28 Nis 2016
ABD Savunma Bakanı'ndan dikkat çeken açıklama!
ABD Savunma Bakanı Ashton Carter, Senato'daki bir oturumda soruları yanıtlarken, PKK ile YPG ve PYD arasında ilişki bulunduğunu kabul etti.
ABD Savunma Bakanı Ashton Carter, Senato'daki bir oturumda soruları yanıtlarken, terör örgütü PKK ile örgütün Suriye'deki uzantısı olan YPG ve PYD arasında ilişki bulunduğunu kabul etti. ABD Senatosu'nun Silahlı Hizmetler Komitesi'nde senatörlerin sorularını yanıtlayan Ashton Carter, Senatör Lindsey Graham'in Suriye konusunda üst üste sorularını cevapladı. Graham'in "PYD'yi ve YPG'yi hiç duydunuz mu?" şeklindeki sorusuna "Evet" karşılığını veren Carter, Senatörün, "Bunlar kimdir?" sorusunu ise "Kürt gruplar'' şeklinde cevapladı. Sorularına "YPG, PYD'nin silahlı kanadı mı?" diye devam eden Graham'a yanıt veren Savunma Bakanı ise "Evet, doğru" dedi.
''PKK SADECE TÜRKİYE'NİN DEĞİL...''
Ash Carter, Graham'in "Raporlar, bunların PKK ile bağlantılı ya da en azından önemli ilişkileri olduğunu belirtiyor. Bu doğru mu?" şeklindeki sorusuna ise "Evet" yanıtını verdi. Graham'in araya girerek, PKK'nin Türkiye için terör örgütü olduğunu söylemesi üzerine Carter, "PKK sadece Türkiye'nin değil ABD'nin nazarında da terör örgütüdür." diye konuştu. Carter, "Türkler'in Suriye'de YPG'yi silahlandırdığımız için bize kızgın olması sizin için şaşırtıcı mı?" sorusu üzerine ise "Hayır" dedi ve Türkiye ile geniş istişareler içinde olduklarını belirtti.
''KÜRTLER, RAKKA'YI ALIP YÖNETMEK İÇİN DOĞRU KİŞİLER DEĞİL''
Suriye Demokratik Güçleri adlı yapı içinde ne kadar Kürt ve ne kadar Arap bulunduğu sorulan Carter, bu yapıda 6 bin Arap bulunduğunu belirtti. Carter, bu sayının genel yapı içindeki oranının sorulması üzerine ise "Yaklaşık yüzde 20" ifadesini kullandı. Oturumun ilerleyen bölümlerinde Suriye'de DAEŞ ile mücadelede iş birliği yapabilecekleri bir hükümet olmadığını hatırlatan Carter, oradaki yerel güçlere ihtiyaçları bulunduğunu söyledi. Carter, "Kürtler, Rakka'yı alıp yönetmek için doğru kişiler değil. Bunu biliyoruz. Rakka'yı alıp yönetmeye uygun kişiler olacak Suriyeli Arap güçleri belirlemeye ve bunlara imkan sağlamaya çalışıyoruz." dedi.
14 Ara 2015
Cizre ve Silopi'den kaçış!
Şırnak Valisi, akşam 23.00'ten itibaren Cizre ve Silopi'de sokağa çıkma yasağı ilan edileceğini duyurdu. Bu haber sonrası Cizre ve Silopi'de halk ilçeleri terk etmeye başladı.
Şırnak’ın Cizre ve Silopi ilçelerinde uygulanacak sokağa çıkma yasağı öncesi çok sayıda vatandaş evlerinden ayrıldı. Şırnak Valiliğinin Cizre ve Silopi’de saat 23.00’ten itibaren sokağa çıkma yasağı uygulanacağı yönündeki açıklamasının ardından mahallelerinde hendek bulunan ailelerin bir kısmı evlerini terk etti. Vatandaşların bir bölümü yanlarına aldıkları eşyaları yükledikleri araçlarıyla çevre köyler başta olmak üzere Şırnak, Batman ve Mardin’e gitti.
ARAÇLARIN KONTAK ANAHTARLARINA EL KOYDULAR
Cizre’de vatandaşların ilçeden çıkışını engellemek için PKK’lı teröristler, Nusaybin ve İdil caddelerinde durdurdukları araçların kontak anahtarlarına el koyarak, yolları ulaşıma kapattı. Bu sırada durmayan bir araca teröristler, uzun namlulu silahla ateş açtı.
1 KİŞİ KAFASINDAN VURULDU
Saldırıda, araçta bulunan Mevlüde İğdi (15), merminin kafasına isabet etmesi sonucu ağır yaralandı. Cizre Devlet Hastanesine kaldırılan İğdi, ilk müdahalenin ardından Şırnak Devlet Hastanesine sevk edildi. PKK’lı teröristlerin karayolunu kapatması üzerine aileler, yaya olarak ilçeden ayrıldı.
Cizre’deki en büyük göç, teröristlerin çok sayıda hendek kazdığı Cudi, Nur, Sur ve Yafes mahallelerinde yaşanırken, kalan aileler gıda malzemesi almak için marketlere yöneldi.
TERMİNAL VE MARKETLERDE YOĞUNLUK YAŞANIYOR
Silopi’de de sokağa çıkma yasağının ilan edileceğini duyan vatandaşlar, ilçeyi terk etmek için terminallere gitti. Yanlarına alabildikleri eşyalarıyla şehir dışına çıkmaya çalışan vatandaşlar, terminallerde yoğunluğa neden oldu. İlçede kalmayı planlayan vatandaşlar ise alışveriş için marketlere yöneldi. İlçe sakinlerinden Ömer Bilişik, imkanı olmadığı için ilçeden ayrılamadığını ve yasak nedeniyle gıda sıkıntısı çekmemek için alışveriş yaptığını söyledi.
19 Kas 2015
Erdoğan, Atlantik Konseyi Zirvesi'nde konuştu!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Grand Tarabya Otel'deki 7. Atlantik Konseyi Enerji ve Ekonomi Zirvesi Açılış Töreni'ne katıldı. Erdoğan, buradaki konuşmasında Suriye'de yaşananlara dikkat çekti ve Esad'a tepki gösterdi.
7. Atlantik Konseyi Enerji ve Ekonomi Zirvesi Açılış Töreni'nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye'de yaşananlar, terör saldırıları ve göçmen sorunuyla ilgili konuştu. Beşar Esad'ın IŞİD'den petrol satın aldığını iddia eden Erdoğan, daha önce kimlik dahi vermediği Kürtlerle Esad'ın kuzu sarması olduğunu söyledi. Erdoğan, "Esed şu anda DAEŞ'in petrolünü alıp paraya çevirmektedir. Bu açıdan PYD'nin DEAŞ'tan hiç bir farkı yoktur. PYD'yi Esed desteklemektedir. Bizim görüşmelerimiz iyiyken Suriye'de yaşayanlara kimlik kartı, pasaport dahi vermiyordu. Biz tam aksine baskı yapıyorduk. Ama şimdi kuzu sarması oldular." diye konuştu.
İşte Erdoğan'ın zirvedeki açıklamalarının satır başları:
Türkiye'deki kamplarda 280 bin kişi yaşıyor ve biz bu insanlara 8.5 milyar dolar harcadık. Sadece İstanbul'da 500 bin insan yaşıyor. Bunun yarattığı sosyolojik travmaları düşünüyor musunuz?
MENSUBU OLDUĞUM DİNİN İÇİNDEN ÇIKAN TERÖRİSTLERİ ŞİDDETLE KINIYORUM
DAEŞ nereden türedi, El Kaide'nin içinde. Suriye'de bakıyorsunuz YPG var. Nijerya'ya gidiyorsunuz Boko Haram var. Bunlar müslümanların arasından çıktığı gibi hıristiyanların arasında da musevilerin arasında da çıkar. Ben şu anda mensubu içinde olduğum dinin içinden çıkan teröristleri şiddetle lanetliyorum.
Bizim kapımızı çalan terör yarın sizin kapınızı çalar dedim. Nitekim Ankara'dan sonra Paris'in kapısını çaldı. Dışişleri, İçişleri Bakanları yoğun bri çalışma içine girmeli. Zirveye katılan nüfusu müslümanlardan oluşan ülkeler olarak aşırılıklarla mücadele konusunda anlaşmaya vardık. Bu konuyu ikili temaslarda dile getireceğiz.
Müslümanlara karşı giderek artan önyargının yayıldığına şahit oluyoruz. Bizler Fransız halkının acısını paylaşırken çeşitli ülkelerde müslümanlra saldırı haberlerini alıyoruz. Liderlerden toplumlarına sağ duyu çağrısı yapmalarını isiyorum. Ben gece 1.5'ta basın açıklaması yaptım. O saatten itibaren sayın Hollande'ı aradım ve sabah görüştüm.
AVRUPA'DA YÜKSELEN IRKÇILIK
Solingen katliamı gibi, NEO Nazi seri cinayetleri gibi bizim acı tecrübelerimiz var. Avrupa başkentelerinde öldürülmüş büyükelçilerimiz var. Avrupa'da tırmanan ırkçı saldırıların önüne geçilmediği taktirde bu faciaların devam etmesi kaçınılmazdır. Aşırıcılıkla mücadele ederken her türlü aşırıcılığı lanetliyorum kınıyorum. Bölgemizdeki ülkelerde yaşanan insani dramın öncelikli sebeplerinin doğru anlaşılması şarttır. Bu olayların sebebi 380 bin insanını katleden Esed Rejimidir. Çok açık ve net söylüyorum; devlet terörü estiren bir kişinin arkasında duranlar en az onun kadar sorumludur.
Hala gitsin mi gitmesin mi tartışması Suriye halkına değil insanlığa nasıl bir mesaj olduğunu çok iyi görmemiz gerek. Rejim meshep kavgaları üzerinden varlığını sürdürmek istemektedir.
DÜN DÜŞMANDILAR ŞİMDİ KUZU SARMASI OLDULAR
Peterspurg'daki G-20'de kimyasal silahların kullanılıp kullanılması tartışıldı. İtiraz ettim tabi Tamam kimyasal silahlarda 1500 kişi öldü, konvensiyonel silahla 120 bin kişi öldü. Tamam da 120 bin kişi konvansiyonel silahlarla öldürülürken bu silahları Suriye'ye kim verdi? Bizim için önemli olan sebep ve netice ilişkisidir. Esed şu anda DAEŞ'in petrolünü alıp paraya çevirmektedir. Bu açıdan PYD'nin DEAŞ'tan hiç bir farkı yoktur. PYD'yi Esed desteklemektedir. Bizim görüşmelerimiz iyiyken Suriye'de yaşayanlara kimlik kartı pasaport dahi vermiyordu. Biz tam aksine baskı yapıyorduk. Ama şimdi kuzu sarması oldular. Avrupa'nın en çokl ihtiyaç duyduğu ekonomik ve sosyal dinamizmi birliğe kazandıracak tek ülke Türkiye'dir. Güçlü demokrasimiz ve güçlü ekonomizle geleceğe umutla bakıyoruz.
Son 13 yılda ekonomik sosyal, kültürel ve insani ilişkilerimiz geniş bir çoğrafyada katlanarak artmıştır. Biraz da az gelişmiş ülkelerin gelişimine katkıda bulunduk. 4.5 milyar dolarlık insani yardımla kalkınma yardımlarını en fazla arttıran ülke olduk. Enerji alanında yeni aktörlerin ortaya çıktığını görüyoruz. Enerjinin çeşitlendirilmesi şart. Kaynakların olmayışından değil var olmasına rağmen devreye alınamamamsından dolayı fakirdi. Enerji güvenliğinin sağlanmasında üretici transit ve tüketici ülkeler arasında etkin işbirliğinin önemli olduğuna inanıyoruz. Enerji işbirliklerini teşvik etmelidir. Orta Asya'daki enerjinin Avrupa'ya sevki Türkiye aracılığıyla büyük bir öneme sahiptir.
AVRUPA İLE NABUCCO'YU İMZALADIK, 6 YIL GEÇTİ
Şimdi AB'ye sesleniyorum. Biz sizinle NABUCCO'yu imzaladık. 6 yıl geçti. Niye adım atamadık? Sen para çıkaramazsan, tedariği halletmezsen bu iş yürümez. Sonra faturayı bize kesiyorlar. Bizim her şeyimiz hazır. Biz transitiz, tüketimimiz de hazır. Ama sen parayı getirdin mi? Bak Azerbaycan adımı attı biz de el ele verdik inşaatlar devam ediyor.
Dönem başkanlığını yürttüğümüz bu süreç içinde enerji konusunu ön plana ilk kez biz çıkardık. Bu salonda enerji toplantısı yaptık. G-20 olarak hedefimiz dengeli güçlü kapsayıcı bir büyümeyi tesis etmektir. Küresel ekonomideki yavaş toparlanma yeni risklere işaret ediyor. Büyüme stratejilerin uygulamaya konulması büyük önem taşıyor. Enerji olarak da hiç bir şeyi boşa çıkarmamız gerekiyor. Esen rüzgardan güneşten gelen enerjiyi her halükarda yapmamız lazım. Bizim suyumuz aslında fazla değil ama sular akar denizle buluşurdu. Su akar türk bakar diyorlardı. Dedik ki bu böyle olmaz. Bunu değiştirdik su akar Türk yapara dönüştürdük. Ve yoğun bir şekilde hidroelektrik santrallere ağırlık verdik. RES ve diğer enerji alanlarında da hızlı adımlar atıyoruz.
Yatırım ihtiyaçlarını sadece kamu kaynaklarını kullanarak karşılamamız mümkün değildi. Bu noktada özel va kamu ortaklığını hayata geçirmemiz oldukça önemliydi.
Tarımla ilgili konularda da önemli adımlar attık. Afrika'da milyonlarca insan enerji yoksunu. Afrika'da enerjiye erişim konferansını bunun için düzenledik. Önümüzdeki dönemde ülkemizle birlikte bölgemiz ve tüm dünyanın insani kalkınmasına katkı için çalışmalarımızı sürdüreceğiz... Posta.comtr
17 Kas 2015
Leyla Zana yemin törenine Kürtçe başlayınca...
HDP Ağrı Milletvekili Leyla Zana, TBMM'de yemin ederken "Türk milleti" yerine "Türkiye milleti" deyince geçici TBMM Başkanı Deniz Baykal yemini geçersiz saydı. Zana, ayrıca yeminine başlamadan önce Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a dönerek Kürtçe "Onurlu ve kalıcı bir barış umuduyla" dedi. Zana'nın yeniden Genel Kurul'a gelerek yemin etmesi bekleniyor.
Deniz Baykal, "Yemini geçersizdir. Tekrar kürsüye gelip yemin etmesi gerek" dedi. Ancak Leyla Zana yemin ettikten hemen sonra Genel Kurul'dan ayrıldı. Zana'nın yeniden Genel Kurul'a gelerek yemin etmesi bekleniyor.
Zana, 2011’deki Meclis’teki milletvekili yemin töreninde de yine 'Türkiye milleti' ifadesini kullanmıştı.
AKILLARA 1991'DEKİ YEMİN KRİZİ GELDİ
Erdal İnönü liderliğindeki Sosyal Demokrat Halkçı Parti 1991 seçimlerinde bir kısım DEP adaylarını kendi listesinden aday göstermişti. Bu milletvekillerinden Leyla Zana ve Hatip Dicle 6 Kasım 1991 günü TBMM’de milletvekilliği yemin töreninde Kürtçe konuşunca yemin krizi çıktı. TBMM'deki olaylı yemin krizinde sıra Diyarbakır'a geldiğinde kürsüye çıkan Diyarbakır milletvekili Leyla Zana, yemin ettikten sonra "Bu yemini Türk ve Kürt halklarının kardeşliği için yapıyorum" anlamına gelen Kürtçe sözler sarf edince Meclis karışmıştı.
TUTUKLANDILAR
1994'te DEP milletvekiliyken terör örgütü propagandası yaptığı gerekçesiyle önce milletvekilliği düşürülen Leyla Zana, Hatip Dicle, Selim Sadak, Orhan Doğan, gözaltına alınarak 11 yılını cezaevinde geçirmişti.
TBMM'de milletvekillerinin ettiği yemin şöyle:
''Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakattan ayrılmayacağıma; büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine and içerim.''
Güvenlikli bölge neresi olacak?
ABD Dışişleri Bakanı Kerry, CNN televizyonunda yayınlanan röportajda ''Suriye'nin kuzey sınırındaki 98 kilometrelik bölgede güvenliğin sağlanması için Türkiye ile ortak operasyona başlıyoruz'' açıklamasını yaptı. Peki bu bölge neresi olacak ve operasyon nasıl yapılacak?
Güvenlikli bölge alanında olası tehdit ve terör saldırılarından arındırılması bekleniyor.
Türkiye, "Güvenli Bölge" sınırlarının BM ve NATO tarafından ilan edilmesini istiyor. Kerry'nin bahsettiği güvenlikli bölge alanı, Azez-Cerablus hattında.
Ancak Kerry'nin açıklaması Mehmetçiğin bu bölgeye gireceği anlamına gelmiyor. Türkiye, sınırdan topçu desteği ile aşağıdaki haritada yer alan bölgeyi bombalayacak. Güvenlikli Bölge'yi büyük ihtimalle Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) koruyacak. ABD de Türkiye sınırından ÖSO'ya yardım edecek. Buradaki amaç, Türkiye sınırına yakın IŞİD tehdidini geri püskürtmek.
Türkiye'nin Suriye sınırında asker konuşlandırması için, NATO veya BM desteği gerekiyor.
HABER-ANALİZ
Serkut Bozkurt yazdı
serkut.bozkurt@posta.com.tr
4 Ağu 2015
Türk jetleri havalandı!
Diyarbakır'dan kalkan 10 jet PKK hedeflerine bomba yağdırdı.
Türk Hava Kuvvetleri bugün Kuzey Irak’ta başta Kandil olmak üzere PKK mevzilerine yönelik yeni bir hava operasyonu daha yaptı. Diyarbakır 8. Ana Jet Üssü’nden kalkan uçaklar PKK hedeflerine bomba yağdırdı. Karabulak Jandarma Karakolu önünde 2 ton bomba yüklü traktörün havaya uçurulması sonucu şehit düşen Medet Mat ve Mansur Cengiz ile Mardin Midyat’ta mayın saldırısında şehit olan er Barış Akkabak’ın adına düzenlenen operasyona Diyarbakır 8. Ana Jet Üssü’nden havalanan 10 F-16 katıldı. Öğleden sonra yapılan ve 3 saat süren operasyonda Kuzey Irak’ta başta Kandil olmak üzere değişik bölgelerde PKK’ya ait mağara, sığınak ve mühimmat depoları bombalandı. PKK hedeflerinin lazer güdümlü bombalarla imha edildiği bildirildi.
Kaynak:Posta.com.tr
Türk Hava Kuvvetleri bugün Kuzey Irak’ta başta Kandil olmak üzere PKK mevzilerine yönelik yeni bir hava operasyonu daha yaptı. Diyarbakır 8. Ana Jet Üssü’nden kalkan uçaklar PKK hedeflerine bomba yağdırdı. Karabulak Jandarma Karakolu önünde 2 ton bomba yüklü traktörün havaya uçurulması sonucu şehit düşen Medet Mat ve Mansur Cengiz ile Mardin Midyat’ta mayın saldırısında şehit olan er Barış Akkabak’ın adına düzenlenen operasyona Diyarbakır 8. Ana Jet Üssü’nden havalanan 10 F-16 katıldı. Öğleden sonra yapılan ve 3 saat süren operasyonda Kuzey Irak’ta başta Kandil olmak üzere değişik bölgelerde PKK’ya ait mağara, sığınak ve mühimmat depoları bombalandı. PKK hedeflerinin lazer güdümlü bombalarla imha edildiği bildirildi.
Kaynak:Posta.com.tr
Etiketler:
bombalandı,
daeş,
diyarbakır,
gündem,
hpg,
işid,
kandil,
kuzey ırak,
kürt,
kürtler,
pkk,
sondakika,
türk jetleri,
türkiye,
ypg
3 May 2015
Instagram'ı Sallayan Kürt Kızı
Fotoğraf paylaşım sitesi Instagram fenomenlerine bir yenisi daha eklendi. ABD'nin New York kentinde yaşayan Kerküklü Kürt kızı Evon Wahab paylaştığı pozlarla kısa sürede 800 binin üzerinde takipçi kazandı. Galeriye ulaşmak için
Kaynak:Posta
1 May 2015
1 Mayıs yürüyüşünde HDP'lilere yumruklu saldırı
Aksaray'da 1 Mayıs İşçi Bayramı kutlaması yapan HDP'lilerle vatandaşlar birbirine girdi. HDP'lilerin yüzerine yürüyen bir grup, tekme ve yumruklarla HDP'li bir genci yaraladı.Haberin devamı için
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)