ANASAYFA       SONDAKİKA       GÜNDEM       MAGAZİN       SİYASET      

21 Haz 2017

Hakan Şükür'e verilen fahri doktora unvanı geri alındı!

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'nce (ÇOMÜ) Hakan Şükür'e verilen fahri doktora unvanı geri alındı.

Çanakkale 18 Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Senatosu, 2012 yılında Hakan Şükür'e verilen fahri doktorayı geri aldı. ÇOMÜ Senatosu, eski futbolcu Hakan Şükür ile ilgili kararı, FETÖ ile ilişkisi nedeniyle aldı.

Rektörlük'ten yapılan açıklamada, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında, hakkında yakalama kararı çıkarılan eski milletvekili ve futbolcu Hakan Şükür'e, 2012 yılında fahri doktora unvanı verildiği belirtildi.

Kararın, ÇOMÜ senatosunca alındığının vurgulandığı açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Ülkemizde devlet ve diğer kurumlar içerisinde gayri meşru bir şekilde yapılanmış FETÖ ile ilişkisi konusunda kamuoyunda ve üniversitemizde oluşmuş kanaat nedeni ile üniversitemiz senatosunun 2012 yılındaki kararı ile Hakan Şükür'e verilmiş olan fahri doktora unvanının geri alınmasına oy birliği ile karar verildi."

26 Nis 2017

81 ilin Emniyet teşkilatında FETÖ operasyonu!

Yakın dönemdeki en büyük FETÖ operasyonlarından biri bu sabah yapıldı. 81 ilin Emniyet teşkilatında yapılan FETÖ operasyonunda toplam 803 kişi gözaltına alındı.

Fetullahçı Terör Örgütü’nün emniyet teşkilatındaki gizli yapılanmasına yönelik Ankara merkezli 81 ilde 8 bin 500 polisin katılımıyla eş zamanlı operasyon başlatıldı. FETÖ üyelerinin mahrem imamı olan 1000 kişi hakkında gözaltı kararı verildi.

Operasyonlarda 54 ilde 803 kişi gözaltına alındı.

25 Eki 2016

İçişleri Bakanlığı Adil Öksüz için 4 milyon TL ödül koydu!

İçişleri Bakanlığı, 15 Temmuz darbe girişiminin elebaşlarından olan Adil Öksüz'ü yakalatana 4 milyon TL ödül verecek.

İçişleri Bakanlığı, "terörden arananlar" listesine FETÖ’den aranan 37 kişinin de eklendiğini, bunlardan 8’inin, 4 milyon liraya kadar ödül verilen "kırmızı" kategoride yer aldığını bildirdi.

Arananlar listesinde yer alan ve FETÖ'nün "hava kuvvetleri imamı" olduğu ileri sürülen Adil Öksüz'ün yakalnmasına yardım edene 4 milyon lira ödül verileceği öğrenildi.

Ergenekon Davası'nın savcısı olan ve hakkındaki tutuklama kararından hemen önce yurt dışına kaçan Zekeriya Öz için ise 750 bin lira ödül verilecek.

Yine FETÖ'nün finans kaynaklarından biri olarak gösterilen Akın İpek için verilecek ödül ise 750 bin lira.

DIŞİŞLERİ BAKANI'NDAN İLK YORUM!

Adil Öksüz'ün yakalanması için para ödülü verilmesi haberine ilk yorum Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'ndan geldi. Çavuşoğlu "Bana göre beş para etmez bir terörist bu kişi. Yani değeri beş para bile etmez ama tabi bu mücadelemizin başarılı bir şekilde hedefine ulaşabilmesi için bu hainleri de neredeyse bulmamız lazım. Elbette yurtdışına kaçıp kaçmadığı da net değil. Böyle bir bilgide yok"dedi.

27 Eyl 2016

FETÖ'den akılalmaz plan: Formula hapishanesi!!

FETÖ’cü askerlerin 15 Temmuz’dan önce Formula 1 yarışlarına da ev sahipliği yapan İstanbul Park’ta keşif ve inceleme yaptıkları ve burayı cezaevi olarak kullanmayı planladıkları ortaya çıktı. Kanlı darbe başarılı olsa 155 bin seyirci kapasiteli dev spor kompleksi cunta tarafından toplu gözaltı merkezi ve cezaevi olarak kullanılacaktı.

FETÖ 15 Temmuz darbe girişimine hazırlanırken yaptığı planlar deşifre olmaya devam ediyor. Darbecilerin planına göre, hain girişim başarılı olsaydı, İstanbul'un farklı bölgelerinde hapishaneler oluşacaktı. Bu noktalardan birinin de Tuzla Kurtköy'de bulunan ve Formula sahası olarak bilinen İstanbul Park Pisti olduğu ortaya çıktı.

HELİKOPTERLE KEŞİF YAPTILAR

FETÖ'nün darbe girişimi öncesi planlarına dair yapılan istihbarat çalışmalarında, örgüt üyesi askerlerin 15 Temmuz'dan 1 ay önce pist üzerinde helikopterle alçak uçuş yaparak, bölgeyi havadan kontrol ettiği belirlendi. İkinci kez kontrol uçuşlarının ise 15 gün önce yapıldığı öğrenildi. Güvenlik birimleri 15 Temmuz günü gelerek son kontrolü yapan cuntacı Yarbay ile diğer isimlerle ilgili soruşturma başlatı.

KAPASİTESİNİ ÖĞRENDİLER

Formula 1 yarışlarının yapıldığı İstanbul Park Pisti'nde havadan yapılan keşiflerin ardından, 12-13-14 Temmuz'da karadan keşif yapıldığı da tespit edildi. Askerlerin sivil kıyafetler ile pist yetkililerinden kapasite noktasında ayrıntılı bilgi aldıkları belirtildi. Sivil askerlerin bu bilgileri, büyük bir organizasyon yapılacak bahanesiyle ele geçirdikleri, ayrıca dolaylı sorular ile darbeden önceki hafta içerisinde pistte herhangi bir program olup olmadığının da araştırıldığı ifade edildi.

ÇEVRE YOLLARI ARAŞTIRDILAR

Yeni Şafak'ın haberine göre; darbecilerin havadan ve karadan yaptığı incelemelerde, İstanbul Park Pisti'ne giden tüm çevre yollarının da incelendiği belirlendi.

VIP KULEDEN YÖNETECEKLERDİ

Çevre yolu ile iç yolları bağlayan 2 alt geçit ve yaya ulaşımı yapılan 3 üst geçidin plana dâhil edildiği, darbeden sonraki günler için bu yolların kontrol altına alınmasının planlandığı öğrenildi. Ayrıca alanda bulunan 2 VIP kulenin de teslim alınacağı ve kontrolün oradan sağlanmasının planlandığı ifade edildi.

155 BİN KİŞİYİ HAPSETME PLANI

İstanbul Park Pisti resmi verilere göre aynı anda 155 bin kişiyi taşıyabiliyor. 12,700 m2'lik alana oturan ana tribün, 30 bin kişilik kapasiteye sahip. 60 bin kişilik geçici koltuklar, 60 bin kişilik doğal tribünler ve 5 bin kişilik VIP locaları ile 155 bin kişi aynı anda mekânda olabiliyor.

Başbakan'ın evi de Tuzla'da

Darbecilerin hapishaneye çevirmeye planladığı İstanbul Park Pisti, Başbakan Binali Yıldırım'ın evinin de bulunduğu Tuzla'da bulunuyor. Yıldırım 15 Temmuz gecesi Dolmabahçe'deki ofisinden ayrıldıktan sonra Tuzla'daki evine gidiyordu. Tankların durdurmaya çalışmasına rağmen Yıldırım'ın konvoyu eve ulaşmıştı. 22.30 sularında ise evine doğru tankların gittiği bilgileri üzerine, Başbakan güvenlik gerekçesiyle evden ayrılmıştı. İstanbul Park Pisti'ne yönelik yapılan planda, Başbakanı korumakla görevli polis ekiplerini, özel korumaları ve bölgede bulunan ilçe emniyet müdürlüklerine bağlı ekipleri de buraya toplama kararı alındığı belirtiliyor.

22 Eyl 2016

Adil Öksüz'le ilgili şok iddia: Ajan mı oldu?

CNN TÜRK'te "Ne Oluyor?" programına konuk olan Cumhuriyet gazetesi yazarı Orhan Bursalı, darbe girişiminin bir numaralı ismi olan Hava Kuvvetleri İmamı Adil Öksüz'le ilgili önemli bir iddiayı gündeme getirdi.

Tarafsız Bölge'de Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Adil Öksüz'ü kim serbest bıraktı. Hakimin önüne giden dosyasının içini kim boşalttı?" sözlerini hatırlatan Bursalı, CHP liderinin "benim bu konuda bir cevabım var, ama şimdi söyleyemem. Elimde bir takım bilgiler var" dediğini hatırlatarak yeni bir soru sordu:

Ajanlık teklif edilmiş olabilir, Adil Öksüz koruma altında mı? Böyle bir durum mu var ortada?" dedi

20 Eyl 2016

Darbe sonrası sohbete devam!

Zonguldak'ta, FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında aralarında örgütün sözde "il imamı", "Kozlu ilçe imamı", "Kırgızistan imamı" ve "köy sorumlularının" bulunduğu öne sürülen 12 şüpheli adliyeye sevk edilirken 15 Temmuz darbe girişiminden sonra da örgütün Zonguldak üst düzey sorumlularının pazartesileri, köy sorumlularının ise 15 günde bir toplantı gerçekleştirdikleri belirlendi.

Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığının talimatı doğrultusunda İl Jandarma Komutanlığı ekiplerince soruşturma kapsamında gözaltına alınan, sözde "il imamı" F.S, "Kozlu ilçe imamı" N.K, "Kırgızistan imamı" A.A. ile "köy sorumlularının" aralarında bulunduğu 12 kişinin jandarmadaki işlemleri tamamlandı. Sağlık kontrolünden geçirilen zanlılar, adliyeye sevk edildi.

Bu arada adliyeye sevk edilen köy sorumlularının üzerinde örgüte gönderilmek üzere yaklaşık 30 bin lira "himmet parası" ele geçirildiği, şüphelilerin birçoğunun şifreli mesajlaşma sistemi "ByLock" uygulamasını kullandığı belirlendi.

"KIRGIZİSTAN İMAMI"

Öte yandan adliyeye sevk edilenler arasında bulunan F.S'nin, "il imamı" olduğu ve kentte daha önce bir derneğin temsilciliğini yaptığı, Zonguldak'a tayininin çıkmasının ardından kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan örgüt mensubu memurların kendisine "biat ettiği" öne sürüldü.

Devrek ilçesinde gözaltına alınan sözde "Kırgızistan imamı" A.A'nın da daha önce Trabzon'dan kente yurt müdürü olarak geldiği, bir süre "abi" olarak Zonguldak'ta görev yapmasının ardından Kocaeli'ne gittiği, buradan da örgütten tanıştıkları vasıtasıyla Kırgızistan'a giderek ticarete atıldığı belirtildi.

Kırgızistan'a gidip gelmesinin ardından "imam" olarak örgüt içerisinde görev yaptığı belirlenen A.A'nın daha sonra yabancı ülkelere geziler düzenlediği ifade edildi.

DARBE GİRİŞİMİNDEN SONRA DA TOPLANTILARA DEVAM EDİLMİŞ

Ayrıca adliyeye sevk edilenlerin ifadesi ve cep telefonlarındaki mesajlaşmalarda, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra da örgütün Zonguldak üst düzey sorumlularının her hafta pazartesi günleri, köy sorumlularının ise 15 günde bir toplantı gerçekleştirdikleri belirlendi.

Örgüt yöneticilerinin, toplantılarda aldıkları kararları "ilçe imamları" ve "köy sorumluları"na aktardığı, sohbet toplantılarına katılmaları için örgüt üyelerine mesajlar gönderdiği, başarılı olan köy sorumlularının örgüt içerisindeki diğer sorumlulara örnek gösterdiği ve ödüllendirdikleri tespit edildi.

2 Eyl 2016

Fethullah Gülen’in mal varlığına tedbir konuldu!

Ankara 18. Asliye Hukuk Mahkemesi, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in telif haklarından doğmuş alacakları ve tüm mal varlığı üzerine ihtiyati tedbir kararı uygulanmasına hükmetti . Kararın, Gülen’in ABD’deki banka hesaplarına da uygulanabilir nitelikte olduğu belirtilidi.

Ankara 18. Asliye Hukuk Mahkemesi, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen’in telif haklarından doğmuş alacakları ve tüm mal varlığı üzerine ihtiyati tedbir kararı uygulanmasına hükmetti.

Ankara 18. Asliye Hukuk Mahkemesi, Ankara Büyükşehir Belediyesince, FETÖ’nün 15 Temmuz’daki darbe girişimi dolayısıyla uğradığı zararın giderilmesi talebiyle terör örgütü elebaşı Gülen aleyhine açılan davayı ele aldı. Belediyenin avukatı Fatih Erdöl’ün dava dilekçesine eklediği belgeler ile basında çıkan görüntüleri değerlendiren mahkeme, belediyenin uğradığı zararın boyutu, davalının yurt dışında oluşu, mevcut durumda meydana gelecek bir değişme halinde hakkın elde edilmesinin imkansız hale gelmesinden endişe edilmesini de göz önüne alarak, davalı Fetullah Gülen’in ülke genelindeki yayınevlerinde telif haklarından doğmuş alacaklarına ve tüm şahsi mal varlığı üzerine, dava sonuçlanıncaya kadar ihtiyati tedbir konulmasını kararlaştırdı.

Davacının kurum olması dolayısıyla teminat alınmasına yer olmadığına karar veren mahkeme, dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön incelemenin duruşmalı yapılmasına karar verilmesi halinde duruşma tarihi belirlenerek taraflara açıklamalı davetiye çıkarılmasına da tensiben karar kıldı.

Davacı vekili avukat Fatih Erdöl, bu kararın, Gülen’in ABD’deki banka hesaplarına da uygulanabilir nitelikte olduğunu belirtti.

Erdöl, kararın ABD’de de ifası için Amerikalı meslektaşlarıyla temas halinde olduğunu açıkladı.



AA

18 Ağu 2016

Emre Belözoğlu'ndan FETÖ açıklaması!

Medipol Başakşehir'in kaptanı Emre Belözoğlu, geçmişte Allah rızası için, Türk kültürünü yaşattığı ve ülkemize hizmet ettiğini düşünerek Fettulahçı Terör Örgütü'ne kurban bağışı ve öğrenci bursu verdiğini ancak 17-25 Aralık döneminden sonra bu sinsi yapının gerçek yüzünü görerek eli kanlı bu terörist örgütle tüm ilişkisini kestiğini belirtti.

Emre Belözoğlu, bazı basın yayın organlarında hakkında ortaya atılan iddialara tepki göstererek, şunları kaydetti:

"Öncelikle, 15 Temmuz 2016 Cuma günü gerçekleştirilmek istenen ve ülkemizin birlik-beraberliğine kastederek, 240 masum insanımızı şehit eden, binlerce insanımızı da yaralayan hain darbe girişimini ve bu alçak girişimin arkasında bulunan Fetullahçı Terör Örgütü’nü lanetliyorum.

Şehitlerimize yüce Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.

'KISIKLI'DAKİ DEMOKRASİ NÖBETİNE KATILDIM'

Bu alçak girişimin hemen ardından başkanımız Göksel Gümüşdağ, yöneticilerimiz, hocalarım ve tüm takım arkadaşlarımla birlikte, Türk bayraklarımızı alarak, Başakşehir ve Kısıklı’da tutulan demokrasi nöbetlerine katıldık. Her iki yerde de mikrofonu alarak, halkımızın ve kameraların önünde bu alçak darbe girişimini lanetlememe rağmen, bazı basın organlarında şahsıma yönelik "sustuğum ve konuşmam gerektiği" şeklindeki art niyetli yorumları kınıyor ve kesinlikle kabul etmiyorum.

Yurt içi ve yurt dışında kurmuş olduğu okullarda hain emellerini gizleyerek, yabancı çocuklara bayrağımızı sallatarak, İstiklal Marşımızı okutarak, milletimizin büyük çoğunluğunun gözünü boyamış ve siyaset-sanat-spor-medya gibi her kesimin ilgisini çekmiş bu hain örgüt ile o çocukları gördüğümde yaşadığım duygular haricinde hiçbir bağ ve ilişkim olmadığını belirtmek isterim. Hayatım boyunca birçok yardım kuruluşu, dernek, vakıf ve şahıslara olduğu gibi, eline milletimizin kanı bulaşmış FETÖ’ye de, gerçek yüzlerinin ortaya çıkmadığı o günlerde, Allah rızası için, Türk kültürünü yaşattığı ve ülkemize hizmet ettiğini düşündüğüm için kurban ile öğrenci bursu verdiğimi hiçbir zaman gizlemedim, şimdi de gizlemiyorum. Ne var ki, bu sinsi yapının bir hizmet değil, terör örgütü olduğunun açığa çıktığı 17-25 Aralık döneminden sonra, bu yapıya zerre kadar gönül bağım kalmamış, 1 kuruş da maddi desteğim olmamıştır. Ben ve ailem geçmişte ve gelecekte her daim bu ülkenin, devletimizin, devlet büyüklerimizin, bayrağımızın, manevi değerlerimizin yanında olduk, bundan sonra da öyle olacağız."



AA

17 Ağu 2016

İhraç edilen Korgeneral gayrimenkul zengini çıktı!

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında tutuklanan ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nden (TSK) ihraç edilen eski Genelkurmay Personel Başkanı Korgeneral İlhan Talu adına kayıtlı Ankara'da 17 katlı on, 18 katlı üç, 25 katlı beş betonarme apartman ve arsa bulunduğu belirlendi.

Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK), Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine Talu'nun malvarlığına ilişkin rapor düzenledi.

Başsavcılığa gönderilen raporda, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Veri Tabanı (TAKBİS) kayıtlarına göre, Talu adına kayıtlı, Ankara Gölbaşı İncek Mahallesi'nde 17 katlı on, 18 katlı üç, 25 katlı beş betonarme apartman ve arsanın bulunduğu belirlendi. Bunların "yevmiye tarihi" 4 Ağustos 2015 olarak belirtildi.

Talu'nun üzerine kayıtlı, yabancı menşeli 2014 model bir otomobil ile çeşitli bankalarda 21 ayrı Türk Lirası, ABD Doları, avro ve Japon Yeni hesabı tespit edildi ancak ne kadar parası bulunduğuna ilişkin bilgi verilmedi.

Raporda ayrıca, Türkiye Vakıflar Bankası Sancak Şubesi üzerinde Talu'nun eşinin vekaletle işlem yapma yetkisi olduğu bilgisi yer aldı.



AA

16 Ağu 2016

A101 sahiplerine FETÖ operasyonu!

İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün düzenlediği FETÖ/PDY operasyonunda, bünyesinde A101 marketler zincirini de bulunduran Yeni Mağazacılık A.Ş. sahipleri hakkında yakalama kararı çıkarıldı.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün düzenlediği FETÖ/PDY operasyonunda, terör örgütü adına faaliyette bulunan Akfa Holding ve bağlı 51 şirket ile Yeni Mağazacılık A.Ş. isimli firmanın sahibi ortağı ve çalışanı olan 113 şüpheli hakkında yakalama kararı çıkarıldı.

ŞİRKETLERE EL KOYMA VE ARAMA KARARI

Şüpheliler hakkında FETÖ/PDY terör örgütüne üye olmak, Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Dair Kanuna Muhalefet, Nitelikli Dolandırıcılık, Özel Belgede sahtecilik, Yardım Toplama Kanunu'na muhalefet ve Suçtan Kayhaklanan Mal Varlığı Değerlerini Aklama suçlarından işlem yapılacak. Habertürk'ün haberine göre şirketlere yönelik arama ve el koyma kararı verildi

14 Ağu 2016

Fetullah İletişim'in sahibi çıktı!

FETÖ/PDY'nin finans ayağına yönelik İstanbul'da düzenlenen 'himmet' operasyonunda gözaltına alınan ve adli kontrol şartıyla serbest bırakıldıktan sonra yurt dışına kaçan işadamı Abdullah Büyük'ün gözaltına alındığı operasyonla ilgili yeni bilgilere ulaşıldı.

Kaçtığı Bulgaristan’dan sığınma talebi redddedilerek Türkiye’ye iade edilen Büyük’ün emniyetteki işlemleri devam ediyor. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri FETÖ/PDY’nin finans ayağıyla ilgili Üsküdar’da faaliyet gösteren İsim Tescil İnternet Teknolojileri şirketi ile ilgili soruşturma başlattı. FETÖ/PDY terör örgütü adına faaliyette bulunarak örgüte finansman ve yeni elemanlar kazandırmak suçlamasıyla gözaltına alınan şüphelilerin bu amaçla haftanın belli günlerinde toplantılar düzenledikleri, polis takibinden kaçmak için cep telefonlarını yanlarına almadıkları belirlendi. Şüphelilerin kurdukları bilişim şirketleriyle kamu kurumlarının veri tabanlarını ele geçirerek elde ettikleri bilgileri FETÖ/PDY terör örgütünün menfaatleri doğrultusunda kullandıkları ve örgüte yakın firmalara çıkar sağladıklarını tespit eden polis, 1 Ağustos 2015’de operasyon düzenledi. Operasyon kapsamında şirket sahibi Abdullah Büyük’ün de aralarında bulunduğu 18 kişi gözaltına alındı.

SERBEST BIRAKILINCA BULGARİSTAN’A KAÇTI

Emniyette işlemleri tamamlanan Abdullah Büyük, tutuklama talebiyle sevk edildiği mahkemece adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Savcılığın itirazı üzerine tutuklama kararı çıkarıldı ancak Büyük bulunamadı. Büyük’ün Bulgaristan’a kaçtığını belirleyen polis, Adalet Bakanlığı ile iletişime geçerek İnterpol aracılığıyla kırmızı bülten çıkarılmasını sağladı. Bulgaristan hükümeti tarafından sığınma hakkı kabul edilmeyen Abdullah Büyük, 1 yıl sonra 10 Ağustos günü Edirne Emniyet Müdürlüğü ekiplerine teslim edildi. Büyük, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne getirilerek sorguya alındı.

FETULLAH BİLİŞİM SİSTEMLERİ’NİN SAHİBİ

Büyük’ün Fetullah Bilişim Sistemleri, İsim Tescil İnternet, İsim Tescil Bilşim ile Fetullah Bilişim Çözümleri şirketlerinin sahibi olduğu öğrenildi. FETÖ/PDY’nin iş adamları yapılanması olan TUSCON’a bağlı faaliyet gösteren 4 şirkete kayyum atandı.

13 Ağu 2016

Fethullah Gülen'in ABD'de tutuklanması istendi!

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 15 Temmuz darbe girişiminin talimatını verdiği belirlenen FETÖ/PDY lideri Fetullah Gülen'in tutuklanması istemini içeren yazıyı, ABD yetkili makamlarına iletilmek üzere Adalet Bakanlığı'na gönderdi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu savcısı Can Tuncay tarafından hazırlanan ve ABD yetkili adli makamlarına iletilmek üzere Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü’ne iletilen yazıda, 15 Temmuz’da FETÖ/PDY mensubu bir kısım askerlerce Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ne karşı darbe girişiminde bulunulması olayına ilişkin soruşturma yürütüldüğü anımsatıldı.
                                                
Darbe girişiminin Gülen’in talimatıyla yapıldığının tespit edildiği aktarılan yazıda, şunlar kaydedildi: "Bu nedenle hakkında ’Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, Cumhurbaşkanına suikast, TBMM’yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, kamu malına zarar verme, mala zarar verme, yaralama, kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak öldürme, başka bir suçu işleyememekten kaynaklanan infialle öldürme, cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarından soruşturma yapılan terör örgütünün lideri şüpheli Fetullah Gülen’in halihazırda bulunduğu ABD’ye iade talebi gönderilmesinden önce Türkiye Cumhuriyeti ile ABD Arasında Suçluların Geri Verilmesi ve Ceza İşlerinde Karşılıklı Yardım Anlaşması’nın 10. maddesi uyarınca geçici olarak tutuklanması arz olunur."
                                                


AA

Gülen darbenin tarihini vermiş!

FETÖ lideri firari Fetullah Gülen'in 1980 12 Eylül darbesinden 2 ay önce kullandığı skandal sözler iddianameye girdi. Gülen bu konuşmasında adeta örgütün yerleşmesine zemin hazırlayacak olan 80 darbesinden sonraki dönemi kastederek, 'Huruç harekatı başlıyor. Ancak 35-40 sene sonra uygulamaya konulacak' ifadelerini kullanıyor.

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcıvekili Ömer Faruk Aydıner tarafından FETÖ/PDY'nin 17 Aralık soruşturmasında usulsüzlük yapmasına ilişkin, eski savcılar Zekeriya Öz, Celal Kara ve Mehmet Yüzgeç hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis istenen iddianame hazırlandı. İddianamede FETÖ'nün ilk yapılanmasının temellerinin atıldığı ilk yıllardan itibaren örgüt lideri Fetullah Gülen'in katıldığı sohbetlerde dile getirdiği söylemler ayrıntılı olarak ele alındı.
                                                
'HURUÇ HAREKATI BAŞLIYOR'

İddianamede Gülen'in sohbetlerinden en dikkat çekeni 1980 darbesinden aylar önce sarf ettiği sözler oldu. Gülen'in 1980 darbesi öncesi 'Huruç Harekatı başlıyor' ifadeleri dikkat çekerken bu harekatın 35-40 sene sonra başarılı olacağını ifade ediyor. Kelime anlamı var olan otoriteyi sarsmak anlamına da gelen 'Huruç' için Gülen'in işaret ettiği tarihler ise tam olarak günümüzde yaşadığımız tarihe tekabül ediyor. Gülen'in bu ifadeleri, örgütün devleti ele geçirme planını işleme koyan örgüt üyelerinin yıllarca yetişmesini beklediğini ortaya çıkardı. Tüm kesimlerin zarar gördüğü 80 darbesinden Gülen'in o zamanki ifadeleriyle darbenin Gülen örgütünün önünü açtığı gerçeği ve güçlenerek çıktığı gün yüzüne çıkıyor.

                                                
12 EYLÜL'DEN ÖNCE HAREKETE GEÇTİ

Nisan 1980 yılında İzmir'de yaptığı konuşmada Gülen, "Birkaç gün içinde 'Huruç Harekatı' başlatılacaktır. Bu harekat için hemen her ilde liderler tespit edildi" ifadelerini kullandı. Gülen'in 12 Eylül Darbesi'nden 2 ay önce gerçekleştirdiği bir konuşmasında ise şu ifadeler yer aldı: “Huruç harekatı başlatıldı. Ancak bu harekat 35-40 sene sonra uygulamaya konulabilecektir. Bugünkü ortamda bu mümkün değildir.

'ÖĞRENCİLER MEYVE VERECEK'

Huruç Harekâtı'nın başarılı olabilmesi için bütün ülkede, orta ve yükseköğrenim gören öğrenciler için yurt binalarının açılması, yurtlarda eğitilen öğrencilerin meyvelerini vermesi, kendi fikirlerimiz doğrultusunda çeşitli kitap ve dergilerin basımının gerçekleştirilmesi, özellikle Türkiye'deki öğretmenlerin büyük bir bölümünün kendi yönümüzde faaliyet göstermesi gerekmektedir” ifadeleri yer aldı.

                                                
Arapça kökenli bir ifade olan Huruç, çıkış yapma ve göç anlamına geldiği gibi, var olan otoriteyi sarsmak ve devleti işlevsiz bırakmak olarak da ifade edilebiliyor. Huruç harekatı ifadesi ise tarihte 1854 yılında Rus Ordusu ile Osmanlı Ordusu arasında 'Silistre Kuşatması' olarak bilinen savaşta geçiyor. 41 gün boyunca Silistre'nin kuşatılması sonucunda Serdar-ı Ekrem Müşir Ömer Lütfi Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu 'Huruç harekatı' ile Rus Ordusu'nun geri çekilmesini sağladı.

'O HOCALAR ÖRGÜT İMAMI OLARAK GERİ DÖNDÜ'

FETÖ bilindiği gibi gerek askeri gerek emniyet gerekse devletteki üyelerine talimatları üniversite, lise gibi yerlerde görev yapan öğretim görevlileri aracılığıyla yürüttü. Gülen'in 90'lı yıllarda yaptığı konuşmada örgütün eğitim kademesindeki üyelerine yönelik ne kadar umutvari bir bekleyiş içerisinde olduğu da gün yüzüne çıktı. Gülen, “Yurt dışında her yerde kariyer yapan arkadaşlarımız besleniyorlar ve bu arkadaşlar bizim hedeflerimize göre gelecekte o dünyalardaki üniversitelerdeki bizim tebliğcilerimiz olacaklar. Türkiye'ye döndükleri zaman da burada el üstünde üniversitelerdeki 'Hocalarım' olacaklar" ifadelerini kullandı.

                                                
TAKTİK VE STRATEJİSİNİ İNSANLARA ANLATTI

İddianamede Gülen'in bu sözlerinin taktik ve strateji içeren sözler olduğuna dikkat çekilerek “Pennsylvania örgütünün strateji ve hedeflerini özetleyen bu ifadeler; fetvalarla “Tedbir ve İstihbarat”, “Maarif ve Şirket” ilkesine göre yetiştirilen örgüt mensuplarının, amaçlarına giden yolda düşman olarak gördükleri diğerlerini de etkisiz kılarak devlet içinde etkin bir duruma gelmeleri hedefini göstermektedir” şeklinde yorumlandı.



Hürriyet

11 Ağu 2016

Abla'lar tutuklandı!

Uşak'ta adliyeye sevk edilen ve FETÖ/PDY terör örgütünün 'ablalar' ismini verdiği 22 kadından 20'si tutuklandı. Tutuklanan zanlılar arasında bazı Uşaklı iş adamlarının eşlerinin de bulunduğu 3'ü öğretmen ve 1 hemşirenin de olduğu toplam 20 kişi olduğu öğrenildi.

Uşak’ta, Cumhuriyet Başsavcılığınca FETÖ'nün darbe girişimi sonrası sürdürülen soruşturma kapsamında, Uşak Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından 'ablalara' yönelik yapılan operasyonda adliyeye sevk edilen 22 kadından 20’si tutuklanırken, 2 kadın, savcılık sorgusunun ardından serbest bırakıldı.

Tutuklanan zanlılar arasında bazı Uşaklı iş adamlarının eşlerinin de bulunduğu 3’ü öğretmen ve 1 hemşirenin de olduğu toplam 20 kişi olduğu öğrenildi.

Tutuklanan zanlılar için, örgütün finansı için kermes, himmet, kurban, zekat ve bağış talebiyle dini duyguları istismar ederek topladıkları kayıt dışı paraları örgütün kurduğu sermaye şirketleri ile örgüt mensuplarının şirketlerine yönlendirerek aklama faaliyetlerinde bulundukları, FETÖ'nün gizli şifrelerle haberleşen ve 'Altın Nesil' oluşturma faaliyetleri kapsamında insan kaynağı temin ettikleri, örgütün amaç ve ideolojisi doğrultusunda Uşak ve çevre illerde yapılan otel toplantılara katıldıkları, örgüt lideri olan Fethullah Gülen’e ziyarete gittikleri, örgüt içerisinde 'Abi' diye isimlendirilen sorumluları ile 'Bylock' isimli şifreli programla gizlilik içerisinde haberleştikleri iddia ediliyor.



İHA

10 Ağu 2016

FETÖ'nün finansörü Türkiye'ye iade edildi!

FETÖ/PDY terör örgütünün finansörü olduğu gerekçesiyle aranan ve Bulgaristan'a kaçan Abdullah Büyük Kapıkule sınır kapısından Türkiye'ye iade edildi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu bugün yaptığı açıklamada, "Abdullah Büyük adlı FETÖ mensubunun Bulgaristan'a siyasi sığınma talebi, Bulgar makamları tarafından reddedildi. Bulgar makamları iade kararı verdi ve şu anda Türkiye'ye getiriyoruz" demişti.

14 Ağustos mesajı atan 6 kişiye tutuklama!

Konya'da darbe girişiminin ardından OHAL kapsamında Kanun Hükmünde Kararname ile kapatılan Mevlana Üniversitesi'nin resmi twitter hesabından '14 Ağustos' mesajı attıkları ileri sürülen üniversite personeli 6 kişi tutuklandı.

Gevher Sultan Eğitim Araştırma Sağlık ve Kültür Vakfı’na ait Mevlana Üniversitesi, darbe girişiminin ardından Olağanüstü Hal Kapsamı’nda alınan önlemlere ilişkin Kanun Hükmünde Kararname kapsamında 15 vakıf üniversitesiyle birlikte kapatılmıştı. Ancak geçen 3 Ağustos günü kapatılan Mevlana Üniversitesi’nin resmi twitter hesabından, ’14 Ağustos'ta görüşmek üzere' mesajı yayınlanmıştı.

Mesajın yayınlanmasının ardından çalışma başlatan polis, mesajları yayınladığı ileri sürülen kapatılan üniversitenin Basın Yayın ile Bilgi İşlem Merkezi’nde görevli 8 kişiyi gözaltına aldı. Bu kişilerden 1’i polisteki ifadesinin ardından, 1’i adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı. 6 kişi ise çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Soruşturma kapsamında 1 kişinin de yakalanması için çalışmaların sürdüğü belirtildi.



DHA

9 Ağu 2016

FETÖ itirafçısı örgütün evlilik yöntemini anlattı!

Genelkurmay Emniyet Subayı Yarbay Gökhan Eski, itirafında terör örgütü FETÖ yapılanması dışından yapmak istediği evliliğinin 'abiler'in onayı olmadığı için 2010'da bittiğini, nişanlandığı kişinin de örgüt üyesi olmadığı için baskı gördüğünü söyledi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü darbe soruşturmasında tutuklanan itirafçı Genelkurmay Emniyet Subayı İstihbarat Yarbay Gökhan Eski, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın odasına dinleme cihazı koyduklarını itiraf etmişti. Eski, 13 Temmuz’da Tuğgeneral Mehmet Partigöç ve ‘Abiler’in kendisine, “Bu hafta kritik bir hafta” dediklerini açıklamıştı.

Habertürk'ün haberine göre, Eski’nin, ‘FETÖ’nün evlilik yöntemleri’ne ilişkin verdiği ifade de hayrete düşürecek cinsten. İşte o ifadeler...

ESKİ 'ABİ' İLE GÖRÜŞMEK YASAK

"Cemaat’te abi, seni devrettiğinde öncekiyle görüşmek yasaktır. Ankara’daki ismini hatırlamadığım abiden istemedikleri bir evlilik yaptığım için kopmuştum. Eşim Cemaatçi olmadığı için karşı çıktılar."

'30'UN ÜZERİNDE KADIN ÖNERDİLER, 10'UYLA GÖRÜŞTÜM'

"Tüm abiler evlenmemem için telkinde bulundu. Dinlemedim, evlendim ve 2010’da eşimden boşandım. Fakat birisiyle nişanlandım. Cemaatçi değil diye onu da istemediler ve evliliğin olmaması için çok uğraştılar. Cemaat (FETÖ) nişanlımı bırakıp evlenmem için 30’un üzerinde kişi önerdi."

"Abilerle görüşürken evlerinde kadınlara ait vesikalık fotoğraflar oluyordu. Onları bana gösterdiler. Boydan resimler de vardı. Fotoğrafı gösterirken kadının kod adını, memleketini, boyunu, kilosunu, sigara içip içmediğini, dini hassasiyetlerini, başının açık-kapalı olup olmadığını ilave bilgi olarak veriyorlardı. Bu şekilde 10 civarında kişiyle görüşmüşlüğüm vardır. Randevuyu abi ayarlıyordu. Birlikte gidiyorduk ve görüşme Cemaat evinde oluyordu. 15 dakika civarında sürüyordu. Herkes kod adıyla konuşuyordu. Benim kod adım, ‘Salih’ti. Evlilik görüşmesinde kişiler, birbirlerinden bahsediyorlardı. Görüştüklerimin tamamında evlenmeyi ben kabul etmedim. Bir keresinde doktor olan hanım hanımcık birisini getirmişlerdi. Meslek olarak ve fiziken beğenmiştim. Çok duygusaldı ve boşanmıştı, kabul etmedim."

'KAPI AÇIK 1 SAAT GÖRÜŞÜLÜR'

"Görüşme koşullarını ayrıntılı anlatmak isterim. Koşulların dinsel ve sosyolojik anlamda ne kadar garip olduğunu insanların öğrenmesini istiyorum. Görüşmeye her iki taraf abisi ve ablasıyla gelirdi. 15 dakikalık görüşme sonrası herkes başka bir odada kendi abisi ve ablasına düşüncesini söylerdi. İki taraf olumlu ise kapı açık vaziyette erkek ve kadın baş başa 1 saat kadar görüşürdü. O arada pasta-börek ikramı yapılır. Bu uzun görüşme sonrasında taraflar birbirlerine görüş bildirmez ve irtibat numarası alamazlardı. Bir hafta beklenirdi. Abi-abla tarafların görüşlerini alır; olumluysa ikinci görüşme ayarlanırdı. İki kere ikinci görüşme ayarlandı ama gitmedim. Cemaat’ten biriyle evlilik istemiyordum. Bir Cemaatçi’yle evlenirsem evliliğim özel olmaz diye düşünüyordum."

8 Ağu 2016

'3'ü general 60 darbeci subay Kandil'e kaçtı' iddiası!

15 Temmuz darbe girişiminden sonra firar eden 9'u general 288 muvazzaf askerden 60'ının, terör örgütü PKK'ya sığındıkları iddia edildi.

Sözcü gazetesi
'nin haberine göre, darbe teşebbüsünün başarısız olduğunun anlaşılmasından sonra darbeci askerler kaçmanın yollarını aramaya başladı. İddiaya göre, 3 tuğgeneralin aralarında yer aldığı 60 askeri personel, Sikorsky helikopterler ile Silopi'ye gitti.

Firari darbeci askerlere, Gölbaşı'ndaki Özel Kuvvetler Komutanlığı Karargahı'nı ele geçirmek istediği sırada kahraman Astsubay Ömer Halisdemir tarafından alnından vurulan Özel Kuvvetler Birinci Tugay Komutanı Tuğgeneral Semih Terzi'ye bağlı, Silopi'deki Özel Kuvvetler Harekat Üssü'ndeki FETÖ'cü unsurların yardım ettiği iddia edildi. FETÖ'cü ekibin çeşitli birliklerden kaçarak Silopi'ye gelen 60 darbecinin, Habur Sınır Kapısı'ndan Kuzey Irak'a geçmesine aracılık ettiği öne sürüldü.

'ANA KAMPA GÖTÜRÜLDÜLER'

Habere göre, MİT ve Genelkurmay'ın tespitlerine göre, 3 tuğgeneral ile çeşitli rütbelerdeki darbeci askerler, Zaho'da PKK'lı teröristlerce karşılanıp Kandil'deki ana kampa götürüldü.

İstihbarat birimlerinin Kandil'deki PKK kampında saklanan 3 genaral ile üst rütbeli subayların kimliklerini de tespit ettiği öne sürüldü. Hainler arasında kurmay subayların da olması dikkat çekti. Firarilerin yakalanma ve iade edilme riski olmadığı için PKK'ya sığındığı belirlendi. Darbeci askerlerin örgütün temin edeceği sahte pasaportlar ile Avrupa ülkelerine geçmeyi planladığı yönünde istihbari bilgiler alındı.

6 Ağu 2016

Obama'dan 'Gülen' sorusuna yanıt!

ABD'de yaşayan Türk iş adamları, ABD Başkanı Barack Obama'ya Fethullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) Türkiye'deki darbe girişimi ve örgütün elebaşı Fethullah Gülen'in iadesi konusunu sordu.

Demokrat Parti üyesi Türk iş adamlarından Murat Güzel, Başkan Obama'nın onur konuğu olduğu Demokrat Parti Başkan adayı Hillary Clinton'ın seçim kampanyasına destek amacıyla Atlanta'da düzenlenen yemekli toplantıya katıldı.

Murat Güzel, toplantıda FETÖ'nün darbe girişimi hakkında Obama'yı bilgilendirme fırsatı bulduklarını bildirdi. Toplantıda söz alarak Obama'ya bir soru yönelttiğini anlatan Güzel, konuşmasında darbe girişiminden sonra Türkiye'de birlik-beraberlik duygusunun arttığına dikkati çektiğini, özellikle Türk halkının, ABD'li siyasilerin darbeye bakışından ve Fethullah Gülen'in iadesinin bu kadar uzamasından rahatsız olduğunu ifade ettiğini aktardı.

Güzel, Gülen'in iadesinin sadece Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın değil tüm Türk halkının meselesi olduğunu, iki ülke ilişkilerinin olumsuz yönde etkilenmesinden endişesi duyduğunu vurgulayarak, Obama'ya bu konudaki fikrini sorduğunu dile getirdi.

Güzel, Obama'nın "Bu Türkiye'de ilk darbe denemesi değil ve bu konuda hassas olan Türk halkı darbecilere iyi bir ders verdi, muhalefet dahil tüm kesimler darbeye karşı durdu. Türkiye'nin önemli bir müttefiki olan ABD, darbeye karşı olarak Türkiye'nin yanında yer aldı. Gülen'in iade işlemi için delillere göre hukuk yolu esas alınacak. Bu işi ciddiye alıyoruz ancak bunun ispatlanması lazım" yanıtını verdiğini kaydetti.

RYAN’A DA BİLGİ VERİLDİ

Türk iş adamı Ömer Er de ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Paul Ryan ile ortak katıldığı bir toplantıda, Ryan'a darbe girişimi hakkında bilgi vererek, Türk halkının hassasiyetlerini paylaştı.

Er, Ryan'la görüşmesinde, seçilmiş siyasilerden yana olunması ve meclis binası bombalanmış bir ülkenin ziyaret edilmesi ve hiç değilse Türk Büyükelçiliği'ne taziye ziyareti gerçekleştirilmesi gerektiğini ifade ettiğini aktardı.

Görüşmede, Ryan'ın Er'in gündeme getirdiği tüm konulara çok olumlu yaklaştığı, Türkiye ile ilişkilerin daha da iyileştirilmesi arzusunu dile getirdiği kaydedildi.

İş adamı Güzel, ABD'deki siyasilerin darbe girişimine karşı bakış açılarının, Türkiye'yi ve Türk halkını çok iyi tanımadıklarını ortaya koyduğunu anlattı.



AA

4 Ağu 2016

Fethullah Gülen için yakalama kararı!

İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliği, Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) kurucusu Fetullah Gülen hakkında "15 Temmuz darbe girişiminin talimatını verdiği" gerekçesiyle tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkardı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Savcılarından Can Tuncay, FETÖ/PDY’nin lideri Fethullah Gülen hakkında 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmasını talep etti.

Talebi değerlendiren İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimi Durmuş Karaçalı, savcılığın isteğini yerinde görerek, Gülen hakkında tutuklamaya yönelik yakalamaya kararı çıkardı. Bu karar, Gülen hakkında 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin çıkarılan ilk yakalama kararı olma özelliği taşıyor.

Kararda, 15 Temmuz’da başta İstanbul ve Ankara illeri olmak üzere Türk Silahlı Kuvvetleri’nin içine sızan örgütün, anayasal düzeni değiştirerek devletin bütün kurumlarını, güvenlik birimlerini ele geçirmeyi amaçladığına dikkati çekildi.

Aynı zamanda uluslararası düzeyde büyük ve etkili bir siyasi ve ekonomik güç haline gelmeyi hedefleyen FETÖ/PDY mensubu bir kısım askerlerce başta Türkiye Cumhuriyeti hükümeti olmak üzere tüm anayasal kurumlarını ortadan kaldırmaya yönelik darbe girişiminde bulunulduğu, olaylar sırasında birçok suç işlendiği anlatılan kararda, şunlar kaydedildi:

"Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a suikast girişiminde bulunulduğu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga olmak üzere darbeye karşı çıkan birçok asker ve diğer kamu görevlisinin etkisiz hale getirilmesi amacıyla kaçırılarak hürriyetlerinden alıkonuldukları, başta TBMM’nin bombalanarak zarar verildiği, kamu binaları ile yol ve köprülerin işgal edildiği, darbe faaliyetini engelleme amaçlı müdahale eden polis ve asker olmak üzere kamu görevlileri ile vatandaşların şehit edildiği ve yaralandıkları, terör örgütü mensuplarınca kamu ve şahıslara ait araçlara vesair mallara zarar verildiği anlaşılmıştır.

Darbe girişiminin FETÖ/PDY’nin yönlendirmesiyle ve üyelerinin iştirakiyle gerçekleştiği, şu ana kadar tespit edilebilen terör örgütü üyelerinin darbe girişiminde aktif olarak yer aldıkları ve yakalanan bir kısım asker şahıslardan terör örgütüyle iltisaklarına dair deliller elde edildiği, bu kapsamda terör örgütünün sivil kanadı olan ve silahlı kuvvetlerin personellerinden sorumlu örgüt içerisinde ’abi’ olarak tabir edilen şüphelilerin, örgütün askeri personel olan üyelerine darbe mesajını şifreli olarak ilettikleri, durumun bir kısım örgüt üyesinin gerek açık ikrar ve itirafları gerekse de yapılan tespit ve değerlendirmelerden açıkça anlaşıldığı, sonuç olarak darbe girişiminin terör örgütünün faaliyeti olduğuna ve kurucusu şüpheli Fethullah Gülen’in talimatıyla gerçekleştirildiğine dair tereddüt bulunmadığı anlaşılmıştır."

Türk Ceza Kanunu’nun 220/5. maddesinde yer alan "Örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılır." hükmü gereğince örgütsel faaliyet kapsamında işlenen suçlardan dolayı terör örgütünün kurucusu ve yöneticilerinden şüpheli Fetullah Gülen hakkında da atılı suçların faili olması nedeniyle soruşturmaya başlandığı hatırlatılan kararda, şu ifadelere yer verildi: "Şüphelinin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının dosyasında var olan deliller değerlendirildiğinde şüphelinin Terörle Mücadele Kanunu’nun 1 ve 7. maddeleri kapsamında örgüt kurarak yönettiği yönünde kuvvetli suç şüphesinin bulunduğu ve şüphelinin 10 yıla aşkın süredir yurt dışında ikamet ettiği, bir daha ülkeye dönmediği, ABD’de yaşadığı dikkate alarak şüpheliye ulaşılamaması ve savunmasının tespitinin mümkün olmaması nedeniyle atılı suçlardan CMK 94 ve 100. maddeleri uyarınca hakkında yakalama kararı çıkartılmasına karar verilmiştir."

SUÇLAMALAR

Kararda, Gülen hakkındaki yakalama kararının "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmaya engellemeye teşebbüs etme", "Cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma", "Cumhurbaşkanına suikast", "TBMM’yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme", "Başka bir suçu işleyememekten kaynaklanan infialle öldürme", "Kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak öldürme", "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme", "Yaralama", "Mala zarar verme", "Kamu malına zarar verme" suçlarından çıkarıldığı belirtildi.



AA