29 Nis 2016
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Tarihimizi 1919'dan başlatan tarih anlayışını reddediyorum!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde Kut-ül Amare zaferin 100. yılı programında konuştu. Cumhurbaşkanı konuşmasında ,'Milletimizin, medeniyetimizin binlerce yıllık tarihini, neredeyse 1919 yılından başlatan bir tarih anlayışını reddediyorum" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şu şekilde;
"Milletimizin, medeniyetimizin binlerce yıllık tarihini, neredeyse 1919 yılından başlatan bir tarih anlayışını reddediyorum. Her kim ki zaferleriyle ve yenilgileriyle son 200 yılımızı, hatta son 600 yılımızı soyutlayıp eski Türk tarihinden Cumhuriyete atlıyorsa biliniz ki o kişi milletimizin de devletimizin de hasmıdır.
'1. DÜNYA SAVAŞI VE KURTULUŞ SAVAŞI MİLLETİMİZİN ŞAHLANIŞIDIR'
Batı medeniyetinde Türk, belli bir kavmin adı değil tüm Müslümanları ifade eden bir isimdir. Dünyada 200 milyonun üzerinde bir varlığa sahip Türkçe konuşan toplumlar denince de akla önce bizim milletimiz gelir. Millet olarak temsil ettiğimiz bu geniş algının gerisindeki büyük mücadeleyi ve fedakarlıkları çok iyi görmek, çok iyi değerlendirmek ve idrak etmek mecburiyetindeyiz. Ülkemizde maalesef, nesillere bu büyük fotoğrafı gösterecek bir tarih anlayışı mevcut değil.
Tüm cepheleriyle Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı milletimizin kıyamıdır. Yani ayağa kalkışı, şahlanışıdır. Tarih kitaplarında bizim milletimiz için ne denir? Asker millet veya ordu millet ifadesi kullanılır. Çünkü biz gerektiğinde tüm fertleriyle inancı, vatanı, bayrağı, devleti uğruna savaşabilen, bunu göze alabilen bir milletiz. Yani bizim ordumuz sadece muvazzaf değildir. Ayrıca bizim bir de mobil ordumuz vardır. O da milletin ta kendisidir.
'RESMİ TARİHİMİZİ İNGİLİZLERİN İSTEDİĞİ GİBİ DÜZENLEDİK'
Maalesef biz resmi tarihimizi yıllarca tam da İngilizlerin istediği gibi düzenledik. Birinci Dünya Savaşı'nın her cephesinde, başta İngilizler olmak üzere düşmanlarımızın öfkeyle, dostlarımızın ümitle ama tüm dünyanın şaşkınlıkla takip ettiği bir mücadele ortaya koyduk. Ateşkes anlaşması imzalandığında Osmanlı ordusu tüm cephelerde savaşmaya devam ediyordu. Yani ortada çökmüş, bitmiş, teslim olmuş bir ordu, bir devlet yoktu. Bizim bu dönemde başımızı yakan, klasik sorunumuz olan cephede kazanıp masada kaybetme işidir, yani diplomasi eksikliğidir.
Böyle bir milletin tarihindeki zenginlikleri anlatmaya değil kitaplar, kütüphaneler bile yetmez. Bunu böyle görüyoruz. Ama biz ne yapmışız? Kendi tarihimizin üzerine kara bir örtü örtmeye çalışmışız. Kendi tarihimizi gömmeye çalışmışız. Kendimize ait olan pek çok başarıyı sanki bizimle ilgisi yokmuş gibi kısaca anlatıp geçenler veya hiç değinmeyenler, hem ecdadımıza saygısızlık hem de gelecek nesillere çok büyük kötülük yapmışlardır.
27 Nis 2016
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 'Laiklik' açıklaması!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'laiklik' açıklamasıyla çok konuşulan TBMM Başkanı İsmail Kahraman'la ilgili değerlendirmede bulundu. Erdoğan şöyle konuştu: Meclis başkanımız kendi kanaatlerini ortaya koymuştur, düşüncelerini ortaya koymuştur.Devlet tüm inanç gruplarına eşit mesafededir, laiklik budur.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hırvatistan Cumhurbaşkanı Kolinde Grabar Kitaroviç ile görüşmesinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Erdoğan basın toplantısındaki konuşmasında TBMM Başkanı’nın açıklamalarıyla ilgili olarak “Meclis başkanımız Anayasa tartışmaları bağlamında kendi kanaatlerini ortaya koymuştur, düşüncelerini ortaya koymuştur. Şahsımla ilgiliyse benim bu konudaki düşüncelerim bellidir. Kurucusu olduğum partimin de programında da bu zaten çok açık net yer almaktadır. Buradaki bütün gerçek şudur: Devlet tüm inanç gruplarına, inançlarını yaşama hususunda eşit mesafededir ve laiklik budur” dedi.
Enerji konusunda verimli bir görüşme olduğunu, terörle ilgili gelişmeleri, mülteciler konusunu değerlendirdiklerini söyleyen Erdoğan “Mültecilerle ilgili aktif rolümüz ortadadır” diye konuştu.
Görüşmede terörle mücadele konusunu da ele aldıklarını söyleyen Hırvatistan Cumhurbaşkanı Kolinde Grabar Kitaroviç de Türkiye’nin AB üyeliğini desteklediklerini belirterek, Türkiye’nin mülteci krizinde önemli bir rol oynadığını ifade etti.
5 Nis 2016
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 'vatandaşlıktan çıkarma' açıklaması!
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Belki biz bir ölüyoruz ama en az 10 da, 20 de, 30 da onlardan öldürüyoruz. Bu, bu şekilde devam ediyor. Terör örgütünün yandaşlarını devre dışı bırakmak için vatandaşlıktan çıkartma dahil gereken tüm önlemleri almakta kararlı olmalıyız. Bunlar bizim vatandaşımız dahi olamazlar.
Erdoğan, Avukatlar Günü dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde avukatlara hitap etti.
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
Adalet kavramının dolayısıyla hukuki çok önemli bir yeri var. Hukuk sisteminin en önemli unsurlarından biri olan avukatlık müessesi ne kadar itibarlı ve ilkeli olursa adalete o kadar katkıda bulunacaktır. Kimse size itibar vermez, güç vermez. Bunu eğitiminizle mesleki kabileyetlerinizle, dayanışmanızla, duruşunuzla sağlayacak olan sizsiniz. Her meslekte olduğu gibi avukatlar arasında da bu sıfatı istismar ederek başka emeller peşinde koşanlar olduğu gibi olacaktır.
'NEYMİŞ, AKADEMİSYENLER TUTUKSUZ YARGILANSINLARMIŞ'
Başbakan Davutoğlu, tutuklu akademisyenlere ilişkin bir açıklamasında 'Tutuksuz yargılanmalarından yanayım' demişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise konuşmasında şu ifadeleri kullandı
Avukatlık bürosu adı altında terör örgütünün birimi olarak çalışan sözde avukatların bulunduğunu biliyoruz. Hiç şüphemiz yok. Aynı durum gazeteci kimliği, akademisyen kimliği, doktor, öğretmen kimliği taşıyanlar için de geçerlidir. Şüpheniz var mı? Son zamanlarda efendim işte neymiş, akademisyenler tutuksuz yargılansınmış. Suçluysa, yardım ettiyse tutuklu yargılanacak. Diğerinden onun ne farkı var? Avukatlar, hukukun üstünlüğünü sağlama, adeletin tecellisini yardımcı olma misyonları, bu fotoğrafın içine hiç yakışmıyor. Bizim ülkemizde avukatlar geleneksel olarak toplum lideri, halkın hislerininin tercümanı görevini gören konumu vardır.
Sizleri toplumsal hayatın her yanında görmek istediğimi özellikle belirtmek istiyorum. Merhamet ve adalet o kadar önemli ki biz merhamet ve adalet peygamberinin izinden giden bir milletiz.
Avukatlarımızın çözüm bekleyen sorunları mutlaka vardır.
Benim de danışmanlarımın ağırlıklı kısmını hukukçular teşkil ediyor. Büyük oranda hukukçu arkadaşlarımdan, akademisyen hukukçular, gerekse avukatlardan oluşan arkadaşlarım, onlardan oluşan bir ekibim var. Buradaki çalışmaların temelini de onun olşuturduğuna inanıyorum. Bugün Türkiye’nin başına musallat olan sorunların ortak noktası bu milletin coğrafyasıyla, geçmişiyle...
Ülkemiz uzun süre farklı isim ve görüntüler altında faaliyet gösteren, vesayet odaklarının altında duran, milletimizin inancını hedef aldılar, başaramadılar, siyaset ve toplum mühendisliği projeleriyle hapsetmeye çalıştılar, istediklerini elde edemediler. Mezhep farklılıkları üzerinden kurgulara giriştiler, sonuç alamadılar. Hepsi sonuçsuz kalınca 2013’ten itibaren yeni olayları devreye soktular.
Gezi olayları üzerinden şahsıma ve hükümete muhalif olan herkesi mobilize ederek sosyal bir kaos çıkarmayı denediler. Başlangıçta kullanılan kavramların çekiciliğine kapılarak bu işe sempatiyle bakanlar bile, mesele Gezi parkı değil, sen hala anlamadın mı şifresini duyunca…
Bölücü terör örgütü temmuz ayında eylemlere başladığında örgütün zekasını aşan bir planlamasının olduğunu gördüm. Şehit olan güvenlik güçlerimiz olmasa terör örgütünün eylemleri bizim için Gezi olaylarından daha büyük bir tehdit değil.
'ÖNCE HEPSİ BANA SALDIRIYORDU. SONRA...'
Orası (ABD) özgürlükler ülkesi. Ama kısa süre önce aynı yerde Obama’ya ölüm tehdidi gönderen birisi 3 yıla mahkum oluyor. Özgürlükler ülkesi ya şu anda içeride. Bizde tweetten filan mahkum olanı görmedim. Sadece olsa olsa tazminat alıyoruz. Onu da ben almıyorum zaten avukat arkadaşlara 'bildiğiniz gibi yapın' diyorum.
Son seyahat. Brookings Enstitüsü'nde konuşmam var, malum yapılar gelmiş. 100-150 kişiler. Hayatta biraraya gelemeyecekler orada; PKK, PYD, ASALA, paralel devlet yapılanması ve Atatürkçü Düşünce Kuruluşu da orada. Kimisi YPG'nin paçavrasını sallıyor, paralel yapı temsilcisi orada. Önce hepsi bana saldırıyordu. Biraz sonra Atatürkçü Düşünce Kuruluşu'ndan birileri onlara saldırdı. Onlar birbirine girdi.
OBAMA'YA ÖLÜM TEHDİDİNE 3 YIL HAPİS
Öbür tarafta bizi destekleyen bir grup. Bağırdıkları kim Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı. Tablo açık ve net ortada. Kimler, kime, karşı nerede bir araya geliyor? Güvenlik güçlerinin müdahalesi söz konusu değil. Orası özgürlükler ülkesi. Obama'ya Twitter'dan ölüm tehdidi gönderen birisi 3 yıla mahkum oluyor. Özgürlükler ülkesi ya. Bana onca ölüm tehditleri oluyor, alsak alsak tazminat alıyoruz.
Kuzu postuna bürünmüş sırtlanlar terör örgütüne hizmet ediyorlar. Devletine milletine ihanet eden kimseyi sırtımızda taşımak zorunda değiliz. Şehitlerimiz oluyor. Ciğerimiz dağlanıyor. Gün geliyor bizler de anneler gibi mahzun hale düşüyoruz. Ama şunu biliyoruz bu araziler tapu kadastrosundaki yerler değildir. Bu topraklar şüheda kanıyla ıslanınca vatan olur.
'VATANDAŞIMIZ DAHİ OLAMAZLAR'
Belki biz bir ölüyoruz ama en az 10 da, 20 de, 30 da onlardan öldürüyoruz. Bu, bu şekilde devam ediyor. Terör örgütünün yandaşlarını devre dışı bırakmak için vatandaşlıktan çıkartma dahil gereken tüm önlemleri almakta kararlı olmalıyız. Bunlar bizim vatandaşımız dahi olamazlar." bit.ly/1oyokck
21 Mar 2016
Erdoğan: Seferberlik çağrısı yapıyorum!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul'da "5 bin köye, 5 bin orman eylem planı" etkinliğine katıldı. Erdoğan burada yaptığı konuşmada 'Çanakkale Zaferi gibi Kurtuluş Savaşı gibi bugün seferberlik çağrısı yapıyorum' dedi...
Erdoğan'ın törendeki konuşmasının satır başları şöyle:
Bugün yeni gün anlamına gelen Nevruz yani bahar bayramını da burada kutluyoruz. Nevruz coğrafyada tabiata duyulan sevginin ifadesi olan bir bayramdır.
NEVRUZU KAN DÖKMEK OLARAK TELAKKİ EDENLERİ LANETLİYORUM
(Şehitler ölmez vatan bölünmez sloganları sonrası ) Şehitler ölmez, onlar diridirler. Nevruzu bayram olarak değil kan dökmek olarak telakki edenleri de huzurlarınızda ayrıca lanetliyorum. İşte buyurun biz burada bir bayram kutluyoruz. 5 bin köye 5 bin gelir getirici orman kurulması projesini nevruz bayramında başlatıyoruz.
Türkiye bir süredir tarihinin en kanlı terör saldırısı dalgalarından birisiyle karşı karşıya. Geçtiğimiz Temmuz ayından itibaren PKK ve DAİŞ gibi örgütler saldırılarıyla ülkemizi hedef almaktadır. Terörle mücadele eden güvenlik güçlerinden verdiğimiz şehitlerin ve canlı bomba saldırılarında kaybettiklerimizin acısını derinden hissediyoruz.
BİZ KORKUYU KORKUTANLARDAN OLACAĞIZ
Bir yandan acımızı yaşar terörle mücadelemizi kesintisiz şekilde sürdürürken hedeflerimizden kopmuyoruz.
Devlet ve millet olarak bu terör musibetinin üzerinden mutlaka geleceğiz. Bize korkmak yaraşmaz, korkmak yakışmaz, biz korkuyu korkutanlardan olacağız.
Milletimiz 1000 yıldır bu topraklarda bölücü terör örgütü gibi nice saldırının üstesinden geldi. Allah'ın izniyle bu tehdidin üzerinden geliriz.
YENİ BİR SEFERBERLİK ÇAĞRISI YAPIYORUM
Biz de yeni mücadele yöntemleri geliştirerek netice alacağımıza inanıyoruz. Yeter ki siz birliğinizi beraberliğinizi güçlü tutun bundan taviz vermeyin. Terörün en büyük panzeihiri işte budur. Bugüne kadar milletle savaşıp başarılı olan terör örgütü yoktur ve olamazlar da. Teröre karşı bu örgütler vasıtasıyla ülkemizi terbiye etmeye çalışanlara karşı Malazgirt Ruhuyla, Anadolu Selçuklu ruhuyla, Osmanlı çınarının azametiyle Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı'nın azmiyle yeni bir seferberlik çağrısı yapıyorum.
Terör örgütlerinin üzerine tüm gücümüzlegitmeye devam edeceğiz. Türkiye'nin mücadelesi sadece terörle ve teröristle değildir. Biz ayrıca yalan yanlış gerekçelerle onları destekleyen güçlerle de mücadele ediyoruz.
İnsan hakları ve özgürlükleri batı bize dayattığı için değil milletimiz buna layık olduğu içi bunları hayata geçiriyoruz. Kardeşlerim her zaman söylüyorum biz sadece Allah'ın huzurunda rükuda eğiliriz, başka türlü eğilmek bize yakışmaz.
İşte Avrupa Birliği Türkiye ile görüşme yapacak. Başbakanımız oraya gidecek ve gittiği günün öncesinde toplantının yapılacağı binanın arka tarafında bölücü terör örgütü çadırlarını kuruyor ve oraya da paçavralarını asıyor. Bu AB ki PKK'yı terör örgütü olarak ilan etmiş durumda. Nasıl oluyor da sen böyle bir terör örgütüne böyle çadır kurduruyorsun? Bu samimiyet mi dürüstlük mü?
Bizim için aslolan Türk milletinin ta kendisidir.
Batı eli kanlı teröristleri cici çocuklar gibi göstermek için adeta seferberlik yapıyor.
SURİYE İÇİN UÇUŞA YASAK BÖLGE İSTEDİK
Suriye için gelin uçuşa yasak bölge ilan edelim dedik. Suriyeli kardeşlerimizi buraya yerleştirelim dedim. Orada konutlar inşaa edelim şehir kuralım dedik ve buranın güvneliğini de uçuşa yasak bölge ilan ederek koalisyon güçleri tesis etsin dedik. Suriye'de uçuşa yasak bölge ve terörden arındırılmış bölge teklifimizi kabul etmeyen herkes iki yüzlüdür, riyakardır.
Biz inancımıza ve kültürümüze uygun bir şekilde mağdurların elinden tutmaya devam edeceğiz. Avrupa varsın özeleştirisini kendisi yapsın. Bizim burada yapacak çok işimiz var. Orman ve su işleri bakanlığımızın gündeminde yer alan konuların hepsi çok önemli.
Dünyadaki tüm madurları gölgesi altında toplayan ulu devlet çınarımız bugün genç bir bedende Türkiye Cumhuriyeti adı altında yaşamını sürdürüyor. Bunun için Çınar ağacı görevimizi hatırlatmak bakımından varlığını sürdürüyor. Bakanlığımız isabetli bir kararla 2016 yılını çınar yılı olarak ilan etti. Bundan dolayı kendilerini kutluyorum.
Bugün başlatacağımız bir diğer önemli proje 5 bin köye 5 bin gelir getirici orman projesi. Balık vermek değil aslolan balık tutmasını öğretmek. Türkiye dünyada orman varlığını arttıran az sayıda ülkeden birisi. Orman varlığımızı 22 milyon hektera yükselttik. Başarılı çalışmalar BM ve OECD'nin dikaktini çekti.
3.5 MİLYAR FİDANI TOPRAKLA BULUŞTURDUK
Bugüne kadar 3.5 milyar fidanı toprakla buluşturduk. Bir takım çevreler ısrarla bize ağaç düşmanlığıyla bizi itham edebiliyorlar. Dün İstanbul Gezi Parkı'nda Ankara ODTÜ alanında kaos çıkarmak istmeişlerdi bugün Artvin'de aynı niyetle harekete geçtiler. Halbuki ağaç noktasında ülkemizin başarısı ortadadır.
Gönülleri mühürlenmiş kişiler bazı gerçekleri görmüyor.
bal üretimiyle alakalı bu konuda ülkemiz dünyada 6. sıradan ikinci sıraya yükseldi. Su konusuna gelince. Hayatımızın ayrılmaz parçasıdır. 1992 yılında İstanbul susuzdu. Hani o küvetlere su dolrduğumuz günleri hatırlayın; bidonlarla suları alıp banyolara doldurduğumuz günleri hatırlayın.
Biz 180 km'den Istranca dağlarından dağları delerek İstanbul'a suyu ulaştırdık. Ve İstanbul'un su ihtiyacını giderdik. Su var temizlik var su yok kirlilik var.
Türkiye'nin en yüksek barajı Yusufeli Barajı'nı Çoruk Nehri üzerinde inşaa ediyoruz. Orada şimdi yep yeni denize nazır bir şehir inşaa ediyoruz. Ilısu Barajı'nın inşaatı sürüyor. Bunu engellemek için bölücü örgüt neler yaptı neler. Bunların benim Kürt kardeşlerimi sevmek gibi bir derdi yok.
Gençler şunları unutmayalım ülkemiz sulama alanlarının artmasıyla dünyada 7. sıraya yükseldi. Çiftçilerimize yılda 14 milyar lira gelir sağlanacak.
28 Şub 2016
Erdoğan: AYM'nin kararına saygı duymuyorum!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül'ün AYM kararıyla tahliye edilmesi hakkında konuştu: Ben Anayasa Mahkemesi'nin kararına sadece sessiz kalırım. Kabul etmek durumunda da değilim. Karara uymuyorum, saygı da duymuyorum.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fildişi Sahili ziyareti öncesinde Atatürk Havalimanı’nda gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Can Dündar ve Erdem Gül’ün Anayasa Mahkemesi’nin kararıyla tahliye edilmesi hakkındaki soruya cevap verdi:
"Bu olayın ifade özgürlüğüyle uzaktan yakından alakası yoktur. Bu bir casusluk davasıdır. Bazı gerçekleri çok açık net görmeliyiz. Bana göre medyanın sınırsız özgürlüğü olamaz, dünyanın hiçbir yerinde de yoktur. Bu haberlerde bu ülkenin şu anki cumhurbaşkanına saldırı vardır.
Ben Anayasa Mahkemesi’nin kararına sadece sessiz kalırım. Kabul etmek durumunda da değilim. Karara uymuyorum, saygı da duymuyorum. Bu bir beraat değil, tahliye kararıdır. Onlarla ilgili mahkeme kararında direnebilirdi. O zaman Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karar boşa çıkacak, ya da tahliye edilen kişiler AİHM’e gidecekti.
Tayyip Erdoğan olarak şahsım, ifade ve düşünce özgürlüğünün sonuna kadar yanındayım. Ama ifade ve düşünce özgürlüğü maskesi altında, evet, bu ülkenin adına veya bu ülkeye saldırı hakkının da kimseye tanınmasına taraftar değilim. Çünkü bu bir casusluktur.
Bizim 13-14 yıllık iktidarlarımız, medyanın fikir ve düşünce özgürlüğü noktasında en ideal noktaya ulaştıkları dönemlerdir. Bizim dönemlerimiz, basın mensuplarının sürekli cezaevlerine doldurulduğu bir dönem değildir. Eğer yazılı ve görsel medya bu konuda samimi ise açsınlar bütün o künyelere baksınlar. Yüzlerce basın mensubunun cezaevlerine tıkıldığı dönemler bizden önceki dönemlerdir. Ve bizden önceki dönemlerde cezaevlerindeki bu yüzlerce insan acaba oralarda hangi suçlardan dolayı yatıyorlardı. Ve bizim iktidarımızda bunlar cezaevlerinden çıkmışlardır. Biz önlerini açtık. Biz yaptığımız yasal düzenlemelerle önlerini açtık."
Tutuksuz yargılanacaklar
Anayasa Mahkemesi, 92 gündür tutuklu olan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül'ün, "kişi hürriyeti ve güvenliği haklarının ihlâl edildiğine" 25 Şubat'ta karar vermişti. Kararın ardından iki gazeteci Silivri Cezaevi'nden tahliye edildi.
İki gazeteci, "MİT tırları" soruşturması kapsamında İstanbul Nöbetçi 7. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından 26 Kasım 2015'te tutuklanarak Silivri Cezaevi'ne gönderilmişti. Mahkeme tutuklama gerekçelerini şu şekilde sıralamıştı: "Silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım etme", "Devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal ve askeri casusluk maksadıyla temin etme" ve "Devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklama."
Dündar ve Gül, bu suçlamalarla tutuksuz yargılanmaya devam edecek. Haklarında bir kez ağırlaştırılmış müebbet, bir kez müebbet ve 30 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
‘YPG koridorunu birileri destekliyor’
Suriye'nin üçe bölüneceği iddialarına ilişkin soruya cevap veren Erdoğan, şöyle konuştu:
“Bu bölünmeyle ilgili endişeler şu anda herkeste var. Bu aynı şekilde bizde de var. Niye? Çünkü PYD ve YPG'nin kuzeyde sağlamak istediği koridoru birileri destekliyor. Bu destekleyenlerin kimler olduğunu sizler de bizler de takip ediyoruz. Biz Türkiye olarak Suriye'nin kuzeyinde böyle bir koridorun oluşmasına imkan veremeyeceğimizi daha önce söyledik ve bu konuda da üzerimize düşen neyse, bunu yapacağımızı da söyledik. Çünkü orada oluşacak böyle bir terörist örgütlerin koridoru, bizim için her an bir sıkıntıdır, tehlikedir. Buna fırsat veremeyeceğimizi tüm dostlarımıza söyledik. Özellikle koalisyon güçleriyle bunu paylaştık, paylaşmaya devam edeceğiz.”
'Bunlar milletten korkuyor'
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın yeni anayasa ve başkanlık sistemi için ayrı iki referandum yapılabileceği yönündeki açıklaması hakkında da konuştu:
“Bunun kararını parlamento verecektir. Referandum için 330 reye ihtiyaç var. Şu anda gördüğümüz kadarıyla yeni anayasa çalışması sıkıntıya uğramış vaziyette. Bu komisyon iş görür ya da görmez; tek başına iktidar partisi dahi kendisi önergesini hazırlar, parlamentoya sunar, parlamento da tavrını ortaya koyar. 330’u yakalarsa millete gidilir. Atatürkçüyseniz millete gidelim. ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletin.’ Bunlar milletten dahi korkuyorlar. Onun için bunlar kolay kolay millete gidemez.”
19 Şub 2016
Erdoğan'dan flaş açıklamalar!
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Ankara'da meydana gelen bombalı saldırı, terörle mücadele, Amerika ve Rusya'nın tutumu, aydınlar bildirisiyle ilgili flaş açıklamalar geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan İstanbul Ataşehir Camii'nde Cuma namazı sonrası açıklamalarda bulundu.
İşte Erdoğan'ın açıklamalarının satır başları:
CANLI BOMBA KESİNLİKLE YPG'DİR
Bu gözaltına alınan 14 kişiden, bu sayı artabilir de, şu anda üzerinde inceleme yapıldığı 2 isim dün 3'e çıktı. Belki 1-2 artış da olabilir ama aktif rol oynayanlar bunlar. YPG işin faili kesin. Ne kadar üstlenmeseler de aktif rol oynayan YPG. Şu anda yargı farklı bir yere gider mi, gitmez mi savcılarımız onlarla da gerekli görüşmeleri yaptık. Müttefiklerimizin bizi anlamaması dikkat çekicidir. PKK'yı AB ve ABD terör örgütü olarak ilan etmiştir ama şu olayda dahi adını vermeden terör örgütü olarak geçiştirmektedirler. Bizim yanımızdasın da niçin PYD'yi, YPJ'yi neden hala terör örgütü ilan etmiyorsun.
AYDIN GEÇİNEN MÜSVEDDELER
Yine aydın geçinen müsveddeler çıktı. Bunların yanında yer alıyor. Benim ülkemde bunun karşısında halkım yer almalı. Birkaç kitabı olan, herhangi bir yerden profesörlük unvanı alan bir kişiye aydın denmez. Bu aydın geçinenler nasıl bildiri yayınlıyorlar. Siz benim yanımda olsanız ne yazar, olmasanız ne yazar. Ben milletimle yanayım. Ama bunların milletin geleceği ile derdi yok. Bu adamların bu ülkede dikili bir taşı bile yok. Siz bu ülkede vatansever bir nesil yetiştirmediniz. Siz öğrencilerin eline silah verip üniversitelerimizi kan gölüne çevirdiniz, şimdi aynı şeyleri yapamadığınız için kuduruyorsunuz. Şehitlerimiz var, canımız yanıyor ama sonuna kadar da bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Ülkemizi selamete kavuşturacağız.
BU AKŞAM OBAMA İLE GÖRÜŞECEĞİM
Bu akşam saat 17.00'de Amerikan Başkanı Sayın Obama ile görüşeceğim. Bakın silah yardımı yapıyorsunuz o silahların yarısı DAİŞ'e gitti yarısı YPG'ye gitti. Bu silhlar oradaki siviller için patladı. Burada kimse kendisini temize çekebilir mi?
RUSYA KATİL ESAD İLE ORTAK OLDU
Aynı şeye Rusya ortak oldu. Katil Esad ile ortak oldu. YPG'ye alan açıyor. O alanlara YPG'leri yerleştirerek güneyimizde bir koridor oluşturulması derdinde.
Azez'de yaşananlar buna yöneliktir. Türkiye olarak biz sınırlarımızda böyle gayri meşru bir oluşumu tribünden izlemeyeceğiz.
(HDP) SUÇ ÜSTÜ YAKALANMIŞLARDIR
Ortaya bir gerçek çıkıyor. Parlamentoda 4 parti var. 3 parti ülkemizdeki hainlere karşı ve son Ankara olayındaki ihanet karşısında birliktelik sağlıyor bir bildiri yayımlıyorlar. Ama terör örgütünün parlamentodaki temsilcisi konumundaki parti buna imza atmıyor. Şu anda bunlar suç üstü yakalanmıştır. Biz dağın parlanetodaki temsilcisiyiz demektedir. Milletimizin bunları iyi tanıması lazım. Ama bu 200 aydının da gözleri var görmüyor, kulakları var duymuyor.
ERDOĞAN'DAN BAŞDANIŞMANININ SÖZLERİN TEPKİ
Gazeteciler Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın danışmanlarından Şeref Malkoç'un 'PYD'yi ve YPG'yi terör örgütü olarak tanımayan Amerika'ya karşı alınabilecek önlemler arasında İncirlik'i kapatmak da olabilir' sözleri hatırlatıldı.
Erdoğan 'Benim bu ifadelerden haberim yok. Kendisinin böyle bir açıklama yapması doğru değil' diye konuştu.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)