ANASAYFA       SONDAKİKA       GÜNDEM       MAGAZİN       SİYASET      

15 Haz 2016

Anayasa Mahkemesi'ne 'kimliğimi açık ettin' davası!


Cinsel içerikli görüntülerinin internette dolaştığı duyumu üzerine devlet memurluğundan çıkarılan kadın, özel hayatın gizliliğinin ihlali gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) bireysel başvuru yaptı. Kadını haklı bulan AYM, kimliğini deşifre etti. İkinci kez mağdur olan kadın şimdi, mahkemenin sitesinden ve Resmi Gazete'den açık kimliğinin kaldırılması için hukuk savaşı veriyor.

Cinsel içerikli bazı görüntülerinin internette dolaştığı duyumu üzerine hakkında başlatılan disiplin soruşturması sonucu devlet memurluğundan çıkarma cezası alan kadın, haklarının ihlal edildiğini ileri sürerek, ihlalin tespitiyle yeniden yargılama yapılmasına ve uğradığı manevi zararın tazminine karar verilmesi istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulundu.

Kadın, başvuru dilekçesinde kimliğinin gizli tutulmasını talep etti ancak Yüksek Mahkeme, bu talebi tüzüğündeki, "Kimliğin saklı tutulması talepleri ancak istisnai durumlarda ve gerekçesi haklı bulunursa kabul edilecektir." hükmü gereği reddetti.

İKİNCİ KEZ MAĞDUR OLDU

Başvuruyu karara bağlayan Anayasa Mahkemesi, kadının Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan "özel hayatın gizliliği" hakkının ihlal edildiğine karar vererek, ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın ilgili mahkemesine gönderilmesine hükmetti.

Ancak Anayasa Mahkemesinin bu kararı, başvurucu kadının açık kimliği ve kimliğini belli eden bilgilerle mahkemenin sitesinde ve Resmi Gazete’de yayımlandı.

Bunun üzerine kadın, yaptığı bireysel başvuru sonucunda verilen kararda açık kimliği ve kimliğini belli eden bilgilerin yer aldığını, bu nedenle kararın Anayasa Mahkemesi'nin ve Resmi Gazete’nin internet erişimine açık arşivi başta olmak üzere kamuya açık tüm kaynaklardan kaldırılması istemiyle dava açtı.

HUKUK KARMAŞASI DEVAM EDİYOR

Davaya bakan Ankara 4. İdare Mahkemesi, başvuruyu incelenmeksizin reddetti. Mahkemenin kararında, davacının kimlik bilgilerinin ve kimliğini açık eden tüm bilgilerin, yargı kararı uyarınca yayımlandığı belirtildi.

Davacının gizlilik talebinin ilgili bireysel başvuru dosyasında değerlendirildiği ve kabul edilmediği hatırlatılan kararda, bu kararın yargısal nitelikli olduğu, idari işlem niteliğinde ayrıca işlem tesis edilmediği kaydedildi. Kararda, "Davacının başvurusunun da söz konusu yargı kararının kaldırılması istemine ilişkin olduğu anlaşıldığından, olayda idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem bulunmadığı gerekçesiyle davanın incelenmeksizin reddine karar verilmiştir." denildi. Davacı kadın, Ankara 4. İdare Mahkemesinin kararını temyiz etti.

Temyiz istemini görüşen Danıştay 10. Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozdu.

Dairenin kararında, yargılama sürecindeki gizlilik talebinin reddi kararı ve buna ilişkin oylama çizelgesinin yargısal işlemlerden olduğu, bu tür yargısal işlemlerin idari davaya konu edilemeyeceği bildirildi.

Bununla birlikte yargı organının, önüne gelen uyuşmazlıkta nihai kararını verdikten sonra davadan el çektiği, bu aşamadan sonra kararın nasıl ve ne şekilde yayımlanacağının yargılama sürecinden ayrılan işlem ve faaliyetlerle belirlendiği anlatıldı.

Anayasa Mahkemesinin, davacının bireysel başvurusu hakkında verdiği nihai kararla yargılama safhasının sona erdiği ancak bu kararın Resmi Gazete’de ve mahkemenin internet sitesinde yayımlanacağına dair bir ifadeye yer verilmediği kaydedildi.

Kararda, davalı idarenin temyize karşı savunmasında, "Kararın, 2. Bölüm başkanınca takdir edilerek, Resmi Gazete’de yayımlanmasının öngörülmesi üzerine yayımlandığı" yönündeki ifadenin de kararın yayımlanması aşamasının, yargılama sürecinden farklı bir aşama olduğunu, yayımlamaya ilişkin sürecin idari karar ve işlemlerle gerçekleştirildiğini teyit ettiği vurgulandı.

Kararda, şöyle denildi:

"Buna göre, davacının bireysel başvurusu hakkındaki kararın yayımlanmasına ilişkin işlem, yargı fonksiyonunun yerine getirilmesi kapsamında tesis edilen yargısal işlem değil, aksine idari bir işlem olduğundan, davacının açık kimliği ve kimliğini belli eden bilgilerin yer aldığı kararın, Anayasa Mahkemesinin ve Resmi Gazete’nin internet erişimine açık arşivi başta olmak üzere kamuya açık tüm kaynaklardan kaldırılması talebiyle yaptığı başvurunun zımnen reddi işleminin de bir idari işlem olduğu, dolayısıyla idari davaya konu edilebileceği sonucuna varılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın esası incelenmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, davanın incelenmeksizin reddi yolunda verilen mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir."



AA

26 Eki 2015

Sahte profille tacize 11 yıl hapis!


Antalya'da 16 yaşındaki bir gence ait fotoğrafı profiline koyarak Facebook'ta tanıştığı 12 yaşındaki kız çocuğu M.Ş.'ye apartmanın bodrum katında cinsel saldırıda bulunan evli ve iki çocuk babası 38 yaşındaki Ali G., 11 yıl 2 ay hapse mahkum edildi.

Antalya’da bir otelde garson olarak çalışan Ali G., Facebook’ta ’Berk Onat’ adıyla sahte hesap açtı. Profiline fiziği düzgün bir gencin fotoğrafını koyan Ali G., yaşının da 16 olduğunu yazdı. Ali G., daha sonra sahte profilli hesaptan ortaokul öğrencisi M.Ş.’ye arkadaşlık isteği gönderdi. M.Ş.’nin arkadaşlık isteğini kabul etmesi üzerine ikili facebook üzerinden yazışmaya başladı. ’Berk Onat’ adıyla yazışan Ali G., bir süre sonra M.Ş.’ye kendisiyle sevgili olmak istediğini yazdı. Bu teklifi kabul eden M.Ş., sanal ortamda tanıdığı kişiyle flört etmeye başladı. İlerleyen dönemlerde Ali G., cinsel organının fotoğrafını çekerek M.Ş.’ye gönderdi. Ardından M.Ş.’den çıplak fotoğraflarını istedi. Bu isteği kabul etmeyen M.Ş., tehdit üzerine çıplak fotoğraflarını Facebook üzerinden gönderdi.

ÇIPLAK FOTOĞRAFLARLA TEHDİT ETTİ

Fotoğrafları alan Ali G., M.Ş. ile buluşmak istediğini yazarak evinin adresini aldı. M.Ş.’nin oturduğu apartmana giden Ali G., kendisini Berk Onat’ın dayısı olarak tanıttı. M.Ş.’ye, Berk’le yazışmalarını ailesinin gördüğünü ve kendisini dövdüklerini anlatan Ali G., küçük kıza çıplak fotoğraflarının da kendisinde olduğunu söyledi. M.Ş.’yi fotoğraflarını ailesine vermekle tehdit eden Ali G., "Eğer göğüslerini ellememe izin verirsen fotoğrafları göstermem" dedi.

ANNESİNE ANLATTI, YAKALANDI

Korkudan Ali G.’nin isteğini kabul eden M.Ş., oturdukları apartmanın boşluğuna indi. Eliyle küçük kızı taciz eden, daha da ileri gidip apartmanın deposuna indirmek isteyen Ali G., M.Ş’yi elinden tutup sürüklemeye başladı. Direnen M.Ş., elini çimdikleyerek Ali G.’den kurtularak kaçtı. Ardından Ali G. de binadan çıkarak kaçtı. M.Ş.nin durumu annesine anlatması üzerine ailesi polis merkezine giderek, kendisini ’Berk Onat’ olarak tanıtan kişiden şikayetçi oldu. Şikayet üzerine çalışma başlatan polis, şüphelinin Ali G. olduğunu tespit etti. Kısa sürede yakalanan Ali G., çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

’FİZİKSEL TEMASTA BULUNMADIM’

Antalya 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkan Ali G., pişman olduğunu söyledi. Facebook’u çalıştığı otele staj için gelen öğrencilerden öğrendiğini anlatan Ali G., ifadesinde şunları söyledi:

"M.Ş.ile arkadaş olduk. Aramızda cinsel içerikli konuşmalar geçti. Yaklaşık 2 ay kadar bu şekilde yazıştık. Bana 14 yaşında olduğunu söyledi. Birbirimize cinsel organlarımızı gösteren fotoğraflar gönderdik. Daha sonra benimle buluşmak istedi. Evlerinin olduğu apartmanın önüne gittim. Geldiğinde, sandığımdan küçük olduğunu gördüm. Kendisiyle apartman boşluğunda yaklaşık 1 dakika kadar konuştum. Kesinlikle fiziksel temasta bulunmadım. Bulunmuş olsaydım, bana gönderdiği görüntülerle şantaj yaparak başka bir mekana götürürdüm. İki çocuk babasıyım. Buluşma noktasına gittiğimde empati yaptım. Yaptığım davranışın yanlış olduğunu düşündüm. Bu sebeple olay yerinden ayrıldım. Suçlamaları kabul etmiyorum. Ben facebook sayfamda yaşımı 18 olarak belirttim. Beraatımı talep ediyorum."

Sanığın sahte isimle facebook sayfası açıp kendisine ait olmayan bir fotoğrafı profiline koyarak yaşını küçük göstermek suretiyle yaşı küçük kız çocuklarıyla iletişim sağladığına kanaat getiren mahkeme, Ali G.’yi cinsel saldırı suçundan 10 yıl hapse mahkum etti. Sanığa şantaj suçundan da 1 yıl 2 ay hapis ve 600 lira adli para cezası veren mahkeme, cezalarda takdir indirimi de yapmadı. Sanığın bilgisayarında ele geçirilen suç unsuru görüntülerle ilgili dava açılacağı da kaydedildi.



DHA