ANASAYFA       SONDAKİKA       GÜNDEM       MAGAZİN       SİYASET      

31 Tem 2016

Hainlerdeki 1 dolarlar özel bir gerilla tekniği!

Darbecilerin kalkışmada “sıfır silahları” tercih etmelerinin ve 1 dolar kullanmalarının sırrı çözüldü. Terör uzmanı Abdullah Ağar, önce silah depolarına atamalarla hakimiyet sağlandığını ve bundan faydalanılarak sıfır silahlara ulaşıldığını söyledi.

Türkiye gazetesinden Sinem Erciyas'ın haberine göre Ağar şu bilgileri verdi: “Darbecinin gücüyle darbenin hedefleri arasında büyük bir tutarsızlık var. Bu dengesizliği ortadan kaldırabilmek için TSK’nın sinir sistemini ele geçirmeye çalışıyorlar. Bu noktada kendi elemanları, kritik noktalardaki silahları bir şekilde kullanmak için Personel Daire Başkanlıkları, İstihbarat Daire Başkanlıkları üzerinden kendi adamlarının atanmasını sağlayarak bu alanlardaki tasarrufları kullanmaya çalışmış. O yüzden sıfır silahların olduğu depoları bir şekilde kullanmak için o atamaları yapmışlar, temel sebep bu. Çünkü baskın tarzında bir darbe girişimi var. Böyle göstere göstere silahları kuşatayım tarzında bir darbe girişimi ile karşı karşıya değil Türkiye. Baskıdan kasıt şu beklemediğiniz yerde, beklemediğiniz zamanda, beklemediğiniz şekilde yapılan düşmanca bir saldırı. Bunun etkisinden faydalanmaya çalışmışlar.

GERİLLA TEKNİĞİ

”Darbecilerin üzerinden çıkan 1 dolarlarla ilgili olarak da Ağar, “Bu teröristlerin kullanmış olduğu bir gerilla tekniği. Asıl bir liste var, bizim hiçbir zaman görmediğimiz bu listenin sahaya yansıması. Yani sahada iki tane darbeci karşı karşıya geldiği zaman hangisi daha üst, hangisi emir komuta yapabilir, hangisi hangi alanda sorumlu, bunları belirleyen bir şey bu. Bu gayrinizami bir harp tekniği” dedi.

FETÖ'nün son kalesi: C grubu!

FETÖ'nün kendisini açığa vurmamış, 'C grubu' olarak adlandırılan üyelerinin peşine düşüldü.

FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişiminin ardından istihbarat birimlerinde yeniden yapılandırma ve etkinliği artırma çalışmalarına başlandı. İşte detaylar:

ÇEKİRDEK KADRO

Gazete Habertürk
'ten Bülent Aydemir'in haberine göre; MİT’te çekirdek, güvenilir bir kadro kurulacak. Bu çekirdek kadro, yeni istihbarat elemanları yetiştirecek. Bunun zaman alacağı ifade ediliyor. FETÖ’cülerin istihbarat birimlerine sızmış ve kendisini gizlemiş olma ihtimaline karşı da önlemler alınıyor.

GENELKURMAY VE JANDARMA

MİT’in yanı sıra Genelkurmay ve Jandarma İstihbarat da yeniden yapılandırılacak. Geçmişte Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı görevinde bulunmuş olan Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Yaşar Güler, bu yapılandırmada aktif rol üstlenecek. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, MİT’in yanı sıra Jandarma ve Genelkurmay İstihbarat’tan da bilgi alacak.

HEDEF C GRUBU FETÖ’CÜLER

FETÖ’nün darbe girişimine katılan A grubu üyeleri dışında, münferit eylemler ve suikastlar düzenleyebilme ihtimali olan B grubu üyeleriyle birlikte, ‘C’ olarak adlandırılan ve kendilerini kurumlarda gizleyen bir grubunun da olduğu belirtiliyor. Yüzde 75’i deşifre olan FETÖ’cülerin yüzde 25’lik bu grubunun, kendileri dışındaki, tehdit olarak gördükleri isimleri kamudan tasfiye etme gibi bir görevleri de bulunuyor. İstihbarattaki yapılanmadaki amaç, bu isimlerin de ortaya çıkarılıp tasfiye edilmesi.

TEK MERKEZE

MİT bünyesindeki İstihbarat Koordinasyon Kurulu ile Müşterek İstihbarat Koordinasyon Merkezi (MİKM) daha aktif çalıştırılacak. Diğer birimlerin de toplayacağı istihbaratın gözden geçirilmesi ve tek birimde analiz edilmesi söz konusu. İstihbaratın paylaşımı ve insan kaynağıyla analiz edilmesi, bunun etkin şekilde paylaşımı ve ilgili birimlere raporlanması konusunda sıkıntı yaşanıyor. Tüm kurumlar istihbaratı topladıktan sonra bunları check edecek bir mekanizma kurulması planlanıyor.

ANALİZCİ HARİTA UZMANI

Teknik, elektronik istihbaratı ve görüntü paylaşımını analiz edecek, haritalandırmayı yapıp analiz edecek yeni istihbarat elemanları yetiştirilecek. Bu paylaşımın altyapısı kurulacak. Kurumsal kapasiteyi artıracak tedbirler alınacak. Örneğin Harita Genel Komutanlığı’ndan gelen haritanın analizi, paylaşımı nasıl olacak, bunlar belirlenecek. Data geliyor ancak eleman kaynağı açısından bunların yorumlanması ve analizinde sıkıntılar yaşanıyor.

BİRİMLER KURULACAK

İstihbarat analizi yapacak kurumların ihtiyaçlarını karşılayacak akademik düzeyde eğitim veren ve istihbaratçı yetiştiren birimler kurulacak. Zira bütün kurumların istihbarat ihtiyacı var. MİT bünyesinde iç istihbaratla, dış istihbarat ayrılamamıştı; bununla ilgili çalışmalar hızlandırılacak.

TAKTİK HAREKÂT MERKEZİ

MİT, Emniyet, Genelkurmay, Jandarma; bütün noktalardan gelen cari istihbarat, her ile ait dosyalar, füzyon merkezinde toplanarak taktik ve operasyonel seviyede karar alma mekanizmaları oluşturulacak. Mapping (haritalandırma) daha sağlıklı işletilecek. Bu Taktik Harekât Merkezi’nde, elde edilen bilgilerin kimlerle paylaşılacağı, nereye gönderileceği ve hangi adımların atılacağı; kuvvet planlamasına ilişkin analizler yapılacak.

YURT DIŞINDA TAKİP

FETÖ üyelerinin Avrupa başta olmak üzere Afrika’da; Türkiye karşıtı bir güç, terör örgütü oluşturması tehlikesi var. Yarın Köln’de düzenlenecek ‘Darbeye Karşı Demokrasi Mitingi’ne, Alman hükümeti 4 gençlik federasyonu ile karşı duruş sergiliyor. Almanya ve Avusturya’nın başını çektiği bazı ülkeler, FETÖ üyelerine sığınma hakkı verebileceklerini açıkladı. Bu yaklaşım Almanya’da başlatılırsa bunun diğer Avrupa ülkelerine ve Afrika ülkelerine de yayılma riski var. İçeridekilerin uzantıları ülke dışında da takip edilecek.

30 Tem 2016

Nazlı Ilıcak'ın ifadesi ortaya çıktı!

Fethullahçı Terör Örgütü'nün medya yapılanmasına ilişkin soruşturmada tutuklanan Nazlı Ilıcak'ın savcılık ifadesinde, "Yapılanmanın bir örgüt olduğunu 15 Temmuz sonrasında gördüm. Daha önce bilseydim, ne orada yazardım ne de orada bulunurdum. Bilakis karşısında yer alırdım" dediği ortaya çıktı.

FETÖ/PDY'nin medya yapılanmasına ilişkin soruşturma kapsamında gözaltına alınıp çıkarıldığı hakimlikçe tutuklanarak cezaevine gönderilen Nazlı Ilıcak'ın savcılık ifadesi ortaya çıktı. Ilıcak'ın ifadesinde paralel yapıyı terör örgütü ilan ettiği anlaşıldı.

İşte Nazlı Ilcak'ın ifadesindeki şaşırtıcı satırlar: "Ben darbe mağduru bir insanım. 28 Şubat sürecinde de her zaman mağdur kişilerin yanında durmaya gayret ettim. Benim yukarıda bahsettiği gibi mağdurların yanında olmak gibi bir karakterim olduğu için 17-25 Aralık sonrasında da dindar insanların üzerine insafsızca gidildiği yönünde bir kanaatim oluştu.

"MAĞDUR OLMADIKLARINI ANLADIM"

Bende şu anda özellikle darbe yapılması, darbe esnasında Genelkurmay Başkanı'na darbeye katılanların Fethullah Gülen ile ilgili görüştürme teklifleri, darbeye karışanlardan çıkan birer dolarlık banknotlar, darbeye karışanların koşulsuz polise ve vatandaşa ateş talimatı vermesi ve meclisin bombalanması gibi hususları gördüğümde, bu insanların aslında mağdur olmadığını anladım.

"YENİ ANLADIĞIM İÇİN ÜZGÜNÜM"

Bende yanıldığımı düşünüyorum. Bu yanın aslında dindar bir yapı olmadığını, mazlum bir yapı olmayıp, örgütsel bir yapılanma olduğunu yeni anladığım için üzgünüm.

Ben işimden atılınca nafakamı kazanmak için Bugün TV'de programlara başladım. Bu kuruluşların bir örgütün hedefi doğrultusunda hareket ettiğinden haberim yoktu. 15 Temmuz'dan sonra özellikle Genelkurmay Başkanı'na örgüt mensubu bir askerin Fethullah Gülen ile sizi görüştürelim talebi beni çok sarstı.

"ASKER İÇİNDE CİDDİ BİR YAPILANMA OLDUĞUNU İDRAK ETTİM"

Bu ne biçim bir zihniyet ki koskoca Genelkurmay Başkanı'nı bu şekilde ikna edebileceğini düşünmektedir. Ayrıca bir dolarlar meselesi çıktı. Bununda hakikaten görev dağılımı olabileceğini düşündüm ve asker içinde ciddi bir yapılanma olduğunu idrak ettim. Bu kabul edilemez.

Daha önce bu iddialar vardı. Ancak Genelkurmay Adli Müşaviri de bu iddiaları da reddediyordu.

"HERKES 15 TEMMUZ'DA TERÖR ÖRGÜTÜ OLDUĞUNU İDRAK ETTİ"

Bunları benim bilmem mümkün değildir. Yanıldığımı bu yapılanmanın bir örgüt olduğunu 15 Temmuz sonrasında gördüm. Daha önce bilseydim, ne orada yazardım ne de orada bulunurdum. Bilakis karşısında yer alırdım. Üzerime atılı hiçbir suçlamayı kabul etmiyorum. Ben yaptığım programlarda veya yazılarda bilerek suç işlemedim. Yaptığım iş suç kalıbına uyuyorsa da farkında değilim.

Suç olduğunu düşünmüyorum. Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde herkes bu yapılanmanın bir terör örgütü olduğunu 15 Temmuz 2015 tarihi ile idrak etti.

"İYİ NİYETİMİN KURBANI OLDUM"

Herhangi bir kastım yoktur. Ben 40 yıllık gazeteciyim. İyi niyetimin kurbanı oldum. Ben çalıştığım dönemde şu anda yurt dışına kaçmış olduklarını öğrendiğim, daha önce öğrendiğimde de aşırı derecede tepki gösterdiğim Tarık Toros ve Erkan Başyurt gibi çalıştığım kurumda yönetici olan kişiler ile örgütsel bir bağ içerisinde bulunmadım. Kendileri de bana programı ile ilgili herhangi bir telkinde bulunmadılar. Çalıştığım dönemde örgütsel bir faaliyet olduğunun farkında değildim."

Anayasa Mahkemesi'ne FETÖ operasyonu!

Yüksek mahkemede 56 kişi görevden alındı, bir kısmı gözaltında.

Anayasa Mahkemesi'nde (AYM) FETÖ/PDY soruşturması başlatıldı.

Yüksek mahkemede 56 kişi görevden alındı, bir kısmı gözaltında.

Gözaltına alınanlar arasında 20'yi aşkın raportör de var.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan'ın yakın koruması da gözaltına alınanlar arasında.

29 Tem 2016

'Fethullah Gülen'in köpeğiyim' diyerek propaganda yapmış!

Atatürk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi eski Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sabri Çolak darbe gecesi tutuklanmıştı. FETÖ elebaşı için, "Ben Fethullah Gülen'in köpeğiyim" diyerek propaganda yaptığı ileri sürülen Çolak, sorgu duruşmasında "Fethullah Gülen'e olan saygım ve sevgim bitmiştir" dedi.

Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturma kapsamında gözaltına alınan Atatürk Üniversitesi Mühendisilik Fakültesi eski Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sabri Çolak’ın iddiaya göre yaptığı sohbetlerde "Fethullah Gülen’in köpeğiyim" dediği soruşturma zaptında da yer aldı. Çolak’ın elde edilen fotoğrafların üzerine ’talebelerim’ notu bıraktığı ve örgütün ’manevi abisi’ olduğuna yer verildi.

'ONA ZARAR VERMEYE ÇALIŞACAĞIM'

Çıkarıldığı nöbetçi mahkemece ilk sorgusunun ardından FETÖ/PDY üyesi olmak suçundan tutuklanarak cezaevine konulan Prof. Dr. Sabri Çolak, "15 Temmuz’da yaşadığımız olay beni çok yaraladı.

İlgili haber;Yurtta Sulh konseyi!

Sevdiğim, saygı duyduğum insandı. Fethullah Gülen’e sevgim ve saygım bitmiştir. Suçluluğu netleşirse ona zarar vermeye çalışacağım. Şu anda gözümden düşmüştür. Ben Fethullah Gülen’i çok sevdiğim için gönülden bağlı olduğum için sorduklarında hep övdüm.

'2013'TE PENSİLVANYA'DA ZİYARET ETTİM'

Bu örgüte kesinlikle himmet toplamadım. Sadece eğitim kurumlarına yardım ettim. 2013 yılında bir kaç arkadaşımla Pensilvanya’da Fethullah Gülen’i ziyaret ettim.

Ben kesinlikle hiç bir yerde ’Ben Fethullah Gülen’in köpeğiyim’ demedim. Bu tamamen iftiradır. 17-25 Aralık öncesinde kadar bunun örgüt olduğunu düşünmüyordum. Gönül bağım kopmuştur.

İlgili haber;Fetö'cü Markaların hepsi kapatılıyor!

Gözaltına alınırken, gelen polis memuru arkadaşıma nüfus cüzdanımı çıkartıp verirken cüzdan içindeki öğrenci listesini gördüler. Benim bu örgütle hiç bir bağlantım yok" dedi.

Prof. Dr. Çolak, 11 öğretim üyesi ile birlikte kuvvetli suç şüphesi bulgusu ile çıkarıldığı nöbetçi mahkeme tarafından FETÖ/PDY kapsamında tutuklanarak cezaevine konmuştu.



İHA

28 Tem 2016

Askeri okuldan böyle atılmış: Fuhuş çetesi, pornografik CD...

Baskı, iftira ve komplolar nedeniyle 2010'da ikinci sınıftayken Deniz Harp Okulu'ndan ayrılmak zorunda kaldığını iddia eden Avşalak, kendilerine haksızlık yapanların cezalandırılmasını istiyor.

İyi bir subay olma hayaliyle başladığı Deniz Harp Okulu'ndan 2010'da Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensuplarının baskı, iftira ve komploları nedeniyle ayrılmak zorunda kalan Özlem Avşalak, o dönem "fuhuş çetesi"yle bağlantılı olmakla suçlandığını ve okuldan ayrılmaya zorlandığını belirtti.

Avşalak, yaptığı açıklamada, çocukluğundan beri babası gibi subay olma hayali kurduğunu ve 2008'de Deniz Harp Okuluna girdiğini söyledi. Deniz astsubay emeklisi olan babasına özendiğini dile getiren Avşalak, Deniz Harp Okulunda başarılı olmalarına karşın okul idarecilerince kendisine ve bazı öğrencilere çeşitli basit gerekçelerle ağır cezalar verilmeye başlandığını belirtti.

EVE PORNOGRAFİK CD GÖNDERDİLER

Çimlere bastığı, ayakkabı bağcıkları düzgün bağlanmadığı, bacak bacak üstüne attığı için cezalar almaya başladığını anlatan Avşalak, şöyle devam etti:

"Sadece bana değil, benim gibi birkaç kız arkadaşıma da benzer cezaları uyguladılar. En kötüsü ise yaz tatilinde bulunduğum bir dönemde İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden aradılar. Bir fuhuş çetesi ile bağlantılı olduğumu iddia ettiler. Emniyet'e gittiğimde beni çok aşağılık suçlarla itham ettiler. Fuhuş çetesi elebaşının bilgisayarında benim kişisel bilgilerim çıkmış. Beni Deniz Harp Okulu'ndan atmak için fuhuş çetesiyle bağlantılı olmakla suçlayarak istifa etmemi istediler. Harp Okuluna girerken okula verdiğimiz, dışarı çıkarılması yasak olan kimlik ve bütün özel bilgilerim bir dosya içinde Emniyet'te önüme konuldu. Dosyada psikolojimin iyi olmadığı gibi bilgilere yer verildi. Ailemin yaşadığı Kocaeli'deki evimize pornografik CD'ler gönderdiler. Bazı arkadaşlarımızı eşcinsel olmakla suçladılar, bazılarını ise bilgisayarlarında pornografik görüntüler var gerekçesiyle suçladılar.”

OKUL İDARECİLERİ TUTUKLANDI

Bunların yanı sıra fiziksel olarak da zulümlere maruz kaldıklarını aktaran Avşalak, kendilerine yağmur altında suyun içinde uzun süre şınav çektirildiğini, sürekli uzun koşular yaptırılıp süründürüldüklerini, 3 dakikada odasına gidip sivil kıyafet giyip gelmesini istediklerini ifade etti. Başarılı olan ancak kendilerinden olmayan öğrencileri çeşitli nedenlerle okuldan uzaklaştırdıklarına işaret eden Avşalak, dönemin komutanlarının kendilerine yakın öğrencileri bir yerlere getirmek için başarılı öğrencilerin gelecekleriyle oynadıklarını savundu. Avşalak, bu kişiler hakkında yaptıkları şikayetlerden sonuç alamadıklarına dikkati çekerek şunları söyledi: "FETÖ'nün darbe girişiminin ardından tutuklanan veya firarda olan subaylardan bazılarının bizim dönemimizdeki kadrolarda yer aldığını görünce hiç şaşırmadım. O zaman tahmin edebiliyorduk ancak hem ispatlayamıyor hem de ne yapacağımızı bilemiyorduk."

PİLOTAJ BÖLÜMÜNÜ KAZANDI

Özlem Avşalak, yaşadığı ağır psikolojik ve fiziksel zulümlerin ardından 2010'da ikinci sınıftayken okuldan ayrılma kararı aldığını aktararak bunun kendisine çok ağır geldiğini vurguladı. Deniz Harp Okulundan ayrıldıktan sonra ailesinin yanına dönüp üniversite sınavına hazırlandığını ve Türk Hava Kurumu Üniversitesi Pilotaj Bölümü'nü burslu kazandığını aktaran 26 yaşındaki Avşalak, yaklaşık bir ay sonra pilot olarak mezun olacağını ifade etti.

Avşalak, Deniz Harp Okuluna dönmek istemediğini ancak kendisi ve arkadaşlarına haksızlık yapanların cezasını çekmesini istediğini kaydetti.



AA

Gülen'in 'abla'sı evleri boşaltırken yakalandı!

İzmit'te, Fethullahçı Terör Örgütü'nün elebaşı Fethullah Gülen'in akrabası olan, cemaatte 'abla' olarak tanımlanan Ş.G. ile E.D. sorumlu oldukları öğrencilerin kaldığı cemaat evlerini boşaltırken yakalandı.

Kocaeli Emniyet Müdürlüğü ekipleri darbe girişiminin ardından operasyonlara devam ediyor. Terör örgütünün elebaşı Fethullah Gülen’in akrabası olduğu iddia edilen, cemaatte "abla" olarak tanımlanan Ş.G. ile E.D. gözaltına alındı.

Cemaate yakınlığıyla bilinen dershane ve okullarda eğitim gören öğrencilerin kaldığı yaklaşık 10 evden sorumlu olan Ş.G. ile E.D. cemaat evlerini boşaltırken yakalandı.

Cemaat evlerinde kalan öğrencilerden kişi başı 350 TL aldıkları iddia edilen Ş.G. ile E.D.’nin üstlerinde yapılan aramalarda evlerin anahtarları bulundu.

Evlerde 4 ile 6 arasında kız öğrencinin kaldığı, her eve bir isim verildiği, öğretmenlerin isimlerle kodlanan evlere öğrencileri yönlendirdiği tespit edildi.

Gözaltına alınarak Kocaeli Emniyet Müdürlüğü’ne götürülen Ş.G. ile E.D. emniyetteki işlemlerin ardından adliyeye sevk edildi.



Faruk KIYAK- Orhan UZUN / DHA

26 Tem 2016

Rusya'dan Fetullah Gülen iddiası: ABD, Türkiye'ye iade etmeyecek!

Rusya parlamentosu alt kanadı Duma Milletvekili ve Duma Eğitim Komisyonu Başkanı Vyaçeslav Nikonov, Fetullah Gülen'in ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) için çalıştığını ve ABD'nin Gülen'i Türkiye'ye iade etmeyeceğini öne sürdü.

Sputnik’te yer alan habere göre, 15 Temmuz darbe girişiminin tartışıldığı Rus devlet televizyonu Rossiya 1’de yayımlanan Voskresniy Veçer programında Rusya Bilimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü Araştırma Görevlisi Ruslan Kurbanov şu ifadeleri kullandı:

“Türkiye halkı meşru cumhurbaşkanı ve egemenliği için ayağa kalktı. Türkiye'de darbe girişimi yaptıran güçler, Ukrayna'da da darbe yaptı, Rusya'yı da karıştırmak istiyor. Gülen ağını CIA’in kendisi oluşturdu. Gülen'in Yeşil Kart başvurusunun reddi yönündeki kararın düzeltilmesi için açılan davaya destek verenler arasında CIA eski çalışanları George Fidas ve Graham Fuller, ABD'nin eski Ankara Büyükelçisi Morton Abramowitz gibi isimler var.”

Gülen’in ABD'nin yardımıyla kendi elemanlarını Türk eliti ve devlet makamlarına sızdırdığını öne süren Kurbanov ayrıca Türkiye halkının kahramanlığı sayesinde darbe girişiminin başarısızlıkla sonuçlandığını söyledi.

Rus milletvekili Nikonov da “Bu darbe girişiminde Amerikan izi var. Gülen'in CIA için çalıştığını ve çalışmaya devam ettiğini herkes epey zamandır biliyor. Gülen'i iade etmeyecekler. Bu arada NATO Varşova zirvesinde kimse Erdoğan'ın elini sıkmadı. ABD ve NATO yöneticileri dahil. Çünkü Erdoğan, zirveden 3 gün önce Putin ile barışmıştı” dedi.

Şarkiyat ve Uluslararası Araştırmaları Merkezi Direktörü, Türkolog Vladimir Avatkov ise Erdoğan'ın yargı ve eğitim kurumlarından Gülen yanlılarını işten çıkarması konusunda “Rusya'nın çıkarları açısından bu güzel. Böyle de devam etmeli. Fetö Rusya'da da yasaklı. Gülen'in okulları eski Sovyet cumhuriyetlerinde var. Türkiye'de çok güçlü Amerikan karşıtlığı var. Rusya bundan yararlanmalı. Eğer Türkiye yeni Osmanlı ihtiraslarından vazgeçerse bu durumda yeni bir Rus-Türk ilişkileri ile karşılaşabiliriz” diye konuştu.

24 Tem 2016

Hakan Şükür hakkında flaş istek!

Galatasaray Kulübü Kongre Üyesi Sıtkı Korkmaz, eski futbolcu Hakan Şükür'ün Galatasaray Kulübü'yle olan bütün bağlarının koparılmasını istedi.



Galatasaray Kulübü Kongre Üyesi ve aynı zamanda Konya Galatasaraylılar Derneği Başkanı Sıtkı Korkmaz yaptığı açıklamada, Türkiye’nin 15 Temmuz gecesi FETÖ/PDY’nin alçak darbe girişimine sahne olduğunu belirtti. Bu hain terör örgütünün kalleş hareketine karşı milletin ülkesine ve iradesine kararlı bir şekilde sahip çıktığını anlatan Korkmaz, "Vatan haini alçakların ne silahları, ne tankları, ne helikopterleri ne de uçakları bir işe yaramamıştır. Fethullahçı terör örgütünün teşebbüsleri, milletin iradesi, tüm kurumlarıyla devletin kararlılığı karşısında başarısız olmuştur. Darbe teşebbüsünde bulunan bu vatan hainlerinin en ağır şekilde ceza alacaklarını umuyorum" dedi.

Eski futbolcu Hakan Şükür’ün FETÖ/PDY destekçisi olduğunu bütün kamuoyunun bildiğini, kendisinin de bunu açıkça ifade ettiğini belirten Korkmaz, son olayların ardından Galatasaray Kulübü ile Hakan Şükür arasındaki bütün bağların koparılması gerektiğini kaydetti.

Sıtkı Korkmaz açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Galatasaray ilkeleri, duruşu, saygınlığı, değerlerine bağlılığı ve vatanseverliğiyle tüm Türkiye’ye mal olmuş bir camiadır. İşte bu noktada camiamızın isminin FETÖ/PDY destekçi olduğu herkesçe bilinen eski futbolcu Hakan Şükür ile anılmasını istememekteyiz. Zamanında Fenerbahçe taraftarı ‘Torinolu Şaban’ diye alay ederken her an destek verdiğimiz bu şahsın şimdi kulüpten kovulmasını ve kongre üyeliğinin düşürülmesini talep etmekteyiz. Galatasaray’ın yapılacak ilk kongresinde bu kararın alınması şehitlerimize duyulan saygının bir gereği olacaktır. Yüreği vatan ve millet aşkıyla yanan tüm Galatasaraylıların da benimle aynı fikirde olduğunu düşünüyorum. Bizler Çanakkale’de 7 düvele karşı en ön safta çarpışmış bir neslin temsilcileriyiz. Galatasaray kongresine ve yönetimine çağrım, milletin canına, malına ve devletine göz dikmiş darbecilerin sözcüsü konumundaki bu şahıs ile ilgili gereğinin yapılmasıdır."

Sıtkı Kormaz, açıklamasında darbeye karşı direnişte hayatlarını kaybeden tüm şehitlere Allah’tan rahmet, yaralılara da acil şifalar diledi.



İHA

23 Tem 2016

Üst rütbeli subay cezaevinde intihar etti!

Darbe girişiminde bulunduğu gerekçesi ile tutuklanarak Silivri Cezaevi'ne konulan üst rütbeli bir subay cezaevinde intihar etti.



Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminin ardından tutuklanan, üst rütbeli subay İsmail Çakmak tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevinde intihar etti.

Alınan bilgiye göre, darbe girişimin ardından İstanbul 4. Sulh Ceza Hakimliği tarafından "Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs" suçundan tutuklanan ve Silivri Cezaevine gönderilen İsmail Çakmak'ın bulundu B Blok 25 numaralı odada çağrı butonuna basıldı.

Odaya giren yetkililer Çakmak'ın çarşafla kendini merdiven boşluğuna astığını tespit etti.

Sağlık memurları eşliğinde odadan çıkarılan Çakmak'a mahkum kabul bölümünde ilk müdahale yapıldı.

Cezaevine gelen ambulansla hastaneye kaldırılan Çakmak, yapılan tüm müdahalelere karşın hayatını kaybetti.



Milliyet.com.tr

22 Tem 2016

Onlarca kişiyi rehin alan komutanın kan donduran sözleri!

Darbecilerin kanlı girişiminde İstanbul'da onlarca insanın öldüğü semtlerden birisi de Çengelköy oldu. Tarihi Çınaraltı'nın arkasındaki Erbap Cafe'de oturan bir grup, asker tarafından rehin tutuldu. Albay Mürsel Çıkrıkçı'ya ait olduğu belirtilen ses kayıtlarında, darbeci komutanın, aralarında kadın ile çocukların bulunduğu yaklaşık 60 kişiyle diyalogları tüyler ürpertiyor.



Cumhuriyet Gazetesi'nden Aykut Küçükkaya'nın haberine göre, Kuleli Askeri Lisesi’yle Boğaziçi Köprüsü arasında kalan Çengelköy’de 16 Temmuz, saat 01.00’den sonra darbeci komutanın emriyle onlarca kişi öldü, yaralandı.

Tarihi Çınaraltı’nın hemen arkasında yer alan Erbap Cafe’de ise bir grup, asker tarafından rehin tutuldu. Darbeci komutanın aralarında kadın ile çocukların bulunduğu yaklaşık 60 kişi ile diyalogları ise tüyler ürpertici. Saatlerce süren operasyonun ardından gözaltına alınan Kuleli Askeri Lisesi Komutanı Albay Mürsel Çıkrıkçı’ya ait olduğu belirtilen ve cep telefonuyla bir yurttaşın kaydettiği iki saatlik konuşma kaydının bir bölümü özetle şöyle:

‘Bir fetih suresi oku asker için’

  



Darbeci Komutan
: Çök... Hanımefendi, memleket cenaze namazı kılıyor, Allah affeder merak etme. Sen otur, oturduğun yerde bir Fetih Suresi oku asker için.

Komutan
: Şu an at izi it izine karışmış durumda. Allah selamate erdirir, yeter ki söz dinleyin. Şu an kimin ne olduğu belli değil. (Ateş sesleri ve ağlayan kadınlar...)

Komutan
: Kadınlar bakın cır cır yapmayın. Ezan okunuyor, lütfen memleket için sala okunuyor. İt kopuğa emanet ettiniz ondan sonra da bu hale geldik. 2 yıldır her gün 5 tane 10 tane polis şehit olurken ne yapıyordunuz. Biz de işte onun gereğini yapıyoruz.

İt sürüsü dağıtıldı mı?

Komutan
: Durum nedir. O kavşakta asayiş berkemal mi?

Er
: Evet komutanım.

Komutan
: İt sürüsü dağıldı mı?

Er: Kaçıyorlar komutanım.

Komutan: Bakın şimdi ne yapıyorlar biliyor musunuz? Yine Allah kitap diyerek, insanları galeyana getirmeye çalışıyorlar. Hırsızlığını aleni gördünüz ama yine de tuttunuz inandınız, çalıyorlar ama çalışıyorlar dediniz. Aslında belayı kendiniz istediniz maalesef. Allah affetsin. Şu an Silahlı Kuvvetler Türkiye Cumhuriyeti yönetimine el koymuştur.

‘Direnenlere ateş edilsin’

Komutan
: Komutanım, bölgeye mühimmat nakli yaptırabilir misin? Helikopterler nerede helikopterler? Beylerbeyi yolu üzerine helikopterleri yönlendirin. Direnen kalabalık var, doğrudan ateş edilsin. Direnmeyenler zaten dükkânların içine girmiş durumda, biz onları yol üzerine aldık, kontrol altında yaklaşık 60’a yakın insan var, kadın ve çocuklar da var içlerinde. (Biri ile telefon görüşmesi yapılıyor) (Kadınlar ağlıyor...) ‘Yurttaşı alnından vuran askeri tebrik ediyor’

Komutan
: Bak ağzını burnunu dağıtacağım, susmasını bilmeyen adama ne yapıldığını göreceksin. Ya ne kadar sabırsız bir toplum olduk, ne kadar allahsız kitapsız bir toplum olduk biz ya. Ne kadar samimiyetsiz, ne kadar duygusuz, ne kadar hissiz, ne kadar ruhsuz bir toplum olduk biz. Allah için bir silkelenin ya. Ecdad için bir silkelenin ya. (Silah sesleri sürekli geliyor ve sala sesleri duyuluyor) Gebere gebere gidecek it sürüsü...

(Bir yurttaşı vuran askere ‘O Mahmut’a söyle alnından öpüyorum’ diyor telefonda...)

Hiç acımasınlar

Komutan
: Efendim komutanım. Şu an Çengelköy kontrol altında. Helikopterleri gönderin komutanım, derdest etsinler. Hiç, hiç acımasınlar komutanım. Trakya’dan birlikler geliyorlar, çok güzel. Allah’a emanet olun...

(Ara ara silah ve top sesleri geliyor.)

Kadın
: Abdest almak istiyorum namazımı kılacağım...

Komutan
: Bakın bana bakın, başla da kılabilirsiniz, oturarak da kılabilirsiniz, illa yer aramaya gerek yok. Hayır hayır nereye gidiyorsun? Kadın: Abdest almaya.

(Dışarıdan silah sesleri geliyor)

Komutan
: Herkesin ortasında seni gebertmeyeyim, aşağılık herifler.

(Bu sırada top sesleri de geliyor.)

Affetmek yok

(Kadınların kendi aralarındaki konuşmaları sessiz şekilde sürüyor. Bomba sesleri daha yoğun geliyor.)

Komutan
: Affetmek yok, hiçbirine af yok. Çengelköy şu an kontrol altında. Ufak tefek çatışmalar çıkıyor. Bir tane daha çakın ileriye doğru, tamam. Hadi Allah’a emanet olun.

(Kadınlar konuşuyor. Bir kadının “En fazla 6-7 saat içinde toplu savaş çıkacak. Burada çok pis kapışma çıkacak” diye konuştuğu duyuluyor.)

21 Tem 2016

Erdoğan'ın oteline baskın yapan komutan her şeyi itiraf etti!!

Darbe girişimi sırasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konakladığı otele düzenlenen saldırıda helikopterden operasyonu yönettiği tespit edilen Tümgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş tutuklandı. Sönmezateş'in ifadesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı almaya gittiğini itiraf ettiği öğrenildi.Sönmezateş'in "Ancak cemaatçilerin oynuna geldim" dediği ileri sürüldü. Sönmezateş'in savcılıkta "Eşime haber verin bana boşanma davası açsın. Çünkü ben büyük bir suç işledim. Çocuklarım soyisimlerini değiştirsin" dediği belirtildi.



Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ayrılmasının ardından, Marmaris'te konakladığı otele düzenlenen saldırıda helikopterden operasyonu yönettiği tespit edilen Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığında görevli Tümgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş, tutuklandı. Yoğun güvenlik önlemi altında Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde sağlık kontrolünden geçirilen Sönmezateş, daha sonra İzmir'deki cezaevine götürüldü.

HER ŞEYİ İTİRAF ETTİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kaldığı oteldeki saldırıyı koordine eden Tuğgeneral Gökhan Sönmezateş her şeyi itiraf etti. Darbe girişimin yaşandığı 15 Temmuz Cuma gecesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kaldığı otele yönelik yapılan saldırıyı koordine ettiği belirtilen Tuğgeneral Gökhan Sönmezateş'in ifadesinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı almaya gittiğini itiraf ettiği öğrenildi. O gece darbe yapmaya çalıştıklarını da kabul eden Sönmezateş'in "Ancak cemaatçilerin oynuna geldim" dediği ileri sürüldü. Darbe girişiminin yaşandığı gece Marmaris'te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ayrılmasının ardından kaldığı otele yönelik yapılan ve 2 polisin şehit olduğu baskının kilit ismi Tuğgeneral Gökhan Sönmezateş'in verdiği ifadenin ayrıntıları ortaya çıktı. Marmaris baskınıyla ilgili itiraflarda bulunan Sönmezateş "Darbe yapmak isteyen ekibin içinde bulundum. Marmaris'e Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı almaya gittik. Bunun suçunun da idam olduğunu biliyorum. Ancak kesinlikle cemaatçi değilim. Cemaatçiler tarafından kandırıldım" dedi.

'EŞİME HABER VERİN BANA BOŞANMA DAVASI AÇSIN'

Hayatı boyunca cemaatçilerin içinde bulunmadığını ileri süren Tuğgeneral Gökhan Sönmezateş'in savcılık yetkililerinden özel bir isteği de olduğu öğrenildi. Sönmezateş'in "Eşime haber verin bana boşanma davası açsın. Çünkü ben büyük bir suç işledim. Çocuklarım soyisimlerini değiştirsin" dediği belirtildi.

'SAĞ YA DA ÖLÜ ANKARA'YA GETİRİN' TALİMATINI VERMİŞTİ

Tuğgeneral Gökhan Sönmezateş, Marmaris'te Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın kaldığı otele baskına giden, 14'ü özel kuvvetler, 13'ü Arama Kurtarma Timi ve 2'si SAT komandosundan oluşan ekibe komuta etmişti. Sönmezateş'in Çiğli 2. Anajet Üssü'nde yaptığı konuşmada, "Ülkede şuanda bir darbe meydana geldi. Biz Genelkurmay'a bağlıyız. Orgeneral Hulusi Akar'ın emir ve talimatları doğrutusunda görev yapıyoruz. Marmaris'e bir otelde kalmakta olan Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı mümkünse sağ, son çare ölü olarak Ankara'ya getirin. Gerekirse ölün ama Cumhurbaşkanı'nı kesinlikle Ankara'ya götürün" dediği belirtilmişti.
           


Tutuklanan Tuğgeneral Gökhan Sönmezateş, dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu'na IŞİD operasyonları hakkında bilgi verirken...



AA

16 Tem 2016

Fethullah Gülen'den açıklama: Aşağılayıcıdır!

Askeri darbe girişimiyle ilgili açıklama yayınlayan Fethullah Gülen, suçlamaları reddettiğini söyledi.


Fethullah Gülen, askeri darbe girişimini 'en güçlü şekilde' kınadığını söyleyerek 'hükümetin zorla değil, özgür ve adil bir seçimle kazanılması gerektiği' ifadelerine yer verdi.

Reuters'ın haberine göre; Gülen, darbe girişiminde rolü olduğuna dair suçlamaları 'kati surette' reddettiğini açıkladı.

Gülen açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Birkaç askeri darbeyi yaşamış biri olarak böyle bir girişimle ilgili suçlanmış olmak özellikle aşağılayıcıdır."

17 Mar 2016

Sözde savcı 'paralel yapı' şüphelilerinden 10 bin dolar istedi!


Isparta'da Fethullahçı Terör Örgütü / Paralel Devlet Yapılanması operasyonu kapsamında gözaltına alınan şüphelilerin ailelerini arayan sözde savcının, şüphelileri kurtarma şartıyla 10 bin dolar istediği belirlendi.

Isparta Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Isparta merkezli 6 ilde başlattığı FETÖ/PDY operasyonu kapsamında 52 şüpheli gözaltına alındı. Dün ve önceki gün işlemleri tamamlanarak mahkemeye sevk edilen 35 şüpheliden 15’i tutuklanırken, 20’si serbest bırakıldı. Geriye kalan 17 şüphelinin ise işlemleri sürüyor.

Kamuoyunun dikkati operasyona çevrilirken, bazı kötü niyetli kişilerin durumu fırsata çevirme çabası içinde olduğu ortaya çıktı. Isparta Valisi Vahdettin Özkan’a ulaşan bir istihbarat, dolandırıcıların soruşturmayı yürüten savcının adını kullanarak şüphelilerin ailelerini yardımcı olma taahhüdüyle aradığı ve para istediğini ortaya çıkardı.

Soruşturmayı yürüten savcının adını kullanarak operasyon kapsamında gözaltında alınan bir şüphelinin ailesini telefonla arayan sözde savcı, yardımcı olmak istediğini söyledi.

'O BİZİM AĞABEYİMİZ. İNŞALLAH İÇERİDEN ÇIKARACAĞIZ'

"O bizim ağabeyimiz. İnşallah içeriden çıkaracağız" diyen sözde savcı, verdiği başka bir numaranın aranmasını istedi. Bir süre sonra kendisini arayan aileye İstanbul’da bir yere yapılacak yardım karşılığında gözaltındaki yakınlarını kurtaracağını vaat eden sözde savcı, aileden 10 bin dolar istedi.

Sözde savcıya inanmayan aile, istediği parayı göndermedi. Aynı sözde savcının diğer şüpheli yakınlarını da telefonla arayarak, benzer şekilde dolandırmaya çalıştığı belirtildi.

Vali Vahdettin Özkan söz konusu dolandırıcılık girişiminin kendisine ulaşmasından sonra emniyet müdürlüğü ve cumhuriyet başsavcılığından bu konuda çalışma yapılması ve ailelerin uyarılmasını istedi. Emniyet ve savcılık da sözde savcının yakalanması için çalışma başlatırken, şüpheli yakınlarını da dolandırıcılık olaylarına karşı uyardı.


DHA