Hadise'nin adı geçen günlerde klibinde oynattığı, Amerika'da yaşan Fransız model Aurelein Muller ile anılmıştı.
Hadise çıkan haberleri yalanladı. Ama klipteki samimi anlar aşk iddialarını daha da güçlendirdi.
Geçen hafta Hadise aile yemeğine klibinde oynattığı ve adının aşk dedikodularına karıştığı Fransız model Aurelein Muller'i de çağırdı.
Mekandan tek başına çıkan Hadise hedef saptırmak için eski sevgilisi Sinan Akçıl ile ilgi sorulara cevap verdi.
Hadise'nin hemen ardındansa Fransız model Aurelein Muller ve şarkıcının ablası Hülya Açıkgöz çıktı.
Abla Hülya Açıkgöz'ün 'Birbirlerini tanımaya çalışıyorlar' açıklamasıyla da aşk iddaları doğrulanmış oldu.
KAFALAR KARIŞIK!
Ancak Hadise ve Aurelein Muller'in ilişkisi kafaları karıştırdı. Çünkü Fransız modelin sosyal medya hesabında yer alan fotoğraflar Aurelein Muller'in başka bir sevgilisi daha olduğunu ortaya çıkardı.
Aurelein Muller’in geçen aylarda sevgilisiyle gittiği Bali tatilinden çekildiği fotoğrafları 'aşk, sevgilim, Bali romantizmi' mesajıyla paylaşması dikkat çekti.
REKLAM AŞKI MI?
Bir süre sonra sevgilisiyle olan paylaşımlarını kaldıran Fransız modelin bu hareketi 'Hadise ile reklam aşkı mı yaşıyor?' sorularını akıllara getirdi.
Yeni filminde psikolojik sorunları olan bir karaktere hayat veren Meryem Uzerli, “Kendimi zorlayacağımdan emindim ama bazı sahnelerde çok sıkıntı yaşadım” açıklamasını yaptı.
Geçtiğimiz günlerde Mısırlı oyuncu Bassel Alzaro'dan evlilik teklifi alan Meryem Uzerli yeni filmi Öteki Taraf hakkında Milliyet'e konuştu. Sara adında takıntılı bir eski sevgiliye hayat veren Uzerli, “Karakterin psikolojik sorunları var. İçindeki çocuğun farkında değil, o yüzden yaşadığı travmalar, gergin ve agresif olmasına yol açıyor" dedi.
34 yaşındaki Uzerli yeni rolü hakkında açıklamasına şöyle devam etti: Patlamaya hazır bir bomba gibi. Olaylara mantığıyla değil, duygularıyla bakıyor. Kalbi kırık ve kendini iyileştiremiyor. Bu tarz insanlar bence en tehlikelileri çünkü yaralı ve intikam almaya çalışıyorlar”
Çekimlerin ise kolay olmadığını anlatan Uzerli, “Kendimi zorlayacağımdan emindim. Bazı aksiyon sahneleri için sette dublör vardı. Onu görünce, ‘Benim yerime o oynayacak’ diye sevindim" ifadelerini kullandı.
Uzerli 8 Aralık'ta vizyonda olacak film için "Yakın plan çekimlerde, kamera önünde ben vardım. Beklediğim gibi rahat olamadım, bazı sahnelerde çok sıkıntı yaşadım” diyerek sözlerini noktaladı.
Özcan Deniz’in hem rol aldığı hem senaryosunu yazdığı hem de yönetmenliğini yaptığı Öteki Taraf'ın yapımcılığını ise Avşar Film ve DNZ Yapım yaptı. Filmde Deniz'e başrollerde Uzerli'nin yanı sıra Aslı Enver de eşlik ediyor.
Fi dizisinin 2. sezonu Çi 3. bölümüyle dün akşam nefes kesti.
Fi dizisinin 2. sezonu Çi'nin 3. bölümünde Duru’nun Can’ın oyununa oyunla karşılık vermesi hesaplayamadığı sonuçlar doğururken, Sadık da Özge’ye oynadığı oyunun bedelini ödemek zorunda kaldı. Çi'de artık hiçbir şey eskisi gibi olmamak üzere değişmeye başladı.
Öte yandan bölüme damga vuran sahne ise Can ve Duru'nun yani Serenay Sarıkaya ve Ozan Güven'in sevişme sahnesi oldu.
İşte Ozan Güven ve Serenay Sarıkaya'nın o sevişme sahnesi...
Dizi sezona başlamadan önce oyuncular 'Bu sezon ateşli sahne yok' demişlerdi. Ancak 3. bölüme geldik hala ateşli sahneler var.
'BEĞENDİNİZ Mi?'
Geçen akşam Arnavutköy'de bir balıkçı çıkışı görüntülenen Ozan Güven ise Çi dizisinde Serenay Sarıkaya’yla olan sevişme sahneleriyle ilgili muhabirlere "Beğendiniz mi?" demekle yetindi. Gece yarısına doğru mekandan çıkan oyuncu Ozan Güven, kapıda bekleyen muhabirlere “Kim varmış burada? Ajda Pekkan mı?” diye takıldı.
Oyuncu Meltem Cumbul'un, Uluslararası Adana Film Festivali'nin ödül töreninde elini sıkmadığı yönetmen Semih Kaplanoğlu'nun yeni filmi 'Buğday'ın galası dün Beştepe'de yapıldı.
Yönetmen Semih Kaplanoğlu'nun son filmi Buğday'ın galası Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapıldı. Galada konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin "medarı iftiharlarından" olarak nitelendirdiği usta yönetmen ve senarist Semih Kaplanoğlu'nu yeni filmi dolayısıyla tebrik etti. Erdoğan, şunları söyledi:
"Ehli hünerin kadrini bilmekte büyük bir hünerdir. 'Buğday' filminin de Sayın Kaplanoğlu'nun 'Bal' filminde olduğu gibi yurt içinde ve yurt dışında hak ettiği ilgiyi göreceğine inanıyorum. Elbette zaman zaman haddini bilmeyen, kaliteyi hazmedemeyen, nezaket fukarası şahıslar da çıkabiliyor. Bunlara verilecek en güzel cevap sevgiyi korumak, işini en güzel, en kaliteli şekilde yapmaya devam etmektir."
ANNESİNİN ELİNİ ÖPTÜ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından eşi Emine Erdoğan ile birlikte Kaplanoğlu ve eşi Leyla İpekçi'ye hediye takdim etti.
Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ve eşi Semiha Yıldırım, Kaplanoğlu ailesiyle fotoğraf çektirdiler.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Yıldırım ile eşleri, Kaplanoğlu'nun annesinin elini öptü.
Öte yandan Semih Kaplanoğlu filmle ilgili Akşam gazetesine verdiği röportajda Türkiye’nin mültecilere verdiği desteğin önemine dikkat çekti. Kaplanoğlu şunları söyledi: Bugün dünyada özellikle bizim de yer aldığımız bölgede Irak işgalinden beri emperyalist güçler, ülkelerimizi karıştırıyor, bombalıyor, iç savaş çıkarıyor sonra da insanlar canlarını kurtarmak için vatanlarını terk ettiklerinde de onları sınırlara elektrikli teller döşeyip, tekneleri batırıp ülkelerine almıyor. Belki gelecekte daha da sert önlemler alacaklar. Bu durumun, kıyımların, mülteci sorunun sorumluları onlar olduğu halde mültecilerin Akdeniz’de ölümlerine, açlığa ve salgın hastalıklara da kayıtsız kalıyorlar... Türkiye gibi bu insanlara kapılarını açan başka bir ülke de yok. Türkiye bu açıdan örnek bir ülke.
Yönetmen Semih Kaplanoğlu "Uluslararası Adana Film Festivali’nin ödül töreninde de gördük, sanat dünyasındaki bazı kesimler size karşı dışlayıcı bir tutum içinde. Yaşam tarzınız ve dünya görüşünüzden dolayı mı size karşı böyle bir tutum var?" sorusuna da şu yanıtı verdi:
"Yaşam tarzımla ortada çok görünen ve bunu dikte eden biri değilim. Bu tutumun nedenini iki şeye bağlıyorum. Birincisi, Türkiye’deki sanat camiasındaki bazı kesimlerde bir tür aşağılık kompleksi, kendinden nefret hali var. Bu kompleks de İslamofobi olarak ortaya çıkıyor. Bir diğeri de, yaptığımız işlerdeki estetik yoğunluk, sinematografik anlatım dili, düşüncemizden ödün vermeden, eğilip bükülmeden yaptığımız filmlerin dünya ölçeğinde kabul görmesi, aldığı ödüller olabilir.
Bu tavırların altında bir de sosyolojik nedenler var. İktidara kızıyorlar, bu kızgınlığı ve nefreti de her şeye yansıtıyorlar. Türkiye’de nefretle dolu bir kesim var. Bu kesim aslında halkın iradesinin temsiline de kızıyorlar. Bu ülkede demokratik seçim yapılıyor ve halk oy veriyor. Bu nefret halkın seçimine, tercihine aslında halka yönelik bir nefrettir. 15 Temmuz’da ülkemin işgal edilmesine, darbe girişimine karşı tabii ki tepki göstereceğim. Vatandaş olmanın en tabii hakkıdır bu. Gösterdiğimiz bu tepkiye karşı da nefret var. Ben burada seçilmiş hükümetimize, parlamentomuza yönelik darbe girişimine karşı durarak ülkemin yanında duruyorum... Ülkemize sahip çıktığımız zaman düşmanlaştırılıyoruz bu kesimler tarafından."
MELTEM CUMBUL ELİNİ SIKMAMIŞTI
Oyuncu Meltem Cumbul, Uluslararası Adana Film Festivali'nin ödül töreninde Semih Kaplanoğlu’nun elini sıkmamış, "Eşitler arası bir selamlaşma ve yakınlaşma ritüeli olan el sıkışmayı; kendinden olmayanları ötekileştirenle, fakiri zengine böldürenle, güçlüleri tutup zayıfları hor görenle yapmayı reddediyorum. Yüreğime ve sevgiye düşman olanla, gözlerim ve ellerim dost olamaz" demişti.
