ANASAYFA       SONDAKİKA       GÜNDEM       MAGAZİN       SİYASET      

11 May 2017

Arif Erdem Türkiye'ye dönmek için 'tutuklanmama garantisi' istedi!

FETÖ'nün futbol yapılanmasına ilişkin Galatasaraylı eski futbolcuların yargılandığı davada, firari sanık Arif Erdem'in avukatı, Türkiye'ye dönüş için, 'tutuklanmama garantisi' talep etti, mahkeme talebi reddetti.

FETÖ'nün futbol yapılanmasına ilişkin Galatasaraylı eski futbolcuların yargılandığı davada, firari sanık Arif Erdem'in avukatı, müvekkilinin Türkiye'ye dönmesi için ‘tutuklanmama garantisi' verilmesini talep etti. Mahkeme, yurtdışında kaçak olarak bulunan Arif Erdem hakkındaki yakalama kararının devamına ‘ tutuklanmama garantisi' talebinin reddine karar verdi.

GARANTİ TALEP ETTİ

FETÖ'nün futbol yapılanmasına ilişkin eski Galatasaray'lı futbolcular İsmail Demiriz, Uğur Tütüneker ile Arif Erdem hakkında İstanbul 23'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın ikinci duruşmasında, yurtdışında bulunan firari sanık Erdem'in avukatı müvekkilinin Türkiye'ye dönmesi için ‘tutuklanmama garantisi' kararı verilmesini talep etti.

Duruşma savcısı, yurtdışında kaçak olarak bulunan Arif Erdem hakkındaki yakalama kararının devamına, avukatının talebinin reddine karar verilmesini talep etti. Duruşmaya katılan tutuksuz sanık İsmail Demir ile avukatı, haftada bir gün polis merkezine imza verilmesi kararının kaldırılmasını talep etti.
Uğur Tütüneker'in katılmadığı duruşmada avukatı Ali Rıza Dizdar ile Savaş Adalet, müvekkilinin banka hesapları üzerindeki tedbir kararının kaldırıldığı, sorun yaşanmaması için merkez bankasına yazı yazılmasını talep etti.

Mahkeme heyeti, Arif Erdem'in yakalama kararının devamına, ‘tutuklanmama garantisi' verilmesini talebinin reddine karar verdi.

İsmail Demiriz hakkındaki haftada bir gün imza vermesine ilişkin adli kontrol kararının kaldırılmasına, Tütüneker'in banka hesaplarını üzerine konulan tedbirin kaldırıldığının merkez bankasına bildirilmesine, duruşmanın 21 Eylül'e ertelenmesine karar verildi.

Habertürk

5 May 2017

Hulusi Akar, Hakan Fidan ve İbrahim Kalın ABD'ye gitti!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 15-16 Mayıs'taki ABD ziyareti öncesi, Akar, Fidan ve Kalın temaslarda bulunacak.

Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, ABD'ye hareket etti.

Habertürk TV'den Çimen Çetin'in edindiği bilgiye göre; 3 isim, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 15-16 Mayıs'taki ABD ziyareti öncesi temaslarda bulunacak.

ABD ZİYARETİNİN GÜNDEM BAŞLIKLARI

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu ay içindeki en önemli adresi Washington olacak. 3 ismin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD ziyareti öncesinde, ön çalışma gerçekleştireceği belirtildi. ABD Başkanı Donald Trump, referandum sonuçlarının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ilk arayan liderler arasındaydı. Kendisini tebrik ettikten sonra da bu ziyaret kararı alınmıştı.

Suriye, Irak ve FETÖ ile mücadele kapsamında Fetullah Gülen'in iadesi gündeme gelecek başlıklar arasında yer alıyor.

26 Nis 2017

81 ilin Emniyet teşkilatında FETÖ operasyonu!

Yakın dönemdeki en büyük FETÖ operasyonlarından biri bu sabah yapıldı. 81 ilin Emniyet teşkilatında yapılan FETÖ operasyonunda toplam 803 kişi gözaltına alındı.

Fetullahçı Terör Örgütü’nün emniyet teşkilatındaki gizli yapılanmasına yönelik Ankara merkezli 81 ilde 8 bin 500 polisin katılımıyla eş zamanlı operasyon başlatıldı. FETÖ üyelerinin mahrem imamı olan 1000 kişi hakkında gözaltı kararı verildi.

Operasyonlarda 54 ilde 803 kişi gözaltına alındı.

22 Kas 2016

Hakan Şükür'ün uğrak mekanı himmetin merkezi çıktı!

FETÖ davasında eczacı Denizhan Akaltun'un eczanesinin örgütün himmet merkezi olarak kullanıldığı ve Hakan Şükür'ün de buraya sık sık geldiği belirtildi.
Hakan Şükür'ün uğrak mekanı himmetin merkezi çıktı
Ortaköy Özsüt'ün de sahibi olan Akaltun'un eczaneye sadece hasılatı ve örgüt adına toplanan paraları almak için uğradığı kaydedildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianameye göre Denizhan Akaltun Güngören Eczanesi'nin, eşi Pelin Akaltun da Akaltun Eczanesi'nin sahibiydi. Başta ABD ve Afrika olmak üzere sık sık yurtdışına giden Denizhan Akaltun eczanesine örgüt abla ve abilerinin getirdiği paraları toplamak için uğrardı. Sabah'ın haberine göre; çiftin evlerinde örgüt dökümanları bulundu. Denizhan Akaltun'un FETÖ elebaşısını ziyaret ettiği de belirlendi.

13 Eki 2016

Araştırma görevlisi 'abla'nın hesabından 42.5 milyon lira çıktı!

Terör örgütü FETÖ'nün Bank Asya'yı kurtarmak için 17-25 Aralık'ın ardından bankaya 5 bin akademisyen üzerinden yaklaşık 5 milyar lira fon yönlendirildiği iddia edildi. Üniversitede görevli olan ve ortalama 4 bin TL maaşla çalışan bir kadın araştırma görevlisinin hesabından 42.5 milyon lira çıktığı belirtildi.

Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) uzmanlarının 17-25 Aralık sonrasında Bank Asya hesaplarına yönelik incelemeleri, Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu'nda (DDK) raporlaştırıldı. Raporda, Bank Asya'dan bu tarihten sonra 100 bin kişinin hesabını kapatarak paralarını çektiği, buna karşın FETÖ terör örgütü lideri Fetullah Gülen'in talimatı üzerine Bank Asya'yı kurtarmak için özel bir organizasyon kurulduğu belirtildi. 2 gün içinde bankada 197 bin yeni hesap açılarak milyonlarca lira yatırıldı.

YÜZDE 20'Sİ AKADEMİSYEN

TMSF, 29 Mayıs 2015'te Bank Asya'ya el koyduğunda banka hesapları üzerinde yapılan incelemede örgütün himmet paralarını akademisyenler üzerinden bankaya aktardığı tespit edildi. Sabah'ın haberine göre bankada 1 milyon TL ve üzeri şüpheli hesaplara yönelik yapılan incelemede, akademisyen veya akademisyen eşlerinin çoğunluğu dikkat çekti.

Bank Asya'ya TMSF'nin el koyduğu gün bankada bulunan 18 milyar TL'lik hesap varlığının yüzde 20'sinin akademisyenler üzerinden kurgulandığı görüldü. 5 bin akademisyenin, 17-25 Aralık sonrası yaklaşık 5 milyar TL'yi bankaya yönlendirdiği ortaya çıktı. Uzmanlar, örgütün himmet adı altında topladığı paraları, örgüt lideri Fetullah Gülen'in talimatıyla akademisyenler üzerinden bankaya aktardıklarını belirledi.

10 MİLYONUN ÜZERİNDE 24 HESAP

Raporda, üniversitelerde akademik kariyerin henüz başında olan ve düşük maaş alan araştırma görevlilerinin milyonlarca liralık hesapları dikkati çekti. Bankada hesapları bulunan akademisyenler arasında en çok parası olan ise Eskişehir Osmangazi Üniversitesi'ndeki A.D. isimli kadınaraştırma görevlisi oldu. A. D.'nin hesabında 42.5 milyon lira olduğu iddiaedildi. İkinci sırada ise 26 milyon liralık hesapla Erciyes Üniversitesi'nden A. M. isimli bir profesör bulunuyor. Bunların yanı sıra Bank Asya'daki hesaplarında 10 milyon ve üzeri para bulunan 24 akademisyen daha tespit edildi.

ADİL ÖKSÜZ DE LİSTEDE

15 Temmuz darbe girişiminin ardındaki kilit isim olan firari FETÖ'nün imamı Adil Öksüz ve ailesinin de Bank Asya'da milyonluk hesapları çıktı. Sakarya Üniversitesi'nde öğretim üyesi kadrosunda bulunan Öksüz'ün, 17-25 Aralık kumpasının ardından kendisi, eşi, kardeşi, yengesi ve akrabaları bir gecede Bank Asya'ya 4 milyon lira yatırdı. Adil Öksüz'ün hesabında 1 milyon 147 bin lira, eşi Aynur Öksüz'ün hesabında 894 bin lira, kardeşi Ahmet Öksüz'ün hesabında 1 milyon 511 bin lira, yengesi Havva Öksüz'ün hesabında 169 bin lira, akrabası Hüseyin Öksüz'ün hesabında ise 455 bin lira tespit edildi.

27 Eyl 2016

FETÖ'nün imamlarının maaşları dudak uçuklattı!

İzmir'de yürütülen FETÖ/PDY soruşturmalarında örgüt üyeliğinden gözaltına alınan kişilerin ifadeleri ve ele geçirilen muhasebe kayıt sisteminde örgütün şirket gibi yönetildiği ve imamların yüksek miktarda maaşlar aldığı ortaya çıktı.

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca sürdürülen FETÖ/PDY soruşturmalarında Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince "örgüt üyeliği" suçlamasıyla gözaltına alınan kişilerin ifadeleri ve ele geçirilen muhasebe kayıt sistemi verilerinde, örgütün şirket gibi yönetildiğine dair ilginç ayrıntılar ortaya çıkarıldı.

Ele geçirilen verilerde, örgüt yöneticilerinin büyükşehir, il ve ilçe olarak ayrıldığı, yaptığı görevin önemine göre de "sabit ek ders" adı altında ve yüzdelik "makam oranı" hesaplamalarıyla ödenen ücretin şişirildiği görüldü.

BÖLGE İMAMI'NA AÇIK ÇEK

Ele geçirilen çizelgede, örgüt üyelerinin faaliyet yerine, görevine, kaçıncı grupta yer aldığına, makam oranı ve sabit ek ders oranına ücret verildiği tespit edildi.

Maaş hesaplaması için çıkarılan kat sayı çizelgesinde, şirket genel müdürü olarak gösterilen örgütün sözde "Ege bölge imamı" firari Bekir Baz'ın 1. grupta yer aldığı, 30 saat sabit ek ders ödemesi yapılan bu kişiye 50 bin lira civarında maaş adı altında ödeme yapıldığı belirlendi. Örgüt üyeliğinden gözaltına alınan bazı kişilerin verdikleri ifadelerde de Baz'a ödenen parayı kimsenin sorgulamadığı, bu kişinin örgütsel faaliyet için gittiği seyahatlerdeki yol, yemek ve kalacak yer masraflarının tümünün karşılandığı, Baz'ın istediği zaman istediği kadar parayı kasadan hesap vermeden almaya yetkili olduğu bilgisi yer aldı. Örgütün sözde "il" veya "eyalet imamı" olan kişilerin de 20 bin lira civarında maaş aldıkları, çizelgede 1. grupta yer aldıkları ve yine 30 saat sabit ek ders ödemesi ile maaşlarının hesaplandığı ele geçirilen belgede görüldü.

Bu kişilerin FETÖ'nün muhasebecisinden diledikleri zaman istedikleri miktarda parayı alabildikleri, kendilerine açık çek verildiği de zanlıların ifadelerinde yer aldı. Zanlıların ifadelerinde ayrıca İzmir'deki ilçelerde görev yapan "imam"ların da 12 bin lira civarında maaş aldıkları belirtildi.

Örgütsel faaliyetler "ek ders" olarak yansıtılmış

Örgüt üyelerinin maaşlarının yansıtıldığı çizelgede, "sabit ek ders" bölümüne FETÖ'nün sözde imamlarının akşam saatlerinde yaptığı örgütsel faaliyetlerin mesai anlamına gelecek şekilde yazıldığı, akşam saatlerinde "sohbet" adı altında toplantıları yöneten örgütün "abi" olarak anılan mensubunun kaç saat mesai yaptıysa yine bu bölüme yazıldığı, her ilçede bulunan baş muhasebecinin de sözde "imam" ve "abi"lerin maaşını bu çizelgeye göre hesapladığı kaydedildi.

Örgütün bütçesinin büyük oranda vatandaşların dini duygularının istismar edilmesiyle toplanan kurban bağışı, himmet ve burs paralarından oluştuğu, bir havuzda toplanan bu paraların yüzde 15'lik kısmının örgütün elebaşı Fetullah Gülen'in ABD'de yaşadığı Pensilvanya eyaletine gönderildiği bilgisinin de ele geçirilen muhasebe takip sisteminde yer aldığı ifade edildi.

Karşıyaka'daki operasyon

İzmir'de 17 Mayıs'ta 73 adrese düzenlenen eş zamanlı operasyonda, örgütün "okullar ve dershaneler Türkiye sorumlusu" olduğu ileri sürülen, FETÖ/PDY elebaşı Fetullah Gülen'in yeğeni Mehmet Mezher Gülen, TSK personeli teğmen M.A.T, örgütün "Bergama emniyet imamı" Sinan Özmen, "Bergama Işık evleri imamı" Mehmet Öksüz, "Bergama diyanet imamı" Celal Döner, "Kınık ilçe imamı" Harun Yeşil, Ovacık Altın Madeni İşletme Müdürü Cemalettin Çetin'in de aralarında bulunduğu 34 kişi gözaltına alınmış, bunlardan 15'i tutuklanmıştı.

Operasyon kapsamında, "Karşıyaka yapılanmasının muhasebecisi ve kasası" olduğu iddiasıyla Selami Başaran hakkında da yakalama kararı çıkartılmıştı.

Operasyonda ele geçirilen kayıtlar ve muhasebe takip programlarındaki incelemede, örgütün sözde eyalet yapılanmasındaki Karşıyaka bölgesinden sağladığı gelir ve bunların dağıtımına ilişkin bilgilerin ayrıntılı şekilde yer aldığı saptanmıştı.

Buna göre, İzmir'in kuzeydeki ilçelerinin yer aldığı bölgeden "kurban, burs ve himmet" adı altında bir yıl içerisinde yaklaşık 330 milyon lira gelir sağlandığına ilişkin bilgilere rastlanmış, bu gelirden yüzde 15'lik payın örgütün elebaşı Fetullah Gülen'e aktarıldığı ve "Pensilvanya" diye kayda geçirildiği tespit edilmişti.

22 Eyl 2016

Adil Öksüz'le ilgili şok iddia: Ajan mı oldu?

CNN TÜRK'te "Ne Oluyor?" programına konuk olan Cumhuriyet gazetesi yazarı Orhan Bursalı, darbe girişiminin bir numaralı ismi olan Hava Kuvvetleri İmamı Adil Öksüz'le ilgili önemli bir iddiayı gündeme getirdi.

Tarafsız Bölge'de Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Adil Öksüz'ü kim serbest bıraktı. Hakimin önüne giden dosyasının içini kim boşalttı?" sözlerini hatırlatan Bursalı, CHP liderinin "benim bu konuda bir cevabım var, ama şimdi söyleyemem. Elimde bir takım bilgiler var" dediğini hatırlatarak yeni bir soru sordu:

Ajanlık teklif edilmiş olabilir, Adil Öksüz koruma altında mı? Böyle bir durum mu var ortada?" dedi

20 Eyl 2016

Darbe sonrası sohbete devam!

Zonguldak'ta, FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında aralarında örgütün sözde "il imamı", "Kozlu ilçe imamı", "Kırgızistan imamı" ve "köy sorumlularının" bulunduğu öne sürülen 12 şüpheli adliyeye sevk edilirken 15 Temmuz darbe girişiminden sonra da örgütün Zonguldak üst düzey sorumlularının pazartesileri, köy sorumlularının ise 15 günde bir toplantı gerçekleştirdikleri belirlendi.

Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığının talimatı doğrultusunda İl Jandarma Komutanlığı ekiplerince soruşturma kapsamında gözaltına alınan, sözde "il imamı" F.S, "Kozlu ilçe imamı" N.K, "Kırgızistan imamı" A.A. ile "köy sorumlularının" aralarında bulunduğu 12 kişinin jandarmadaki işlemleri tamamlandı. Sağlık kontrolünden geçirilen zanlılar, adliyeye sevk edildi.

Bu arada adliyeye sevk edilen köy sorumlularının üzerinde örgüte gönderilmek üzere yaklaşık 30 bin lira "himmet parası" ele geçirildiği, şüphelilerin birçoğunun şifreli mesajlaşma sistemi "ByLock" uygulamasını kullandığı belirlendi.

"KIRGIZİSTAN İMAMI"

Öte yandan adliyeye sevk edilenler arasında bulunan F.S'nin, "il imamı" olduğu ve kentte daha önce bir derneğin temsilciliğini yaptığı, Zonguldak'a tayininin çıkmasının ardından kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan örgüt mensubu memurların kendisine "biat ettiği" öne sürüldü.

Devrek ilçesinde gözaltına alınan sözde "Kırgızistan imamı" A.A'nın da daha önce Trabzon'dan kente yurt müdürü olarak geldiği, bir süre "abi" olarak Zonguldak'ta görev yapmasının ardından Kocaeli'ne gittiği, buradan da örgütten tanıştıkları vasıtasıyla Kırgızistan'a giderek ticarete atıldığı belirtildi.

Kırgızistan'a gidip gelmesinin ardından "imam" olarak örgüt içerisinde görev yaptığı belirlenen A.A'nın daha sonra yabancı ülkelere geziler düzenlediği ifade edildi.

DARBE GİRİŞİMİNDEN SONRA DA TOPLANTILARA DEVAM EDİLMİŞ

Ayrıca adliyeye sevk edilenlerin ifadesi ve cep telefonlarındaki mesajlaşmalarda, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra da örgütün Zonguldak üst düzey sorumlularının her hafta pazartesi günleri, köy sorumlularının ise 15 günde bir toplantı gerçekleştirdikleri belirlendi.

Örgüt yöneticilerinin, toplantılarda aldıkları kararları "ilçe imamları" ve "köy sorumluları"na aktardığı, sohbet toplantılarına katılmaları için örgüt üyelerine mesajlar gönderdiği, başarılı olan köy sorumlularının örgüt içerisindeki diğer sorumlulara örnek gösterdiği ve ödüllendirdikleri tespit edildi.

2 Eyl 2016

Fethullah Gülen’in mal varlığına tedbir konuldu!

Ankara 18. Asliye Hukuk Mahkemesi, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in telif haklarından doğmuş alacakları ve tüm mal varlığı üzerine ihtiyati tedbir kararı uygulanmasına hükmetti . Kararın, Gülen’in ABD’deki banka hesaplarına da uygulanabilir nitelikte olduğu belirtilidi.

Ankara 18. Asliye Hukuk Mahkemesi, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen’in telif haklarından doğmuş alacakları ve tüm mal varlığı üzerine ihtiyati tedbir kararı uygulanmasına hükmetti.

Ankara 18. Asliye Hukuk Mahkemesi, Ankara Büyükşehir Belediyesince, FETÖ’nün 15 Temmuz’daki darbe girişimi dolayısıyla uğradığı zararın giderilmesi talebiyle terör örgütü elebaşı Gülen aleyhine açılan davayı ele aldı. Belediyenin avukatı Fatih Erdöl’ün dava dilekçesine eklediği belgeler ile basında çıkan görüntüleri değerlendiren mahkeme, belediyenin uğradığı zararın boyutu, davalının yurt dışında oluşu, mevcut durumda meydana gelecek bir değişme halinde hakkın elde edilmesinin imkansız hale gelmesinden endişe edilmesini de göz önüne alarak, davalı Fetullah Gülen’in ülke genelindeki yayınevlerinde telif haklarından doğmuş alacaklarına ve tüm şahsi mal varlığı üzerine, dava sonuçlanıncaya kadar ihtiyati tedbir konulmasını kararlaştırdı.

Davacının kurum olması dolayısıyla teminat alınmasına yer olmadığına karar veren mahkeme, dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön incelemenin duruşmalı yapılmasına karar verilmesi halinde duruşma tarihi belirlenerek taraflara açıklamalı davetiye çıkarılmasına da tensiben karar kıldı.

Davacı vekili avukat Fatih Erdöl, bu kararın, Gülen’in ABD’deki banka hesaplarına da uygulanabilir nitelikte olduğunu belirtti.

Erdöl, kararın ABD’de de ifası için Amerikalı meslektaşlarıyla temas halinde olduğunu açıkladı.



AA

13 Ağu 2016

Gülen darbenin tarihini vermiş!

FETÖ lideri firari Fetullah Gülen'in 1980 12 Eylül darbesinden 2 ay önce kullandığı skandal sözler iddianameye girdi. Gülen bu konuşmasında adeta örgütün yerleşmesine zemin hazırlayacak olan 80 darbesinden sonraki dönemi kastederek, 'Huruç harekatı başlıyor. Ancak 35-40 sene sonra uygulamaya konulacak' ifadelerini kullanıyor.

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcıvekili Ömer Faruk Aydıner tarafından FETÖ/PDY'nin 17 Aralık soruşturmasında usulsüzlük yapmasına ilişkin, eski savcılar Zekeriya Öz, Celal Kara ve Mehmet Yüzgeç hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis istenen iddianame hazırlandı. İddianamede FETÖ'nün ilk yapılanmasının temellerinin atıldığı ilk yıllardan itibaren örgüt lideri Fetullah Gülen'in katıldığı sohbetlerde dile getirdiği söylemler ayrıntılı olarak ele alındı.
                                                
'HURUÇ HAREKATI BAŞLIYOR'

İddianamede Gülen'in sohbetlerinden en dikkat çekeni 1980 darbesinden aylar önce sarf ettiği sözler oldu. Gülen'in 1980 darbesi öncesi 'Huruç Harekatı başlıyor' ifadeleri dikkat çekerken bu harekatın 35-40 sene sonra başarılı olacağını ifade ediyor. Kelime anlamı var olan otoriteyi sarsmak anlamına da gelen 'Huruç' için Gülen'in işaret ettiği tarihler ise tam olarak günümüzde yaşadığımız tarihe tekabül ediyor. Gülen'in bu ifadeleri, örgütün devleti ele geçirme planını işleme koyan örgüt üyelerinin yıllarca yetişmesini beklediğini ortaya çıkardı. Tüm kesimlerin zarar gördüğü 80 darbesinden Gülen'in o zamanki ifadeleriyle darbenin Gülen örgütünün önünü açtığı gerçeği ve güçlenerek çıktığı gün yüzüne çıkıyor.

                                                
12 EYLÜL'DEN ÖNCE HAREKETE GEÇTİ

Nisan 1980 yılında İzmir'de yaptığı konuşmada Gülen, "Birkaç gün içinde 'Huruç Harekatı' başlatılacaktır. Bu harekat için hemen her ilde liderler tespit edildi" ifadelerini kullandı. Gülen'in 12 Eylül Darbesi'nden 2 ay önce gerçekleştirdiği bir konuşmasında ise şu ifadeler yer aldı: “Huruç harekatı başlatıldı. Ancak bu harekat 35-40 sene sonra uygulamaya konulabilecektir. Bugünkü ortamda bu mümkün değildir.

'ÖĞRENCİLER MEYVE VERECEK'

Huruç Harekâtı'nın başarılı olabilmesi için bütün ülkede, orta ve yükseköğrenim gören öğrenciler için yurt binalarının açılması, yurtlarda eğitilen öğrencilerin meyvelerini vermesi, kendi fikirlerimiz doğrultusunda çeşitli kitap ve dergilerin basımının gerçekleştirilmesi, özellikle Türkiye'deki öğretmenlerin büyük bir bölümünün kendi yönümüzde faaliyet göstermesi gerekmektedir” ifadeleri yer aldı.

                                                
Arapça kökenli bir ifade olan Huruç, çıkış yapma ve göç anlamına geldiği gibi, var olan otoriteyi sarsmak ve devleti işlevsiz bırakmak olarak da ifade edilebiliyor. Huruç harekatı ifadesi ise tarihte 1854 yılında Rus Ordusu ile Osmanlı Ordusu arasında 'Silistre Kuşatması' olarak bilinen savaşta geçiyor. 41 gün boyunca Silistre'nin kuşatılması sonucunda Serdar-ı Ekrem Müşir Ömer Lütfi Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu 'Huruç harekatı' ile Rus Ordusu'nun geri çekilmesini sağladı.

'O HOCALAR ÖRGÜT İMAMI OLARAK GERİ DÖNDÜ'

FETÖ bilindiği gibi gerek askeri gerek emniyet gerekse devletteki üyelerine talimatları üniversite, lise gibi yerlerde görev yapan öğretim görevlileri aracılığıyla yürüttü. Gülen'in 90'lı yıllarda yaptığı konuşmada örgütün eğitim kademesindeki üyelerine yönelik ne kadar umutvari bir bekleyiş içerisinde olduğu da gün yüzüne çıktı. Gülen, “Yurt dışında her yerde kariyer yapan arkadaşlarımız besleniyorlar ve bu arkadaşlar bizim hedeflerimize göre gelecekte o dünyalardaki üniversitelerdeki bizim tebliğcilerimiz olacaklar. Türkiye'ye döndükleri zaman da burada el üstünde üniversitelerdeki 'Hocalarım' olacaklar" ifadelerini kullandı.

                                                
TAKTİK VE STRATEJİSİNİ İNSANLARA ANLATTI

İddianamede Gülen'in bu sözlerinin taktik ve strateji içeren sözler olduğuna dikkat çekilerek “Pennsylvania örgütünün strateji ve hedeflerini özetleyen bu ifadeler; fetvalarla “Tedbir ve İstihbarat”, “Maarif ve Şirket” ilkesine göre yetiştirilen örgüt mensuplarının, amaçlarına giden yolda düşman olarak gördükleri diğerlerini de etkisiz kılarak devlet içinde etkin bir duruma gelmeleri hedefini göstermektedir” şeklinde yorumlandı.



Hürriyet

4 Ağu 2016

Fethullah Gülen için yakalama kararı!

İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliği, Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) kurucusu Fetullah Gülen hakkında "15 Temmuz darbe girişiminin talimatını verdiği" gerekçesiyle tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkardı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Savcılarından Can Tuncay, FETÖ/PDY’nin lideri Fethullah Gülen hakkında 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmasını talep etti.

Talebi değerlendiren İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimi Durmuş Karaçalı, savcılığın isteğini yerinde görerek, Gülen hakkında tutuklamaya yönelik yakalamaya kararı çıkardı. Bu karar, Gülen hakkında 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin çıkarılan ilk yakalama kararı olma özelliği taşıyor.

Kararda, 15 Temmuz’da başta İstanbul ve Ankara illeri olmak üzere Türk Silahlı Kuvvetleri’nin içine sızan örgütün, anayasal düzeni değiştirerek devletin bütün kurumlarını, güvenlik birimlerini ele geçirmeyi amaçladığına dikkati çekildi.

Aynı zamanda uluslararası düzeyde büyük ve etkili bir siyasi ve ekonomik güç haline gelmeyi hedefleyen FETÖ/PDY mensubu bir kısım askerlerce başta Türkiye Cumhuriyeti hükümeti olmak üzere tüm anayasal kurumlarını ortadan kaldırmaya yönelik darbe girişiminde bulunulduğu, olaylar sırasında birçok suç işlendiği anlatılan kararda, şunlar kaydedildi:

"Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a suikast girişiminde bulunulduğu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga olmak üzere darbeye karşı çıkan birçok asker ve diğer kamu görevlisinin etkisiz hale getirilmesi amacıyla kaçırılarak hürriyetlerinden alıkonuldukları, başta TBMM’nin bombalanarak zarar verildiği, kamu binaları ile yol ve köprülerin işgal edildiği, darbe faaliyetini engelleme amaçlı müdahale eden polis ve asker olmak üzere kamu görevlileri ile vatandaşların şehit edildiği ve yaralandıkları, terör örgütü mensuplarınca kamu ve şahıslara ait araçlara vesair mallara zarar verildiği anlaşılmıştır.

Darbe girişiminin FETÖ/PDY’nin yönlendirmesiyle ve üyelerinin iştirakiyle gerçekleştiği, şu ana kadar tespit edilebilen terör örgütü üyelerinin darbe girişiminde aktif olarak yer aldıkları ve yakalanan bir kısım asker şahıslardan terör örgütüyle iltisaklarına dair deliller elde edildiği, bu kapsamda terör örgütünün sivil kanadı olan ve silahlı kuvvetlerin personellerinden sorumlu örgüt içerisinde ’abi’ olarak tabir edilen şüphelilerin, örgütün askeri personel olan üyelerine darbe mesajını şifreli olarak ilettikleri, durumun bir kısım örgüt üyesinin gerek açık ikrar ve itirafları gerekse de yapılan tespit ve değerlendirmelerden açıkça anlaşıldığı, sonuç olarak darbe girişiminin terör örgütünün faaliyeti olduğuna ve kurucusu şüpheli Fethullah Gülen’in talimatıyla gerçekleştirildiğine dair tereddüt bulunmadığı anlaşılmıştır."

Türk Ceza Kanunu’nun 220/5. maddesinde yer alan "Örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılır." hükmü gereğince örgütsel faaliyet kapsamında işlenen suçlardan dolayı terör örgütünün kurucusu ve yöneticilerinden şüpheli Fetullah Gülen hakkında da atılı suçların faili olması nedeniyle soruşturmaya başlandığı hatırlatılan kararda, şu ifadelere yer verildi: "Şüphelinin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının dosyasında var olan deliller değerlendirildiğinde şüphelinin Terörle Mücadele Kanunu’nun 1 ve 7. maddeleri kapsamında örgüt kurarak yönettiği yönünde kuvvetli suç şüphesinin bulunduğu ve şüphelinin 10 yıla aşkın süredir yurt dışında ikamet ettiği, bir daha ülkeye dönmediği, ABD’de yaşadığı dikkate alarak şüpheliye ulaşılamaması ve savunmasının tespitinin mümkün olmaması nedeniyle atılı suçlardan CMK 94 ve 100. maddeleri uyarınca hakkında yakalama kararı çıkartılmasına karar verilmiştir."

SUÇLAMALAR

Kararda, Gülen hakkındaki yakalama kararının "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmaya engellemeye teşebbüs etme", "Cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma", "Cumhurbaşkanına suikast", "TBMM’yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme", "Başka bir suçu işleyememekten kaynaklanan infialle öldürme", "Kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak öldürme", "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme", "Yaralama", "Mala zarar verme", "Kamu malına zarar verme" suçlarından çıkarıldığı belirtildi.



AA

22 Tem 2016

936 özel okul, 449 yurt, 284 diğer özel kurum kapatılıyor!

Milli Eğitim Bakanlığınca (MEB), Anayasal düzene karşı işlenen suçlar kapsamında FETÖ'ye ait olduğu iddia edilen 936'sı özel okul, 449'u öğrenci yurdu, 284'ü diğer özel kurum olmak üzere toplam bin 669 özel öğretim kurumunun kapatılmasına dair işlem yürütülüyor.



Bakanlık'ta darbe girişiminin ardından, örgütle irtibatlı tüm özel eğitim kurumları, okullar ve barınma merkezlerine yönelik çalışmalar sürüyor.

Anayasal düzene karşı işlenen suçlar kapsamında FETÖ'ye ait olduğu iddia edilen 936'sı özel okul, 449'u öğrenci yurdu, 284'ü diğer özel kurum olmak üzere toplam bin 669 özel öğretim kurumunun kapatılmasına dair işlemler devam ediyor. Bakanlık, şimdiye kadar 800'e yakın özel okulun kapatılmasına yönelik yazılı talimatını illere gönderdi.

TÜM OKULLARA KAPATMA TALİMATI

MEB Özel Öğretim Kurumları, bütün il milli eğitim müdürlüklerine bir talimat göndererek, FETÖ ile ilişkili tüm özel öğrenci yurtları, öğrenci etüt merkezleri, özel okullar ve özel kursların Bakanlığa ve Cumhuriyet Savcılıklarına ivedi olarak bildirilmesini ve okullar dışındaki bu kurumların tümünün valiliklerce kapatılmasını istedi.

Okulların kapatma işlemi ise Bakanlık tarafından gerçekleştiriliyor. Bakanlık, FETÖ'ye ait olan ve kapatılan bu kurumlarda öğrenim gören öğrenci ve kursiyerlerin nakil işlemlerinde vatandaşlara gerekli kolaylığın sağlanması için il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerine talimat gönderdi.

FETÖ'ye ait bu kurumların bir kısmına darbe girişimi öncesinde kayyum ataması yapılmıştı. Kayyum atanan okullarla ilgili kapatma işlemi ayrıca yürütülecek ancak henüz kayyum ataması yapılmayan tüm okulların kapatılması ile ilgili işlemler kısa sürede tamamlanacak.

Kayyuma devredilmiş kurumlar dahil, FETÖ ile ilişkili okul ve kurumlarda çalışan 27 bin 157 eğitim personeli ve diğer personelin çalışma izinleri Bakanlıkça iptal edildi. Bu personelin Bakanlığa bağlı özel öğretim kurumlarında tekrar görev almasına izin verilmeyecek.

BİNLERCE ÖĞRENCİ OKULDAN AYRILIYOR

Bu kurumlarda öğrenim gören öğrencilerin de hızlı bir şekilde bu kurumlardan ayrıldığı belirtiliyor.

Bu okullardan özel okula nakil olacak öğrencilerin işlemleri günlük gerçekleştirilebiliyor.

Resmi okullara nakil olacak ilköğretim öğrencileri de işlemlerini günlük yapabilecek. Resmi ortaöğretim okullarına nakil olacak öğrencilerin ise kontenjana bakılmaksızın ortaöğretim taban puanına göre günlük nakilleri yapılabilecek. Kapatılan okullarda öğrenim gören öğrencilerin nakil işlemleri ise il milli eğitim müdürlüklerinde kurulan komisyonlar aracılığıyla gerçekleştirilecek.

16 Tem 2016

Fethullah Gülen'den açıklama: Aşağılayıcıdır!

Askeri darbe girişimiyle ilgili açıklama yayınlayan Fethullah Gülen, suçlamaları reddettiğini söyledi.


Fethullah Gülen, askeri darbe girişimini 'en güçlü şekilde' kınadığını söyleyerek 'hükümetin zorla değil, özgür ve adil bir seçimle kazanılması gerektiği' ifadelerine yer verdi.

Reuters'ın haberine göre; Gülen, darbe girişiminde rolü olduğuna dair suçlamaları 'kati surette' reddettiğini açıkladı.

Gülen açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Birkaç askeri darbeyi yaşamış biri olarak böyle bir girişimle ilgili suçlanmış olmak özellikle aşağılayıcıdır."