ANASAYFA       SONDAKİKA       GÜNDEM       MAGAZİN       SİYASET      

11 Mar 2017

Almanya 'Öcalan fotoğraflarını ve PKK sembollerini yasakladı'

Almanya’da Federal İçişleri Bakanlığı’nın Abdullah Öcalan’ın fotoğraflarının bulunduğu bayrak ve flamaları yasakladığı öne sürüldü.

Spiegel Online, yasağın Federal İçişleri Bakanlığı’nın 2 Mart tarihinde güvenlik birimleri ve eyaletlere gönderdiği beş sayfalık yazıda yer aldığını yazdı.

Habere göre, İçişleri Bakanlığı tarafından gönderilen yazıda, sarı-yeşil fon üzerindeki Öcalan fotoğraflarının Almanya’da yasaklı olan terör örgütüne desteği artırma potansiyeline dikkat çekilirken, yasaklı sembol ve logoların da listesi bulunuyor.

33 SEMBOL YASAK

Buna göre, Öcalan’ın posteri dahil, PKK’nın kullandığı 33 sembole yasak getirilmiş durumda. Yasaklı semboller arasında YPG’nin flamasının da bulunuyor.

PKK Almanya’da 22 Kasım 1993 tarihinden bu yana terör örgütü olarak kabul ediliyor.



Ahmet YILDIRIM/DORTMUND, (DHA)

26 Ara 2015

Demirtaş DTK Olağanüstü Kongresi'nde konuştu!


HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, DTK Olağanüstü Kongresi'nde konuştu...

Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Olağanüstü Genel Kurulu Diyarbakır'da gerçekleştiriliyor. Kongrede bir konuşma yapan HDP Eş Genel Başkanı Selhattin Demirtaş, hükümete sert sözlerle yüklendi.

Başbakan Davutoğlu'na 'Reisini de al Sur'a git' diyen Demirtaş, 'Artık gelecek yüzyılda Kürdistan olacak! Özerk bölgeleri de olacak belki devleti de olacak? Kürt halkı burada nasıl yaşamak istiyorsa önce Kürt halkı buna karar verir.' diye konuştu.

İşte Demirtaş'ın açıklamalarının satır başları:

Bizler çocuklarımıza sorun miras bırakmak zorunda değiliz. Cizre'de kadınlar ve çocuklar bu zulmü yaşıyorsa vebali biziz. Bu salondakilerdir. 10 yıl sonra 70 yaşındaki analarımızın cenazeleri sokakta kalıyorsa bize lanet okusalar haklıdırlar. Halkın iradesi silahtan daha güçlüdür. Bu kağıttan kaplanların ucuz kahramanlarıklarının sonu gelmiştir.

"REİSİNİ DE YANINA AL SUR'A GİT"

Başbakan'a çağrı yaptım sen git Cizre'ye. Niye Genelkurmay Başkanı'nın gönderiyorsun? Sen niye Cizre'ye gitmiyorsun? Al reisini de yanına sen git Sur'a. Gelin bu kurtardığınız Kürt halkı sizi nasıl karşılayacak? Yarın hemen Cizre'de miting yapın. Artık gelecek yüzyılda Kürdistan olacak! Özerk bölgeleri de olacak belki devleti de olacak? Kürt halkı burada nasıl yaşamak istiyorsa önce Kürt halkı buna karar verir. 1000 yıllık kardeşlik deniliyor ya 200 yılı sorunludur. Geri kalan 800 yılda Kürtlerin ana dili Türkçe değildir. O dönemde resmi dil Kürtçedir. YÖnetim şekli özerk haldedir. Bağımsızlığa yakın bir modeli vardır. Bizim yaşıyan dedelerimiz bunun canlı tanığıdır. Biz nasıl bunu yok sayıp AKP'nin modeline mahkum kalacağız.

"BEDELİ ÇOK AĞIR OLACAK DİYE ONURUMUZU MU YİTİRELİM?"

Bedeli çok ağır olacak diye onurumuzu mu yitirelim? Haysiyetsiz hale mi gelelim! Hepimizin mezar taşı olacak belki! Mezar taşı olmayanlar var! Diyalog kapısı hep açıktır. 7 Haziran'dan bu yana üst düzeyde diyalog talebinde bulunduk. İnfaz kararı aldılar. Kürt halkınun gücünü gördüler. İran bir güçtür, Türkiye bir güçtür. Irak ve Suriye yapay devletler olsa da bir dengedir. Bu ortadoğu dengesi içinde bir de Kürt gücü doğsun istemiyorlar. Üstelik bu Kürt gücü gerici bir güç de değil. Emekten yana kadından yana bir öncüye sahip. Bunu ezebildikleri kadar ezmek onlar için tarihi bir görev.

Kürt halkı özerk olacak diye tüm Türkiye'ye özerklik getirmek zorunda değiliz. Bölgesel dar bir özerklik mi yapıalcak, bunu da konuşalım.

"DİKTATÖRLÜK MÜ ÖZ YÖNETİM Mİ?"

Biz bölgeyi PKK'ya bırakmayız. PKK mı yönetecek burayı? Hayır, seçim olacak bölgeyi kim kazanırsa o yönetecek! Halk MHP'nin siyasetine destek veriyorsa saygı duyacağız. Ortam demokratik olarak inşa edilsin seçimi Cizre'de MHP kazansın ona da saygı duyacağız. Şimdi tarihi kırılmanın yaşandığı bu günlerde halkımız buna karar verecek. Diktatörlük mü, öz yönetim mi?

Direnen, dik duran bizi mahçup etmeyecek düzeyde bir duruş sergileyen yoldaşlarımıza teşekkür ediyorum, şehitlerimize bir kez daha rahmet diliyorum. Kongremiz bir kez daha hayırlara vesile olsun.

3 Kas 2015

Yalçın Akdoğan: Öcalan'ı diri diri gömdüler!


Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan katıldığı canlı televizyon yayınında seçim sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

İşte Akdoğan’ın NTV canlı yayınında Ahmet Arpat’ın sorularına verdiği cevaplardan satır başları: Arazide bir sessizlik hali var. Millet kararını vermiş, çok fazla kampanyalarla ilgilenmiyor, buradan sürpriz sonuçlar çıkabilir demiştim. Nitekim öyle de oldu. Biz de doğrusu 46-47'lerde bir sürpriz bekliyordum ben. Ama AK Parti için yüzde 49 rakamı sürpriz değil. Hükümet kurma girişiminde yaşananlar, terör hadiselerinden sonra partilerin takıldıkları tavırlar ve 7 haziran sonuçlarından seçmenin mesajını kim doğru algıladı... Bu üç faktör gerçekten dramatik sonuçlar, çarpıcı değişikliklere sebep oldu. Vatandaşımız istikrar istiyor. Üç dört ayda partilerin performanslarını gördü. Bir araya gelemiyorlar, konuşamıyorlar vesaire... Milletin bunlarla uğraşacak hali yok. 2023 hedefleri diyorsunuz, dev projeler...

Birden bir türbülans. Birbiriyle anlaşamayan partiler. Bu bugünkü Türkiye'nin fotoğrafı değil. Bir bütünleme sınavı vardı, AK Parti notunu yükseltti. Bakın bu çok nadir, bu tür küçük partiler için MHP HDP tek başına iktidar olabilir mi? Burada bir şans geldi. Bu şansı geri teptiler ve treni kaçırdılar. İktidar olma şansını siz geri çevirirseniz, o zaman benim siyaset yapmak gibi bir derdim yok anlamına gelir bu. Koca koca profesörler oturmuş şunu diyorlar. Daha önce istikrar AK Parti'ye kazandırdı diyorlardı, şimdi istikrarsızlık kazandırdı diyorlar. Bir karar verin. Böyle bir şey olmaz. Hükümetler için istikrar her zaman kazançtır. Bu patlayan bombalar, terörün azması, AK Parti iktidar olmasın diye yapılan hadiseler. AK Parti altında kalsın diye yapılan şeylerin üzerine çıktı. AK Parti'ye yaramasın diye Ankara'da bomba patlatıldı, kampanya yapılmadı.

SEÇMENİN MESAJI

İstikrar dedi. En temel vurgu istikrardır. Çünkü her şey buna bağlı, devam eden projeler, yatırımlar. Türkiye'nin büyümesi buna bağlı. İstikrar bozulursa herkes bütün aileler bundan kaybediyor. AK Parti seçmenin mesajını alması, kendini yenilemesi vatandaşın hoşuna giden bir şey bu. Diyelim ki 10-15 almışsın, sen yine yanlışta devam ediyorsun. Ben seni anladım, kendimi yeniliyorum demiyorsun. O zaman millet sana niye oy versin. Yüzde 10 alan parti çıkıyor ben zafer kazandım diyor. Siz diyeceksiniz ki ben şurada yanlış yaptım. AK Parti bence şunu başardı. Balkon konuşması şu demek, ben zafer sarhoşu değilim. 78 milyon vatandaşım, hepinize hizmet edeceğim. AK Parti hizmette ayrımcılık yaptı diyemez. Bu kucaklama anlayışı siyasette bu geri dönüşler, kazanmalar böyle oluyor.

BAŞIMIZ ÜSTÜNE

AK Parti'ye hep şunu diyorlar, yüzde 50 ile empati yap. Başımız üstüne.

AK PARTİ'NİN VAATLERİ: BAŞBAKAN TALİMAT VERDİ

Ekonomik vaatler... Diğerleri de yapıyor ama etkili olmuyor. AK Parti 13 yılda ne dediyse yaptı. Bakın gazetelere, AK Parti'nin vaatleri hayatlara geçecek vaatler olarak takdim ediliyor. Doğru bunların hepsini yapacağız. Dün başbakanımız talimat verdi. Bir an önce hükümetin kurulması önemli. 11-12'sinde sonuçlar açıklanacak vs. 100 günü planlıyoruz. Acil eylem planı. Hangi adımları atacağız, söz verdiğimiz bu vaatleri takvimleyerek. 100 gün içinde yapacaklarımızla ilgili acil eylem planı hazırlanıyor. Burada Türkiye'nin kaybedecek bir günü yok. Üç dört ayda çok çaba gösterdik, bölgede olumsuzluk olmasına rağmen vatandaşlarımız hissetmesin diye çaba gösterdik. Ama buradan çok hızlı şekilde işe koyulmak gerekiyor. Bir kaç gün belki teşekkür ziyaretlerimiz olacak seçmene, ama hükümetle ilgili bir yandan çalışmalar sürüyor. Vatandaş bunu görüyor ve ciddiye alıyor.

7 HAZİRAN'IN MESAJI UNUTULUR MU?

7 Haziran'da ne oldu, niye yüzde 41 aldık? Hangi bölgeler, hangi toplum kesimi bize hangi mesajı verdi? Ve yüzde 49 alırken bu geri dönüş, yaklaşık 5 milyona yakın ilave oy aldık biz. İkisini birden analiz edeceğiz. Daha önce kendimizi kıyasıya eleştirdik 7 Haziran'dan sonra. Bundan sonra da daha yapısal dönüşümler gerekiyorsa, parti ve devlet olarak bunlarla ilgili çalışmalar olacak. 63 ilde AK Parti birinci olmuş, 6 ilde CHP, 12 ilde HDP birinci olmuş. Bizim milletvekili çıkaramadığımız il üç tane. CHP 35 ilde milletvekili çıkaramamış. HDP ve MHP 57'şer ilde milletvekili çıkaramamış. Sen 57 ilde milletvekili çıkaramıyorsan, sen Türkiye partisi olamadın demektir. Sadece HDP değil, MHP de olmamıştır. Şimdi CHP ana akım parti görülüyor, 35 ilde vekil çıkaramamışsın. Ege kıyısına ve Trakya'nın batısına sıkışmış bir parti. Katılım da düşük falan değildi. Sayın Bahçeli Osmaniye'de niye ben birinci parti olamadık, niye 57 ilde vekil çıkaramadık... Bunlara önce cevap aramak gerekir.

5'NCİ PARTİ ÇIKAR MI ÇIKMAZ MI?

MHP'nin eridiği görülüyordu. Orada hedef saptırıp bunu AK Parti'ye çevirdiler. Tabi AK Parti'de böyle bir şey olmaz. Yüzde 49 da bunun en güzel cevabıdır. Onlar şimdi kendilerine bakacaklar. Şu anda bu liderler bizim için velinimet. Biz ondan rahatsız değiliz. Ama Türkiye için ihtiyaç olduğunda, diyelim terör saldırısı olduğunda görüşmeye bile tenezzül etmemeleri Türkiye için bir kayıptır.

ÇÖZÜM SÜRECİ

Bir kere takvimi doğru okumamız lazım. 2013'te PKK Türkiye'yi terk etmedi, yapması gerekenleri yapmadı. Kobani olaylarında insanları sokağa döktüler. Süreç koptu o zaman. Ondan sonra ne dendi? Süreç başlasın dediler. Biz iç güvenlik paketi çıkardık. "Türkiye'yi terk etme ve tam eylemsizlik" örgüt bunları yapmadı. 7 Haziran'dan sonra saldırılara başladı. Bu operasyonlar bundan sonra hayata geçti. Buna bir karşılık olarak operasyonlar başlamıştır. Burada mesele şudur. Çözüm sürecinin sahibi, mimarı biziz. Demokratik açılım dedik Habur'la sabote ettiler. Milli birlik kardeşlik dedik Silvan'da sabote ettiler. Ama bunun devam ettirebilmesi için bu süreci zehirleyen unsurların devre dışı kalması gerekiyor. Sen yol kesersen, karakol basarsan bu süreç nasıl devam edecek? Bunların devre dışı kalması için güvenlik politikaları devreye girdi. Terör olduğu sürece terörle mücadele de sürecek ama çözüm süreci de önemlidir. Çözüm süreci derken biz reformlardan, yatırımdan, Kürtleri kucaklamaktan geri durmuyoruz. Ama çözüm süreci başladı devam ediyor diyebilmemiz için bu süreci zehirleyen faktörlerin tasfiye edilmesi lazım. Vatandaş örgüte tepki gösterdi. Sen benim başıma bela oldun, şehir merkezine hendek kazma, bomba döşeme insanların günlük yaşamlarını bozmaya başladı. Vatandaş buna tepki gösterdi. Kürtler esaret altında yaşamak ister mi? Baskı kuran bir örgüt var. Böyle bir ceberrut yapı olmaz. Bunun da bence seçimde bir tesiri oldu diye düşünüyorum. HDP'liler özgür seçim olmadı falan diyor. Çok sessiz, sükûnet içinde, huzur içinde seçim güvenliğini şimdi kimse konuşmuyor. Çok iyi tedbirler alındı. 385 bin güvenlik görevlisi o gün görevdeydi. Vatandaşımız iradesini ortaya koydu. Baskı şiddet tehdit olmayınca da durum değişti.

ÇÖZÜM SÜRECİNİN YENİ KODLARI NE OLACAK? İMRALI-HDP-KANDİL 

PKK nasıl sürece ihanet ettiyse, silahla amacıma ulaşırım Türkiye'de de bunu yaparım gibi bir yanılgıyla nasıl demokratik çözüme isyan edip silahla bir yere varmak için bunu yaptıysa HDP de makas değiştirdi, sürece ihanet etti. Çözüm düşmanı paralel yapıyla kol kola girdiler. Sürece ihanet eden bu anlayışla, bu aktörlerle, bunlarla yol yürünmesi mümkün değil Biz HDP yönetimiyle, oy veren kitleyi birbirinden ayırıyoruz. Onlar bizim kardeşlerimizdir vatandaşlarımızdır. HDP'nin içinde de bundan rahatsız olan insanlar var. Sonra da Kandil'in esareti altına girdiniz, Türkiyelileşme şirinlik vesaire bu seçimde yapmadılar. önce süreci bozdular, sonra da Kandil'in yaklaşımıyla başka yola girdiler. Tam bir hayal kırıklığı oluşturdular.

İMRALI DENKLEMİN İÇİNDE Mİ? 

Bizim şu anda konsantrasyonumuz PKK'nın hamlelerini boşa çıkartmak. Özerklik ilanı çöktü, kurtarılmış bölgeler çöktü, vur-kal eylemleri çöktü. Şimdi eş zamanlı olarak bizim reformlarımız, yatırımlarımız da devam ediyor. Ama onun ötesinde belli şartların oluşması lazım. PKK'nın Türkiye’yi terk etmesi, tam anlamıyla eylemsizlik... ondan sonra diğer meseleler konuşulabilir. bunlar tabi çok yanlış yaptılar. Bölge halkı da şikayetçiydi. Devletle görüşülüyor, seçimden sonra başlayacak dediler. Biz kendi yolumuzda yürüyoruz. Devletin ilgili kurumlarının İmralı ile görüşmesi vesaire daha önceki hükümetler döneminde de olmuş şeylerdir.

ÖCALAN'I DİRİ DİRİ GÖMDÜLER 

Ama çözüm süreci bağlamında o noktaya gelebilmemiz için bu şartların olgunlaşması gerekir. Öcalan'ı da diri diri oraya gördüler. Bunlar Erdoğan karşıtlığı yapıyor gibi görünüp Öcalan'ı batırmaya çalıştılar.

İZMİR MERKEZLİ PARALEL OPERASYONU 

Bu operasyonun mahiyetini bilmiyorum. Ama o dönemde bununla ilgili eleştiriler getirmiştik. Bakın bunlar ancak başka bir amaçla, başka bir ülkeye hizmet etmek için böyle bir şey olabilir. Ve aslında siz bir casusluk faaliyetinin parçasıdır demektir. Şimdi bu paralel yapı böyle bir ihanet şebekesi. Hükümetle ilgili bir takım eleştiriler var, medya vesaire... Türkiye teröristlere yardım eden ülkedir... Otoriterleşme var... One minute'den sonra bir takım çevreler harekete geçti. Paralel yapı algı operasyonu yürütülüyor. Deniz Kuvvetlerini çökerttiler, çökertmeye çalıştılar. Yüzlerce kişi casus olabilir mi? Bütün yapıyı siz çökertmeye çalışıyorsunuz. O zaman toplumun vicdanı sızlıyor. Sapla saman birbirine karışıyor, aslında başka bir şey yapmaya çalışıyorsunuz. Kendiniz bir vesayet düzeni kurmak için tasfiyeleri yapmaya çalışıyorsunuz. Biz o dönemde de eleştirdik.

YÖNETİMİNE EL KONULAN BAZI MEDYA GRUPLARI VAR. NOKTA DERGİSİNİN SON SAYISI DAHA BASILMADAN TOPLATILDI. ELEŞTİRİLER VAR? 

Kutuplaşma vesaire deniyor. AK Parti'nin ortaya koydu söylem belli. Birileri beyninizi alın da oy kullanın diyor, 2 kasım iç savaş başlama tarihidir diyor.. Bunlar millete hakaret eden, milleti tahrik edelim diye bir çaba. Bu bir yayıncılık faaliyeti, fikir özgürlüğü falan değil. Nokta'nın yaptığı da yenilir yutulur bir şey değil. İç savaş provası vesaire... Sen demokrasiye mi hizmet ediyorsun, darbeye mi hizmet ediyorsun? Dünyanın hiçbir yerinde bu olmaz. ABD'den batıdan açıklamalar geliyor. Amerika'da ulusal güvenlik denildiği zaman akan sular durur. Mesela denmedik ne kaldı? Cumhurbaşkanımıza, başbakanımıza söylenmedik hangi cümle kaldı? Basın ahlakıyla basın özgürlüğü birlikte gider. Sizin bir takım hassasiyetleriniz olur. Bir çok şirketlerin olduğu gruba bir kayyum atandı. Bunu hükümet yapmıyor, bu yargının bir tasarrufu. Nasıl adli kontrol vesaire gibi geliştirilen bir tedbir. Kayyum da hakimin denetiminde. Nasıl Türkiye'de herkes yargıya saygı gösteriyorsa, onlar da saygı gösterecek. Bir şeyin işine medya girdiği zaman dokunulmazlık kazanmıyor. Sen herkese söveceksin, hükümetleri devirmeye çalışacaksın, en büyük şirketlere el koymaya çalışacaksın, şimdi de bağırıp çağıracaksın. Böyle bir şey olmaz.

29 Ağu 2015

Ankarayı karıştıran imralı iddaası!

Bir televizyon ekibinin İmralı'ya gittiği ve Öcalan'ın 1 Eylül'de yapacağı öne sürülen ateşkes çağrısını çektiği iddiaları Ankara'ya bomba gibi düştü. Ancak Kuzey Irak merkezli iddialar kısa bir süre yalanlandı.
Kuzey Irak merkezli haber sitesi Rudaw'ın İmralı ve TV ekibi iddiası Ankara'ya bomba gibi düştü. İddiaya göre bir TV ekibi İmralı'ya gitti ve Öcalan'la görüştü. Görüşmede Öcalan'ın 1 Eylül Dünya barış gününde ateşkes çağrısı yapacaktı. Ancak iddia hem HDP kaynakları tarafından hem de habere konu olan kaynaklar tarafından yalanlandı. HDP Basın Sözcüsü Ayhan Bilgen, konuyla ilgili mikro blog sitesi Twitter'dan şu açıklamayı yaptı:
"İmralı adasına bir tv kanalının gideceğine dair bilgimizin olduğu yönündeki haber doğru değildir."

DUYUMLARIMIZ VAR" DEDİĞİ İDDİASI 
Rudaw'ın haberine göre, geçtiğimiz hafta bir televizyon ekibi, Abdullah Öcalan'la görüşmek üzere İmralı Adası'na götürüldü. Haberde HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen'in "Televizyon ekibinin görüştüğüne dair değil, görüşeceği yönünde duyumlarımız var" dediği de iddia edildi. Bilgen'in "Akil İnsanlar Heyeti'nden bir grubun PKK lideriyle görüşeceğini duyduk" dediği de öne sürüldü. Ancak Ayhan Bilgen, söz konusu haberi yalanladı. Bilgen, "Aradıklarında bir bilgim olmadığını söyledim. Haberde bana atfedilen sözleri kesinlikle söylemedim" dedi.

HABERİN BİR DİĞER KAYNAĞI DOĞRULAMADI 
Habere kaynak olarak gösterilen AK Parti Milletvekili Orhan Miroğlu'nun da, görüşmeyi doğrulamadığı görüldü. Habere göre "Bir tv kanalında çalışan birinden Öcalan'la görüşüldüğünü öğrendiğini" söyleyen Miroğlu, "Öcalan'ın 1 Eylül’de barış mesajı vereceği ve silahların susturulmasını isteyeceği ifade ediliyor. Ama hükümet tarafından teyit edilmiş bir bilgi duymadım" dedi.