ANASAYFA       SONDAKİKA       GÜNDEM       MAGAZİN       SİYASET      

2 Kas 2016

Darbenin ikinci kritik ismi Kemal Batmaz!

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nIn yürüttüğü soruşturma kapsamında Adil Öksüz ile birlikte darbeyi planlayan ikinci kişinin Kemal Batmaz olduğu ortaya çıktı.

Adil Öksüz ile birlikte 15 Temmuz darbe girişimini Akıncı Üssü'nde yöneten kişinin Kemal Batmaz olduğu bildirildi. Adil Öksüz'ün 13 Temmuz'da ABD'den Kemal Batmaz'la döndüğü belirtiliyor.
                   
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında, 15 Temmuz gecesi Akıncı Üssü'nde olduğu gerekçesiyle tutuklanan Kaynak Kağıt AŞ'nin eski Genel Müdürü Kemal Batmaz'ın, 11 Temmuz'da Adil Öksüz ile birlikte ABD'ye gittiğini, iki gün sonra yine Öksüz ile Türkiye'ye döndüğünü ve darbeyi yöneten isimler arasında olduğunu belirledi. Batmaz’ın, Ankara’da ilk tutuklanan isimlerden biri olduğu anlaşıldı. Batmaz Sincan Cezaevi'nde tutuklu bulunuyor.

Öksüz ve Batmaz'ın Akıncı Üssü ve Atatürk Havalimanı'ndaki görüntüleri ortaya çıktı.

​ BATMAZ’A ASKER SELAMI

Soruşturma dosyasında Batmaz’ın 15 Temmuz gecesi darbe girişiminin harekat merkezlerinden biri olan Akıncılar Üssü’nde bulunduğuna ilişkin görüntüler de ortaya çıktı. Söz konusu görüntülerde rütbeli bir askerin, Batmaz’a asker selamı verdiği anlaşıldı. Batmaz’ın da sorgusunda Adil Öksüz gibi Kazan’a arsa bakmaya gittiğini açıkladığı bildirildi.
                

12 KİŞİ HAKKINDA GÖZALTI KARARI

Bu arada Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 15 Temmuz'daki darbe girişiminin hazırlık toplantılarının yapıldığı evleri kiralayan ve Adil Öksüz ile birlikte mart ve haziran 2016'da ABD'ye giden 12 kişi hakkında gözaltı kararı çıkarttı. Şüphelilerden 6'sı gözaltına alındı.

             

13 Eki 2016

Alkollüyken darbeyi övdü, 25 gün hapse çarptırıldı!

Kayseri'de 15 Temmuz akşamı 0.58 promil alkollü olduğu belirlenen Gökhan Kaya’ya (37), darbe girişimini övdüğü gerekçesiyle 'Suç ve suçluyu övmek'ten 25 gün hapis cezası verildi.

Darbe girişimi yapıldığı 15 Temmuz akşamı Gökhan Kaya’nın darbeyi övücü nitelikte sözler söylediği iddia edildi. Şikayet üzerine polis ekipleri tarafından gözaltına alınan şüphelinin 0.58 promil alkollü olduğu belirlendikten sonra savcılıkta serbest bırakıldı. Kayseri 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün görülen davada tutuksuz yargılanan Gökhan Kaya, yaptığı savunmada şöyle dedi:

"O gün çok alkollüydüm. Darbenin arkasında kimlerin olduğunu bilmiyordum. Kolluk kuvvetlerinde ve savcılıkta alkollü ifade verdiğimi bile hatırlamıyorum. Seçilmiş bir hükümete darbe yapılmasına karşı birisiyim, tüm kamu kurum ve kuruluşlardan özür dilerim. Çok pişmanım."

Mahkeme heyeti tutuksuz sanık G.K.’ye ’suç ve suçluyu övme’ suçundan 25 gün hapis cezası verdi. anığın sabıkasız geçmişi nedeniyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildi.



DHA

1 Ağu 2016

Suikastçı askerlerin nasıl hayatta kaldıkları ortaya çıktı!

FETÖ darbe girişimi sırasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a suikast düzenlemek amacıyla Marmaris ilçesinde konakladığı otele saldırı gerçekleştiren ve yakalanan 11 darbeci askerin, küp şeker, erik, kayısı, mısır, olgunlaşmamış portakal ve mandalina tüketerek beslendikleri belirlendi.

Ula ilçesine bağlı Şirinköy Mahallesi'nde dün akşam vatandaşların ihbarı üzerine başlatılan çalışmalar kapsamında yakalanan Enes Yılmaz, Ergün Şahin, İsmail Yiğit, Mehmet Demir, Muhammet Burak İpek, Murat Köse, Şükrü Seymen, Bahadır Sagun, Mehmet Öztürk, Mustafa Serdar Özay ile Muammer Gözübüyük'ün Muğla Emniyet Müdürlüğündeki sorguları başladı.

Yakalanan askerlerin darbe girişiminin ardından saklandıkları ormanda yiyecek sıkıntısı çektikleri, geceleri Akçapınar, Akyaka ve Şirinköy Mahalleleri'ndeki boş evlere girerek buldukları yiyecekleri çaldıkları ve buralarda konakladıkları öğrenildi. Söz konusu 11 darbeci askerin yakalandıklarında çantalarında kutularla küp şeker, tarlalardan çaldıkları mısır, erik, kayısı, olgunlaşmamış portakal ve mandalina bulundu. Askerlerin, geceleri bölgedeki boş evlerde ve dere kenarında konaklayarak arazide buldukları erik, karpuz ve inciri tükettikleri ve dikkat çekmemek için de belirli zamanlarda gruplara ayrıldığı belirtildi.
Zanlıların temin ettikleri bulgurları pet şişenin içindeki suyla karıştırıp kabartarak yedikleri ifade edildi.

Gözübüyük, Muğla'da polis ekipleri tarafından geniş güvenlik önlemleri arasında Muğla Sıtkı Koçman Eğitim ve Araştırma Hastanesine getirildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Marmaris'te kaldığı otele saldırıda bulunan darbeci askerlerin sayısının 37 olduğu açıklanmıştı. Saldırının ardından ormanlık alana kaçan askerlerden 25'i daha önceki operasyonlarla yakalanmıştı. Gözaltına alınan zanlılardan 23'ü çıkarıldıkları mahkemece tutuklanmıştı. Askerlerden 2'sinin Muğla Emniyet Müdürlüğündeki işlemleri sürerken, darbeci askerler arasında bulunan Yüzbaşı Burkay Karatepe'nin, suikast girişiminin ertesi günü sivil kıyafetler giyerek gruptan ayrıldığı ve ormanlık alanda olmadığı bildirilmişti.



AA

31 Tem 2016

Darbecinin ajandasından çıkan gözaltı listesi!

5 Temmuz darbe girişiminin çekirdek kadrosunda yer aldığı belirtilen Genelkurmay Başkanı Başdanışmanı Kurmay Albay Orhan Yıkılkan'ın ajandasından ilginç bilgiler ortaya çıktı. Darbeci albay, o gece kimin nasıl gözaltına alınacağını ajandasına yazmış.

Sözcü gazetesi'
nin haberine göre, sayfanın en başında Emniyet Genel Müdürü Celalettin Lekesiz'in ismi yer alıyor. Lekesiz, Kara Kuvvetleri karargahından çıkarılacak 2 zırhlı araç ile alınacak ve Kobra helikopterleriyle götürülecekti. Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç de Akrep tipi araç ile Kobra helikopterine götürülüp enterne edilecekti.
            


Sayfanın alt bölümünde ise bir başka liste yer alıyor. Bu isimlerin de Zırhlı Muhabere Aracı ile gözaltına alınması planlandı. Listede Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da yer alıyor.

Hainlerdeki 1 dolarlar özel bir gerilla tekniği!

Darbecilerin kalkışmada “sıfır silahları” tercih etmelerinin ve 1 dolar kullanmalarının sırrı çözüldü. Terör uzmanı Abdullah Ağar, önce silah depolarına atamalarla hakimiyet sağlandığını ve bundan faydalanılarak sıfır silahlara ulaşıldığını söyledi.

Türkiye gazetesinden Sinem Erciyas'ın haberine göre Ağar şu bilgileri verdi: “Darbecinin gücüyle darbenin hedefleri arasında büyük bir tutarsızlık var. Bu dengesizliği ortadan kaldırabilmek için TSK’nın sinir sistemini ele geçirmeye çalışıyorlar. Bu noktada kendi elemanları, kritik noktalardaki silahları bir şekilde kullanmak için Personel Daire Başkanlıkları, İstihbarat Daire Başkanlıkları üzerinden kendi adamlarının atanmasını sağlayarak bu alanlardaki tasarrufları kullanmaya çalışmış. O yüzden sıfır silahların olduğu depoları bir şekilde kullanmak için o atamaları yapmışlar, temel sebep bu. Çünkü baskın tarzında bir darbe girişimi var. Böyle göstere göstere silahları kuşatayım tarzında bir darbe girişimi ile karşı karşıya değil Türkiye. Baskıdan kasıt şu beklemediğiniz yerde, beklemediğiniz zamanda, beklemediğiniz şekilde yapılan düşmanca bir saldırı. Bunun etkisinden faydalanmaya çalışmışlar.

GERİLLA TEKNİĞİ

”Darbecilerin üzerinden çıkan 1 dolarlarla ilgili olarak da Ağar, “Bu teröristlerin kullanmış olduğu bir gerilla tekniği. Asıl bir liste var, bizim hiçbir zaman görmediğimiz bu listenin sahaya yansıması. Yani sahada iki tane darbeci karşı karşıya geldiği zaman hangisi daha üst, hangisi emir komuta yapabilir, hangisi hangi alanda sorumlu, bunları belirleyen bir şey bu. Bu gayrinizami bir harp tekniği” dedi.

TSK'da ikinci ihraç dalgası!

Darbe girişimi ile ilgili son dakika haberleri gelmeye devam ediyor. Resmi Gazete'de yayımlanan kanun hükmünde kararname kapsamında, milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen Fetullahçı Terör Örgütü'ne aidiyeti, iltisakı veya irtibatı bulunan 1389 askeri personel Türk Silahlı Kuvvetlerinden ihraç edildi.

Daha önce ilk OHAL kararnamesiyle 1684 asker ihraç edilmişti. İkinci dalgada ihraç edilen kritik isimler var.

-Listede 125 subay, 68 astsubayın adı bulunuyor.

-Jandarmada 1196 asker ihraç edildi. Aralarında general, subay ve astsubaylar var.

LİSTEDEKİ KRİTİK İSİMLER

-Albay Fırat Alakuş, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın emir subayı Yarbay Levent Türkkan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başyaveri Albay Ali Yazıcı, Konya Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Timurcan Ermiş, Milli Savunma Bakanı Fikri Işık'ın özel kalem müdürü Albay Tevfik Gök'ün adı da listede bulunuyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Başyaveri Ali Yazıcı da ordudan atılan isimler arasında.

AKAR'IN ÜRKÜTÜCÜ DEDİĞİ İSİM

Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın ifadesinde Albay Fırat Alakuş için şu sözler yer almıştı: “Bir müddet sonra gidiyoruz deyip beni aldılar. Kapıdan çıktığımda tam taçhizatlı, kafasında çelik miğfer ve silahlı bir şekilde, ürkütücü bir yüz ifadesi ile karşıma çıkan asker şahıs dikkatimi çekti. Sonradan bu kişinin Kurmay Albay Fırat Alakuş olduğunu öğrendim"

Albay Fırat Alakuş'un, Özel Kuvvetler Komutanı Tümgeneral Zekai Aksakallı'nın istememesine rağmen ataması yapıldığı iddia edilmişti.

ERMİŞ REHİN ALAN ÇIKMIŞTI

Darbe girişimi sırasında tutuklanan isimlerden biri de Konya Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Timurcan Ermiş olmuştu. Ermiş, ifadesinde "Darbe girişiminden önceden haberdar olmadığını savunmuş, "Pişman olmuş ama gecikmiştim" demişti. Ancak Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi'yi kaçıran ismin Ermiş olduğu ortaya çıktı.

28 Tem 2016

Askeri okuldan böyle atılmış: Fuhuş çetesi, pornografik CD...

Baskı, iftira ve komplolar nedeniyle 2010'da ikinci sınıftayken Deniz Harp Okulu'ndan ayrılmak zorunda kaldığını iddia eden Avşalak, kendilerine haksızlık yapanların cezalandırılmasını istiyor.

İyi bir subay olma hayaliyle başladığı Deniz Harp Okulu'ndan 2010'da Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensuplarının baskı, iftira ve komploları nedeniyle ayrılmak zorunda kalan Özlem Avşalak, o dönem "fuhuş çetesi"yle bağlantılı olmakla suçlandığını ve okuldan ayrılmaya zorlandığını belirtti.

Avşalak, yaptığı açıklamada, çocukluğundan beri babası gibi subay olma hayali kurduğunu ve 2008'de Deniz Harp Okuluna girdiğini söyledi. Deniz astsubay emeklisi olan babasına özendiğini dile getiren Avşalak, Deniz Harp Okulunda başarılı olmalarına karşın okul idarecilerince kendisine ve bazı öğrencilere çeşitli basit gerekçelerle ağır cezalar verilmeye başlandığını belirtti.

EVE PORNOGRAFİK CD GÖNDERDİLER

Çimlere bastığı, ayakkabı bağcıkları düzgün bağlanmadığı, bacak bacak üstüne attığı için cezalar almaya başladığını anlatan Avşalak, şöyle devam etti:

"Sadece bana değil, benim gibi birkaç kız arkadaşıma da benzer cezaları uyguladılar. En kötüsü ise yaz tatilinde bulunduğum bir dönemde İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden aradılar. Bir fuhuş çetesi ile bağlantılı olduğumu iddia ettiler. Emniyet'e gittiğimde beni çok aşağılık suçlarla itham ettiler. Fuhuş çetesi elebaşının bilgisayarında benim kişisel bilgilerim çıkmış. Beni Deniz Harp Okulu'ndan atmak için fuhuş çetesiyle bağlantılı olmakla suçlayarak istifa etmemi istediler. Harp Okuluna girerken okula verdiğimiz, dışarı çıkarılması yasak olan kimlik ve bütün özel bilgilerim bir dosya içinde Emniyet'te önüme konuldu. Dosyada psikolojimin iyi olmadığı gibi bilgilere yer verildi. Ailemin yaşadığı Kocaeli'deki evimize pornografik CD'ler gönderdiler. Bazı arkadaşlarımızı eşcinsel olmakla suçladılar, bazılarını ise bilgisayarlarında pornografik görüntüler var gerekçesiyle suçladılar.”

OKUL İDARECİLERİ TUTUKLANDI

Bunların yanı sıra fiziksel olarak da zulümlere maruz kaldıklarını aktaran Avşalak, kendilerine yağmur altında suyun içinde uzun süre şınav çektirildiğini, sürekli uzun koşular yaptırılıp süründürüldüklerini, 3 dakikada odasına gidip sivil kıyafet giyip gelmesini istediklerini ifade etti. Başarılı olan ancak kendilerinden olmayan öğrencileri çeşitli nedenlerle okuldan uzaklaştırdıklarına işaret eden Avşalak, dönemin komutanlarının kendilerine yakın öğrencileri bir yerlere getirmek için başarılı öğrencilerin gelecekleriyle oynadıklarını savundu. Avşalak, bu kişiler hakkında yaptıkları şikayetlerden sonuç alamadıklarına dikkati çekerek şunları söyledi: "FETÖ'nün darbe girişiminin ardından tutuklanan veya firarda olan subaylardan bazılarının bizim dönemimizdeki kadrolarda yer aldığını görünce hiç şaşırmadım. O zaman tahmin edebiliyorduk ancak hem ispatlayamıyor hem de ne yapacağımızı bilemiyorduk."

PİLOTAJ BÖLÜMÜNÜ KAZANDI

Özlem Avşalak, yaşadığı ağır psikolojik ve fiziksel zulümlerin ardından 2010'da ikinci sınıftayken okuldan ayrılma kararı aldığını aktararak bunun kendisine çok ağır geldiğini vurguladı. Deniz Harp Okulundan ayrıldıktan sonra ailesinin yanına dönüp üniversite sınavına hazırlandığını ve Türk Hava Kurumu Üniversitesi Pilotaj Bölümü'nü burslu kazandığını aktaran 26 yaşındaki Avşalak, yaklaşık bir ay sonra pilot olarak mezun olacağını ifade etti.

Avşalak, Deniz Harp Okuluna dönmek istemediğini ancak kendisi ve arkadaşlarına haksızlık yapanların cezasını çekmesini istediğini kaydetti.



AA

27 Tem 2016

Astsubayın vurduğu darbeci tuğgeneralin fotoğrafı!!

Astsubay Ömer Halisdemir'in alnından vurduğu darbeci Tuğgeneral Semih Terzi'nin fotoğrafı ortaya çıktı .
Astsubay Ömer Halisdemir (Solda)
 
15 Temmuz kanlı darbe girişiminin kırılma anlarından birinin yaşandığı Özel Kuvvetler Komutanlığı'ndaki (ÖKK) tarihi olayda Astsubay Ömer Halisdemir'in alnından vurduğu darbeci Tuğgeneral Semih Terzi'nin görüntüsü ortaya çıktı.
       


Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi gecesinde, Silopi'de Özel Kuvvetler Harekat Üssü Komutanlığında Özel Kuvvetler Harekat Komutanı olarak görev yaparken darbeye iştirak etmek amacıyla Ankara'ya gelen ve Özel Kuvvetler Komutanlığını ele geçirmeye çalıştığı sırada Astsubay Kıdemli Başçavuş Ömer Halisdemir tarafından öldürülen Tuğgeneral Semih Terzi. (Üstte)

23 Tem 2016

Cemaat okulunda rütbesi sökülmüş 15 askeri üniforma çıktı!

Ankara'nın Kazan ilçesinde cemaat okullarınan askeri üniformalar çıktı. Polis, üniformaların 4'üncü Ana jet Üs Komutanlığı'ndan kaçan askerlere mi, ya da darbenin gerçekleşmesi halinde başka bir amaçla mı kullanılacağı araştırılıyor.



Geçen 15 Temmuz akşamı darbe girişiminin püskürtülerek gözaltına alınmalarının ardından tüm yurtta olduğu gibi Kazan ilçesinde de okul ve yurtlarda yapılan arama sonucu uygunsuz binalar kapatılmaya başlandı. Kazan’da FETÖ’ye ait 2 eğitim kurumu ve 2 öğrenci yurdu, Kazan Belediyesi Zabıta ekipleri tarafından mühürlendi. Mühürleme işlemi ardından bazı okul ve yurtların camlarının kırılarak içeri girilerek bazı bilgisayar ve suç oluşturabilecek kanıtların karartılmaya çalışıldığı ortaya çıktı.
  


Kazan İlçe Emniyet Müdürlüğü tarafından FETÖ’ye ait okul ve yurtlarda yapılan aramalarda, rütbeleri sökülmüş 15 askeri üniforma ele geçirildi. Bir poşete konularak depoya kaldırılan üniformalara emniyet güçleri tarafından el konuldu. Okulda görevli personel, müsamere için kullanıldığını iddia ettiği kıyafetlerin ilkokul çocukları için uygun olmadığı belirtildi. Polis, kıyafetlerin 4. Ana jet Üssü’nden kaçan askerlere mi yoksa darbenin başarılı olması halinde başka bir amaç için mi kullanılmak istendiğini araştırıyor.

Ankara Valisi Mehmet Kılıçlar "Bu, ihanet çetesinin icraatlarından biri. Okullarından birinde askeri üniformalar bulunmuş. Biz bu olayları takip ediyoruz tabii. Bunların ne kadar iç içe olduğunu, devletin bu okulları kapatmakta ne kadar haklı olduğunu gösteren bir gelişme bu da. Bu kadar ihanet içinde olabileceklerini kimse beklemiyordu. Bunlar gerçek yüzlerini 15 Temmuz gecesi gösterdiler bize. Devlet de gereğini yapacaktır" dedi.



Hasan POLAT/KAZAN(Ankara), (DHA)

22 Tem 2016

Cezaevindeki darbeciye selam veren astsubay gözaltına alındı!

Bursa'da, Fethullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimiyle ilgili tutuklanan İl Jandarma Komutanı Albay Yurdakul Akkuş'a, tutulduğu cezaevinde yanına giderek, asker selamı verip ihtiyacı olup olmadığını sorduğu öne sürülen astsubay, gözaltına alındı.


Bursa E Tipi Cezaevine konulan İl Jandarma Komutanı Albay Yurdakul Akkuş 
 
Bursa H Tipi Cezaevi'nde görevli Astsubay Başçavuş M.Y, darbe girişimini sonrasında gözaltına alınan ve sorgulamasının ardından çıkarıldığı nöbetçi mahkemece tutuklanarak Bursa E Tipi Cezaevine konulan İl Jandarma Komutanı Albay Akkuş'un yanına gitti.

Astsubay M.Y, Albay Akkuş'a asker selamı verdi ve bir ihtiyacı olup olmadığını sordu.

Cezaevi görevlilerinin kendisini fark etmesinin ardından M.Y, söz konusu yerden ayrıldı.

Görevlilerin durumu polise bildirmesi üzerine astsubay M.Y, Bursa Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekiplerince gözaltına alındı.

Zanlının sorgulamasının ardından adliyeye sevk edileceği bildirildi.

Darbeyi gururuna yediremeyen albay intihar etti!

Siirt Valiliğince, 3. Komando Tugay Komutanlığında görevli Kurmay Başkan Vekili Yarbay Levent Önder bu sabah beylik tabancasıyla intihar etti. Siirt Valiliği'nden yapılan açıklamada Önder'in darbeye engel olamamayı gururuna yediremediği ve bu nedenle intihar ettiği belirtildi.



Valilikten yapılan açıklamada, Yarbay Önder’in bir süredir Kurmay Başkanlığı görevine vekalet ettiği hatırlatılarak, şunlar kaydedildi:

"3. Komando Tugay Komutanlığında görevli Kurmay Başkan Vekili Yarbay Levent Önder, sabah erken saatlerde beylik tabancası ile intihar etti.

Yarbay Önder, 15 Temmuz darbe teşebbüsü ve sonrasında yaşananları hazmedemeyerek ruhsal bir çöküntü içine girmiş, darbeci teröristlerin hain planlarına engel olamaması sebebiyle yaşananları gururuna yedirememiş, kendisi gönüllü olarak savcılığa tanık sıfatıyla ifade vermiş ve yaşadığı buhran neticesinde hayatına son vermiştir.

Vatansever evladımızın kederli ailesine, kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerine ve yüce Türk milletine baş sağlığı diliyoruz."

FETÖ’nün darbe girişimine yönelik soruşturma kapsamında Siirt 3. Komando Tugay Komutan Yardımcısı Albay Alican Erkilitlioğlu tutuklanmış, yerine vekaleten Yarbay Levent Önder atanmıştı.



AA

Onlarca kişiyi rehin alan komutanın kan donduran sözleri!

Darbecilerin kanlı girişiminde İstanbul'da onlarca insanın öldüğü semtlerden birisi de Çengelköy oldu. Tarihi Çınaraltı'nın arkasındaki Erbap Cafe'de oturan bir grup, asker tarafından rehin tutuldu. Albay Mürsel Çıkrıkçı'ya ait olduğu belirtilen ses kayıtlarında, darbeci komutanın, aralarında kadın ile çocukların bulunduğu yaklaşık 60 kişiyle diyalogları tüyler ürpertiyor.



Cumhuriyet Gazetesi'nden Aykut Küçükkaya'nın haberine göre, Kuleli Askeri Lisesi’yle Boğaziçi Köprüsü arasında kalan Çengelköy’de 16 Temmuz, saat 01.00’den sonra darbeci komutanın emriyle onlarca kişi öldü, yaralandı.

Tarihi Çınaraltı’nın hemen arkasında yer alan Erbap Cafe’de ise bir grup, asker tarafından rehin tutuldu. Darbeci komutanın aralarında kadın ile çocukların bulunduğu yaklaşık 60 kişi ile diyalogları ise tüyler ürpertici. Saatlerce süren operasyonun ardından gözaltına alınan Kuleli Askeri Lisesi Komutanı Albay Mürsel Çıkrıkçı’ya ait olduğu belirtilen ve cep telefonuyla bir yurttaşın kaydettiği iki saatlik konuşma kaydının bir bölümü özetle şöyle:

‘Bir fetih suresi oku asker için’

  



Darbeci Komutan
: Çök... Hanımefendi, memleket cenaze namazı kılıyor, Allah affeder merak etme. Sen otur, oturduğun yerde bir Fetih Suresi oku asker için.

Komutan
: Şu an at izi it izine karışmış durumda. Allah selamate erdirir, yeter ki söz dinleyin. Şu an kimin ne olduğu belli değil. (Ateş sesleri ve ağlayan kadınlar...)

Komutan
: Kadınlar bakın cır cır yapmayın. Ezan okunuyor, lütfen memleket için sala okunuyor. İt kopuğa emanet ettiniz ondan sonra da bu hale geldik. 2 yıldır her gün 5 tane 10 tane polis şehit olurken ne yapıyordunuz. Biz de işte onun gereğini yapıyoruz.

İt sürüsü dağıtıldı mı?

Komutan
: Durum nedir. O kavşakta asayiş berkemal mi?

Er
: Evet komutanım.

Komutan
: İt sürüsü dağıldı mı?

Er: Kaçıyorlar komutanım.

Komutan: Bakın şimdi ne yapıyorlar biliyor musunuz? Yine Allah kitap diyerek, insanları galeyana getirmeye çalışıyorlar. Hırsızlığını aleni gördünüz ama yine de tuttunuz inandınız, çalıyorlar ama çalışıyorlar dediniz. Aslında belayı kendiniz istediniz maalesef. Allah affetsin. Şu an Silahlı Kuvvetler Türkiye Cumhuriyeti yönetimine el koymuştur.

‘Direnenlere ateş edilsin’

Komutan
: Komutanım, bölgeye mühimmat nakli yaptırabilir misin? Helikopterler nerede helikopterler? Beylerbeyi yolu üzerine helikopterleri yönlendirin. Direnen kalabalık var, doğrudan ateş edilsin. Direnmeyenler zaten dükkânların içine girmiş durumda, biz onları yol üzerine aldık, kontrol altında yaklaşık 60’a yakın insan var, kadın ve çocuklar da var içlerinde. (Biri ile telefon görüşmesi yapılıyor) (Kadınlar ağlıyor...) ‘Yurttaşı alnından vuran askeri tebrik ediyor’

Komutan
: Bak ağzını burnunu dağıtacağım, susmasını bilmeyen adama ne yapıldığını göreceksin. Ya ne kadar sabırsız bir toplum olduk, ne kadar allahsız kitapsız bir toplum olduk biz ya. Ne kadar samimiyetsiz, ne kadar duygusuz, ne kadar hissiz, ne kadar ruhsuz bir toplum olduk biz. Allah için bir silkelenin ya. Ecdad için bir silkelenin ya. (Silah sesleri sürekli geliyor ve sala sesleri duyuluyor) Gebere gebere gidecek it sürüsü...

(Bir yurttaşı vuran askere ‘O Mahmut’a söyle alnından öpüyorum’ diyor telefonda...)

Hiç acımasınlar

Komutan
: Efendim komutanım. Şu an Çengelköy kontrol altında. Helikopterleri gönderin komutanım, derdest etsinler. Hiç, hiç acımasınlar komutanım. Trakya’dan birlikler geliyorlar, çok güzel. Allah’a emanet olun...

(Ara ara silah ve top sesleri geliyor.)

Kadın
: Abdest almak istiyorum namazımı kılacağım...

Komutan
: Bakın bana bakın, başla da kılabilirsiniz, oturarak da kılabilirsiniz, illa yer aramaya gerek yok. Hayır hayır nereye gidiyorsun? Kadın: Abdest almaya.

(Dışarıdan silah sesleri geliyor)

Komutan
: Herkesin ortasında seni gebertmeyeyim, aşağılık herifler.

(Bu sırada top sesleri de geliyor.)

Affetmek yok

(Kadınların kendi aralarındaki konuşmaları sessiz şekilde sürüyor. Bomba sesleri daha yoğun geliyor.)

Komutan
: Affetmek yok, hiçbirine af yok. Çengelköy şu an kontrol altında. Ufak tefek çatışmalar çıkıyor. Bir tane daha çakın ileriye doğru, tamam. Hadi Allah’a emanet olun.

(Kadınlar konuşuyor. Bir kadının “En fazla 6-7 saat içinde toplu savaş çıkacak. Burada çok pis kapışma çıkacak” diye konuştuğu duyuluyor.)

21 Tem 2016

Erdoğan'ın oteline baskın yapan komutan her şeyi itiraf etti!!

Darbe girişimi sırasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konakladığı otele düzenlenen saldırıda helikopterden operasyonu yönettiği tespit edilen Tümgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş tutuklandı. Sönmezateş'in ifadesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı almaya gittiğini itiraf ettiği öğrenildi.Sönmezateş'in "Ancak cemaatçilerin oynuna geldim" dediği ileri sürüldü. Sönmezateş'in savcılıkta "Eşime haber verin bana boşanma davası açsın. Çünkü ben büyük bir suç işledim. Çocuklarım soyisimlerini değiştirsin" dediği belirtildi.



Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ayrılmasının ardından, Marmaris'te konakladığı otele düzenlenen saldırıda helikopterden operasyonu yönettiği tespit edilen Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığında görevli Tümgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş, tutuklandı. Yoğun güvenlik önlemi altında Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde sağlık kontrolünden geçirilen Sönmezateş, daha sonra İzmir'deki cezaevine götürüldü.

HER ŞEYİ İTİRAF ETTİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kaldığı oteldeki saldırıyı koordine eden Tuğgeneral Gökhan Sönmezateş her şeyi itiraf etti. Darbe girişimin yaşandığı 15 Temmuz Cuma gecesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kaldığı otele yönelik yapılan saldırıyı koordine ettiği belirtilen Tuğgeneral Gökhan Sönmezateş'in ifadesinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı almaya gittiğini itiraf ettiği öğrenildi. O gece darbe yapmaya çalıştıklarını da kabul eden Sönmezateş'in "Ancak cemaatçilerin oynuna geldim" dediği ileri sürüldü. Darbe girişiminin yaşandığı gece Marmaris'te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ayrılmasının ardından kaldığı otele yönelik yapılan ve 2 polisin şehit olduğu baskının kilit ismi Tuğgeneral Gökhan Sönmezateş'in verdiği ifadenin ayrıntıları ortaya çıktı. Marmaris baskınıyla ilgili itiraflarda bulunan Sönmezateş "Darbe yapmak isteyen ekibin içinde bulundum. Marmaris'e Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı almaya gittik. Bunun suçunun da idam olduğunu biliyorum. Ancak kesinlikle cemaatçi değilim. Cemaatçiler tarafından kandırıldım" dedi.

'EŞİME HABER VERİN BANA BOŞANMA DAVASI AÇSIN'

Hayatı boyunca cemaatçilerin içinde bulunmadığını ileri süren Tuğgeneral Gökhan Sönmezateş'in savcılık yetkililerinden özel bir isteği de olduğu öğrenildi. Sönmezateş'in "Eşime haber verin bana boşanma davası açsın. Çünkü ben büyük bir suç işledim. Çocuklarım soyisimlerini değiştirsin" dediği belirtildi.

'SAĞ YA DA ÖLÜ ANKARA'YA GETİRİN' TALİMATINI VERMİŞTİ

Tuğgeneral Gökhan Sönmezateş, Marmaris'te Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın kaldığı otele baskına giden, 14'ü özel kuvvetler, 13'ü Arama Kurtarma Timi ve 2'si SAT komandosundan oluşan ekibe komuta etmişti. Sönmezateş'in Çiğli 2. Anajet Üssü'nde yaptığı konuşmada, "Ülkede şuanda bir darbe meydana geldi. Biz Genelkurmay'a bağlıyız. Orgeneral Hulusi Akar'ın emir ve talimatları doğrutusunda görev yapıyoruz. Marmaris'e bir otelde kalmakta olan Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı mümkünse sağ, son çare ölü olarak Ankara'ya getirin. Gerekirse ölün ama Cumhurbaşkanı'nı kesinlikle Ankara'ya götürün" dediği belirtilmişti.
           


Tutuklanan Tuğgeneral Gökhan Sönmezateş, dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu'na IŞİD operasyonları hakkında bilgi verirken...



AA

Yunanistan'a kaçan darbeci 8 askere Yunan mahkemesinden 2'şer ay hapis!

FETÖ darbe girişiminin ardından Yunanistan'a kaçan 8 darbeci asker, mahkemeye çıkarılmak üzere Yunanistan'ın Dedeağaç kenti adliyesine getirildi. Polis eşliğinde adliye binasına giren askerler yüzlerini kapatırken, ellerinin kelepçeli olduğu görüldü. Türkiye'nin iadesini talep ettiği 8 askere, ülkeye kaçak girmek suçundan 2'şer ay hapis cezası verildi.



Yoğun güvenlik önlemleri altında getirilen askerler, yasa dışı uçuş yapma ve ülkeye kaçak giriş suçlamalarından yargılanıyorlar. Askerler polis eşliğinde adliye binasına getirilirken, ellerinin kelepçeli olduğu görüldü. Bu sırada bir Türk vatandaşı Türk Bayrağı açarak askerlere "Hepiniz darbecisiniz. Katilsiniz!" diye bağırarak tepkisini gösterdi.

 


Askerlerin mahkemeye getirilmelerinden önce ise davaya müdahil olmak isteyen Türk avukatlar basına açıklamalarda bulundu. İstanbul Barosuna bağlı Hukukçular Derneği üyesi Ramazan Arıtürk, "Bu darbeci askerlere ilişkin çantamızda dosya var. Bunları mahkemeye sunacağız" şeklinde konuştu.

 


'KATİLLER SÜRÜSÜ'

Arıtürk, Yunanistan ve Türkiye'nin de taraf olduğu uluslararası sözleşmeler gereği bu askerlerin sığınma hakkı bulunmadığını belirterek, "Bunlar Cumhurbaşkanımızın Marmaris'te kaldığı otele baskın düzenleyen katiller sürüsü. Baskından sonuç alamayınca İstanbul'da sivil halkı katlettiler." ifadelerini kullandı.



İFADELERİNDE NE DEDİLER?

Bugün saat 12.05 başlayan sorguda, binbaşı Süleyman Büyük, Yüzbaşı Abdullah Yetik, Yüzbaşı Feridun Çoban ve bir başçavuşun sorgusu tamamlandı. Darbeci askerler ifadelerinde İstanbul Aksaray'a yaralıları almak üzere görevlendirildiklerini, ancak yerden ateş açılması üzerine birliklerine geri döndüklerini iddia etti.

Birliklerine döndükten sonra WhatsApp grubundan anlaşarak, bir helikopterle askeri birliklerinden ayrılıp saat gece 4 sıralarında birlikten ayrıldıklarını öne süren askerler, boş bir araziye inerek kendi aralarında ne yapacaklarına karar verip, Yunanistan'a gelme konusunda mutabakat sağladıklarını ifade etti.

 
Ayrıca, askerler ifadelerinde Bulgaristan yerine can güvenliklerinin daha emniyetli olacaklarını düşündükeri Yunanisan'ı tercih ettiklerini ve hava sahasına girdikten sonra sahte SOS vererek acil iniş yaptıklarını iddia etti.

HAKİM ISRARLA SORDU: DARBECİ DEĞİLSENİZ NEDEN KAÇTINIZ?

Hakimin, "Darbeye karışmadıysanız neden kaçtınız?" şeklinde ısrarlı sorularına ise askerler, tüm ordu mensuplarının canlarının tehlikede olduğunu düşündüklerini öne sürdü.

'CANIMIZ TEHLİKEDE. TÜRKİYE'YE DÖNMEK İSTEMİYORUZ'

Askerler Yunanistan'da kalmak istediklerini ve canlarının tehlikede olduğu gerekçesiyle Türkiye'ye geri dönmek istemediklerini kaydettiler.

KARAR: İKİŞER AY HAPİS

Dedeağaç Suçüstü Mahkemesi 8 darbeci askere ülkeye kaçak girmek suçundan 2'şer ay hapis cezası verdi.

Generalden cemaat itirafı: 10 yıl hizmet ettim!

Sivas 5'inci Piyade Er Eğitim Tugayı ve Garnizon Komutanı Tuğgeneral Fatih Celaleddin Sağır, cemaatle yakından ilgisi olduğunu itiraf etti. Sağır, "1988-1992 yılları arasında cemaatle yakın ilgim vardı. Bu süre zarfında evlere ve yurtlara gidiyordum, toplantılara katılıyordum. 10 yıl süreyle cemaate hizmet ettim" dedi.



Sağır, savcılıktaki ifadesinde, cemaatle yakından ilgisi olduğunu, zaman zaman yurtlara ve evlere gittiğini, seri toplantılara katıldığını söyledi. Fethullah Gülen cemaati ile yakın ilişkisi olduğunu anlatan Sağır, "1988-1992 yılları arasında cemaatle yakın ilgim vardı. Bu süre zarfında evlere ve yurtlara gidiyordum, toplantılara katılıyordum. 


10 yıl süreyle cemaate hizmet ettim. 2007 yılından sonra özellikle Balyoz ve Ergenekon operasyonlarının ardından uzaklaşmaya başladım. İlişkimi askıya aldım" dedi. Sağır, darbe girişimi ile ilgili emri saçma bulduğunu ve o nedenle uygulamadığını, bombalamalar karşısında çok üzgün olduğunu da söyledi.

5'inci Piyade Er Eğitim Tugayı ve Garnizon Komutanı Tuğgeneral Fatih Celaleddin Sağır, darbe girişiminin ardından gece geç saatlerde valilik binasına gelmiş ve geceyi Sivas Valisi Davut Gül ile geçirmişti. Darbe başarılı olsaydı Sivas Sıkı Yönetim Komutanı olarak atanacağı ortaya çıkan Sağır, sabah saatlerinde gözaltına alındıktan sonra çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.



İHA

Esenler'de tankla 5 kişiyi ezdiği belirtilen 3 asker tutuklandı!

Darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz günü TEM Otoyolu Esenler Mevkii'nde tankla 5 kişiyi ezerek öldürdüğü belirtilen 3 asker tutuklandı.



Askerler, olay günü Esenler İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından yakalanarak gözaltına alındı. Yüzbaşı Serdar Değirmendere, Astsubay Maksut Keleşoğlu, Uzman Çavuş İdris Yeter dün adliyeye sevk edildi. 3 asker çıkarıldıkları mahkeme tarafından tutuklandı.

İSTANBUL EMNİYETİ’Nİ KURTARMAYA GELDİKLERİNİ İDDİA ETTİ

Astsubay Maksut Keleşoğlu’nun Esenler İlçe Emniyet Müdürlüğü’ndeki ifadesinde, "Vatan Caddesi’nde bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne saldırı olduğu yönünde 66. Mekanize Piyade Tugayı 2. Tank Taburu Komutanı olan Yarbay Serbülent Eker’den bilgi geldi. Bu bilgi doğrultusunda İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nü kurtarmak için Topkule’de bulunan birliğimizden yola çıktık" dediği öğrenildi.

"AKRABALARIMDAN ASKERİ DARBE MESAJI GELDİ"

Astsubay Keleşoğlu’nun, "Askeri darbe yapıldığı yönünde yakınlarım cep telefonu mesajı attı. Ben mesajlara darbe olmadığını emniyet müdürlüğüne destek için geldiğimiz konusunda geri mesajlar attım" dediği belirtildi.

"YOLDAN ÇIKARAK ARAZİYE GİRDİĞİMİZİ SANDIM"

"Vatandaşların yolu kapattığını görünce kışlaya geri döndüğümüzü öğrendim" diyen Keleşoğlu’nun tankın yoldan çıkarak araziye girdiğini sandığını belirterek, "Bir ara tank hızlanıp yavaşlamaya başladı. Yoldan çıkarak araziye girdiğini sandım, çünkü tank aşırı sallanıyor ve zaman zaman yan yatıyordu. Daha sonra vatandaşlar tankın üzerine çıktı. Tankın kulesinde bulunan komutanımız Yüzbaşı Serdar Değirmendere’nin vatandaşlar tarafından darp edildikten sonra tankın içine indiğini gördüm" şeklinde konuştuğu kaydedildi.



Çağatay KENARLI/İSTANBUL, DHA

20 Tem 2016

Akar'ın yaveri Yarbay Levent Türkkan'ın son hali!

Anadolu Ajansı, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında gözaltına alınan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın yaveri Yarbay Levent Türkkan'ın son fotoğraflarını yayınladı.



Anadolu Ajansı, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında gözaltına alınan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın yaveri Yarbay Levent Türkkan'ın son fotoğraflarını yayınladı.



Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın yaveri Yarbay Levent Türkkan, savcılık ifadesinde, 'Ben paralel yapı üyesiyim.' diyerek, Fetullah Gülen'e yıllarca gönüllü olarak hizmet ettiğini, bugüne kadar cemaatteki abilerine itaat ettiğini, onlar tarafından verilen emirlere bugüne kadar harfiyen riayet ettiğini itiraf etmişti.
  

İŞTE YAVER TÜRKKAN'IN İFADELERİNİN TAM METNİ

Cemaatte irtibat halinde olduğu kişilerin Murat, Selahattin ve Adil kod adlı şahıslar olduğunu aktaran Türkkan, şöyle devam etti:

"Bunlardan Murat'ın evini biliyorum. Konya yolu civarındadır, gösterebilirim. Diğerlerinin ve tamamının ne iş yaptıklarını ayrıca adres ve açık kimlik bilgilerini bilmiyorum. Bu abilerle Murat'ın evinde ayda bir ya da iki ayda bir rutin görüşmelerimi yapıyordum. Ben bugüne kadar Fetullah Gülen cemaatinin vatan haini olduğuna hiçbir zaman inanmamıştım. Sadece onların Allah rızası için çalıştıklarını düşünüyordum. Ancak darbe teşebbüsü ve sonrasında ne olduklarını anladım. Bu yapı ve bu yapıya mensup olanlar için vatan haini tabiri az gelir. Artık biliyorum ki bu yapı mensupları cani ruhlu kişilerdir. Fetullah Gülen'i bizzat hiç görmedim ancak söylediklerim onun için de geçerlidir."

Bursa Karacabey'den fakir bir çiftçi ailesinden geldiğini anlatan Türkkan, babasının yevmiye karşılığı çalıştığını, 5 kardeşin en küçüğü olduğunu söyledi.

Fetullah Gülen cemaatiyle ilk defa ortaokul döneminde tanıştığını belirten Türkkan, şunları kaydetti:

"O tarihlerde Bursa Cumhuriyet Lisesi Ortaokul kısmında okuyordum. İyi ve geleceği parlak bir öğrenciydim. Ortaokulda cemaatin abileriyle tanışmıştım. O tarihte Serdar, Musa kod adlı üniversite öğrencisi abiler vardı. Ben lisenin resmi pansiyonunda kalıyordum. Bu abiler pansiyona gidip geliyorlardı. Ben ve benim gibilere namaz kıldırıyorlardı. Sonra beni kendi cemaat evlerine götürmeye başladılar. Ben 5 yaşından beri subay olmayı hayal ediyordum. Ailem de beni bu şekilde kanalize ediyordu. Benim bu idealim cemaatin ekmeğine tuz biber oldu. Benim subay olmak istememe çok memnun oldular. 1989 yılında Işıklar Askeri Lisesi'nin sınavlarına girdim. Sınavı kendi bilgilerimle kazanacağımdan emindim, cemaatteki abilerim de emindi. Fakat yine de bana sınav olmadan önceki gece yarısı getirip soruları verdiler. Soruları Serdar abi getirmişti. Elinde bilgisayar çıktısı şeklinde sorular vardı. Şıkların üzerine cevaplar işaretlenmişti. Zaten bildiğim şeylerdi. Okudum, ezberledim. Bursa merkezde bir cemaat evinde bana bu soruları verdiler. Soruları benden başkalarına da verdiklerini değerlendiriyorum. Ancak kime verdiklerini isim isim bilmiyorum. Yıllar sonra Serdar ve Musa abilerle irtibatım kalmadı. Aradan zaman geçtiği için onların kimliklerinin tespitine ilişkin bilgi de veremem. Fakat fotoğraflarını görsem tanıyabilirim.

ABİLER İMA İLA NAMAZ KILMAYI ÖĞRETMİŞLERDİ

Bu şekilde askeri lise sınavlarını kazandım. Hatırladığım kadarıyla yüz küsuruncu olmuştum. Dereceye giremedim. Çünkü hatırladığım kadarıyla kasıtlı olarak soruların tamamını bana göstermemişlerdi. Işıklar Askeri Lisesi'ndeyken Serdar ve Musa abilerle görüşmeye devam ettim. Ayda bir kez görüşüyorduk. Genelde hafta sonu geliyorduk, namaz kılıyorduk, sohbet ediyorduk, Fetullah Gülen'in kitaplarını okuyorduk. Abilerim bana deşifre olmamak için askeri lisede tuvalette abdest almayı ve ima ile namaz kılmayı öğretmişlerdi. İma ile namazı istediğimiz yerde kılıyorduk. Namazı zihnen düşünüp dualarını içimden okuyordum."

TEK GÖREVİNİZ İFŞA OLMAMAK

Herhangi bir siyasi kanala yönlendirilmediğini, şu an itibarıyla da kemikleşmiş herhangi bir siyasi görüşünün bulunmadığını aktaran Türkkan, "Genelde AKP'ye oy verdim. Sandığın başına gittiğimde oyumu o dönemin koşullarına göre kullandım. Askeri lisedeyken önce iki yıl Serdar abi, sonrasında da Musa abi benimle ilgilenmişti. Askeri lise döneminde cemaatten abilerim bana herhangi bir görev vermediler. Ben de cemaat adına herhangi bir faaliyette bulunmadım. Tek göreviniz ifşa olmamak diye öğretiyorladı." ifadesini kullandı.

CEMAATLE AYLIK GÖRÜŞMELER YAPTIM

Türkkan, 1993 yılında askeri liseyi bitirince sınavsız doğrudan Kara Harp Okuluna kayıt yaptırdığını, bu şekilde Ankara'ya geldiğini, birinci sınıfta cemaatle arasında bir kopukluk olduğunu belirterek, "Açıkçası o tarihte bir müddet ben de kendimi sorguladım. O tarihte kız arkadaşlarım vardı. Bu duruma cemaatten abiler kızıyorlardı." diye konuştu.

Kara Harp Okulunda cemaatle ilgili herhangi bir faaliyette bulunmadığını savunan Türkkan, İstanbul, Trabzon, Diyarbakır, Lefkoşa, Kızıltepe ve en son Ankara'da görev yaptığını, kıtalarda sürdürdüğü görevler sırasında cemaatle aylık görüşmeler yaptığını, bulunduğu yere göre cemaatte irtibatta olduğu ağabeylerinin sürekli değiştiğini anlattı.

Bağlı bulunduğu ağabeylerinin asker olmadığını, hepsinin üniversite mezunu olduğunu ifade eden Türkkan, bu kişilerin mesleklerini hiçbir zaman sorgulamadıklarını belirterek, bu kişilerin, kendilerine "Bize sormayın, işinize bakın, dersinizi okuyun." dediklerini aktardı.


Hep Gemelkurmay Başkanı Orgeneral Hulisi Akar'ın en yakınındaydı (Ortada)

İLAHİ BİR KİMLİĞİ OLDUĞUNA İNANIYORDUM

Lise ve harp okulu dışında görev yaptığı yerlerdeki ağabeylerinin isimlerini hatırlamadığını, bu kişilerin kod adı kullandığını ancak gördüğünde bunları simalarından tanıyabileceğini dile getiren Türkkan, darbe girişi olayına kadar cemaati "Allah rızasını gözeten bir yapı" olarak gördüğünü, Fetullah Gülen'in de "ilahi bir kimliğinin bulunduğuna inandığını" ileri sürdü.

NECDET ÖZEL'İ SÜREKLİ DİNLİYORDUM

Türkkan, 2011 yılında, şu anda emekli olan bir albayın, kendisini, dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel'e, emir subayı yardımcılığı için önerdiğini belirterek, 2011-2015'te Genelkurmay Başkanı Özel'in emir subayı yardımcısı olarak çalıştığını, emir subayı emekli olunca kendisinin emir subayı olduğunu kaydetti.

DİNLEME CİHAZINI KOYUYORDUM

Genelkurmay'da emir subayı olduktan sonra cemaat yapılanması adına kendisine verilen örgütsel görevleri de yerine getirmeye başladığını anlatan Türkkan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Genelkurmay Başkanı Necdet Özel paşayı dinleme cihazıyla sürekli dinliyordum. İki boğum parmak ucu kadar radyo diye tabir edilen dinleme cihazını her gün paşanın odasına herhangi bir yere koyup akşam da çıkarken alıyordum. Kendi hafızası vardı. 10-15 saat ses kaydı alabilecek kapasitesi vardı. Murat abiden önceki ismini hatırlamadığım Türk Telekom'da çalışan abi cihazı bana verdi. Cihazı evinde vermişti. Evi İncek'te Alacaatlı tarafındaydı. Gitsem evini bulabilirim. Bana dinleme cihazını verip paşanın sesini kaydetmem talimatını verdi. Bana 'Sadece bilgi amaçlı dinleyeceğiz, bir şey olmayacak' dedi. Ben de sorgulamadım, cihazı aldım. Paşanın sesini her gün kaydettim. İki, üç cihaz vardı. Haftada bir dolan cihazı cemaat abime götürüp veriyordum. Boş olanları alıyordum. Ben hiçbir zaman kaydettiğim sesleri dinlemedim. Nitekim benim o cihazları bağlayıp dinleyeceğim teçhizatım da yoktu. Arada sırada Genelkurmay Başkanının odasında dinleme cihazı araması yapılıyordu. Doğal olarak ben bu aramanın ne zaman yapılacağını bildiğim için cihazı koymuyordum. Dinleme cihazıyla ilgili herhangi bir olumsuzluk yaşamadım. Bana verilen görevi harfiyen yaptım."
 

Bir şehit cenazesinde Yarbay Levent Türkkan dönemin Başbakanı Davutoğlu'nun hemen arkasında...

Türkkan, "Necdet Özel paşa döneminde iki yıl Hulusi Akar paşa, iki yıl da Yaşar Güler paşa Genelkurmay 2. Başkanlığı görevini yürütmüşlerdi. Her ikisinin de emir subayı arkadaşım olan Binbaşı Mehmet Akkurt'tu. Mehmet Akkurt da Fetullah Gülen cemaatinin bir mensubudur. Ses kayıtlarını onunla birlikte yaptık. O da isimlerini belirttiğim Genelkurmay 2. Başkanlarının odasına dinleme cihazı yerleştiriyordu. Onun cemaat abisinin kim olduğunu bilmiyordum. Şu anda Mehmet Akkurt'un nerede olduğunu, gözaltında olup olmadığını bilmiyorum. Darbeye teşebbüs günü onun görevi Genelkurmay 2. Başkanını etkisiz hale getirmekti. Tahminen silahlı kuvvetlerde ne olup bittiğini bilmek için cemaat bu paşaları dinliyordu." dedi.

Levent Türkkan, "Ben, Genelkurmay Başkanı değiştiğinde, Hulusi Akar'ın emir subayı olduğumda ses kaydı işini bıraktım. Murat abi bana emir subayı olduktan sonra 'Dinleme cihazını sen bırakmayacaksın' dedi. Birkaç ay sonra öğrendim ki aynı işi Serhat ve soyadını bilmediğim Şener isimli başçavuşlara yaptırmışlar. Serhat ve Şener başçavuşların ikisi de Hulusi Akar paşanın emir astsubaylarıydı." ifadesini kullandı. Türkkan, şöyle devam etti:

"Cemaatte kesin bir şekilde gizlilik ve ketumiyet vardır. Herkes kendi abisini bilir, gider dersini yapar, namazını kılar, sohbetini yapar, kendi işiyle ilgili verilen görevleri yapar, fazlasını bilmez ve sormaz. Benim şahsi kanaatim 1990'lı yıllardan bu yana sınavla okullardan gelen ve orduya alınan subayların yüzde 60-70'i cemaatçidir. Genelde cemaatçi olan subaylar kurmay subaylardır. Bu benim cemaatçi olarak tahminim. Somut bir delilim yoktur. Kesin cemaatçi olduklarını bildiğim Binbaşı Mehmet Akkurt, başçavuşlar Serhat ve Şener, Yüzbaşı Serdar Tekin, konut astsubayı başçavuş Veysel Tokmak, korumalardan Başçavuş Ömer Gürsel Çetin, Abdullah Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Özel Kalem Müdürü Ramazan Gözel, diğer özel kalem Hüseyin Hakan Öcal, Genelkurmay Başkanı Başdanışmanı Kurmay Albay Orhan Yıkılkan, Cumhurbaşkanı başyaveri Albay Ali Yazıcı, Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Komutanı Muhsin Kutsi Barış, Genelkurmay 2. Başkanı eski koruması yüzbaşı Abdurrahim Aksoy, 2. Başkan Özel Kalem Müdürü Yarbay Bünyamin Tuner, onun yardımcısı binbaşı Recep, Personel Başkanlığında Şube Müdürü Albay Cemil, Korgeneral Mustafa Özsoy, Korgeneral Salih Ulusoy, Albay Muharrem Köse, personel dairesinde görevli Tuğgeneral Mehmet Partigöç adlı kişilerdir. Bunlar benim tahminime göre yüzde 99 cemaatçidir. Askerin içinde birini, diğerine abi olarak görevlendirmiyorlardı. Abilik, bizim gözümüzde cemaate bir üst görev değil, daha bilgili, kitap okuyan, dini bilgileri çok olan kişidir. Aynı zamanda görev verdiğini de gözardı etmemek gerekir. Örneğin ben, abilerin bana verdiği paşaları dinleme görevini yerine getirdim."

19 Tem 2016

Üzerinden iki tank geçti, ayağa kalktı!

Darbe karşıtı vatandaşın üzerinden bir tank geçti,yılmayıp kendini ikinci tankın önüne attı.



15 Temmuz Cuma gecesinin en çarpıcı görüntülerinden birini bir güvenlik kamerası kaydetti. Üsküdar'da bir cadde. Darbe karşıtı tek başına caddenin ortasında. Üzerine gelen tankın karşısına çıkıyor.. Ellerini kaldırarak ilerlemesine engel olmaya çalışıyor..Bunu başarmak için kendini tankın önüne bırakıveriyor. Tank aniden durduğunda direnişçi tankın altında. Çok kısa bir duraksamadan sonra yeniden ilerleyen tankın altından sapa sağlam çıkıyor; ayağa kalkıyor ; tereddüt etmeden ikinci tankın karşısına dikiliyor..

Darbe karşıtı yine ellerini kaldırıyor. Tankı durdurmaya çalışıyor ama bu tankı kullanan tereddütsüz ilerliyor. Kendini ikinci kez bir tankın önünde yere bırakan darbe karşıtı bu tankın da altında kalıyor ama bu kez ayağa kalkamıyor. Tank ilerledikten sonra başını yukarıya doğru kaldırdığı görülüyor. Belli ki yaşıyor, ama ayağa kalkamayacak derecede yaralı. Bu sırada caddede olaya tanık olanlar koşarak olay yerine geliyor. Yaralı olarak hastaneye kaldırıldığı söylenen bu kişinin kim olduğu ve sağlık durumuyla ilgili bilgiler şimdilik belirsiz. Ama onun bu görüntüleri 15 Temmuz darbesine direnişin en önemli kanıtı olarak kayda geçiyor.

 


DHA

TSK'dan 15 Temmuz açıklaması!

15 Temmuz darbe girişimi sonrası Türk Silahlı Kuvvetleri bugün detaylı bir açıklama yaptı. İlk istihbaratın kimden geldiği, nasıl harekete geçildiğine dair ayrıntılı ifadelerin yer aldığı 11 maddelik bir açıklamada "Bu zilleti ve rezaleti, Türkiye Cumhuriyeti Devletine, mazisi şan ve şerefle dolu Türk Silahlı Kuvvetlerine ve asil milletimize yaşatan alçaklar en ağır şekilde cezalandırılacaklardır." denildi.



TSK'nın internet sitesinden yayınladığı basın açıklaması şöyle;

"DARBE GİRİŞİMİ TAM ANLAMIYLA BASTIRILMIŞTIR"

15 Temmuz 2016 akşam saatlerinde Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde yuvalanan illegal çete mensubu terörist hainlerin (FETÖ) girişimleri 17 Temmuz 2016 günü saat 16:00 itibariyle bütün yurt genelinde tam anlamıyla bastırılmış ve Türk Silahlı Kuvvetleri birlik ve kurumlarının tamamında mutlak kontrol sağlanmıştır.
İlgili haber;Halka ateş etmeyen askerleri vurdular!

Her ne kadar bu darbe girişimi Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde başlatılmış olsa da, bunu yapmaya kalkışan hainlerin, halkımızın Peygamber ocağı olarak adlandırdığı Türk Silahlı Kuvvetlerinin, vatanını, milletini, bayrağını seven ezici çoğunluktaki mensuplarıyla kesinlikle hiçbir alakası yoktur.

İlgili haber;Cumhurbaşkanı'ndan idam açıklaması!

"İLK İSTİHBARAT 16:00'DA MİT'TEN GELDİ"

Bu kapsamda: 15 Temmuz 2016 Cuma günü saat 16:00 sularında Milli İstihbarat Teşkilatı tarafından verilen bilgi, Genelkurmay Karargahında;

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi AKAR, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki ÇOLAK ve Gnkur. II’nci Başkanı Orgeneral Yaşar GÜLER’in katılımıyla değerlendirilmiştir. Bu değerlendirmeye bağlı olarak;

İlgili haber;Genelkurmay'dan 15 Temmuz açıklaması!

Genelkurmay Başkanı tarafından;
(1) Silahlı Kuvvetler Komuta Harekat Merkezi Amiri Tuğgeneral İlhan KIRTIL aranarak, Türk hava sahasında ikinci bir emre kadar hiçbir askeri hava aracının (uçak, helikopter vs.) havalanmaması, havada bulunanaların derhal üslerine dönmesi,

(2) Kara Havacılık Komutanlığına gidilerek orada bulunan personel konuları ve hava araçlarının uçmaması dahil gereken her türlü tedbirin alınması,

(3) Etimesgut’taki Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Tümen Komutanlığına gidilerek tank ve zırhlı araçlar başta olmak üzere tüm araçların hareketlerinin durdurulması ve hiçbir şekilde dışarı çıkmamaları yönünde gereken tedbirlerin alınması emirlerini vermiştir.
İlgili haber;Dakika dakika darbe nasıl oldu!

Gnkur.II’nci Başkanı tarafından da; Gnkur.Bşk.nın emriyle Hava Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Merkezi aranmış ve Türk Hava Kuvvetlerine ait tüm hava araçlarının uçuşlarının durdurulması talimatı verilmiştir.

"EMİRLER ANINDA VE EN GENİŞ ŞEKİLDE İLETİLMİŞTİR"

Böylece, alınan bilgi doğrultusunda bu alçak ve sefil girişime karşı ilgili/sorumlu makamlara gerekli ikaz ve emirler anında ve en geniş şekliyle iletilmiştir.

Bünyemizde ur haline gelen, kendilerine emanet edilen ve düşmana karşı kullanılması gereken silahları devletimize, silah arkadaşlarına ve halkımıza karşı kullanmakta tereddüt dahi etmeyen illegal çete mensubu terörist hainler (FETÖ) tarafından ihanet belgesi olan sözde (2 numaralı) bildirinin Genelkurmay Başkanınca imzalanması ve televizyonda okunması yönünde kendisine tehdit ve zorlamada bulunulmuştur. Hainlerin bu talepleri Genelkurmay Başkanı tarafından hakaret içeren ifadelerle, hiddetle ve kesinlikle reddedilmiştir.

İlgili haber;Fetullah Gülen'den darbe açıklaması!

Bu kapsamda; yüksek siyasi liderlik, Türk Silahlı Kuvvetlerinin gerçek evlatlarının ve kahraman emniyet mensuplarımızın anında verdiği tepki ve asil milletimizin engin bir anlayış ve kahramanca karşı koymasıyla içimizde urlaşan cunta heveslisi illegal çete mensubu terörist hainler (FETÖ) ile kahramanca mücadele edilerek, bağrımızda beslediğimiz yılanlara alanda layık oldukları cevap verilmiştir.

"EN AĞIR ŞEKİLDE CEZALANDIRILACAKTIR"

Bu zilleti ve rezaleti, Türkiye Cumhuriyeti Devletine, mazisi şan ve şerefle dolu Türk Silahlı Kuvvetlerine ve asil milletimize yaşatan alçaklar en ağır şekilde cezalandırılacaklardır.

Bu nedenle Yüce Milletimizin asker elbisesi içerisine girmiş eli kanlı canilerden oluşan illegal çete mensubu bu terörist hainler (FETÖ) ile görevinin başında olan, ülkemizin bekası için, aynı zamanda BTÖ ile de canla başla mücadele eden Türk Silahlı Kuvvetlerinin kahraman ve fedakar mensuplarını çok iyi ayırt edecek şekilde davranışta bulunacağına inanıyoruz. Bunun da ülkemizin ve asil Milletimizin birlik, bütünlük ve güvenliği bakımından hayati önemi haiz olduğunun bilincindeyiz.

İlgili haber;Sofuoğlu: Hakan Şükür sakın Türkiye'ye gelme!

Bir kez daha, bu darbe girişimi esnasında demokrasi ve hukuk düzenine sahip çıkma adına şehit olan kahraman silah arkadaşlarımıza, kahraman emniyet mensuplarımıza ve içerisinde çok sayıda gencimizin de bulunduğu kadirşinas milletimizin kahraman evlatlarına Yüce Allah’tan rahmet, değerli aile fertleri ve yakınlarına başsağlığı ve sabır, bütün yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz.

Türk Silahlı Kuvvetleri en genç erinden en yüksek rütbeli general/amiraline kadar tüm personeliyle demokratik hukuk sistemi içerisinde Devletimizin ve yüce Milletimizin emrinde, görevinin başındadır.

Zafer, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, asil milletimizin yüksek değer ve hedeflerine inananlarındır.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.

İlgili haber;Whatsapp üzerinden darbe planı!

Halka ateş etmeyen askerleri vurdular!

Darbe girişimde görev alan askerlerin, ifadeleri kan dondurdu. 15 Temmuz gecesi İstanbul Büyükşehir Belediyesi önünde halka karşı ateş açma emrine uymayan bazı askerlerin darbeciler tarafından vurulduğu ortaya çıktı.



Hürriyet'ten Toygun Atilla
'nın edindiği bilgilere göre 15 Temmuz gecesi darbe girişiminde yer alan askerlerden bazıları şöyle ifade verdi:


İlgili haber;Beyaz Saray'dan flaş Fetullah Gülen açıklaması!


Metris Kışlası’nda görevli Piyade Uzman Çavuş Ö.E.: “Ömer Teğmen bize, ‘Toplumsal olaylarda polise destek amacıyla gideceğiz’ dedi Belediye binasının oraya gittik. İlk geldiğimizde kimse yoktu. Sonra kalabalık oluştu. Cihan Albay, Ziya Albay ve ismini bilmediğim yüzbaşı direkt insanlara uyarı yapmaksızın ateş ettiler.


İlgili haber;Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan idam açıklaması!


Bize, ‘Vatandaşlara silah sıkın’ şeklinde emir verdiler. Biz ateş etmedik. Emre itaat etmediğimiz için 2 askere ateş ettiler, yaraladılar. Polislerin geldiğini gördük. Askerlere, ‘Sakin olalım kimseye ateş etmeyelim’ dedim. Teslim olduk. Asla ateş etmedim. Diğer astsubaylar da ateş etmediler.”

YARBAY ATEŞE BAŞLADI

66. Mekanize Tugay’da görevli Uzman Çavuş Ö.A.: “Üsteğmen, ‘Bombalı eylem bilgisi geldi, polise destek için gideceğiz’ dedi. Vatan Caddesi’nde bulunan Emniyet’e gittikten sonra koordine edeceğimiz yere gideceğimiz söylendi. 3 araçlık konvoydaydık. 2 astsubay öğrencisi 5 asker toplam 9 kişi. Vardığımızda insan yığını ile karşılaştık. Bir yarbay ve bir emniyet görevlisi araca bindi. Halka, ‘Araçlarınızı ve kendinizi seviyorsanız. Buradan uzaklaşın’ dedi. Sonrasında havaya ateş etmeye başladı. Bana, ‘Silahını hazırla ve önündeki vince ateş et’ dedi. Bana operasyonun polislere destek operasyonu ve terör olayı olduğu söylenildi.


İlgili haber;Akın Öztürk darbeyi itirraf etti!


15 yıl terör bölgesinde görev yaptım. Durumu anlayınca kullandığım uçaksavarı kullanılmayacak hale getirdim. Bu silahtan bir adet bile ateş edilmedi. İnsanlar kalabalıklaştığından aracı hareket ettiremedik. Şoför asker, aracı insanlardan kaçıramadı. Emniyet müdürünün, ‘Aracı insanların üzerine sür’ dediğini duydum. Vatandaşlar aracın üzerine çıkıp yarbayı araçtan indirdiler. Yukarıdan gelen polislere ‘Ben ve askerlerim hiçbir şey yapmadık. Bizi güvenlikli bir yere çekin’ dedim. Kendi isteğimizle ben ve diğer askerler sırayla teslim olduk.”

İlgili haberler;Genelkurmay'dan 15 Temmuz açıklaması!
Dakika dakika darbeye nasıl girişmişler! 
Askerler: Biz tatbikat sanıyorduk! 
Whatsapp üzerinden darbeye girişmişler!