MISIR, MEKSİKA, AVUSTRALYA VE GÜNEY AFRİKA'YA KAÇABİLİR"

Bozdağ, Gülen’in bazı ülkelere kaçmaya yönelik çalışmalar yaptığına dair istihbari bilgiler geldiğine değinerek, "O bilgilerle ilgili çalışmalar yapılıyor, teyidi nedir, ne değildir bakılıyor. Ama böyle bir arayışın içerisinde olduğu hatta bu arayışları yapan kişilerin isimlerine kadar bilgiler var, hangi ülkede kim bu girişimleri yapıyor, buna kadar gelen, akan bilgiler var. O nedenle biz Türkiye olarak diyoruz ki bu, kaçmak için şu anda keşif yapıyor, kendi kafasına göre belirlemiş bazı ülkeleri. Türkiye’ye iade edilmeyeceğine inandığı ülkeler veya Türkiye ile arasında adli işbirliğine dair anlaşma olmayan ülkeleri seçerek buralarda kendisine yer arıyor ve her an oralardan birini kaçabilir. Mısır, Meksika, Kanada, Avustralya, Güney Afrika geçiyor." ifadesini kullandı.

"ÖZTÜRK'ÜN HELİKOPTERİ VURULUYOR"

Eski Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk’e kötü muamelenin de söz konusu olmadığına işaret eden Bozdağ, "Akın Öztürk’ün helikopteri vuruluyor. Yukarıdan inişe zorlanıyor, atış yapılıyor. Havaalanı, Akıncı Üssü kontrol altında. O zaman iniş sırasında bir yaralanma. Yüzündeki ve kulağındaki darbeler bu olayla alakalı. Ama bunu ne yapıyorlar, sanki Akın Öztürk’e kötü muamele ve işkence yapılmış gibi yansıtmaya çalışıyorlar, birtakım iftiralar yayılıyor." dedi. Bozdağ, yakalanmadan önceki hadiseleri gözaltında gerçekleşmiş gibi göstermenin yanlış olduğunu vurgulayarak, gözaltında kötü muameleyle bu durumun bir alakasının olmadığını, Öztürk’ün de kendisine sorulduğunda bunun nereden kaynaklandığını açıklayabileceğini kaydetti.